Arama

Popüler aramalar

‘’Yeni bir çağa doğru!‘’

Beşiktaş, Serdar Bilgili yönetiminden bu yana en büyük belirsizlik tüneline girmiş gözüküyor. Yeni banka yapılandırması, kadrosunun değişmesi, artık elde harcayacak paranın kalmamış olması, biriken borçlar ve demoralize olmuş bir Abdullah Avcı... Bu şartlarda Beşiktaş bir başkan adayı bulur ama güçlü bir iktidar bulması mümkün değil.

Bu da, Bilgili dönemiyle başlayan bazen feda bazen sefa sezonlarıyla geçen yolun bittiği anlamına geliyor. Yeniden Mehmet Üstünkaya ve Süleyman Seba dönemlerine dönmek mümkün değil. Ancak bir orta yol bulmak da şart. Beşiktaş, kendisini var eden değerlere sadece lafta değil alt yapısıyla ve finansıyla da sarılmak zorunda. Yoksa işin sonu bataklık!

Hocaya destek gerek

İşin ilginç tarafı, Abdullah Avcı’nın Fikret Orman’ın istifa kararını antrenman sırasında tamamen alakasız bir kanaldan hepimizin öğrendiği gibi öğrenmiş olması. Yani bu karar öncesinde Fikret Orman kendisiyle herhangi bir konuşma yapmamış. Yalnız Ahmet Kavalcı tarafından kendisine morallerini yüksek tutmaları ve Trabzon maçına hazırlanmaları salık verilmiş.

Dolayısıyla Abdullah Avcı’nın bakış açısı, sözleşmeyi Beşiktaş kurumuyla yaptığı şeklinde. Avcı’nın şu ana kadar ki performansı yeterli değil ama yönetimden de bir yardım alamadığı da açık. Göreve gelecek yönetimin, hocaya bu desteği verip onu ikna etmesi en doğru hareket olur.

25 Eylül 2019, Çarşamba 10:58
YAZININ DEVAMI

‘’Her seferinde geç kaldılar!‘’

60’lı dakikalara kadar Beşiktaş rakip ceza sahasına bilinçli, çizilmiş bir akınla gidemedi. Başakşehir içinse bu daha kolay oldu. Yukarıda bahsettiğim 2 tandem Clichy ve Caicara ile daralıp genişlemeleri rakiplerinden çok daha iyi yaptılar. Böyle olunca Beşiktaşlılar aşırı enerji sarfiyatına rağmen hemen her seferinde geç kaldılar. Pası bulmakta ya da baskıyı kurmakta. Çabuk oynayan değil acele edip yorulan oldular. Acele Beşiktaş için alan kat etmeye yarayacak pas opsiyonlarının yaratılmasını engelledi. Bütün iş N’Koudou’ya kaldı. O da kafayı kaldırdığında ceza sahasından bir kalabalık bulamadı. Burak ve Adem demarke topla buluşturamadılar. Bu Okan Buruk’un takımı için hep daha kolay oldu. Halbuki insan kendi yarattığı makinenin de zayıf tarafını en iyi kendisi bilmeli. Avcı için hiç öyle olmadı.

Gecenin sorusu

Abdullah Avcı’nın durumu, takımın hocayı, taraftarın kadroyu anlaması zaman alacak. Peki tüm bunların olmasını bekleyebilecek güçlü bir yönetim var mı?

Maçın starı

Burak’ı saçma bir şekilde indirip penaltıya yol açmasa Epureanu. Onun geçen seneki yokluğu ligin kaderini değiştirmişti. Dün de her iki yönlü mükemmel oyununa rağmen maçın kaderini yaptığı hatayla değiştirdi.

Maçın olayı

Kuşkusuz Suat Aslanboğa’nın garip kararları ve sonrasında kontrolü kaybedişi. Ljajiç’e gösterdiği sarı kart kırmızı olarak değerlendirilebilir.

Kısa mesaj

Hakemler işi zorlaştırıyor. Halbuki yapmaları gereken sadece o an olan olayla ilgili bir karar vermek. Çok düşünüyorlar. Geçen haftayı, 5 dakika öncesini maçın sonunu. Bizde bir hakem sorunu yok bir hakemlik sorunu var.

24 Eylül 2019, Salı 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Plansızlık ve puan kaybı‘’

Şampiyonlar Ligi dönüşü, derbi öncesi, ciddi bir rotasyona gidilmişken, Malatya’da 3 puana bu kadar yaklaşıp maçı bitirememenin sebeplerine iyi bakmak lazım. Galatasaray orta sahasının merkezini oluşturan oyuncuların alan paylaşımları ideal şekilde oturmadı. Nzonzi’nin zaman zaman savunmanın içine girerek oynaması normal. Önde kenarda hızlı oyuncuların olmayışı Galatasaray’ı rakip alana yerleşmek zorunda olan bir ekip yapıyor. Galatasaray’ın işi, bunu yapamadığı sürede sadece Babel’e atılan topları onun tutması ve rakibi çekmesine kalıyor. Buna rağmen Malatya’nın dengeyi kaybettiği dakikalarda maçı koparacak pozisyonlar bulsa da, oyun onların istediği gibi akmadı. Seri, Ömer iyiydi. Bütün bunlara rağmen Galatasaray oyunun geneline hükmedemediyse bunun sebebi orta sahanın plansızlık için olması.

Gecenin sorusu

Andone Farnolle’dan kaptığı top sonrası aldığı darbeye rağmen ayakta kalıp golü yapmak istedi. Halbuki penaltı ve kırmızı kartı alması işten değildi. Doğrusunu mu yaptı? Bence evet.

Maçın starı

Ömer Bayram işini son 10 dakikaya kadar çok iyi yaptı. Seri’ye attırdığı gol usta işi. Son 10 dakikada fizik düşüş başlayınca Malatya’nın da en iyi kullandığı alan onun oldu. Guillerme’nin attığı gol de herhalde bunun sonucu olmalı.

Maçın olayı

Galatasaray kulübesi, henüz kadronun hakkını verecek bir oyun bulabilmiş değil. Hoca etkisi henüz yok. Maçın son 15 dakikasında oyun Malatya’ya doğru giderken saha içi ve dışı müdahalelerin de bir sonuç verdiğini söylemek çok zor.

Kısa mesaj

Zemini anlamak mümkün değil. Plaj futbolu da rahatlıkla oynanabilir.

23 Eylül 2019, Pazartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Tamirat ustalık gerektirir‘’

Geçen sene Ünal Karaman’ın Trabzonspor’u 2 temel düzlem üzerinde gelişti: Uğurcan, Hüseyin, Ömür, Yusuf, Parmak’ın yarattığı ortak dinamizm ve ruh, Pereira, Sosa, Novak ve Rodallega’nın oyun bilgileri ve tecrübeleri üzerinde büyüdü. Burak ve Onur gibi 2 güçlü figürün ayrılması sonrası gerçek bir yükselişti bu. Bu uyumlu ve heyecan verici yapıdan Yusuf ve Ömür çıkınca, Sörloth’un çok iyi oyununa rağmen Rodallega’nın oyunun kurulumundaki yeri dolmayınca işin sekteye uğraması normal.

Bu tip krizler yaşanır. Tamirat da ustalık gerektirir. Ünal Hoca geçen seneki sınavı iftihar belgesiyle geçti. Şimdi yönetimden daha büyük desteğe ihtiyacı var. Ancak bu sınav daha zor.

Sosa önemli halka

Takım içi dengeler hem saha içi performans hem de tesislerdeki hiyerarşi anlamında yeni bir ayar gerektiriyor.

Sosa karakteri gereği, liderliğinin konu edildiği yerlerde daha randımanlı bir oyuncu. Obi Mikel ve Sturridge gibi 2 dünya markasının gelişi onu ne kadar etkiledi bilmiyorum. Sosa’nın onların varlığına ikna olabilmesi ve sonuna kadar verebilmeleri için onların da ekstra işler yapması gerekiyor. Saha içinde durum bu. Saha dışında ise hem Karaman hem de yönetimin onu yeniden ikna etmesi ilk yapılması gereken.

Sturridge’den verim alınmaz

Sturridge’den verim alınmaz. O takıma ekstra verir. Terim mi Hagi’den verim aldı, yoksa Hagi mi Terim’in işini kolaylaştırdı. Keza Şota, Alex vs. Bu oyuncular verecek. Onlar durumu kavrayıp en ideal en verimli işleri yapacak.

Ben Ünal Karaman’ın ondan nasıl verim alacağına bakmıyorum, Sturridge’in Karaman’ın elini nasıl kolaylaştıracağıyla ilgileniyorum.

Marka futbolcular bu dengelerde standardı kendileri koyar. Strurridge geldiğinden bu yana Sörloth’ta duraklama var. Tam tersi olmalı. Onu da yükseltmeli.

Başkaları da olmalı

Özelikle Ekuban ve Ömür’ün Trabzonspor’un hücumda yapmak isteklerini yapabilmesinde performanslarıyla özel katkıları oldu. Peki bunu yapabilecek başka oyuncu yok mu? Olmalı.

Demek ki hoca özellikle bu iki oyuncunun yerine koyacak aynı değerde hızlı oyunculara sahip olmadığı düşünüyor. Ancak dönüş süreleri çok da kısa değil.

Bu sezonu kaybetmemek için özellikle orta sahada bir çözüm bulmak lazım. Başta söylediğim gibi bu sene sınav daha zor.

21 Eylül 2019, Cumartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Kadro fazlasını vaat ediyordu‘’

Brugge, Galatasaray’ın savunmada top yapma sorunu üzerine giderek maça başladı. Lemina ve Seri’nin N’Zonzi’ye fazla yakın oynamaları, Galatasaray’ın merkezde üçgenleri kuramayışı ev sahibinin işini kolaylaştırdı. Alana yayılma konusunda bir plana ihtiyaç var. Pozisyonları değerlendiremeyişleri Galatasaray’ı dakikalar geçtikçe topa biraz daha sahip olan bir takım yaptı. Ancak bunun biraz da orta sahada geçiş oyununda kapılacak topları beklemeleri sebebiyle olduğu söylemek lazım. İkinci yarıda Brugge’ün kovaladığı sadece savunma arkasına atılan toplar oldu. Diagne oyuna girdikten ve Feghouli merkeze geçtikten sonra Galatasaray artık oyuna ortaktı. Ama üzerine konuşulacak bir hücum planı sergilemeleri de mümkün olmadı. Sadece Babel’in yaratacağı işlere kaldı oyun. Bu tabloda 1 puan iyi ama kadro kalitesi daha fazlasını vaat ediyordu.

Gecenin sorusu

Falcao’yu yalnız bırakmaya kimsenin hakkı yok. Onu destekleyecek bir yapı kurulur mu?

Maçın starı

Vanaken olağanüstü bir soğukkanlılık, yeterli bir atletizm, doğru kararlarla hem savunma hem de hücumu kurma yönünde mükemmeldi. N’Zonzi’nin yaptığı sanki daha önemli. Belçikalı planın parçasıyken Fransız plansızlığın içinde büyük liderlik yaptı.

Maçın olayı

Savunma ikilisini geriye götüren performansları mı? Rakipte Beşiktaş’tan neredeyse kovulan Mitro hatasız oynadı. Sorun sanki sadece onlar değil. Orta sahanın alan yerleşimi ve pas otomatiği tamamlanmadan stoperlerin titrek oyunu da devam eder.

Kısa mesaj

Terim’in kısa zamanda bir oyun planı oturtması lazım. Galatasaray kadrosu neyse o kadar oynuyor. Terim etkisi lazım.

19 Eylül 2019, Perşembe 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Savunma sakarlıkları‘’

Erol Bulut ikinci bölgede hiç bir açık bırakmayan 6’lı blokla Fenerbahçe’yi bekledi. Emre’siz Fenerbahçe’de Luis Gustavo ‘oyuna’ mesafe kat ettiren bir çapa görevinden ziyade al verlerle yetinince top dönüp dolaşıp Jailson’a geldi. Alanya da bunu istiyordu. Ersun Yanal ise geçişlerde yapılacak top kayıplarından çekindiğinden buna çok itiraz etmedi. Eksik kalan Fenerbahçe ön bölgesinden gelip pas istasyonu sayısını artıracak birileri ve orta sahada dripling yapacak oyuncuydu. Yine de Fenerbahçe 0-0’ı bu şartlarda kötü oynadı diyemeyiz. Ancak 1-0’da Alanya’nın orta 6’lı bloğu merkezi öne çekince Fenerbahçe savunmasının sakarlıkları başladı. Alanya bundan sonra gole Fenerbahçe’den hep daha yakın oldu. Fenerbahçe öndeki oyuncularını çok az oyuna sokabildi.

Gecenin sorusu

Emre’siz bir oyun mümkün mü? Ersun Yanal bunu bulabilecek mi?

Maçın starı

Cisse çok istekliydi. Ona yardımcı olan taktik sadakati yüksek bir kalabalık tarafından destekleniyordu. Ancak işi o bitirdi. Hep konstantreydi. Muriç’ten de Rodrigues’ten de Kruse’den de. Ligde 8 takımdan fazla golü tek başına atmak tesadüfen olmuyor.

Maçın olayı

Fenerbahçe savunma ve kalecisinin 3 golde de yaptığı anormal sakarlıklar tabii ki. Dirar hariç 5 oyuncudan 4’ü rakibe asist denebilecek işler yapınca lig liderine karşı puan, olasılık dışıydı. Emre üzerine inşa edilmiş bir oyun Emre’siz olmuyor.

Kısa mesaj

Luiz Gustavo’dan Emre oyunu beklemek yanlış. Emre’yle birlikte oyunda daha iyi olacaktır.

17 Eylül 2019, Salı 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Mükemmel sonuç‘’

Bazen, özellikle milli maçlarda, mükemmel oynamadan mükemmel sonuç almak önemlidir. Doğru oynayarak, paniklemeden.

Dün belki maçın 75 dakikasında çok da izlenilir, parlak gelmeyen oyun risksiz ve etkiliydi. Moldova maça ortak olabileceğini hiç düşünmedi. Bu gelecek için umut verici.

Merih’in liderliğinde savunma güvenliydi. Ozan- Dorukhan ikilisi bireysel olarak bölgelerini iyi doldurdular. Ayrıca Dorukhan-Cenk bağlantısı sağlamdı.

Deniz sadece attığı golde değil kornerlerde etkiliydi.

Zeki hakkında söylenecek negatif hiçbir şey yok.

Bireysel olarak şikayet edecek hiçbir şey yok. Eksik kalan set oyununda hücum koordinasyonu. Daha hızlı, daha boşlukları arayan bir oyun mümkün. Bunun için de zaman lazım.

Hâlâ bu takımda direkt oynayacak, Emre, Hakan Çalhanoğlu, Caner, Gökhan, Burak, Abdülkadir Ömür, Abdulkadir Parmak, Yusuf ve daha fazlası var.

Dün izlediğimiz güvenli oyun iyidir temel. Ortalama rakipleri umutsuzluğa iter.

Gecenin sorusu

Evimizde de şöyle zeminlerde oynasak fena mı olur...

Maçın starı

İstiklal Marşı’nı mükemmele yakın söyleyen genç koroyu başa koyuyorum. Belki bizde de bu uygulama olursa, biraz utanır, konuk marşlarını ıslıklamayız. Cenk’i ikinci sıraya koymalı. Attıkça güveni gelecek. Keşke oynayacağı bir kulübe gitseydi.

Maçın olayı

Gecenin olayı Kişinev’den değil Elbasan’dan geldi. Arnavutluk’un İzlanda’yı yenmesi piyangoydu. Hata yapmazsak bu genç kadroyla 3-4 sıralamasına hapsolmuş Milli Takım zirveyi bulabilir. Ancak Fransa ve İzlanda maçlarının yanısıra Arnavutluk mücadelesi de çok kolay olmayacak belli ki.

Kısa mesaj

Hayallerinin peşinden koşan genç bir delikanlının inanılmaz hayat hikayesinin henüz başındayız. Ve Merih hikayesi inanılmaz bir noktaya gidiyor.

11 Eylül 2019, Çarşamba 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’O demeç Mevlüt yüzünden!‘’

Terim’e verilen 4 maçlık cezanın - Twitter’da 19.05’de açıklanması abukluğu bir yana - böylesine büyük bir infiale yol açmasının nedeni aslında basit. Çünkü başka bir konjonktürde bu demeç sebebiyle Terim PFDK’ya sevk edilmeyebilirdi dahi. Hatta Milli Takım’ın başındayken UEFA’ya yönelik olarak söylese TFF destek de verirdi. Bunu herkes, karar hatalı diyen de, ceza az diyen de biliyor. Eksik olan standart ve adalet duygusu.

Gelelim cezaya konu olan demece: Terim, özellikle Kayseri maçıyla ilgili konuşmadığını söylüyor, zaten rakibin 3 kırmızı kart gördüğü bir maçta bu biraz saçma olurdu. Seri’nin gördüğü kırmızı kartın da doğru olduğunu söylüyor. Dolayısıyla hakemler ve TFF’yle ilgili bir serzeniş yok. Yani bu konuda Hikmet Karaman’ın gerisinde.

Peki o zaman şikayeti ve anlattığı profesyonel komplo ne?

Bunun, açıklamasından birkaç saat önce biten, Mevlüt Erdinç’in Fenerbahçe’ye transferiyle ilgili olduğuna inanıyorum. Terim’le anlaştığı söylenen Mevlüt’ün bonservisini bedavaya alıp Galatasaray’a gitmesine Başakşehir yönetiminin izin vermemesi... Bu arada Başakşehir yönetimi tek teklifin Fenerbahçe’den geldiğini söylüyor. Ama ‘Mevlüt’ün bonservisimi verin Antalya’ya gideceğim’ dediği de biliniyor...

Profesyonel komplo nedir?

Sebep diyelim ki bu güçlü iddia değil...

Peki o zaman bu profesyonel komplo nedir?

Fatih Terim daha önce bir çok seferde -misal Arda olayı- olduğu gibi maalesef çok güçlü suçlamaları hiçbir açıklama yapmadan hedefi muğlak bırakarak ortaya atıyor. Bunun bir yararı yok. Eminim ki eğer bu açıklama Başkan Cengiz’in söylediği gibi ‘deplasman tribünlerinde bir örgütlenme var’ dese buna net destek görürdü. Ancak bunu yapmıyor. Dolayısıyla geri kalan herkes bu komplonun parçasıymış suçlamasıyla karşı karşıya kalıyor.

Terim son 29 yılın 14’ünde TFF’de çalıştı. Türkiye Futbol Direktörü olarak 4 yıl çalıştıktan sonra TFF’den ayrıldı. Unutulmaması gereken bu unvanın kalıcı olduğudur. Çünkü sadece ona aittir başka kimseye verilmemiştir.

9 yılda da ligi domine etmiştir. Bilindiği gibi lig de kelime anlamıyla ‘birlik’ demektir. Bu yüzden böylesine zirve bir figürün, eğer böyle büyük suçlamalarda bulunacaksa daha açık olma, sorumluları net bir şekilde açıklama yükümlülüğü vardır. Böyle muğlak bırakınca verilen cezayı savunmak ya da karşı çıkmak da aklıyla yaşayan insanlar için kolay olmuyor.

07 Eylül 2019, Cumartesi 06:01
YAZININ DEVAMI