‘’Kararı VAR değil hakem vermeliydi‘’
Dün akşam oynanan maçın en kritik anı 27. dakikada Fenerbahçe’nin penaltısının iptal edilmesiydi. Futbol Oyun Kuralları’nda bu pozisyonla ilgili iki paragraf var:
1-Ofsayt pozisyonundaki oyuncunun rakibinin yolunda bulunması ve onun topa doğru hareketini engellemesi, eğer rakibinin oynama imkanını veya top için mücadelesini engellerse bu bir ofsayt ihlalidir.
2-Topla oynama niyetiyle topa doğru hareketlenen ofsayt pozisyonundaki oyuncu (Valencia), topla oynamadan veya topla oynamaya teşebbüs etmeden veya top için mücadeleye girmeden önce faul yapılırsa, bu durum ofsayt ihlalinden önce gerçekleştiği için faul ile cezalandırılır.
Yoruma açık
İlk maddeden hareketle Valencia’nın rakibinin koşu yolunda bulunduğunu ve topa doğru hareketlenmesini engellediğini düşünerek ofsayt yorumu yapabileceğiniz gibi, henüz top o bölgeye gelmemiş ve ofsayttan önce faul olmuş da diyebilirsiniz. Kısacası burada tartışılacak ve hakem yorumuna muhtaç olunan bir pozisyondan söz ediyoruz. Fakat VAR, hakem yorumuna muhtaç bu pozisyon için ofsayt kararı verdirdi. Eğer Yaşar Kemal Uğurlu pozisyonu izleseydi, kendi yorumuna göre ofsayt da diyebilirdi penaltı da... Hakem yorumu olduğu için de bunu kabul ederdik. Protokole aykırı hareket edildi. Bu pozisyonla ilgili kural hatasından ise söz edemeyiz. Gökhan Gönül’ün kırmızı kartı da doğruydu.
‘’Go l iptalleri doğruydu‘’
Hakemler açısından her yönüyle zor bir maçtı. Çünkü maç şampiyonluk yarışını direk etkileyen ve yapılacak bir hatanın günlerce değil çok daha fazla süre tartışılabileceği bir maçtı. Maçın hakemi Abdulkadir Bitigen ve ekibi maç boyu konsantrasyonlarını korumaya ve kontrolü kaybetmemeye çalıştılar. Zaman zaman hataları olsa da VAR’ın da yerinde müdahaleleri ile zor maçın altından bence sorunsuz bir şekilde kalkmayı bildiler. Ljajic’in Beşiktaş adına attığı golden önce ofsayt vardı. Yardımcı hakemin gözünden kaçtı ama VAR’ın gözünden kaçmadı. Doğru bir iptal kararı verildi. 45. dakikada Atiba’nın golü VAR müdahalesiyle iptal edildi. Burada da doğru bir VAR müdahalesine şahit olduk. Top önce Larin’in eline çarpıyor sonra gol oluyor. Bu küçük teması hakem göremezdi ama VAR’ın gözünden kaçmadı. İptal doğu karardı.
Penaltı diyenlere saygı duyarım
Son dakikada Larin’in penaltı beklediği pozisyon tartışmaya açıktı. Savunmacının topa teması yoktu ama ilk hamlesi de Larin’e değildi. Daha sonra ise dikkatsiz davranarak Larin’e bir müdahalede bulundu. Hareket yeri itibariyle de içeride-dışarıda tartışmasını barındırıyordu. Böylesi karışık bir pozisyonda penaltı diyene de saygım var ancak devam kararını ben doğru buldum. Bitigen’i bu maçta uzatma dakikalarından dolayı eleştirebilirim. Maçın sonuna 5 dakika ekledi ama dikkatle takip ettim bu 5 dakikanın en az 3 dakikası oynanmadı. Rizespor’un son saniyelerinde kazandığı korneri kullanmasına müsaade edebilirdi.
‘’Penaltı verilmeli Szalai atılmalıydı‘’
25 gün sonra hakemliğini noktalayacak olan Aydınus hâlâ ligin kader maçlarını yönetiyor ve MHK’nın can simidi durumunda. Dün akşam da çok zor bir maç yönetti ve önemli kararlar verdi. 44'te Haddadi'nin, Valencia'yı düşürdüğü pozisyonda penaltı kararı doğruydu. 55'te Thelin, Harun ile karşı karşıya ilerlerken, arkasından Szalai'nin bir itmesi var. Bana göre bu itme penaltıyı gerektiren bir itmeydi. Bariz gol şansından dolayı Szalai, kırmızı kart görmeliydi. 60'ta Kasımpaşa’nın golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Görüntüye yansıyan VAR çizgilerine göre hücum oyuncusunu temsil eden kırmızı çizgiyi gördük ancak savunma oyuncusunu temsil eden mavi çizgiyi göremedik.
Bir izahı olmalı
Üst üste gelmiş olsa, savunma ile hücum oyuncuları aynı hizada anlamına gelir ki o zaman ofsayttan söz edilemez. Eğer üst üste gelmemişlerse ve kırmızı çizgi öndeyse, mavi çizgiyi göremememizin mutlaka teknolojik bir izahı vardır diye düşünüyorum. 77'de Kasımpaşa lehine verilen penaltı ve kaleci Harun’un gördüğü sarı kart doğruydu.
‘’Podolski ilk yarıda atılmalıydı‘’
Mete Kalkavan açısından zor bir maç oldu. Maçın zorluğu pozisyonlarla ilgili değildi elbette. Kalkavan’ın bu maça atanması ve gereksiz bir tartışmanın tarafı yapılmasıyla ilgiliydi. 24’de Ömer Bayram’ın ceza sahasında yerde kaldığı pozisyonda, rakibi bence Ömer Bayram'ı iterek düşürüyor ama pozisyonun öncesinde ofsayt olduğu görünüyor. Dolayısıyla penaltı kararı verilse bile bu karar ofsayt gerekçesiyle VAR’dan dönerdi diye düşünüyorum.
25’de Şener’in Podolski’ye faulü aynı zamanda sarı kartı da gerektirirdi. Faulü çalan Kalkavan kartını göstermedi. Bir dakika sonra Podolski rövanş faul yaptı. Hareketi bence sarı karttan fazlasını gerektirirdi. Yaralayıcı, acımasız ve gaddarca bir hamlesi vardı rakibine. Kırmızı kart daha doğru olurdu. 59. dakikada Podolski 2. sarı kartı görerek oyundan atıldı.
Bu pozisyonda Podolski’nin sarı kartı gerektirecek bir hamlesini ben göremedim. İkinci sarı kartın hatalı olduğunu düşünüyorum.
‘’Penaltı kararı hatalı‘’
Şampiyonluk yarışını ve düşme hattınıyakından ilgilendiren maçta çok sayıda hakem ekibini zorlayacak pozisyon yaşandı. Hakemler kritik kararlar vermek zorunda kaldılar. Henüz maçın başında Beşiktaş lehine çalınan penaltının hatalı olduğunu düşünüyorum. Ljajic ile Kvrzic’in mücadelesinde, iki oyuncunun birbirlerine bir teması var ancak Kayserili oyuncunun rakibine oyun kurallarının müsaade etmediği bir hamlesi yok. Savunma oyuncusunun yerdeki ayağına Ljajic takılarak düşüyor. Hakem hareketli oyunda pozisyonu penaltı gibi görmüş olabilir ancak VAR neden sessiz kaldı onu kendimce izah edemiyorum.
Henrique, 2. sarıyı görmeliydi
Oyunun 37. dakikasında Rosier’in sarı kart görerek cezalı duruma düştüğü pozisyonda sarı kart doğru. 53’te Emre ile N’Koudou arasındaki mücadelede Beşiktaşlılar penaltı beklediler. Ben pozisyonun penaltı olmadığı fikrindeyim. N’Koudou, kendi ayağını rakibe takarak penaltı almaya çalışıyor. Hakemin devam kararını doğru buluyorum. 58’de sarı kart gören Henrique’nin de bu maçı tek sarı kartla tamamlaması onun önemli bir şansıydı. 2. sarı kartı görecek müdahaleleri de olmuştu.
‘’Böyle olacaksa 'MHK'ya gerek yok!‘’
Ben yavaş yavaş ipin ucunun kaçtığını düşünenlerdenim. Galatasaray maçına Mete Kalkavan atamasını eleştiriyorum. Hem ortamı germeye hem hakem camiasını tartışılır kılmaya hem de maçı yönetecek hakemi zorda bırakmaya gerek olmadığı fikrindeyim. İşler yolunda giderken problem yok da aksini de düşünmek lazım.
'Seçiçi' bir baş kaldırış mı?
Bu tarz atamalarla ilgili aklıma takılan sorular var: Açıklama yapan kulübe aynı hakemi verme durumu neden belirli takımlar için uygulanıyor? Yakın zamanda Kasımpaşa Serkan Tokat, Gençlerbirliği Suat Arslanboğa, Erzurumspor Ali Palabıyık ile ilgili yazılı açıklamalar yaptılar. İlk etapta hatırladıklarım bunlar. Neden tüm kulüplere eşit yaklaşılmıyor? Gerginlik belirli kulüpler için mi geçerli? Yani 'seçici' bir baş kaldırış mı var?
İnisiyatifini teslim etti
MHK bu uygulamayı, “Benim işime kimse karışamaz, istediğim hakemi istediğim maça veririm, inisiyatif bende!” demek için yapmıyor mu? O halde bu iş böyle sürüp gittikçe, inisiyatif yine başka bir mekanizmaya geçmiş olmuyor mu? Normal şartlarda bu açıklamalar olmasaydı; Kasımpaşa-Beşiktaş maçına Halil Umut Meler, Antalyaspor-Galatasaray maçına da Mete Kalkavan çıkamayacak, başka hakemler atanacaktı. O zaman “İnisiyatif bende!” demeye çalışan MHK, bu yolla yine inisiyatifini başka bir güce teslim etmiş olmuyor mu?
Genç hakemler ümit vermiyor
MHK’nın görevi, en uygun ismi bulup en uygun maça atamak değil mi? Atamanın bir prensibi olmasaydı, MHK’ya ne gerek var ki? TFF’de bir memur bu iş için görevlendirilir ve haftalık sıradan 10 hakem 10 maça yazılırdı. Son bir paragraf da Beşiktaş’ın maçındaki Çakır için... “MHK dümeni tecrübelilere kırdı demiştim!” öyle de devam ediyor, risk alamıyor, çünkü MHK’nın daha önce sahaya sürdüğü gençler ümit vermiyor.
‘’Rahat maç çıkardı‘’
Mete Kalkavan maç süresince konsantrasyonunu kaybetmedi ve dikkatliydi. Çaldığı tutarlı düdüklerle oyuncuların güvenini kazandı ve rahat bir maç çıkarttı. Bu önemli maçta eleştirilerden uzak kaldı.
Merkez Hakem Kurulu, Mete Kalkavan tercihiyle doğru bir adım atmıştı. Dün akşamki yönetimiyle de Mete Kalkavan, Merkez Hakem Kurulu’nun güvenini boşa çıkartmamış oldu. Bu sezonun ayakta kalabilen hakemlerinden olan Kalkavan, dün akşam da başarılı bir maça imza attı. Son düdüğü çaldığında arkasında tartışılacak bir pozisyon bırakmamıştı. Maç süresince oyuncular iyi niyetliydi. Rakiplerine ve hakemlere karşı saygılı ve centilmendiler. Hakemleri zora sokacak bir ceza sahası pozisyonu, bir kart tartışması ya da başka bir sorun yaşanmadı.
Sadece bir ters düdük...
Bunların tamamını kabul ediyor ve hakemin işini fazlasıyla kolaylaştırdığını ben de biliyorum. Netice de bu bir Galatasaray-Trabzonspor maçıydı ve ortamın gerilmesi bir tane ters düdüğe bakardı. Mete Kalkavan maç süresince konsantrasyonunu kaybetmedi ve dikkatliydi. Çaldığı tutarlı düdüklerle oyuncuların güvenini kazandı ve rahat bir maç çıkarttı. Bu önemli maçta eleştirilerden uzak kaldı.
‘’MHK'ya göre Vida penaltı yaptı‘’
21. dakikada Vida’nın koluna çarpan top, UEFA eğitimlerine göre ‘kol doğal konumda’ olduğu için penaltı değil. Ancak MHK, Ankaragücü-Galatasaray maçında Arda Turan’nın pozisyonuna çalınan penaltı için ‘doğru’ demişti.
Maçta tartışılacak bence tek hakem kararı, 21.dakikada Vida ’nın koluyla topun buluştuğu pozisyondu. Ben pozisyonu iki aşamada değerlendirebilirim. 1-UEFA eğitimlerinde ‘ doğal konum’ ifadesi vardır. Elin o anki pozisyonunun, vücudun doğal aksiyonuna uygun olup olmadığına bakılır. Bu pozisyon özelinde konuşursak: Vida yapılan ortaya, sağ ayağını uzatarak hamle yaparken, ‘ doğal’ olarak sağ kolu vücudundan açılıyor. Buna karşın kısa mesafeden eline gelen toptan elini kaçırabilmek için de vakit bulamıyor. Dolayısıyla bu pozisyona UEFA ’nın yazılı ve görsel yayınlarına göre penaltı dememiz mümkün değildir.
Kamuoyuna bile açıklamışlardı
2-Ankaragücü-Galatasaray maçında Arda ’nın koluyla buluşan topa Halil Umut Meler penaltı düdüğü çalmıştı. Hatta o pozisyonda Arda ’nın kolu, Vida ’nın kolu kadar da açık değildi. Arda ’nın pozisyonunu seminerde değerlendiren MHK, pozisyonun net bir penaltı olduğunu ifade ederek, hakem penaltı vermez ise VAR mutlaka karışmalı da demişti. Bu talimatın kapalı devre kalmamasını isteyen MHK, “ Kolun vücuttan net bir şekilde açıldığı, top ile temasın gerçekleştiği ve net kanıt içeren pozisyonlarda hakemlerden hata yapmamaları istendi! ” diyerek TFF sitesinden de kamuoyuna duyurdu. Yani MHK, ‘ doğal konum’ yorumu yerine elin vücuttan açılmış olmasını yeterli buldu. MHK ’nin yorumu bu şekildeyse ve Arda pozisyonuna penaltı diyorsa, o zaman Vida ’nın pozisyonuna penaltı değil demeleri mümkün görünmüyor.