‘’Sorunsuz bir yönetim‘’
Dün oynanan maç, hakem ekibi açısından sorunsuz tamamlandı. Birkaç pozisyon dışında hakemlerin çok zorlanacağı 90 dakika olmadı. Maçın hakemi Yaşar Kemal Uğurlu’yu göstermediği bir ya da iki tane sarı kartla eleştirebiliriz. Ama bu seviyedeki bir maç için yapılmış olan 1-2 sarı kart hatası bence çok önemli değil. Maçta hakem açısından konuşulabilecek iki tane pozisyon var. İlki maçın 8.dakikasında ceza sahası içinde Vida’nın koluna temas eden topla ilgili. Bu pozisyonda Erzurumsporlular penaltı beklediler ancak Vida’nın kolları doğal konumdaydı bu pozisyonda oyunun devam etmesi doğruydu.
Golde el var ama...
Diğer önemli pozisyon da 67. dakikada Beşiktaş’ın attığı 3. gol öncesi Cenk’in topu koluyla düzelttiği pozisyondu. Ghezzal’ın attığı golden önce Cenk topu koluyla düzeltti. Burada bir elle oynama kararı verilmesi gerekirdi. Ancak Yaşar Kemal Uğurlu bu elle oynamayı göremedi ve oyunu devam ettirdi. Bu pozisyonda Cenk elle oynadıktan sonra top tekrar Erzurumsporlu oyunculara geçtiği için video yardımcı hakem bu pozisyona VAR protokolü gereği müdahale edemedi.
‘’İki penaltı verilmedi‘’
Dün oynanan maçta o kadar çok hakem kararı oldu ki... Sadece bu maçın görüntülerinden bir hakem semineri çıkar. Hakemler açısından çok zor maç oldu. Uzun süre tartışılabilecek kararlara imza attılar. 10. dakikada Ryan Babel’in topu elle düzelttiği için Galatasaray’ın golünün iptali doğruydu. 19’da Lens’in Yedlin’in bileğine bastığı pozisyonda, Yedlin sakatlanarak çıkmak zorunda kaldı. Oyun Kuralları’na göre aşırı güç kullanımı ve acımasızlık içeren müdahaleler kırmızı kartı gerektirir.
Lens’in hareketi masum değil
Ancak bu tür pozisyonlar için MHK’nin özel talimatı var: “Topa sahip olan oyuncu, kontrolündeki topa vurduktan sonra, uzanan ayağının rakibe gelmesi durumunda, bunun kaza olarak değerlendirilmesini ve faul çalınmamasını istiyor.” Dolayısıyla hakemin faul değerlendirmesi yapmaması ve kart çıkartmaması verilen eğitimlere göre doğruydu. Şahsi fikrimi sorarsanız, her oyuncu yaptığı eylemin sonucundan sorumludur ve bu yaptığının bir cezası olması gerekir. Lens’in hareketi masum kabul edilemez.
Donk atılacaktı...
77’de Donk’un rakibine yaptığı hamleye Hakem Palabıyık, faul çalmadı. VAR devreye girdi ve Donk’a kırmızı kart çıktı. Pozisyonu kare kare analiz edersek, Donk’un kramponunun temas ettiği yer rakibinin hassas ve en korunmasız yeri. Buna rağmen müdahalede tam bir yoğunluk yok. Sınırda bir hareket. Hakemin pozisyona faul çalmaması pozisyonu göremediğini gösteriyor. Dolayısıyla gözden kaçan önemli bir ihlal olması dolayısıyla VAR’ın devreye girmesi kabul edilebilir. Sarı kart da çıksa Donk atılacaktı. 86’da Palabıyık’ın çaldığı penaltıya, “basit bir temas” diyenler olabilir. Bence Balkovec, rakibini itiyor ve Kerem hareketli olduğu için dengesini kaybederek düşürüyor. Neticede sana göre, bana göre bir pozisyona VAR devreye girmemeliydi ve penaltı ile kırmızı kart iptal edilmemeliydi. 90+5’de bence Luyindama’nın Mevlüt’ün yüzüne gelen kolu, penaltıyı gerektiriyordu.
‘’Zirveyi sağlama almışlar‘’
MHK 34. haftada da nispeten gerginliklerden uzakta kalmayı tercih etmiş. Zirvedeki dört takımın maçına; kariyer, tecrübe ve son haftalardaki performansları ölçüsünde en üstteki hakemlerini atamış. MHK bu atamalarıyla zirveyi sağlama almak istemiş! Ateş hattını ise biraz gevşek bırakmışlar.
Takımların olduğu kadar; MHK ve hakemlerin de sıkı mesaisi devam ediyor. Neredeyse her gün maç oynanan lige, böyle bir ortamda hakem yetiştirmek de çok kolay olmuyor. 32. haftada yaşanan gereksiz atama gerginliği sonrası, MHK 33. hafta atamalarında olduğu gibi 34. haftada da nispeten gerginliklerden uzakta kalmayı tercih etmiş.
Daha önce çokça yönettiler
Zirvedeki dört takımın maçına; kariyer, tecrübe ve son haftalardaki performansları ölçüsünde en üstteki hakemlerini atamış. Bu isimler, bu zorluktaki maçları daha önce sıklıkla yönetmiş, ligimizin önemli isimleri. Geçmiş maçlarda yaşanan hakem hatalarından yola çıkarak atamayı eleştirmeye kalkarsak, bu maçlara atanacak hakem bulamayız. Benim penceremden şunu söyleyebilirim: “MHK bu atamalarıyla zirveyi sağlama almak istemiş!”
Gerekli reaksiyonu gösteremeyebilirler!
Koronavirüs testi pozitif olan ve sakatlıkları bulunan hakemlerin MHK’nın elini zora soktuğunu kabul ediyorum. Ancak ne olursa olsun, zirveyi bu kadar sağlama aldıkları haftada, düşme potasını bu kadar gevşek bırakmasalardı daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Kritik sıralarda bulunan takımların maçlarında düdük çalacak; Bahattin Şimşek, Serkan Tokat, Yasin Kol ve Tugay Kaan Numanoğlu’nu kariyer, tecrübe ve performans olarak değerlendirdiğimde; bu maçlarda yaşanacak zorluklara gerekli oranda reaksiyon gösterebileceklerinden şüpheliyim.
Gözlemci ve temsilciler de aşılanmalı
Bu yazım vesilesiyle de bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sayın TFF Başkanımız Nihat Özdemir’in girişimleriyle hakemlerimiz aşılanmaya başladı. Şu anda aktif en üst ligde 3 hakemimizin testinin pozitif olduğunu biliyoruz. Bu rahatsızlığı geçiren hakemlerin sayısı üst ligde 20’yi geçti. Hakemlere kalan sürede rahat nefes aldıracak bu adım çok olumlu. Maçlarda, hakemler gibi aynı riski taşıyan gözlemcilerimiz ve temsilcilerimiz de var. Hatta çoğunluğu 60 yaş üzeri oldukları için aşılandılar. Kalan çok az sayıdaki gözlemci ve temsilcinin de kapsama alınması yerinde bir adım olacaktır.
‘’Evet pozisyon penaltıydı‘’
Karşılaşmada iki kritik pozisyon vardı. İkinci yarının 53. dakikasında Malatya atağında Fenerbahçe'nin ceza sahasına gelen ortada Semih'in kafa vuruşunda top, yere düşen Samatta'nın koluna temas etti. Bir oyuncunun yere düşerken kolunun açılması, topun ona çarpması sonrası devam kararı verilmesi normaldi. Mücadelenin uzatma dakikalarında Fenerbahçe'den Mame Thiam ile Malatya'dan Eric Ndizeye kafaya çıkıyorlar. Ndizeye, topa doğru hamle yapmak isterken Thiam'dan güç alarak kafaya çıkmaya çalıştı. Hakem Halis Özkahya doğru yerde ve doğru açıdan pozisyonu izlemesine rağmen devam kararı verdi. Ve pozisyon, VAR'a kadar gitmedi! Ancak burada doğru olan net penaltının verilmesiydi.
‘’Josef ve Atiba atılmalıydı‘’
Ümit Öztürk’ün maç genelinde fazla problem yaşayacağı pozisyon olmadı. Oyuncular iyi niyetliydiler ve futbola odaklanmışlardı. Bu durum hakem ekibinin işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Faul standardı yerindeydi ancak önemli kart hataları yaptı. 9’da Atiba’nın Bareiro’nun yüzüne gelen dirseğine sarı kart çıkmalıydı. 23’te Salih’in itirazdan, 26’da Atiba’nın sportmenliğe aykırı faulünden gördüğü sarı kartlar doğruydu. 24’te Cenk-Berkan Kutlu mücadelesinde Beşiktaşlılar penaltı beklediler. Berkan’ın Cenk’in koşu yoluna doğru bir hamlesi yok. Bana göre bu bir çarpışma ve hakemin devam kararı bence doğru.
Gol iptali doğru
61’de Atiba kaleci topu oyuna sokarken topu eliyle oynuyor. Topu elle bilerek oynamak serbest vuruşu gerektirir. Sarı kart için bu pozisyonda yeterli koşullar yok. Oyunun imajını bozan bir durum da yok. Bence ikinci sarı kart bu pozisyonda gerekli değildi. 74’de Josef’e hakem doğru bir sarı kart gösterdi. Ancak 82’de Josef, Davidson’un ayağına şiddetli şekilde bastığında da sarı kart görerek oyundan atılmalıydı. Öztürk bu sarı kartı çıkartmadı. 89’da Alanyaspor golünün VAR müdahalesi sonucu faul gerekçesiyle iptali doğruydu.
‘’Golün iptali doğru karar‘’
İkili mücadelelerin fazla yaşanmadığı, topun çok fazla ceza sahası içine girmediği bir maç izledik. Tartışılacak da çok fazla pozisyon olmadı. 36. dakikada Valencia’nın ortasında Fenerbahçeliler penaltı beklediler ancak Denizlisporlu savunma oyuncusunun kolu açık değildi. Bu klasik bir çarpmaydı ve hakemin devam kararı doğruydu.
Samatta’nın şortuna değdi
84. dakikada İrfan Can’ın golü VAR müdahalesi sonrası ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Top Slazai’den sektiğinde Samatta ofsayt pozisyonundaydı. Kaleci ters köşeye yatmıştı, topu görüyordu, Samatta hareketsizdi, kaleciyi etkilemiyordu ancak top Samatta’nın şortuna dokunarak kaleye girmişti. Dolayısıyla bu gol Samatta kaleciyi etkilediği için değil, topa temas ettiği için iptal edildi. Kaleciyi etkilediği için iptal edilecek olsa, hakemin saha kenarına gelerek pozisyonu bizzat izleyerek karar vermesi gerekirdi.
Kural belli
“Topun şorta dokunması yeterli mi?” diye düşünenler olabilir. Topun oyuncunun ekipmanlarına dokunması da oyuncuya dokunması anlamına gelir. Top oyuncunun kramponunun vidasına dokunduğunda oyuncuya temas etti kabul ediyorsak, şorta dokunmasını da öyle kabul etmeliyiz.
‘’MHK bu kez macera aramamış!‘’
Geçtiğimiz hafta futbol kamuoyu, önü arkası hesap edilmeden yapılan atamalar nedeniyle gereksiz bir gerginliğe sürüklendi. MHK, bu durumdan biraz ders almış olacak ki bu haftanın görevlendirmelerinde kısmen temkinli olmayı tercih etmiş. En azından geçen hafta yaptığı gibi topyekûn bir maceraya sürüklenmemiş.
Öztürk bu maça uygun
Haftanın en önemli maçı olan Beşiktaş-Alanyaspor maçına Ümit Öztürk görevlendirildi. Genel perspektifte Ümit Öztürk’ün kalitesi ve tecrübesi bu maça uygun. Böylesi stresli maçların altından kalkacak donanıma sahip bir hakem. Atama prensibi açısından sorun görmüyorum. Bu yönüyle atamayı eleştirmem mümkün değil. Ümit Öztürk’ün geçmişte yaşadıkları gündeme getirilerek atama eleştiriliyor olsa da ben saha içinde kalmayı tercih ediyorum.
Özkahya da sorun yok
Galatasaray’ın maçının olmadığı haftada, nispeten eli biraz rahatlayan MHK, Fenerbahçe’nin maçına da Halis Özkahya’yı atadı. Özkahya’nın performansı, tecrübesi ve göğsündeki FIFA kokardını dikkate aldığınızda sorunsuz bir atama olduğu söylenebilir.
Karaoğlan riskli!
Trabzonspor-Kayserispor gibi zorlu geçmeye aday maça ise Atilla Karaoğlan atandı. Son dönemlerinde performansında inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Hakem performansı ve maç zorluğuna baktığımda riskli bir atama olarak görüyorum.
Adalet duygusuna zarar verir
Diğer yandan MHK’in son yaptığı seminerde en çok eleştirdiği ve kararlarını hatalı bulduğu isim Volkan Bayarslan’dı. Maç sırasını bekleyen o kadar hakem varken, hem hatalı olduğunu kabul edip hem de bekletmeden görev vermenin, hakemler arasındaki çalışma barışını bozacağını ve adalet duygusuna zarar vereceğini düşünüyorum.
‘’İkinci sarıyı vermedi‘’
55. dakika... Meler faulü tespit etti ama pozisyonun ceza sahası içinde mi, dışında mı olduğu konusunda hata yaptı. İkinci önemli karar 60. dakikadaydı. Aytaç’ın Necip’e faulü sarı kartı gerektirirdi ancak Meler faulü çalmasına rağmen kartını kullanmadı.
MHK Başkanı Serdar Tatlı, yaptığı hakem atamasıyla henüz maç başlamadan gereksiz bir tartışma ortamı yarattı. Kritik dönemde böylesi gerginliğe gerek yoktu. Dün oynanan maçta aslında hakem ekibini zor durumda bırakacak pozisyonlar da yaşanmadı. Ama atama dolayısıyla bütün dikkatler hakemin üzerindeydi. Bugün, Serdar Başkan kendisine şu soruyu sormalı: Yaptığım bu atama bu maç sonunda bana ve camiama ne kazandırdı? Bence hiçbir şey kazandırmadı! Dünkü maçta Halil Umut Meler’in iki kararı önemliydi. İlki 55.dakikada yaşandı. Meler faulü tespit etti ama pozisyonun ceza sahası içinde mi, dışında mı olduğu konusunda hata yaptı. VAR’ın yerinde bir müdahalesiyle Kasımpaşa lehine doğru bir penaltı kararı verildi.
Kartını kullanmadı
Hakemin verdiği ikinci önemli karar 60. dakikadaydı. Aytaç’ın Necip’e faulü sarı kartı gerektirirdi ancak Meler faulü çalmasına rağmen kartını kullanmadı. Sarı kart çıksa Aytaç ikinci sarı kartla atılacaktı. Meler sarı kartı çıkartmayarak önemli bir hata yaptı. 57. dakikada Aytaç’ın gördüğü sarı kartın da hatalı olduğunu ifade etmeliyim. 48. dakikada Atiba’nın ceza sahasında itildiği yönünde itirazlar oldu ancak pozisyonda bence penaltı yoktu.