Arama

Popüler aramalar

‘’Emre ve Gustavo el koyarsa...‘’

Trabzonspor’un hücum takımı kadar özellikli, metodu fazla, gücünde çeşitliliği yüksek bir ekip az gelir. Hiçbir şey yokken, takım çalışmazken, orta saha oturmamışken de pozisyon ve gol buluyorlar. Böyle bir ekibi engellemek kolay değil. Ligde oynanan iki maçta da Fenerbahçe’nin daha iyi oynadığını söylemek herhalde yanlış olmaz. Ancak Uğurcan’ın kaleye ördüğü duvar ve hücum hattının hiçbir şey yokken bile gol bulabilmesi karşısında Fenerbahçe çaresiz kaldı.

‘Trabzon’un gol bulması olası’

Fenerbahçe’de ise durum tam tersi. Her şey çok iyiyken takım standart üstü oynarken kolay yiyorlar. Hatta Alanya deplasmanında olduğu gibi neredeyse kendi kalelerine 3 gol atabiliyorlar. Ve bolca pozisyona girip direklere takılıp atamayabiliyorlar. Bu dengede Trabzonspor’un gol bulması beklenendir.

‘Deniz&Dirar’ın işi zor’

Sarı-Lacivertliler’in en büyük sorunu kadro sürekliliğinin yakalanamamış olması. Savunma hattının Serdar Aziz dışında hemen tamamı tartışmalı. Deniz ve Dirar’ın Nwakeme-Ekuban-Sörloth üçlüsünü, Novak ve Pereira’yı da hesaba katarsak durdurmaları kolay değil. Ozan’ın yokluğunda orta saha oluşturmak da kolay değil. Ekici, Tolgay asla bu seviyede değiller. Gustavo ve Emre’ye mecburlar. Ferdi hücumda silah ama arkada bek oynamayı çok iyi bilen bir oyuncu olmadan sorunun parçası da olabiliyor.

‘Yaratıcılık sorunu olabilir’

Tabii eğer Sosa forma giymezse Guilherme’nin de yokluğunda belli seviyede bir yaratıcılık sorunu ortaya çıkabilir. Parmak iyi oynuyor ve N’diaye’yle birlikte fiziksel olarak eksik kalmazlar ancak bu tip bir maç için gerekli olan beceride biraz geri düşebilirler. Trabzonspor seyircisiz maçın da verdiği avantajla önde. Eğer denge Fenerbahçe lehine değişecekse bu Emre ve Gustavo ’nun olaya el koymasıyla olur.

16 Haziran 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Karaman'ın planı tuttu‘’

Muslera özel bir kişilik. Bir sporcuda aradığınız hangi özellik varsa hepsi ve daha fazlası onda var. İşini her zaman ciddiye alıyor ama keyfi de gözlerinden okunuyor. Hırsı içinde fokurduyor. Bunu özellikle gol yediğinde görüyorsunuz ama en sert rakibine bile saygısızlık yapmıyor. Bazen herkes yatıyor o ayakta kalıyor. Ama o havasını hiç atmıyor. Ve ayağı kırılıyor, sanki küçük bir sıyrıkmış gibi sedyeye oturuyor.. Muslera özel bir sporcu. Haza beyefendi.

10 yıla damgasını vurdu

Şimdiden Galatasaray’ın ve ligimizin gelmiş geçmiş en büyük yıldızları arasına adını yazdırdı. Seneler evvel Selçuk İnan için Türk futbol tarihinin gidişatını değiştiren adam demiştim. Ama Muslera bunun çok ötesine geçti. 10 yıldır lige damga vuruyor. Geçmiş olsun Nando. Daha sağlam döneceğinden hiç şüphem yok. Bu sakatlığa bir Andone’nin talihsizliği eklenince maç hakkında yazmak zor tabii.

İyi baskı yaptılar

Özetle: Saracchi’yi savunma görevlerinden kurtarmanız lazım. Onun arkasını Ahmet Çalık’la kapatmaya çalışınca sorun büyüdü. Ünal Karaman’ın planı da buydu. Donk ve Lemina’yı baskılayıp Mariano’ya döndürmediler, Ahmet’in oyun kurmasını istediler. Bu Galatasaray’ın işini çok zorlaştırdı. İyi baskı yaptılar. Hem oyun kurdurmadılar hem Uruguaylı'nın arkasına kolay sarktılar. 5 değişiklik hocalara oyuncuyu ya da oyunu değil takımı değiştirme şansı veriyor neredeyse. Terim 2. yarıda bunu yapmaya çalıştı ama yapamadı.

15 Haziran 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Gustavo büyük saygı ve alkışı hakediyor‘’

Fenerbahçe 10 kişiyken Kayserispor net bir baskı kuramadıysa, bunun sebebi Luis Gustavo... Bu kadar kötü bir durumda, bu kadar kendisini veren, bu kalibrede bir oyuncu ancak büyük saygı ve alkışı hak eder.

Ozan fizik olarak tam fit olsa o kırmızı kartı görmeyebilirdi. Bu kadar hızlı fizik değişimlerde beynin kaslara, vücuda verdiği emirlerin uygulanması zor olabiliyor. Hele de bir anda her şeyi düzeltmeye kalkmak isteyen bir ruh hali ve hırstaysanız. Çok gereksiz, çok sakarcaydı... Bunlar tam hazır olmadan forma giyince doğal. Kırmızı kart sonrası Fenerbahçe topu büyük oranda kaybetti. Ekici’nin markajdan çıkmak için hiçbir şey yapmayışı da bunda rol oynadı. Bu durum; Emre Belözoğlu önce Zajc’ı, sonra kendisini oyuna alana kadar devam etti.

Ben olsaydım utanırdım

Eğer bu dönemde Kayserispor net bir baskı kuramadıysa, bunun sebebi Luis Gustavo... Bu kadar kötü bir durumda, bu kadar kendisini veren, bu kalibrede bir oyuncu ancak büyük saygı ve alkışı hak eder. Herkesten fazla çalıştığı ve katkı verdiği konusunda herhalde hemfikiriz. Ben onun yanında oynayan herhangi bir futbolcu olsam kendimden utanır, 2 katını vermeye çalışırdım. Denemelerine ve asıl attığı gole çılgınca sevinişine bakın... Zaten geri dönüş de onun ve Altay’ın direncine, Emre ve Zajc’ın oyuna girişine dayanıyor.

Emre&Zajc girene kadar...

Bu çerçevede 75’e kadar, topu Ferdi’ye aktarabildiğinde Fenerbahçe 1-2 şans yakaladı, ceza sahasına gidebildi. Ancak Rodrigues’in titrek oyunu onu tamamlayamadı. Özellikle ilk yarıda Ferdi’den aldığı mükemmel ara pasını dışarı vuruşu, ikinci yarıda da Mevlüt’e kesemeyişi bu senenin çok gördüğümüz kader anlarındandı. Yine Emre-Zajc değişikliğine kadar iki savunma kanadı da çok ama çok yetersizdi. Dirar ancak her şeyin tam olduğu bir takımda sağ bek oynayabilir. Deniz’in sol bekliği ise tamamen fantezi. Zajc, Ferdi, Emre, Gustavo, Tolga, Altay artıdakiler. Gerisi vasat ya da çoğunlukla ekside.

13 Haziran 2020, Cumartesi 10:40
YAZININ DEVAMI

‘’Daha iyi bir ortam olamazdı‘’

Devre arasına kadar güçlü şampiyonluk iddiası ile gelip 7 haftada darmadağın olan futbol, Fenerbahçe’yi çok daha derin bir krizin içine sokabilirdi. Korona arası ve kalan maçların seyircisiz oynanacak olması en çok Fenerbahçe Yönetimi’ne yaradı. Serinkanlı adımlar atmak, oyuncuları özellikle de genç oyuncuları bu ruh halinde tutmak açısından önemli bir şans. Sportif direktörlüğe gelecek olan Emre Belözoğlu, altyapı koordinatörü olacak Tahir hoca ve muhtemelen uzaktan yakın takipte olan yeni teknik direktör açısından da kaotik olmayan bir ortamda yeni sezona hazırlanma şansı ortaya çıktı.

Taraftarı motive eder

Muhtemel bir Türkiye Kupası zaferi de bu duruma ayrıca katkı yapar. Ancak salı günü Trabzonspor’a elenme durumunda özellikle yabancı oyuncuları motive etmek zor olabilir. Ömer Faruk gibi genç oyuncuların yavaş ama emin adımlarla takıma monte edilmesi de yine taraftarı önümüzdeki sezon için motive eder. Ali Koç yönetimi ilk maç ya da ilk sezonu kazanmak için panik hamleleri yapmak yerine orta-uzun vadeli soğukkanlı adımlar atmak için bundan daha iyi bir ortam bulamazdı. Bakalım bunu değerlendirecekler mi?

12 Haziran 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’İyi bir planla Nuri Şahin ikna olabilir‘’

Nuri Şahin geniş perspektiften hayata ve oyuna bakabilen bir kişilik. Kesinlikle güçlü bir karakter. Futbolcu olarak Real Madrid ve Liverpool onu değerli buldu ama Dortmund dışında başarılı olamadı. Yani futbolcu olarak yerel kaldığı söylenebilir. Milli Takım’da da istenen katkıyı veremedi.

Avcı, Emre, Nuri

Öte yandan teknik adam olarak bunu yapabilir. Fenerbahçe’ye futbolcu olarak transfer olur mu? Bildiğim kadarıyla ABD onun için daha çekici bir seçenek. Türkiye gündeminde şu an için yok. Tabii bu olmaz demek değil. Geçtiğimiz günlerde Mehmet Aurelio’nun göreve gelmesiyle ‘Zico mu geliyor?’ sorusu sorulduğu gibi Nuri transferi de başka bir ismin ipucu olabilir. Emre Belözoğlu gibi o da Abdullah Avcı hayranı futbolculardan. 17 yaş altı Milli Takımla Avrupa şampiyona olduğumuzda Nuri, Avcı’nın starıydı. Emre’nin sportif direktör, Nuri’nin saha içi lideri ve sonrasında teknik ekibin parçası olacağı bir yapıdan bahsediyorum.

Avcı, kolay değil

Ali Koç ilk göreve geldiğinde bir İngiliz şirketine yaptırdığı analizde Avcı’nın açık ara önde çıktığı ama Başakşehir’le şampiyonluğa giden yolda olduğu için bu teklifin yapılmadığını biliyoruz. Tabii Başakşehir’le kaçırılan şampiyonluk ve Beşiktaş macerasından sonra bir ‘winner’ olmadığı fikri bu kadar yerleşmişken böyle bir karar alınır mı? Bu da kolay değil.

Sürekli yapı değişmez

Fenerbahçe’nin sorununun teknik adam seçimi olmadığını da çok kez söyledim. Sarı- Lacivertliler son 20 yılda çok iyi hocalarla çalıştılar. Ama asla uzun vadeli bir plan yapmadılar. Asla alttan oyuncu çıkartıp takıma monte edemediler. Sorun aslında buydu. Her sene şampiyonluk adayı olup çoğunlukla bozguna uğrayıp sonra her şeyi baştan değiştirmek her anlamda çok masraflı ve yıpratıcı bir iş. Yapılması gereken önümüzdeki 10 yılda 5 şampiyonluk kazanacağız diyerek adımları atmaya başlamak. Böyle bir plan da Nuri’nin ilgisini çekebilir.

31 Mayıs 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yerliye yatırım fark yaratacak‘’

Fatih Terim’in genel olarak söylediklerine katılmamak mümkün değil. Sadece itirazım maç günleri ile ilgili olabilir. Çünkü onun söylediği döngüyle sürekli aynı takımların maç yapması gerekir. Dolayısıyla takımlar bazen 3, bazen 4 günlük aralarla oynamak zorunda kalacaklar. Hocanın altını çizdiği psikolojik boyut ise çok önemli. Normal bir sezona tatil yaptıktan sonra 6-7 haftada hazırlanmakla bu aynı olmayacak. Özellikle yabancı oyuncular buradalarsa ülkelerine gitmek, ailelerini görmek isteyecekler, akılları orada olacak. Oradalarsa dönmek istemeyebilirler. Dolayısıyla yabancı oyuncu ağırlıklı takımların daha fazla zorlanması, odaklanma sorunu yaşaması muhtemel olacak. Yerli oyunculara yatırım yapanların kısa ve orta vadede öne çıkacağı bir süreç bizi bekliyor.

Futbolu derinden etkileyebilir

Bunun geçici bir kriz olmaması da çok mümkün. 5 büyük lig dışındaki ülkelerde oynayan gelişmiş ülkelerin vatandaşı olan futbolcuların ülkelerine dönme ve orada yaşama eğilimine gitmeleri mümkün. Bu da futbolu derinden etkileyebilir. İşin psikolojik boyutunu tahmin etmek çok zor. Bu seyirci açısından da böyle. Bu iş bittiğinde insanlar bu yeni normale göre yaşamaya devam mı edecekler? Yoksa büyük bir rahatlama yaşayıp sokaklara dökülüp, seyahat edip, eğlenceye mi vuracaklar kendilerini? Bilmek zor. En zoru psikolojik boyut.

Elitler ligi dizayn edilebilir

Futbolun nasıl oynanacağına gelirsek. Önce bilmemiz ve karar vermemiz gereken şu: Sadece bu sezon mu yeni bir dizayna ihtiyac duyulacak? Yoksa önümüzdeki sezon da mı konsantre bir yapıda olacak? Buna karar vermek için 2 temel konunun açıklığa kavuşması gerekiyor. Bu sezon seyircisiz de olsa ne zaman başlayacak? Normale dönmemize yardımcı olacak aşı/ilaç ne zaman kullanılabilecek? Ben bu sezonla birlikte önümüzdeki sezonun da yeni ve sıkıştırılmış bir takvimle oynanabileceğini, belki ülke kupalarının oynanmayabileceğini düşünüyorum. Hatta Avrupa kupalarında gruplar olmadan bir sezon için sadece eleme maçları yapılabilir. Ya da UEFA tam tersi bir yola girip, elemeyle başlayıp 2 tane 4’lü grupla bir elitler ligi dizayn edebilir. Böylece Avrupa devlerinin sürekli birbiriyle oynadığı bir elitler ligi defakto hayatımıza girebilir. Bütün bu tabloda futbol açısından en endişe verici konu ise Ceferin’in dediği gibi bir bölünme ve birlikte hareket edememe. Bu, dev ligler dışında kalanları iflasa sürükleyebilir.

21 Nisan 2020, Salı 07:24
YAZININ DEVAMI

‘’Mehmet Demirkol: Fenerbahçe'de önce ekol yerleştirilmeli‘’

Futbolda şu anda yaşanan kriz, Fenerbahçe için şans da olabilir. Planlama için geniş vakit, FFP’de UEFA’nın yumuşaması, gündemin soğuması; yönetime birçok hamle yapma imkanı verecek.Sezon başında Emre Belözoğlu dönmüştü. Sıkıntı, onu temel oyuncu olarak kullanmaktı. Şimdi de Caner ve Gökhan’ın adı geçiyor. Bu iki oyuncu, yardımcı olsunlar diye takıma geri çağırılabilir. Fenerbahçe’nin bulması gereken bir sol bek ya da teknik direktör değil; peşinden gidilecek bir ekolü yerleştirecek bir yapı. Güçlü bir sportif direktör, yıldız adayı bir hoca.

Futbol değişkenleri çok olan bir oyun. Ancak hiç bu kadar çok bilinmeyenli olmamıştı. 1 Temmuz’da transfer dönemi büyük bir ihtimalle açılmayacak. Dolayısıyla kontratları biten oyuncular ayrılmaları halinde başka bir kulüple çalışamayacaklar. Hatta kiralıktan dönenler bile asıl kulüplerine tescil edilemeyecekler. Bu yüzden ligin ve transferlerin nasıl ve zaman başlayıp biteceğini tahmin etmek imkansız.

İyi değerlendirilmeli

Bitmeyen bir kriz yaşayan Fenerbahçe için bu aslında bir şans da olabilir. Planlama için bu kadar geniş bir zaman ve FFP konusunda UEFA’nın yumuşaması Ali Koç yönetimi için arayıp da bulunmayacak fırsat. Ayrıca gündemin soğuması da taraftarın normalde karşı çıkabileceği birçok hamleyi yapmak konusunda yönetime şans verecek. Bunu iyi değerlendirmek lazım.

Eskiler gelebilir ama...

Geçen yıl Emre Belözoğlu’nu takıma katmak önemliydi ancak onu temel oyuncu olarak kullanmak zorunda kalmak işi zorlaştırdı. Şimdi de Caner ve Gökhan Gönül isimleri geçiyor. Bu iki oyuncuyu yardımcı olsunlar diye takıma çağırmak başka, temel oyuncular olmalarını istemek başka. Fenerbahçe daha önce kendisine hizmet etmiş yıldızlarını göreve çağırabilir. Ancak bunu yegane yöntem olarak görmek bir gelecek ‘vizyon’u olamaz. Ersun Yanal, Emre, Caner, Volkan Demirel... İşi bunun üzerinden çevirmeye çalışmak yanlış.

Tampon oluşturmak şart

Fenerbahçe’nin bugün bulması gereken bir sol bek, bir teknik direktör değil. Bulunması gereken peşinden gidilecek bir ekol, bu ekolü yerleştirip kurumsallaştıracak bir yapı. Bunu daha önce de yazdım. Fenerbahçe için adı geçen teknik adamlardan hiçbiri direkt Ali Koç’la çalışabilecek güçte değiller. Mutlak bir sportif direksiyon, bir futbol yönetim şeması oluşturmak Başkan’la teknik direktör arasında işlevsel bir yapı/tampon oluşturmak şart.

30 yıldır olduğu gibi

Sportif direktörün güçlü bir isim olması lazım. Zico ya da Aykut Kocaman gibi. Teknik direktörün ise gelecek vaat eden bir yıldız adayı... Bu yapıyı tüm unsurlarıyla kurmadan ‘o gitsin bu gelsin’ 30 yıldır olduğu gibi devam eder. Biz de 3 ayda bir takıma geri dönmesi gereken eski yıldızların isimlerini listeleriz.

14 Nisan 2020, Salı 07:31
YAZININ DEVAMI

‘’Her karar bir erteleme‘’

UEFA sürekli bir karar açıklıyor ama açıkladığı her karar aslında bir karar erteleme. Bu da gayet normal çünkü pandeminin nasıl ilerleyeceği konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün bile bir planı ve bir öngörüsü yok. Çek Cumhuriyeti gibi maske takmanın zorunlu olduğu ülkeler var. Sürü bağışıklığını ismini koymadan da olsa uygulayan İsveç gibi ülkeler var. Yolda geçerken yakalayıp test yapan Güney Kore var. Totaliter bir anlayışla işi haleden Çin var. Her ülke durumu kendi yöntemiyle yapıyor. Dolayısıyla bu işin ne zaman biteceği ve ekonomik açıdan nasıl bir sonuçla çıkılacağı belli değil. UEFA’nın maçlarla ilgili aldığı kararları da bu çerçevede değerlendirmek lazım. Ağustos deniyor ama neye göre? Bilmek imkansız...

Yardım olmazsa...

UEFA ve FIFA gibi çatı örgütlerin tüm paydaşlarla birlikte asıl oynaması gereken rol kontratların nasıl ele alınacağı. Oyuncuların yüksek kontratlarının ne ölçüde ve nasıl ödeneceği. Hem oyuncuların belli oranda kesintilere razı gelmesi gerekecek hem de kulüpleri hayatta tutacak bir sübvansiyon uygulanması. Eğer yardım olmazsa kulüplerin işi zor. Ayrıca kontrat sürelerinde erteleme kararları da gelmeli.

Kolay olmayacak

UEFA’nın FFP kurallarını önümüzdeki sezon için askıya alması bu anlamda zaruriydi. Tabii bunun sonuçları olacak. Dışarıdan girecek paranın denetlenmesi konusu önemli olacak. Misal bizimkiler yeniden büyük borçlanma harekatına gireceklerdir. Böyle bir durumda ipleri bu kadar salmışken UEFA 2021/22 sezonunda yeniden FFP’ye dönemez. En az 5-6 senelik yumuşak bir geçiş olmak zorunda. Bu da 2012’ye geri dönmek anlamına gelebilir. Dolayısıyla denetlenmeyen bir futbol ekonomisini yönetmek pek de kolay olmayacak. Bunun özellikle bizdeki batığı daha da büyütmesini öngörebiliriz. Özetle kendimizi fazla kaptırmadan ama nefes almayı da başararak ayağa kalkmamız şart. Kesin olan ipleri elden kaçırmamızı engelleyecek TFF iradesine ihtiyacımızı olduğu.

03 Nisan 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI