‘’Evet pozisyon penaltıydı‘’
Karşılaşmada iki kritik pozisyon vardı. İkinci yarının 53. dakikasında Malatya atağında Fenerbahçe'nin ceza sahasına gelen ortada Semih'in kafa vuruşunda top, yere düşen Samatta'nın koluna temas etti. Bir oyuncunun yere düşerken kolunun açılması, topun ona çarpması sonrası devam kararı verilmesi normaldi. Mücadelenin uzatma dakikalarında Fenerbahçe'den Mame Thiam ile Malatya'dan Eric Ndizeye kafaya çıkıyorlar. Ndizeye, topa doğru hamle yapmak isterken Thiam'dan güç alarak kafaya çıkmaya çalıştı. Hakem Halis Özkahya doğru yerde ve doğru açıdan pozisyonu izlemesine rağmen devam kararı verdi. Ve pozisyon, VAR'a kadar gitmedi! Ancak burada doğru olan net penaltının verilmesiydi.
‘’Josef ve Atiba atılmalıydı‘’
Ümit Öztürk’ün maç genelinde fazla problem yaşayacağı pozisyon olmadı. Oyuncular iyi niyetliydiler ve futbola odaklanmışlardı. Bu durum hakem ekibinin işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Faul standardı yerindeydi ancak önemli kart hataları yaptı. 9’da Atiba’nın Bareiro’nun yüzüne gelen dirseğine sarı kart çıkmalıydı. 23’te Salih’in itirazdan, 26’da Atiba’nın sportmenliğe aykırı faulünden gördüğü sarı kartlar doğruydu. 24’te Cenk-Berkan Kutlu mücadelesinde Beşiktaşlılar penaltı beklediler. Berkan’ın Cenk’in koşu yoluna doğru bir hamlesi yok. Bana göre bu bir çarpışma ve hakemin devam kararı bence doğru.
Gol iptali doğru
61’de Atiba kaleci topu oyuna sokarken topu eliyle oynuyor. Topu elle bilerek oynamak serbest vuruşu gerektirir. Sarı kart için bu pozisyonda yeterli koşullar yok. Oyunun imajını bozan bir durum da yok. Bence ikinci sarı kart bu pozisyonda gerekli değildi. 74’de Josef’e hakem doğru bir sarı kart gösterdi. Ancak 82’de Josef, Davidson’un ayağına şiddetli şekilde bastığında da sarı kart görerek oyundan atılmalıydı. Öztürk bu sarı kartı çıkartmadı. 89’da Alanyaspor golünün VAR müdahalesi sonucu faul gerekçesiyle iptali doğruydu.
‘’Golün iptali doğru karar‘’
İkili mücadelelerin fazla yaşanmadığı, topun çok fazla ceza sahası içine girmediği bir maç izledik. Tartışılacak da çok fazla pozisyon olmadı. 36. dakikada Valencia’nın ortasında Fenerbahçeliler penaltı beklediler ancak Denizlisporlu savunma oyuncusunun kolu açık değildi. Bu klasik bir çarpmaydı ve hakemin devam kararı doğruydu.
Samatta’nın şortuna değdi
84. dakikada İrfan Can’ın golü VAR müdahalesi sonrası ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Top Slazai’den sektiğinde Samatta ofsayt pozisyonundaydı. Kaleci ters köşeye yatmıştı, topu görüyordu, Samatta hareketsizdi, kaleciyi etkilemiyordu ancak top Samatta’nın şortuna dokunarak kaleye girmişti. Dolayısıyla bu gol Samatta kaleciyi etkilediği için değil, topa temas ettiği için iptal edildi. Kaleciyi etkilediği için iptal edilecek olsa, hakemin saha kenarına gelerek pozisyonu bizzat izleyerek karar vermesi gerekirdi.
Kural belli
“Topun şorta dokunması yeterli mi?” diye düşünenler olabilir. Topun oyuncunun ekipmanlarına dokunması da oyuncuya dokunması anlamına gelir. Top oyuncunun kramponunun vidasına dokunduğunda oyuncuya temas etti kabul ediyorsak, şorta dokunmasını da öyle kabul etmeliyiz.
‘’MHK bu kez macera aramamış!‘’
Geçtiğimiz hafta futbol kamuoyu, önü arkası hesap edilmeden yapılan atamalar nedeniyle gereksiz bir gerginliğe sürüklendi. MHK, bu durumdan biraz ders almış olacak ki bu haftanın görevlendirmelerinde kısmen temkinli olmayı tercih etmiş. En azından geçen hafta yaptığı gibi topyekûn bir maceraya sürüklenmemiş.
Öztürk bu maça uygun
Haftanın en önemli maçı olan Beşiktaş-Alanyaspor maçına Ümit Öztürk görevlendirildi. Genel perspektifte Ümit Öztürk’ün kalitesi ve tecrübesi bu maça uygun. Böylesi stresli maçların altından kalkacak donanıma sahip bir hakem. Atama prensibi açısından sorun görmüyorum. Bu yönüyle atamayı eleştirmem mümkün değil. Ümit Öztürk’ün geçmişte yaşadıkları gündeme getirilerek atama eleştiriliyor olsa da ben saha içinde kalmayı tercih ediyorum.
Özkahya da sorun yok
Galatasaray’ın maçının olmadığı haftada, nispeten eli biraz rahatlayan MHK, Fenerbahçe’nin maçına da Halis Özkahya’yı atadı. Özkahya’nın performansı, tecrübesi ve göğsündeki FIFA kokardını dikkate aldığınızda sorunsuz bir atama olduğu söylenebilir.
Karaoğlan riskli!
Trabzonspor-Kayserispor gibi zorlu geçmeye aday maça ise Atilla Karaoğlan atandı. Son dönemlerinde performansında inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Hakem performansı ve maç zorluğuna baktığımda riskli bir atama olarak görüyorum.
Adalet duygusuna zarar verir
Diğer yandan MHK’in son yaptığı seminerde en çok eleştirdiği ve kararlarını hatalı bulduğu isim Volkan Bayarslan’dı. Maç sırasını bekleyen o kadar hakem varken, hem hatalı olduğunu kabul edip hem de bekletmeden görev vermenin, hakemler arasındaki çalışma barışını bozacağını ve adalet duygusuna zarar vereceğini düşünüyorum.
‘’İkinci sarıyı vermedi‘’
55. dakika... Meler faulü tespit etti ama pozisyonun ceza sahası içinde mi, dışında mı olduğu konusunda hata yaptı. İkinci önemli karar 60. dakikadaydı. Aytaç’ın Necip’e faulü sarı kartı gerektirirdi ancak Meler faulü çalmasına rağmen kartını kullanmadı.
MHK Başkanı Serdar Tatlı, yaptığı hakem atamasıyla henüz maç başlamadan gereksiz bir tartışma ortamı yarattı. Kritik dönemde böylesi gerginliğe gerek yoktu. Dün oynanan maçta aslında hakem ekibini zor durumda bırakacak pozisyonlar da yaşanmadı. Ama atama dolayısıyla bütün dikkatler hakemin üzerindeydi. Bugün, Serdar Başkan kendisine şu soruyu sormalı: Yaptığım bu atama bu maç sonunda bana ve camiama ne kazandırdı? Bence hiçbir şey kazandırmadı! Dünkü maçta Halil Umut Meler’in iki kararı önemliydi. İlki 55.dakikada yaşandı. Meler faulü tespit etti ama pozisyonun ceza sahası içinde mi, dışında mı olduğu konusunda hata yaptı. VAR’ın yerinde bir müdahalesiyle Kasımpaşa lehine doğru bir penaltı kararı verildi.
Kartını kullanmadı
Hakemin verdiği ikinci önemli karar 60. dakikadaydı. Aytaç’ın Necip’e faulü sarı kartı gerektirirdi ancak Meler faulü çalmasına rağmen kartını kullanmadı. Sarı kart çıksa Aytaç ikinci sarı kartla atılacaktı. Meler sarı kartı çıkartmayarak önemli bir hata yaptı. 57. dakikada Aytaç’ın gördüğü sarı kartın da hatalı olduğunu ifade etmeliyim. 48. dakikada Atiba’nın ceza sahasında itildiği yönünde itirazlar oldu ancak pozisyonda bence penaltı yoktu.
‘’Standardı yakalayamadı‘’
İki buçuk yıl aradan sonra Galatasaray maçı yönetmek üzere görevlendirilen Fırat Aydınus rahatsızlanınca maça atanan Abdulkadir Bitigen’in maç konsantrasyonu yeterli değildi. Görevi gecikmeli aldığı için tam hazırlık yapamamış olabilir. Hakem, maça iyi başlayamadı. Özellikle kartlarında hataları fazlaydı. Gösterdiği ve göstermediği kartlarda standardı yakalayamadı. 15’te Diouf’un görmesi gereken net bir sarı kartı göstermezken, 24’te Arda’ya faul bile yapmadığı pozisyonda hatalı bir sarı kart gösterdi. 25’te Kamara, topla oynama niyeti olmadan Şener’in ense/baş bölgesine doğru vurdu. Abdulkadir Bitigen, faul düdüğü dahi çalmadı. Belli ki gözü yerde, toptaydı; vurma eylemini kaçırdı. Bu tür darbeler bence kırmızı kartla cezalandırılmalı. Ancak UEFA: “acımasız, yaralayıcı ve gaddarca” bir müdahale yoksa kırmızı kart göstermeyin, “Sarı kart yeterli” diyor. Dolayısıyla kesinlikle kırmızı olurdu diyemiyorum ama en az bir sarı kart gerekirdi.
Oyuncular isyanda haklıydı
37’de topla oynamasına rağmen hakem Yusuf’a hatalı bir sarı kart gösterdi. 45+3’te Yusuf Donk’un yüzüne yaptığı hamleden dolayı sarı kart görmeliyken, bu kez de hakem faul dahi çalmadı. 52 ve 62. dakikalarda Mesut, Kamara ve Akintola hakem kararlarına itirazdan sarı kart gördüler. Sarı kartlar doğruydu ancak oyuncular isyanında haklıydı. Pozisyonlarda hakem hatalı kararlar vermişti. 73’te Hatayspor golünde faul yoktu. Devam kararı doğruydu. 77’de Popov’a VAR müdahalesi ile çıkan kırmızı kart doğruydu.
‘’Bunun adı inatlaşmak‘’
Bu haftaki atamaları hiç sağlıklı bulmuyorum. Serdar Tatlı’nın ölçüyü kaçırdığını, “Dik duracağım” derken, hakem camiasını gereksiz bir stresin içine soktuğunu düşünüyorum. ‘Baskıdan etkilenmiyoruz’ mesajı vermek istenebilir ama MHK Başkanlığı makamı, inatlaşma makamı olmamalıydı!
Ligin son düzlüğüne giriyoruz. Tansiyon çok yüksek! Daha çok sakinliğe ve aklıselime; ateşe benzin dökmek yerine, söndürmeye; alevi körüklemek yerine, aleve su serpmeye ihtiyacımız var! Elbette Serdar Başkan’ın kendine göre bir bakış açısı vardır. Mutlaka, maçlar salimen tamamlansın istiyordur. Maksadı kaos doğurmak değildir. Fakat her ne olursa olsun ben bu haftanın atamalarını sağlıklı bulmuyorum. Serdar Başkan’ın ölçüyü kaçırdığını, ‘Dik duracağım!’ derken, hakem camiasını gereksiz bir stresin içine soktuğunu düşünüyorum.
Daha önce şahit olmadım
Hakem camiasının içinde olduğum süre boyunca ardışık iki hafta, aynı hakemin aynı takımın maçına çıktığına hiç şahit olmadım. Böylesi gergin bir ortamda yılların atama prensibini yıkmanın mantıklı bir açıklamasının olduğunu düşünmüyorum. Kasımpaşa-Beşiktaş maçına Halil Umut Meler’in atanmasını gereksiz bir gerginliğe davetiye çıkartmak olarak görüyorum.
Büyük problem çıkabilir
Sayın Serdar Tatlı, hakem camiasının hiçbir baskıdan etkilenmediği mesajını vermek istemiş olabilir ama doğabilecek sonuçları da hesaba katması gerekirdi. Olası bir hakem hatasının ardından yaşanacaklar yine hakem camiasına ve TFF’ye büyük bir problem olarak geri dönecektir. MHK Başkanlığı makamı inatlaşma makamı olmamalıydı!
Gerginliği körüklemek demek
Aynı sebeplerle Galatasaray maçına Fırat Aydınus’un atanmasını da doğru bulmuyorum. 30 aydır Galatasaray maçlarından uzakta tutulan bir hakemi; Fatih hocanın ve 3 önemli futbolcunun cezalı olduğu kritik bir maç öncesi; TFF ile Galatasaray camiasının iplerinin gerildiği bir ortamda bu maça atamak gerginliği körüklemek gibi olmuş. Nispeten Fenerbahçe maçına yapılan Cüneyt Çakır atamasına bir şey söylemiyorum. Diğerlerinin yanında bu atamanın lafı bile olmaz!
‘’Meler sorunsuz yönetti‘’
Derbide kontrolü sürekli elinde bulunduran, oyun konsantrasyonunu 90. dakikaya kadar kaybetmeyen ve maç planını karşılaşma öncesi çok doğru hazırlamış olan Halil Umut Meler, dün yüzünün akıyla son düdüğü çaldı. Meler, son yılların en temiz derbilerinden birini yönetti.
Dün akşam oynanan maçta, hakemler açısından hiçbir kritik an, tartışmalı bir ceza sahası pozisyonu olmadı. Sarı mı, kırmızı mı diye tartışılacak bir pozisyon yaşanmadı. Bırakın bunları benim hatırladığım, ceza sahası dışında ya da içinde olsun, elle oynama bile olmadı. Bütün bunlar hakem ekibinin işini kolaylaştıran unsurlardı. Tüm bu yukarıda yazdıklarıma rağmen bu bir derbi maçıydı ve çalınacak bir hatalı düdüğün, kalkacak bir hatalı bayrağın nelere mal olacağına daha önce fazlasıyla şahit olmuştuk. Dolayısıyla maç kontrolünü sürekli elinde bulunduran, maç konsantrasyonunu 90. dakikaya kadar kaybetmeyen, maç planını maç öncesi çok doğru hazırlamış olan Halil Umut Meler, dün yüzünün akıyla son düdüğü çaldı.
Faul hataları yaptı
Hakem, elbette faul ve kart hataları yaptı. Ancak bu hatalar oyunun gidişatını etkileyecek, bir takıma avantaj, diğerine dezavantaj yaratacak çok önemli hatalar değildi. Örneğin 2. dakikada Serdar’ın Ljajic’e, 42. dakikada yine Serdar’ın bu kez Aboubakar’a yaptığı faulleri değerlendiremedi. Faul çalınsa Beşiktaş kritik noktalardan serbest vuruş kullanacaktı.
Kartlar çıkmadı
Oyunun 24. dakikasında Ghezzal’in Caner’e, 68. dakikada Rosier’in topsuz alanda Valencia’ya yaptığı faullere sarı kart çıkarmadı. 68. dakikada Beşiktaş’ın önemli bir atağında avantajı kesti. Tüm bunlara rağmen son yılların en temiz derbilerinden birini yönetti.









































