Arama

Popüler aramalar

‘’İlk 5 hafta zor, ama İstanbul'da!‘’

Konu Türk futboluysa, bir tartışmanın alevlenmesi tek bir kıvılcımın çakmasına bakıyor. Bu kez de bahane fikstür oldu, ortalık karıştı. Galatasaraylı, “3. haftada derbi seyircisiz olacaksa, rövanş da öyle olmalı” diyor. Fenerbahçeli, “Kara kışta bize en soğuk deplasmanları vermişler”, Beşiktaşlı ise “Yine şampiyonluk haftasında Galatasaray deplasmanımız var” diye isyan ediyor. Herkes kendi penceresinden bakıyor ve herkes haklı!

Lige Başakşehir ve Fenerbahçe maçlarıyla başlamak Galatasaray açısından handikap gibi görünse de, ilk 5 haftanın tamamının İstanbul’da oynanacak olması, yeni transferlerin adaptasyon sürecinde Sarı-Kırmızılılar için bir avantaj olabilir. Şimdilik çok erken ama lig biterken sondan 3. hafta Beşiktaş derbisi, ardından üst üste Denizli ve Yeni Malatya deplasmanları, eğer yarışta olursa Galatasaray’ı bir hayli zorlayabilir.

28 Ağustos 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Hangi senaryoyu kabul ederdiniz?‘’

Felaket günlerinde biz ve bizim gibilere karşı en çok kullanılan klişelerden biridir: “Ortalık yanıyor, siz futbol konuşuyorsunuz!” Oysa insan ırkının üremeye en meyilli olduğu vakitler, tam da bu savaş ve karantina zamanları olmuştur. Tarih boyunca sayısız zorluğu geride bırakıp bugünkü formuna ulaşmış insanoğlunu ayakta tutan yegane şey yaşama ve yaşatma arzusudur.

Soyunun tükeneceğinden korkan insanlık, onu yükseltmek için güneş battığında ivedi bir gayret içine girer. Bu bizim genlerimizde var. Güneş doğsun, biz de yaşayalım isteriz. Bunun doğal sonucu olarak da gönül bir temaşa bekliyor. Bugünkü teknolojiyle elimizde sınırsız kaynak var. Dijital platformlar altın çağını yaşıyor. Dizi üstüne dizi, film üstüne film izliyoruz, her gün yeni kitaplar okuyoruz. Hepsinde başka bir senaryoyu, başka karakterleri takip ediyoruz. Gerekli gereksiz kaç bin hikayeyi süpürdük bilinçaltımıza ve hâlâ devam ediyoruz.

Peki tüm bunlar yaşanırken hayallerimizden vaz mı geçtik? Bir ufak umut kırıntısı gördüğümüzde onun peşinden gitmeyecek miyiz?

Tek bir mantıklı sebep yok Bir sabah gözlerinizi açtığınızı ve her şeyin kaldığı yerden devam ettiğini hayal edin. Mesela haftanın hakemleri açıklanmış, ev sahibi kulüpler biletlerini satışa çıkarmış, 1-0-2 tahminleri için kurulmuş Whatsapp gruplarından bildirim sesleri yağıyor. Hayat geri dönmüş; futbol da öyle... Yola nasıl devam edelim isterdiniz?

1- “Lig böyle tescil edilsin” diyenler; averajla şampiyonluk kaybetmenin acısını en iyi bilen Trabzonspor’un bunu sindireceğine ya da üçüncü kez yüzüp yüzüp kuyruğuna gelen Başakşehir’in kabul edeceğine inanıyor mu?

2- “Play-Off yapalım” diyenler; daha her takımın ikinci kez oynamadığı 8 maç ve 24 puan dururken, nispeten farkı açmış ilk 4 kulübü nasıl ikna etmeyi düşünüyorlar?

3- “Lig geçersiz sayılsın” diyenler; “O zaman Kadıköy’deki Galatasaray galibiyeti de güme gider” sululuğunu bırakıp, 26 haftalık emeğin çöp olması için tek bir mantıklı gerekçe gösterecekler mi?

Yüz yüze bakabilecek miyiz? Çözüm mü? İlk çözüm, tüm bu varsayımları çöpe atıp, hayatımızda ilk kez karşılaştığımız bu anormal savaşı kazanmak olmalı. Önce bir durup önümüzü görelim. Çünkü her şey bittiğinde, hâlâ birbirimizin yüzüne bakacak o cesareti bulamayabilir, market raflarında birbirimizden kaçacak delik arıyor olabiliriz.

Ve evet, o gün yine ortalık yansa da biz bunları konuşacağız. Tüm branşlar ebediyen kaldırılsa, biz yine Maradona’nın elini, Prekazi’nin frikiğini, Taffarel’in topu çizgiden çıkarışını, İlhan’ın volesini, Rüştü’nün degajıyla Semih’in golünü konuşacağız. Çünkü her şey kaldığı yerden devam etsin istiyoruz. Çünkü bizim işimiz gücümüz futbol, basketbol, spor... Özledik mi? Hem de çok.

29 Mart 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Daha hızlı daha öfkeli‘’

Abdullah Avcı’yla yollarını ayırıp prangalardan kurtulan Beşiktaş, Sergen Yalçın yönetiminde yakaladığı çıkışla Türk Telekom’a geliyor. Maçın seyircisiz olması da Galatasaray’ın en büyük kozlarından birini elinden aldı. Buna karşın Beşiktaş, ligin ilk yarısında yendiği Galatasaray’dan çok daha farklı bir takım karşısında bulacak. Solda Saracchi ve Onyekuru ile maksimum hıza ulaşmış, dünyanın en önemli golcülerinden Falcao formunu bulmuş, Feghouli o meşhur ikinci yarı çıkışını yakalamış, Le mina istikrar sağlamış, Seri de kendini toparlamış durumda bu defa. Buna Ömer Bayram’ın artık ‘sürpriz olmayan’ asistleri, Mariano ve Donk’un skora ekstra katkıları, bir de ligin orantısız gücü Muslera duvarı eklendiğinde, Galatasaray rakibinin birkaç adım önünde görünüyor.

Beraberlik bile kayıp olur

Derbilerin favorisi olmaz klişesinin tarih ol duğu bir yıl yaşıyoruz. Üstelik tam da Galatasaray’ın şampiyonluk havasını der inden içine çekmeye başladığı haftalardayız. Bir beraberlik bile Galatasaray için zirve yolunda kayıp olacaktır. Mevcut ortamda kazanılacak bir zafer ise psikolojik üstünlüğü tamamen Galatasaray’a geçirecek.

Kim ön plana çıkar?

Onyekuru, Feghouli, Falcao, belki de Donk... Galatasaray’da maçın adamı olmaya aday çok yıldız var. Ancak seyircisiz derbide en çok da Terim’in motivasyon ustalığına ve son dönemde fark yaratan taktik dehasına ihtiyaç olacak.

Kısa mesaj

Seyircisiz maç, konuk takım için baskı yok demektir. Ancak Beşiktaş Kulübü’nün Galatasaray aleyhinde yaptığı son çıkışlar, Sarı-Kırmızılılar’ı derbi öncesi şampiyonluk yarışından daha fazla motive etmiş gibi görünüyor!

15 Mart 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Ligin kaderinin değiştiği gün!‘’

Galatasaray, 26 Kasım 2019’da evinde Club Brugge’le 1-1 berabere kaldığı bir Şampiyonlar Ligi maçı oynadı. O sıralarda hemen her gün devre arasında yapılacak takviyeleri kafasında kurgulayan ve bunu açıkça dile getiren Fatih Terim’i en çok etkileyen, Brugge’ün o günkü oyun düzeni oldu. Yaptıkları hızlı ve direkt hücumlar, Galatasaray savunmasını çok zor durumda bırakmıştı.

Fatih hoca o maçtan sonra satır aralarında kaybolan, ama aslında çok kritik bir mesaj verdi, “Modern futbolda artık gole giden en kolay yol, savunma arkasına atılan toplar, savunma arkasına yapılan koşular. Biz de buna göre hareket edeceğiz” dedi. Yani hız ve tempo vurgusu yaptı.

O yanlıştan geri döndü

Elde Babel ve Feghouli gibi topu sadece ayağına isteyen iki kanat, Belhanda gibi ceza sahasına girmeyen bir 10 numara varken, hocanın bahsettiği bu oyunu oynatması mümkün değildi. Hatta Nzonzi bile bir ara “Topu aldığımda kimse hareketlenmiyor” benzeri bir şikayette bulunmuş ve devamında kadro dışı kalmıştı. Haklıydı da. Sezon başında kadro yanlış/eksik kurulmuştu.

Gole giden en kolay yol

Takımı yakından takip edenler de sorunun Diagne, Falcao, Andone veya Adem olmadığının farkındaydı. Tempoyu arttırmak gerekiyordu. Sadece solda Nagatomo/Babel yerine yapılan Saracchi/Onyekuru hamlesi bile hem Galatasaray’daki hem de ligdeki dengeleri değiştirmeye yetti. Takım artık, o gün Terim’in de işaret ettiği gibi, savunma arkasına top atan, koşu yapan, gole giden en kolay yolu geç de olsa keşfeden bir yapıya geçmişti.

Keramet Twitter’da değil!

Üstüne Afrika yorgunları kendilerine gelip Emre Akbaba geri dönerken, Falcao ve Mariano da toparlanınca ortaya tam da Galatasaraylılar’ın hayal ettiği takım çıktı. Asıl keramet ne Zorlu tweetinde ne de Başkan’ın sözlerindedir. 8 maçta atılan 24 gol ve kazanılan 24 puan işte bu değişimin, bu yeni anlayışın eseridir.

04 Mart 2020, Çarşamba 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Derbi kadar önemli‘’

Galatasaray, Süper Lig’in en zorlu deplasmanlarından birine bugün Yeni Malatya karşısında çıkıyor. İlk hafta Başakşehir’i 3 golle uğurlayan, lider Alanya’yı elinden kaçıran, geçen hafta da Ankaragücü’ne gol yağdıran Sergen Yalçın’ın takımı, ligin en rahat skor üreten ekipleri arasında. Üstelik Galatasaray Avrupa yorgunu. Sarı-Kırmızılılar, yıllardır Şampiyonlar Ligi dönüşlerindeki puan kayıplarına çare bulamadı. Buna bir de dış saha faktörü ve Fatih Terim ile ekibinin cezası eklendiğinde, zorluğun boyutu daha da artıyor.

İşleri hiç kolay olmayacak

İki takımda da önemli eksikler var. Belhanda’nın varlığı yokluğu ayrı dert. Brugge deplasmanında en çok aranan isimdi. Bu kez Feghouli de yok. Ancak Malatya’da da Bifouma, Gökhan Töre ve hatta Fofana’nın yokluğu da en az onlar kadar kritik. Dolayısıyla her iki teknik adamın maç öncesi yapacağı hamleler büyük önem taşıyor.

Eski hocasını yenmek istiyor

Sergen hoca; kulübede olmasa da ustası Fatih Terim karşısında teknik direktörlük kabiliyetini kanıtlamak isteyecektir. Galatasaray cephesinde ise zirve yarışına tutunmak açısından galibiyet şart. Olası bir puan kaybında, haftaya Fenerbahçe derbisinin riski büyüyecek.

Kilit yine kanatlarda

Aslan’ın sezon başından beri en sorunlu bölgesi; Marcao - Luyindama tandemi. Çok fazla hata yapıyorlar. Bekler de ilerleyen yaşları nedeniyle savunmada aksayınca, iş yine Muslera’nın gününde olmasına kalıyor. Malatya kompakt bir takım. Nzonzi, Seri veya Lemina merkezli orta saha bir avantaj. Ancak rakibi açmak ve aşmak için kanatlarda Babel ile oynarsa Emre Mor’un, hatta Ömer Bayram’ın Falcao’ya top taşıması çok önemli.

Kısa mesaj

Fatih Terim Galatasaray için çok şey değil, her şey. Kenardaki duruşu bile takıma hava katıyor. Yokluğunda saha içi iletişim ve motivasyon öylesine azalıyor ki, performans düşüşü kaçınılmaz oluyor. Rakipleri de bunun farkında olsa gerek ki, hocanın ceza alması için her yolu ve saldırıyı mübah görüyor. Terim konuşurken çok dikkatli olmalı.

Bu istatistiğe dikkat

Deplasman demek sıkıntı demek... Aslan, geçen sezondan bu yana ligde çıktığı 19 deplasmanda tam 11 kez puan kaybetti. 8 galibiyet, 5 beraberlik, 6 yenilgisi bulunan Cim Bom’un işi bugün de zor görünüyor.

Ön plana kim çıkar?

Falcao Galatasaray forması giydikçe, bu soruya başka bir cevap yazmak kolay olmayacak. Şu an takımın hücumdaki en etkili ismi kuşkusuz Babel. Yine de tüm gözler Falcao’nun üzerinde olacak. Kolombiyalı yıldızın atacağı gol veya goller, Galatasaray’a psikolojik üstünlük sağlayacaktır.

22 Eylül 2019, Pazar 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Taktiksel tuhaflıklar‘’

Süper Kupa da aynı şekilde başlamıştı. Terim yoktu, yardımcılar ilk 25 dakikada 5 kez düzeni değiştirmeye çalıştı. Dünde Babel’in yerinin kaç kez değiştiğini sayamadık. Belhanda’nın kaleden bu kadar uzakta oynamasını, Jimmy’nin görevini anlamak zor. Tek fark, kupada Belhanda kahraman gibi sahney eçıktı, Denizli’de Marcao faciası yaşandı. Marcao tanınmaz halde Geçen sezona da istediği forvetle başlayamayan Galatasaray’da, dün akşam Diagne’nin yerinde Falcao olsaydı, ilk 15 dakikaya 2 gol sığdırırdı. Ancak istenmeyen adam Diagne, gol atma yetisini tamamen kaybetmiş gibi görünüyor. Sahadaki garip hareketleri de, burayı artık önemsemediğini gösteriyor. Kaçan fırsatlar ve Selçuk’un penaltısından sonra, Marcao’nun, hemde sarı kartı varken orta sahada yaptığı akıl almaz faul, Galatasaray’ı 10 kişi bıraktı. Brezilyalı, hazırlık maçlarındaki hataları da dahil olmak üzere tanınmaz halde. İlk yarıyı berabere bitirmek Galatasaray adına şanstı. Selçuk ısrarı neden? 2. yarı Donk hamlesini hepimiz bekliyorduk, ancak Seri’nin çıkışını kimse anlayamadı.O futbolu bırakmasa da, futbolun onu çoktan bıraktığı Selçuk orta sahada tek kalınca, kontrol Denizli’ye geçti. Son olarak bırakın Galatasaray’ı, Süper Lig seviyesinin bile çok altında olan Ahmet Çalık’ın kurtarıcı diye oyuna girmesi ise taktiksel tuhaflıkların zirvesi oldu. Terim ve ekibi, hamleleriyle sınıfta kaldı. Lige tekrar dönen Denizli için ise müthiş bir başlangıçtı. Çok diri bir takım. Rodallega liderliğinde evinde kolay kolay kimseye puan kaptırmazlar.

17 Ağustos 2019, Cumartesi 11:56
YAZININ DEVAMI

‘’Belhanda böyle istedi‘’

Galatasaray açısından final tam bir sistem karmaşasıyla başladı. Sadece 25 dakikada 5 defa düzen ve oyuncuların dizilişi değişti. Terim’in yokluğunda Levent ve Ümit hoca saha içi iletişimde bir hayli zorlandı. Galatasaray topu kontrol etmesine rağmen ilk tehlike 13. dakikada Akhisar’dan geldi. Alt lige düşse de iyi bir kadroya sahip olan Manisa ekibi, Burhan Eşer’in kafa vuruşunda gole çok yaklaştı. 25’te ideal 4-2-3-1 düzenine dönen Galatasaray, sahaya ağırlığını koydu. Özellikle Babel’in bireysel yeteneğiyle getirdiği toplar tehlike yarattı. 39’da yine topu ceza sahasına kadar getiren Babel, içeride Seri’yi gördü. O da bekletmeden Belhanda’ya şık bir pas verince, Faslı yıldız nefis bir vuruşla kaleciyi avlamayı başardı: 0-1. Belhanda şu an bu takım için çok kritik bir konumda. Sezona damga vurabilir.

Muslera bildiğiniz gibi

İkinci yarıda da ilk devreye benzer, Galatasaray’ın kontrolünde bir oyun oynandı. Ancak 71’de Onur Ayık, 90’da da Bertuğ’un karşı karşıya pozisyonlarında gole izin vermeyen Muslera, kupanın kaderini belirledi. Galatasaray tam anlamıyla hazır durumda değil. Ön libero ve santrfor eksikliği sahada inanılmaz derecede hissediliyor. Falcao ve Bakayoko gibi takviyeler gerçekleşirse çok etkili bir takım izleyebiliriz. Son düdük çaldığında mutlu sona ulaşan Galatasaray olurken, Sarı- Kırmızılılar, 2019 yılını 3 kupayla tamamladı. Kariyerindeki 20. kupa sevincini yaşayan Fatih Terim ise Türk futbolunun 1 numarası olduğunu bir kez daha kanıtladı.

08 Ağustos 2019, Perşembe 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’‘Sizi burada tutacak olan karakterinizdir'‘’

Derbiyi, uçup giden şampiyonluk hayallerini ve skandal hakem kararlarını tartışırken, Sinan Gümüş rezaleti arada kaynamasın. Bir pazar günü, belki de şu hayattaki tek eğlencesi olan Galatasaray’a destek için minicik kızını, oğlunu alıp takımı Kadıköy’e uğurlamaya gelmiş taraftarlara, “Hepsi Suriyeli yemin ediyorum” derken, yanındaki kim olduğu belirsiz ‘yerli’ yıldızlarla yerli yersiz kahkahalar atmak...

Kime ne faydan var?

Bak Sinan... Hasbelkader Galatasaray’a transfer olmuşsun. Ve 3 kuruşluk yeteneğinle, o mülteciye benzettiğin insanların sevgisi sayesinde her yıl 5 milyon Lira para kazanıyorsun. Memlekete faydan var mı? Yok. Kulübüne faydan var mı? Yok. Seni bu denli kibirlendirecek bir kariyerin var mı? E o da yok. O zaman bu cüret neden?

Özrü kabahatinden beter

Bir de sosyal medyadan linç gelince, “Kötü niyetli olmayan bir sözüm yanlış anlaşıldı” diye açıklama yapıyorsun. Bunu söylemek için kötü niyete gerek var mı? İçinden geçenleri dışa vurmuşsun, “Siz yanlış anladınız” diyerek, “Ben iyiyim, sizler kötüsünüz” demeye getiriyorsun. Bir daha stada yolun düşerse tribünlere iyi bak. Bir yazı göreceksin, “Sizi buraya getiren yeteneğiniz, burada tutacak olan karakterinizdir” diye. Oku ve nereye gideceğine sen karar ver. Şu saatten sonra seni orada tutan herkese de yazıklar olsun.

16 Nisan 2019, Salı 06:05
YAZININ DEVAMI