‘’Şikayet edilecek pozisyon yaşanmadı‘’
Dün akşam oynanan maç hakem açısından kolay geçti. Tartışılan bir ceza sahası pozisyonu olmadı. Oyuncular genelde iyi niyetliydiler ve hakemin işini kolaylaştırdılar. Maçın sonucunda iki takımın da hakemden şikayet edeceği bir pozisyon bence yaşanmadı. Buna karşın, Özkahya maç içinde -belki de hakemi zora sokacak pozisyonlar olmadığı için- sürekli konsantrasyon kaybı yaşadı. Çaldığı/çalmadığı faullerde, göstermediği sarı kartlarında hatalar yaptı. Kendisine sınırları aşacak şekilde itiraz eden, saha içinde kümeleşip birbirlerini çekip/iten oyunculara karşı aşırı hoşgörülüydü. 90’da N’Koudou-Walleace pozisyonunda devam kararı doğruydu. Beşiktaşlılar'ın penaltı beklentisi gereksizdi.
‘’Sorun MHK ile hakemler arasında!‘’
Atamalarıyla hakemlere adaletli olduğunu hissettiremeyen MHK, hakemler arasındaki çalışma barışını bir türlü sağlayamıyor. Yani asıl sorun; bizlerden, kamuoyundan önce; MHK ile hakemler arasındaki güven sorunu.
Ligin sonu yaklaştıkça tansiyon yükseliyor. Hakem hataları can yaktıkça, açıklamaların da dozu artıyor. Bu son düzlükte hakemlerin de işi zor, onların patronu konumundaki MHK’nın da! MHK; yaşananlardan, açıklamalardan ve futbol ortamının gerginliğinden çok etkileniyor. Hakemler de bunun farkında, MHK’nın telaş içinde olduğunu görüyor. Bazı atamalar hakemlerin aklına yatmıyor ve hakemler bu durumdan ciddi oranda etkileniyor. Atamalarıyla hakemlere adaletli olduğunu hissettiremeyen MHK, hakemler arasındaki çalışma barışını bir türlü sağlayamıyor. Kısaca asıl sorun; bizlerden, kamuoyundan önce; MHK ile hakemler arasındaki güven sorunu...
Kırık not alsa da...
Öncelikle şunu ifade edelim. 27. hafta maçları oynanmadan 28. hafta maç yönetecek hakemlere görevleri tebliğ edilmişti. Geçen hafta yaşanan hakem hatalarıyla, bu hafta yapılan hakem atamaları arasında bağ kurmaya çalışmak bizi doğru sonuca götürmez. MHK başarı/başarısızlık kriterine dikkat etmediği, başarısız performans gösterse de gözlemcisinden kırık not alsa da hakemine maç vermeye devam ettiği için atamaları detaylarıyla analiz etmeye gerek olmadığını düşünüyorum.
Hepsi tartışılır durumda
Bu saatten sonra, hangi hakem hangi maça atanırsa atansın; tartışılmaması mümkün değil. Hem hakemlerin performansı hem de takımların kaybetmeye tahammülü olmadığı için... Bu hafta zirve takımlarının maçlarında tecrübeli isimler var. Hepsi de tartışılır durumda. Gerçekten bu ortamda işleri zor. Allah hakem şansı versin demekten başka söyleyecek söz bulamıyorum.
‘’Bir kırmızı, bir penaltı var‘’
Mücadelede iki kritik hakem hatası vardı. 7. dakikada sarı kart gören Ekuban, 52'de Gökhan'ın ayağına bastı ve çift sarıdan atılmalıydı. Son anlardaki Valencia/Bakasetas mücadelesinde Trabzon'un net penaltısını es geçti.
Hakem ekibi açısından zor bir maçtı. Verilen az sayıda kritik karar olsa da maçın önemi açısından uzun süre tartışılabilecek kararlardı. Maç genelinde oyun kontrolünü elinde bulunduran ve oyunculara kendisini kabul ettiren Yaşar Kemal Uğurlu bence iki kritik hata yaptı. Maçın hemen başında, 7. dakikada Ekuban’a doğru bir sarı kart gösterdi. Ekuban maçın 52. dakikasında Gökhan Gönül’le girdiği mücadelede rakibinin ayağına bastı. Burada da bir sarı kart görerek oyundan kırmızı kartla ihracı gerekirdi. Uğurlu bu pozisyonda faul düdüğü de çalmadı.
Ozan'da doğru karar verdi
Hakemler açısından ikinci kritik karar ise 90. dakikada yaşandı. Valencia/Bakasetas kafa topu mücadelesinde hakem, 'Devam' dedi. VAR da devreye girmedi. Valencia kafa topuna yükselirken sol kolunu açarak rakibi Bakasetas’ın yüzüne bir darbesi oldu. Bu pozisyon görüntülere göre net bir penaltı. Buna benzer bu sezon sayısız penaltı düdüğü çalındı. Burada da penaltı düdüğü çalınması gerekirdi. 90+4. dakikada Ozan Tufan rakip ceza sahasında yerde kaldı ama pozisyonda hakemin devam kararı doğruydu.
‘’İkinci golde ofsayt yok‘’
Mete Kalkavan 90 dakika boyunca kontrolü elinde bulunduran bir yönetim sergiledi. Maç süresince bazı sarı kart ve faul hataları yaptı. Kritik kararlarında biri dışında başarılıydı. O pozisyonda da VAR devreye girdi ve Onyekuru’nun elle oynaması dolayısıyla Galatasaray’ın golünü doğru olarak iptal ettirdi. Galatasaray’ın ikinci golünden önce Arda’nın ‘şeklen’ ofsaytta bulunması tartışma konusu oldu. Bir oyuncunun ‘şeklen’ ofsayt pozisyonunda olması ihlal değildir. Topa hareketlenmesi de ihlal değildir. Futbol Oyun Kuralları’na göre; ofsayttaki oyuncunun rakibinin koşu yolunda bulunması, rakibiyle top için mücadeleye girmesi ya da topa dokunması gerekir. Diğer durumlarda ofsayttan söz edilemez. Gol kararı yüzde yüz doğruydu.
‘’Kritik kararların hepsi doğru‘’
Ev sahibi ekip skoru erken yakaladı ve hakem ekibi açısından rahat bir maç oldu. Bazı kritik kararlar vermek zorunda kalsalar da bu kararlarında yanılmadılar. VAR ihtiyaç duyulduğu zaman doğru müdahalelerle hatalı karaların önüne geçti. 30. dakikada top önce Larin’in eline temas etti, sonra gol oldu. Top hücum oyuncusunun eline temas ettikten hemen sonra kaleye girerse, ‘Oyun Kuralları’na göre golün iptali gerekiyor. Bilerek, isteyerek oynayıp oynamadığına bakılmadan, topun ele temas etmesi yeterli. Dolayısıyla doğru bir iptal kararı verildi.
Penaltı yok
68. dakikada Gökhan Töre yerde kaldı ve penaltı bekledi. Pozisyonda faul yoktu, hakem penaltı vermeyerek doğruyu yaptı ancak Töre’ye aldatmadan dolayı sarı kart da göstermeliydi. 86. dakikada top Denizlili Bakalorz’un eline çarptı. Elleri doğal konumdaydı. Penaltı beklentileri gereksizdi.
‘’Atanması sürpriz değildi‘’
Hakemliğin ayrıntılarına sahip olan kime sorsanız, size bu ismi söylerdi. Çünkü tecrübelileri sıraladığınızda ya da olmayacak isimlerin üzerini çizdiğinizde geriye sadece Uğurlu kalıyordu. Alternatifi dahi yoktu. Bu nedenle Uğurlu tercihi sürpriz değil.
Ligin sonu yaklaştıkça hakem tartışmaları da zirveye çıkıyor. Açıklamalar ardı ardına geliyor. MHK ve hakemler açısından da işlerin içinden çıkılmaz bir hâl aldığını söylememiz de gerekir. Hiçbir dönem olmadığı kadar kural hatası itirazının yapıldığı sezonu yaşıyoruz. Hiçbir dönem görmediğimiz mevzular yaşanıyor, hakemler mahkemeye veriliyor. MHK maça hakem atıyor, hakem karşılaşmaya çıkmadan başka bir maçta hata yaptığı için müsabakadan alınıyor. Ödül/ceza birinci öncelik olması gerekirken; hata yapanlar maçtan maça koşarken, bazı hakemleri sahalarda göremiyoruz.
Soruların cevabı yok
Yazılı ve görsel basında, “Maç verilmeyecek hakemler listesi!” diye listeler dolaşıyor, gerçekten de o hakemlere belli süre maç verilmiyor. Sonra bir bakıyoruz, bu hafta listede adı olan hakemlere maç veriliyor. Listede adı bulunan hakemlerin suçları neydi, neden beklediler, bu hafta ne oldu maça çıkıyorlar? Bu soruların hiçbir cevabı yok. MHK’da kaotik bir yönetim biçimi hâkim.
Eleştirmeye diğer maçlardan başlayalım
Bu hafta önemli bir maça sahne olacak. Trabzon’da oynanacak maçı Yaşar Kemal Uğurlu yönetecek. Bu maça Uğurlu’nun atanması sürpriz bir durum değil. Pazartesi gününden itibaren hakemliğin ayrıntılarına sahip olan kime sorsanız, size bu ismi söylerdi. Çünkü bu maçı yönetme tecrübesine sahip kişileri sıraladığınızda, olmayacak kişilerin üzerini çizdiğinizde geriye sadece Uğurlu’nun ismi kalıyordu. İkinci bir alternatif de yoktu. Şu maksat ya da bu maksatla değil; Trabzonspor-Fenerbahçe maçını yönetecek tecrübeye sahip ve ismi en az tartışma yaratacak isim bu maça atanmış. Durum onu gösteriyor. Hakem başarılı olur olmaz başka konu ama “Atamayı eleştireceksek, eleştirmeye diğer maçlardan başlayalım!” derim.
‘’Sinan'a yapılan açık penaltı‘’
“Hüseyin Göçek çok tedirgindi. Bu da normal. 25 hafta büyük maç almamıştı. Karşılaşmanın son bölümünde, Sinan Gümüş’e yapılan harekette, elin kafaya veya yüze gelmesi fauldür. Sarı kart konusunda yorumlar değişiyor. Sezon başından beri buna benzer pozisyonlarda en az 10 kez penaltı verildi. Bu tartışmasız, çok açık bir penaltı. Video hakemin de devreye girmesi lazımdı.”
‘’Kırmızı çıkmalıydı‘’
Alanyaspor-Galatasaray maçı lig sıralaması açısından önemli bir mücadaleydi. MHK'nın bu maç için hakem ekibini oluştururken özensiz davrandığı fikrindeyim. Performansı düşük Zorbay Küçük’ün hakem olarak atanması ve lig tecrübesi olmayan Emre Malok’un VAR olarak atanması; maçı Galatasaray’ın kaybetmesi durumunda hakem camiasını epey hırpalardı. Çünkü maçta hakemler iki kritik karar verdiler ve bu kararlar maçın gidişatını etkileyecek önemde kararlardı.
Penaltı değildi
23.dakikada Onyekuru yerde kalınca Galatasaraylılar penaltı beklediler. Umut topa doğru hamle yapmış ve kramponunun ucuyla topa dokunmayı başarmıştı. Dolayısıyla burada penaltı kararı verilmemesi daha doğruydu.
33.dakikada ise Babacar- Luyindama ikili mücadelesinde Galatasaraylı oyuncu başından yaralandı. Babacar topa yaptığı hamlede başarılı olamadı ve kramponunun vidalarıyla rakibini yaraladı. Burada sarı değil kırmızı kart çıkmalıydı. Rakibin kafasına doğru kramponun vidalarıyla yapılan yaralayıcı müdahalelerin karşılığı kırmızı karttır.