‘’Çok farklı bir sezon geçiriyoruz‘’
Spor Toto Süper Lig yıllar sonra 21 takımla oynanıyor.
Bir yandan lig bir yandan kupa mücadelesi yüzünden maçlara ara verilmeden devam ediliyor.
Pandemi yüzünden tribünler boş ve sessiz.
Takımlar maddi ve manevi destekten yoksun ligi tamamlamaya, hedeflere varmaya çalışıyorlar.
Süper Lig maçları Avrupa Futbol Şampiyonası için 15 Mayıs’ta bitirilecek.
Ligde oynanacak 40 hafta yüzünden maçlar hafta aralarında da oynanıyor.
Seyircisiz maçlar aslında bir yerde saha avantajını da ortadan kaldırdı.
Yazının başlığında olduğu gibi her maç neredeyse 3 ihtimalli.
Bu hemen hemen her takım için geçerli.
Beşiktaş deplasmanda yendiği Trabzonspor’a evinde mağlup oluyor.
Şampiyonluğun en büyük adaylarından Fenerbahçe evinde Konyaspor ve Malatyaspor’a maç kaybediyor.
Galatasaray içinde durum aynı. Kendi sahasında Alanyaspor’a yenilip, 10 kişilik Kayserispor’u yenemiyor.
Kendi evinde kaybettiklerini deplasman galibiyetleri ile telafi edip iddialarını sürdürüyorlar.
Alt sıralarda da durum farklı değil. Adeta banko maç yok gibi. Kimin nerede kimi yeneceğini kestirmek zor.
İlk 8 takımı saymazsak, 13 takım son 4 takım olmamak için mücadele ediyorlar.
Şampiyonluk yarışı da farklı değil. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe kadar sürpriz sonuçlara gebe maçlar yüzünden Trabzonspor’da bu yarışın içine dahil oldu.
Süper Ligde olduğu gibi , Spor Toto 1. Ligde de durum farklı değil. İlk 2 ve play-off maçları için 10 takım mücadele ediyor.
Her maç 1-0-2 .
Bu yüzden hem Süper Lig hem de 1.Ligde şampiyon olacaklar ile küme düşecekleri şimdiden tahmin etmek , kestirmek zor.
Sezon sonunda 3 ihtimalli maçlar bakalım kimleri kürsüye çıkartıp sevindirecek, kimleri de üzecek...
‘’Önce oynadı sonra seyretti‘’
Fenerbahçe’nin Mesut başta olmak üzere topla tehlike yaratacak tekniği yüksek çok oyuncusu (Samuel, Sosa, Ozan, Thiam, Valencia) var. Rakip topu Fenerbahçe’ye bırakıp kendi alanına yerleşip alan savunması yapmayı düşünmüş. Ofansif oyunu ikinci plana itmiş. Önde baskı yaparak maça başlayan Fenerbahçe müthiş pas trafiği ile ilk bölümde hem pozisyon hem gol (Thiam) buldu, hem de rakibe göz açtırmadı. Mesut, asistleri ve duran top ustalığıyla ilk yarının öne çıkan ismi oluyordu. İkinci bölümdeki Valencia golü, rakibi uyandırdı. Karagümrük açılmaya başladı. Borini’nin jeneriklik golüyle de maça ortak oldu. Roller değişmişti. Bu defa topla oynayan pozisyon bulan Karagümrük'tü. Erol Bulut son 10 dakikada skoru tutma adına yorulan Mesut, Valencia ve Caner’in yerlerine Mert Hakan, Ferdi ve Tisserand’ı (Gecikmiş hamleler) sahaya sürdü. Yorgun Fenerbahçe önemli bir virajı kazasız döndü, Karagümrük geç uyanışının faturasını ödedi.
Gecenin sorusu
Takımın bankoları Gustavo, Pelkas ve İrfan Can dönünce, dünkü 11’den kimlere kulübe yolu gözükür?
Maçın starı
Kritik anlarda kritik kurtarışlar yapan Altay ve müthiş mücadele eden Szalai, galibiyette yine başrolleri oynadılar.
Maçın olayı
Sezon başında büyük ümitlerle golcü diye transfer edilen Kemal Ademi, kiralık olarak gittiği Karagümrük’te bu defa Fenerbahçe’ye gol atmak için sahadaydı.
Kısa mesaj
Fenerbahçe çok eleştiriliyor, kabul. Ancak deplasmanlarda ve öne geçtiği maçlarda kaybetmiyor. Şampiyonluk kovalayan bir takım için bunlar büyük avantaj.
‘’Kocaman uyarı‘’
Erol Bulut rotasyon yapıp Harun, Lemos, Ferdi, Sinan Gümüş, Cisse ve sakatlıktan dönen, Gökhan ile derbide oynatmadığı için eleştirilen Thiam'ı ilk 11'de sahaya sürmüştü. Mesut Özil yine kulübedeydi. Aykut Kocaman’ın ekibi her zaman olduğu gibi bol pas yaparak oyunu soğutuyor, rakibin açıklarını kovalıyordu. İlk bölümde Fenerbahçe’den ne organize bir atak, ne de kaleyi bulan bir şut görmedik. Gustavo olmayınca Ozan Tufan ve Sosa da zorlanıyor. Sinan, Cisse, Ferdi ve Thiam rakip kaleye yaklaşmayı bile beceremiyorlardı. Deniz Türüç’ün şahsi gayreti, hakemin avantaj uygulamasıyla Fernandes’in golü geldi. Harun kapattığı köşeden golü yemiş, Lemos da atağı kesme uğruna kırmızıyı görmüştü. Oyunun ikinci bölümünde etkili ayaklar Mesut, Samuel ve Valencia girince sahadaki görüntü değişti. Fenerbahçe 3’lü defans ve çok adamla 10 kişi ile maçı rakip alana yığdı. Valencia ile golü de buldu. Golden sonra Başakşehir uyandı, rakibinin üzerine gitmeye başladı. Uzatmanın ilk bölümünde de Guldbrandsen'in orta şut karışımı vuruşunu Harun seyredince işin sonu belli oldu. Yanlış tercihler, yanlış planlarla Fenerbahçe kupaya veda ederken, Aykut hoca eski takım arkadaşını bir defa daha uyarmış oldu. Bakalım Erol hoca bu son ciddi uyarıyı da dikkate alacak mı?
Gecenin sorusu
Kupa’da Karacabey ile oynarken Fenerbahçe'nin kalesinde Altay vardı. Başakşehir çeyrek final maçında ise kale Harun’a teslim edilmişti. Hangisi doğru, hangisi yanlış?
Maçın starı
120 dakika adeta dinamo gibi çalıştı. Gelen turun başrol oyuncularından biri şüphesiz Azubuike oldu.
Maçın olayı
1996 yılında Fenerbahçe , Trabzon’da kazanıp şampiyonluğu yakalarken, galibiyet golünün asisti Erol Bulut'tan, vuruş Aykut Kocaman'dan gelmişti. O maçın kahramanları dün teknik direktör olarak birbirlerine rakip oldular.
Kısa mesaj
Başakşehir kupa maçında gördük ki, kaleci Altay Fenerbahçe için çok önemli bir oyuncu. Çünkü Harun bekleye bekleye sanki kaleciliği unutmuş gibi.
‘’Korkak oynadı‘’
Gustavo'nun yokluğu, Galatasaray için avantaj sayılırdı. Maçı daha çok istediler ve kazandılar. Erol Bulut, kendi evinde korkak oynadı. Thiam'ı kullanmıyor, ‘Gustavo ve Pelkas’ arandı diyor. Bu inandırıcı değil.
Fenerbahçe, Gustavo ile oynamaya alışmış bir takımdı. Onun yokluğu şüphesiz Galatasaray için avantaj sayılırdı. Çünkü Gustavo Sarı-Lacivertli takıma güven aşılayan, hırslandıran bir oyuncuydu. Kazanmayı hedefleyen ama asla kaybetmeyi aklının ucundan bile geçirmeyen Fenerbahçe forma şansı bulan Sosa’dan, Mert Hakan’dan patlama bekliyordu (hayal kırıklığı yaşattılar). Gustavo olmayınca saha içi düzeni de değişmişti. Valencia sol kanada, (orada kayboldu) Samuel sağ kanata geçmiş, Samatta (hiç etkili olamadı) gezen hücumcu rolüne soyunmuştu.
Bariz şekilde gözüktü
Kaybetme korkusu oyun başladığında iki tarafta da bariz şekilde gözüküyordu. Fenerbahçe topu rakibe vermiş, Galatasaray’ın kendi alanından çıkarken yapacağı hataları kovalayıp duruyordu. İlk bölümde iki rakip etkili ayaklara yakın markaj uyguluyordu. İlk 20 dakikada 5 korner kullanmasına rağmen, Samatta, Samuel ve Sosa ile net pozisyonlar bulan Fenerbahçe'ydi. Ama Fenerbahçe’nin sonuç alacak, becerili ayakları yoktu. İkinci bölümün başında Mostafa Mohammed’in sahneye çıkıp attığı gol, rakip hücumcuları kıskandıracak cinstendi.
22 futbolcu aldırmışsın
Öne geçen Galatasaray bu defa topu rakibine verdi, savunmaya geçti. Erol Bulut, ”Kurtar bizi” diye Mesut Özil’i sahaya sürdü. Hamleler yaptı ama maçı daha çok isteyen Galatasaray kazandı. Kendi evinde korkarak oynayan Erol hocaya birkaç not düşelim. Korkunun ecele faydası yoktur. 22 futbolcu aldırmışsın, bir santrafor bulamamışsın. Sağ kanatçılar Valencia ve Samuel’i birlikte oynatacağım diye Thiam’ı kullanmadın. Hâlâ Gustavo ve Pelkas arandı diyorsan, bu da inandırıcı olmaz.
‘’Altay ve Muslera‘’
Yine sonucu merakla beklenen bir derbi...
Bir yanda Mesut Özil ve İrfan Can transferleriyle, moral motivasyonu zirve yapan Fenerbahçe.
Diğer yanda Fatih Terim’in saha içi planlarına güvenen, ara transferde eksikliklerini tamamlayan Galatasaray.
Şüphesiz iki tarafta da maçın kaderine etki edecek oyuncular var.
Teknik adamlar bu maçlar öncesi derslerini çok iyi çalışırlar.
Fatih Terim, Fenerbahçe maçlarının havasını Erol Bulut’tan daha fazla biliyor olabilir.
En zor görev
Hatırlatalım, Fatih Terim teknik direktör olarak Galatasaray’ın başında olduğu dönemlerde, Erol Bulut, Sarı- Lacivertli formayı giyiyordu.
Ezeli rekabeti daha çok yaşamış Fatih Terim’le, Erol Bulut’un taktik savaşları işin merak uyandıran bir başka yönü.
Şimdi bütün bunları bir kenara bırakıp, maça farklı bir pencereden bakalım.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın önemli silahları var. Bunlara bel bağlayacaklar.
Ama iki tarafın da en çok güvendiği iki banko oyuncu var: Fernando Muslera ve Altay Bayındır.
Galatasaray’ın Muslera’sız günlerde başı çok ağrıdı.
Muslera, geçmişte kazanılan kupalar ve önemli maçlarda hep başrol oyuncusuydu.
Genç yaşta Fenerbahçe kalesini devralan Altay Bayındır da formayı giydiği günden beri hep üstüne katarak oynuyor.
Dev derbide en zor görev onların olacak gibi görünüyor.
Maçın kaderi onlarda
Muslera’nın tecrübesi ile Altay’ın bir adım önünde olduğu düşünülebilir.
Genç Altay ise enerjisi, refleksleri ve hırsı ile bu açığı kapatabilir.
Maçtan sonra tahminim o ki, yine en çok artıları ve eksileri ile Muslera ve Altay konuşulacak.
Kısacası maçın kaderi onların ellerinde olacak.
Bakalım o eller maçın sonucuna ve skoruna nasıl katkı yapacaklar.
Bekleyip, göreceğiz...
‘’Önemli olan galibiyet‘’
Hatayspor ligin iyi oynayan, sonuca çabuk giden, becerili ayaklara sahip takımıydı. Bu yüzden de Fenerbahçe bu deplasmandan çekinmiyor değildi. Pelkas’ın yokluğunda formayı Mert Hakan kapmış, Samuel ilk 11’de şans bulunca Samatta yedeğe düşmüştü. Fenerbahçe’nin 3’lü orta sahası ile 3 hücumcusu, maça önde baskı yaparak başladılar. 4’lü defans da onlara yaklaşınca rakip ne oyun kurabildi, ne de etkili olabildi. Osayi Samuel’in yoktan var ettiği pozisyon sonrasında yaptığı asist ile gelen Thiam golü Fenerbahçe’yi daha da rahatlattı. Devre biterken Gustavo’nun sakatlanması Hatayspor için avantaj oluyordu. Luiz Gustavo’suz Fenerbahçe karşısında Hatayspor geç de olsa uyandı ve rakip kale önünde gözükmeye başladı. İşte bu bölümde imdada kaleci Altay Bayındır yetişti. Boupendza ile arkadaşları maçı döndürecek goller için Altay’ı geçemeyince, Fenerbahçe çok ama çok önemli bir virajı kazasız döndü. Hep diyorum; önemli olan galibiyet, gerisi teferruat...
Gecenin sorusu
Mesut Özil, İrfan Can, Pelkas, Sosa gibi bankolar dönünce, bakalım Erol Bulut nasıl bir 11 yapacak?
Maçın starı
Tahmin ediyorum ki bu maçtan sonra 90 dakikanın kahramanı Altay gösterilecek. Böyle giderse 22 yaşındaki kaleci Altay Bayındır, adını Fenerbahçe tarihine yazdırır.
Maçın olayı
Uzun bir aradan sonra, 'Fenerbahçe stoperlerini buldu' diyebiliriz. Sakatlık ve cezalar olmazsa, Serdar Aziz ve Attila Szalai formayı kolay vermezler.
Kısa mesaj
Yeni transferler iyi ama, Fenerbahçe‘nin olmazsa olmazları Gustavo ve kaleci Altay.
‘’İş bitirici takım‘’
Erol Bulut, Kayserispor maçının 11’ni bozmamıştı. Oyunun favorisi tartışmasız Fenerbahçe'ydi. Rakibin gücünü ve silahlarını çok iyi bilen Sumudica, takımını bu defa 5’li defans ve kalabalık bir orta saha planıyla sahaya sürmüştü. Defansı düşünmekten de hücum yapmayı pek beceremedi. Kapanan rakip önünde ev sahibi üretken olamadı. Pozisyonsuz giden maçta Valencia'nın frikiği, devre biterken imdada yetişiyordu. İkinci bölümde Rizespor ister istemez açıldı. Fenerbahçe geniş alanlar bulmasına rağmen yine çok etkili olamadı. Son yarım saatte sırasıyla yeni transfer Samuel (Katkısı çok olur), Mert Hakan ve Sosa hamlesi vardı. Son bölümde Rizespor pozisyonlar bulup, golü bulamadı. Fenerbahçe ise farkı arttıramadı ama Samuel’in hareketli ve estetik futbolu ile oyun renklendi. Sonuç mu? Futboluyla olmasa da Fenerbahçe’nin iş bitirici özelliği devam ediyor.
Gecenin sorusu?
Fenerbahçe’ye sürekli yeni oyuncular geliyor. Bu takımdan 2 gün içinde acaba kimler gidecek?
Maçın starı
Gustavo sahanın her yerinde vardı. Ama kilidi açan golün büyük katkısı Valencia’dan geldiği için kürsüye o çıktı.
Maçın olayı
'Banko' diye alınanlar, şimdilik maçlara kulübede başlayacak; Sosa, Mert Hakan, Lemos, Cisse, Novak, kadroda olmayan Tisserand ve Gökhan Gönül.
Kısa mesaj
Mesut Özil yakında sahaya çıkacak. Kendi stadının kötü zemini, onun bir başka rakibi olabilir.
‘’Hem oynadı hem kazandı‘’
3 hücumcu (Valencia, Thiam, Samatta) ile oyunu daha çok rakip alanda oynamayı seven, duran top ustası Caner sahadaydı. Stoperler yine değişmişti. Serdar Aziz dönmüş, yeni transfer Attila Szalai’ye (Malzeme iyi, nokta transfer gibi) ilk şans verilmişti. Genç kaleci Doğan hariç 10 yabancı ile sahaya çıkan Kayserispor’un oyun planı sadece defans yapmak (Dan Petrescu niye geldi) üzerine kurulmuştu. Düşünün maç boyunca Altay’a tek ciddi top gelmedi. Kendi sahasından çıkmayan rakibe karşı oynamak kolay değildi. Fenerbahçe topu dolaştırdı, rakibin boşluklarını kovaladı, kapalı defansa rağmen yine de bol pozisyon buldu. Gustavo, Ozan, Pelkas takımın vazgeçilmezleri. Pelkas hem oynuyor, hem oynatıyor. İlk golde katkısı büyük. Thiam ve Samatta gol attılar, Valencia istekli ama, takımdaki yerleri garanti değil. Futbolu sadece defans sanan Kayserispor ikinci yarıda sadece rakibini seyretti. Fenerbahçe’de güle oynaya, futboluna güzellikler katarak maçı tamamladı.
Gecenin sorusu
Başkan Ali Koç, “Gelenler de olacak gidenler de” demişti. Gideceklerin bir bölümü dünkü maçta kulübede oturanlar mı acaba?
Maçın starı
İlk maçlarda oyundan çıkarken, hocasına tepki koyuyordu. Bu onun hırsından kaynaklanıyor. Kayserispor maçının en iyilerinden biriydi. Son 6 maçta 2 gol 4 asist ile oynuyor. Pelkas şu anda Fenerbahçe’nin vazgeçilmezi.
Maçın olayı
Takımdaki cezalılar ve sakatlar geri dönünce kulübedeki genç sayısı bire düşmüştü. O da 21 yaşındaki İsmail Yüksek idi.
Kısa mesaj
Yeni transferler ile birlikte Fenerbahçe’de var olan forma savaşı daha da kızışacak. İlk 11’de yer bulmak çok kolay değil.