‘’Fenerbahçe'de kara bulutlar dağılıyor‘’
Yazımızın son Sivasspor maçı ve sezon başı moral kupası ile alakası yok. Konumuz, Fenerbahçe’yi ilgilendiren TFF’nin transfer harcama limitleri, futbolcu lisansları ve takımdaki yabancı kontenjanı... Transfer harcama limitlerinin açıklanmasından sonra büyük sıkıntıya düşen Fenerbahçe Yönetimi çözüm için kolları sıvadı.
Kavga ile yol alamayacağını anlayan Başkan Ali Koç, ilk etapta kendi iş grubunun bankası ile bir yapılandırma yapmayı düşündü. Ardından da uzun görüşmeler sonrasında biri özel, biri kamu bankasıyla pazarlığa oturdu. Yapılan görüşmeler olumlu geçti. Sonuçta da Fenerbahçe Kulübü borcunun 300 milyon Euro’luk bölümünü yapılandırmaya karar verdi.
Bankalar ile anlaşmanın 2+10 yıllık olması bekleniyor. Bankalar ile yapılacak anlaşmalarda Başkan Ali Koç garantör olacak. Bu yapılandırılma en kısa zamanda kamuoyu ile paylaşılacak. Yapılandırma sonucunda Fenerbahçe bugüne kadar yaptığı ve de yapacağı transferler ile ilgili sıkıntı yaşamayacak.
Bu kez işi sıkı tutuyor
Kadroya yeni katılan futbolcuların lisansları da çıkartılmış olacak. Bu arada Vedat Muriç’in Lazio transferi gerçekleşirse, yönetim daha da rahatlayacak. Sezon öncesi büyük sıkıntılar yaşayan Fenerbahçe’de artık kara bulutlar dağılmak üzere.
Başkan Ali Koç yeni gelecek yabancı oyuncular ile artan kontenjanı da bir an önce halletmek istiyor. Vedat Muriç’in Lazio’ya gitmesi an meselesi. Zach, Zanka, Allahyar, Frey ve Dirar en kötü ihtimalle kiraya verilecek.
Görüldüğü gibi Fenerbahçe Başkanı ve ekibi bu defa işi çok sıkı tutuyor. Tutuyor çünkü camia ve taraftarlarının şampiyonluk özlemiyle yanıp tutuştuğunu herkesten çok biliyor ve hissediyorlar.
‘’Fenerbahçe dikkat!‘’
Yine sezon başı, yine hazırlık maçları ve yine abartılı yorumlar. Aslında bunlara yabancı değilim. Büyükleri yorumlayanlar, ister istemez sezon başı onlara moral vermeye çalışırlar. Doğru mu? Tartışılır... Transfer şampiyonu Fenerbahçe yine sezona büyük ümitler ile giriyor. Transferler ilk defa bir iki eksik dışında sezon başı kampına yetiştirildi.
Topuk’ta komando eğitimi
Teknik direktör Erol Bulut çok hırslı ve iddialı. Topuk Yaylası’ndaki idmanlar, komando eğitimini aratmayacak cinstendi. Eskiler ve yeniler çabuk kaynaştı. Yabancı futbolcular içinde problem yaratacak (Max Kruse) yok gibi. Gerçekten de dışarıdan bakıldığında şu anda Fenerbahçe’de her şey ‘güllük gülistanlık’. Ancak hemen bir hatırlatma yapmakta yarar var. Yılların birikimi ve tecrübesiyle, ‘Fenerbahçe dikkat!’ diyorum.
Ligin havası başkadır
İşin içine puan muhabbeti ve mücadelesi girdi mi her şey bir anda değişir. Ligin havası bir başkadır. Oynamadan hiçbir maç kazanılmaz. Fenerbaçe’yi bu sezon başında da en büyük favori gösterecekler. Teknik heyet ve futbolcular, şampiyonluk havasına erken girerlerse yine hüsran yaşarlar. Kaldı ki, bu sezon 21 takımlı değişik bir lig oynanacak. Fenerbahçe’nin en büyük silahı ve desteği olan taraftarı da tribünleri dolduramayacak. Özetle, Fenerbahçe favori olarak başlayacağı yeni sezonun en dikkatli takımı olmak zorundadır. Olmak zorundadır çünkü camianın da taraftarının da sabrı taşma noktasındadır..
‘’Koç, Bulut ve beklentiler‘’
Son yıllarda her Fenerbahçeli sezon başı şampiyonluk hayalleri kurar ve şampiyon olacağına inanır. Bunun en büyük sebebi de rakiplerine göre transferde hep bir adım önde oluşudur. Ali Koç başkan olduğunda ise bu beklenti daha da artmıştır. Koç dönemi ilk 2 yılında bırakın şampiyonluğu, hayal kırıklığı ile geçti. Elbette bunun da sebepleri vardı. Comolli ile başlayan dönem ise Fenerbahçe’yi ileriye değil, geriye götürdü. Yanlış teknik direktör seçimleri, yanlış transferler, yönetim hataları ve saha dışı olumsuz gelişmeler sonucu başkan Koç büyük sıkıntılar ile baş başa kaldı.
Transferde yine önde
Büyük hedefler koyarak iddialı bir şekilde göreve talip olan başkan elbetteki kolay pes etmeyecekti. Fenerbahçe, Koç’la birlikte yine umut dolu bir sezona başlayacak. Takımın başında yine taraftarın istediği ve destek verdiği bir teknik adam var. Fenerbahçe transferlerde yine bir adım önde. Gökhan Gönül, Caner Erkin geri döndü. Ciddi rakip Trabzonspor’un önemli silahları Novak ve Sosa alındı. Geçen yılın gözdelerinden Mert Hakan takıma kazandırıldı. Transferler devam edecek gibi. Teknik Direktör Erol Bulut, formasını da giydiği Fenerbahçe camiasını iyi tanıyor. Onun için o da ince eleyip sık dokuyor. Taraftarlar ve camia, Ali Koç ile Erol Bulut’a yine büyük destek veriyorlar.
Mutlu son hayal değil
Artık son söz hoca ve ekibinde. Fenerbahçe Yönetimi, teknik heyeti ve futbolcular, şampiyonluk dışındaki hiç bir sonuca mazeret üretemezler. Çünkü camianın tek beklentisi şampiyonluk. Başkan Koç’un heyecanı, arzusu ve mali desteğine teknik heyet ve futbolcular da katılırsa, mutlu son hayal değil...
Koç-Özdemir kavgası bitmeli
Bir paragraf da Fenerbahçe ile Federasyon kavgasına açalım. 3 Temmuz sürecini çok yakından takip eden bir gazeteci olarak, Koç- Özdemir kavgasına şaşırıyorum. O günlerde Fenerbahçe için aynı cephede savaş vermiş iki kişi şimdilerde karşılıklı savaşıyor. Bu kavganın öyle ya da böyle bitmesi gerek. Fenerbahçe Başkanı’nın haklı olduğu konular var. Ancak yakından tanıdığım Nihat Özdemir’in de kötü niyetli olmadığını biliyorum. İki taraf arasında yakılacak barış çubuğu Türk Futbolu’na da huzur getirir. Sezon sonu tek hedefin şampiyonluk olduğu Fenerbahçe, kavgalardan uzak durmalıdır. Ne kadar canı yanarsa yansın...
‘’Emre gitti ya sonra?‘’
Emre Belözoğlu, Kadıköy’deki son oyununa buruk çıkıyor. Çünkü tribünler ıssız ve sessiz. Gençlerden Ömer Faruk ve Allahyar eksiklerden ilk onbir şansı bulmuşlar. Sahada Muriç, Gustavo, Deniz, Tolgay yok ama Fenerbahçe’nin kaptanı ve gençleri var. 40 yaşına merdiven dayamış Emre ilk bölümde hem oynadı, hemde oynattı. Takımın gençleri Ferdi ve Ömer Faruk yüreklerini ortaya koydular. Allahyar iyi niyetli ama kapasitesi belli. Ozan, Dirar, Hasan Ali idare ediyorlar.Serdar Aziz ve Falette bir var bir yoklar. Fenerbahçe’nin gençleşen kadrosu ikinci yarıda da çok koştu. Rodrigues şık bir gol attı. Emre Belözoğlu '60 dakika yeter' dedi, noktayı koydu. Fenerbahçeliler maçın skoruna değil, kaptanın gidişine takılı kaldılar. Neden mi? Çünkü yeni bir Emre Belözoğlu kolay bulamayacaklar
Gecenin sorusu
Sezonun son 90 dakikası, maç seyircisiz. Ligdeki tablosu, kadrosu ve oynadığı futbol ile sizce dün Kadıköy’e Fenerbahçe’yi izlemeye kaç kişi gelirdi?
Maçın starı
Kısacası ona şapka çıkartılır. 40 yaşına gelmişsin, sahadaki 20’liklere ayak uyduruyorsun. Kaptan dün son lig maçına çıktı ve yine döktürdü. Alkışlar Emre Belözoğlu’na...
Maçın olayı
Fenerbahçe’nin biri ilk onbirde( Ömer Faruk) diğer 6’sı kulübede toplam 7 alt yapı oyuncusuyla maça başlaması. Mecburiyetten olsa da şık ve güzel
Kısa mesaj
Fenerbahçe’nin son şampiyonluğu 2013/2014 sezonunda. Taraftar 6 yıldır bekliyor. Başkana hala büyük destek var. Önümüzdeki sene KOÇ gibi bir takım ve kupalar bekleniyor. Bunu da herkesten çok başkan Ali Koç biliyor.
‘’Muriç'in ihaneti‘’
Beşiktaş, Avrupa’yı kovalıyor. Fenerbahçe ise kazanıp hem prestijini hem de sezonu kurtarma peşinde. Seyircisiz maç Beşiktaş’ın en büyük dezavantajı. Fenerbahçe’de Gustavo’nun son dakika sakatlığı planları alt üst etmiş. Gustavo olmayınca kaptan Emre bu defa oyuna baştan başlıyor. Bunun dışında stoperler buluşmuş (Serdar Aziz- Falette). Beşiktaş daha moralli. Burak Yılmaz’ın dönüşü büyük umut. Fenerbahçe maça kendi evinde gibi başladı. Önde baskı yaptı, rakibine nefes aldırmadı. Ferdi, Emre, Ozan, Deniz ve Hasan Ali ile maça ağırlığı koydu. Beşiktaş şaşkın ve dağınık oynarken imdatlarına Vedat Muriç yetişti! Orta alanda Vida’nın bileğine öyle vurdu ki, çıkan kırmızıya itiraz eden bile olmadı. Böyle maçlarda bir eksik oynamak zordu. Ancak Sarı-Lacivertliler maçı hiç bırakmadılar. İkinci yarı bir eksikle Fenerbahçe ne kadar direnecek diye düşündük. Eksik Fenerbahçe yorulana kadar dirense de sonunda gardı düşüp oyunu kaybetti. Bu kaybedişin baş sorumlusu Muriç’in ihaneti idi.
GECENİN SORUSU
Önümüzdeki sezon sahadaki iki büyükten kaç futbolcu takımlarında kalır?
MAÇIN STARI
Bugüne kadar onu kulübeye mahkum edenler ne düşünür bilemem. Benim bildiğim Ferdi Kadıoğlu’nun uzun yıllar Fenerbahçe’ye hizmet edeceğidir. Dün hücumda olduğu kadar, defansına yaptığı yardımlarla maçın parlayan ismiydi.
MAÇIN OLAYI
Vedat Muriç’in sorumsuzca gördüğü kırmızı kart. Hem de takımı çok iyi oynarken. Böylesine önemli bir maçta arkadaşlarını yalnız bırakan Muriç’e bu kart hiç yakışmadı.
KISA MESAJ
Sezon sonu Beşiktaş-Fenerbahçe oynuyor, şampiyonluğun lafı bile edilmiyor. Taraftarları ve camiaları önümüzdeki sene onları böyle görmek istemezler.
‘’Stoper kurbanı takım‘’
Avrupa yolunu açmak için iki tarafında kazanmak zorunda olduğu bir maçtı. Fenerbahçe’de stoper muhabbeti yine ön plandaydı. Serdar Aziz yine cezalı,Jailson korkudan oynatılmamış, Falette’in yanına Ozan Tufan geçmişti. Kadıköy’de oyunda genç Ömer Faruk ilk defa on birde sahaya sürülmüştü. Önümüzdeki sezon Kadıköy’ün yolunu tutacak Mert Hakan, oyunun genelinde de heyecanlı ve tutuktu. Sivas, maça baskılı başladı. İlk 10 dakika dolmadan penaltıdan golü de buldu. Penaltıyı yaptıran stoper oynayan Ozan olmuştu. Golden sonra Sivas, yakaladıklarını atsa maç çabuk bitecekti. İlk 20 dakikadan sonra ev sahibi biraz hareketlendi. Deniz Türüç’ün beceri dolu golüyle de maçın kontrolünü ele aldı. Hasan Ali, Ferdi, Gustavo, genç Ömer Faruk’a arkadaşları ve Vedat Muriç ayak uyduramadılar...
Beklenen hamleler geldi...
Devre biterken sahanın iyilerinden Emre Kılınç, bir ani atakta önce Ozan’ı sonra da Altay’ı avladı. İkinci yarı Fenerbahçe’den beklenen hamleler geldi. Son yarım saatte Ömer Faruk ve Tolgay’ın yerlerine Emre Belözoğlu ve Rodrigues girdi. Bu bölümde yüklenen oyunu riske eden Fenerbahçe, kapanan Sivasspor oluyordu. Fenerbahçe’nin çabaları yeterli olmayınca ucuz yoldan bir maç kaybedildi. İşin özeti Sarı-Lacivertliler yine stoper kurbanı oluyordu.
Gecenin sorusu
31. Lig haftasında takımda kendine bir 5 dakika yer bulabilen, genç Ömer Faruk ilk on birde sahaya çıktı. Bu teknik heyetin kararı mı, yoksa Sarı-Lacivertli taraftarların sosyal medya baskısı mıydı?
Maçın starı
Önce penaltı yaptırdı, takımını 2 . golünü attı. İkili mücadelelerde hep galip geldi. Emre Kılınç, transferin şüphesiz yıldızı olur
Maçın olayı
Kadıköy’deki mücadeleye ilk 11 başlayan 16 yaşındaki Ömer Faruk Beyaz, Süper Lig tarihinde Sarı- Lacivert forma ile maça çıkan en genç oyuncu oldu.
Kısa mesaj
Orta saha oyuncularından stoper (Ozan, Gustavo, Jailson), hücumculardan (Deniz, Dirar) sol bek, sağ bek yaratmaya çalışırsan kısa zamanda hedeften şaşarsın. Fenerbahçe‘nin şaştığı gibi.
‘’Fenerbahçe fırsat tepti‘’
Zirvede son haftalarda öyle sonuçlar alınıyor ki, Fenerbahçe de ister istemez bu hesapları yapıyor. Gelgelelim bu fırsatı kullanma niyetinde mi? Stoperde her hafta ya sakat var, ya cezalı. Serdar Aziz yok, Jailson var. Doğru mu tartışılır. Neyseki o alana Gustavo çekilmemiş. Oyunun ilk bölümünde daha çok pozisyon bulan ev sahibi oldu. Jailson’un harikalar(!) yarattığı dakikalarda Soner ve Stancu biraz becerikli olsa, maçın gidişatı 5 dakikada değişecekti. Fenerbahçe savunmadaki sıkıntılar ve korkular yüzünden ilk yarı rakip kaleye tek şut atıp, tek pozisyon buldu. Devre golsüz biterken Gençlerbirliği’nin cömertliği dikkat çekiciydi. İkinci yarı Fenerbahçe’den beklenen hamle geldi. Jailson dışarı Emre Belözoğlu içeri. Bu değişiklik sonrası Sarı-Lacivertliler oyunun kontrolünü de ele geçirip pozisyon bulmaya başladılar. Vedat Muriç’in ikinci yarı başında kaçırdığı mutlak gol poziyonu sonrası Gençler ilk atağında Stancu ile golü bulunca, Fenerbahçe son bölümü oyunu tamamen riske ederek oynadı. Önce Emre’nin attığı nefis golle eşitliği sağladı, sonrada kale önü cömertliği ile bir puanla yetinip fırsat tepti.
Gecenin sorusu?
Bir takım iki sezondur en azından alt yapıdan bir genç stoper çıkartamaz mı? Bu takım stoperde Jailson’a mecbur mu?
Maçın starı
40 yaşına gelmiş ama, gençlere taş çıkartıyor. Takımı kötü oynayınca oyuna girdi, maçı yönlerdi, bir de jeneriklik gol attı. Tebrikler ve alkışlar Emre Belözoğlu’na.
Maçın olayı
Oyunun hemen başında futbolcuların çok bunaldığını hissetmiş olacaklar ki sulama sistemi devreye girdi. Maç oynanırken fıskiyelerden akan sular ilginç görüntüler oluşturdu.
Kısa mesaj
Temmuz ayında 18.30’da maç oynanmaz. Bana göre ilk maçlar 20.00’de, ikinci maçlar 21.45’te başlamalı.
‘’Galibiyet güzeldir‘’
Ligin en rahat iki takımı. Büyük hedefleri yok. Fenerbahçe az da olsa Avrupa kovalıyor gibi ama çok hevesli değil. Göztepe’nin ne düşme derdi var ne de zirvede gözü... Fenerbahçe maça önde baskı yaparak başladı. Tempolu oynadı, Gustavo ve Tolgay ile orta alanı, Deniz ve Ferdi ile kanatları iyi kullandı. Falette, Hasan Ali ve Ferdi hücum organizasyonu ile de mükemmel bir gol buldu. Ardından genç Ferdi’nin nefis bir şutla attığı ikinci gol geldi. Bu gol maçı noktalar diye düşündük ve ikinci yarıyı bu gözle seyrettik. Fenerbahçe kontrollü oynamaya başlayınca Göztepe kendini göstermeye başladı. İzmir ekibinin Soner ile bulduğu gol, Kanarya için rahat giden maçı sıkıntıya soktu. Son bölümde Göztepe yüklendi, Fenerbahçe ve Altay direndi. Fenerbahçe zor kazandı ancak her şeye rağmen galibiyet güzeldir ve fazlaca eleştirilmez.
Gecenin sorusu
Önümüzdeki sene takımda banko kalacak Vedat Muriç ve Ozan Tufan’daki düşüş niye?
Maçın starı
Fenerbahçe’de hak etmediği halde çoğu maçta kesik yiyen Ferdi Kadıoğlu dün mükemmel goller attı, inanılmaz istekli oynadı ve de maçın starı oldu.
Maçın olayı
Sarı-Lacivertliler’in uzun bir aradan sonra ilk 45 dakikada taraftarlarını ve camiasını memnun eden istekli oyunu... İki farklı galibiyetten sonra 2. yarıda yine onları düşündüren ve üzen futbolu.
Kısa mesaj
Göztepe 8 haftadır maç kazanamıyor. Ligin ilk bölümünde aldıkları puanlara ve Konyaspor deplasmanındaki galibiyete dua etsinler. Bu işlerin şakası olmaz. Rehavet, felaket getirir.









































