Tam bir bilek güreşi izledik Alanya’da. Ev sahibi her zamanki gibi topu kendi kontrolünde tutma isteği ve kaleci Marafona’dan başlayan kurgudan vazgeçmedi. Fenerbahçe rakibin bu oyun anlayışını bozmak için ön bölge presi yaptı. Emre Belözoğlu, Sinan mı oynar Gustavo mu sorusuna ilk 11’de Mesut Özil’i oynatarak cevap verdi...

Orta sahasını 4 oyuncuyla kullanan Çağdaş Atan, baskıyla Fenerbahçe’yi etkisiz hale getirmeyi planlamıştı. Ancak Fenerbahçe zaman zaman bu bölgede dengeyi sağladı. Gol pozisyonu açısından çok istemelerine rağmen ilk 30 dakika oldukça kısırdı. O ana kadar akıllarda kalan Caner ve Ozan’ın şutları, Alanya adına da Salih’in üst direkten dışarı çıkan topuydu. Gökhan Gönül’ün kırmızı kartı ile 10 kişi kalan Fenerbahçe’yi zor bir ikinci yarı bekliyordu. Son bölüm Alanyaspor baskısı altında geçse de Fenerbahçe panik yapmadı, kontrollü savunmasını sürdürdü. Alanyaspor’un aradığı boşlukları vermedi ve rakibini uzaktan şuta yöneltti...

Açıkcası 10 kişi kaldığı maçta bir puan Fenerbahçe için kazanç mı kayıp mı sezon sonu anlaşılır.

Gecenin sorusu

Gökhan Gönül’ün kırmızı gördüğü atakta Gustavo 11'de olsaydı Fenerbahçe 10 kişi kalır mıydı!

Maçın starı

Alanyaspor’un sağ kanattaki savunucusu Juanfran 90 dakika gerçekten çok etkiliydi. Takımın kanat organizasyonlarında baş aktördü... Aynı zamanda savunma görevini de kusursuz yaptı...

Maçın olayı

Alanyaspor’un 3 kere Fenerbahçe kalesinin direklerine takılması maçın olayıydı...

Kısa mesaj

Fenerbahçe, genelde ilk yarıları iyi oynayarak kazandı Belözoğlu döneminde. Bu maç rakip Alanyaspor ise aynı formatla oynanmazdı...

Ev sahibi 5.'lik hedefine ulaşmak, Gençlerbirliği ise düşme hattından kurtulmak için 3 puan parolasıyla çıktı sahaya. Erken öne geçen Hatay, kontrolü bırakmadığı maçta golcüsü Diouf'un dublesiyle istediğini aldı. Başkent ekibi ise ateş hattından çıkamadı.

Maç öncesi tabloya bakarsak ev sahibi 5.'lik için sahaya çıkarken, Gençlerbirliği de en alt sıradan 5.'liği yakalayıp Süper Lig'de kalmak istiyordu. İlk 11'lerine baktığımda iki teknik adam da büyük ölçüde ideal kadrolarını sahaya sürmüştü... Daha oyunun 8. dakikasında Abid ile öne geçen Hatayspor sonrasında orta alanda üstünlüğü kurup 2. golü aradı. Gençlerbirliği ne yaptı derseniz; biraz erken yedikleri golün sersemliğini yaşadılar, sonrasında denge kursalar da rakip ceza alanında etkili olamadılar. Açıkcası yenik durumda olmasına rağmen Gençlerbirliği vitesi yükseltemedi. İlk 45 dakika birbirlerine çok büyük üstünlük sağlayamadılar sanki esas hamlelerini ikinci yarıya bırakmış gibiydiler...

Ev sahibi hak etti

İkinci yarıda 2-0'ı Diouf ile yakalayan Hatayspor son 15 dakikaya girerken biraz da rahatladı ve tempoyu düşürdü. Piris ile penaltıdan gelen Gençlerbirliği golü Hatayaspor’u tekrar kendine getirdi. 84. dakikada Arda’nın zamanlama hatası pahalıya maloldu ve Diouf skoru 3-1'e taşıyarak Hatayspor'a nefes aldıran golü attı... 90’dakikayı özetlersek; ev sahibi ekip oyun planlaması ve takım kalitesiyle hak ettiği bir galibiyet aldı. Gençlerbirliği en az bir puan umduğu karşılaşmada hedefine ulaşamadı, ligde kalma umutları açısından başkente buruk döndü.

Yıllardır TFF 1. Lig'i çok yakından takip eden bir gazeteci olarak böyle bir yarış izlediğimi hatırlamıyorum. 7-8 hafta öncesine döndüğümüzde Giresun ve Samsun genelde herkesin favorisiydi. Ancak Adana Demirspor’un, Samet Aybaba ile başlayan muhteşem çıkışı, Giresunspor’un üst üste aldığı yenilgiler, Samsunspor'un iç sahadaki 6 puanlık maçları kaybetmesi ve ikili averajda eksiye düşmesi ligin rengini değiştirdi... Şu bir gerçek ki ilk iki takımın kazanmalarının yetmesi büyük avantaj. Burda kilit karşılaşma Giresunspor’un Akhisar maçı olacak. Çotanaklar kazanırsa Akhisar lige veda etmiş olacak ve son hafta Adana Demir ile Samsun'la oynayacak Menemen ve Adanaspor için bu maçlar bir şey ifade etmeyecek. Açıkcası şu anda Samsun’un direkt lige çıkma umudu Giresun’dan gelecek bir puan kaybında.

Ligde kalma mücadelesi veren Başakşehir ile Avrupa'yı hedefleyen Alanyaspor kozlarını paylaştı. İki takımın ortaya koyduğu mücadeleye ve yüksek tempoya rağmen 90 dakika sonunda gol sesi çıkmadı, puanlar paylaşıldı.

Başakşehir son maçta aldığı 3 puanın moraliyle oyuna başladı. Alanyaspor karşısında Aykut Kocaman ideal kadrosunu sahaya sürmüştü. Konuk ekip ise 5.'lik yarışındaki iddiası için kazanmaya gelmişti İstanbul’a. Oyuna baktığımızda iki ekip de sahada teknik direktörlerinin planını uygulamak için ellerinden geleni yaptı. İlk 45'te birbirlerinin bileğini bükemediler. Baskı ve hücum üstünlüğü Başakşehir’de gözükse de pozisyon açısından gole daha yakın taraf Alanyaspor’du. Efecan’ın, üst direkten dönen kafası, Mustafa Pektemet’in değerlendiremediği anlar akılda kalanlardı. İkinci yarıda da taktik disipline müthiş sadık kalan iki ekibin mücadelesiydi. Alan daraltmalar, ikili üçlü sıkıştırmalar 90’dakikanın sonuna kadar sürdü.

Kaybedene yazık olurdu

Kazanma isteklerine rağmen gol bölgesine girmekte zorlanma üst düzeydeydi. Başakşehir cephesinde ikinci yarı hamlelerle rakip savunmayı hataya zorlama çabaları tutmadı. Alanyaspor ise 70'ten sonra daha dinamik, daha etkiliydi. Yine üst direkten dönen bir top ve sonrasında Salih ile kaçırılan müthiş bir gol pozisyonu izledik. Son bölümde skoru değiştirme hamleleri sonuç vermedi. Aslında mücadeleye bakarsak çıkan sonuç adaletliydi, kaybedene yazık olurdu.

Sahasında puan kaybına tahammülü olmayan Beşiktaş, işi şansa bırakmak niyetinde değildi. Zaten bunu daha ilk dakikadan itibaren en uçtan başlattığı etkili presle gösterdi. Erken gelen penaltı golü ve yenilen şok beraberlik golüne rağmen hemen ardından 2. golü bulmaları, 3 puan kararlılıklarını gösteriyordu. Sergen Yalçın, golcüsü olmayan 11’e bir de son dakika Atiba eklenince futbol aklını sahaya sürdü. Kayserispor, cevap vermek istese de gücü yetmedi. Çabuk pas ve yerden oynamayı hedefleyen Beşiktaş bunu da büyük ölçüde sahada uyguladı. Gökhan Töre, çaresizlikten gol bölgesinde yer alırken, akıllı futbolcunun her mevki de oynayabileceğini gösterdi. İkinci yarıda Kayserispor’un Ramazan ve Emre Demir gibi iki çabuk ismi oyuna aldığını gördük. Baskıyı ikinci yarıda devam ettiren Kayserispor’a nefes aldırmayan Siyah- Beyazlılar, ‘bir Ankaragücü maçı daha yaşamak istemiyoruz’ mesajı verdiler. Şampiyonluk yolunda zorlu Rize deplasmanı öncesi geceyi fire vermeden kapatan Beşiktaş bir nebze olsun rahat bir nefes almış oldu. Kara-Kartal’ın tek üzüntüsü Rosier ve Necip’in cezalı duruma düşmeleriydi.

Gecenin sorusu

Beşiktaş’ın, son zamanlarda 60’tan sonra temposu düşüyordu. Dün gece maçı başladığı gibi bitirdiğine göre ne değişti.

Maçın starı

Kevin N’Koudou, önemli isimlerin sakatlık yaşadığı dönemde ilk 11 şansını iyi kullandı. Kayserispor karşısında sol kanadı müthiş etkili kullandı. İki de gol atarak skora direkt katkı yapmayı başardı.

Maçın olayı

3 tane golcüsü olmamasına rağmen Beşiktaş, Kayserispor karşısında bol pozisyon ve bol gollü bir maç oynamayı başardı.

Kısa mesaj

Bazen eksiklikler farklı çözümler üretir. Düşünüp de yapmadığınız için fırsattır böyle durumlar. Sanırım Beşiktaş golcüsüz de nasıl kazanılırı oynadı dün gece.

Yılmaz Vural yönetiminde şaha kalkan Erzurumspor, Denizlispor'un ardından Yeni Malatyaspor engelini de aştı. 90+6'da Obertan'ın kaydettiği gol ile son nefeste 3 puana uzanan Mavi-Beyazlılar, ligde kalma yolunda dev bir adım attı.

Erzurum’da özellikle ev sahibi için ölüm kalım maçıydı. Düşünsenize sezon başından beri evinizde tek galibiyetiniz var. Yılmaz Vural ilk 11’de 7 yerli isimle bu karşılaşmaya çıktı. Yeni Malatyaspor’da ise İrfan Buz ligde bir dönem başarılı olan ileri 4’lüyü sahaya sürmüştü. Umut, Fofana, Adem ve Kubilay‘dan oluşan ofansif güç hem mücadele hem de gol yollarında etkili bir seçim gibi gözüktü. Ancak ilk yarıya baktığımızda maçta bol pozisyon göremedik. Genelde Erzurumspor’un, Emrah ve Obertan ile dışarıdan şut denemeleri olsa da isabet yoktu. Malatyaspor ise 23'te Kubilay ile gole çok yaklaştı. İlk yarıdaki iki takımın mücadeleci ve disiplinli futbolları gol için ister istemez duran topların önemini gösterdi. İkinci yarı başında rakip kalede daha çok görünen taraf Malatyaspor'du. Konuk ekip adına özellikle sol kanattan Fofana ile etkili ama sonuçsuz ataklar izledik. Yılmaz Vural 60’ta, Denizli maçının yıldızı Rashani’yi, Cenk Ahmet’in yerine aldı. İrfan Buz da Umut’u çıkartıp, Mustafa’yı oyuna soktu. Kanat ortalarıyla etkili olmaya çalışan Erzurum ceza alanına gelen toplarla gol aradı. Ev sahibi ekip sağ kanattan Emrah’ın kaliteli ortalarına güvenerek gol aradı.

Hata beklediler

Son 15 dakikada iki teknik adam da kulübedeki tüm silahlarını sahaya sürdü. Açıkcası ofansif anlamda zengin bir karşılaşma değildi, iki taraf da hata bekledi. Ancak savunmalar gününde olunca hücumdaki beklentiler boşa çıktı... 83'te Emrah’ın nefis şutu direkten döndü. Uzatma dakikaları unutulmaz bir son oldu Erzurumspor adına. Önce kazanılan ve sonrasında iptal edilen penaltı kararından sonra bitti denilen maçta Obertan sahneye çıktı. Fransız futbolcu, tecrübesini konuşturan bir vuruşla tarihi gole imza atıp, takımını 3 puana taşıdı.

Beşiktaş Aboubakar’ın da iyileşmesiyle ideal kadrosunu yakalamıştı. Orta alanda Atiba ve Josef’in yanında kim oynar sorusunun cevabı tabii ki Dorukhan’dı. Sivasspor ise Boyd ve Hakan’ın yokluğunu aratmayacak bir dizilişle maça başladı. Denk kuvvetler, alan daraltmalar oyunu başlangıç olarak kısırlaştırdı. İlk yarı gerçekten normal Beşiktaş maçlarının çok altında bir seviyedeydi. Bunda Sivasspor’un oyun disiplini ve temaslı, rakibini sahanın her yerinde baskılayan futbolu da etkili oldu. İlk 45 dakikada Sivasspor’un en azından gole yaklaştığı dakikalarda vardı ama son vuruşlarda başarısız kaldılar. İkinci yarıya Aboubakar’dan yoksun çıkan Beşiktaş sanırım Sergen hocanın soyunma odasındaki tepkisiyle daha rakip ceza alanında gözüktü. Şu bir gerçek ki bu sezonki Beşiktaş hiçbir maçında beraberliğe oynamadı. Dün gece Siyah-Beyazlı ekipte sanki, “Ya kaybedersem” düşüncesi biraz daha öndeydi. Açıkçası zor bir rakip, zorlanacağını tahmin ediyordum ama Beşiktaş'tan sonuç ne olursa olsun böyle bir oyun beklemiyordum. 90 dakikaya baktığımızda kim 3 puana daha yakındı derseniz, Sivasspor derim.

Gecenin sorusu

Sergen Yalçın, Ghezzal ve Aboubakar’ı etkisiz hale getiren adeta oyunu kilitleyen Sivasspor karşısında niye erken bir hamle yapmadı. Ljajiç ve Gökhan Töre’nin oyuna girişi biraz geç olmadı mı!

Maçın starı

Sivaspor’un savunmasında Camara, oyundan çıkana kadar Aboubakar, sonrasından Larin’i tüm kritik pozisyonlarda başabaş hatasız bir perforsmanla etkisizleştiren isimdi.

Maçın olayı

Her maçında oyununu rakibine kabul ettiren Beşiktaş’ın ilk yarıyı gol pozisyonu bulmadan, korner atmadan ve isabetsiz tek şutla kapatmasıydı.

Kısa mesaj

Kalan maçlar ne gösterir bilinmez ama Sergen Yalçın bu dönemde gol bölgesini Larin üzerinden planlamalı.

Gaziantep FK maçındaki kadro Başakşehir karşısında niye aynı başlangıcı yapamadı? Birisi 5. sırayı kovalıyor, Başakşehir geçen sezonun şampiyonu ama ligde kalma savaşı veriyor. Bu ayrıntı gözden kaçtı mı! Gerçekten dün ilk yarının büyük bölümünde telaş kokan bir futbol oynadı Fenerbahçe. Oysa çabuk ama biraz daha kontrollü setler uygulasa hataya müsait Başakşehir savunması karşısında daha net pozisyonlar bulabilirdi. Nitekim aradıkları beraberlik golü yine bir kornerden geldi... İkinci yarıda presi artıran Fenerbahçe, rakibin ritmini bozarken Pelkas ile nefis bir gole de imza attı... Başakşehir’in 10 kişi kalmasından sonra Fenerbahçe önde olmanın da avantajıyla rahatladı. Ancak böyle tecrübeli bir rakip karşısında farkı artırması gereken Fenerbahçe'nin canı aleyhine verilen penaltıyı Harun kurtarmasa çok yanardı.

Gecenin sorusu

Aykut Kocaman hangi takımı çalıştırırsa çalıştırsın sisteminden vazgeçmez. Emre Belözoğlu bunu gözünden kaçırdı mı? İlk yarı oyunu bu soruyu sordurttu...

Maçın starı

Sosa ilk 11'e girdikten sonra her maç üstüne koyarak oynuyor. Dün gece de orta alanda Trabzonspor performansını yakalayan bir futbol sergiledi...

Maçın olayı

Bana göre Ömer Ali ve Pelkas attıkları nefis gollerle hem futbol zevki açısından hem de estetik olarak geceye renk kattılar...

Kısa mesaj

Başakşehir’in şampiyonluğunda büyük katkısı olan Edin Visça’nın bu sezonki performansı gerçekten takımını fazlasıyla olumsuz etkiliyor.