Arama

Popüler aramalar

‘’Avcı'dan net çözüm‘’

Geçtiğimiz 4 yılın kadroları düşünüldüğünde Beşiktaş’ın 11’i Ziraat Türkiye Kupası 4. turu standardınıdaydı. Galatasaray ise Falcao dışında ideal kadroydu. Beşiktaş, Umut’tan başlayarak bir saniye nefes almadan 70 dakika fiziksel baskı kurdu. Diğer tarafta Andone ve Babel dışında buna karşılık veren ön alan oyuncusu yoktu. Böyle olunca top Galatasaray’da ama oyun Beşiktaş’ta kaldı. Orta sahada sert yoğun, yardımlaşmalı presi merkezindeki Atiba, Elneny’den destek buldu. Nzonzi ise misal Belhanda’dan hiçbir yardım görmedi. Beşiktaş, Galatasaray’ın bütün zayıflıklarının üzerine oynadı. Ama Galatasaray misal Roco’nun üzerine hiç oynayamadı. Adem oyuna girip Beşiktaş’ın da fiziken düşmeye başlamasıyla oyunu genişletene kadar ceza sahsına demarke adam sokamadılar. Galatasaray’ın hâlâ bir oyunu yok ve Terim pratik bir özüm bulamadı. Ama esnek olmadığını söylediğim Avcı dün itibarıyla net bir çözüm sundu.

Gecenin sorusu

Terim ne yapacak? Kısa ama büyük bir soru.

Maçın starı

Umut Nayir’in bitmek tükenmek bilmeyen koşuları, şut denemeleri, defansif müdahaleleri alkışı hak ediyor. Ancak sahanın yıldızı 36’lık Atiba’ydı. Soğukkanlı ama ateş gibi bir performansla oyuna ağırlığını koydu. Oyunun kaderini belirledi.

Maçın olayı

Beşiktaş, 278 isabetli pasla oyunu bitirdi. Ve bu Avcı’nın istemediği bir şey. Umut çok çalışkandı. Hiç yılmadı ve golü buldu. Caner, olağanüstü çalıştı, Karius hatasız oynadı. Ancak asıl olay Belhanda’nın sahada dolaşıp Real maçı protestolarına rest çekmeye devam etmesi.

Kısa mesaj

3 büyüklerin en iyi oyuncuları Emre 39, Atiba 36, Muslera 33. Delikanlılar...

28 Ekim 2019, Pazartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Kocaman'ın planını yırtıp attılar‘’

Aykut Kocaman’ın, Fenerbahçe stoperlerine baskı yaparak oyuna başlamasını anlayabiliyorum. Sarı- Lacivetliler’in savunmada yapmaya alışkın oldukları sakarlıklara oynadılar. Fenerbahçe’de savunma dörtlüsünün yüzde 100 mevkilerinde oluşu ve Altay’ın iki yan pas gelince topu Muriç’e uzun oynamaktan imtina etmeyişi bu planı taca çıkardı. Muriç’in topu indirebileceği Moses, Rodrigues ve özellikle Emre’nin varlığı bunu tehditkar bir hücum metoduna çevirdi. Baskıyı geçince Isla ve Hasan Ali’nin de katıldığı, Ozan’ın dinamosu olduğu, kalabalık, iyi yayılan, hızlı top çevirip aralara sızan bir oyun izlettirdiler. Özellikle Rodrigues’in akıcı ve delici oyunu Aykut Kocaman’ın başını ağrıttı. 2. yarıda değişikliklerini onun koridorunu kapatmak için yaptı. Fenerbahçe, Kocaman’ın planını çok hızlı bir şekilde yırtıp attı. Özellikle ilk 30 dakikada sezonun en iyi oyununu oynadılar.

Gecenin sorusu

1-Kruse formayı nasıl geri alacak? 2-Serdar’ın sakatlığı yine onu dışarıda mı bırakacak?

Maçın starı

Garry Rodrigues’in ayakları yere bu sezon ilk defa bu kadar güvenli basıyordu. Çok güvenli ve kararlıydı. Yine aynı güven ve kararlılıkla oyuna dinamizm ve akıl katan Ozan. Küllerinden doğdu. Postansiyelinin karşılığını veriyor.

Maçın olayı

Serdar’ın kendi kalesine attığı gol ve Isla-Altay anlaşmazlığında Shengelia’nın boş kaleye atamayışı... Fenerbahçe neredeyse pozisyon vermedi. Emre’nin, Kruse pozisyonunda kırık kaburgayla oynadığı oyun takdiri hak ediyor.

Kısa mesaj

Geçen hafta kırmızı kart gören Serkan Kırıntılı bütün hafta boyunca konuşuldu. Onun yerine oynayan Ertuğrul her ne kadar zor toplara geldiyse de hiç engel oluşturamadı. Kaleci sadece bir oyuncu değil. Tek başına bir takım.

27 Ekim 2019, Pazar 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Fırtına derin savunmaya takıldı‘’

Sosa’nın liderliğinde yapılan baskı zaman zaman etkileyici boyuta ulaştı. Ancak hemen her seferinde Krasnodar derin savunma ve Nwakaeme’yi kaleden uzak tutma işlerini çok iyi yaptı. Nijeryalı’nın yürüyerek adam geçebilme kabiliyetini 2’li 3’lü kademelerle sıfırladılar. Bu da baskının karşılığı olan pozisyon sayı ve kalitesinin sağlanmasını engelledi. Rakibin bu anlamda iyi bir analiz yaptığını söylemek lazım. Diğer yandan -özellikle 2. yarının başında- baskıyı kırıp çıktıklarında Trabzonspor savunma kanatlarıyla stoperler arasına doğru paslar attılar. Yani Ruslar’da savunma derinliği vardı, Trabzonspor ise hemen her seferinde çizgi halinde yakalandı. Bu da rakibin oyun üstünlüğü Trabzonspor’da olmasına rağmen daha net pozisyonalara girmesine neden oldu. İlk yarıda girilen 2 pozisyondan birini gol yapabilsek oyun kuşkusuz başka akacak, Nwakaeme silahı hedefi daha rahat görecekti.

Gecenin sorusu

Bu sakatlıklar ne zaman bitecek? Bitmese de nasıl azalacak?

Maçın starı

En çok övmemiz gereken isim sanırım Yusuf Sarı. Dinamizmiyle oyunun akışına hem savunma hem de hücumda direkt katkı yaptı. İlk golü Trabzon bulsa açık alanda çok daha fazlasını görmek de mümkün olabilirdi. Dün Yusuf Sarı’yı kazanmış olmak da büyük bir kazanç.

Maçın olayı

Sörloth’un bir santrfora destek verdiği ya da destek aldığı oyunlarla dünkü gibi görece yalnız kaldığı oyunlar arasında büyük performans farkları oluşuyor. Tek başına sırtı dönükken hava hakimiyetine rağmen sıradanlaşıyor. Ekuban’la birlikteyken durum çok farklı oluyor.

Kısa mesaj

Ligin temposu çok düşük. Hakemlerin, hocaların, Kulüpler Birliği’nin bir araya gelip oyunu ele alışımızı gözden geçirmek şart. Dün kazanan Başakşehir de dahil enerjimiz tempomuz eksik kaldı. Bunu çözmeden iş düzelmez.

25 Ekim 2019, Cuma 06:48
YAZININ DEVAMI

‘’Seviyeyi yakalayamadık‘’

İlk yarı bittiğinde Real Madrid’in, 5’i isabetli 15 şut denemesi vardı. Ve 3 net pozisyondan bir golü... Seri ve Belhanda’nın pas hatalarının sonucu merkezi 3’lemiş savunma dağınık ve rakibe uzak yakalandığı için oldu bu. Çıkarken yenilen baskı ise özellikle savunma 3’lüsünün birbirine çok yakın kalıp genişlememesinin sonucuydu. Yani Galatasaray, savunmadayken oyuncuların mesafeleri uzak ve dağınık, hücuma çıkamaya çalışırken de yakın ve yeterli pas istasyonu bulamayan bir ekipti. İlk yarıda 3 dakikada 3 net pozisyon bulunduğunu da not etmek lazım. Belhanda’nın pasında Andone’nin yaptığı acele vuruş ve hemen arkasından gelişine yaptığı vuruşta Courtois’nın başarılı olmasını unutmamalı. Real Madrid’le oynarken maçı 90 dakika dirençle tutarsınız ama o ‘anlarda’ çevirir kazanırsınız. Çok soğukkanlı ve becerikli olmanız gerekir. Bu anlarda o seviyeyi yakalamak mümkün olmadı.

Gecenin sorusu

Opta verileri beni yanıltmıyorsa Real 3 faul yapmış. Durum buyken çıkarken yapılan hataları da bir hatırlamalı. Nasıl bu kadar kolay topu kaybettik? Sadece bireysel hatalar mı? Sorun daha çok şablonların olmayışında mı?

Maçın starı

Galatasaray adına Muslera ve Nzonzi’yi yazabiliriz. Real içinse Hazard ve Courtois’yı öne çıkarmak gerekir. Ancak bir yıldız seçmek gerekirse fark yaratan adamı başa yazmak gerekir. %50 hazır olmasına rağmen kalite ve beceri şovunu Eden Hazard yaptı.

Maçın olayı

Belhanda’nın, Seri’yle birlikte işlemeyen makinenin merkezini, bozuk motorunu oluşturdukları konusunda bir şüphe yok. Belhanda’dan yararlanmanın mümkün olduğunu ve önemli bir oyuncu olduğunu düşünsem de o aynı kanıda değil. Büyük takım oyuncusu sağır olur. Duymaz. O bunu yapamıyor.

Kısa mesaj

Çıkarken bu kadar hata yapmanın sadece bireysel hatalarla açıklanması zor. Bu oyun doğaçlama. Takım potansiyelinin yarısını bile oynamıyor.

23 Ekim 2019, Çarşamba 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Büyük fırsat‘’

Real’in oyununu tam oturtamadığı bir gerçek. Hücumda buldukları şansları değerlendirme konusunda da problem yaşıyorlar. Muslera’nın formunu da bunun üzerine eklediğinizde Galatasaray’ın önünde tüm takıma seviye atlatacak bir fırsat olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Falcao’nun yokluğu da bir dezavantaj değil. Tabii ki olsa kenarda bir güç olarak yer alabilirdi. Ama Andone’nin hem hareketli oyun tarzı, hem güveni hem de kendisini gösterme hedefi onu ideal oyuncu yapıyor. Galatasaray muhtemelen 2. bölgeyi kalabalık tutarak rakibin orta sahasından kaynaklanan savunma zayıflığından yararlanmak isteyecek.

Derin savunma lazım

Belhanda, Babel, Feghouli, Andone dörtlüsü topun bulunduğu alanlara göre prese dönüşümlü ikili destek verip diğer iki oyuncuyla baskı arayacak. Tabii rakibin bu zaaflarına bakınca insan keşke Emre Mor yeterli performansa ulaşabilseydi diye düşünmeden edemiyor. İki kanadı hem 3’lü savunmanın kenarlarının hem de öndeki orta saha hattının iyi kapatması elzem. Modriç’in yokluğunda istedikleri hız ve beceriyle oyunun yönlendirmeleri imkansız. Ama yine de hızlı kanat hücumcularının çizgiye inmelerini engelleyecek kalabalık ve derin savunma lazım.

Erken gol yemezlerse

Sarı-Kırmızılılar’ın özellikle erken gol yememeleri durumunda Real savunmasını çıkardıkça net şanslar bulacaklarını düşünüyorum. İlk yarıda Real skor bulmazsa fırsat büyür. Derin savunmanın orta sahada başlaması şart. Duran toplarda Ramos ve Varane’ın minimumda ceza sahasına gelmesi lazım. Oyunu maçın hiçbir anında ceza sahası çevresinde kabul etmemek lazım.

Panikletmek mümkün

Dinamik ve temaslı bir orta saha presi maçın anahtarı. Bu büyük fırsatı değerlendirip rakibi panikletmek çok mümkün. Rakibin Real olduğunu unutmadan, onlara Real Madrid olduklarını hissettirmemek şart. Bu olursa zafer mümkün.

22 Ekim 2019, Salı 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Emre çıktı oyun söndü‘’

Mehmet Özdilek, Fenerbahçe savunmasına baskı yaptırmadı. 2. bölgede kalabalık durup orayı baskıladılar. İlk 30 dakika Fenerbahçe kanal bulmakta zorlandı. Ozan’ın dribblingleri dışında bir yol bulamadılar. Öte yandan savunmada klasik saçma hataları da yapmadılar. Sonra ekstraları yapan adam Emre devreye girip ince işleri yapmaya başladı. 64’te arkadaşlarına 2- 0’lık bir galibiyet bırakarak kenara gidene kadar Fenerbahçe oyunun tam hakimi oldu. Emre çıktıktan sonra sahada Tolga, Ozan, Gustavo ve Deniz olmasına rağmen orta sahasız gibiydiler. Oyunu Denizli’ye verdiler. Kontratak da yapamadılar. Net pozisyonlar vermeseler de oyun söndü. Luis Gustavo’nun burada devreye girip oyunun merkezine oturmasını bekliyordum halbuki. Asla bu rolün hakkını veremedi.

Gecenin sorusu

Rodrigues neden bu kadar çekingen? Ayağı yere hiç sağlam basmıyor. Şutu ayarsız. İkinci yarıda soldan girip auta attığı topu anlamak mümkün değil.

Maçın starı

Tartışmasız şekilde sahadaki herkesten iyi olan Emre. O çıktığı anda oyun söndü sanki. Luiz Gustavo’nun bu boşluğu doldurabilmesi lazım. Ama olmuyor.

Maçın olayı

Hasan Ali ve Serdar’ın savunmaya girişi sonrası geri 4’lü uzun süredir ilk kez büyük bir hata yapmadan maçı tamamladı. Böyle olunca Zanka hakkında da çok şikayet duymadık.

Kısa mesaj

Emre varsa başka yoksa başka takım. Takımın sadece yıldızı ve merkezi değil sanki teknik direktörü o.

21 Ekim 2019, Pazartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan hâlâ karma takım!‘’

Galatasaray hâlâ karma bir takım. Takım olma sürecinin çok çok başında gibi. Dün sahaya çıkan takımda birbirini tamamlayan herhangi bir ikiliden bahsetmek mümkün değil. Emre Mor ve arkasındaki Şener’in birbirleriyle hiçbir alakası yok. Emre Taşdemir’le, Babel’in de. Orta saha 3’lüsü için de benzer bir eleştiride bulunmak mümkün. Grup sadece bireysel büyük işlerle yürüyebiliyor. Bu kadrodunun başında Pep veya Klopp da dahil herhangi başka hoca olsa ve bu oyun oynansa tribünler çoktan, ‘İmparator Fatih Terim’ tezahüratlarına başlamışlardı. Ya hocanın oyunu, oyunculara geçmiyor, uygulayamıyorlar ya da hoca kendisini işine tam veremiyor. Ciddi bir bunalım var. Öte yandan Sivasspor’un özellikle 10 kişiyle bu kadar iyi organize olması da gerçek bir tebriği hak ediyor.

Gecenin sorusu

Lemina, Seri, Nzonzi ne zaman tam anlamıyla hazır olacak? Çünkü bu üçgen kurulmadan iş başı yapılamayacak belli ki.

Maçın starı

Muslera, Nzonzi ve Andone. 3’ünü ayırmak zor. Uruguaylı sadece kurtarmıyor, vuruşu yapan oyuncuyu da bozuyor. Nzonzi iki yönlü mükemmeldi. Andone’nin ilk goldeki vuruşu mükemmel. Hareketliliği çok değerli.. Ve tabii Sivas’tan Erdoğan Yeşilyurt.

Maçın olayı

90+2’de Erdoğan’ın olağanüstü hareketlerle getirip Derlek’in önüne, ‘Gözün kapalı atabilirsin’ diye yuvarladığı topun Sırp oyuncu tarafından dışarı yollanışı... Geri dönüşü yapamasalar da Rıza Hoca ve takımını kutlamak lazım.

Kısa mesaj

Galatasaray’da ezberlenmiş bir oyun, şablonlar yok. İyi oyuncuların bireysel işleriyle oyun yürüyor.

19 Ekim 2019, Cumartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Hayal etmek bile zordu‘’

Antoine Griezmann’ın maç sonunda söylediği gibi Fransa uzun zamandır oynadığı en iyi oyunu oynadı. Ben biraz daha ileri gideyim. Belki Dünya Kupası Finali’nden bu yana oynadıkları en iyi oyundu! Bunun sebebi, onların ilk maçtan bugüne hırslanmaları kadar bizim tercihlerimiz de... Şenol hoca muhtemelen 2 tercih arasında kaldı. 2. bölgede bir baskı oyunuyla rakibi durdurmak... Ya da maçta yaptığı gibi oyunu en iyi olduğu yerde kabul edip baskınlarla uğraşmak yerine set savunmasında boğuşmak.

Topu kullanamadık

Deschamps’ın hareketli Ben Yedder tercihi de aslında buna bir cevaptı. Şenol hoca Okay’ı Merih-Çağlar duvarının önüne koyarak burayı daha da güçlendirdi. Burada başarı sağladı. Ancak Ozan-Okay-Mahmut üçlüsünün top kullanma konusunda başarısız oluşu da işi zora soktu. Yani derin savunmada daralmada başarılı, açılmagenişlemede başarısız olduk. Dorukhan ve Emre yokken bu kadarı bile büyük başarı. Fransızlar temaslı ama faulsüz orta alan oyunuyla hakim oldular. Ancak derin savunmayı istedikleri sayıda ve kalitede geçemediler.

Güzel dakikada yedik!

Bu bir strateji oyunuydu. Ve strateji oyunları karşılıklı tavizlerle oynanır. Bu normal. Onların oyun hızına ulaşmak bizim orta saha için çok mümkün değildi. Hoca bu sınava girmek istemedi. Anlaşılabilir bir tercih. Bu anlamda golü yediğimiz dakika da işimize geldi denebilir. Fransızlar gerginliklerini boşalttı ve biz bunu iyi kullandık. Golü 30’da yesek işi düzeltebilir miydik bilmiyorum...

İzlanda maçı farklı

Şimdi bu maçtaki oyuna bakıp İzlanda maçı hakkında kötümser olanlar da vardır. Böyle düşünmemek gerekir. İzlanda maçında topa hakim olacağız. Beraberlik bize yeterli olacak. Emre olursa harika ama olmazsa da oyunu Mahmut ve İrfan’la kurabiliriz. Takımın güveni ve inancı yüksek ve bu hamasi bir güven değil. Oyun planı işliyor. Tam işlemese bile sonuç alıyor. Mükemmele yakın bir savunmamız var. Ve harika bir kaleciye rağmen gözümüz Uğurcan’ı arıyor. Böyle bir tablo hayal etmek bile zordu 3 sene önce. Ne bileyim bu sanki cimnastik dünya şampiyonu çıkarmamız gibi bir hayal. Durun ya o da oldu! Selamlar olsun İbrahim...

16 Ekim 2019, Çarşamba 06:02
YAZININ DEVAMI