‘’Özgüvenli Fener bambaşka‘’
Fenerbahçe’nin öndeki 4 oyuncusu, birbirini tamamlayan özellikleriyle geçtiğimiz sezonki ekibin çok önünde. Birbirlerini biraz daha iyi tanısalar dün tarihi bir fark olabilirdi. Özellikle ön direk, arka direk koşularında herkesin aynı şeyi yapmaya çalışması Rodrigues ve Moses’ın kanattan getirdiği toplarda istenen sonucun alınmasını engelledi. Ceza sahasına 4 kişiyle girdiler ama kimse kendisini boşa atamadı. Bunları biraz daha kontrollü yapsalar Dirar’ın attığı 4. gole benzer birkaç sayı daha bulabilirlerdi. Gazişehir’in zaman zaman önde baskı yapmasına rağmen sıklıkla Fenerbahçe’yi orta sahasında beklemesi de ev sahibinin işine yaradı. Emre’yi sık sık ceza sahası çevresinde kullandılar. Oda maça damgasını vurdu. Fenerbahçe üzerine bir oyun inşaa edebileceği temelleri nihayet sergiledi. Uzun bir aradan bu yana ilk kez... Oyuna giren her oyuncunun aynı güvenle oyunun parçası olabilmesinde. Tolga ve Ferdi gibi.
Gecenin sorusu
Vedat Muriqi’in Emre’nin güzel pasında yaptığı kontrol ve vuruştaki özgüveni en son hangi Fenerbahçe santrforunda görmüştük?
Maçın starı
Emre Belözoğlu’nun kattığı aklı ön plana almak lazım. Muriç’in güvenli santrfor oyunu ve Kruse’nin hem enerjisi hem de oyun bilgisiyle fark yarattı. Bu tabloda Ozan’ı da unutmamak lazım.
Maçın olayı
Kuşkusuz 23 dakikada Gazişehir’in yaptığı 3 penaltı... Üçü de doğru kararlar. Fenerbahçe’nin ceza sahası içine kalabalık girişleri kadar 17 yeni transferle baştan aşağı yenilenen Gazişehir’in bu kadroyla çıktığı ilk maç olmasının da bunda payı var. Bir takımdan ziyade bir karma gibiydi konuk ekip.
Kısa mesaj
Özgüven. En önemlisi buydu. Her oyuncuda bunu gördük. Geçen sene bu hiç yoktu.
‘’Geç kalmanın etkisi‘’
Oyunun merkezini doğru kuramazsanız etrafını toparlamanız zor oluyor. N’diaye-Fernando ikilisi üzerinden işleyen sistem, onlar kadar belki daha fazla işyapabilecekS eri-Nzonzi ikilisiyle değiştirildi. Ama dün sahaya çıkan başka bir ekipti. Her ne kadar kaçan penaltıya kada royun dengede gitse de Belhanda Selçuk ikilisinin mevzuyu anlaması mümkün olmayan Seri’yle merkezi oluşturabileceğini düşünmek biraz Polyannacılık. Tabii ki penaltı gol olsa faktörünü kabul ediyorum. Ancak Galatasaray açısından Feghouli’nin sahada olmadığı, Diagne’nin Falcao faktörü nedeniyle futbolculuktan soğuduğu bir ortamda bu orta saha üçlüsüyle baskın bir oyun kurması beklenemez. Bu problem lig seviyesinde zamanla düzelir. Hatta geçen senenin daha ötesine geçip mükemmeleşir. Ancak Şampiyonlar Ligi yakında... Geç kalmanın etkisi yıkım olabilir.
Gecenin sorusu
Donk, Recep’in gol olan güzel şutunda büyüyeceğine neden arkasını dönüyor?
Maçın starı
Aslında sıcak hava, takımların tam hazır olmayışı, transferin bitmeyişi gibi sebeplerle çok iyi bir oyun olmadı ve bir yıldız performansından bahsetmek de güç. Ancak bu tip bir maçta oyuncu, Muslera’ya 20 metreden bu sakinlikle gol atıyorsa o maçın yıldızı da odur: Recep Niyaz.
Maçın olayı
Marcao’nun geçen yılda olduğu gibi benzer poziyonlarda benzer yerlerde benzer sarı kartlık hareketleri tekrarlaması. Lewandowski’yle karşılaştığında ne olacak?
Kısa mesaj
Denizlispor zemin işini halletmiş. UEFA Süper Kupa maçından daha iyi bir zemin vardı.
‘’Firmino girdi zaaflar çıktı‘’
Chelsea, Manchester United maçında yaptıkları hatalardan arınmış bir ilk yarı oynadı. Özellikle çıkarken top kayıplarını minimumda tuttular. Hata yaptıklarında ise alan kaybetmemeyi başardılar. ManU maçında genel sorunları buydu. Goller dışında daha iyi oynadıkları bile söylenebilirdi ama ölümcül hataları farkı getirdi. Belki dün Firmino ve Trent-Arnold’ın olmayışı işlerini kolaylaştırmış olabilir. Ancak ne olursa olsun beklentimin çok dışında oyuna hakim oldular. Kante’nin bu oyunun merkezinde her şeye yetişen performansının önemi büyük tabii.
Giroud’nun beceriksizliği...
Klopp, devrede hemen as üçlüsüne döndü. Firmino, Chamberlain’in yerine oyuna girince hücum hızları hemen arttı. Bir an sahte 9, bir an arkaya koşu atan, birden pivot olabilen bu enteresan adam oyuna girince Chelsea’nin zaafları daha net ortaya çıktı. Ancak yine de skoru dengede tutan Giroud’nun beceriksizliğiydi. Liverpool dengeyi sağlasa da Kante işin peşini hiç bırakmadı. Mane oyundan alındıktan sonra Liverpool oyunu yine bozuldu. Bu çerçevede maçın beraberlikle bitmesi normal.
‘’Açık ara Liverpool‘’
Chelsea bir oyuncu efsaneden bir büyük teknik adam çıkarmak istiyor. Zidane örneği gibi. Liverpool ise en büyüklerden biriyle çalışıyor. Haftasonu izlediğim iki takımın rakipleri aynı standartta değildi. Chelsea, ManU maçında ağır bir yenilgi alsa da maç onlara da dönebilirdi. Öte yandan cuma akşamki maçın yorumcusu Jamie Carragher’ın maçtan sonra söylediği gibi Liverpool’un, Norwich’i farklı yeneceği 5. dakikada belliydi. Buraya kadar haftasonunun bir ölçü olmaması gerektiği sonucu çıkabilir.
Temel etkenler var
Ancak iki takımı birbirinden ayıran temel etkenler var. Önce Chelsea’nin Hazard’ı kaybedişi. Kovacic ve Pulisic’in kahraman olmak için zamana ihtiyaçları olabilir. Diğer tarafta ise Liverpool’un kahramanı bol. Asıl mesele ise Liverpool’un her şartta oyununu rakibine dayatabiliyor oluşu. Liverpool çok az deplasmanda zaman zaman oyun kontrolünü kaybediyor. Belki City ve Barça’ya karşı.
Ölümcül olacak
Chelsea’nin ise henüz geçerli bir oyunu olduğunu söylemek dahi güç. ManU’dan yedikleri özellikle 2. gol hücum savunma geçişlerinde nasıl büyük sorun yaşadıklarını net olarak gösteriyor. Daralıp açılmalarda dünyanın en iyisi olan Liverpool’un bu durumda oyunun hakimi olacağına kuşku yok. Chelsea için orta sahada yapılacak basit top kayıpları ölümcül olacak. Dolayısıyla şansa fazlasıyla ihtiyaçları var. Açık söylemek gerekirse Alisson, Liverpool kalesinde olsaydı Chelsea’nin mucizeye ihtiyacı var derdim. Onun yokluğunda Liverpool’un açık favori olduğunu söylemekle yetineceğim.
‘’Başakşehir'den buruk başlangıç‘’
Okan Buruk sanırım Abdullah Avcı’nın oyun temposunu artırmak istiyor. Bu normal. Tabii bu geçişin sancılı olması da normal. Buruk’un arayışının temel sonucu çizgiye yakın oyuncuların demarke vaziyette topla buluşma imkanlarının azalması oldu. Avcı iki savunma kanadını orta sahanın parçası yaparak oluşturduğu 6’lı blokta özellikle Visca ve terse misal Elia’yı pas trafiği içinde savunmacısıyla birebir bırakma peşindeydi. Oyunu enine genişletmekte üzerine yoktu Başakşehir’in. Geçen sezonun son 10 haftasına kadar bunu mükemmel yapan takımı rahat pozisyon buluyordu. Okan Buruk’un hem oyun mantalitesi hem de geçen sezonun sonunda yaşanan posiyon/gol sıkıntısı onu arayışa itti. Tabii - Emre’nin de ters uzun toplarının yokluğunda - bu arayışını dün itiabırıyla sonuç verdiğini söylemek zor. Dün akşam bütün bunların sonucunda en ilgi çekici durum Robinho ve Visca’da neredeyse hiç yararlanamamak oldu. Başakşehir enine oyunu genişletmek zorunda.
Gecenin sorusu?
İki soru. Buruk’un değişim hamlesi zaman alacak. İkinci maça bir ara çözüm bulabilecek mi? Ve İrfan... İyi oyuncu mu büyük oyuncu mu bu sene bunun cevabını bu sene alacağız. İpler onun elinde...
Maçın starı
Zaman zaman hatalar yapsa da Olympiakos kalecisi Jose Sa birkaç etkili şutta yaptığı müdahalelerle maçı takımı adına dengede tutan oyuncu oldu. Sonunda da kurtardığı penaltıyla işi bitirdi. Başakşehir’in kendi mükemmel oyununa yaklaştığını söylemek zor. Ancak yine de onun performansı olmasa avantajlı skorla Pire’ye gitmek hiç uzak ihtimal değildi.
Maçın olayı!
İrfan Can. Gördüğü kırmızı kart hatalı. Tabanı kaldırsa da tehlike bölgesinde kimse yok. Hakemin yorumu doğru değil. Çünkü tabanla faule maruz kalan oyucu meredeyse paralel hareket ediyor. Ancak sorun o değil. Başakşehir yine zirveye oynacaksa Mahmut’a eşlik ederek oyunu büyütmesi gereken beyin İrfan. Sinirini kontrol edip oyunda kalmalı.
Kısa mesaj
Bu değerli oyuncu grubuyla tur mümkün. Sadece Robinho ve Visca turu alabilir.
‘’Terim'in en zor görevi Emre Mor‘’
Emre Mor’un olağanüstü yeteneklerine yatırım yapan Dortmund’un bir yılda değil, neredeyse bir ayda ondan vazgeçmesinin altında yatan sebepler derin. Karşımızda disipline olmakta, hayatı organize etmekte zorluk çeken bir kişilik var. Ona nerdeyse yeniden format atmak lazım. Terim’in avantajı neyle karşı karşıya olduğunu bilmesi. Mor onu şaşırtamaz.
Finale çıkmaktan daha zor!
Daha Milli Takım kampına katıldığı ilk gün hocanın karşılaştığı durumu hatırlamasına rağmen bu kararı verip onunla çalışmak istemesi, elinde ona göre bir metot olduğunu göstermiyor. Bu, hocanın imkansız görevlere duyduğu bitmek bilmeyen aşkın sonucu. Ancak bu, bugüne kadarkilerin en zoru. Emre Mor’dan sürdürülebilir performans alabilmek Şampiyonlar Ligi Finali’ne çıkmak kadar zor. Yani zor, ama olursa...
Falcao ileri üçlüyü çok iyi tamamlar
Falcao konusu her zamanki tartışmayı yeniden gündeme getiriyor. Lüksün çekiciliği/fayda/fiyat... Futbolsever lüks isim sever... Elde edilen fayda Drogba, Sneijder seviyesinde olsa bile uzun vadede zarar kesindir. O yüzden bu tip transferlere net doğru yanlış demek zor. 3 sene üst üste Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkıp bir de çeyrek final yaparsan sorun yok. Falcao’yu anlatacak değilim. 6 yıl önce en iyisiydi. Hâlâ fayda sağlanabilir. Çünkü istiyor. Yeşil sahadan sıkılmamış. Galatasaray’ın oynamak istediği oyunda Babel, Belhanda, Feghouli üçlüsünü tartışmasız tamamlar. Ancak onun transferi temel sorunu çözmüyor.
Banega(vari) bir beyin favori yapar
Galatasaray orta sahada ne oynayacak? Babel, Seri ikilisi Belhanda’yla birlikte 2 altı numara oynamaya daha yatkın. Belhanda- Seri iki 8 oyununda Galatasaray’ın geçen senekinden daha iyi bir sol bek performansına ihtiyaç var. Orta saha üçgeni eldeki ekiple kurulmaz değil. Ama bu üçgen varyasyonlarını artıracak olan Melo- Selçuk uyumunu yakalayacak kalite var mı diye sorarsanız, eksik derim. Banega(vari) bir beyin bunu sağlar. Ve o zaman Galatasaray ligin net favorisi olur. İşte bazen bir oyuncu, bir oyuncudan fazlası olabiliyor.
En önemli hamle Okan Kocuk oldu
Bunun dışında en önemli hamle sanırım Okan Kocuk’un transferi oldu. Galatasaray’ın her zaman çok iyi kalecileri oldu. Ancak uzun yıllardır ilk defa yıldız kalecisini zorlayacak bir yedeğe sahip. Mental olarak formayı ve görevi kaldırabilirse, onda o kalite var. İyi kaleci olmakla büyük kaleci olmak arasındaki fark, iyi sağ bek olmakla büyük takımda sağ bek oynamak bağı gibi değil. Okan’ın bunu yapıp yapamayacağı konusu benim için keyifli bir merak.
‘’Özgür ruhlu hücumcu‘’
Douglas net bir sağ bek değil. Onu sağ kanat oyuncusu olarak tanımlamak daha doğru. Oyun kurulumunda ve hücumdaki etkisi onu ligin en iyilerinden biri yaptı. Robinho ile mükemmel anlaştı. Onun Başakşehir performansına baktığımızda eşit ortakla olduklarını söylemek de mümkün. Dokunduğu pozisyonlardaki yetenekli oyuncuların performansını yükseltmesini de bekleyebiliriz. Burada soru işareti onun biraz fazla özgür ruhlu olması... Avcı’nın oyununa ne kadar uyacağı, ona biçilen role ikna olup olmayacağı. Ya da daha doğru bir yaklaşımla onun özelliklerine göre bir senaryo yazıp yazılamayacağı önemli.
Vaat ettikleri yüksek
Sağ iç de dahil olmak üzere bütün koridorda iş yapabilir. Bu anlamda doğru senaryoda çok tehlikeli bir yağa dönüşebilir. Boyd gibi Douglas transferinin de vaat ettikleri yüksek. Beşiktaş dar bütçelerle yapılabilecek en iyi işlerden ikisini yaptı. 28 yaşında skora etki eden bir Brezilyalı sağ bekten 2 yıl yararlanıp, sonra Doğu liglerine karla satmak mümkün olabilir.
‘’Kontrol edilmesi zor bir ekip‘’
Belhanda’yı ikinci merkez forvet olarak görebiliriz. Galatasaray, Babel, Feghouli ve Belhanda ile kontrol edilmesi zor bir hücum ekibi olabilir. Bu yapıda Falcao çok etkili olacaktır
Jean Michael Seri transferi önemli. Fatih Terim’in aradığı, 1 ve 2 numaralı iki orta saha yerine muhtemelen bir orta saha tandemi. Selçuk-Melo ikilisiyle yakaladığı birbirini tamamlayan bir yapı. Akan oyunda iki savunma kanadıyla aynı hizaya gelecek bir dörtlü. Fernando, Terim’in istediği bu işi onun istediği seviyede yapamıyordu. Zaten yapsa olağanüstü çapa özellikleriyle City’de kalırdı. Şimdi buraya alınacak 2. oyuncu önemli. Hatta belki santrfordan daha önemli.
Rakipleri zorlayan bir ekip
Savunma merkezi orta saha özellikli zaten. Onlardan Marcao’yu, Luyindama’nın biraz önünde Seri-Banega ikilisini sadece oraya sahada değil ceza sahasına girerken görebiliriz. Böyle olunca Seri’yle birlikte oynamış Belhanda’yı tam bir ikinci merkez forvet olarak görebiliriz. Kendi yarı sahasına geçmek zorunda kalmadan rakip alanda merkezde enerjisini doğru harcayarak Feghouli ve Babel’le kontrol edilmesi zor bir hücum ekibi olabilir.