Arama

Popüler aramalar

‘’Süper Lig panorama‘’

Günlerden PazarAklı başında insanlar biliyor, memleket sorunlarının sağdan, soldan, doğudan, batıdan kaynaklanmadığını. Son yılların en sıcak yazına hazırlanırken, biliyorlar sivrisinek istilasının ancak ve ancak şu mevsimde bataklığın kurutularak önlenebileceğini. Cemaatle imam ilişkisini göz ardı etmeyecek kadar olgun, bilgili insanlar var hâlâ Cumhuriyet’te.Ankara’dan yönetiliyoruz hâlâ çok şükür. Atatürk’ün Başkenti’nden, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden. Çankaya, Genelkurmay, Başbakanlık, bakanlıklar hepsi orada, merkezinde memleketin. Bakanlar orada, vekiller orada. Vekiller ve bakanlar, hem vekiller hem bakanlar; sadece bakanlar orada...En azından üçünü 19 Mayıs tribünlerinde gördüğümüz için pazar günü, biliyoruz orada olduklarını. Depremden yıllar sonra hasarlı binalarda, açık bırakılan inşaat çukurlarında, uyuşturucu tuzaklarında, gerici, bölücü oyunlarda çocukların yitirildiği, geleceğin yitirildiği zamanlarda; Başkenti’ndeyiz memleketin bir pazar günü.. Ve halkın en çok ilgilendiği, bir zamanlar gerçekten eğlendiği bir futbol karşılaşmasındayız, yediden yetmişe merak içinde. Ne de olsa ligimiz, bir maçın birden fazla takımı bağladığı hallerde...Başka zamanlarda, başka şehirlerde olduğu gibi, bakanların gözlerinin önünde, üstelik biri başbakan yardımcısı olmak üzere, aklı başında olmayan insanların çıkardığı olaylar var tribünlerde. Aşina görüntüler bunlar sade vatandaş için. Hatta sade vatandaş değil, güpe gündüz arabasının içinde soyulan vekil için bile. Kapkaç sıradan, gasp sıradan, terörün her türlüsü sıradan...Bir spor karşılaşması memleketin Başkenti’nde, bir pazar günü. Hem saha hem tribünler futbola elverişli değil, ne zamandır olduğu gibi. Stattaki onbinler, televizyonlarının başındaki milyonlar gibi, üç de protokolde bakan var.Hep beraber bakıyoruz. Bakmakla yetinmeyecek insanların var olması umuduyla...Toplu sonuçlar:Sakaryaspor 3 - 3 Kayserispor Sivasspor 3 - 1 Bursaspor Gençlerbirliği 0 - 0 Gaziantepspor Fenerbahçe 3 - 0 Konyaspor Ç. Rizespor 3 - 1 V. Manisaspor K. Erciyesspor 2 - 0 Denizlispor Antalyaspor 1 - 1 Ankaraspor Ankaragücü 0 - 1 Beşiktaş Galatasaray 2 - 1 TrabzonsporSüper Lig puan durumuHaftanın KarmasıKart CezalılarıGol ve Asist KrallığıPAF Ligi

13 Mart 2007, Salı 03:31
YAZININ DEVAMI

‘’Alex yürüyüşü‘’

Ligin en iyi pas yapan takımı, son zamanların en kötü paslaşan takımına karşı bir de savunmada kalabalık oynayınca, dün akşamın tatsız tuzsuz ilk yarısı çıktı ortaya.Konyaspor kendi ceza sahası önünden rakip ceza sahasına kadar, fazlaca enine de olsa tek toplarla yaklaşıp, sonra cümbür cemaat savunmaya dönüyordu. Fenerbahçe ise, kendi ceza sahasından orta sahaya kadar ıkına sıkına çıkıp, ondan sonrasında da ya taca ya rakibe oynuyordu.Da Silva’nın uzak şutu Konyaspor’un en yakın gol girişimi, 21. dakikada 5 saniye içinde kaçırılan üç pozisyon ile düzgün yapılamayan ortalar nedeniyle kazanılan köşe vuruşları ise ev sahibinin cılız gol denemeleriydi.Edu başta olmak üzere, Lugano, Aurelio, Deniz Sarı-Lacivertliler’in en iyileriydi. Alex ise, geçen sezonlardan hatırladığımız gibiydi. Adam eksiltmeye, pozisyon üretmeye çalışan tek memuruydu profesyonel ekibinin. Tuncay başta olmak üzere, Appiah ve Kezman ise, en etkisiz elemanlardı.İkinci yarıda, ikinci golü bulduktan sonra Fenerbahçe, iki takım arasındaki fark da ortaya çıktı. Üzerindeki psikolojik baskıyı geride bırakınca, lider takımın oyuncuları gibi oynamaya başladı Sarı-Lacivertliler. Alex hala yürüyordu. Bildiğimiz bir yürüyüştü ancak bu. Geçen sezonlardan aşina olduğumuz Alex yürüyüşüydü. Taraftarına, “bırak yürüyüşünü, duruşuna kurban olayım” dedirteninden...Üç farktan sonra, nihayet Konyaspor da oyuncu değişiklikleriyle ileriye çıktı.. Ve son yarım saat, tam futbolseverlik oyuna döndü. Sonuçta da, Fenerbahçeli’nin yüzü güldü. Aslında, çoktan kahkayı hak etmişlerdi ya...

11 Mart 2007, Pazar 03:31
YAZININ DEVAMI

‘’Müşteri!‘’

Uzunca bir süre sonra, bir televizyon kanalında canlı yayına konuk oldu Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı. Merak edilen pek çok konu, Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu bir ortamda gündeme alındı. Saran’ın dahil olduğu bölüm hariç, son derece samimi, ilgi çekici ve başarılı bir programdı.Herkesin, içinden dilediğini çekip çevirebileceği cümleler kuruldu, yaklaşık üç buçuk saat boyunca. Ancak, finaldeki 15 saniyelik bölüm en can alıcı olanıydı.Özür diliyordu Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım Sarı-Lacivert’e gönül verenlerden, “Merak etmesinler, bu kötü günleri geride bırakacağız” diye!!!Altyapı, tesisleşme bir kenara; UEFA’dan berabere kalarak elenen futbol takımı kendi liginde 6 puan farkla liderken, basketbol ve voleybol takımları hem bayan hem de erkeklerde şampiyonluk için zirvede mücadele ederken, kürek, boks, atletizm, yüzme, yelken, masa tenisi şubeleri, minik, yıldız, genç, büyük, bayan, erkek takımlarıyla ‘bu gidişle müze bize yetmeyecek galiba’ dedirtecek başarılar elde ederken, özür diliyordu Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı, Fenerbahçeliler’den!!!Birkaç dakika önce, gözleri parlayarak 12 bin kişilik kapalı spor salonunun da kısa zamanda yapılacağından, bütçenin birkaç yüz milyon dolarları bulacağından son derece emin biçimde söz eden adam, sadece Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Takımı 100. yılında kötü futbol oynuyor diye, Volkan dağınık, Appiah isteksiz, Deivid beklentilerin altında, Zico yetersiz diye, neredeyse gözleri dolarak özür diliyordu taraftarından.“Yönetim bu takım senin eserin” dendiği için belki geçen hafta sonu. Kezman, Tuncay iki mutlak golü kaçırmıştı, formsuz Alex’in iki şutu direkten dönüp Sarı-Lacivertliler Kadıköy’de, 52 bin kişilik sıcak statlarında 2 puan daha bırakmıştı ya, ondan dolayıydı belki de!!!Milyonların gözleri ve kulakları önünde vakur, mağrur, kavgacı, Ahmet Çakar’a göre ‘diktatör’, Kazım Kanat’a göre ‘burnu büyük’ Aziz Başkan, Fenerbahçe Spor Kulübü tarihinin en anlamlı sözlerinden birini ediyordu, farkında bile olmadan. Tıpkı, yıllar önce Ayetullah Bey’in “Fenerbahçe benim” diyerek, kulübün Üsküdar’la birleşip yok olmasına izin vermediği toplantıda olduğu gibi.Santra ekibinin profesyonellerinden Gürcan Bilgiç ise, Fenerbahçe taraftarı için yaptığı ‘müşteri’ benzetmesini savunuyordu hâlâ. Peki Sevgili Gürcan, karşındaki o adam da, sence müşteri miydi?

09 Mart 2007, Cuma 03:31
YAZININ DEVAMI

‘’Süper Lig panorama‘’

Zafiyet teorisiGeçen sezonun aynı haftasında 56 puanla liderdi Fenerbahçe. Şimdi 11 puanlık bir zafiyetle 45 puanla lider. Geçen sezon 56 puanla en yakın rakibinin 1 puan önündeydi, şimdi 11 puanlık zafiyete rağmen, tam 6 puan farkla lider.. Ve Türk futbolunun günah keçisi, başarısızlığından dolayı gündemin tepesinde yine, çoğu zaman olduğu gibi...Süper Lig’in başarılı takımı ve birilerine göre en iyisi Kayserispor ise, bu büyük başarısına rağmen, tıpkı geçen sezon olduğu gibi 38 puanda. Diğer zirve takipçisi Gençlerbirliği’nin ise, geçen sezona göre sadece 2 puanı fazla. Gümbür gümbür gelen Trabzonspor, aynı geçen sezonki gibi 33 puanda!..2005-2006’nın 23. haftasında 9 galibiyeti bulunan ve topladığı 33 puanla kendinden övgüyle söz ettiren Ersun Yanal’ın Manisaspor’u ise, diğer sürüneni bu sezonun! Geçen sezondan sadece tek maç az kazandı ve sadece 4 puan az topladı oysa! En büyük sıkıntısı “gol atmayı unutmuş” olması ya; 36-33 = 3 eder ve bu da halledilebilir bir istatistik, tek bir maçla...Göreceli midir, nedir futbol! İzafi midir yani?Mesela; 549 gol atılmıştı geçen sezonun aynı haftası bittiğinde, bu sezon ise, 482. Şimdi bu, savunmaların başarısı mı, forvetlerin kısırlığı mı, orta alanların yaratıcılık zafiyeti mi?Süper Lig puan durumuToplu sonuçlar:Bursaspor 0 - 0 Antalyaspor Kayserispor 1 - 0 Ç. Rizespor Denizlispor 1 - 0 Ankaragücü Beşiktaş 2 - 1 Galatasaray Ankaraspor 1 - 0 Sakaryaspor V. Manisaspor 0 - 3 Gençlerbirliği Gaziantepspor 0 - 1 K. Erciyesspor Konyaspor 1 - 2 Trabzonspor Fenerbahçe 2 - 2 SivassporHaftanın KarmasıKart CezalılarıGol ve Asist KrallığıPAF Ligi

06 Mart 2007, Salı 03:31
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe'nin rakibi kim?‘’

Peşinden gelen Beşiktaş mı, Kartal’la arasında “fark 1 puan” olan Galatasaray mı, Kayserispor mu, Gençlerbirliği mi, yoksa Trabzonspor mu, Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışındaki rakibi?Yoksa, 100. yılda zorla forma giydirilen, İngiltere sevdalısı Appiah mı?Tümer mi? Üç hafta “işte gerçek yıldız” havasını yaratıp, sonraki bilmem kaç hafta kabuğuna çekilen?Savunmadaki acemi hamlelerini kabullenip, ne zaman tecrübe sahibi olacağını merak etmekten bıkmadığımız A Milli Can mı?Topu arkasında unutmayı âdet haline getirmiş, gol kaçırma uzmanı, patlamayan bomba Kezman mı?Yedek kulübesini bile yadırgamayan, muhtemelen ilk 18’e girememesini bile umursamayan, uslu adam, sakin insan Deivid mi?Alex mi yoksa? Yaptıkları yapabileceklerinin kanıtı sayılabileceği halde, saygıyı bile gözardı ettirecek kadar yaptıklarını unutturan?Uğursuzluk mu, büyü mü yoksa, trilyonlarca TL, milyonlarca YTL değerindeki takımın engeli?Hakemler mi, “eyyamcı”, “emir eri” olarak sürekli itham edilen? ‘Takdir hakkı’ denilen nemenem şeyi hep rakipler lehine kullandıkları iddia edilen?Ulusoy mu yoksa yine? Doğru ya, o hâlâ görevde...Bilmem kaç parçaya bölünmüş, 6 puan farkla lider durumda olan takımına ‘hep destek, tam destek’ sloganının aslında bir palavra olduğunu hatırlatıp duran Fenerbahçeliler mi?Onca uğraşa, özveriye rağmen yüzü bir türlü gülmek bilmeyen, Aziz Yıldırım bahtsızlığı mı yoksa?Kim ya da ne, futbol engelli Fenerbahçe’nin rakibi?Zico mu yoksa? Brezilya’nın en başarısız dönemleriydi onun yıldızlaştığı yıllar. Ancak, Zico ne iyi futbolcuydu! Latin Amerika’da doğdu, Japonya üzerinden geldi. Sabiha Gökçen’den mi, Yeşilköy’den mi gidecek bakalım...

05 Mart 2007, Pazartesi 03:31
YAZININ DEVAMI

‘’Ağlama Nilay‘’

Elinden gelenin en iyisini yapma arzusu, cesaret, onur ve saygı duyulacak mücadele... Hepsi vardı sen ve diğer arkadaşlarında, Final Four fırsatını kaybederken bile. “Helal olsun” dedirten, asırlık kulübe yakışan sporculardınız her zaman olduğu gibi. Ancak ‘gurur’la anılabilirsiniz. Hangi oyunun sonucu gururdan daha önemli ki?Emin ol; bir damla gözyaşın bile nice galibiyetlerden değerli...Hala bir önceki akşamla ilgili satırlar yazıyorsa bu adam, bir başka kulvarda 24 yıllık hasreti dindirmek için sahadayken Deivid, Kemal, Appiah, Serkan; bir garabet var demektir bu işte.. Ya bu satırları yazandadır sorun ve derhal çözülmelidir birileri tarafından ya da bunları yazdıranlardadır keramet.Sonuçta çözülmesi gerekir düğüm; sorun yaratıyorsa...Öyle ya; vatandaş Gençlerbirliği Fenerbahçe futbol maçı için okuma gereği duymuşken bu yazıyı, çok saçma gelebilir, bir önceki akşama üstelik basketbolla geri dönmek...Serdar’ı, Lugano’yu, Aurelio’yu, Mehmet’i yazmak gerek Fenerbahçe kanadından, üstelik karşılarında bir rakip yokmuş gibi davranarak belki. Yokmuş gibi Mesut Bakkal, yokmuş gibi Mehmet Çakır, yokmuş gibi İsaac, yokmuş gibi Gençlerbirliği. Zico’nun oyuncu tercihleri, dizilişi, taktik anlayışı kesinlikle es geçilmemeli.. Ve hakemler özellikle irdelenmeli. Bak şimdi! “Hakemler” deyince aklıma yine bir önceki akşamın art niyetlileri geldi...Neyse, asıl konumuz futbol ve 24 yıllık bir özlemin peşinde koşanların Ankara rövanşı. En ilginç ya da sıradan yanı bu çeyrek finalin, takımının vazgeçilmez silahı Alex’in yine sahada olmaması. Uzunca bir süredir olduğu gibi...

02 Mart 2007, Cuma 03:31
YAZININ DEVAMI

‘’Yardımlaşma‘’

Hmmm! Vallahi tebrikler. Neler de biliyor, ne güzel kelamlar ediyor efendiler...Acaba, her türlü olumsuzluğa rağmen geçen sezon boyunca takımının arkasında duran Fenerbahçe taraftarını koyarlar mı bu kategoriye? Aynı sezon boyunca yaşanan gel-gitlerden yılmayan, Fenerium’dan çıkmayan, kombine, taraftar kart masraftan kaçınmayan Fenerbahçeliler, ‘taraftarın iyisi’ olarak işaret edilebilir mi? Sezon sonundaki büyük şoku, yıkılmadan birkaç saat içinde atlatıp, evlerinin camlarından bayrakları sarkıtanlara, ‘taraftarın en iyisi’ denilebilir mi? Tüm bu ağırlıkların üzerine dikilen “istifa” tüyünü de sırtlamaları, kombineyi 30 binin, taraftar kartı 80 binin üzerine çıkartmaları, Erciyes sinyalinden sonra takımlarını bağırlarına basmaları, ‘kötü günde yanında olmak’ olarak değerlendirilebilir mi? Ya 2-2’lik AZ enayiliğinden sonra bile Antalya’yı doldurmaları, hangi duruşun neticesi?..Peki, profesyonelin iyisi görevini en iyi şekilde yapmak zorunda değil mi? Yani, Zico, kardeşi Eduardo, Santana, Volkan, Appiah, Alex, Deivid, Kezman, Tümer, Kemal ve diğerleri.. Ve bildiğiniz üzere, aynı bünye içindeki farklı departmanların birbirlerinden yardım istemesi profesyonellik gereği. Yani, Zico bayan voleybol takımı antrenörü Adnan Kıstak’tan, kardeşi Eduardo bayan basketbol takımı antrenörü Zafer Kalaycıoğlu’ndan, Santana atletizm takımı antrenörlerinden Nihal Yaman’dan yardım isteyebilmeli.Volkan’a, topu çıkaramasa da en azından hamle yapmasını öğretmek için bayan voleybol takımı liberosu Nicole Devis, Deivid’e genç bayan atlet Yağmur yardım edebilmeli. Edu ya da Kezman zıplamayı voleybolcu Tülin’den öğrenebilmeli. Appiah’a basketbolcu Aylin’in karakteri, Ümit’e yüzücü Gizem’in sessizliği, Serkan’a yelkenci Dicle’nin dengesi, Deniz’e masa tenisçi Nevin’in tekniği, Önder’e boksör Gülsüm’ün cesareti, Tümer’e kürekçi Gizem’in kuvveti örnek gösterilmeli.En kolayı Kemal’in işi. Ona şezlong yeterli!Yok, Alex’i unutmadım. Azim, kondisyon, kuvvet, cesaret, karakter... Atletizmden yelkene, hergün başka bir amatör şubeyi ziyaret etmeli.

28 Şubat 2007, Çarşamba 03:31
YAZININ DEVAMI

‘’Süper Lig panorama‘’

Çok yazık oldu!Yazık oldu Galatasaray’a. Cuma akşamı son ana kadar kovaladığı üç puana ulaşmış olsa, ‘Polat kerrat cetveli’ne göre, şimdi sadece 1 puan kalmış olacaktı liderle arasında.Yazık oldu Bakili Beşiktaş’a. İlk yarısını iki farklı önde bitirdiği karşılaşmadan galip ayrılsa, yetişmiş olacaktı bu hafta karşılaşacağı Galatasaray’a ve liderle arasında sadece 6 puan fark kalacaktı.Yazıkların büyüğü Fenerbahçe’ye 100. yılında. Takipçilerinin puan kaybettiği haftada, gol atma engelli Antalyaspor’u normal şartlar gereği yenmiş olsa, cefakar taraftarının ağzı kulaklarına varacaktı.Yazık oldu Kayserispor’a. İki kez geriden gelip yakaladığı, 10 kişi kalan rakibini yenebilse, şimdi zirveye ortak olacaktı. Hadi bırakalım zirvenin en tepesini, Şampiyonlar Ligi için önemli bir avantaj yakalayacaktı.. Ve yazık oldu Gençlerbirliği’ne. İki kez öne geçtiği bu maçı elinde tutsa, şimdi Beşiktaş’la puan puana olacak ve ilk iki yarışına o da katılacaktı.Yazık oldu, bu haftanın en iyilerinden Konyaspor’a. Ligin ikinci devresinin ilk haftasında Sakarya’da 2 puan bırakmasa, hesapların içinde o da yer alacaktı.Yazık oldu Bursaspor’a. İkinci devrenin ilk üç haftası 7 puan kaybetmemiş olsa, Timsahlar şimdi lidere en yakın takım olacaktı.Çok yazık oldu, iki hafta üst üste kendi sahasında oynamasına rağmen, tek puan kazanamayan Sivasspor’a. O iki maçı kazanmış olsa, 37 puanla cetvelin 3. basamağında bir başka duracaktı. Gerçekten de çok yazık oldu Yiğidolar’a. Önceki hafta Antalyaspor maçında durum 0-0 iken penaltıları verilse, bu hafta Konyaspor karşısında 1-0 önde iken net bir pozisyonları hatalı ofsayt kararı ile kesilmese ve yine bariz penaltıları verilse, Kırmızı-Beyazlılar belki şampiyonluk şarkıları söylemeye başlayacaktı.Yazık oldu halama. Sakalı olsa amcam olacaktı!Yazık oldu amcama. Sakalı olmasa, halam olacaktı!Toplu sonuçlarGalatasaray 1 - 1 Denizlispor K. Erciyesspor 1 - 0 V. Manisaspor Ankaragücü 2 - 1 Gaziantepspor Trabzonspor 3 - 2 Beşiktaş Sivasspor 1 - 3 Konyaspor Ç. Rizespor 1 - 1 Ankaraspor Sakaryaspor 1 - 3 Bursaspor Gençlerbirliği 2 - 2 Kayserispor Antalyaspor 1 - 0 FenerbahçeSüper Lig puan durumuHaftanın KarmasıKart CezalılarıGol ve Asist KrallığıPAF Ligi23. Haftanın programı2 Mart Cuma: 20.00 Bursaspor-Antalyaspor, 3 Mart Cumartesi: 14.00 Kayserispor-Ç.Rizespor, 14.00 Denizlispor-Ankaragücü, 19.00 Beşiktaş-Galatasaray, 4 Mart Pazar: 14.00 V.Manisaspor-Gençlerbirliği, 14.00 Ankaraspor-Sakaryaspor, 14.00 Gaziantepspor-K.Erciyesspor, 15.00 Konyaspor-Trabzonspor, 19.00 Fenerbahçe-Sivasspor

27 Şubat 2007, Salı 03:32
YAZININ DEVAMI