‘’Yerini doldurması zor‘’
Emre Bölezoğlu için neredeyse 6-7 yıldır, “Yerine kim gelir?” ya da “Boşluğunu kim doldurur?” soruları soruluyor. Şu ana kadar hiçbir oyuncu ne özellik ne de performans olarak bu sorunun cevabı olamadı. Özellik ve yetenek olarak İrfan Can da bu isimlerden biri.
Ancak Abdullah Avcı, Başakşehir’de bu denemeden olumlu sonuç alamadı. İrfan Can’ın yükselen performansı yine bu konudaki adaylığını ön plana çıkarsa da özellikle top rakipteyken Emre Belözoğlu kadar etkin oyuncu olabilmek için kendisini geliştirmek zorunda.
Diğer taraftan saha içinde alınan sorumluluk kadar liderlik etme ve agresiflik (tabi futbol kuralları içinde) İrfan Can’da eksik olan bir başka ayrıntı. İrfan Can her takım için çok özel bir oyuncu ve form durumu da yüksek. Ancak şu an için Emre Belözoğlu’nun yerini direkt doldurması zor.
‘’Yürekleriyle oynuyorlar‘’
Bana futbol şansı nedir deseler A Milli Takımımız’ın Arnavutluk maçını izlemelerini tavsiye ederim. Oyun planlarımız tutmadı belki ama mücadele anlamında yine üst düzey iş çıkardık. Sonuçta yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik denebilir. Eğer Fransa’dan puan almayı başarabilirsek, İzlanda maçı için de beraberlik kredisini cebimize koymuş olacağız. Ancak kötü bir sonuçta iç sahada İzlanda ile final maçına çıkacağız. Tabii gönül ister ki Fransa’dan alacağımız puanla İzlanda maçını kazanıp gruptan lider çıkalım. Ancak bu umudu bize, daha düne kadar ciddi anlamda ümidimizi kestiğimiz milli takım oyuncuları ve Şenol Güneş’in verdiğini unutmadan haklarını teslim etmek gerek.
Elbette büyük kayıp
Arnavutluk maçına göre daha savunması güçlü bir takım olmak gerek, belki Umut Meraş’ın tarafında stoperlerden birini kullanmak gerek, ya da topu biraz daha ayağımızda tutarak savunma yapabilmek için İrfan veya Yusuf tercihleri gibi hamleler gelebilir. Bunlar sadece ayrıntı ve yapılacak her seçim eleştiriye açıktır. Ancak eleştiriye açık olmayan tek konu oyuncularımızın sahaya yüreklerini koyarak yaptıkları mücadele. Emre Belözoğlu’nun yokluğu tabii ki kayıp ama elimizde çok formda olan Ozan ve Mahmut’un olması, bu açığı kapatacaktır.
En kilit 3 isim var
Tabi bizim için deplasmandan puan alabilmek adına bazen pozisyona dahi giremediğimiz anlarda sürpriz işler yapabilecek Cenk Tosun ve Burak ile performansı gittikçe yükselen ve savunmanın kalbi olan Merih Demiral en kilit oyuncularımız olacak. Fransızlar ise her oyuncunun yokluğunu doldurabilecek kadro genişliğine sahip. O yüzden formda olmayan bir Pogba ve Mbappe oynasa da çok büyük dezavantaj olmazdı.
‘’4'te 4 için uygun fikstür‘’
‘Performans kötünün iyisi’
Çok kötü geçen bir dönemin ardından, Fenerbahçe’nin bu sezondaki ilk 7 haftalık performansını nasıl buldunuz?
İlk 7 hafta Fenerbahçe için genelde yeni takım olmanın sancılarının hissedildiği söylenebilir. Ancak zor fikstürde Başakşehir ve Galatasaray deplasmanları ile Trabzon maçlarının da oynandığı düşünülürse performansı kötünün iyisi olarak nitelendirilebilir. Diğer taraftan takım için birlikte oynama pratiği geliştikçe, özellikle forvet oyuncularının uyumu arttıkça Fenerbahçe’nin topa hakim olarak oynamaya çalıştığı oyun daha fazla karşılık bulabilir.
‘Emre’yle daha akıcı’
Bu sezon performansıyla en çok ön plana çıkan isimler kimler oldu?
Fenerbahçe’nin transferleri içinde en önemli katkıyı Emre Bölezoğlu ve Altay Bayındır verdi. Emre’nin sahada kaldığı süre Fenerbahçe için oyunun daha akıcı olduğu, kaleye daha kolay gidildiği bir oyun oluyor. Altay içinse büyük takım kaleciliği genlerinde var diyebilirim. Uzun süre topun gelmediği maçlarda ilk tehlikede konsantrasyonunun yüksekliği, soğukkanlılığı ve başarılı kurtarışları ile dikkat çeken genç kaleci bana göre maç sonu söylemleri ile de Fenerbahçe için uzun yıllar hizmet edebilecek bir oyuncu profili çiziyor.
‘Jailson’dan vazgeçmiyor’
Ersun Ya nal’ın Jailson seçimi çok tartışılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle Ersun Yanal’ın Jailson tercihi çok da yüksek performans alınan bir tercih olmadı. Orjinal stoperler Sadık, Serdar ve sadece 45 dakika şans bulabilen Adil Rami’ye rağmen ısrarla Jailson’u deneyen Ersun Yanal’ı bu oyuncunun yaptığı bireysel hatalar hayal kırıklığına uğrattı. Yine de bu tercihten kolay vazgeçmeyecek gibi. Tabi bu durumda diğer stoperleri hazır ve konsantre tutabilmek ne kadar mümkün olacak bu da bir başka problem.
‘Kağıt üzerinde kolay’
Hedef, kasım ayındaki mili araya kadar 4’te 4 yapmak. Fenerbahçe bunu başarabilir mi?
Fenerbahçe’nin önünde şimdiye kadarki fikstüre göre kağıt üzerinde daha kolay maçlar var. Deplasmanlar Kayseri ve Denizli, ligin zayıf takımları. Kasımpaşa’ya karşı da Fenerbahçe’nin puan kaybedeceğini zannetmiyorum. En zor geçecek maç Konyaspor mücadelesi olur. Savunması iyi Konya’nın forvet hattının da son 2 haftadır iyi iş çıkarması ve boş alanı iyi değerlendiren oyunculardan kurulu olması bu maçı hepsinden zor yapıyor. Yine de eğer Fenerbahçe bir seri yakalayacaksa bu zaman dilimi en uygunu.
‘Bitirici forvet lazım’
Ara transfer dönemi için en fazla takviye ihtiyacı olan bölge hangisi?
Özellikle Vedat Muriç, Garry Rodriques ve Max Kruse, hücum bölgesi için yapılan çok iyi transferler. Daha iyi iş çıkaracaklarına, ihtiyaçları olan zaman geçtikçe daha iyi olacaklarına inanıyorum. Mevlüt de iş yapabilecek bir oyuncu. Ama forvet hattı için bitiricilik konusunda şu ana kadar sınıfı geçemediler. O yüzden Fenerbahçe’nin, lig ve kupa için yeterli ve geniş kadrosu olmasına rağmen son vuruş kalitesi yüksek bir santrfor bölgesine transfer yapması gerek. Bu yapılırsa, hedeflerle ulaşma şansı fazlasıyla artar. Forvet takviyesi dışında, Sarı-Lacivertliler’in başka bir transfere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.
‘’Yıldız farkı‘’
Ünal Karaman, Basel maçı sonrası yine 4 oyunculuk bir rotasyonla başladı maça. Üstelik bu rotasyon takımın en özel isimleri Nwakaeme, Sosa ve Pereria’ydı. Ancak bu kaliteli oyuncular maçın ilk yarısında kalitelerini oyuna yansıtamadılar.
Pas trafiği ağır zeminle birlikte iyi olmadı. Rizespor ise agresif orta sahası sayesinde rakibini kolay bozdu. Boldrin ve Samudio ile zorladı. Ancak Melnjak bu hikayenin en sıra dışı işini yaptı. Sol bek başladığı maçta nefis bir santrfor golünü üstelik de sağ ayağıyla atarak takımını öne geçirdi.
İkinci yarı Trabzonspor için zemin su tuttukça daha da zorlaştı. Uğurcan yaptığı kurtarışlarla takımını oyunda tutmayı başardı.
Ünal Karaman’ın hamlesi ise yine sonuç verdi ve Sturridge’ın ortasında Sörloth golü atarak kötü giden maçı dengeledi. Nwakaeme ise maçın son anlarda sezonun en değerli gollerinden birini atarak galibiyeti getirdi.
Gecenin sorusu
Trabzonspor için bu galibiyetin anlamı nedir? Şampiyonluk adayları içinde lig ve Avrupa’yı birlikte götürebilen tek takımın Trabzonspor olduğu anlamına geliyor.
Maçın starı
Sörloth 1 gol-1 asist ile maçın işini çok iyi yapan santrforu ve adamı olurken, O’na bu fırsatı Trabzonspor’un maçtan kopmasını engelleyen kurtarışları yapan Uğurcan verdi.
Maçın olayı
Trabzonspor’un ilk golü... Sturridge’ın bir an önce hazır hale gelmesi, Sörloth’un gol sayısını direkt olarak pozitif anlamda etkileyeceğinin en güzel göstergesi.
Kısa mesaj
Bu zeminde oynamak kadar iyi yönetmek de hiç kolay değil. Pozisyonları iyi süzen hakem Hüseyin Göçek de gecenin iyilerindendi.
‘’Eksik olan bitirici vuruşlar‘’
Fenerbahçe maça baskılı, önde oynamaya çalışan bir görüntüyle başladı. Oyunu kenarlardan İsla ve Dirar’ı da devreye sokarak oynadı. Göbekten duvar pasları ile geldi, ceza sahasına çok sayıda girmeyi başardı. Ancak eksik olan şey final pasları ya da bitirici vuruşlardı, Kruse ve Muriç etkisiz kalınca olmadı. Antalyaspor ise bu baskıya hazırlıklı sakin görüntüsünü, Fenerbahçe’nin en büyük zaafı Jailson’un ilk yarıda yaptığı hatayı yakalayarak Ufuk’la attığı golle süsledi. Fenerbahçe 2. yarıya da baskılı başlamak istedi fakat Tolga-Zajc hamlesi ile gelen diziliş değişikliği, Emre’nin yorulması ve en önemlisi Antalyaspor’un Fenerbahçe’nin bıraktığı boş alanları değerlendirmesi ile istenen baskı ve pozisyon zenginliği gelmedi. Son vuruş ve final paslarında yaşanan beceriksizliğe Antalyaspor da ayak uydurunca başka gol göremedik. Fakat Altay’ın hakkını vererek, net pozisyonlar kaçırsalar da işin savunma kısmını disiplinli ve yüksek konsantrasyonla yapmayı sürdürerek attıkları golün karşılığını altın gibi bir 3 puanla aldılar.
Gecenin sorusu
Fenerbahçe’de bu tip maçların eksik oyuncusu hangi bölgede? Fenerbahçe için sezon başı yazdığımı tekrar yazayım. Vedat Muriç ne kadar iyi oynarsa oynasın, gol vuruşu kaliteli, lider bir santrfor Fenerbahçe’nin bu maçları daha kolay çözmesini sağlayabilir.
Maçın starı
Birbirinden ayırmadan Antalyaspor savunma dörtlüsünün tamamı. Sangare, Diego, Bahadır, Celutska, ayaklarına kramplar girmesine aldırmadan, minimum hata yaparak baskıya direnip çok iyi oynadılar.
Maçın olayı
Jailson’un Galatasaray derbisinde kontrollü oyunun başarılı stoperi olarak görünmesi, önde baskı yaparak oynamak gereken maçlarda boş alanlarda kolay geçilen bir oyuncu olduğu gerçeğini değiştirmedi. İşte bu gerçek Fenerbahçe’ye maçı kaybettirdi.
Kısa mesaj
Bülent Korkmaz’ın Antalyaspor kadrosuna bakınca gösterdiği performans ve büyük maçlardaki konsantrasyonu takdiri sonuna kadar hak ediyor.
‘’Karaman'ın oyunu!‘’
Ünal Karaman benim rakibim liginin lideri, grubun favorisi, her maçta gol atmış falan hiç bakmadan çok önemli bir karar verdi. Hazır değil ya da tecrübesiz demedi, stoperdir sağ bek olmaz demedi, yaptı rotasyonu. Sosa, Nwakaeme, Pereira gibi hiç dinlenmeyen özel oyuncularını dinlendirirken Sturridge, Doğan ve Campi’ye de ‘iyi oynarsanız forma sizin’ dedi. Rotasyonun karşılığını ilk yarıda oyun olarak da skor olarak da aldı. Sörloth biraz hücumdaki arkadaşlarına ayak uydurabilse daha iyisi de olabilirdi. Korakor mücadelede dengeli oyunu özellikle Abdülkadir Parmak ve Obi Mikel’in akıllı oyunları ile doğru oynadı. 2. yarıya Nwakaeme hamlesi ile başlayan Trabzonspor pozisyona girme konusunda da rakibine üstünlük sağlamaya başladı. Sörloth ve Nwakaeme önemli fırsatları harcadılar. Ancak Sosa ile birlikte kalite ve gol de birlikte geldi. Çabuk bir gol yemesek maçın hakkı olan galibiyeti de alacaktık ama olmadı. Yine de tel tel döküldüğümüz Avrupa Kupaları’nda futbol zevkimizi okşayan Trabzonspor oldu.
Gecenin sorusu
Sturridge nasıl oynadı? Nihayet Trabzon taraftarı için tedirginliğin bittiği maç oldu. Güçlendiğinde önemli bir silah olduğunu, kalitesini oyunda kaldığı sürede göstermeyi başardı.
Maçın starı
Obi Mikel her geçen gün iyiye gitmeye devam ediyor. Kestiği toplar ve garanti pasları ile sessiz sedasız ama takımının en faydalı oyuncusu olmayı başardı.
Maçın olayı
Ünal Karaman’ın rotasyonlu 11 seçiminin doğruluğu ve sonraki hamlelerinin zamanlamaları, 2. goldeki rolleri düşünüldüğünde takımını çok iyi yönetmesi gecenin olayıydı.
Kısa mesaj
Bu da uzun zamandır beklediğimiz güzel bir frikik golünü atan Abdülkadir Parmak için bir teşekkür olsun. Bana göre şut seçeneğini hem akan oyunda hem de duran toplarda daha çok düşünmeli
‘’Derbi 11'i değişmeli‘’
Fenerbahçe’nin derbi 11’ine bakınca, gösterilen performans tercihlerin doğruluğunu onayladı. Ancak şimdi Kadıköy’e kapanmaya gelen Antalya’ya karşı öncelikle forvet hattında hazır başka orjinal kanat oyuncusu kalmadığı için Deniz Türüç tercihi şart. Oyuna girmiş, çıkmış gibi işler oyuncuteknik direktör diyaloğu ile kolay çözülecek, probleme dönüşmeyecek konular.
Tolga yine solda
Kadro istikrarını seven Ersun Yanal’ın formda Ozan Tufan’ı bekte kullanacağını, Dirar’ın önünü açması açısından Tolga Ciğerci’yi yine sol tarafta kullanacağını düşünüyorum. Gerisi zaten tartışmaya açık değil. Zanka ve Gustavo takıma ısındılar. Jailson, derbide en iyi maçını oynadı. Altay, büyük takım kaleciliğini yadırgamadı. Kruse’nin çalışkanlığının yanına bu tip maçlarda daha fazla ceza sahasında görünmesini de ekleyeceğini düşünüyorum. Antalyaspor’da sezona iyi başlayan Serdar Özkan en kilit isimlerden biri. Ona bir önlem alınacaktır.
Bu deplasmanı istemezdi
Sonuç olarak Bülent Korkmaz, Antalya’da iyi iş çıkarmasına rağmen herhalde bu dönemde Fenerbahçe deplasmanına gelmek istemezdi. Fenerbahçe derbideki oyunuyla moralli, seyircisi arkasında ve lig için yeterli geniş kadrosuyla favori olduğu bir maça çıkacak. Rakiplerinin Avrupa maçları dönüşündeki yorgunluğuna rağmen dinlenik Fenerbahçe’nin bunu avantaja çevirmesi, bu maçlardan geçiyor.
‘’Aslan hazır değil ama bu hikaye başka‘’
Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki en zor maçına hazır olmadığı aşikâr. Ama her maçın hikayesi farklıdır. İç sahada bulabileceğimiz erken bir golle direnci arttırıp az hata yapan bir takım görüntüsüne bürünmek en güzel senaryo olacaktır.
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ndeki en zor maçına hazır olmadığı aşikâr bir derbi oynadıktan sonra çıkacak. Elbette her maçın hikayesi farklıdır. Fakat Galatasaray’ın özel oyuncularının başta olmak üzere tüm takımın form durumunun düşüklüğü biraz tedirgin edici.
Olumlu tarafından bakmaya çalışırsak, iç sahada bulabileceğimiz erken bir golle direncimizi arttırıp, az hata yapan takım görüntüsüne bürünebilmek sanırım en güzel senaryo olacaktır.
Duran topların ve ilk golün futboldaki önemini unutmadan iyi konsantre olmak bu maçlarda çok şeyi belirleyebilir.
Agresif olmak zorunda
Bir de tabi özel ve iyi oynamazsa maç kazanmanın imkansız olduğu oyuncular var. Muslera, Falcao, Feghouli, Nzonzi ve Babel de bu ayrıntıda Galatasaray için iyi iş çıkarmak zorunda olan oyuncular. Marcao ve Luyindama’nın top kullanırken en iyi pası değil, en basit pası yaptığını da umut ederek iyimser bir tablo çizebilirim. Ama bunlar gönülden geçenler. Futbolun sahada oynandığı ve bazen acımasız bir oyun olduğunu unutmadan güçlü ve agresif olma zorunluluğu da işin gerçeği.
Hayat boyu unutulmaz
Bu gerçekler ışığında alınacak 1 puan da galibiyet kadar değerli. İyi bir maç çıkarmanın sezonun devamında Galatasaray’ın özgüvenini tekrar geri getirmesi açısından önemini unutmamak gerek. Tabi oyuncular için durum daha basit ele alınabilir.
PSG’ye karşı oynayacağın maçta göstereceğin performansın, yapacağın iyi işlerin hayatın boyunca hatırlanacağını düşünürsen, tüm oyuncuların potansiyelini zorlayarak oynamasını bir avantaj olarak görebiliriz.