‘Doğru zamanda dinlendiremedi’

Sezon başında 16 transfer yapıldı. Ocak ayında Mesut, İrfan, Szalai ve Osayi-Samuel geldi. Ancak bu kadar imzaya rağmen Gustavo’nun alternatifi olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslında transfer konusunda Fenerbahçe’nin çok planlı davrandığını düşünmüyorum. Ancak bana göre daha çok konuşulması gereken ayrıntı, Erol Bulut, Trabzonspor’da Gustavo’nun pozisyonunda oynamış ve iyi iş çıkarmış Jose Sosa’dan ne kadar faydalanabildi ya da derbiye hazırlayabildi mi? Asıl sorular bunlar olmalı. Ayrıca Erol Bulut’un Gustavo, Pelkas gibi takımın oyun kalitesi anlamında seviyesini belirleyen isimleri doğru zamanda dinlendirebildiğini düşünmüyorum.

‘Galatasaray geniş alanda oynattı’

Erol Bulut’un oyun anlayışı, zaman zaman kazandığı maçlardan sonra bile eleştirildi. Ali Koç, derbi sonrası, “İkinci yarıdaki oyunu ilk yarıda oynamalıydık” mesajı gönderdi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle değerlendirilmesi gereken oyun maçın ilk 60 dakikası. Özellikle Hatay karşısında 2. yarının kâbusa dönmesinin sebebi iyi savunma yapabilmek değil topu önde tutamamak ve yeterince pas yapamamaktı. Derbinin ilk yarısı ve gole kadarki bölümde de değişen bir şey yoktu. Pozisyona girme becerisi olan oyuncular seni bu oyunla da pozisyona sokabilir ama bu oynadığın oyunu doğru yapmaz. Mesut Özil hazır olmamasına rağmen oyuna girer girmez takımın öne çıkıp topa sahip olması biraz da Galatasaray’ın skoru aldıktan sonra Fenerbahçe’nin oyunu geniş alanda oynamasını sağlamak içindi. Fenerbahçe henüz bu oyunu Beşiktaş, Alanya, Galatasaray gibi sert rakiplere karşı pek yapamadı.

‘Erol Bulut bilgi vermeli’

Sosa ve Mert Hakan geçen sezon ligin en formda orta saha oyuncularıydı. Cisse, son iki sezonun en golcü forvetlerinden biri olarak geldi. Bu oyuncuların performansı neden düştü?

Erol Bulut takımlarında yüksek performansla Fenerbahçe’ye gelmiş yıldızlardan ne kadar faydalanabiliyor, tartışılır. Mesela Jose Sosa, Papiss Cisse gibi özel oyuncular bir türlü kazanılamadı. Diğer taraftan son haftalarda tabelaya en fazla katkı yapan Mame Thiam’ın ya da Ferdi Kadıoğlu’nun derbide neden oynamadığı çok anlaşılabilir bir durum değil. Erol Bulut’un maç sonu açıklamalarında biraz da bu değişiklikler üzerinden kamuoyuna bilgilendirme yapmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.

Fenerbahçe için çabuk forvet hattına uygun oyun topu Galatasaray'a bırakıp Sosa, Caner ve Ozan Tufan'ın pasları ile savunma arkası ya da arasına sarkabilmekti. İç saha takımı için keyifli olmasa da pozisyon bulma konusunda bu plan tuttu. Samatta ve Sosa ile fırsatlar kaçtı. Galatasaray ise Marcao ve Donk'un top kullanma becerilerine rağmen biraz Fenerbahçe'nin agresif savunması biraz da oyuna Caner Erkin'in bıraktığı boşlukları kullanabilmek adına sağda başlayan Onyekuru'nun etkisizliği yüzünden pozisyon bulmakta zorlandı. Ancak ikinci yarıya bu olumsuzlukları silerek golle başlayan da Galatasaray oldu. Emre Kılınç'ın harika pasında Mohamed, Serdar'dan sıyrılıp düzgün vuruşla skoru yaptı. Bu gol Fenerbahçe'yi Mesut ve Cisse hamleleri ile harekete geçirdi. Oyun Galatasaray sahasında oynandı. Ozan Tufan'ın denemeleri önce Muslera sonra VAR'a takılınca derbinin galibi yaptığı nokta transferin karşılığını alan Fatih Terim ve Galatasaray oldu.

Gecenin sorusu

Fenerbahçe'de derbi mağlubiyetinin en önemli sebebi nedir ? Bu topu rakibe bırakarak kazanılan maçlar kötü oyunun görmezden gelinmesine sebep oldu. Seri yakalamış olmak olumsuzlukların üstünü örttü. Özellikle de Pelkas ve Gustavo'nun olmayışı ile de bu kötü görüntü tavan yaptı.

Maçın starı

Son haftalarda düşüş yaşamasına rağmen Emre Kılınç derbide hücumda yaptığı servislerle dikkat çekti. İster kenarda ister orta sahaya yakın oynasın Galatasaray'ın pas trafiğinde her zaman başarılı bir istasyon oldu. Yaptığı asistle de ön plana çıktı.

Maçın olayı

Transferde yapılan Mostafa Mohamed hamlesi gelir gelmez karşılığını derbi galibiyeti ile verdi. Galatasaray için tüm transferler nokta ama santrfor konusunda hedefi tutturması işin geneline bakınca da şampiyonluk ihtimalini de arttıran bir detay.

Kısa mesaj

Derbinin gizli kahramanları Belhanda, Muslera ve Taylan Antalyalı'yı en azından görmezden gelmediğimi belirtebilmek bu son satırlara kaldığı için üzgünüm.

Beşiktaş için son iki maçta yaşanan puan kayıplarına rağmen oyunun geneline bakıldığında kazandığı maçlardan çok da farklı bir görüntüsü yok. Yine rakiplerinden fazla topla oynayan, daha fazla pozisyon bulup daha az pozisyon veren görüntüsü devam ediyor. Sergen Yalçın’ın maça göre yaptığı rotasyonlar ise özellikle kilit bölgelerdeki oyuncular için biraz düşüş getirdi. En güzel örneği de Atiba. Süper Lig’in belki de en profesyonel oyuncularından biri olmasına rağmen aldığı dakika herkesten fazla olan Atiba, alışık olmadığımız şekilde haddinden fazla top kaybı yapıyor. Çok güçlü bir oyuncu olmasına rağmen Aboubakar’ın son vuruşlardaki eksikliğinin, Ghezzal’daki düşüşün genelde bu yorgunluklardan kaynaklandığı bir gerçek.

Cenk Tosun kayıpları önler

Montero olmazsa Welinton, Rıdvan olmazsa N’Sakala veya Mensah olmazsa Oğuzhan ya da Ljajic Beşiktaş’ın oyununu çok kötü etkilemiyor. Fakat kilit oyuncular; Rosier, Josef, Aboubakar, Atiba ya da Larin’in yorgun hallerini diğer alternatiflerle geçiştirmek çok zor. İşte tam da burada Cenk Tosun transferi büyük önem kazanabilir. İster Larin ister Aboubakar’la rotasyona girebilecek Cenk Tosun aynı zamanda pozisyona girmekte zorlanmayan Beşiktaş’ın gol sayısına da katkı yaparak Antalya maçında yaşandığı gibi puan kayıplarını da bu katkı ile önleyebilir. Son olarak sezonun ilk yarısında ilk 8 maçtaki kayıplarda dağınık görüntüsünün üstesinden gelmiş Beşiktaş için fikstürün iyi kullanılabileceği haftalar olabilir.

Maça düşük tempoyla başlayan Trabzonspor’da Baker ve Berat’a baskı yapan, dikine oynatmamaya çalışan Denizlispor oyun üstünlüğü vermese de, kazandığı topları rakip kaleye gidebilmek için iyi kullanamadı. Trabzonspor ise bu dengeli oyunda özellikle Djaniny’nin hareketliliği, Ekuban ve Bakasetas ile pozisyonlar getirmesine rağmen, bu oyuncular işin sonunu getiremeyince tabela da değişmedi.

2. yarıya Trabzonspor rakip sahada oynamaya çalışarak başladı. Recep Niyaz’ın sakatlanması ile topla çıkmakta zorlanmaya başlayan Denizlispor’a karşı baskıyı kurdu. Baker’ın da bu oyunda daha fazla ceza sahasına yakın oynaması gol için Bakasetas’a fırsat getirdi, o da affetmedi. Oyunun kontrolü tabela değişmiş olsa da Trabzonspor’da kaldı.

Hugo-Edgar ikilisi birlikte oynamaya başladığı andan itibaren, kolay hata yapmayan Trabzonspor için maçın kalanında skoru tutmak çok da zor olmadı. Sonuçta Trabzonspor saha içindeki başarısını istikrarlı kılabilecek bir transfer yaptığını ispatladığı Denizlispor maçını da kayıpsız geçerek yükselişini sürdürdü.

Gecenin sorusu

Birbirine uyumlu forvet hattına Bakasetas’ın ne katacağı gecenin merak konusuydu? Özellikle işin şutörlük kısmında duyulan ihtiyacın tam karşılığı olduğunu ispatlayan Bakasetas, bana göre bu forvet hattının hem tamamlayıcısı hem de hazırlayıcısı olacak nokta bir transfer olduğunu hissttirdi.

Maçın starı

Trabzonspor’un özellikle Ekuban’la bulduğu pozisyonların tamamının hazırlayıcısıydı. Çok aradı, çok çalıştı. Üzerinde ısrar edildikçe performansını artırdı ve bana göre Djaniny çalışkanlığıyla maçın adamı olmayı da başardı.

Maçın olayı

Kupa finali, İstanbul deplasmanı derken Trabzonspor’un rakip ayırt etmeksizin kazanmayı başarmak adına gösterdiği çaba ve mücadele maçın olayıydı. Bu olayın ayrıntıları ise Abdullah Avcı ve O’na inanmış oyuncu grubuydu.

Kısa mesaj

Denizlispor bir çok maçta olduğu gibi mücadelesi iyi olmasına rağmen, oyuncu kalitesinin eksikliğine kurban gitti.

Galatasaray Aykut Kocaman ile işin savunma disiplinini ön plana almış Başakşehir'e karşı ilk yarıda çok zorlandı. Hücumda üretkenlik beklenen Arda, Emre Kılınç gibi oyuncular düşük tempolarda kalınca pozisyonda bulmakta zorlanan Galatasaray bir de Marcao'nun Epureanu'ya yaptığı penaltıdan golü yese tam anlamıyla kabus görebilirdi. Ancak takımın koruyucu melekleri bir bir sahneye çıktı. Önce Muslera kurtardığı penaltı ile Başakşehir'in direncinin artmasını engelledi, sonra kısır geçen oyunu Donk'un ortasında harika bir koşu ve vuruşla bitiren Onyekuru ilk yarının kahramanı oluverdi. İkinci yarıya oyundan memnun olmayan Fatih Terim'in oyuncu değişiklikleri ile başlamasına rağmen topa daha fazla hakim olan taraf Başakşehir'di. Forvet bölgesinde formda oyuncuları olmaması ise bu topa sahip olmayı anlamsız kıldı. Pozisyon çıkaramadılar. Sonra sahneye Donk çıktı. Belhanda'nın kornerinde çok net bir kafa vuruşu ile Başakşehir'in puan alma ihtimalinin üstünü çizdi. Sonuçta Galatasaray Onyekuru transferinin ve Muslera'nın dönüşünün tadını çıkarmaya devam ederek 3 puanı cebine koydu.

Gecenin sorusu

Aykut Kocaman Başakşehir'i toparlar mı? Başakşehir için hedef takımı olmak bu sezon için mümkün değil ancak savunma disiplinini oturttuğu andan itibaren bu kadronun Aykut Kocaman'la yukarılara çıkacağını düşünüyorum.

Maçın starı

Muslera ve Onyekuru'nun hakkını vererek maçın yıldızının Donk olduğunu söyleyebilirim. Maçın en sıkıntılı anında yaptığı harika asistin yanında attığı kafa golü ile maça damgasını vuran oyuncuydu.

Maçın olayı

Fatih Terim'in skoru almış olmasına rağmen oyundan memnun olmayarak yaptığı 2 değişiklik çok doğruydu. Gaziantep maçından sonra bu maçta da yaptığı hamlelerle Fatih Terim de çok formda olduğunu gösterdi.

Kısa mesaj

Guiliano'nun kaçırdığı penaltı olmasa maçın hikayesi değişebilirdi ama bu sezonun şampiyonluk yolundaki en önemli belirleyicileri kaleciler olacaksa Galatasaray bu konuda çok şanslı diyebilirim.

Futbol oynamaya odaklı, tempolu, dikine pası fırsatı bulur bulmaz yapan iki takımın maçına Beşiktaş'a nazaran iyi başlayan Trabzonspor'da Baker'ın Djaniny'nin pasında Ersin'i geçemeyişi ilk bölümün en önemli anıydı. Kalabalık savunmaya karşı pozisyon bulmakta zorlanmayan Beşiktaş Nsakala-Larin organizasyonunu nefis bitiren Aboubakar ile öne geçti. Djaniny, Mensah ve Larin'in denemeleri gol getirmezken oyuna Nwakaeme ağırlığını koydu. Adam eksilterek getirdiği pozisyonlardan birinde biraz da şansının yardımı ile golü buldu. 2.yarının başında sağ kenarda Ghezzal-Rosier etkinliğine rağmen Beşiktaş sadece kornerden Atiba ile fırsat bulabildi. Sonra maçın belirleyicisi Nwakaeme sahneye çıktı. Ceza sahası içinde kornerden aldığı topta Hugo'ya servisi yaptı ve Trabzonspor için geri dönüşü ilan etti. Dorukhan'ın atılması, forvet oyuncularının son vuruş konusundaki beceriksizlikleri Beşiktaş'ta mağlubiyetin en önemli detayları oldu. Hafta içi maç oynamasına rağmen Trabzonspor oyun disiplini, Uğurcan ve Nwakaeme performanslarını öne çıkararak İstanbul'dan galibiyetle ayrılmayı başardı.

Gecenin sorusu

Trabzonspor'da galibiyetin en önemli ayrıntısı neydi ? Abdullah Avcı bu takıma her şeyden önce kazanmanın nasıl bir şey olduğunu, ne demek olduğunu öğretmiş. 3 gün önce kupa finali oynamış bir takım ancak bu kadar direnç gösterebilirdi.

Maçın starı

Trabzonspor'da sezonun en iyi maçlarından birini oynayan Uğurcan maçın yıldızıydı. Maçın skoru ne olursa olsun Trabzonspor'un direncini taze tutan, maça tutunmasını sağlayan müthiş refleksleri ile Uğurcan oldu.

Maçın olayı

Ekonomik sıkıntılar, oyuncuların alışık olmadığı sıkı maç trafiği ve pandemi ligimizde oynanan kaliteyi düşürmüş olsa da buna direnen iki takımın maçıydı. Bol pozisyon, yüksek tempo ve mücadele üst düzeyde olunca izlemesi de keyifli bir müsabaka oldu.

Kısa mesaj

Halil Umut Meler'in çok iyi bir maç yönettiğini düşünüyorum. Bu tempolu maçta skora etki eden hiç hata yapmadı.

Fenerbahçe son 2 iç saha maçına nazaran maça durgun başladı. Rizespor'un yakın savunması özellikle de Pelkas'ın etkinliğini azalttı. Hücumda organizasyonsuz geçen 30 dakikanın sonunda Pelkas'ın başlattığı pozisyonda şans yine bu oyuncuya geldi ama kötü bir son vuruş yaptı. Santrfor konusunda Samudio'ya kalmış olan Rizespor bu bölümü iyi değerlendiremeyince Valencia sahneye çıktı. Frikikten yaptığı güzel vuruş direkten dönüp kaleci Gökhan'ın sırtına çarpıp ağlara gidince sancılı geçen ilk yarının sonu Fenerbahçe için iyi bitti. Ancak ikinci yarı skor avantajına rağmen oyun iyiye gitmedi. Sezonun en durağan oyununda özellikle Gustavo'nun direnci dikkat çekti. Erol Bulut'un hamlelerine rağmen işin hücum kısmında etkisiz kalan Fenerbahçe skor 1-0'da kalınca Rizespor'a pozisyonlar verdi. Özellikle Söderlund'ın girişi ile daha fazla oyuncu ile gelen Rizespor Samudio ile net fırsatlar buldu ancak değerlendiremedi ve kaderine razı oldu. Sonuçta Fenerbahçe büyük takımların zaman zaman ortak özelliği olan kötü oynarken kazanma becerisini gösterdiği Rizespor maçını kayıpsız geçti.

Gecenin sorusu?

Samuel nasıldı? Adam geçme özelliği, çabukluğu ve sorumluluk alma isteği kısa sürede hissedildi. Fenerbahçe'nin daha iyi hücum ettiği maçlarda bu özellikleri daha fazla ön plana çıkabilir.

Maçın starı

Oyuna bakınca her zamanki yüksek tempolu oyunu ile Gustavo, skora bakınca sıkıntılı maçı kazandıran golde frikiği kullanan Valencia maçın yıldızıydı.

Maçın olayı

Fenerbahçe'de galibiyete rağmen oynanan oyun ve Pelkas'ın sakatlığı sonraki maçların daha sert olacağı düşünülürse biraz tedirgin ediciydi. Ankaragücü ve Kayseri maçlarındaki organizasyon çok arandı.

Kısa mesaj

Rizespor birçok oyuncusundan yoksun olsa da iyi direndi ama kilit bölgelerdeki eksikleri puan almalarını engelledi..

Final maçına uygun olarak temkinli bir oyun vardı maçın ilk yarısında. İki takımda savunma yaparken kalabalık, hücum ederken az oyuncu ile seçici davrandı. Başakşehir'in yeni transferleri Ömer Ali ve J. Fernandes'in sakatlıklar ve cezalılar üzerinden henüz takımla çok fazla çalışmamış olmalarına rağmen sahada oluşları dikkat çekiciydi. Net fırsatlar olmasa da Nwakaeme ve Fernandes denemeleri karşılığını bulmadı. Bu kısır görüntü 2. yarının başında gelen Trabzonspor golü ile yerini heyecanlı bir maça bıraktı. Ardından Başakşehir eşitiği Edgar Maçın en güzel pası...Ie'nin elinden gelen penaltıdan bulurken bu gollerin ortak özelliğinde bir tarafta Başakşehir savunmasının ve Mert Günok'un, diğer tarafta Edgar'ın bireysel hataları vardı. Yani zemin ve hava şartları organize ataklar değil birbirini hataya zorlayan takımlar çıkardı ortaya.

Epureanu'nun 73'te atılması ile avantajı yakalayan Trabzonspor rakibini bir kez daha hataya zorladı. Maçın yıldızı Djaniny, Hasan Ali'den kaptığı topta pozisyonu hazırladı, Ekuban için maçın en güzel pasını asiste çevirmek kaldı. Mert Günok'u geçerek golü atan Ekuban kupanın Trabzonspor'un olduğunu ilan etti. Abdullah Avcı çok iyi başladığı Trabzonspor kariyerinde kazanma alışkanlığının yanına bir de Süper kupayı eklemeyi başardı.