‘’Büyük Altay‘’
Gençler bilmeyebilir... Mustafa Denizli, Altay tarihinin Süper Lig’de en çok oynayan (16 sezon, 386 maç), en çok gol atan (121) futbolcusudur. “Kaptan” Altay’dır, Altay da Mustafa Denizli... İkisi de büyüktür, ikisi birdir, ikisi de Süper Lig’e çok yakışır, yakıştı. Maça hızlı başlayan, top yapan Kayserispor, golü bulan ise Altay’dı. 8. dakikada, önünde harika bir kariyer olacağına inandığım genç kaleci Doğan hayatının en önemli derslerinden birini “yaşayarak” aldı. Hocalarının söylediği, kendisinin bildiğini yapmadı, taca vurmak yerine çalım atmaya kalktı, Pinares’e kaptırdı, Şilili’nin pasında Bamba’nın gol atması hiç zor olmadı: 1-0.
Bamba, topukla bıraktı
Altay’ın pozisyon zenginliği tabelaya yansımadı. 10’da Bamba’nın attığı gol yanlış bir kararla iptal edildi, 24’de Murat Akça’nın harika vuruşu direkten döndü... 45+1’de şahane bir gol geldi... Cebrail, Piranes’e verip depara başladı, Piranes orta yapar gibi yapıp 45 metre depar atan Cebrail’e bıraktı, Cebrail çizgiden 6 pasa yaptığı pası Bamba topukla ağlara bıraktı: 2-0.
İbrahim Öztürk’e helal olsun
49’da Pinares’in şahane pasında Bamba, 52’de Rodrigues’in pasında Kappel, kolayı yapamadılar; net pozisyonları harcadılar. Buraya son vuruş ya da son pas yetersizliği yüzünden kaçan 5 fırsatı da yazmadım. 86’da Cebrail’in direkten dönen topunu iyi takip eden Thaciano, skoru belirledi: 3-0. Bu arada 41. yaşında bu düzeyde bir maça kaptan olarak başlayan İbrahim Öztürk’e de helal olsun!
‘’İlk raunt Altay'ın‘’
1. Lig'de Play-Off ilk maçında Mustafa Denizli'nin çalıştırdığı Altay, devresini 3-1 önde bitirdiği mücadelede son pasları kötü kullanınca turu izmir'de geçme fırsatını kullanamadı. Konuk ekip Kappel ve Paixao'nun (2) gollerine Onur'un penaltılarıyla karşılık verdi, 3-2 kaybetse de cumartesi oynanacak rövanşa umut taşıdı.
Büyük Mustafa sembolü olduğu Altay’dan 1982/83 sezonunda bir alt lige düştüğünde ayrılmıştı. Kulübüne 38 yıl sonra Süper Lig’e taşımak için döndü… Kulübü diyorum çünkü, Metin Oktay Galatasaray, Lefter Fenerbahçe ve Türk futbolu için ne anlam taşıyorlarsa, Mustafa Denizli’nin karşılığı da odur… Altay ve İstanbulspor takımlarının birbirine karşı büyük avantajları vardı. Altay’ın sahaya çıkan 11'inin toplam yaşı 345, İstanbulspor’un 290’dı… Çarşamba Pazar oynanan bir lig için 31.5 yaş ortalaması çok yüksek. Altay’ın 11'inde 30 yaşından küçük, onlar da 28 ve 29 yaşında 2 futbolcu varken, İstanbulspor’da 30 yaşından büyük bir tek Mirkan görev yaptı…
Savunma felaketti
Büyük tecrübe Mustafa Denizli sanırım, yüksek temponun aleyhine olacağını düşünerek, baskılı oyunu değil, beklemeyi, tecrübeli ve usta oyuncularıyla sonuca gitmeyi planladı… Plan ilk dakikadan itibaren tıkır tıkır işledi. Daha ikinci dakikada Kappel sağ çaprazdan sol ayağıyla uzak köşeye öyle bir vuruş yaptı ki, bu golü bu statta atabilecek diğer tek insan Büyük Mustafa’dır… İstanbulspor’un kazandığı penaltıyı takımın en kaliteli oyuncusu Onur gole çevirdi. 39’luk İbrahim’in ilk golde olduğu gibi bir harika pasında Mehmet Yeşil’in zamanlama hatası gol için doğmuş Paixao'ya penaltıdan golü attırdı. Alperen’in yan toptaki büyük hatasında cezayı kesen isim yine Portekizli futbolcuydu, kolay bir gol attı. İkinci devrede İstanbulspor’un takım savunması tek kelimeyle felaketti. Sayısız tehlikeli atak yapan Altay’ın son pasları çok kötü kullanması turu İzmir’de geçmesini engelledi. Bir de Murat Akça ikinci penaltıyı yaptırınca rövanşın heyecan fırtınası olacağı kesinleşti. Çünkü Onur yine harika vurdu. Tolga’nın şutunda Alperen’in topu çataldan çıkarması jeneriklikti…
‘’Yalçın bir şampiyonluk‘’
Geçen haftaki gibi sürprizlerle dolu bir ilk yarı... Beşiktaş öne geçtiği maçta devreyi berabere bitirirken, golleri kaçıran takım Göztepe… Ndiaye’nin direkten dönen, Alpaslan’ın auta giden kafa şutları çok net pozisyonlar… Beşiktaş’ın gol bulması lazım ama Aboubakar, Cenk, Ljajic ve Oğuzhan’ın kadroda olmayışı hücum aksiyonlarındaki kaliteyi oldukça düşürüyor.
Kâbusta, Larin yetişti
Beşiktaş’ın korkulu rüya görmemek için yemeden bir gol atması lazım… Takım iyi savunma yapan Göztepe’yi zorlayamıyor. Sergen kulübeye bakıyor, maçı değiştirebilecek tek oyuncu göremiyor. Ve o kâbus dakikaları geliyor. İstanbul’da Galatasaray öne geçiyor. İmdada Sergen Yalçın’ın kariyer zirvesine taşıdığı Larin yetişiyor. Taç çizgisinde enfes bir çalımla aldığı topu 40 metre götürüp penaltı kazandırıyor. Kiralık olmasına rağmen harika oynayan ve 8 gol 17 asist ile yılın futbolcusu olan Ghezzal penaltıyı ağlara gönderiyor ve Kartal artık dakikaları sayıyor.
Zafer çok yakıştı
Yılın teknik direktörü Sergen Yalçın Beşiktaş’a 20 bin Beşiktaşlı taraftarın katıldığı imza töreniyle dönmüştü. Efsane bir futbolcuydu. Futbolcu olarak şampiyonluk yaşadığı kulübüne teknik adam olarak da şampiyonluk yaşatmak bambaşka bir gurur olsa gerek… Ghezzal’dan başka, genç Ersin, Josef, Atiba, Rosier, Necip ve iki santrfor yokken 19 gol, 5 asistle büyük işler yapan Larin arkadaşlarından öne çıkan isimler oldular… Sergen’in yardımcısı Murat Şahin başta emeği geçen herkesi kutluyorum… Şampiyonluk bu takıma çok yakıştı.
‘’‘Olmaz olmaz'‘’
Maç başlarken Galatasaray’ın şampiyonluk ihtimali bence yüzde 3’lerdeydi. Zira, üst sırada bulunan Beşiktaş ile Fenerbahçe evlerinde oynuyordu ve kazanma ihtimalleri yüksekti...
Sarı-Kırmızılılar ‘uyurgezer’ gibi, kötü paslarla, temposuz; ideal 11’inden 6 oyuncusu eksik olan Denizlispor ise çok istekli başladı. Muslera, Hasan’ın yarattığı iki büyük tehlikeyi kurtararak arkadaşlarını uyandırdı. Önce kalecin büyük olacak...
Yine Babel atmalıydı
Galatasaray 2-0’ı yakalamış ve ikinci penaltıyı atacakken; Beşiktaş’ın geri düştüğü haberi geldi. Ancak bu kez topun başına; harika oynayan ve bir gol atan Babel değil, Emre Akbaba geldi! Takımların 1., 2., 3. penaltıcıları belli olur ve o kullanır! Falcao ve Mohamed yokken, Babel kullandıysa; Babel devam etmeliydi. Zira, Beşiktaş kaybederse atılacak her gol, averajı düzeltmek için hayati önemdeydi. Atamadı Galatasaray, üstüne üstlük bir de Recep’ten yedi!
İşte Arda’nın golü!
Fatih hocanın oyuna aldığı 5 oyuncu da katkı verdi. Mohammed’in attığı iki gol, Galatasaray’ın şampiyonluk şansını yüzde 50’ye getirdi... Biraz daha tempolu ve konsantrasyonları yüksek olsaydı, önümüzdeki hafta kulakları Beşiktaş maçında olmayabilirdi! Bu arada geçen hafta Arda’nın Beşiktaş’a attığı 3. golün, ‘ikili averaj’ açısından değeri bir kez daha ortaya çıktı.
Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin aynı anda yenileceklerini, ‘fanatik Galatasaraylılar’ dışında kimse tahmin edemezdi. Temennileri gerçek oldu.
‘’Antrenman değil ki!‘’
Trabzonspor önümüzdeki sezon şampiyonluk yarışında olmak istiyorsa, çok sayıda nokta atış yapmaya mecbur. Yorgunluk ve belki hedefsiz kalmak takımı olumsuz etkilemişti. İlk yarıda top Trabzon’daydı, daha çok şut attılar ama net pozisyonları bulan Göztepe’ydi. Bir top direkten dışarı çıkarken Ndiiaye ve Jahovic çok net pozisyonları harcadı. Oyun bize gösterdi ki, en az 1 alternatif stoper, bir sağ bek, kiralık sözleşmeleri biten Baker ve Marlon’un yerine birer adam, bir santfor ve kanat oyuncusu şart. Beraberlikten sonra bile iki net pozisyon veren bu kadronun işi zor. Göztepe’nin Trabzon’dan kiraladığı Diabate çok çalıştı, asistini yaptı, ‘Abdullah hocam beni de düşün’ mesajını verdi. Gol pası da çok güzeldi.
Gecenin sorusu
Trabzon’a kaç transfer lazım? Kiralık Baker ve Marlon gidiyor. Uğurcan da öyle gözüküyor. Alternatif stoper, bir sağ bek, bir sol bek, 2 ön libero, bir santrfor ve kanat oyuncusu şart. Beraberlikten sonra bile iki net pozisyon veren bu kadro büyük hedefe ulaşamaz.
Maçın starı
İrfan Can, 0-0’ken Ekuban’ın net vuruşunda çok önemli bir kurtarış yaparak Ünal Karaman’ın planlarının işlemesini sağladı. Ancak, Göztepe’nin direnç noktası Obinna’ydı. Mücadelesi fark yarattı.
Maçın olayı
Genç Berat stoper pozisyonunda oynamak için hazır olmadığını gösterdi. Gördüğü kart takımı dönülmez bir noktaya getirse de, arkadaşları puan çıkarmayı başardılar. Ayakta kal Berat...
Kısa mesaj
Jahovic Göztepe hücumuna büyük güç kattı. İrfan Can, Halil ve Soner her takımda oynar. Ancak defansın merkezinde Kerim Alıcı oynuyorsa kadro derinliği yok demektir. Alpaslan’ın durumuna göre 1-2 transfer de oraya şart.
‘’6-7 gol işten değildi‘’
70. dakikada yazımı yazmak için oturduğumda Galatasaray deplasmanda 17. şutunu atmış, 2 top direkten dönmüş, dört pozisyonu Boffin kurtarmış, 4 net pozisyonda da top autu boylamıştı. 21 takımlı ligde önümüzdeki sezonun sonlarına doğru bir takımın başka bir takıma böyle oyun ve pozisyon üstünlüğü bulduğu çok maç seyredeceğiz. “Atamayana atarlar” benim sevmediğim bir klişedir ve futbol adaleti açısından, oyun olarak futbolseverlere hizmet etmeye çalışanların kazanmasını isterim. Cümleyi bitirdiğim anda, 64’te oyuna giren gerçek santrfor Momamed, bir direğe, bir Boffin’e takıldıktan sonra üçüncüde attı…
Gecenin kısmetsizi Halil
Altıncı dakikadaki Fredy şutundan sonra, “Sathı müdafaa vardır. O satıh ceza alanımızdır” felsefesiyle sadece oynatmamaya çalışan Antalyaspor, rakip kaleyi ancak gol yedikten sonra hatırladı! Galatasaray çok iyi oynadı. Gecenin kısmetsizi Halil son vuruşlarda biraz daha becerili olursa, önümüzdeki sene 20’den az gol atmaz. Kerem yine çok iyi oynadı. Orta sahadan çok güzel paslar çıktı. Takımda kalması gerektiğini düşündüğüm Emre Akbaba klasına yakışmayacak fırsatlar kaçırdı. Kazanmak çok önemliydi ve iyi oynayarak kazandılar.
‘’Ateş hattında kazanan yok‘’
Son sıradaki Denizlispor, deplasmanda ateş hattıyla arasındaki farkı iyice yükseltmek isteyen Ankaragücü ile kozlarını paylaştı. Mücadele Rodallega ve Kitsiou'nun karşılıklı golleriyle 1-1 sona erdi, 1 puan iki takıma da yaramadı.
Bir kez daha teknik direktör değişikliği yapıp, maça efsane oyuncularından biri olan Ali Tandoğan'ın liderliğinde çıkan Denizlispor maça güzel pas yaparak, dengeli başladı. 7'de Rodallega'nın harika frikiğiyle skor üstünlüğünü yakalamayı da başardı ama Ankaragücü'nün 20. dakikadan sonra ön bölgede yaptığı harika baskı, çabuk oyun, ibreyi ev sahibine çevirdi. Sprinter oyuncular doğru koşularla rakip defansın başını döndürdü. Sağ bek Kitsiou’nun, 35’te arka direkte, Alper’in pasında attığı gol, bu isteğin ve temponun bir ürünüydü. Deneyimli Sakıb’ın pozisyonunu kaybetmesi de golde etkili oldu. Devrenin sonraki en tehlikeli pozisyonunu Sagal’ın pasında, Tusha yakaladı, vuruşu berbattı. 46’da Paintsil, vurmak yerine topu 6 pasa çevirse takımının öne geçmesi işten bile değildi. 61’de geleceği çok iyi gözüken genç kaleci Abdulkadir’in hatasında dönen top, Alper’in şutunda direğe çarparak auta gitti.
Karaman çok yakın!
67’de geçen hafta kendi kalesine 2 gol atan Kulusic’in, Mesanovic’in mutlak pozisyonunda yaptığı kademe hayatiydi. Genç kaleci 84'te Şahverdi’nin vuruşunda yaptığı kurtarışla takımın aldığı puanda büyük pay sahibi oldu. Son dakikada harika kontratakta Ali Yavuz Kol’un pası harika, ceza sahasındaki pozisyon griydi! Ankaragücü hücumcularının son pasları genelde kötü, Denizllspor stoperlerinin müdahaleleri çok iyiydi. Yeteneğiyle milli takımda oynamasını beklediğimiz Orkan ise fiziksel olarak çok gerilemiş, kendisini futbola adaması lazım. Denizlispor kalır mı bilemem ama Rodellega bu klasıyla kalacaktır. Hikmet hoca da son maçtaki
9 puanla 4. defa göreve geldiği kulübünü 4. defa kurtarmaya çok yaklaştı.
Dile kolay..
‘’100 bin Euro'luk Kerem!‘’
Galatasaray’ın genç yıldızı, Türk kulüp yöneticilerine harika bir ders verdi. Maçın sonucunda çok etkili olan Kerem, Galatasaray’la yıllık yaklaşık 100 bin Euro’dan 4 senelik kontrat yaptı. Biz vatandaşlar için süper, üst düzey futbolcular için bahşiş kıvamında bir ücret... Kerem, futbolcunun değerini belirlemekte maaştan başka değerlendirmeler yapılması gerektiğini gösterdi. Çok iyi bir sprinter, üst üste patlayabiliyor, güçlü, iyi bir şutör, savunması da hakiki... Konsantrasyonu sadece futbola... Bu maçtaki katkısıyla kulübüne bir sezonda alacağı paranın fazlasını kazandırdı bile... Kerem gibi Halil de müthiş bir performans sergiledi. Bu iyi oyununa bir gol yakışırdı ama böyle devam ederse çok atar...
Gecenin sorusu
Ne oldu sana Şener? Daha önceki kulüplerinde ve Milli Takım’da çok iyi oyunlarına şahit olduk. O Şener’den eser yok şimdi. Özgüveni toparlamak için destek almalısın. Güvensizliğin bağırıyor.
Maçın starı
Pasörler Kerem’in gol bulmasını sağlayan, harika koşulara, harika pasları atan Halil ve Taylan ile Feghouli ile oyunu çok iyi organize eden Emre Kılınç’ı da buraya almak istedim.
Maçın olayı
Kerem’in haftayı kurtarması. Başkanın yaptığı açıklamalar etkisini daha uzun süre götürecek. Ancak bu galibiyet, aslında hiç faydası olmayan ve futbolcuları büyük baskı altına alan tartışmaları bir nebze hafifletecektir.
Kısa mesaj
Diabate’nin 9. dakikada attığı muhteşem gol, “Futbol aslında ne şahane oyun” dedirtti. Aranızda izleyemeyenler varsa lütfen bulup seyretsin. Vuruştaki zamanlamayı, kaliteyi ve estetiği görsün. Böyle goller az oluyor.