‘’Trabzon'un ikinci bir planı yok!‘’
Trabzonspor’un öne geçtiği maçlarda kaybettiği puan 27’ye çıktı. Hem de Başakşehir’in 3-1’lik yenilgi haberi geldikten sonra. Bordo-Mavililer lig boyunca zaman zaman oyunu kontrol etmekte zorluk çektiler. Skoru aldıkları maçlarda oyunu söndürmek için yeterli teknik kapasiteye sahipken, bunu yapamamış olmaları araştırmaya muhtaç bir durum. Pereira, Sosa, Parmak, Nwakaeme ve Novak aslında aralarında paslaşsalar onardan topu almak hiç kolay olmaz. Yüksek kalite var. Savunmaya çekilip Ekuban, Ömür ve Sörloth’u koştursalar kalabalık gelen rakibi kontrada bırakırlar. Ki zaten bunu sezon boyu iyi yaptılar. Ancak kombine bir planı son bir iki haftadır göremiyoruz. Ve Sanırım Trabzonspor tek bir planla sahada olmanın sıkıntısını yaşıyor. İtiraf etmeliyim ki Sörloth ve Uğurcan’ın anlattığı oyunun gücünün bu yarışı zirvede tamamlamaya yeteceğini düşündüm. Belli ki Hüseyin hoca da öyle düşündü. Belirleyici nüans şu ki, oyuncular aynı düşüncede değillerdi. Sezon boyunca gördüğümüz yüksek güven onları terk etmiş belli ki.
Gecenin sorusu
Başakşehir’in bir maçın ilk yarısında 3-1 yenik duruma düşmesini hayal etmek dahi zor. Bu skorun Trabzonsporlu oyuncular üzerinde bir doping etkisi yapmayışı, bu hayalleri dahi aşan olayın yarattığı bir şoktan mı acaba?
Maçın starı
Sacko’nun sadece attığı gol değil, sahada kaldığı sürece oynadığı iki yönlü inanılmaz oyun takdiri hak ediyor. Oyundan çıkarken yerini alkışlarla bıraktığı Olcay’ın Estupinan’a attırdığı gole de hakkını vermeli.
Maçın olayı
Sörloth ve Uğurcan Trabzsonpor’u yarışta tutan, hatta avantajlı duruma geçiren iki doğaüstü kahraman gibiydi. Son haftalarda bu kimliklerinden koptular. Dün ise sıradanlaştıklarını kolaylıkla söyleyebiliriz. Ligdeki birçok örnekte olduğu gibi sanırım bu yeni-normalin bir sonucu.
Kısa mesaj
Bu iki maçla ilgili en zor tahmin edilebilecek sonuç kombinasyonu kesinlikle buydu.
‘’Büyük değişim gerekiyor‘’
Galatasaray sahada bir temel direk eksikliği çekiyor. Dünkü 11 oyuncunun hemen tamamı başka kombinasyonlar içinde bu takımda yer alabilir. Ama 11’i aynı anda sahaya çıkınca pek olmadı. Muslera, Lemina gibi güvenilir merkez performanslara, Falcao hatta Onyekuru gibi performans vermese de varlığıyla tehdit yaratan isimlere ihtiyaç var. Dün en çok bu durumun sıkıntısını yaşadılar. Misal, yenilen gole bakın...
Muslera o pası vermez
Muhtemelen Muslera olsa o pası Emin’e o sıkışıklıkta vermezdi. Ve muhtemelen o pası Okan’dan alan Luyindama olsa o topu o şekilde tehlikeli bölgeye atmazdı. Okan ve Emin, Galatasaray’da oynarlar. Bunda şüphe yok. Ancak şimdilik tecrübelilere dokunarak... Sarı-Kırmızılılar dağınıktı. Seri’nin basit top kayıpları ve savunmanın iki kanadında özellikle Linnes’in bölgesinde yaşanan direnç sorunu Emin’i çok zorladı. Ankaragücü bu alanı çok iyi kullandı. Kulüp tarafından kadro dışı bırakılan Rodrigues sahada olsa Galatasaray’ın işi çok daha zor olabilirdi.
Ağır kaldılar
1-0 sonrası ev sahibi geri çekilince oyun tamamen Galatasaray’a geçti ama Emre ve Adem’in yavaş düşünerek, ağır kalarak oyanamaları Ankaragücü savunması aşmalarını çok zorlaştırdı. Bu kadar enerji harcarken, hiç tembellik etmezken bu kadar eksik kalmak hem plan hem de sahadaki oyuncuların toptan yeterliliği hakkında çok şey anlatıyor. Önümüzdeki yıl için büyük değişim gerekecek.
‘’Fener'e daha yakın duruyor‘’
Fenerbahçe salgın arasından önce evinde son 3 maçını kazanamamıştı. Aradan sonra 3 maçı da kazandı. Sivasspor ise ara öncesi deplasmanda 14 maç üst üste gol atarken aradan sonra 3 deplasmanın 2’sinde gol atamadı. Ev sahibinin en önemli avantajı Sivasspor’un yaşadığı Rıza Çalımbay’ın kabullendiği konsantrasyon dağılması. Güçlü Şampiyonlar Ligi şansı varken dahi, hiç yokmuş gibi yaklaştılar oyuna. Dolayısıyla oyunun psikolojisi Fenerbahçe’ye yakın duruyor. Ancak Fenerbahçe ne kadar konsantre olursa olsun bir şekilde gol yemeyi başarıyor.
Yine soru işareti
Aradan sonra gol sorunu çeken Gençlerbirliği, Fenerbahçe karşısında aynı zorluğu yaşamamıştı. Serdar Aziz’in yokluğunda stoperde kimin oynayacağı yine soru işareti olacak. Dolayısıyla bu dengede Tahir Karapınar döneminde geri düşüp sonradan maçı koparan Fenerbahçe senaryosunu yeniden izlemek sürpriz olmaz.
Bu istatistiğe dikkat
Fenerbahçe, Süper Lig tarihinde Sivasspor'u konuk ettiği 13 maçın 11'ini (1B 1M) ve son beş karşılaşmayı kazandı. İlk devrede rakibini 3-1 yenen Sivas ise lig tarihinde rakibini aynı sezonda iki kez mağlup edemedi
Ön plana kim çıkar?
Emre Belözoğlu’nun maçın başında sahada olduğu Rodrigues’in sağda, Ferdi’nin solda Muriç’i tamamladığı bir düzenin maçı, baştan Fenerbahçe’ye yaklaştırabileceğini düşünüyorum
Kısa mesaj
Ömer Faruk’un artık daha uzun süreler alma zamanı gelmiş olmalı. Yeni yabancı sınırlamasında eksiğini fazlasını görmek açısından artık sorumluluk almaya başlamalı.
‘’Hiç kolay değil‘’
Beşiktaş’ın en güvenilir üç temel direği Burak, Atiba ve Gökhan Gönül. Gökhan çok kötü bir günündeydi. Dip yaptı. Sakatlandı ve çıktı. Burak iyi oynarken çok erken sakatlandı. Sergen Yalçın döneminde hücuma iyice yaklaşan Atiba ise neredeyse en uçtaydı. Dolayısıyla orta sahada Elneny’yle kurduğu işbirliği yoktu. Bu şartlar altında 8 maçtır kaybetmeyen ve etkili hücumculara sahip Kasımpaşa karşısında ayakta kalmak 3 puanı almak, hem de geriden gelerek bunu yapmak hiç kolay değil. Koita 45’de çıkana kadar her topu aldığında hem Gökhan hem de stoperler üzerinde büyük etki yaptı. Sadece o değil. Etrafındaki herkes de bir üst seviyeye çıktı. Koita çıkınca Kasımpaşa çok ham bir takım oldu. Hücum gücü eksiye döndü neredeyse. Sergen Yalçın’ın riskli oyun anlayışını Koita’sız tehdit edemediler. Bir oyuncunun bu kadar fark yaratabilmesi inanılmaz
Gecenin sorusu
Yeni yabancı kısıtlamasına kuralına göre hangi yerli oyuncular gider? Ya da giderler mi? Altyapıdan oynatma zorunluluğu kime yarar? Necip’e mi gençlere mi?
Maçın starı
Koita oyundan çıkmasının sebebi bir sakatlık olmalı. Çünkü sahadaki herkesten daha iyiydi. Beşiktaş’ın defolarını daha büyük gösterdi. Kasımpaşa’nın etkili oyuncularının performansını ise ikiye katladı. 45 dakikada en yakın rakibinin 90 dakikada yaptığından açık ara daha fazlasını yaptı.
Maçın olayı
Sergen Yalçın bu kadroya aslında hiç de uymayan bir oyun oynatmaya çalışıyor. Beşiktaş savunma hattı takım boyunu kısa tutamıyor. Çünkü hücum hattından yardım alamadıkları için risk almak istemiyorlar. Halbuki bir takım için en büyük risk bu.
Kısa mesaj
Dün sahada gördüğümüz tüm vasat performanslar artık kaderimiz olacak. Yeni kural bu anlama geliyor.
‘’Fırtına'yı stres uyuşturdu‘’
Antalyaspor sakatlıklar ve cezalılar yüzünden 5 değişiklik hakkı olan maça 2’si kaleci 5 yedekle çıkmak zorunda kaldı. Şampiyonluğun güçlü adayı Sörloth’lu, Sosa’lı Trabzonspor ilk yarıda 2 penaltı golü buldu ama başka bir isabetli şutu yoktu. 3. isabetli şut maçın sonlarına doğru ve çok zayıf geldi. Bordo-Mavililer'in rakip yarı alana bu kadar ağır geçtiğini en kötü oynadığı maçta dahi hatırlamıyorum.
Oyun ezberini kaybetmiş
Tamer Hoca ön alan baskısını orta sahayla bütünleştirmeyi çok iyi başardı. Kalecisiyle asist yapabilen, sol bekiyle gol bulabilen Trabzonspor rakip ceza sahası içinde duran toplar dışında hiç şans bulamadı. Bunda stres ne kadar rol oynadı bilmiyorum. Ancak oyun ezberini bu kadar kaybedecek kadar stresli olmak ancak kaygı seviyesinin bir uyuşukluk yaratmasıyla mümkün olabilir.
Rakip kaleye gidemiyorlar
Öne geçtiği maçlarda dün 24. puanını kaybetmiş olmaları başlı başına ligdeki genel durumlarını anlatıyor, tamam. Ama Trabzonspor’un son maçlarda rakip kaleye gitme konusunda gittikçe büyüyen bir sorun yaşaması daha önemli bir düşüş nedeni. Çünkü Trabzsonpor hiç oynamazken dahi mükemmel goller atarak buraya kadar geldi. Dün ne kanatlardan, ne merkezden eksik Antalya savunmasını zorlayabildiler. Stres onları gerçekten uyuşturmuş gibiydi.
‘’11 Hasan Ali!‘’
Emre Belözoğlu’nun oyuna Emre Belözoğlu’yla başlaması, Rodrigues ve Ferdi sağ ve solda hücumu tamamlası, Gençlerbirliği’ne ilk yarıda verilen 11 şut, 2.25 gol beklentisini engeleyebilirdi. Sarı- Lacivertliler yüzde 74’le topa sahip oldular ama sadece 0.27 gol beklentisine ulaşabildiler. Çünkü Gustavo’nun vasatı aşamadığı oyunda Ferdi dışında hücum bölgesine düzgün top taşıyan oyuncu yoktu. Arkaya atılan toplarda ise Muriç ya ofsaytta kaldı ya da fizik mücadelede geride kaldı. Pandemi arası sonrası o çiğ etle beslenen canavardan eser yok.
Takım Emre’yi bekliyor
Tolgay’ın adam ve alan aşan pas atmadan orta saha oynamaya çalışması, Jailson’un feci formsuzluğuyla ilk yarıdan 0-0’la çıkmak bile büyük iş. Altay’ın ve Falette’in başarılı performansını unutmamak, haklarını vermek lazım. Emre Belözoğlu oyuna girdikten sonra silkelendiler ama Muriç ve Tolgay oyunun merkezinde çifte el freni olarak hep yavaşlattı takımı. Rodrigues ve Ömer Faruk hamleleri geç geldi. Daha akışkan bir oyuna ihtiyacı var Fenerbahçe’nin. Emre Belözoğlu bir takım kurmaya çalışıyor ama hâlâ takım, onun oyuna girmesini bekliyor. Zor bir görev bu.
Lugano, Kuyt olsa...
Fenerbahçe’nin kilit pozisyonda ayağı ve oyun bilgisi çok iyi olması gereken temel oyuncuya ihtiyacı var. Bunlar olmadan eldeki oyunlar değersizleşiyor. Genç ya da tecrübeli. Süregiden Hasan Ali tartışmasını da böyle okumak lazım. Hasan kötü olduğu için değil, takımın ortalamasını anlattığı için bir simge olarak tepki görüyor. Sağında Lugano önünde Kuyt olsa belki sorun olmayacak. Ama sağında stoper Hasan Ali, önünde sol açık Hasan Ali olunca insanlar tepki koyuyor. Çünkü Fenerbahçe 11 Hasan Ali’den oluşuyor. Tepki buna.
‘’Büyük fırsat‘’
Gençlerbirliği aradan galibiyetle döndü ama son 3 maçtır gol atamıyor. Dolayısıyla tehlikeyi yaşamakla kalmıyorlar bir gol kriziyle de uğraşıyorlar. Bu onlar için hayati bir dönemeç olabilir. Fenerbahçe ise Çalımbay ve Terim’in takımlarını toparlamakta yaşadıkları zorluk ve Beşiktaş’la oynayacak olmanın yarattığı fırsatla 4 maçın sonunda bambaşka bir yerde ligi bitirebilir. Aradan önce tahmin etmenin imkansız olduğu bir yerde. Gençlerbirliği’nin yaşadığı skor krizi, kazansa da savunma kırılganlığını en üst seviyede yaşayan eksik Fenerbahçe savunması için bir şans olabilir. Ferdi’nin son maçta oynadığı çözüm üreten futbolun arkadaşları tarafından daha çok desteklenmesi ve Muriç’in ligin başındaki standardına yaklaşması onlar açısından önemli. Luiz Gustavo’nun muhtemelen savunmaya geçeceği maçta Emre’nin bu kez ilk 11’de başlayıp maçı erken çözmek Gençlerbirliği’nin direncini kırmak daha doğru bir çözüm olabilir
Bu istatistiğe dikkat!
Ev sahibi salgın sonrası çıktığı ilk lig maçını kazanırken, sonrasında oynadığı 3 maçı da kaybetti. Konuk Fenerbahçe de bu süreçte oynadığı 4 lig karşılaşmasında 3 kez galip gelen taraf olurken, 1 kez de mağlup oldu.
Ön plana kim çıkar?
Altay ve Ferdi, Göztepe maçının kahramanlarıydı. Sarı- Lacivertliler sezon başındaki savunma sorunlarını tedavi edebilmiş değil. Hücumda ise erozyona uğradı. Rodrigues’in sağda ve Ferdi’nin solda Vedat’ı desteklediği bir oyun Emre’nin pas dağıtımıyla iş yapabilir.
Kısa mesaj
Maçları son dakikalarda çevirmeyi bir alışkanlık haline getiren Fenerbahçe, maçı bu kez hızlı bir KISA girişle baştan çözmek isteyecektir.
‘’Trabzonspor düşük vitesle kazandı‘’
Galatasaray’ın santrforsuzluğu sadece golü atacak adamı bulamama gibi bir sonuç yaratmıyor. Bu durumun, hücumdayken kale önünü boş bırakmak ve rakip savunmayı rahatlatmak gibi de sonuçları oluyor. 58’de Sekidika’nın sağdan harmanlayıp geldiği penaltı noktasına kestiği topta orada kimsenin olmayışı... İşte sorun bu. Emre Akbaba’nın hareketli oyunu geçen hafta Başakşehir’e oyun kurdurmamıştı ancak pozisyon bulmada da büyük sorun çıkarmıştı. Dün bu sorun Feghouli’nin oyundan atılması sonrası içinden çıkılması zor bir hale geldi. Trabzonspor ise düşük vitesle oynadı ancak yine de rakibinin ceza sahası içinde yapamadığı her şeyi yaptı. Hem de Donk’un Sörtloth’u penaltı pozisyonu dışında iyi kontrol etmesine rağmen... Novak’ı net bir gol tehdidi olarak kullanacak kadar hem de...
Ali Palabıyık, Çakır’ı kurtardı
Cezayirli saha kalmayı başarmış olsa, Terim belki çok daha erken Donk’u santrfora yollayıp merkezde özellikle Hüseyin’i baskı altına alma yoluna gidebilirdi. Hollandalı, özellikle Trabzonspor’un oyunun sonunu getirememe problemini kaşımak için ideal bir çözüm olabilirdi. Ancak Feghouli’nin amatörlüğü hocanın elindeki imkanları daralttı. Hüseyin hoca içinse bu kadar baskı altında iyi bir sınav olduğunu söylemek mümkün. Riskli kadro tercihleri yaptı ama başarılı oldu. Bir başka başarılı isim de VAR’da oturan Ali Palabıyık... Formsuz Cüneyt Hoca’yı kurtaran 2 çok önemli müdahale yaptı.