‘’Standardı yakalayamadı‘’
İki buçuk yıl aradan sonra Galatasaray maçı yönetmek üzere görevlendirilen Fırat Aydınus rahatsızlanınca maça atanan Abdulkadir Bitigen’in maç konsantrasyonu yeterli değildi. Görevi gecikmeli aldığı için tam hazırlık yapamamış olabilir. Hakem, maça iyi başlayamadı. Özellikle kartlarında hataları fazlaydı. Gösterdiği ve göstermediği kartlarda standardı yakalayamadı. 15’te Diouf’un görmesi gereken net bir sarı kartı göstermezken, 24’te Arda’ya faul bile yapmadığı pozisyonda hatalı bir sarı kart gösterdi. 25’te Kamara, topla oynama niyeti olmadan Şener’in ense/baş bölgesine doğru vurdu. Abdulkadir Bitigen, faul düdüğü dahi çalmadı. Belli ki gözü yerde, toptaydı; vurma eylemini kaçırdı. Bu tür darbeler bence kırmızı kartla cezalandırılmalı. Ancak UEFA: “acımasız, yaralayıcı ve gaddarca” bir müdahale yoksa kırmızı kart göstermeyin, “Sarı kart yeterli” diyor. Dolayısıyla kesinlikle kırmızı olurdu diyemiyorum ama en az bir sarı kart gerekirdi.
Oyuncular isyanda haklıydı
37’de topla oynamasına rağmen hakem Yusuf’a hatalı bir sarı kart gösterdi. 45+3’te Yusuf Donk’un yüzüne yaptığı hamleden dolayı sarı kart görmeliyken, bu kez de hakem faul dahi çalmadı. 52 ve 62. dakikalarda Mesut, Kamara ve Akintola hakem kararlarına itirazdan sarı kart gördüler. Sarı kartlar doğruydu ancak oyuncular isyanında haklıydı. Pozisyonlarda hakem hatalı kararlar vermişti. 73’te Hatayspor golünde faul yoktu. Devam kararı doğruydu. 77’de Popov’a VAR müdahalesi ile çıkan kırmızı kart doğruydu.
‘’Bunun adı inatlaşmak‘’
Bu haftaki atamaları hiç sağlıklı bulmuyorum. Serdar Tatlı’nın ölçüyü kaçırdığını, “Dik duracağım” derken, hakem camiasını gereksiz bir stresin içine soktuğunu düşünüyorum. ‘Baskıdan etkilenmiyoruz’ mesajı vermek istenebilir ama MHK Başkanlığı makamı, inatlaşma makamı olmamalıydı!
Ligin son düzlüğüne giriyoruz. Tansiyon çok yüksek! Daha çok sakinliğe ve aklıselime; ateşe benzin dökmek yerine, söndürmeye; alevi körüklemek yerine, aleve su serpmeye ihtiyacımız var! Elbette Serdar Başkan’ın kendine göre bir bakış açısı vardır. Mutlaka, maçlar salimen tamamlansın istiyordur. Maksadı kaos doğurmak değildir. Fakat her ne olursa olsun ben bu haftanın atamalarını sağlıklı bulmuyorum. Serdar Başkan’ın ölçüyü kaçırdığını, ‘Dik duracağım!’ derken, hakem camiasını gereksiz bir stresin içine soktuğunu düşünüyorum.
Daha önce şahit olmadım
Hakem camiasının içinde olduğum süre boyunca ardışık iki hafta, aynı hakemin aynı takımın maçına çıktığına hiç şahit olmadım. Böylesi gergin bir ortamda yılların atama prensibini yıkmanın mantıklı bir açıklamasının olduğunu düşünmüyorum. Kasımpaşa-Beşiktaş maçına Halil Umut Meler’in atanmasını gereksiz bir gerginliğe davetiye çıkartmak olarak görüyorum.
Büyük problem çıkabilir
Sayın Serdar Tatlı, hakem camiasının hiçbir baskıdan etkilenmediği mesajını vermek istemiş olabilir ama doğabilecek sonuçları da hesaba katması gerekirdi. Olası bir hakem hatasının ardından yaşanacaklar yine hakem camiasına ve TFF’ye büyük bir problem olarak geri dönecektir. MHK Başkanlığı makamı inatlaşma makamı olmamalıydı!
Gerginliği körüklemek demek
Aynı sebeplerle Galatasaray maçına Fırat Aydınus’un atanmasını da doğru bulmuyorum. 30 aydır Galatasaray maçlarından uzakta tutulan bir hakemi; Fatih hocanın ve 3 önemli futbolcunun cezalı olduğu kritik bir maç öncesi; TFF ile Galatasaray camiasının iplerinin gerildiği bir ortamda bu maça atamak gerginliği körüklemek gibi olmuş. Nispeten Fenerbahçe maçına yapılan Cüneyt Çakır atamasına bir şey söylemiyorum. Diğerlerinin yanında bu atamanın lafı bile olmaz!
‘’Meler sorunsuz yönetti‘’
Derbide kontrolü sürekli elinde bulunduran, oyun konsantrasyonunu 90. dakikaya kadar kaybetmeyen ve maç planını karşılaşma öncesi çok doğru hazırlamış olan Halil Umut Meler, dün yüzünün akıyla son düdüğü çaldı. Meler, son yılların en temiz derbilerinden birini yönetti.
Dün akşam oynanan maçta, hakemler açısından hiçbir kritik an, tartışmalı bir ceza sahası pozisyonu olmadı. Sarı mı, kırmızı mı diye tartışılacak bir pozisyon yaşanmadı. Bırakın bunları benim hatırladığım, ceza sahası dışında ya da içinde olsun, elle oynama bile olmadı. Bütün bunlar hakem ekibinin işini kolaylaştıran unsurlardı. Tüm bu yukarıda yazdıklarıma rağmen bu bir derbi maçıydı ve çalınacak bir hatalı düdüğün, kalkacak bir hatalı bayrağın nelere mal olacağına daha önce fazlasıyla şahit olmuştuk. Dolayısıyla maç kontrolünü sürekli elinde bulunduran, maç konsantrasyonunu 90. dakikaya kadar kaybetmeyen, maç planını maç öncesi çok doğru hazırlamış olan Halil Umut Meler, dün yüzünün akıyla son düdüğü çaldı.
Faul hataları yaptı
Hakem, elbette faul ve kart hataları yaptı. Ancak bu hatalar oyunun gidişatını etkileyecek, bir takıma avantaj, diğerine dezavantaj yaratacak çok önemli hatalar değildi. Örneğin 2. dakikada Serdar’ın Ljajic’e, 42. dakikada yine Serdar’ın bu kez Aboubakar’a yaptığı faulleri değerlendiremedi. Faul çalınsa Beşiktaş kritik noktalardan serbest vuruş kullanacaktı.
Kartlar çıkmadı
Oyunun 24. dakikasında Ghezzal’in Caner’e, 68. dakikada Rosier’in topsuz alanda Valencia’ya yaptığı faullere sarı kart çıkarmadı. 68. dakikada Beşiktaş’ın önemli bir atağında avantajı kesti. Tüm bunlara rağmen son yılların en temiz derbilerinden birini yönetti.
‘’Penaltı verilmemeliydi‘’
Son haftaların formsuz ismi Zorbay Küçük dün akşam rahat bir maç yönetti. Ev sahibi takım skoru erken buldu ve hatalar yapsa da bunlar göze çok batmadı. 8. dakikada Trabzonspor’un ilk golünde, Edgar topu kazanırken, bence Geraldo’ya faul yapıyor. Sağ ayağıyla topa müdahale ediyor ama sol ayağıyla da rakibini düşürüyor. 23. dakikada Geraldo, Trabzonspor ceza sahasında yerde kaldı, hakem penaltı düdüğü çaldı. Hüseyin topa doğru hamle yaparken, bence futbol oyununun sınırları içerisinde rakibine bir müdahalesi var. Hakemi çok ağır eleştirmesem de ben penaltı kararı verilmemesini daha doğru bulurum.
Sarlija atılmalıydı
87. dakikada Afobe, topa doğru hareketlendiğinde, Sarlija onu topsuz alanda iterek, düşürdü. Hakem, 'Devam' dedi ancak topsuz alandaki bu itme, faulü ve beraberinde sarı kartı gerektiriyordu. Sarlija’nın sarı kartı vardı ve burada oyundan atılmalıydı. Bu pozisyona itiraz eden Abdullah hoca da kart gördü.
‘’Yedlin'in atılmasının izahı yok!‘’
Galatasaray’ın ilk golünden önce Luyindama’nın faulü var. Selim’in Etebo’yu düşürmesi sonrası sarı değil kırmızı görmesi gerekirdi. 75. dakikada faulden 90 saniye sonra VAR uyarısıyla Yedlin’in ikinci sarıyı görmesinin ise izahı yok!
Volkan Bayarslan’ın hataları maçın gidişatını önemli ölçüde etkiledi. Ben bu maçla ilgili perşembe günü bu satırlarda hakem atamasını yorumlarken; atamanın hatalı olduğunu, Bayarslan’ın bu maç için yeterli performansa sahip olmadığını belirtmiştim. 14. dakikada Yedlin’in golünden önce bence Luyindama rakibine faul yapıyordu, golün iptali gerekirdi. 35. dakikada Selim, Etobo’yu ceza sahasına girerken düşürdü. Burada Selim sarı kart gördü ama kartın rengi kesinlikle kırmızı olmalıydı. Etobo topa hakimdi, top kontrolündeydi ve Selim ona faul yapmamış olsa kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Soldaki Rizeli oyuncunun yetişme şansı yoktu.
Penaltı kararı doğru
50. dakikada Rizespor lehine verilen penaltı kararı doğruydu. 75. dakikada ceza sahası dışında gerçekleşen faule Bayarslan penaltı kararı verdi. VAR doğru bir şekilde devreye girdi. Kararını değiştiren ve penaltıyı iptal eden Bayarslan tam 90 saniye sonra Yedlin’i ikinci sarı kartla oyundan ihraç etti. Ben bu karara inanamadım. VAR protokolüne göre 2. sarı kartlara VAR karışamaz. Ama açıkça görülüyor ki VAR hakeme ikinci sarı kartı göstermesini söyledi. Gecenin değil, sezonun izah edilemeyecek uygulamalarından birisi oldu bu karar.
Terim, kırmızı görmeliydi
Daha önce sarı kart gören ve kırmızı sınırlarını zorlayan Fatih hoca, 75. dakikada sinirlenerek, Rizespor kulübesine kadar geldi. Sinirlenmekte haklı olabilir ama bu hakemin sorunu değil. Bu dakikada Fatih hoca ihraç edilmeliydi.
‘’Güvenli liman Halil Umut Meler‘’
Meler, MHK’nın güvenli limanı gibi. Başarılı ya da başarısız olması fark etmiyor, sürekli zorluk derecesi yüksek maçlarda sahaya sürülüyor. MHK, derbide kendisi açısından en az sorun oluşturacak ismi atamış. MHK, bu hafta diğer maçlar için yaptığı atamalarında aşırı özensiz davranmış. Çok riskli atamalar yapmışlar. Performansı vasatı aşamayan isimlere görevler dağıtılmış. Zor bir hafta bizi bekliyor.
Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi pazar akşamı Vodafone Park'ta ağırlayacağı mücadeleyi yönetecek olan Halil Umut Meler, sürpriz bir atama değil. İsmini tahmin etmekte zorlanmamıştık. MHK’lar genellikle, derbiye düşündüğü ismi önceden planlar ve o hakeme sorun yaşamasın diye bir önceki hafta maç vermezlerdi. Meler, geçtiğimiz hafta Sivasspor-Karagümrük gibi MHK açısından çok önem arz etmeyecek bir maçta görevliydi. Buradan iki sonuç çıkartılabilir... İlki: MHK bu derbiye Meler’i düşünmüyordu, son anda kararını değiştirdi.
Her derbiye aday...
İkincisi: MHK’nın eli o kadar sıkıştı ki maçlara yeterli performans düzeyinde hakem bulamıyor ve tek bir hakemi bile kenarda tutacak lüksü kalmadı. Bana bu ikinci seçenek daha yakın geliyor. Meler, kariyerinde kısa sürede ciddi mesafe kaydetti. Şampiyonlar Ligi’nde düdük çalma başarısı gösterdi. Türkiye’de her derbiye aday olmaya başladı. Daha tecrübeli olan isimlere nazaran bagajı daha boş... Son zamanlarda Meler, MHK’nın güvenli limanı gibi. Başarılı ya da başarısız olması fark etmiyor, sürekli zorluk derecesi yüksek maçlarda sahaya sürülüyor.
Daha az tartışılacak...
Hakemlerin ağır eleştiri konusu olduğu şu dönemde, atamayı hatalı bulmak mümkün görünmüyor. MHK, kendisi açısından en az sorun oluşturacak ismi atamış. Çünkü performansı daha yüksek olan ve ismi açıklandığında daha az tartışılacak başka bir isim şu an için ellerinde yok!
‘’Fener'in penaltısı Serdar'ın sarısı...‘’
Dün akşam oynanan maç hakem ekibi açısından çok zor geçti. Oyun geniş alanda oynandı. Hakemler hem çok efor harcadılar hem de kritik kararlar vermek zorunda kaldılar. Maçın gidişatını etkileyen 2 önemli karar vardı. 61. dakikada Serdar Aziz ile Lima’nın kafa topu mücadelesinde, Lima ellerini ve kollarını kural dışı kullanarak Serdar Aziz’in kafasına bastırıyor. Serdar Aziz kafaya yükselemiyor. Bence bu pozisyonda Fenerbahçe lehine bir penaltı kararı verilmeliydi. 66. dakikada Gençlerbirliği’nin golünde ofsayt beklentisi vardı ancak Riva’da VAR’ın çizdiği çizgilere göre pozisyonda ofsayt olmadığını gördük. Çok kritik bir pozisyondu. İnsan gözünün fark edemeyeceği kadar ince bir pozisyondu. Bu çizgiler tüm dünyada kullanılıyor ve bu çizgilere inanmaktan başka çaremiz yok. 90+5. dakikada ise bu kez Serdar Aziz koluyla Lima’ya benzer müdahalede bulunuyor. Burada hakem pozisyonu değerlendirse, Serdar Aziz ikinci sarı kartla oyundan atılmalıydı.
‘’Faul ve kart hataları yaptı‘’
Dün akşam oynanan maçta Halis Özkahya’yı zora sokacak, maçın gidişatını etkileyecek kritik pozisyonlar yaşanmadı. Oyunun gidişatını etkileyecek önemli hakem kararları olmadı ancak Halis Özkahya maç içinde sonuca tesiri olmasa da faul ve kart hataları yaptı. İlk yarıda Henrique kart görmek için her şeyi yaptı ama görmedi. Hele bir pozisyonda Özkahya’nın kulübeyi uyarması sırasında, gelip hakemi kucaklaması ve Özkahya’nın bunu hoşgörüyle karşılaması inanılır gibi değildi. Sarı kart göstermek için başka ne gerekirdi anlayamadım. 35. dakikada Taylan’ın İlhan’a faulünde sarı kart yeterliydi. Taylan’ın kramponları rakibe dönük olsa da temas noktasında şiddet ve yoğunluk yüksek değildi. Bariz gol şansı da olmazdı. Çünkü İlhan henüz topa sahip olmadığı gibi sırtı da kaleye dönüktü.