Arama

Popüler aramalar

‘’Hanımefendi!‘’

Biraz çaba ve istemle mutlu yaşayabileceğimiz şu güzel dünyamızın saçma sapan bir takım adamlar yüzünden gittikçe karardığı şu günlerde inanın insanın içinden yazı filan yazmak gelmiyor. İster görsel ister yazılı medyada ise bu saçma sapan adamları irdelemeye çalışan daha da saçma sapan adamlar var! Bu çoğu kıymeti kendinden menkulleri izlemek zorunda kalmamak için uzaktan kumandaya bile basmıyor, destek olsun diye aldığım iki gazetenin de çoğunu okumuyorum. Halbuki bir zevkti benim için tan ağarmış, kahvaltı hazırlanmış, çay, ekmek ve gazetelerin kendilerine has rayihalarının içine masaya yerleşmek. Günü yaşayabilmek, onu çevrenizle paylaşabilmek kadar güzel ne olabilir ki. Bu denli basit bir zevkten bizleri mahrum etmeye çalışan adamlara lanet te edemiyorum…”Tanrı müstahaklarını versin” deyip geçiyorum…Bıkıp usanmadan umut etmekten de vazgeçmiyorum!

Tenis Dünyası Avustralya’dan bu yana epey etkin. Amerikalarda geçiyor çoğu turnuva. En ilginç yanı starların çoğunun çiftlerde de yer alması. Bunun da başlıca sebebi file önü oyunlarını geliştirmek, atikliklerini artırmaktır. Maalesef tv kanalları bu maçları yayınlamamaktadır. Halbuki oradaki vuruşlar güç yerine akıl ve tecrübe odaklı olduğundan fevkalade zevkli anekdotlarla karşılaşılmaktadır.

Bilhassa kadınlarda olmak üzere sürprizler birbirini izliyor. Ancak sürprizin en büyüğü bir “Hanımefendi”den geldi. Tenis Dünyasının gördüğü en mütevazi kadın şampiyon olan Avustralya’lı Ashley Barty, 25 yaşında profesyonel kariyerinden emekliliğe ayrıldığını açıkladı. “Tenisten tümüyle ilişkim kesmiyorum ama sürekli bir seyahat etmek otel odalarında yaşamak, ailemden, sevdiklerimden, ülkemden, zevklerimden ayrı kalmak istemiyorum…Bir tenis yıldızı, dünya 1 numarası, şampiyon Ashley Barty olarak değil, sadece Ash Barty olarak yaşamımı sürdürmeyi yeğliyorum. Yaşantımda hep uyumlu olmaya çalıştım. Kontrol edemediklerimizi kabullenmemiz gerek”.

Bu tenisten ilk ayrılığı değil. 2014 yılında 18 yaşında bir çiftler şampiyonu iken normal bir ergenlik yaşamak istediğini söyleyip ara veriyor. Gidip profesyonel kadınlar kriket ligi takımların Brisbane Heat’e giriyor. Ligin en iyi 20 oyuncusundan biri oluyor. Büyük bir olasılıkla orada takımdaşlık ruhunu ve müsabaka ateşini özümlüyor. İki yıl sonra 2016’da tenise dönüyor. Dönüş o dönüş ! Önce ABD’li partneri Coco Vandeweghe ile ilk çiftler masters’ını (ABD Açık) kazanıyor. Evet bu dönüş 15 tekler Masters’ını, 2018 WTA finallerini, 2019 Fransa Açık”ını , 2021 Wimbledon’unu ve 2022 Avustralya Açık”ı nı ve 25 milyon dolara yakın bir parayı getiriyor. Üç yıllık dünya sıralamasındaki birinciliği de caba.

Pandemi denen illet tüm dünyayı sarınca bir yıllığına tenise ara veriliyor/veriyor. Ama iki-arada-bir-derede gidip bir golf turnuvası kazanıyor. Bir sonraki Fransa Açık’ta kalçasından sakatlanıyor. Ama iki hafta sonra çıktığı Wimbledon’da şampiyon oluyor. Gerçekten tenis gibi bir kurtlar sofrasında ilginç bir karakter Barty. 2019 Fransa Açık’ı kazandığı gece hiç değiştirmediği antrenörü Craig Tyzer’a “artık emekli olabilir miyim” demiş.

Geçen haftaki kararını açıklarken : “Artık zirvelerde olabilmek için gereken enerjim, itici gücüm, duygusal istemim pek kalmadı. Tümüyle tükendim. Bu güzel spora verebileceğim herşeyi verdim. Bu seçkimin doğrusu ya da yanlışı yok, araştırmayın…Bu sadece benim seçimimdir! “

New York Times ve Tages Anzeiger sanki birleşmiş gibi onunla ilgili bir yazısında “her star tenisçi çocuklar için bir rol modeli olabilir. Ondan daha iyi bir rol-modeli olabilir mi” demiş. Ne kadar doğru. Bunca tenis hatta spor dolu yılın sonunda ondan daha alçak gönüllü, sade ve şeffaf bir sporcu tanımadım diyebilirim. “Hanımefendi” tam ona layık sıfat. Tabi öldürücü slice-backhand’i de hiç unutulmayacak…Bu vuruşu ile doğrudan puan alabilen bir raket pek yok.

Güle güle yaşa Ash Barty…Şunu bil ki bu dünya seni döndüğünde de kabul edecek. Yeter ki Ash Barty olarak kal.

28 Mart 2022, Pazartesi 14:07
YAZININ DEVAMI

‘’Ve Perde !‘’

Evet “Grand Slam” olarak adlandırılan dünyanın en büyük 4 turnuvasının yılın ilk bacağı “Avustralya Açık”ta perdeyi 15.000 izleyici önünde indi…Yani bitti.

Günün açılışı çift-kadınlar finaliydi. Efsane çift Çekyalı Krejcikova/Siniakova favori olarak girdikleri kategoride kupayı kimselere kaptırmadılar ve rakipleri Kazak Danilina ile Brezilyalı Haddad-Maia önünde 67,64,64’lük setlerle zirveye vardılar.

Kapanışı ise tek erkekler finalinde tenisin yaşayan başlıca efsanelerinden İspanyol Boğası lakaplı Rafael Nadal ile büyük bir olasılıkla Rusya’nın yetiştirdiği en büyük raket olmaya aday, “Ahtapot” lakaplı Daniil Medvedev gerçekleştirdi.

Nadal 35 yaşında, 1.85 boyunda, şimdiye kadar 89 şampiyonluk yaşamış. Şimdiye kadar kazandığı toplam ödül 125milyon ABD Doları civarında. Bu rakamın içinde sponsorluklar ve gösteri maçları yok.

Medevedev ise 25 yaşında, iki metreye çok yakın (1.98) boyda, 14 şampiyonluk yaşamış. Kazandığı para ödülü 22milyon ABD Dolarından biraz fazla. Bu rakamlar olunca, küsurat insanı pek ilgilendirmiyor!

Aralarındaki maçlarda 3-1 İspanyol üstünlük sağlamış. Bu maçların biri hariç hepsi sıkı bir çekişmeye şahit olmuş. Bir tek 2019’daki ilk karşılaşmalarında (2019 Montreal) Nadal daha ilk turun ilk setinde rakibine halkayı atmış, ikinci seti de kolayca alarak onu saf dışı bırakmış. Diğer maçları ise hep korakor mücadelelere sahne olmuş.

İkisi de burada 17 saat civarında kortta kalmış. Medvedev’in rakipleri biraz daha zorlu çıkmış.

Nadal kariyeri boyu ilk 3 içerisinde olurken geçirdiği sakatlıklar neticesinde 5’e indi. Medvedev ise günümüzde ikinci sırada. Bu maçın sonucu ne olursa olsun iki raketin de 2. ve 5. Sıraları garantide. Medvedev Avustralya’yı kazanır ve sonraki üç hafta ne kendi ne Djokovic hiçbir turnuva oynamazlarsa, 21 Şubat 2022, Pazartesi günü yeni ATP sıralaması açıklandığında yeni 1 numara Rus olacaktır.

İkinci bir seçenek Medvedev’in Avustralya’yı müteakiben Rotterdam’ı da kazanması ve Djokovic yine hiçbir turnuva oynamamışsa 07 Şubat günü 1 numara ilan edilir. Medvedev herhangi bir seçenekle 1 numara olursa Safin ve Kafelnikov’dan sonra zirveye çıkmış üçüncü Rus olacaktır.

Nadal tüm kariyeri boyunca bir efendilik timsali. Tenisci olarak bir kişi hariç kimseyle münakaşa bile etmemiş. O bir kişi de geçtiğimiz hafta içerisinde Kyrgios ile başlayıp ardından Shapovalov’la tartışan müstehziliği ile tanınan Brezilyalı hakem Carlos Bernardes. Nadal hem 2015’te Rio’da Fognini’ye yenilirken, hem de ardından Wimbledon’un 3.turunda onunla tartışmış ve sonra da ATP’den kendi maçlarına Bernardes’in verilmemesini rica etmiş. Geçtiğimiz hafta ise taraflar barıştılar.

Medvedev’in ise anlık parlamaları meşhur. Ama kimse onun bir sportmenlik dışı bir hareketine rastlamadı. Hakkının yenmesine fena halde parlayıp zaman zaman hakemlere fikrini nezaket kaidelerinin alt sınırında belirttiği için adını huysuza çıkardı. Ancak fazla ileri gittiğini anlarsa gecikmeden muhatabından özür dileyebiliyor. Bir önceki maçta Tsitsipas’ın babasının sürekli taktik vermesine hakemin sadece bir “kural uyarısıyla” yetinmesine gösterdiği tepki ve özür buna başlıca örnek. Bilhassa erkek hakemler bu turnuvada oyuncuların epey tepkisine maruz kaldılar. Bernardes gibiler maalesef oyuncuları sindirmek üzere kurgulu. Aynı bizim futbol hakemlerimizin çoğunluğu gibi, çehrelerinden korku saçıyorlar. Sanki bir oyun yönetmiyorlar da mapushanede gardiyanlık yapıyorlar! Tebessüm etmeyi zayıflık olarak gören kompleks içerisinde abus bir ifade yüzlerinde…

Gönlümün terazisi hiçbir tarafa ağır basmıyor. Açıkcası Nadal ile Djokovic (Federer’in bu rekabette yer tutabilmesini zor görüyorum) arasındaki çekişmenin tenisin yararına olduğuna kaniyim. Zira onların ardından gelenlerin hiçbirinin sürekliliği olmayacaktır. Ağır-abiler sadece birbirlerini daha iyi olmaya iteliyorlar…Gençler için onları yenmek ilave motivasyon oluyor. Yine de onlara en yakın raket bu sempatik Rus’dur…Belki de Nole ile Rafa’nın aralarına girecek ve bu üçlü bizlere yepyeni bir rekabet yansıtacaklardır ?

Maça gelince dünyanın en iyi oyuncularını birbirlerinden ayıran başlıca faktör tecrübedir. Bu saptamanın doğruluğunu Nadal bizlere bugün bir çok kez gösterdi.

İlk seti Medvedev rakibini 42 dakika gibi böyle bir rekabet için çok kısa bir sürede 6-2 gibi farklı bir skorla geçtikten sonra ikinci set çetin bir mücadeleye sahne oldu. Rus bu kez tie-break’ten 7-6(5) kazandı. Birbuçuk saate yakın süren ikinci seti de Rus kazandı 7-6(5).

İşin en ilginç yanı setler 2-0 Rus’un lehineyken, taraflar mola aldılar. Müteakip yani 3.set başladığında garip bir şekilde Nadal daha zinde gözüküyorsa da puanları rakip tenisçi alıyordu. Bu durum set uzadıkça değişmeye başladı. İspanyol Boğası lakabına yakışır biri. O bitti demeden oynadığı hiçbir maç bitmiyor. Üçüncü seti aldığında sanki oyuna yeni başlıyordu. Bir saatte bitirdi (6-4). Setin sonunda Medvedev mola esnasında yine hakemle muhabbete (!) başladı ama eski kulağı kesiklerden olan Avustralyalı John Blom kapılmadı huysuz Rus’a!

ABD’deki son maçlarında Nadal ilk 2 setten sonra durumu eşitleyen rakibine “istediğin kadar oynayabiliriz…Ben hazırım” demiş ve ardından son seti ve maçı almıştı! 3.setin ortalarına gelirken tahtaravalli Nadal tarafı ağır basıyor ve İspanyol 7 şansında rakibini kırıyordu (3-2). Medvedev mola esnasında izleyicilere iki servis arasında tezahürat yapılmaması için anons yapılmasını rica etti. Onun önceki tiradlarına pek kulak asmamış olan hakem bu kez ki nazikane ricayı yerine getiriyordu. Ardından Nadal kendi servisini vermemek için tam 13.5 dakikalık tek bir oyun mücadelesi verdi…Oldu 4-2. Medvedev kendi servis oyununu aldı (4-3). Sonra yine Nadal’da (5-3), Medvedev’de servislerini alınca oldu (5-4). Normal’de Nadal bu oyunda maçı bitirecekken önce 30-15’te çift hata yaptı oldu 30-30. Üstüne iki hata ve oldu maç baştan berabere (5-5). Bozulmadı efsane raket. Tekrar kırdı rakibini (6-5) ve tekrar kendi servis oyununu oynayacak !

Bu kez rakibine hiç şans vermeden 40-0’dan aldı oyunu ve maçı ve ŞAMPİYONLUĞU. Tam 5 saat 24 dakikalık maçı. Hem de 2-0’dan geri gelerek. 21’ci Grand-Slam şampiyonluğu. “Tüm Zamanların En Büyüğü” tartışmasını bitirdi. Şapkamızı çıkaralım hanımlar, beyler, gençler ! Bu adam tüm bir yılı sakat geçirerek, TOUR’dan 6 ay uzak kalarak, maç oynayamadan ulaştı zirveye.

Biz de böylece Avustralya yazılarımızı bitiriyoruz. Hoş ve esen kalınız…Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.

Not: Bu yazıya bir gün önceden başlanıp maç sonu bitirilmiştir.

30 Ocak 2022, Pazar 19:01
YAZININ DEVAMI

‘’Ev sahibi kazandı... Barty şampiyon!‘’

Maçın ilk seti Barty’nin oldu zira her şey onun istediği gibi gelişti (6-3). Ancak ikinci set başlar başlamaz Collins’in servis çizgisinin içine girdiğini ve her fırsatta voleye geldiğini gördük. Slice topları ivmesini yitirdikten sonra almaya başladı. Başarılı oldukça da kendine güveni geldi…O çirkin naralarını atmaya başladı!

Barty ise sinirlenmeye başladı…Hiç yapmadığı çift-hatalar geliyordu. Dururm 5-1 ABD’li lehine oldu. Buna rağmen Collins servis atarken birinci ve ikinci arasında onun konsantrasyonunu bozmak için bazı kıt-zekalılar tezahürat yapınca onları susturdu ! Bu ufak olayla birlikte sanki Barty kendine geldi. Bir andan durum önce 5-2, 5-3 ve 5-4 oldu.

Şimdi Barty için servisiyle durumu eşitleme şansı doğmuştu. Artık atak olan Barty sağdan sola koşturan Collins idi. Durum 5-5 oldu. Bakalım şimdi düğümü kim çözmeye muvaffak olacaktı.

Sonra oyun yine döndü. Collins sabrını koruyor ve yine o slice’ları çevirmeye başlamıştı. Servisiyle 6-5 öne geçti. Barty’de servisini alınca, set tie-break’e gitti. Her iki raket te bu turnuvada ilk kez tie-break’e oynayacaktı.

Tie-break: Fevkalade planlı bir oyunla 4-0 Barty. 4-1 Barty. Servislerinden birini alıp, diğerini verince 5-2 Barty. Collins kendi ilk servisinin oyununda avuta vurunca 6-2 Barty. Ve servis haklarının ikincisinde Collins oyundaki topla yine hata yapınca maç ve Şampiyonluk Barty’nin oldu.

Tenis bu. Kortta sorunlarınızı çözmek ancak kendinize kalmıştır. Yalnız kadınların ve yalnız erkeklerin evidir orası. Barty bunu iyi becerdi. Collins onunla elinden geldiği kadar mücadele etti. Ama hem rakibi daha iyi bir oyuncuydu hem de hırsının oyununa etki etmesine izin vermedi. O engin hırsını maçın son puanından sonra boşalttı.

Açıkcası iyi olan kazandı. Collins herhalde acemilikten seremonide öyle uzun ve gereksiz detaylarla bezenmiş bir konuşma yaptı ki millet neredeyse uyuya kalıyordu. İkinci bir ilginçlik ise Tennis Avustralya CEO’su Tiley’ye konuşma olanağı tanınmaması, kimsenin ona ismen teşekkür etmemesi oldu. Anlaşılan Avustralya Açık sonrası bu yönetimde ilginç gelişmeler olacak.

Aşağıda turnuva ödüllerinin bir dökümünü bulacaksınız. Barty bu şampiyonluğu ile iki küsur milyon (2.012.000) ABD Dolar kazanmış oldu.

Bu arada Kızlar Şampiyonluğunu ABD’li Marchinko, Genç Erkekleri ise Hırvat Kuzuhara kazandı. Bu yazı yazılırken çift-erkekler finali henüz başlamamıştı.

Hoşkalınız.

29 Ocak 2022, Cumartesi 14:02
YAZININ DEVAMI

‘’Kadınlar Finali Üzerine Düşünceler!‘’

Collins ilginç bir kadın. Hırsı tavan yapabilen hatta bu yüzden (çirkefleşiyor diyemeyeceğim ama) kolaylıkla şirretleşebiliyor. “Yaptığım her şeyde daima en iyi olmaya çalışırım. Değilsem bile kendime öyle olduğuma inandırmaya uğraşırım !”

Eğitimi sırasında üniversiteler arası şampiyonluğu var. Ardından profesyonel kariyere geçince 2019 Avustralya’sına kadar pek adı duyulmadı. O yıl burada yarı-final oynadıktan sonra ameliyatlarla giderilmesi gereken rahimsel sağlık sorunlarıyla uğraştı. Doktorlar önce ilaçlarla tedavi etmeye çalıştılarsa da gittkçe artan sancısı nedeniyle çok geçmeden bıçak altına yatmak zorunda kaldı. Ameliyat esnasında ise rahmindeki geçerli sorunlarına ilaveten tenis topu büyüklüğünde bir kist çıkarıldı !

Nekahat dönemini tam atlatmadan Roland Garros’a katıldı. İlk turu beklenmedik bir başarıyla geçti ama maç esnasında dikişlerinden birini kopardığı için tekrar doktorların eline düştü. Geçen yaz tekrar tırmanışa geçti ve iki WTA turnuvası kaldırdı.

Bugünkü finalde onun başlıca silahı mantığının hırsını kontrol etmesi olacaktır. Yoksa o bazuka gibi servisi ve zekasıyla kadın tenisinin zirvesindeki Barty için çok tehlikeli olacaktır.

Barty ise yarım asrı aşkındır, bana dünyanın her bir yanını ve insanını tanıma olanağı sağlamış ve her bir yanıyla içiçe olduğum bu güzelim sporun şampiyonları arasındaki en mütevazi kadın rakettir. Avustralya pandemi kısıtlamalarını en sıkı uygulayan bir ülkedir. Bu süreçte ona ne yaptığını soranları “elimde bir kitap ve bir fincan kahvem oldukça yaşamla ilgili hiçbir sorunum olmaz” diye yanıtlamıştır.

1.sırayı epey uzun bir süre bırakmayacağını düşündüğüm Barty’nin başlıca silahı backhand’idir. Bu vuruşu hem lifte hem de slice vurabilmesi onun başarısının kanıtıdır. Slice vuruşlarla karşılaşan çoğu raket onu ancak korunma amaçlı yanıtlar. Bunları yanıtlarken atağa kalkabilen vuruşlar yapabilen başlıca raket Djokovic’tir. Hal böyleyken Barty ile başa çıkabilmek çok güçtür zira bu kadın aynı zamanda kortu çok iyi okuyabilmekte ve tüm artılarına bir de ilk servisini eklemiştir. İkinci servisi ise rakipler için bir madendir!

Barty’nin bence bugün başlıca sorunu uzun bir süredir karşısına dişli bir rakip çıkmamasıdır. Collins eğer sabrını muhafaza ederse zekası ve hırsıyla ona çok sorun yaratabilecektir.

Gönlümde Barty var. Mantıksal olarak da Barty ağır basıyor. Ama Collins’in de buralara gelebilmesini fevkalade saygıyla karşılıyorum. Kazanırsa şapkamı çıkarırım. Bu kadınları seviyorum…Şimdiye kadar ki yaşantımda hiç tekdüze bir kadın tanımadım. Yaşam onlar için kimbilir ne zevkli. Anlayana !

İyi izlemeler dilerim.

Bekir Emre

29 Ocak 2022, Cumartesi 11:06
YAZININ DEVAMI

‘’Avustralya'da Sona Doğru!‘’

Erkeklerde yarı-finaller vardı bugün. Önce İspanyol Boğasıyla, İtalyanların yakışıklı raketi Berrettini çıktı piyasaya. Bir önceki maçlarını ikisi de beşer set ve 4 saat civarında oynamışlardı. Rakibinden 10 yıl önce doğmuş olan 35’lik Nadal sanki daha zindeydi. Yıldırım hızıyla başladı maça. İlk iki sette İtalyanın backhandinde adeta maden buldu. Sahanın neresinde olursa olsun, hızlı ya da yavaş, soluna vurdu ve ona fazlasıyla basit hata yaptırttı. Bir önceki maçındaki gibi, her nedense atak oyununu anlık ta olsa bırakınca İtalyan puan bulmaya başladı. Başarılı oldukça adeta şevk geldi ve üçüncü seti aldı. Ancak Nadal’da maçı teslim edecek göz yoktu. Dördüncü sette rakibini erkenden kırdı ve zorlanmadan bitirdi (63,62,36,63).

Maç sonunda gözyaşları vardı…“Bir yıla yakındır sakatlıklar yaşadım…Bunun 6 ayını kortlara dönüp dönmeyeceğimin endişesi ile geçirdim. Ne mutlu bana ki şimdi burada aranızdayım”. Bu adam sahadaki tüm tiklerine rağmen fevkalade alçakgönüllü ve pozitif biri. Hiçbir durumda kendi sorunları ya da kompleksleriyle çevresini kırmayan biri. Ailesi ve arkadaşlarının üzerine titriyor. Özyaşamını yansıtan dilimize de çevrilmiş bir kitap var…Okumanızı salık veririm.

Yarı-finallerin ikincisi Medvedev ile komşu çocuğunundu. Bunların şimdiye kadar tüm maçları zevkli ve kaliteli tenisin örnekleriyle doluydu. Bu da farklı olmadı. Tsitsipas maçın başında ileri geçtiği halde, Rus çok geçmeden onu yakaladı ve seti aldı. Bu sempatik adam gerçekten “ahtapot” ! Sahanın neresinde olsa koşup topa erişmeye çalışıyor. Çoğunlukla da puana çeviriyor. Yunan raket rakibini ilk kez ancak ikinci setin başında kırarak setleri eşitledi (1-1).

Medvedev hiç bozuntuya vermeden üçüncü setin başında Tsitsipas’ın servisini aldı. Bir daha da ona teslim olmadı. Set böylece 6-4 bitti. Sonrasında da rakibine olan üstünlüğünü perçinleyerek maçı (76,46,64,61) bitirdi.

Melbourne’da bugün karışık çiftler finali oynandı. Mladenovic (FRA) ile Dodig (CRO) gibi bu kategorinin usta raketleri tüm rakiplerine kolaylıkla üstünlük sağlayarak şampiyon oldular.

Çift Kızlarda 15 yaşındaki ABD’li Ngounou ile partneri 17’lik RUS Shnaier şampiyon oldu. Şu tenisin işine bakın…Rus ile ABD’li, Türk ile Güney Kıbrıs’lı partner olup başarı için mücadele ediyorlar !

Çift Erkeklerde ise 16 yaşındaki Mensik(ÇEKYA) ile partneri Kuzuhara (ABD) kupayı kaldırdılar.

Yarının programı :

04:00 Kızlar finali - Marchinko(CRO) 16 yaş 1. sırada - Costoulas(BEL) 16. Sıralaması 8.

Müteakiben Genç Erkekler finali - Kuzuhara (ABD) 1.sırada – Mensik (ÇEKYA) 4.sırada…İkisi de 17 yaşında.

11:30 Kadınlar finali - Barty (AUS) 25 yaşında. Dünya 1 numarası Fransa Açık ve Wimbledon’u kazandıktan sonra şimdi evinde de şampiyonluk arayacak. 28 yaşındaki Collins (ABD) ise 30.sırada. Burada 2019 yılında yarı final oynamıştı. Ardından hastalıkla ve ameliyatlarla boğuştu. Son verdiği röpörtajda kadın tenisinde kimin patron olduğunu göstereceğim demiş!

Müteakiben Çift Erkekler finali - Kokkinakis (25 yaş)& Kyrgios (26) – Ebden(34) & Purcel (23). Hepsi Avustralyalı.

Hoşkalınız.

28 Ocak 2022, Cuma 18:17
YAZININ DEVAMI

‘’Sevimsiz Şampiyon!‘’

Öncelikle bir gün önceki Auger Aliassime – Medvedev maçı burada şimdiye kadar izlediğimiz en güzel karşılaşmalar arasında herhalde ilk üçe girerdi. Kanadalı genç raket, aynı Medvedev’in de söylediği gibi pek yakın geleceği domine edeceğini ayan beyan gösterdi. İlk iki setten sonra maçı vermesi de sadece ve sadece tecrübe eksikliğindendir. Fevkalade yetenekli ve tenis için en lüzumlu vasıflardan ikisine sahip: Sakin ve sabırlı.

ABD Bayrağı altında mücadele eden Ozan Çolak teklerden sonra çiftlerde de yarı-finale kalamadan 3 sette elendi. Yenildikleri takım final oynayacak.

Çift-Erkekler finali bir organizatör için tam bir sual-işareti olacak. Her iki takım da Avustralyalı ! Kyrgios/Kokkinakis çiftine karşı Ebden/Purcell. İzleyici hepsi vatandaş olduğu için yeterince ilgi göstermeyebilir !

Krejcikova çeyrekte ABD’li Keys’e yenilirken 36 derecelere varan sıcaklıktan baygınlık geçiriyordu. Ancak Çek raket maalesef diğer meslektaşları gibi hava şartlarına alışmak için haftalar önce gelmedi Avustralya’ya…Ailesinin yanında memleketinde olmayı tercih edip son dakikada ulaştı buralara. Sonunda da favori olduğu bir maçta elendi. Ancak Krejcikova partneri Siniakova ile birlikte çift-kadınlarda yine finalde. Kazak Danilova ile Brezilyalı Haddad-Maria çiftiyle kapışacaklar.

Bugün oynanan kadınlar yarı-finallerinde önce ABD’li Keys ile ev sahibi Barty korta çıktı. Keys rakibinin karşısında sanki ne yapacağını bilmez haldeydi. Bilhassa ikinci sette lop dikmekten başka bir varlık gösteremedi. Ev sahibi onu 59 dakikada 61,63’lük setlerle derleyiverdi!

Ardından kadınlar kategorisinin entelektüeli ABD’li Danielle Collins ile Fransa Açık Şampiyonu Polonyalı Sviatek gözüktüler. Collins büyük turnuvalarda fevkalade sonuçlar alıyor. Sahada son derece sevimsiz. Ancak yaptığı işte sevimli gözükmek te pek gerekmiyor. Bugün bu kadın Sviatek gibi bir rakete oynama şansı bile tanımadı. Kariyerinin en iyi maçını oynamış olabilir. Topu daha kalkarken aldı. Tüm maçı da aynı süratle oynayıp Sviatek’in ikinci sette toparlanmasına bile olanak tanımadı. Geçen yıla nazaran da çok güçlenmiş. Tüm sevimsizliğine rağmen onu Barty karşısında Sviatek’e nazaran daha zorlayıcı görüyordum. Zira bu kadın favori rakipler karşısında daha dişli. Hele hırsına hakim olabilirse çok ama çok ilginç bir maç olabilir kadınlar finali. Onun için yukarıdaki başlığı attım. Ama gönlüm tümüyle Barty yanında !

Yarın 28 Ocak, Cuma gündüz seansında saat 04:00’de başlamak üzere karışıklar finali var [Fourlis & Kuber (AUS) – Mladenovic (FRA) & Dodig (CRO)]. Ardından 06:30 gibi erkekler yarı-finalleri başlıyor Önce Nadal ile Berrettini ardından ve 11:30’dan önce olmamak kaydıyla Tsitsipas ile Medvedev oynayacak. Gençler yarı-finalleriyle bazı şampiyonluk maçları da Cuma günü.

Cumartesi günü programı ise 11:00’de gençler finalleriyle başlıyor. Ardından kadınlar finali oynanacak. Onları erkeklerin çift-finali izleyecek.

Son gün olan 27’si Pazar ise 15:00’te çift-kadınlar finali, 19:30’da ise erkekler finali ile son yılların en sansasyonel grand-slam turnuvası son bulacak.

27 Ocak 2022, Perşembe 15:18
YAZININ DEVAMI

‘’Nadal Dönüyor!‘’

“Toprağın Kralı” ya da “İspanyol Boğası” lakaplı Rafael Nadal bundan bir süre önce ayağından rahatsızlanıp tenise ara verdiğini açıkladığında spor camiasından beklenildiği gibi hemen adamın üzerine kara bulut gibi çöküldü. Müşterek bahis oynayıp şike yaptığı anlaşılamaması, doping yaptığı farkına varılamaması için sakatlık bahanesiyle soruşturmalardan ya da testlerden kaçtığına kadar içlerine yerleşmiş her türlü curufla adeta sıvadılar ! Adam “iyileştiğimden emin olunca döneceğim”den başka bir şey söylemedi. Kendini denemek için girdiği birkaç turnuvada şampiyon olamayınca bu kez “tenis yaşamının sona erdiğini, bir daha asla şampiyonluk göremeyeceği” ahkâmı kestiler. Ve “Avustralya” başladı. Hadi ilk turları kolay geçti diyelim. Ardından önce Hurkacz, sonra Karatsev’i yenen Mannarino’yu saf dışı bıraktı. 4.turda Rus Khachanov’u dört, çeyrek-finalde de Shapovalov’u beş sette yenerek yarı-finalde Monfils (FRA) – Berrettini (İTA) galibinin karşısına çıkacak. Büyük bir olasılıkla karşısına Berrettini gelecektir. Yeterince dinlenebilirse onu da alt edeceğini sanıyorum.

Değil tenis gibi ağır bir branşta, badmington için bile kariyer bitirecek uzunlukta (sekiz ay) bir sakatlık sonrası girilen ilk büyük turnuvada bu sonuçlara ulaşmayı yine beğenmeyecek ve tenisin gelmiş geçmiş en büyük yaşayan efsanelerinden birini yine karalamaya çalışacaklardır. Ama bunları es geçip olumlu yandan bakarsak : “Nadal ne denli yüksek bir standart koyabilmiş ki bunu bile onun için yeterli göremiyorlar”!

Spor medyasını öyle haset dolu cahiller sarmış ki, turnuvada yer almayan tenisçiyi favori gösterebiliyorlar! Hırs iyidir ama mantığı aşınca maalesef tehlikeli olur. Adamı rezil eder.

Bugün kadınlarda ABD’li Keys’in, Çekya’lı Krejcikova’yı yenmesinden başka sürpriz pek olmadı.

Barty pek konuksever değil. Tüm rakiplerini en çabuk şekilde eve yolluyor. Bugün de Sakkari galibi ABD’li Pegula’yı bir saatte derdest etti.

Kazanan bir diğer evsahibi Kyrgios/Kokkinakis çifti oldu. Önce 1., sonra 15., ardından 6. seribaşlarını yenen bu çift şimdi de 3 no.lu seribaşlarının (Puetz/Venus) karşısına çıkacak . Eğer bunlar finale kalır da karşılarına da İtalyan Fognini/Bolelli çifti gelirse o maç mutlaka izlenmeli. Sahada 4 hınzır olacak!

Gençlerde Togan Tokac rakibi Wong gibi jünyorlarda derece sahibi birine yenildi...Çiftlerde de dün yenilerek eve dönüyor.

Türk asıllı ABD vatandaşı olan Onur Çolak ise hem teklerde hem de çiftlerde mücadelesini sürdürüyor. Teklerde 2 numaralı seri-başı ile çeyrek-final arayacak. Çiftlerde ise 3.tur için oynayacak.

Yarın (Çarşamba) programı yine 03:00’te kadınlarla başlıyor [Cornet (FRA) – Collins (ABD)]. Ardından 05:00 gibi [Sviatek (POL) ile Kanepi (EST)] kortta olacak.

Erkeklerin ilk maçı 07:00’de İtalyan Sinner ile komşu (Tsitsipas) arasında. Sonra 11:30’da genç Kanadalı Auger-Aliassime ile Medvedev sahne alacak. Medvedev’i artık tanıtmaya gerek duymuyorum. “Ahtapot” lakaplı bu sempatik Rus hem düşünce yapısı, hem davranışları hem de oyunuyla çoğumuzu bağladı. Turnuvanın da başlıca favorisi!

Hoşkalın.

25 Ocak 2022, Salı 13:46
YAZININ DEVAMI

‘’Hazret Nihayet Konuştu! (Avustralya 11)‘’

Büyük turnuvalarda ilk turlardan sonra genellikle sürprizler biter ve ağır abiler ile ablalar başbaşa kalırlar. Ama çeyrek-fianallere geldik ve “Avustralya 2022” her an yeni bir sürprize gebe. Bugün de farklı değildi.

Kadınlarda Kadın maçlarında bol bol fırlatılan raketler geldi ekrana. Önce bakışları bile alarm veren Collins, Mertens ile oynadığı maçta puan verdikçe hırsını raketten aldı…Halep ise bir sonraki maçta daha uzağa attı!

Fransızların ilginç raketlerinden 32 yaşındaki Alize Cornet fevkalade bir turnuva çıkarıyor. Tüm kariyerinde gençlerde final oynamanın dışında bir başarısı olmayan bu kadın, yaşayan efsane Halep’i saf dışı bıraktı. Maç esnasında kendi taraftarlarının kıt-beyinli tezahüratlarını susturacak kadar da sportmen biri Cornet. Şimdi karşısına ABD’nin sinir küpü Collins geliyor.

Fransa Açık şampiyonu Polonyalı Sviatek, Romen Cirstea önünde beklenmedik şekilde zorlandı ama sonunda 3 sette kazandı.

Esas beklentim olan maç, 36 yalşındaki Estonya’lı Kanepi ile turnuvanın 2 numarası 23’lük Belarus’lu Sabalenka arasındaydı. Kanepi kariyerinin en başarılı sezonunu yaşarken Belarus’lu kötü sürdürdüğü bir süreci atlatmak üzere zor da olsa maçlarını kazanmaya başlamıştı. İki saati aşkın bir sürede üç setlik zorlu bir mücadele oldu. Çekya’!lı Krejcikova, Rus Pavlyuchenkova gibi Kanepi de gösterişten uzak sonuca giden bir oyuncu…Son sette 5-4 ilerideyken 4 maç topunu skora çeviremeyince Sabalenka maçı tie-break’e götürdü.

Kanepi bu kez tie-break’te 5-2 ileri geçti ama ardından öyle basit hatalar yaptı ki Belaruslu öne geçti. Ama tenis bu…Roller şimşek hızıyla değişebiliyor. Sabalenka üstelik file önünde eline teslim edilen topları hırsından adeta komşu korta vurunca rakibi altın tepside sunulan bu olanağı reddetmedi (Kanepi 57,62,76 – 2’19”).

Erkeklerde ise turnuvanın başlıca favorisi Rus Medvedev, 2018’e kadar Fransız Bayrağı, sonrasında ise ABD’nin “Yıldız Bezeli Sancak”ını* benimseyen Maxime Cressy önünde epey zorlansa da 4 sette kazandı. Tam anlamıyla bir servis-vole oyununu benimsemiş bu 24 yaşındaki ilginç adam, Cressy, kendine hep dünyanın en iyi volecilerini örnek almış : Edberg, Sampras, Rafter. En ufak bir başarısı yokken bu kıtaya geldiğinden yana roket hızıyla yükseldi. Bizim de böyle oyunu benimsemiş raketleri ne denli özlemiş olduğumuz ortaya çıktı.

Yaşayan bir başka efsane, Hırvat Cilic’te Melbourne’a 4 sette veda etti. Kanadalı dünya 9 numarası, 19 yaşındaki Auger-Aliassime kendisine beslenen ümitlerin boş olmadığını ortaya koyuyor.

Komşu çocuğu Tsitsipas ise teklerdeki son ABD’li erkek olan Taylor Fritz’i beş sette geçti (46,64,46,63,64). Bu maç esnasında, kaç kez uyarıldığını artık kimsenin anımsamadığı, bir başka kıt-zekalı olan baba Apostolos Tsitsipas yine oğluna taktik vermeye kalkışınca maç durakladı ve ancak oğlu babasına susmasını işaret edince devam etti. Tsitsipas babasından kurtulunca maçtaki en iyi oyununu oynayarak mücadeleden muzaffer çıktı!

Neticede çeyrek-finalde mücadeleler aşağıdaki gibi olacak:

Erkeklerde Monfils-Berrettini, Shapovalov-Nadal, Sinner-Tsisipas, Auger Aliassime-Medvedev.

Kadınlarda Barty-Pegula, Krejcikova-Keys, Collins-Cornet, Sviatek-Kanepi.

Gençler (Jünyor) fikstüründeki oyuncumuz Togan Tokac partneri Kochis ile birlikte 2 no.lu seribaşlarını yenerek ikinci tura da geçtiler. Teklerdeki rakibi Wang ise seribaşı ve gençlerde grand-slam başarısı olan biri.

ABD bayrağı altında oynayan diğer Türk asıllı Onur Çolak ise 3.tur maçında kategorisinin 2 no.lu seribaşıyla karşılaşacak. Çiftlerde de ikinci tur maçını bekliyor. Hala bu çocukla ilgili bir haber ya da açıklama yok. Herhalde değerli yetkililerimiz ve de medyamız, çocuk şampiyon olursa ortaya çıkacaklar. Sansasyon lazım ya!

Turnuva başlarındaki Djokovic tartışması ortalıktaki herkesi bunaltırken, bu kaosun çıkmasındaki başlıca sorumlulardan biri olan turnuva direktörü ve organizatör “Tennis Australia”nın CEO’su Tiley bir türlü ağzını açmadı. Ancak İngiliz “Sun” gazetesi dün Novak’ın hukuk yolunu izleyeceğini yazınca hazret “ABC TV”ye bir açıklama yaptı. Djokovic olanlardan dolayı “Tenis Avustralya’ya dava açmayacak ve 2023’te Avustralya Açık’a dönecekmiş!”

Tiley “Federal Sağlık Yetkililerinin son altı ay içerisinde Covid-19’a bulaşmış kişilerin Avustralya’ya girmek için TGA tarafından onaylanmış iki doz aşı olduklarını kanıtlayamayanların ülkeye kabul edilmeyeceklerini sarihen belirten yazılarını neden gözardı ettiklerini” yanıtlamak istemedi. Tenis camiasında “gelene ağam, gidene paşam” muamelesini benimsemiş çoğu birim gibi Tiley sadece “seyirciler tarafından sürekli yuhalanmasına rağmen istifa etmeye hiçbir niyeti olmadığını” belirtti !

Turnuva sonundaki ödül töreninde bakalım ortaya çıkacak mı…Ne de olsa tüm izleyiciler kıt-zekalı değil!

Artık çeyrek-finaller oynanacağına göre sizlere maç önermeme gerek yok düşüncesindeyim. Ama sabah 07:30’dan önce olmamak kaydıyla Kyrgios-Kokkinakis’in çiftler maçını izleyin…Bunun zevkli geçeceğine eminim.

Hoş Kalın…

*Yıldız Bezeli Sancak  Star Spangled Banner (ABD Bayrağı ve Ulusal Marşı).

24 Ocak 2022, Pazartesi 17:45
YAZININ DEVAMI