‘’Yiğido tur aşkına‘’
İlk maçtaki galibiyet bizim için büyük avantaj. Ancak rakibin bundan önceki turu içeride kaybedip dışarıda kazandığı gerçeğini de unutmayalım. Batum’da aslında çok iyi oynamadık. Sadece oyun değil, oyuncu kalitesi farkıyla kazandık. O nedenle daha pozitif, daha kompakt, daha tempolu bir Sivas bekliyorum.
Gradel'in dönüşü...
Eksikler nedeniyle savunmamız biraz sıkıntılı gözüküyor. Gradel'in dönüşü avantaj. Sonuçta normal şartlarda vasat futbolumuzu sergilersek turu geçmemiz mümkün. Ancak tedbiri de elden bırakmamak gerek. 22 maçtır kaybetmeyen Yiğidolar bu karşılaşmada da unvanını korur ve Avrupa’da yoluna devam eder.
‘’Yiğido'dan süper dönüş‘’
Batum’da evimize avantajlı bir skorla dönmek için sahaya çıktık. Sivasspor aslında eksikler nedeniyle dar bir kadro ile gelmişti bu deplasmana. İklim şartları ve havanın aşırı nemli olması da dezavantajdı. Madalyonun diğer yüzünde ise rakip maç ritmi açısından oldukça yüksek bir sayıya sahipti. İlk yarıda istatistikler Dinamo Batum’u daha önde gösterdi. Ev sahibi ekip önde baskı yaparak, Sivasspor’u hataya zorladı ama başarılı olduğu söylenemez. Birkaç etkili denilebilecek ataklarda da kalecimiz ali Şaşal geçit vermedi. İlk yarı açıkçası pozisyon yönünden çok kısır geçti. Rıza Çalımbay taktik olarak sanırım bu devrede böyle bir oyunu tercih etti. İkinci yarıya çok iyi başlayamadık. Koray’ın acemice faulünde kazanılan serbest atışta baraj hatası sonucunda kalemizde golü gördük. Yiğidolar dün gece Batum’da deyim yerindeyse gününde değildi. Bunu saha içi koordinasyon ve pas hatalarında görmek mümkündü.
Anlamlı sonuç
Rıza Çalımbay’ın beraberlik golü için hamlelerini izledik. Yatabare’nin yerine yeni transfer James’i alan Çalımbay, rakip kalede daha etkili olmayı denedi. Nitekim James hocasını mahçup etmedi ve sol kanattan gelen ortaya nefis bir kafa vuruşuyla takımını 1-1’e taşıdı. açıkcası böyle bir gole çok ihtiyacımız vardı ve Sivasspor aradığı morali de yakaladı. Nitekim Kayode, son saniyede galibiyet golünü atarak Sivasspor adına müthiş bir geri dönüş izlememizi sağladı. Çok eksikle gittiğimiz, çok da iyi oynamadığımız Batum deplasmanından ikinci maç için avantajlı sayılabilecek bir skorla dönüyoruz. Gerçekten ülke puanı açısından da anlamlı bir sonuç alan Sivasspor gururumuz olmaya devam ediyor. Helal sana Yiğidom, yakışanı yaptın yüzümüzü güldürdün, tebrikler!
‘’Haydi Sivas‘’
Avrupa Kupaları'nda ülkemizi başarıyla temsil eden ve gururlandıran Sivasspor bu gece yeni bir sınava çıkıyor. Geçen sezon Süper Ligi yenilmezlik serisiyle kapatan Yiğidolar, UEFA Konferans Ligi macerasına da 2’de 2’yle başladı. Rıza Çalımbay az ile çok işi yapmayı başaran bir teknik direktör. Bu özelliği Sivasspor’da daha da prim yaptı. Tabii ki bu durumda kulübün düzgün yapısı, mali disiplini de önemli etkendi.
Hızlı hücuma yatkınız
Rakibi küçümseme gibi bir lüksümüz yok. BATE Borisov ilk maçta aldığı dış saha galibiyetinin rehavetiyle evinde turu kaybetti. Biz de ilk maçımızı Gürcistan’da oynayacağız ve evimize avantajlı bir skorla dönmek hedefimiz. Kadro olarak hızlı hücuma yatkın bir forvet yapımız var. Ayrıca orta alan gücümüz hem savunma hem de hücumu iyi yapabiliyor. Savunmamız birbirini çok iyi tanırken kalede Ali Şaşal yıllar sonra hak ettiği performansı yakaladı.
Gradel olsaydı...
Olimpiyatlar nedeniyle takımda olamayan Max Gradel bizimle beraber olsaydı çok çok iyi olurdu. Açıkcası Sivasspor ortalama performansıyla ikinci maç için bize yetecek skorla Sivas’a döner. Haydi Yiğido her zamanki gibi Avrupa Kupaları'nda ülkemizin yüzakı olmaya devam... Biz inanıyoruz sen yaparsın!
‘’Derslik bir maç!‘’
Bir Avrupa kupası maçında en son hata beklediğimiz bir ismin Muslera’nın daha karşılaşmanın başında yaptığı yanlış hareket pahalıya mal oldu. Yani maça 1-0’yenik başladık. İlk yarıya baktığımızda şunu gördük rakip çok iyi olduğu için değil biz kötü olduğumuz için 2-0 mağlup duruma düştük. Zahavi bilinen bir golcü, yakalarsa atar, nitekim öyle de oldu . Neyse ki ilk atağımızda golle buluşmamız ilk 45 dakikanın tesellisi oldu.
Top rakipteyken çaresizlik...
Sonuçtan bağımsız şunu gördük ki, orta alanınız güçlü değilse bu savunma hattıyla işiniz çok çok zor. İkinci yarıya umutla çıkmışken Götze’den gelen 3. gol aslında her şeyi anlatıyordu. Luyindama'nın çaresizliği geçen sezon Galatasaray’ın şampiyonluğuna mâl oldu. Para verdik belki oynatır satarız düşüncesi maalesef geçerli bir strateji değil. Galatasaray’ın en büyük sıkıntısı topa sahipken değil, top rakipteyken yaşadığı çaresizlik. Fatih Terim'in bu kadroyla bu sorunu aşması mümkün gözükmüyor. Aslında gerçekçi olmak lazım; sezon başıyken transfer döneminde bu resmi çabuk görüp çözüm üretmek lazım. Aksi halde Galatasaray’ın yeni yönetimi daha işin başında çok yıpranır…
Kalitemiz sonucu belirledi
Dün gece aslında sezonun başlangıcında, sezonun sonunu görmek açısından derslik bir maçtı. Bana göre Galatasaray’ın kalibresi bu olmamalı. Fatih hoca maç öncesi transfer sorularına "Buraya getirdiğim oyunculara saygısızlık olur" karşılığını vermişti. Sanırım dün geceden sonra düğmeye basmak gerekiyor. Gerçekten rakibin kalitesi değil bizim kalitemiz sonucu belirledi. Son söz Galatasaray artık Avrupa kupalarında çok gol yiyen sıradan bir takım olmaktan kurtarılmalı.
‘’Bu futbol yakışmadı‘’
Ev sahibi ile şampiyonanın ilk maçını oynamanın zorluğunu ilk yarıda fazlasıyla yaşadık. Rakip orta alanda yaptığı baskıyla bizi uzun topa zorlayıp, oyun kurmamızı önledi. Ancak bu baskıya rağmen kalemizde net pozisyon hemen hemen yok gibiydi. Savunmamız genelde İtalya’yı ceza alanımıza sokmadı ve rakibi dışardan şuta zorladı... İlk yarı bize şu mesajı net verdi.
Bu futbolla bu maçı gol yemeden bitirmemiz zor gözüküyordu. Her şeye rağmen golsüz biten ilk yarıdan sonra Şenol Güneş, Yusuf’u alıp, Cengiz Ünder ile ikinci yarıya başladı. Bu hamle ile karşı kalede görünmeye başlarken, talihsiz bir golle yenik duruma düşmemiz hesaplarımızı bozdu. Bu dakikadan sonra savunma disiplininden uzaklaşmamız, İtalya’nın ofansif gücünü daha da etkili hale getirdi...
Nitekim Güneş, İrfan Can ve Kaan hamlesiyle beraberlik golünü düşünürken, yediğimiz 2. gol umutlarımızı azalttı. Dün gece beklediğimiz gibi bir İtalya vardı sahada. Ama üzücü olan beklemediğimiz bir Türk Milli Takımı vardı. Açıkcası yenilgiden öte kötü futbolumuz yakışmadı. Umarım gelecek maçlarımız için önemli dersler çıkartırız. Bu turnuvaya gelirken, oynadığımız futboldan eser yoktu…
‘’Körfez'in haklı zaferi‘’
Atatürk Olimpiyat Stadı'na, 1. Lig'e son bileti almak için çıkmıştı iki komşu kent. 90 dakikaya baktığımızda Kocaelispor, Sakaryaspor’a karşı futbol olarak da skor olarak da fark attı. Daha 2. dakikada gelen Kocaelispor golünün şokunu atlatamayan bir Sakaryaspor vardı sahada. Oysa ilk 11’lere baktığımızda iki takımda da önemli tecrübeli isimler vardı. Ancak Kocaelispor erken gole rağmen skoru koruma duygusuna kapılmadan kontrollü ve hızlı hücumlarla Sakaryaspor karşısında golü aradı.
Sakarya'ya pahalıya patladı
Nitekim bu anlayış skoru ilk yarıda 3-0’a taşıdı. Böyle bir finalde takımlardan birisinin ilk yarıda böyle bir skora ulaşması büyük avantajdı. Zaten bu avantajın rahatlığıyla Kocaelispor psikolojik anlamda da çok rahatladı. Futbolda orta alanda kaptırılan topların ne kadar pahalıya patladığının göstergesiydi ilk yarı sonucu Sakaryaspor adına... Bu tür maçlarda yenik durumdaki ekipler ikinci yarıya erken bir gol atıp moral üstünlüğü sağlayıp, oyunda dengeyi hesaplayarak başlarlar. Sakaryaspor’da iki oyuncu hamlesiyle o duygularla başlasa da, gördük ki gol pozisyonlarını bulan Kocaelispor’du.
Körfez beklenenden fazlasını yaptı
Sakaryaspor kalecisi Oğuz bu anlarda yaptığı kritik kurtarışlarla farkın artmasını önledi. Azad’ın kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Sakaryaspor için umutlar iyice tükendi. Açıkcası daha dengeli daha çekişmeli bir final bekliyordum. Böyle bir Sakaryaspor hiç beklemiyordum. Kocaelispor’dan beklenen futbol sahaya fazlasıyla yansıdı. Teknik direktör Mustafa Reşit Akçay bir anlamda tecrübesini, oyun aklını fazlasıyla sahaya yansıtmıştı. Kocaelispor maçın başından sonuna kadar güzel futboldan çok, doğru oyunu tercih etti. Hem savunmada hem hücumda iyi çoğaldılar, orta alanı başarılı bir şekilde parsellediler.
Disiplinden asla taviz vermedi
Dün gece Sakaryaspor adına oyunun bütününde iyi bir şeyler söylemek mümkün değildi. Ne gerçek kalitelerini gösterebildiler, ne etkili bir mücadele yaptılar. Dolayısıyla bireysel yetenekler de sahne almayınca kaybetmek kaçınılmazdı... Oysa Kocaelispor başlangıçtan bitişe kadar oyun disiplininden kopmadı, skoru koruma duygusuna kapılmadan güzel bir sezon finali yaptılar... 90 dakikanın sonunda skor ve oyun üstünlüğüyle Kocaelispor haklı bir galibiyet alıp, TFF 1. Lig'e yükseldi. Bravo Mustafa Reşit Akçay ve öğrencilerine böyle zorlu bir sezonu mutlu bitirdikleri için. Kocaelispor camiasını, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum hayırlı olsun diyorum...
‘’Akılda kalmasın sahada görelim!‘’
Şenol Güneş 30 kişilik kadroyu 26’ya indirmek zorunda olduğunu düşünerek 11’de birçok ismi görmek istedi. Azerbaycan karşısında 3’lü savunmayı deneyen Güneş genelde kısa ve çabuk isimlere şans verdi. Azerbaycan’ın sert futbolu nedeniyle başlangıçta savunmayı açmakta zorlandık. Hazırlık maçlarının başlıca hedefi farklı alternatif sistem değişikliklerini ‘Akılda kalmasın sahada görelim’ düşüncesidir. Basın toplantısında Burak Yılmaz’ın da dediği gibi bizim milli takım olarak en büyük handikabımız özel maçlara olan motivasyon sıkıntımız. Dün de kısmen bunu zaman zaman gözlemledik...
Pozisyon açısından kısır ama...
Gol pozisyonu açısından kısır geçen bir maçtı. Ancak rakip Azerbaycan 28’de Mahmudov’la şık bir golle öne geçti. Şenol Güneş bu golün ardından hemen 4’lü savunmaya döndü. 34’te beraberlik golümüz geldi. İlk defa A milli olan Halil Dervişoğlu şans verildiği zaman aynı Galatasaray’da olduğu gibi neler yapabileceğini gösteren bir kafa dokunuşu ile skoru 1-1’e taşıdı. Kaan Ayhan’la soyunma odasına 2-1 önde gittik. İlginç olan iki golün de duran toptan gelmesiydi.
Ayağa oyun önceliği
İkinci yarıda doğal olarak oyuncu değişikleriyle Şenol Güneş her futbolcusunu görmek istedi. Kerem, Efecan’ı kanatlara alırken Enes’i de Dervişoğlu’yla değiştirdi tecrübeli hoca. Oyun mantalitesi olarak ayağa oynayan, pas yapan ve olgun ataklarla gol arayışı içinde olan bir takım görünümü aldık.
‘’Şampiyon Altay‘’
Siyah-Beyazlılar, 1.Lig Play-Off finalinde, Altınordu'yu devirdi, yıllardır süren özleme nokta koydu. İzmir takımlarının karşılaştığı mücadelede, Mustafa Denizli'nin ekibi, son 3 sezonun gol kralı Paixao'nun 89'da attığı golle işi bitirdi, Süper Lig hayalini gerçeğe dönüştürdü.
Play-Off finali Mustafa Denizli’nin ilk 11 sürprizi ile başladı. Tecrübeli teknik adam Paxio gibi 3 yıldır üst üste gol kralı olan bir ismi kulübede tutmuştu... Biz bundan şunu çıkarttık; Önce durdur ikinci yarıda vur demekti. Nitekim ilk yarıya baktığımızda Altınordu rakip sahada daha çok görünen taraftı. Altay ise kontrollü futbolu tercih etti ve kalabalık orta alan ile rakibe alan bırakmamayı denedi. Ahmet İlhan’ın karşı karşıya kaldığı pozisyonda Cihan başarılı bir kurtarışla golü önledi. Altay adına ise Poko’nun ortasında bu defa Altınordu kalecisi Erhan ters top olmasına rağmen dokunmayı başardı...
Kaleciler izin vermedi
Mustafa Denizli ikinci yarıya başlarken ofansif hamlesini yaptı. Paxio ve Play-Off’ların tecrübeli ismi Erhan Çelenk’i oyuna soktu. Bu tür maçlarda kaderi zaman zaman kulübeden gelen isimler belirler. İlerleyen dakikalarda zor oyunu bozmak için taze kuvvete ihtiyaç olur. Bir de teknik adamların kafasında, 'Maç ya uzarsa ya penaltılara kalırsa' düşüncesi de oyun içi hamleleleri açısından belirleyci bir faktördür... Hüseyin Eroğlu, ofansif hamlesini 60’ta Enis Destan’ı sokarak yaptı. Yani dakikalar ilerledikçe beraberliği bozmak için kenar yönetimler kılıçlarını çekti.
Sonradan girenler Süper Lig'i getirdi
Denizli’nin Paxio ve Erhan hamlesi iki net pozisyon getirdi ve Altay’ı havaya soktu... İkinci yarının hakimi Altay'dı. 68'de Paixao'nun vuruşunda top üst direkten çıktı, golün işareti oldu. Denizli’nin öğrencileri oyun olarak da pozisyon olarak da rakibine üstünlük sağladı ve tek yapamadıkları ise gol oldu. Ve o gol de 89'da geldi. Sağdan gelen ortada Erhan Çelenk topu kafayla indirdi, tamamlayan Marco Paixao fileleri sarstı, Altay'ı öne geçirdi. son 3 sezonun gol kralının sayısıyla üstünlüğü ele alan Siyah-Beyazlılar 5 dakika uzatma verilen maçta avantajını koruyup Süper Lig hasretine, kulübün efsane ismi olan teknik direktör Mustafa Denizli yönetiminde son verdi, büyük bir gurur yaşadı.