‘’Göztepe'ye Paşa darbesi‘’
Hem Tamer Tuna hem Kemal Özdeş takımlarına oyunun iki yönünü de oynatmaya çalışan teknik adamlar. Bu yüzden maç gollü ve pozisyonlu, zevkli geçmeye adaydı. Hakem Ümit Öztürk’ün kritik pozisyonlarda tercih haklarını Kasımpaşa lehine kullanması Sarı- Kırmızılılar’ın konsantrasyonunu altüst ederken, devre arasında soğukkanlılığıyla tanıdığımız Kemal Özdeş’in kırmızı kartla oyundan ihraç edilmesi enteresandı.
Quaresma’yı atmadı!
Göztepe dengesini bozan ilk sıkıntıyı 10. dakikada yaşadı. Quaresma, Poko’nun dizinin üstüne düştü. Berbat bir pozisyondu. Göztepe’de orta sahanın en etkili oyuncusu, ‘savunma direnci’ Poko oyundan çıktı. Hakem konuşmayı sevmesem de bu maç hakemsiz zor anlatılır. 24’te Q7, Gassama’nın bileğine bastı, yaralayıcı bir fauldü, Ümit Öztürk sarı verdi. 27. dakika maçın kırılma anıydı, Serdar’ın kafa şutunu Fatih harika kurtardı, saniyeler sonra Hajradinovic mükemmel bir şutla Paşa’yı öne taşıdı: 0-1. 37’de Q7’nin nefis pasını Pektemek kullanamadı. 40’ta Fatih, Jerome’un şutunu kornere uzaklaştırdı. Göztepe şuursuz ataklarla aradığı golü, 45+3’te Berkan’ın kullandığı kornerde yakaladı. Prekazi’nin dediği gibi, “Topun canı vardı”, 3 kişinin içinden geçti ve skorda denge sağlandı: 1-1.
Hem yaktı, hem kurtardı...
Beto’nun özgüveni pahalıya patladı, topu oyalayan ve ayağı kayınca geç kalan Beto, Aytaç’ın ayağına bastı. Penaltıyı Q7 tavana astı: 1-2. Öztürk golden sonra itirazlarını sürdüren sarı kartlı Beto’ya göz ucuyla bile bakmadı! 76’da Mustafa Pektemek’in golü maçı Göztepe adına adeta noktaladı: 1-3. Kalan dakikalarda Beto 2 mutlak gol kurtardı, ancak İlhan Depe’nin nefis pasında Yusuf’un güzel vuruşunda bir daha çaresiz kaldı: 1-4.
‘’Rüzgar gibi‘’
Ligin en çok koşan, en çok dar alanda oynayan iki takımının maçında Fenerbahçe, sprinter oyuncularının ve coşkuyla oynamasının karşılığını hemen aldı. Ve hemen söyleyeyim, ev sahibi çok haklı ve çok kolay bir 3 puan kazandı. Muriç’in direkten dönen şutu gollerin habercisi gibiydi. Rodrigues’in enfes golünü, Zanka’nın takipçilikten gelen sayısı izledi. Sağlam olduğu takdirde forması alınmaması gereken Serdar’ın, Altay’ı avlaması tribünlerde tedirginlik dahi yaratmadı. Skor dengedeyken birlikte çok iyi savunma yapan Konyaspor, geniş alanda yakalandığında savunmada error veriyor. Emre’yle başlayan kontratakta, topu taşıyan Ozan, Rodrigues’in pasında atağı enfes sonlandırınca maç sanki o an tamamlandı. Ersun hoca maç eksiği olan Moses’e fazla şans tanıdı. Örümcek ayak Luiz Gustavo’nun golü şans da olsa hakkı, boğa gibi güçlü santrfor Muriç’in golü harikaydı. Fenerbahçe’nin kötü oyuncusu yoktu, Konyaspor ise çok kolay dağıldı.
Gecenin sorusu
Kruse’nin alternatifi kim? Emre değil! 39 yaşındaki usta oyuncu belki sakatlığının da etkisi var ama 10 numara için yetersiz. Belki Zajc olur, Tolga bile olur. 10’un konsantrasyonu ağırlıklı olarak golde olmalı.
Maçın starı
Rodrigues. Önce Muriç’e gollük bir pas attı. Sonra enfes bir golle Konyaspor savunmasının kilidini açtı. Ozan’a attırdığı golle farkı artırdı. Galatasaray’a para kazandırmıştı. Şimdi Galatasaray onun gibi kanat oyuncusu arıyor. Soldan gidip topu içe çektiğinde çok etkili vuruyor.
Maçın olayı
Fenerbahçe’nin hücumdaki en verimli maçlarından birini oynaması. Rodrigues ve Moses’in gelişleri, hücum kalitesini yüzde 100 artırdı. Herkes gol atıyor.
Kısa mesaj
Hakem Ali Şansalan son iki maçında da maçın kaderine etki eden hatalar yaptı ve hiç dinlendirilmedi. Bu maçı ise harika yönetti. Oynattı, ucuz faul çalmadı. Yakmayın bu çocuğu MHK. Sindire sindire gelsin...
‘’39'luk aşık‘’
Bazı profesyoneller küçücük mazeretlerle maçlardan kaçarken, kaburgasındaki kırığa rağmen oynayan kaptan Emre Belözoğlu’na alkışla başlamak istedim. Emre bu yaşında hâlâ futbol oynamaya ve takımına aşık. Değeri de oyundan çıkınca anlaşıldı. Sarı Laciretliler o yokken yalnızca tek bir pozisyon yakaladı. Çok iyi mücadele eden, fiziksel kalitesiyle fark yaratan Fenerbahçe’de nihayet herkes yerli yerindeydi. Serdar Aziz formasını aldı, hem Hasan Ali hem Rodriguez sol kanattaydı. Sarı-Lacivertliler pozisyon vermeden gol bulmayı da başardı. Ancak futbol akıcı değildi. Sakat sakat oynayan Emre daha önde oynamasına rağmen takım hücum geçişlerinde Kruse’yi aradı. Muriç ise bonservis konusunda cimri davranan Galatasaray yönetimini mücadelesi ve golleriyle sanki uzun süre pişman edecek. Altay da yan toplarda bu hatalara devam ederse yeni kaleci transfer ettirecek!
Gecenin sorusu
Bizim “büyük futbol dünyamız” ne hikmetse Tolga Ciğerci’yi küçük görüyor! O, ileri geri çok koşuyor, nereye koysan oynuyor, golünü de atıyor. En önemlisi elinden gelenin en iyisini yapıyor. Bu Tolga beğenilmez mi?
Maçın starı
Elbette Emre. Attırdığı ve maçı koparan golden önce bence topu faulle aldı. Ancak yine de Kruse’nin olmadığı bir gün sorumluluk alması, çektiği acı ve çatlak kaburgasına aldığı darbeye rağmen ayakta kalması onu herkesin önüne geçirdi.
Maçın olayı
Pozisyon vermeyen Fenerbahçe... Sarı- Lacivertliler Gustavo’nun üstün futbol bilgisi, Ozan, Tolga ve hatta Vedat’ın katkılarıyla neredeyse net pozisyon vermedi. Hücum zenginliği elbette önemli ama şampiyon olacaksan az yiyeceksin...
Kısa mesaj
Fırat hoca ne olur az muhabbet et, çok futbol oynat. Tempoyu canın istediğinde yükseltip, istemediğinde düşürme. Bu kadar iyi bir hakemin, böyle idare-i maslahatçı olması bizi üzüyor.
‘’Kurtarıcı‘’
Maça Başakşehir daha ilk dakika dolmadan gollük iki şutla harika başladı. Kaleci Beto, ceza alanı dışından önce Gökhan İnler, sonra İrfan Can tarafından atılan iki güzel şutu harika kurtardı. Tempoyu yüksek tutan ev sahibi 11. dakikada Epureanu’nun enfes ara pasında Guldbrandsen’in bacak arasına vurarak attığı golle skorda üstünlüğü yakaladı: 1-0. Başakşehir 19’da İrfan Can’ın ortasında gole çok yaklaştı. Skrtel’in şık kafa şutu direkten döndü, dönen topu Gulbrandsen şutladı, top auta çıktı.
İkinci yarıda değişti
Sonra iki takımın rolleri değişti. Göztepe’de, Serdar Gürler ve Berkan Başakşehir’in sağ kanadığını harika kullandılar. Poko ile orta sahada dönen topları topladılar. Soner ve Mossoro ile de iyi organize oldular ancak yakaladıkları fırsatları golle sonuçlandıramadılar. 45’te Mahmut’un ters kafa şutunu kaleci Mert harika kurtardı... 45+1’de uygun pozisyonda Soner’in şanssızlığı topun sağ ayağına gelmesi oldu. Ancak, Soner 64. dakikada orta sahada kaptığı topu bu kez sol ayağıyla 25 metreden Mert’in soluna yolladı: 1-1.
Visca mumla aranıyor
“Visca’nın etkisizliği, isteksizliği Başakşehir’i ne kadar olumsuz etkiliyor” diye düşünürken, 90+2’de gol geldi. Yan topta Epureanu’nun 2, Crivelli’nin 1 kez kafayla dokunduğu top, sonunda Skrtel’in önünde kaldı, Slovak futbolcu maçı bitiren golü attı: 2-1.
■ Golün VAR kontrolü 3 dakika 10 saniye sürdü, insaf!
■ Başakşehir’in her şeyi var, ancak Fatih Terim Stadı’na gelen az sayıdaki Göztepe taraftarı kadar bile etkili olacak taraftarı yok. Transfer edilecek olsa ederlerdi ama bunun imkanı yok! Hangi ligde, hangi sırada olursan ol, taraftarın kadar büyüyorsun.
■ Göztepe gelişiyor, Başakşehir çok daha kaliteli kadrosuyla idare ediyor. Mert, Epureanu, Mahmut fark yaratıyor, Visca ise eski günlerini mumla aratıyor.
‘’Diaby değiştirdi‘’
Kesin olarak takımda Abdullah Avcı’nın çalışma sistemini, oyun prensiplerini kabul etmeyen oyuncular var. Ve kaosun zirve yaptığı günlerde ellerini de taşın altına koymuyorlar. Bunlardan biri Ljajic... Eskilerin deyimiyle topçunun kralı. Sahada yapamayacağı iş yok ama yapmıyor. Avcı devrede onu oyundan alıp Diaby’i onun pozisyonuna çekerek belki de kariyerinin en önemli oyuncu değişikliğini yapmış oldu.
Ders niteliğindeydi
Ljajic gibi davrandığını düşündüğüm diğer oyuncular da kafalarının dikine gitmekten vazgeçerse Beşiktaş bu kabusu bir daha görmez. Tük kulüplerde oyuncuya dayalı düzen bitmeli Victor Ruiz dengeli, Atiba müthiş faydalı oynadı. Dorukhan’ın sakatlığı dilerim ciddi değildir. Diaby ateş gibiydi. Burak’a verdiği pasın ardından ceza sahasına yaptığı koşu tüm orta saha oyuncularının ders alacağı nitelikteydi.
Gecenin sorusu
Burak iyi mi oynadı? İlk yarıda tüm topları kaybetti, ona atılan topları hep rakip kazandı. Sarı kart gördü ki, kırmızı olabilirdi. Top tutmadı, duvar olmadı. Maç bitti, 1 gol 1 asist... Şimdi bütün övgüleri o alacak ama çok daha iyi oynayabilir.
Maçın starı
Caner. Tecrübeli futbolcu kariyerinin en az orta yaptığı, en çok isabetli ve doğru pas yaptığı, en çok atak kestiği, yani savunma yaptığı maçı oynamış olabilir. Takımın en faydalı oyuncusuydu.
Maçın olayı
Alanyaspor’un gücü. Alanyaspor ligin en iyi, en dengeli kadrolarından birine sahip ve iyi futbol oynadılar. Futbol ve hakem şansı yanlarında olsaydı zirvede yalnız kalacaklardı. Bu sezon hep zirvede kalırlar. Bravo Erol Bulut
Kısa mesaj
Hiçbir takım taraftarına rağmen şampiyon olamaz! Beşiktaş taraftarları yuhalamalarla oyuncularını bozmaktansa, tezahüratlarla direnç ve coşku kattılar. Doğrusu da budur...
‘’Göztepe, Kayseri'ye patladı‘’
Ev sahibi ekip çok üstün başladığı Kayserispor’u sürklase etti. Kayserispor ilk 60 dakikanın hiçbir anında oyuna ortak olamadı. Göztepe 7. dakikada Soner’in harika kornerinde nefis bir kafa şutu atan Alpaslan’la 1-0 öne geçti. 12’de Titi 6 pasta topa dokunamadı. 23’te Göztepe hücumda şiir yazdı, çok güzel ve doğru 11 pasın ardından Jerome vurmak yerine bomboş durumdaki Serdar’a yuvarlasa mükemmel pas organizasyonu golle taçlanacaktı. 30’da Rienstra Jerome’u düşürdü, penaltıda Serdar topu ve Lung’u terse yatırsa da, sağ ayağıyla vurduğu top kayan destek ayağına çarparak ağlara gittiği için gol iptal edildi. Berkan’ın Lung tarafından kurtarılan iki ve Soner’in net pozisyonda auta giden şutunun ardından Soner klasına yakışan enfes bir golle farkı ikiye çıkardı. 45’te Mossoro Serdar’ı kaçırdı, Serdar topu Napoleoni’ye, Napoleoni de ağlara bıraktı: 3-0
Napo şov yaptı!
Göztepe 50’de Berkan’ın pasında Napoleoni’nin şutuyla 4-0’ı yakaladı. Ancak sonrası ilk 50 dakikalık oyunla alakasızdı. Moralsiz ve kötü günündeki Kayserispor karşısında Serdar Gürler ve biraz da Castro ve Halil dışında yüzde yüzle oynama konsantrasyonunda olan futbolcu yoktu. Rakibe ve taraftarlara saygı böyle olmaz! Kalan sürede Serdar ve Jerome’un şutlarını Lung kurtardı, Kayserispor’da Hasan Hüseyin’in topu da direkten döndü.
‘’Çok yazık oldu‘’
Doğan'ın enfes pasıyla başlayan atak, Sosa'nın ayağından gelen golle bittiğinde sevinçten havalara uçtuk ama sevincimiz bir dakika sürdü. Özellikle ikinci devredeki iyi oyun Türk takımlarının berbat haftasını bir teselliyle kapatmaya yetmedi. Son 5 sezonda topladığı puanlarla UEFA takım sıralamasında 32. durumda bulunan Basel çok sert bir rakipti. Sakatların dışında Sosa, Nwakaeme, Pereira gibi önemli oyuncular olmadan oyunun üstünlüğünü almak 30. dakikayı buldu... 17'de Campi atamadı, 20'de Vidmer attı. Basel'in attığı gol çok güzel, Abdülkadir'in verdiği cevap ise mükemmeldi.
Campi'yi beğendim. Hüseyin sağ bekte savunmayı iyi yaptı. Belki hücumda daha etkili olabilirdi.. Doğan orta saha için çok iyi bir alternatif olduğunu bir kez daha gösterdi. Hem savunmada hem de pas organizasyonunda çok etkiliydi.. Obi Mikel toparlanıyor. Sorloth çizgide etkisiz kaldı. Nwakaeme ve Sosa oyuna girince takı dengesiri buldu. Önce Sorloth, sonra Nwakaeme net pozisyonları atamadı. Ama öne geçeceğimize emindim. Geçtik ama sevincimiz kursağımızda kaldı.
Maçın oyuncusu:
61 numaralı Abdülkadir... Sakatlığından dolayı oynamayan 10 numaralı Abdülkadir Ömür takımın sanatçısı ise Parmak da 61 numaralı formasıyla takımın ruhu. Çok çalıştı, güzel çalımlar ve enfes bir gol attı. Başlangıçta dolgu diye bakılıyordu, şimdi inci gibi parlıyor.
Maçın sorusu:
Bu ne talihsizlik?
2-1’in hemen ardından hava topunu kaybettiğimizde Okafor’un vuruşunun çatala gitmesi inanılmaz bir talihsizlik. 19 yaşındaki genç futbolcu, 9 lig maçında tek gol atamazken, Trabzon karşısında ilk şutunda golü buldu.
Sturridge geliyor. Her geçen gün yere biraz daha sağlam basıyor. Güçlendiğini görüyoruz. Kalitesini attığı birkaç pasla gösterdi. Milli maç arasından sonra çok etkili bir performans bekliyorum. Çünkü form geçici klas kalıcıdır. Bekliyoruz.
Not: Seneler sonra Avrupa’da olmak çok güzel. Avrupa’dan men söz konusuyken, beraberliğe karalar bağlamamak lazım. Trabzonspor gelişiyor.
‘’Ankaragücü'nün zaferi‘’
Gençlerbirliği iletişim ekibinin hazırladığı, “Ebedi dostumuz, ezeli rakibimizle 7 yıl sonra yeniden” başlıklı video çok güzeldi. Ankaragücü tribünlerinde maç boyu asılı duran İlhan Cavcav portresi daha da güzeldi! İlk devrede üstün olan taraf puana ve galibiyete daha çok ihtiyacı olan Gençler’di. 8. dakikada Sessegnon’un gollük vuruşunda Kitsiou son anda topa ayağını soktu golü önledi.
Polomat’ın frikiğini Korcan kurtardı, Sio’nun şutunu Pazdan çizgiden çıkardı. Ligin son sırasında olmasını rağmen hiçbir endişesi yokmuş gibi gözüken Gençlerbirliği futbolcuları ikinci devrede her şeylerini ortaya koyan Ankaragüçlü meslekdaşlarını örnek almalı. 56’da İlhan vurdu Sertaç çizgiden çevirdi, Pazdan vurdu Sertaç can havliyle bir daha çeldi, Candeias topu uzaklaştırmak isterken topu kalesinin tavanına çaktı: 1-0. Ertaç 69’da Fati’nin vuruşunu kurtarıp takımını ayakta tuttu ama arkadaşlarını uyandırmaya yetmedi. Bir dakika sonra Ankaragücü harika bir atak yaptı. Hasan’ın Kitsiou’ya, Kitsiou’nun Orgill’e verdiği paslar harikaydı.
Yalçın hamlesi maçı bitirdi
Orgill’in şutunu kurtaran Ertaç, İlhan’ın vuruşunda çaresizdi: 2-0. 77’de Gençler için şans kapıyı çaldı. Korcan kontrpiyede kaldı, direkten dönen top Korcan’a çarpınca fark bire indi: 2-1. Kulusiç ve Pazdan harika ikili... Metin Diyadin’in emektar Yalçın’ı onların arasına alması maçı bitirdi. Ankaragücü’nde elinden gelenin en iyisini yapmayan yok gibiydi. Gençler toparlanır mı bilemem kadro fena değil, ama sanki aidiyet sıfır!