‘’Kartal inanırsa kazanır‘’
Beşiktaş bu hafta bir anlamda yara sarma maçına çıkacak. Karşılaşmanın önemini futbolculara anlatmaya gerek yok. Sergen Yalçın için motivasyon konuşması bile olmasa da olur. Niye derseniz genel algı Başakşehir karşısında alınan yenilgiden sonra şampiyonluk yarışı pamuk ipliğine bağlı. O nedenle Trabzonspor karşısında alınacak sonuç bir anlamda tamam mı devam mı olacak.
Her ne kadar Başakşehir karşısında iyi oynadık rakip hiçbir şey yapmadı kazandı dense de ben aynı fikirde değilim. Eğer bu fikri doğru kabul edersek bu kadar kötü denilen Başakşehir’i yenemeyen Beşiktaş, Trabzonspor’u nasıl devirecek...
Seyircisi önünde yüzde 51
Yazımın başında dediğim gibi Trabzonspor karşılaşması hem yara sarma, hem yarışa ortak oyla hem de taraftarın tekrar gönlünü alma karşılaşması olacaktır. Evet kendi saha ve seyircisi önünde rakip çok formda ve moralli Trabzonspor’da olsa Sergen Yalçın’ın öğrencilerinin şansı yüzde 51’dir.
Her ne kadar aksayarak bölgelerde olsa Beşiktaş’ta gerçek performanslarının üstüne çıktığında maça damgasını vuracak oyuncu sayısı az da değil. Başta Burak Yılmaz olmak üzere Boateng, Ljajic, Caner ve Gökhan Gönül gibi yıldızlar Beşiktaş’ı zafere taşıyabilir.
Tribünlerin tam desteği şart
Bu maçta tribünlerinde maç sonuna kadar bu oyunculara inanıp arkasında durması gerekli. Çünkü Beşiktaş kulüp olarak çok zor bir dönemden geçiyor o nedenle sportif başarıya fazlasıyla ihtiyacı var. Ligde havlu atmanın bedeli düşünülenden de ağır olur aksi halde...
Özetle bu maç haftayı değil sezonu etkilemesi açısından Beşiktaş adına çok kritik. Kazanır mı? Bence inanırlarsa neden olmasın... Ama Başakşehir maçını acilen kafalarından silmeleri gerek.
‘’Gaziantep attı, Rize yandı‘’
Gaziantep’te alt sıralardan kurtulup rahat bir sezon geçirmek isteyen iki ekibin maçında ilk yarı oldukça hareketliydi. Çaykur Rizespor rakibin sahayı dikine ve çabuk geçen yapısını bildiği için oldukça temkinli bir savunma anlayışındaydı. Gaziantep FK ise rakibe baskı yaptı, hataya zorladı ancak ceza alanına girmekte zorlandı. Gaziantep hücumlarında kaptırılan topları hızlı hücumla kullanan Çaykur Rizespor final paslarında ve şutlarında başarısız olunca aradığı golü de bulamadı.
İlk yarıyı özetlersek 3 puanı isteyen taraf Gaziantep FK diyebilirim. İkinci yarıya Rizespor çok kötü bir giriş yaptı. Özellikle stoperde Fernandes önce Oğuz Ceylan’a yaptığı faulle sarı kart gördü. 52’de Güray’ın kullandığı serbest atışta savunmadan dönen topu Sousa ağlara yolladı: 1-0.
Sumudica çıldırdı
56’da hatalı geri pasta Fernandes’in, Kayado’ye yaptığı hareket sonrası Ali Palabıyık penaltı noktasını gösterirken Fernandes de ikinci sarıdan kırmızı gördü. Muhammed’in penaltısı üst direkten döndü. Bu penaltıdan 5 dakika sonra Talbi ceza alanı içinde topu elle kesince Ali Palabıyık ikinci kez penaltı noktasını gösterdi. Topun başında yine Muhammed vardı. Tecrübeli oyuncu bu defa da topu üstten dışarıya yolladı.
Gaziantep FK teknik direktörü Sumudica üst üste kaçan iki penaltıdan sonra saha kenarında çıldırdı. 90+1’de Djilobodji, skoru ilan eden golü attı: 2-0. Gaziantep, bu galibiyetle 30 puana ulaştı. Rize ise maç eksiğiyle düşme hattının 4 puan üzerinde kaldı.
‘’Evdeki hesap çarşıya uydu‘’
Galatasaray’da yüzler gülüyor. Şu ana kadar evdeki hesap çarşıya uydu. Fikstür avantajını firesiz geçiren Sarı-Kırmızılı ekipte ilk hedef yarışta olabilmekti ve bu gerçekleşti. Fatih Terim ve öğrencileri için lig, daha doğru bir deyimle şampiyonluk yarışı şimdi başlıyor. Terim’in öncelikli hedefi ipleri elinde tutacak noktaya gelmekti ve geldi. Zirveye baktığımızda ilk 7 takım arasında Beşiktaş ve Sivasspor ile birlikte tek kulvarda mücadele etmeyi avantaja çevirebilirler. Kupada Fenerbahçe - Trabzonspor eşleşmesini şampiyonluk yarışını etkileyecek faktörlerden biri olarak söylemek mümkün. Tabloyu böyle özetledikten sonra Galatasaray’ın neler yapabileceğine gelelim...
Psikolojik üstünlük var
Kamuoyunda Galatasaray’ın kötü futbol oynadığı, yarışın uzaklarında olduğu dönemlerde bile gerilerden gelip şampiyonluğa ortak olacağı algısı hakimdi. Çünkü geçmiş yıllardan bunu kanıtlayan performanslar gördük. Ve bu algıyı şu anki pozisyonuyla da doğrulayan Sarı- Kırmızılı ekip, psikolojik bir üstünlük yakalamış gözüküyor. Kadıköy’e 4 puan farkla gitmenin rahatlığı bence önemli bir artı. Ayrıca Fenerbahçe’de kritik oyuncuların cezaları, sakatlığı ve ofansif bölgedeki verimsizlik, Terim’in puan ümitlerini arttırıyor.
Ama unutmayalım ki Fenerbahçe’nin ve camianın en kötü günlerinde bile Galatasaray maçları motivasyonu ortada. Şimdiye kadar böyle durumlarda Galatasaray maçları kurtarıcı olmuştur Sarı-Lacivertliler için. Bu gerçeği en iyi bilenlerin başında Fatih Terim gelir. Bence Terim bu maça takılmadan sezon sonuna kadar büyük resme bakarak bir strateji ortaya koymalı. Aksi halde derbiye aşırı odaklanırsa olası bir kötü sonucun hasarları, artçılarıyla birlikte yakalanan şampiyonluk havasını yerle bir eder...
‘’Şampiyonluk rüzgarını arkalarına aldılar‘’
Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin kaybettiği haftada Trabzon arkasına şampiyonluk rüzgarını alarak sahaya çıktı. Yarıştaki rakibi Sivas karşısında Sörloth ile gelen erken gol Fırtına’yı rahatlattı.
Trabzon, nokta transferle kadrosunu güçlerdirdi. Sivasspor’a gelince; Yiğidolar önemli isimlerin sakatlığında yerlerini dolduramadığını gördük. İlk yarının sonunda kendi kalelerine attıkları 2. gol umut kırıcıydı.
İkinci yarıda Trabzon skoru korumaya yönelik bir oyun sergiledi. İlk yarıda nerdeyse hiç gol pozisyonu bulamayan Yiğidolar risk alınca pozisyon da yakaladı.
Sezonun ilk yarısında evinde kazanan Sivasspor’un ligin ikinci yarısındaki puan kaybı bu maçta da sürdü. Trabzonspor tecrübeli yıldızları genç kalecisi ve genç golcüsüyle önemli bir engeli daha kayıpsız geçmesini buldu.
Gecenin sorusu
Erken golle yenik duruma düşen Sivas, ikinci yarıda aldığı riskli futbolu ilk yarıda da uygulasa daha doğru olmaz mıydı? Çünkü Trabzonspor’a karşı defansif de oynasanız pozisyon vermeme ihtimali zayıftı.
Maçın starı
İki isim, 35’lerinde olmalarına rağmen müthiş mücadele ettiler. Sağ bekte Pereira, hem iyi savunma yaparken hem de kaliteli ortalar yaptı. Sosa ise hem kalitesiyle hem de bitmek bilmeyen enerjisiyle galibiyeti getiren isimlerden oldular.
Maçın olayı
İlk yarıda Uğur ve Nwakaeme ve ikinci yarının başında Caner Osmanpaşa’nın çıkması ve ardından 61’de Ziya Erdal’ın başdönmesi nedeniyle oyun terketmesi ilginçti. Özellikle Sivasspor’da 3 oyuncu değişikliği de zorunlu olması maçın olayı diyebiliriz.
KISA MESAJ
Kupaya veda eden ve tek kulvarda kalan ilk yarının en başarılı ekibi Sivasspor ligin ikinci yarısındaki düşüşte şampiyonluk baskısının rolü büyük. Teknik kadronun takım üzerinde bu konuda mental bir çalışmaya gitmesi uygun olur.
‘’Zafer Antalya'nın‘’
Karla kaplı zeminde, gerçekten çok soğuk bir havada turu geçmek için büyük bir mücadele vardı. İlk yarıda taktik teknikten ziyade mücadele ve şartlardan dolayı pas hatalarının çokluğu dikkati çekti. Ama pozisyon üstünlüğü anlamında Sivasspor bir adım öndeydi diyebiliriz.
Perdeyi Yasin açtı
32. dakikada Mert Hakan ile iyi başlayan atakta Yasin, Yatabare’nin asistiyle önünde bulduğu topu sert bir şutla Antalya ağlarına yolladı: 1-0. Akdeniz ekibinin ceza alanı dışından sert şut denemelerinde ise Ali Şaşal geçit vermedi.
Güney derbisi nefes kesecek
İkinci yarıya golle başlayan Antalyaspor bir anda maçın dengesini değiştirdi. Doğukan’ın beceri ve çabukluğuyla gelen şık golle beraberliği yakalayan Antalyaspor için bu skor tur demekti. Sivas’ta önce şaşkınlık sonrasında tekrar oyuna hükmediş gördük. Antalya ise kontrataklarla ikinci gol fırsatlarını yakaladı. İki teknik adamın oyuncu hamleleri ve skoru bozma çabaları vardı sahada. Ancak baskıya rağmen son dakikalar hariç aradığı gol pozisyonlarını bulamadı Sivas. Antalya turu atlayan taraf olurken, Alanya ile yarı finalde Güney derbisine çıkacak.
‘’Başarılı olacaktır‘’
Bülent Korkmaz, Antalya’da kulübün içinde bulunduğu mali darlık ve kadro yetersizliğine rağmen geçen sezon takımı ligde bırakmayı başardı. Bülent hocanın bu deneyimden sonra iyi yönetilen, yönetim olarak vecibelerini yerine getiren bir kulüpte başarılı olması ihtimali yüksek.
Göreve geldiği takımın elbette sorunları var. Gol yollarında kısır Konyaspor’a acilen format atmak zorunda. Ancak yıllardır belli bir sisteme alışmış bu kadroda hemen değişim yapmak da kolay değil.
Artı yönden bakarsak en büyük avantaj, etkili bir taraftara sahip olması...
‘’Galatasaray'ın işi kolay değil‘’
Galatasaray için lig yeni başlıyor diyebiliriz. Malum herkesin ortak fikri Sarı-Kırmızılı ekibin ikinci yarı başlangıcında kolay bir fikstüre sahip olması. Ancak maçlar oynanmadan kazanılmıyor. Kolay gözüken fikstürden çıkış düşünüldüğü gibi olacak mıydı? Gerçekten de hesaplar tuttu, bir iş kazası olmadan 5’te 5’le bugüne gelindi. Şampiyonluk yarışında olabilmek, aradaki farkı kapatmak için gerekli ortam oluştu. Ama şu bir gerçek ki devre arası transferlere, pozitif anlamda değişen oyun sistemine rağmen bu galibiyet serisi taraftarı tam anlamıyla tatmin etmiş gözükmüyor. Özellikle kupanın ilk ayağında Alanyaspor maçı oynanmadan evvel Galatasaray için bir test olacak diye görüş belirtmiştim. Nitekim bu testi geçemediler ve 2-0 yenilgiyle döndüler.
Yeni transfer etkisi
Şimdi bu maçın rövanşı var ve Galatasaray‘ın işi oldukça zor. Çünkü rakip hafta sonu Fenerbahçe karşısında da gücünü kanıtladı. Kupa beyi olan Galatasaray için aslında Avrupa’ya gitme yolunda en avantajlı yol Türkiye Kupası. Açıkçası bu turu geçerseniz 3 maçta seneye Avrupa’dasınız. Madalyonun öbür yüzüne gelince; ligde zorlu maçlar başlıyor. Evet Galatasaray gergin ve zor süreçlerde iyi oynayan ve kaybetmeyen bir takım olduğunu son iki sezonda şampiyon olarak gösterdi. Tabii ki devre arasında bazı isimler fırsatı iyi kullandı, adeta yeni transfer gibi takıma katkı yapmaya başladı.
Tempoyu yükseltmeli
Bunlara en iyi örnek Adem Büyük, Mariano, Emre Akbaba ve Feghouli’yi gösterebiliriz. Tabii ki Onyekuru, Falcao, Saracchi’nin performansları belirleyici olacak bu dönemde kesinlikle. Ama şunu unutmayalım Galatasaray için belirleyici olan tek isim hep Muslera oldu. Fatih Terim bu yarıda Uruguaylı kaleciden yükü alacak bir formül bulmalı. Bana göre topsuz oyunda yani top rakipteyken temaslı, ısıran, doğru pres yapan ve tempoyu yükseltip oyununu kabul ettiren bir Galatasaray olmalı.
‘’-12 derecede futbol ziyafeti‘’
Sivasspor, Başakşehir karşısına 6 eksikle çıktı. 11’de buna Barış eklendi, yerine Claudemir girdi. Başakşehir ise ideale yakın bir 11 ile sahadaydı. Kim kazanırsa lider olacağı 90 dakika öncesi çok soğuk bir hava, buzla kaplı zemin vardı. İlk yarıya baktığımızda Gaziantep deplasmanında hezimete uğradıktan sonra Rıza Çalımbay mental olarak takımı ayağa kaldırmayı başarmış. Gerçekten de taktik disiplin içersinde güçlü rakibi Başakşehir karşısında baskın taraftılar. Fernando ve Yatabare ile gole yaklaşan Sivasspor kendi futbolunu kabul ettirmeyi başardı. Sivasspor özellikle sol kanattan Uğur ve Ziya ile bindirmeler yaparken orta alanda Mert Hakan ofansif hamlelerde öne çıkan isimdi. Forvette Crivelli-Demba Ba ikilisini tercih eden Okan Buruk istediği gol katkısını bu yarıda alamadı.
İlk sarı kart 74’te
İkinci yarıya atak başlayan Sivasspor risk alarak golü aradı. Baskıyı kurmayı başardı. Okan Buruk böyle bir baskı göreceğini bilerek savunma alanını kalabalık tuttu. 60’ta Mert Hakan’ın ceza alanı dışından yerden şutunda topun Başakşehir kalesi yan direğinden dönmesi ev sahibi adına kırılma anıydı. Bu pozisyonun hemen ardından 66’da Başakşehir hücumunda Demba Ba, Uğur’dan seken topu Sivasspor filelerine yolladı. Yiğidolar aradığı golü 80’de buldu. Oyuna sonradan giren Paul Papp’ın sağ kanattan yaptığı ortaya Yatabare’nin nefis kafası kaleci Mert’i çaresiz bıraktı. İki takımı da kutlamak gerek. İlk sarı kartın 74’te çıktığı maçta saygı duyulacak bir mücadele izledik...