‘’Haddini bil!‘’
Fatih Altaylı’nın kişiliğine saygım, sevgimden büyüktür, sadece bu kirlenmiş dünyada cesur olduğu için. Ama o da ne dün Galatasaray için “Görmemişin beraberliği olmuş” başlık atmış Galatasaray taraftarı için üstelik Fatih Terim ve öğrencilerinin bugüne kadar emeklerini görmezden gelerek. Eklemiş sloganına “Utandım” Vay be önce bu takımın taraftarıyla neden bu kadar sevindiğini idrak edemeyeceksin sonra da naaranı atacaksın “Utandım”Ö. Bir zahmet sanal da olsa gündeme oturmak yerine Fatih Terim’e bir telefon açsaydınız o size anlatırdı niye sevinildiğini. Tabii tenezzül meselesi çünkü Terim “Liseci“ değil dikkat edin liseli demiyorum “Liseci“, geldiğinden beri el birliğiyle altını oymaya çalıyorsunuz ama her dakika yürünen yolda tokadı yiyorsunuz. Onun her başarısı sizin gibi düşünenleri rahatsız ediyor, taraftarlarla bir bütün olması bile. Ben de diyorum ki kimse Galatasaraylı’nın sevincinden utanamaz hele siz hiç, anlatabiliyor muyum hiç.
Maça geçelim adet yerini bulsun, hafta içi 20 bine yakın taraftar eski Sami Yen’in fulu türkçe meali helal. Fatih Hoca’nın minik rotasyonu haklı olarak. İlk yarı Baros’la girilen ufak tefek pozisyonlar sonuçsuz. İkinci yarı Sivas’ın golü soguk duş. Böyle de bitti. Olur, hedef değil çünkü. Hakem mi, var mıydı ben göremedim. Rıza Hoca’ya tebrik diğerlerine söz yok istemediler çünkü belki haklı, belki de haksız.
‘’Yazık oldu...‘’
Ben bu yaşıma kadar böyle bir olay daha görmüş değilim. Meğer etrafımızda ne kadar müneccimle haşır neşir olan varmış. Bazı kalemler tarafından gazetem dışında atılan sloganları görünce hayrete düşmemek elde değil. Yok efendim Galatasaray yenerse lig bitermiş aksi sonuçta yeniden başlarmış. Adama yuh derler yuh! Bu kadar cahilane abesle iştigal tahminler. Evet derbi heyecanı yaşıyoruz, yaşatırlarsa...
Kabus gibi bir başlangıç Floryalılar adına. Sow ve Alex belki de hayatlarında hiç yaşamadıkları vuruşlar. Anlayamadık makus talih mi? Olur problem değil. 20 dakika esas duruş ev sahibine, konuk takımdan. Sonrası toparlanma. Necati’nin mektubu, Elmander’in golü şansla alakası olmayan hazırlanışıyla. Terim’e atılan yabancı maddeler, Hasan Şaş’ın alnında ki kanama bir takım zavallılar tarafından. Arena’da oynanan centilmenliğin karşılığı böyle ülkenin en önemli sosyal örgütü sayılan arkadaşlardan! Külahıma anlatsınlar, normal, hiç şaşırmadım orada oynanan her maç böyle tahrik üstelik ailece tahrik...
İkinci 45’te saldıran konuk takım. Oyunu rakip sahaya yıkmak için tüm hamleler. Emre ve Necati’nin yerine Aydın ve Baros. Kamp kurma semeresi Hakan Balta, Terim’e yine saldırı çirkince. Ayıplar gün yüzüne. Evet birer puan paylaşıldı. Galatasaray maçı alabilirdi Engin’in son pozisyonlarda ağır kalışı, Baros’un son saniyede direği nişanlaması. Bakalım müneccimler ne diyecek merak ediyorum, ama bu takım yani Galatasaray şampiyonluğa koşuyor.
‘’Rüyalara vesile...‘’
Play Off’ a adım adım... Derbi öncesi sessizlik, karşı taraf yeteri kadar çığlık atıyor zaten her iki takıma yetercesine! Hafta içi Hamit ile tokalaşma, bir de “Yalı Çocukları“ sloganı, Galatasaray yakasında gündeme oturan başka da bir şey yok bu ara. Biz gidelim Arena’ya en iyisi... Hava buz, hatırı sayılı ve başarıya inanmış susmayan bir kalabalık. Floryalıların rakibi geçen hafta demoralize olmuş Gençlerbirliği...
İlk onbiri tahmin etmeniz çok zor değil, bu kez Emre Çolak yok, cezası biten Engin podyumda diğer taşlar yerli yerinde. İlk dakikadan itibaren kapanan bir misafir, belli ki ne futbol oynayamaya gelmişler, ne de oynatmaya Başkent ekibi. Tek amaçları rakibini bozmak, başkanlarına mı özendiler bilemem. İşte ev sahibi de bu düzene uyunca ilk 45 son derece keyifsizdi...
İkinci yarı Melo’nun dokunuşuyla start aldı. Bu gol o dakikaya kadar adeta üzerine ölü toprağı serilmiş takımı da canlandırmaya yetti. Topu kanatlara indirirsen, göbekten de daha sağlam gelirsen üstüne üstlük devre arası Fatih hocadan da okkalı bir fırça yersen sonuç bu olur. Emre Çolak‘ın antresi, Eboue’nın rakibi bunaltan yardımı da ev sahibini uyandıran diğer detaylar. Sayın Cavcav’ın yine rüyalarını süsleyecek Selçuk’tan anlatılmaz yaşanır dedirtircesine bir imza...
Bu hafta da kayıpsız geçildi. Artık taraftar şampiyonluğa kitlenmiş. Tribünlerde yerini almış sarı kırmızıyla bezenmiş insanların sesleri gökteki yıldızlarla öpüşüyorsa bu böyle. Haftaya ne olur bilemem müneccimle bir akrabalığım yok. Onu bu konudaki uzmanlara sorun...
‘’Tek rakibi...‘’
Galatasaray adına zorlu viraj. Kesintisiz 11 saatlik yolculuk, bitkin adaleler, yıpranmış sinirler, bir de play off’a kadar sürecek liderlik stresi her daim. Rakibi bu sezonun deyim yerindeyse taş gibi takımı, kendi sahasında hiçbir büyüğe pes etmemiş Sivasspor. Başkan’larının da gelişi ayrı bir motive. Floryalılar da kadro ezberlediğimiz gibi belki de başarının en önemli göstergesi, Engin yok, Riera görevde dogal olarak...
Her iki takımda iştahlı, keyifli. Konuk takım gömülü, “Ailecek gel üzerime” diye davetiye çıkarıyor rakibine adeta, dönen toplarda ben akşamı kurtarırım planı, tilki hesabı. Neco’nun jenerikvari imzasından sonra bu taktik daha da hayata geçiyor ve tüm 45’e yayılıyor. Risk. Merkezin yükü tamamen Melo’da. Yardım fazla yok, duble risk. Fatih Hoca seviyor böyle ekşinları, denecek bir şey yok...
İki sol ayaklı Emre ve Riera’dan birini çıkarıp sağ kulvarda Aydın tercihi dogru bir hamle, kaosun sonu. Ujfalusi’nin tıngır mıngır golü derin bir oh. Sonrası karşılıklı denemeler. Sivas’ın gayreti. Aydın ve Neco’nun imzası ve foto finiş. Biraz da Muslera. Sezon sonu bu eldiveni tutmak oldukça zor olacak. Öyle bir performans çizdi ki Uruguaylı kaleci, kelimeler yetmez.
Taraftarın en çok çekindiği deplasman da kayıpsız geçildi. Dün gece Neco, Muslera, Melo, Ujfalusi ve Hakan Balta arkadaşlarından daha fazla alkışı hak ettiler. Böyle zorlu bir yolculuktan sonra atılan 4 imza ve alınan 3 puan alkışlanmalı. Son olarak Mehmet Demirkol’un dediği gibi “Galatasaray’ın tek rakibi play off.” Bana göre o da rakip olamayacak bu gidişle...
‘’Neco...‘’
Geçen yazımızda yönetim içinde dönen kulislere değinmiştik, uyarmıştık desek daha doğru olur sanırım, haddimizce. Neyse ki sular duruldu ivedilikle en azından görüntü flu değil şimdilik. Güzel haberler de gelmiyor değil Florya’dan. Ünal Aysal’ın borsadaki dahiyane operasyonu “Bedelli sermaye artırımı“ hayata geçerse, Galatasaray tarihe bankalara borcu olmayan ilk büyük takım olarak tarihe geçecek şu zamanda. Öyle ya bu dertten muzdarip komşuların neler çektiğini gördükçe Aysal’ın bu projesi ayakta alkışlanır, ne diyelim kolay gelsin...
Alıştınız artık maç yazısında böyle detaylar vermeme ama bu kez iç karartan değil oldukça ferahlatan incelikler. Konuk takımın ilk yarıda futbolunu en iyi icra ettiği bir deplasman. Deyim yerindeyse bu zaman diliminde sahasına mahkum olan ve çıkamayan bir Mersin. Akşamın sürprizi Melo’nun yokluğunda bu mevkide görev alan Ceyhun, biraz fazla pas hatasına neden olsa da hoşgörü, golde Engin kadar payı vardı. Tekrar hoşgeldin Neco...
Eyvallah skor olarak bal börekte ters giden işler var, en basitinden kanat yolları yeterince kullanılmıyor. Ha bire Engin ve Selçuk’un kişisel gayretleri ve Neco. Emre Çolak varla yok arası Fatih Hoca’ya havale. Bir kelam da Sercan’a alo, iyi misin diyorum sana, onu da aynı adrese! Durum böyle olunca arada bir soğuk duş yiyeceksin el mahkum. Bariz penaltı imza Selçuk‘tan, final Neco’dan. Başka da bir şey yok. 3 gol, 3 puan pırlanta. Sen işini bilirsin hocam. Galatasaray’a gönül veren herkes yanında ben dahil...
‘’Çekin elinizi Florya'dan‘’
Eee daha ne istiyorsunuz. Kulisler havada uçuşuyor, Fatih Terim’in huzursuz olduğu aşikar, burunları her daim kalkık “Lordlar kamarası“ belli ki açık bekliyor, aportta kelle almak için. Ayrıca ne olursa olsun Gerets’in maça gelişi, hem de bugünlerde pes!
Yakında aynı senaryo Oktay Mahmuti’ye yazılırsa hiç şaşırmayın, bari onu ve ekibini antrenmanlarda yalnız bırakın. Bir de özür var dilenen taraftardan, bugüne kadar yalancılıkla suçladıkları medya da bekliyor sizden aynı içtenliği, ama nerede külahıma anlat. Bir tek Albayrak uğraşıyor birleştirmek amacıyla, lord olmadığı için samimi ve dürüstçe. Kişilere biat etmeyen bendeniz için bunları yazmak görev, ilerdeki kırmızı ışığa yaklaşılıyor her geçen gün çünkü...
Maçı herkes yazıyor, biz içimizi dökelim dedik ya da paylaşalım, nasıl kabul ederseniz.
Dün akşamın sürprizi Riera’nın sol arkada oynaması, gerisi yerli yerinde. Kayseri’nin cesur, ev sahibinin hızlı oyunu. Genelde müthiş keyifli bir akşam. Floryalılar’ın gol yollarında bonkörlüğü, klasik verilen açıklar, Muslera’nın kurtarışları, Melo’nun imzası, Amrabat’ın boş kaleye topu gönderememesi, eyvah şimdi ne roman yazacaklar bildik dostlar! Üç altın puan yine, ama Şota ve öğrencilerine de tebrikler. Başa dönelim yukarıda söz ettiğim şahsiyetler ortalığı bulandırmazsa vaziyet iyi, böyle gider. Yoksa cami duvarı derim gerisini siz doldurun.
‘’Hoş geldin Neco...‘’
Federasyon’a bakıyorsunuz minareyi çalanın kılıfçısı olarak jübilelerini yaptılar maksimum kıyak ve jet hızıyla. Sarı-Kırmızılı renkleri görünce yüzleri değişen hakemleri de unutmayalım, ayıp olur arkadaşlara, tek dileğim İlker Meral gibi düdüklerin çoğalması! Amin! Yani neresinden bakarsanız bakın düttürü dünya. Sıkıştırılmış e artık takip etmekten afakanların bastığı ligimizde bu kez durağımız Antep...
Her iki takım için konuşursak genelde keyifli bir mücadele, top kontrolünün oldukça zor olduğu zemine rağmen. Kanatlara gidelim, Emre ve Engin, fakat Engin sürekli merkeze gömülü oynadığı için arkasındaki Hakan Balta’yı sürekli yalnız bırakıyor çaresiz. Hakan tek kulvarı tek başına aşındırdığından çabuk yoruluyor haklı olarak. Sabri’nin tarafında durum farksız. Sonuç haddinden fazla açık ve hata...
Yiğit hamlesi dogru. Necati takımın en göze batanlarından, imzası şıktı, ayrıca yarattığı ara topları arkadaşları zamanla çözecektir özellikle partneri Elmander. İsveçli demişken onun da imzası hoş artı nefes aldırıcı, ikinci yarıda yerini bulan Engin katkılı. Sonrası Bülent Yıldırım sahnede, geç kalmıştı zaten! Necati’ye yapılan hareket dünyanın her yerinde penaltıdır ama Yıldırım’a göre değil garip. Lider
uzun zaman sonra 3 puanla tanıştı her türlü bulanıklığa rağmen. Hayırlı olsun...
‘’Lordlar Kamarası‘’
Colin, Olympiakos’a kiralandı eyvallah, Fatih Terim bu transferi onaylıyorsa duble eyvallah. Kazım çocuk, delikanlı başaramadı belki gelecek de... Ama sen hiçbir transfer yapmıyorsun, elindekini veriyorsun üstelik habire alacağım diyorsun hatta resmi sitende borsaya bildiyorsun sonra havagazı.
Bizi de madara ediyorsun, ele güne karşı. Bakın en kötü olgu bir insanı umutladırmaktır, heveslendir sonra patla ve hüsran. Fatih hocayla probleminiz varsa kapalı kapılar ardında gerçekleştirdiğiniz kulisi bırakıp az delikanlı olun yüzüne konuşun. Ayıptır ya hoca geldi, çivisi çıkmış Florya’yı düzene soktu. 12 transfer yapıldı ki bazı oyuncular Terim’in isteği doğrultusunda alınmadı, ama hoca sustu kızılcık misali. Şu anda takım lider. ultrAslan uyardı ama boş Lord’sunuz ya, taraftarı amele görürsünüz. Ali Dürüst ve Adnan Öztürk, bu yönetim ikinize fazla, karar verin biriniz çekilin, amaç Terim’i yok etmekse bu alem sizi affetmez. İlkokulu bitirdiğimde Galatasaray Lisesi’ne girmek için sınava girmiştim kazanamayınca ne kadar kahrolmuştum, şimdi ise o kadar mutluyum ki...