Arama

Popüler aramalar

‘’Favorilerin veda günü!‘’

İlginç bir gün oldu Avustralya için. Önce kadınlarda ABD’li Keys turnuvanın sürpriz yapabilecek raketlerinden biri olarak gösterilen İspanyol Padosa’yı yendi. Ardından fevkalade bir yıl geçiren ama bir türlü tenis yazarlarına yaranamayan ve bana göre kendi kategorisinin en akıllı raketi olan mütevazi Çekyalı Krejcikova, ışıltılı günlerine dönmeye çabalayan yılların şampiyonu Azarenka’yı safdışı bıraktı.

Bir sonra bu kez ABD’li bir başka raket Pegula yine bir favori olan Yunanlı Sakkari’yi eve yolladı.

Erkeklerde önce Nadal, Fransız Mannarino’yu adeta antrenman yapar gibi geçti.

Kadınlarda sürpriz olur da erkekler onlardan geri kalır mı! Kanadalı genç raket Shapovalov turnuvanın favorilerinden Zverev’i üstelik set bile vermeden yendi.

Diğer iki maçta Monfils, vatandaşı Djokovic’in turnuva dışında kalmasıyla fikstüre dahil olan Kecmanovic karşısında zorlansa da kazandı. Maç sonunda seyircinin ona gösterdiği sevgi ilginç anlar yaşattı.

Bir diğer ağır abi İtalyan Berrettini ise her zaman tehlikeli bir rakip olan İspanyol Cerrenao Busta karşısında çekişmeli bir maç sonrasında muzaffer çıktı.

Çiftlerde ise Kyrgios/Kokkinakis bir tur daha geçti. Bir diğer ilginç çift olan İtalyan Fognini/Bolelli ise büyük bir sürpriz yaparak bu kategorinin favorilerinden Murray/Soares’i geçti.

Genç erkeklerdeki umudumuz Togan Tokac ilk turda Çek rakibini geçtikten sonra ikinci turda da Hong Kong’lu Wong’u yendi. Çiftlerde henüs maç yapmadı. Ayşegül Mert ise her iki kategoride de yenilerek Avustralya defterini kapattı.

ABD’li Onur Çolak ise ilk turda Rus rakibini çok kolay geçti. Çiftlerdeki rakiplerini de geçerek ikinci tur için beklemedeler.

Haftanın ilk günü için önerilerim :

06:00 Cilic-Auger Aliassime

11:00 Fritz-Tsitsipas ve müteakiben Kanepi-Sabalenka. Gerçi Medvedev’de yarın çeyrek-finaller için korta çıkacak ama rakibini kolay geçeceğini düşünüyorum.

İyi haftalar dilerim.

23 Ocak 2022, Pazar 20:33
YAZININ DEVAMI

‘’Kıt Zekâlılar!‘’

Sayıları gittikçe artan çarpık zihniyetli siyasetçiler tarafından sürekli kaşınan dünyamızda sporun da bundan nasibini almaması olanaksız. Bilhassa kafatasçılığa bağımlılık genellikle beyninde analiz yapabilme vasfını taşımayan zeka seviyesi düşük kişilerde sürü-psikolojisi oluşturur.

Ben bilhassa spor başta olmak üzere tüm fanatikleri bu kategoriye sokarım. Buna bir örnek Avustralya’da cereyan etti. Rus Medvedev’in ev-sahibi ülkeden Kyrgios ile maçında fanatikler tenisin hatta sporun güzelliklerini hiçe sayan tezahüratlarda bulundular. Rus onlardan rica etti: “Bari birinci ve ikinci servis arasında yapmayın” diye. Futbolcu Ronaldo’ya yönelik, gol attıktan sonra yapılan, saçma sapan “sui” diye sürekli bir nara.

Maç sonundaki kort-içi röpörtajında spikerlik yapan efsane şampiyon Jimmy Courier soru sorarken bile bu devam edince Medvedev bu kez “Jim’in sorularını duyamıyorum. Spora ve sporculara saygı duymuyorsanız bari sizin turnuvanızı kazanmış bir şampiyona saygı duyun bari” demek zorunda kaldı. Ardından basın toplantısında da bu yaratıkları “kıt zekalılar” diye adlandırdı. Haksız da değil. Avustralya’ya bu yıl bir haller olmuş. Fevkalade konuksever, yardımsever ve neşeli bir halk, nobran ve tahammülsüz olmuş. Pandemi kısıtlamalarının etkisi olabilir mi acaba?

Gençler kategorisindeki tenisçilerimiz Ayşegül Mert ve Togan Tokac teklerde elendiler ama çiftlerde kendi kategorilerinde devam ediyorlar. Togan’ın partneri ilginç : “Kıbrıs Rum Kesiminden” Koshis. Ayşegül Mert’in partneri ise Hırvat.

Bu arada genç erkekler fikstüründe ABD vatandaşı olarak gözüken 17 yaşında Ozan Çolak adına rastlıyoruz. Bu çocuk tüm grand-slam fikstürlerinde yer alabiliyor. Acaba federasyonumuz yetkililerinin bu çocukla ilgili bir düşünceleri var mı?

Bugün genelde favoriler kazanmakla birlikte Rusların günü değildi. Yılların şampiyonu Hırvat Marin Cilic geçirdiği sakatlıklar ve ilintili ameliyatlardan sonra kariyerine tekrar yön vermeye çalışıyordu bir süredir. Rakibi ise turnuvanın 5 no.lu seribaşı Rus Rublev’di. Cilic 4 sette kazandı. Kadınlarda da Rus Pavlyuchenkova Romen Cirstea’ya ye Bugün Ruslara pek yaramadı !

Yarın 23 Ocak, Pazar maçları büyük çekişmelere sahne olacak cinsten:

• 03:00’ten itibaren ikinci maç: Azarenka-Krejcikova.

• Ardından Pegula – Sakkari.

• 07:00 Zverev-Shapovalov.

• 10:30 Monfils-Kecmanovich

• 11:00 Barty-Anisimova

• Berrettini-Carreno Busta

İyi bir Pazar dilerim.

Bekir Emre

22 Ocak 2022, Cumartesi 20:23
YAZININ DEVAMI

‘’Rüyalar gerçek olsa!‘’

Carlos Alcaraz 18 yaşında Murcia doğumlu bir İspanyol tenisçi. Carlos’un doğduğu yıl “Fransa Açık”ta şampiyon olan, eski dünya 1 numarası “Sivrisinek” lakaplı Juan Carlos Ferrero onun koçluğunu yapıyor. 2018 Şubat’ında 1414’cü sırada girdiği “ATP - Profesyonel Tenisçiler Birliği” sıralamasında, 3 yılda dünya 31’ciliğine yükseldi. Yakın geleceğin başlıca 1 numara adaylarından. Jünyor kariyerinde 30’larda dolaşırken profesyonelliğe geçiş yapmış.

Bu genç adam bugün dünya 7 numarası İtalyan Berrettini’ye kortu dar etti. Son sette kaybetti ama bizlere beş günün en güzel maçını izlettiler. İkisine de helal olsun.

Bu sporu seven, bu güzel ülkede yaşayan biri olarak, Alcaraz’ı izlerken resmen gıpta ediyorum. Acaba elin oğlu ne yapıyor da bir delikanlıyı üç yılda dünya sıralamasında ilk yirmi raket arasına sokabiliyor diye düşünceye dalıyorum ?

Başarılı bir profesyonel tenisçi gelişimi için verilen ortalama süre 7 yıldır. Her bir karış toprağını sevdiğim güzel ülkemizde tenisin gelişimiyle sorumlu olan başkanlar ve yöneticilerinin çoğu epey uzun (galiba 15 yıldan kısa olmayan) bir süredir icraatın içindeler !

Herkes çok iyi niyetli. Bu süre zarfında İspanyol bir tüccarın tenis kampına destek oldular…Adam bizim gönderdiğimiz oyuncuları öyle bir konaklattı ki şirketi ve ailesi kurtuldu. Ama adam vefalıydı. 6 ayda bir ülkemize gelerek önüne geleni haşladı ve verdiği elektrikle her köşeden bir şampiyon çıktı! Tenise olan destek sadece bunlarla kalmadı. ITF ve ETA’nın toplantı ve kokteyllerine katıldılar…Anadolumuzun çeşitli köşelerinde tenis kulüpleri açtılar ve oralarda bu güzelim sporu geliştirmek ve yaymak için panayırlar düzenlediler…Akdeniz çanağındaki konaklama tesislerini desteklemek ve arzın üzerindeki tüm ülkelerden tenisçileri misafir etmek için 52 haftada 104 turnuva yaptılar. Federasyon tenisimizin gelişimi için daha da önemli atılımlara geçti: Ofislerde plastik kullanımından vazgeçildi. Kadınların yönetimde daha fazla yer almalarını sağlayacak adımlar attılar. Eskiden federasyonda birisi eski başkan olan tek bir hanım varken şimdi %100 artarak 2 hanım oldular.

Tüm bunların sonunda ülkemizin doğusundan aynı bir güneş gibi tenis yıldızları pıtrak vermeye başladığında vücudum bu denli mutluluğa dayanamayıp uyandırdı beni! Ne yazık ki rüyamda geçen şampiyon ve yıldızların hiç birisini isimlerini anımsayamıyorum. Yetmişime geldim…Bunuyor muyum acaba?

Hadi bu kadar hergelelik yeter…Gelelim Avustralya’da günü nasıl geçirdiğimize: Sıkı sürprizler oldu. Önce Svitolina elendi. Azarenka ona hiç şans tanımadı (60,62).

Ardından esas hanımlardan Osaka gitti. ABD’li Anisimova sabrıyla, sürekliliği ile adeta rakibinin forehand’inde maden bularak onu üç sette geçti.

Şimdiye kadar bir grand-slam’de pek bir başarısını görmediğimiz atletik ve sempatik Fransız Monfils, bitkinliğini atamamış Şilili Garin’i de kolay altetti (76,61,62). Şimdi karşısında Djokovic’in çıkarılmasıyla fikstüre girebilen vatandaşı Kecmanovic var. Kecmanovic kendisine verilen şansı iyi kullandı ve İtalyan Sonego’yu da yenerek 4.tura kaldı.

Ama günün en sansasyonel skoru Avustralya’nın aykırı gençleri olan Kyrgios ve Kokkinakis’in çiftlerde dünya 1 numarası olan Mektic/Pavic çiftini set vermeden yenmeleridir. Bu maçı tenisseverler lütfen izlesin. Fevkalade vuruşlara sahne oldu.

Günün sonuna doğru İspanyol Boğası Nadal çıktı sahaya. Rakibi Rus Khachanov sakatlığından bu yana karşılaştığı en zorlu rakipti. Zorlu da oldu maç. Dört sete sürdü ama Nadal’ın zirveye dönüşüne şahit olduk.

Yarın için önereceğim maçlar:

Sviatek-Kasatkina, Rublev-Cilic ve Halep-Kovinic.

Hoşkalın.

21 Ocak 2022, Cuma 16:35
YAZININ DEVAMI

‘’Avustralya 7. Kadınlarda Yaprak Dökümü!‘’

Her grand-slam turnuvasında genellikle erkeklerin başına gelenler bu kez kadınlara bulaştı. Ağır-Ablalar birer birer dökülüyorlar. Anlaşılan Djokovic bunalımının yarattığı kaos ve tedirginlik, erkeklerin işlerini çok daha ciddi tutmalarına neden oldu.

Dün (Ya da bugün…Artık saat farkından günlerin ardışıklığını yitirdim!) başlıca favorilerden Muguruza Fransız Alize Cornet’e yenildi. Onu formunun zirvesindeki Kontaveit izledi. Her iki raket te kariyerlerinin en başarılı yılını yaşıyorlardı. Kenin, Kerber, Kvitova ve şimdi de Muguruza. Hepsi grand-slam şampiyonları ve Avustralya’nın ikinci turunda yokları oynuyorlar!

Erkeklerde sabah sürprizi küçük dev adam Arjantinli Schwartzman oldu. Avustralyalı bir “serseri mayına” üç sette yenildi. Ardından yılların raketi Bulgar Dimitrov veda etti.

Tenis Dünyasının en saygın koçlarından biri olan Sven Groenewald’ın çalıştırdığı Japon raket Taro Daniel, iki kez kalça protezi ameliyatı geçirmesine rağmen kortlara dönen efsane Andy Murray’i 6-4’lük net setlerle İngiltere’ye uğurladı. Bu Japon raketin ilk ses getiren yengisi. Bakalım nereye kadar gidebilecek. Ancak Murray karşısında uyguladığı taktik takdire şayan. Zaten ilk maçında 5 saate yakın bir süre sarfeden Murray’i burada resmen tüketti. Bir sağ, bir sol, bir kısa, bir lop…Üç saate ramak kala, artık adamın yürüyecek hali kalmamıştı.

Günün merakla beklenilen maçı turnuvanın 1 numarası Medvedev ile Avustralya’nın aykırı çocuğu ve tenis dünyasının en yetenekli raketlerinden biri olan Kyrgios arasındaydı. Kendine münhasır iki tip. Kyrgios’u izlemek zevk…Tam bir şovmen. Rus raket ise şovu rakibine bırakıp işine konsantre oldu. Kyrgios kaçtı Medvedev kovaladı. İlk set tie-break’e kaldı…Rakibine karşı hiç bir risk almadan işine odaklanan Rus kolay kazandı (7-1). İkinci set daha kolay geldi…Ancak üçüncü sette Kyrgios biraz da hakem Carlos Bernardes ile tartışarak başka bir enerjiyle oynadı ve durumu 2-1’e getirdi. Bu adamın yaptığı bazı vuruşlar sanki imkansızı basitleştiriyor. Sonra Medvedev epey çabuk bitirdi.

Öbür kortta ise sıralaması 98 olan Karadağlı Danka Kovinic, markaların yeni yüzü ABD Açık şampiyonu Emma Raducanu’dan ilk seti almakla meşguldü. İkinci sette İngiliz fevkalade vuruşlarla rakibini sürklase ederek durumu eşitledi…Ama rakibini kırarak farklı öne geçince sanırsınız kortta tenis maçı değil de tiyatro oynanıyor…Bir havalar bir tavırlar! Çok genç yaşta havalara girmiş bu genç ve güzel tenisçi hanım.

Son sette sanki Karadağlı Kovinic sadece Raducanu ile değil tüm stadyuma karşı oynuyormuş gibiydi. Ne de olsa Raducanu Romen asıllı olmakla birlikte İngiliz vatandaşı. Eh Avustralya da İngiliz Uluslar Topluluğunun bir üyesi (az kalsın hınzırlık yapıp “sömürgesi” diyecektim!). Anglosakson bağdaşmasının tipik bir örneği. Ama Kovinic ritmini ve moralini hiç bozmadı…Yetenekleri kısıtlı ama çalışkan ve maçı bırakmayan, bozulmayan biri…Seti önce 3-1, sonra 4-2 yaptı. Sonra da maçı aldı. Böylece bir favori daha turnuva dışı kaldı. Umarım İngiliz raket tenisin şımarıklık kaldırmayacağını anlamıştır. Böylece bundan önceki yılın son son grand-slam’i olan ABD Açık’ın şampiyonu ve finalisti Avustralya’da üçüncü turu bile göremeden evlerine dönüyorlar.

Bu arada çift-erkeklerde sürekli birinci değillerse bile hep ilk 5 içinde olan Fransız Mahut-Herbert çifti Avustralya’da yer almıyorlar. Zira Herbert aşı olmayı reddettiğinden evde kalmayı yeğledi. Mahut ise bir başka vatandaşıyla (Martin) eşleşti. İlk turda elendiler…Aşı tutmadı!

Yarın 21 Ocak, Cuma günü epey ilginç maçlar var. Öncelikle saat 07:00 gibi İtalyan Berrettini ile İspanyol Alcaraz arasındaki maçı kaçırmayın derim. Bunun saati oynayabilir zira önceki 2 kadın maçına bağlıdır.

03:00 Azarenka – Svitolina

Müteakiben Ostapenko – Krejcikova

“ “ Berrettini - Alcaraz

15:00 Anisimova – Osaka

Müteakiben Nadal – Khachanov

17:00 Monfils – Garin

Hoşkalınız.

20 Ocak 2022, Perşembe 17:16
YAZININ DEVAMI

‘’9 saat 14 dakika!‘’

Bir sporcunun 9 saat 14 dakika maç yapması ne demektir bilir misiniz ? İnsan söylerken bile yoruluyor. Dünya 19 numarası, 25 yaşındaki Şilili tenisçi Cristian Garin iki maçta toplam başlığımızdaki süre korttaydı. İlk turda Facundo Bagnis önünde 5 set (4’39”), ikinci turda da bu kez İspanyol Martinez önünde de 5 set (4’35”). Şimdi karşısına dünyanın en sempatik tenisçisi ünvanını rakiplerine fark atarak alabilecek Fransız Monfils geliyor. Monfils, Kazakistanlı Alexander Bublik’i sürklase ederek geçerken iki maçta üç(3) saatten az geçirdi ! Şilili toparlanabilirse aralarındaki maç ta bir pehlivan tefrikası olabilir.

Kadınların ağır topları Barty ve Osaka epey kolay kazandı. Osaka eskiye nazaran epey olgunlaşmış, travmalarından uzaklaşmış bir görüntü verdi… Genç kızlıktan çıkıp genç bir kadın olmuş. Her iki tenisçinin sükûneti ve her puanı inanılmaz bir dinginlikle karşılamaları herkese örnek olmalı.

Kadınlarda bir seribaşı daha gitti. Bu kez İsviçreli Bencic veda etti. Rakibi ABD’li Anisimova bu kez Osaka karşısına çıkacak. İzlenmesi önerilir.

Adeta Avustralya’yı istila eder gibi oluk oluk gelen Çinlilerden Quink Wang (1.73 & 30) ABD’li Gauff’tan sonra bir başka zorlu rakibi (Van Uytvank) daha veda etmek zorunda bıraktı.

Adaşına göre hem yaşça (20) , hem boyca (1.83) epey farklı olan Xinyu Wang, sanki ona nazire yaptı. İlk turları geçtikten sonra şimdi rakibi Sabalenka. İşi zor.

Erkeklerde ise günün zayiatı Macar Hurkacz oldu…Veteran Mannarino 3 sette seribaşı rakibini saf dışı bıraktı.

ABD’nin ümidi McDonald, Rus Karatsev’in kurbanlarından. Rus epey çekişmeli geçen maçtan muzaffer çıktı. Karatsev’de kortta kısa süre kalmayı sevmeyen biri ! İlk turdaki rakibiyle 5 sette, beş saate yakın çekişirken şimdikinde 4 set uğraştı (2’33”).

Djokovic’in yerine fikstüre dahil olan vatandaşı Kecmanovic ona nazire yaparcasına önce İtalyan Sonego’yu sonra da ABD’li Tommy Paul’u set vermeden yendi. Şimdi karşısında bir başka İtalyan Sonego var. Onu da geçebilir.

Benim favorim 18’lik İspanyol Alcaraz ise dişli bir geri-kort oyuncusu olan Sırp Lajovic’i sadece 8 oyun yitirerek, üç sette ve iki saatten az bir sürede aştı.

Yarın için izlemenizi önereceğim maçlar (sabah 09:30’dan sonrakiler):

Kyrgios-Medvedev (11:00)

Kovinic-Raducanu (11:00)

Murray-Daniel (09:30)

Dimitrov-Paire (pm)

Güneşli günleriniz çok olsun !

20 Ocak 2022, Perşembe 11:40
YAZININ DEVAMI

‘’Avustralya'da İlk Tur Sonrası‘’

İlk yazılarımda bu turnuvanın epey sürprize gebe olduğunu belirtmiştim gelişmeler beni ilk turların sonunda haklı çıkardı. Kadınlar ise her zamanki gibi yine beklenilmeyeni gerçekleştirdi. Hiç umulmayan şampiyonlar Melbourne’na veda etti. Bilhassa ABD Açık’ın finalisti Leyla Fernandez’in elenmesi beklenilmiyordu. Onu dört şampiyon izledi : ABD’li Stephens ile Kenin, Alman Kerber ile Çek Kvitova.

Erkeklerde ise ağır abiler devam ederken en büyük hasarı İtalyanlar gördü. Berrettini, Sonego ve Sinner hariç hepsi elendi : Musetti, Cecchinato, Mager, Seppi, Travaglia, Fognini, Caruso.

Efsane İngiliz Andy Murray, Gürcü Basilashvili önünde 5 setlik bir macera yaşadı. Son sette hem tecrübesiyle hem de rakibinin tükenişiyle kazandı. Bir başka uzun maç ta geçen yılın Avustralya sürprizi olan Rus Aslan Karatsev. 2021’de Avustralya’da ilk 100 içerisinde bile olmayan ve yarı-finalde D jokovic’e elenip ilk 20’ye demir atan bu fevkalade mütevazi adam en zorlu maçlardan zaferle çıkıp kolayları yitiriyor maalesef. Yine 5 sette kazandı. Karatsev’de yarın zorlu bir rakiple karşılaşacak…ABD’nin erkeklerdeki yeni umudu olan Mackenzie McDonald ile...

Bana göre turnuvanın favorilerinden 18’lik İspanyol Carlos Alcaraz ilk turu tam bir tank gibi geçti. Bu genç adam eğer kafasını dağıtmazsa çok yakın bir gelecekte ilk sıralarda yerini alacaktır. Gençlerin içinde en komple oyunu oynayan ve çevrilmesi güç vuruşlar yapan raket. Bu saptamamı bir kenara yazmanızı dilerim.Alcaraz Çarşamba günü yine kortta olacak…Rakibi Sırp Lajovic.

Sizlere önerebileceğim diğer maçlar :

Osaka – Brengle

Zverev – Millman

Monfils – Bublik

Azarenka – Teichman

Hoş kalın.

Bekir Emre

18 Ocak 2022, Salı 18:42
YAZININ DEVAMI

‘’Down Under ! (Avustralya 3)‘’

“Slam” olarak adlandırılan Dünyadaki 4 büyük turnuvanın ilki olan “Avustralya Açık” bir çok tenis sever ve sporcu tarafından “Happy Slam” yani “Mutlu Slam” olarak adlandırılır. Zira oyuncular yıl içindeki yegane tatillerinden sonra tekrar birlikte olduklarından, halk hem para kazanacaklarından, hem de dünyanın en iyi tenisçilerini izleyip ev sahipliği yapacaklarından, devlet te ülkenin parayla ölçülemeyecek çapta reklamını yapıyor olmaktan mutludur.

Avustralya hem coğrafi özelliğinden (Ekvatorun güneyinde), hem de küçümsemek amaçlı (İngiliz İmparatorluğunca hükümlülerin istiflendiği) olarak, hınzırlar tarafından “Down Under” diye de anılır. Yani “dibin dibi” ! Bir tabiat harikası ve müthiş konuksever ahalisi olan bu ada son günlerde maalesef gündeme hep olumsuzluklarla geliyor. Gerçekten gelişen olaylar bu ülkeyi ve “Mutlu Slam”i insanların kafasında da dibin dibine itti.

Bunun müsebbipleri de maalesef kimsenin tartışmaya bile açamayacağı sportif yetenekleri yerine (tabirimi mazur görün) sürekli çakallıklarıyla gündeme gelen dünyanın bir numaralı tenisçisi Djokovic diğeri de arzın her köşesinde maalesef yer tutmuş olan basiretsiz yöneticiler ve siyasetçilerdir.

Hata insanoğluna mahsustur. Hatayı hoşgörüyle karşılamak ise kişilik, adamlık gerektirir. Gündemdeki aşı konusu, inanç ile bilimi tartışmak gibi abestir. Bilim yaşamımızı geliştirmek için bizlere yol gösterir…Hislerimiz ise bu yolda ki istemimize yön verir. Aşı karşıtlarını tartışmaya değer bile bulmuyorum. Aykırı olmaya çabalayarak kendilerine toplumda yer açabileceklerini sanan yitik kişilerdir.

Ancak söz konusu hatalar defaten oluşuyor, yasalara uygunsuzluk ve topluma tehlike oluşturmaya başlıyorsa yasa ne diyorsa onu uygularsınız. Djokovic’in atletik yeteneklerini nasıl tartışmaya açmak bile gerekmiyorsa kendisini yasaların üzerinde görmesi de tartışılmayacak bir suçtur. Ama bu suçun yasalarca saptanmış cezasını derhal vermek yerine günlerce toplumun tepkisini bekleyip ardından onu kovmaktan beter etmek te ayıptır. Koskoca bir hükümete, bir devlete hiç yakışmayacak, kurnaz siyasilere uygun bir tutumdur. Kurnaz olabilirsiniz ama sonunda akıl daima size doğru geri teper. (Bir ada halkı olarak Avustralya’lılar katı pandemi kısıtlamalarına olan uyumluluklarından gurur duyarlar. Pandemiden en az zarar gören toplumlardandır).

Öbür yandan karşınızdaki insan dünyanın tartışmasız 1 numaralı (hatta tüm zamanların en başarılısı) tenisçisidir…Üstün bir atlettir. Sizin turnuvanızı tam dokuz kez kazanmıştır. Halkınız onu alkışlara boğmuştur. Evet şimdi bir suç işlemiştir. Bunu da tartışmıyoruz bile. Ama bu adamı günlerce sefil bir otelde kapalı tutarak süründürmekte, ona alelade bir suçlu muamelesi yapmakta, ardından iki kez karar değiştirip sınır dışı etmenin kime yararı dokunmuştur ? En azından Avustralya’ya olan sempati zarar görmüştür. Bu paylaşımın az olmadığını her gün biraz daha artarak görüyoruz.

Zaten olaylar Novak Djokovic’i öyle bir yere getirmiştir ki sporcu arkadaşları seslerini çıkarmaya başlamışlardır. 23 yaşındaki Tsitsipas “istatistikler, oyuncuların yüzde 98'inin aşılandığını (Dünya sıralamasındaki ilk 100 oyuncunun 98’i Avustralya’da ve aşılı) ve buraya gelip performanslarını göstermek için yapmaları gerekeni yaptığını gösteriyor. Çok küçük bir grup kendi yolunu izlemeyi seçti ve bu, çoğunluğun aptal gibi ya da başka bir şeymiş gibi görünmesine neden oluyor." ifadesini kullandı.

İşin daha da üzücü yanı bu turnuvanın “Avustralya Açık Organizasyonu” (ki CEO’su Craig Tiley çıkan kaosun baş müsebbibidir) ile birlikte sahibi olan “ITF – Uluslararası Tenis Federasyonu”nun ve keza “Profesyonel Tenisçiler Birliği ATP”nin en ufak bir ses çıkarmamaları. Hani hep yazıyoruz ya “tenis dünyasında kimse kimsenin dostu değildir, tam bir çıkar ortamıdır” diye…İşte bir kez daha kanıtlandı.

Bu yazıya başlarken ilk tur maçlarından seçkiler de verecektim ama program hala belli değil. Belli ki Djokovic olayının yarın ki kararını bekliyorlar. Sabır lütfen !

Hoş kalınız.

15 Ocak 2022, Cumartesi 15:38
YAZININ DEVAMI

‘’Avustralya gerçekleri!‘’

Avustralya, Roland Garros, Wimbledon ve ABD Açık gibi büyük turnuvaların “eleme turlarına” göz attığınızda taşıdığı isimlerden onun nasıl geçeceğini kestirebilirsiniz. Pazartesi günü başlayacak “Avustralya Açık (AA)”ın eleme turlarında yer alan isimler muazzam bir gençlik kitlesinin dünya tenisinde yer almaya başladığını ifade ediyor. Kadınlar her zamanki gibi burada da öncüydü. Zira onlarda bu nöbet değişimi çoktan başlamıştı ve artık genç hanımlar ilk 100 içerisinde iyice kök saldı.

Dünya sıralamasında erkeklerde ilk 10 raketin sekizi 25yaş ve altında. Dördü 23 ve altında. Kadınlarda ise gençliğin nöbet değişimi daha erken oldu ama ilk 10 içerisine yerleşen 25 ve altında sadece 4 raket var. Yani boynuz kulağı geçti diyebiliriz.

Gençlerin ağırlıkta olduğu bir fikstürde sürprizlerden geçilmeyeceği aşikârdır. Dolayısıyla “serseri mayınlar” bizleri bol bol şaşırtacaktır önümüzdeki haftadan itibaren.

Bizim gençler maalesef elemelerin ilk turunda gerek dünya sıralamasında ve gerek yaşça (Altuğ Çelikbilek 164-25, Cem İlkel ise 154-26) eşdeğer rakipler önünde epey çekişmeli maçlar sonunda yenilerek tekler kategorisini terk ettiler.

Antikalıklarından artık herkese yaka silktiren Djokovic’in durumu hala belirginleşmedi. Bu yazıyı yazdığım Perşembe akşamında daha hala Federal hükümetin kararı bekleniyordu.

Zat-ı muhteremin Australian Border Force – Avustralya Sınır Gücü” olarak anılan sınır polisini de içeren yeni yalanları da ortaya çıktığından bana göre hükümet onu evine dönmek zorunda bırakacaklardır. Aksi takdirde kendi tükürdüklerini yalar duruma düşeceklerdir.

Djokovic artık inandırıcılığını gömmüştür. Oynatılır da ister Avustralya’yı ister onlarca başka turnuvayı da kazansa hatta ağzıyla kuş bile tutsa bundan böyle ona kimse inanmayacaktır. Artık güvenini yitirmiştir. Alem onu “Tüm Zamanların En Başarılısı” olarak değil de “Mythomane - Mitoman’ı”* olarak anımsayacaktır. Ağzından çıkan her sözcükten kin damlayan babası da caba!

Burada 26 milyon 720 bin Avustralya Doları ödül dağıtılacak. Bu bizler için daha anlaşılır 19.5 milyon ABD Doları eder. Şampiyonun payına 3 milyon 212 bin ABD Doları düşecek. Finalist 1 milyon 606 bin, ilk turda elenenler ise 65 bin 700 dolar kazanacak.

Şimdilik esen kalın sevgimle kalın…

Bekir Emre

*Mitoman = Yalan hastalığına tutulmuş olan.

13 Ocak 2022, Perşembe 21:07
YAZININ DEVAMI