Trabzonspor’un genlerinde şampiyonluğa oynamak, Abdullah Avcı’nın genlerinde ise iyi futbol oynatmak var. Ve her ikisi de bunu ispatladılar. Trabzonspor nasıl Abdullah Avcı’yı takımın başına getirirken pas oyununu iyi oynayan, topa ve oyuna hükmeden bir takım hayal ettiyse bu duruma uygun da transferler yapmak zorunda. Bu konudaki ilk adım olan Berat ise kağıt üzerinde doğru hamle. Kağıt üzerinde diyorum çünkü Trabzonspor forması ağırdır, genç oyuncular için daha zordur, sorumluluk alma duygusu, özgüven, yetenek ve baskı ile baş edebilmeyi gerektirir. Potansiyeli ve gençliği avantajı olarak gözüken Berat için ise asıl avantaj Abdullah hoca. Bazen genç oyuncuları işler sıkıntılı giderken korumak, doğru zamanda oyuncuda ısrar etmek gerekir ve Abdullah hoca bu konuda da oldukça tecrübeli bir teknik adam.

Kalite gerekli

Şimdi Trabzonspor için nerelere takviye gerekir konusuna gelelim... Geri dönüş hazırlığında olan Trondsen’i yeni bir transfer olarak düşünürsek, hücum hattına alternatif ve kalite takviyesi şart. Özellikle en önde oynayacak iyi bir santrfor şu an için takımın en önemli ihtiyacı. Son vuruş becerisi yüksek, Trabzonspor kadar Trabzon’a da ayak uydurabilecek, devamlılığı iyi olan ve her şeyden önce pas oyununda istasyon olabilecek özellikte bir forvet olursa en doğru seçim olur.

Başakşehir maçın ilk 15 dakikasında rakip sahaya yerleşmiş, golü arayan görüntüsünü Edin Visca’nın çarprazdan attığı nefis şutla taçlandırıp öne geçti. Ankaragücü ise gol için o kadar uğraşmadı. Birkaç dakikalık temponun sonunda kazanılan serbest vuruşta Endri Çekici tecrübesine yakışmayan goller yemeye devam eden Volkan Babacan’ı avlayıp skoru eşitledi. İrfan Can ve özellikle de Visca sorumluluk aldığında pozisyon bulmaya devam eden Başakşehir finalleri yapamayınca ilk yarıda beraberlik bozulmadı. Bu final işini çözmek isteyen Okan Buruk’tan Demba Ba hamlesi, bu hamlenin karşılığında da Demba Ba’nın duran toptan bulduğu gol geldi.

Okan Buruk ve hamleler

Ankaragücü’nün rakiplerini bozarak oynayıp başarılı olduğu oyundan, geriden oyun kurarak hücumda organize olarak oynaması gereken ama bunu beceremediği son bölümde ise Başakşehir tecrübesini konuşturdu. Zaman zaman baskı yemesine rağmen basit hata yapmadı. Maçın sonunda Başakşehir galibiyetinin altında Edin Visca, Demba Ba, Rafael, Mahmut Tekdemir ve zamanında yaptığı hamle ile Okan Buruk’un imzası vardı.

Maç nerdeyse soyunma odasından Emre Taşdemir-Arda Turan etkisi ile başladı. Dakikası dolmadan gelen Diagne golü, özellikle iç saha maçlarına genelde iyi başlamayı seven Galatasaray için maçın kolay geçeceğinin habercisi gibiydi. Kenarları iyi kullanan Galatasaray'da Arda Turan'ın pas trafiğindeki organizatörlüğü, Gençlerbirliği savunması ve kalecisinin bariz hataları derken Belhanda attığı 3 klas golle maçı kariyerindeki belki de en keyifli akşama çevirdi. Gençlerbirliği'nin Galatasaray ceza sahasına çok adamla gelmesine rağmen hücum hattının kalite eksikliği ve buna bağlı olarak finali yapamaması ilk yarıdan Ankara ekibine havlu attırdı. 2. yarıda pozisyonlarda Diagne ağır kalsa da Oğulcan ve Babel skor yapmaya devam ettiler. Sonuçta Galatasaray sezonun en rahat galibiyetlerinden birine imza atmayı başardı.

Gecenin sorusu

Fatih Terim'in dönüşü etkili oldu mu? Bana göre Galatasaray'daki her oyuncunun kenarda Fatih hoca varken performansı bundan etkileniyor.

Maçın starı

Belhanda kısa sürede attığı gollerle hem rakip savunmaya hem de tecrübesiz Übeyd'e, 'Burası Süper Lig' der gibiydi. Arda, Emre Taşdemir ve Oğulcan gibi formda oyuncularla oynamanın hakkını da verdi.

Maçın olayı

Maçın yıldızı bölümüne yazamasam da Emre Taşdemir'in Galatasaray kariyerindeki en iyi maçını oynadığını buraya yazmak istedim. Böyle devam ederse, Saracchi ile forma rekabetine girebilir.

Kısa mesaj

Gençlerbirliği hem takım olarak hem de Übeyd üzerinden çok kötü bir maç oynadı. Düşmeme mücadelesi verecek bir takım için eğer takviye yapılmazsa sinyaller hiç iyi değildi.

Maçın dengesini bozacak oyun ya da kim oyununu rakibine kabul ettirecek sorusunun cevabını bulamadan Sinan Gümüş'ün ortası kalenin içine düşünce Fenerbahçe skoru aldı, topu rakibine bıraktı. İşin savunma kısmına en önden başlayıp özellikle orta sahada yakın savundu. İlk yarının uzatmalarında Altay'ın Efecan pozisyonundaki kurtarışı hariç başarılı da oldu. Hücumda ise kaptığı toplarla hızlı çıkma çabası pek pozisyon getirmese de skor tabelası bunu dert ettirmedi. İkinci yarının başında da hikaye hiç değişmedi. Oyunu dar alana çekmeye devam eden ve müdahaleli oyundan vazgeçmeyen Fenerbahçe ilk golün aksine hücumda maçın en organize atağında da 2. golü buldu. Ozan Tufan -Valencia iş birliğini Pelkas bitirdi. Sadık'ın yaptığı penaltıya ve Babacar'ın golüne rağmen Fenerbahçe'nin savunma disiplini hiç azalmadı. Bana göre galibiyetin en önemli detayı da Fenerbahçe adına bu savunma anlayışına tüm oyuncuların eksiksiz uymasıydı.

Gecenin sorusu

Erol Bulut'un yaptığı en doğru iş neydi? Özellikle Pelkas'ı erken oyundan alma huyundan vazgeçen Erol Bulut bunun karşılığını Kasımpaşa'dan sonra Alanya maçında da aldı diye düşünüyorum.

Maçın starı

Oyunu iki yönlü oynama konusunda ligimizin en üst düzey oyuncusu Ozan Tufan işin savunma kısmında çalışkan, hücum kısmında sürekli sorumluluk alan görüntüsü ile maçın yıldızıydı. Pelkas'a yaptığı asist ise defalarca seyretmeye değer bir pastı.

Maçın olayı

Caner Erkin'in ligin en iyi ofansif beki olmasına rağmen akan oyunda neredeyse hiç hücuma çıkmaması, erken gelen gol ya da strateji ne derseniz deyin maçın olayıydı.

Kısa mesaj

Alanyaspor topu kendisine bırakan Fenerbahçe'nin bu oyun tarzını bir türlü avantaja çeviremedi. Özellikle Bakasetas'ın etkisizliği bunda önemli bir etkendi.

Puan olarak bir parça rahatlayan Trabzonspor'da Abdullah Avcı etkilerinin hissedildiği bir ilk yarı oldu. Topa hakim ve sabırla boşluk arayan Trabzonspor'lu oyuncular top Göztepe'ye geçtiği anda geri kazanma konusunda da oldukça iştahlı davrandılar. Abdülkadir Ömür'ün dönüşü ile birlikte bir fazla pas opsiyonu hücumdaki organizasyonları olumlu etkiledi. Kaçırdığı pozisyonlara rağmen Djaniny'nin getirdiği topta Ömür direğe takılsa da Ekuban iyi takip ederek golü attı ve bu iyi oyunun karşılığı skorla takımının içeri gitmesini sağladı. 2. yarıya yine Trabzonspor oyunu kontrol ederek başladı. Nwakaeme ve Ekuban'ın denemeleri İrfan Can'ın reflekslerine kurban gidince Göztepe maçta kalmaya devam etti. Uğurcan da maçın sonlarında gelen Göztepe pozisyonlarında refleksleri ile İrfan'ı aratmayınca Trabzonspor attığı golün karşılığını 3 puan ile aldı.

Gecenin sorusu

Maçta Türk futbolu adına önemli bir detay vardı. İki takımın genç ve yetenekli Türk kalecilerinin iyi performansları. Sanırım Türk futbol tarihinde bu dönem kadar çok sayıda performanslı kaleciler aynı anda yetişmemiştir.

Maçın starı

Geçtiğimiz sezon yaptığı basit hatalardan ders almış gözüken Hosseini tüm savunma hamlelerinde başarılıydı. Edgar Ie ile iyi bir ikili olmayı başardılar. Özellikle kenar ortalarda ilk müdahaleleri ile dikkat çekti.

Maçın olayı

Yakalanan çıkışın ilk ayrıntısı savunmada stoper kalitesiydi. Ancak yavaş yavaş oynanan oyunu kontrol eden Trabzonspor için savunmayı topu ayağında tutarak yapması maçın olayıydı.

Kısa mesaj

Baker ve Abdülkadir Parmak takımın pas trafiğini çok iyi yönettiler. Artık tek eksikleri biraz daha ceza sahası önlerine gidip şutu düşünmek.

Trabzonspor dengeli oynanan ilk yarının gole yakın tarafıydı. Özellikle Ekuban’ın devreye girdiği anlarda iyi fırsatlar yakaladılar. Fakat bu fırsatlar Djaniny, Nwakaeme ve özellikle de Flavio’nun kötü son vuruşuna kurban gittiler. Biglia'nın da sakatlanmasıyla Trabzonspor daha fazla topa hâkim olmasına rağmen iki takım da oyun üstünlüğünü ele alamadı. 2. yarıya Trabzonspor bu sezonki belki de en iyi başlangıcını yaptı. Yardımlaşması, çabuk düşünmesi, oyunu rakip sahaya taşıması ile futbolun doğrularını yaparak oyunun kontrolünü ele aldı. Bireysel hatalardan pozisyon verse de hem rakibinden fazla istedi hem de daha fazla pozisyon buldu. Serkan’ın asistinde Nwakaeme ve Ekuban’la bulduğu gollerle de ikinci yarıda oynadığı oyunun karşılığını galibiyetle aldı. Şimdiye kadar işin skor kısmını büyük ölçüde çözen Abdullah Avcı nihayet oyuna da dokunmayı başardı

İkinci yarıdaki oyunu genele yaymak mümkün mü? Sıkı maç trafiğinde kadro kalitesi ve genişliği konusunda sıkıntı yaşayan Trabzonspor’un transfer yapılana kadar bu oyunu maçların içerisinde 45 dakika oynaması bile iyi kabul edilebilir.

Maçın starı

Ekuban maç boyunca skora dokunabilmek için çırpındı. Pres yaptı, top kazandı, asist yaptı arkadaşları geri çevirdi, kendi denedi kaçırdı ama hiç vazgeçmedi ve sonunda orta sahada yakaladığı topu götürüp gol yaparak maçın yıldızı olduğunu ilan etti.

Maçın olayı

Trabzonspor’un attığı ilk gol tam bir Abdullah Avcı tarzıydı. Üst üste kısa ve çabuk paslaşmaların arkasından ön direkte Nwakaeme dokunuşu futbolun basit oynandığında daha güzel bir oyun olduğunun ispatı gibiydi.

Kısa mesaj

Karagümrük takımında Biglia’nın sakatlanması oyun üstünlüğünün de maçın da kaybedilmesinin en önemli sebebiydi

Yakaladığı çıkışla maçlara favori başlayan Gaziantep maçın ilk yarısında biraz da bunun sıkıntısını yaşadı. Topu rakibine bıraktı ama çabuk hücum etmek istediğinde hep kalabalık bir savunma ile karşılaştı. Yine de Güray ve Muhammet ile yakaladıkları net fırsat Farnolle’un elllerinde erimese içeri önde gidebilirlerdi. Savunma konusunda emniyetli duruşundan vazgeçmeyen Erzurum ise gole ilk yarıda duran toplarla yaklaştı. İki kornerden iki stoperi iyi fırsatlar yakaladılar ancak Teikeu şanssız, Leo ise beceriksiz davrandı. 2. yarıya yine pozisyonla başlayan Erzurumspor Novikovas ile kaçırdı. Oyun üstünlüğünü eline almalarına rağmen bulunduğu yere iyi savunma yaparak gelen Gaziantepspor’a karşı gol bulmakta zorlandılar. Hücumda işlerin iyi gitmemesine gecikmeden gelen 3 oyunculuk Sumudica hamlesi ise maçın gidişini değiştiren hamle oldu.

Hakkı beraberlik!

Kenan’ın bireysel çabası ile getirdiği topa Mirallas dokunuşu golü getirdi. Mesut Bakkal’ın Ömer ve Rashad Muhammed ile yaptığı hamlelerin karşılığını maçın uzatma anlarında aldılar. Kenar orta ve VAR’a yakalanan pozisyonda gelen penaltıyla Emrah Başsan golü Erzurumspor için hayat öpücüğü gibi oldu. Sonuçta kimyası takımıyla uyuşmuş gözüken Mesut Bakkal ve takımına olan hakimiyeti ile dikkat çeken Sumudica çekişmesi olarak gözüken maç; oyunun da hakkı olan beraberlikle bitti.

Karşılaşmanın adı ne olursa olsun, bu kadronun en özel ve maç kazandıran oyuncuları Ekuban ile Nwakaeme... Skoru dengede tutabilen Trabzonspor için galibiyet bu iki yıldızın ayaklarından geçiyor.

Trabzonspor için sadece Karagümrük deplasmanı değil, transfer yapılana kadar her maç zor. Yine de kontrollü oynaması gereken bir deplasmana gidiyor diyebilirim. Özellikle topu Karagümrük’e bıraktığı anlarda Biglia’ya yapılacak pres ve kazanılacak toplarla çabuk ve dikine oynama ihtimali, maçı kazanma ihtimali ile doğru orantılı. Stoper konusunda ilk kez şansı yaver gitse de Vitor Hugo’nun sakatlığı ve oradaki belirsizlik yine çok önemli bir detay. Diğer taraftan Galatasaray maçının ilk yarısında zaman zaman oyuna hakim olmasına rağmen golü yedikten sonra özgüven kaybı yaşayan ve kaderine razı olan takımın bu görüntüsünden kurtulması şart. Maçın adı ne olursa olsun bu kadronun en özel ve maç kazandıran oyuncuları Ekuban ve Nwakaeme.

Hoca onlardan vazgeçmez

Skoru dengede tutabilmeyi başaran Trabzonspor için galibiyet bu iki yıldızın ayaklarından geçiyor. Tabi işi haddinden fazla bireyselliğe döktüklerinde etkileri azalmasına rağmen bu konuda Djaniny ve Afobe’nin eline su dökemezler! O yüzden Abdullah Avcı’nın mecbur kalmadıkça Ekuban ve Nwakaeme’den maçın hiçbir anında vazgeçmeyeceğini düşünüyorum.