‘’Büyük buhran‘’
Kadıköy’de Alanyaspor’a karşı maçın genelinde topun hakimiyeti Fenerbahçe’deydi. Baskıyı kurdular, tempoyu hep elde tuttular, oyunu Alanyaspor’un ceza sahasına yıktılar, kendi rekorlarını kırarak 46 kez rakip ceza sahasında topla oynadılar, 20 kez gol girişiminde bulundular. Ne var ki, bitiricilik kısmında yetersiz kaldılar.
Kırılma anı
Serdar Alanyaspor ceza sahasına yerleşmiş ve kısa mesafede Fenerbahçe’yi savunmaya çalışırken arkada çok nadir boşluk bıraktı. Pelkas ve Rossi kısa mesafede patlayıcı kuvvet koşuları ve çabukluklarıyla pozisyon ararken, en müsait olanını Serdar Dursun buldu. Serdar’ın 3 metreden boş kaleye vurmak yerine topu tribünlere göndermesi maçın kırılma anıydı. İlginçtir; Alanyaspor 75’e kadar Fenerbahçe kalesine tek bir şut çekemezken kaleye gelen ilk şutun gol olması kaderin cilvesi olsa gerek. Bülent Korkmaz tüm maç bir ya da iki kez yakalayacağı pozisyonu kovalarken Efecan o kadar ustaca savunma arkasına koşu gösterdi ki, Juanfran’ın akıl dolu pası ayaklarına geldiğinde artık Fenerbahçe savunması için çok geçti. Efecan, geçen hafta Kayserispor’a karşı 1 gol 2 asistlik performansına dün gece de nefis bir asist daha eklerken, Emre Akbaba bu sezon ilk kez golle buluştu.
Hocadan beklentiler
Alanyaspor golü bulunca tribünlerin baskısı Serdar’ın omuzlarına binmeye başladı. 80’de Serdar kafayla topu ağlara göndererek yükün altında tek başına kalmaktan kurtulmuş görünse de Alanyaspor’un bitime dakikalar kala Efkan ile attığı gol tüm Fenerbahçeli futbolcuları çığın altında bıraktı. Elbette kimse Pereira’dan Avrupa Ligi’ni kazanmasını beklemiyor. Ama en azından Olympiakos’tan Kadıköy’de 3 yememesini, Antwerp’i Alanyaspor’u yenmesini, Mesut’u bir sorun değil yıldız olarak takımın parçası yapmasını bekliyor.
‘’Rakibin tarzı Fenerbahçe'ye ters!‘’
Fenerbahçe'nin hocası Vitor Pereira, bugün en sevmeyeceği tarzdaki rakiple karşı karşıya gelecek. Topla oynamayı çok seven Çağdaş Atan’dan topa az dokunup hızlı kaleye gitmeye odaklanan Bülent Korkmaz’a geçen Alanyaspor, 6 haftada hiç kaybetmedi. Yüksek tempolu oyunlara cevap verebiliyor, topa sahip olmaları gerektiğinde bocalamıyorlar. Vitor Pereira’nın son 3 lig ve Avrupa Ligi maçlarındaki oyun tercihlerine bakınca topsuz oyuna daha çok odaklandığını görebiliriz.
Endişe taşımıyorlar
Sarı-Lacivertliler için Hatay deplasmanındaki topa az sahip olunan ama tempoyu belirleyen dominant oyun modeli sonraki maçların hiçbirinde o şiddette kullanılamadı. Bu sürede Olympiakos ve Trabzon yenilgileriyle Antwerp beraberliği yaşandı. Bugünkü rakip Alanya da tıpkı Vitor Pereira’nın Hatay maçı planında olduğu gibi topa az dokunuyor görünse de oyunun inisiyatifini asla rakibe bırakmıyor. Büyük takımlara deplasmana gittiklerinde endişe taşımıyor tam tersi rakibi huzursuz eden bir oyun tarzına sahipler.
Abartmış da olmayız
Pereira’nın en sevmeyeceği tarzdaki dersek de abartmış olmayız. Fenerbahçe’nin artık kendi imza oyununu seçmesi ve o yolda ilerlemesi gerekiyor. Pereira’nın oyununu sadece yüksek tempo ile izah etmek yetmez. Tempo oyununa yetenek ve topa nitelikli sahip olunan sürelerin artırılması da eklenmeli. Kim Min Jae’nın yokluğunda merkeze Szalai, sağ stopere Tisserand, sola da Novak’ın geçmesi beklenebilir. Samuel cezalı olduğundan sağ kenarda Nazım’a forma şansı doğacaktır. Ama tabii ön alanda Mesut mu, Pelkas mı, Rossi mi sorusu en can alıcı soru...
‘’Uçmuyor, akıllı oynuyor‘’
Galatasaray Avrupa Ligi’nde hayli zor bir grupta 3. maçlar sonunda 7 puana ulaştı. Muhtemelen son Lokomotiv galibiyeti Terim ve öğrencilerini gruptan lider çıkarmaya yardımcı olabilir. Bunun için evdeki Moskova maçının kazanılması işleri kolaylaştıracak. Gelelim Beşiktaş derbisi öncesi futbol kalitesi ve Terim’in kadroyu kullanma şekline. Galatasaray sezon öncesi yeni başkanıyla transfer politikası ve kadro yapılanmasında ‘ray’ değiştirdi. Görüyoruz ki, Muslera’nın önünde oynayan 10 futbolcunun yaş ortalaması 24’lere kadar indi. Galatasaray sahada dinamizm ile fark yaratmaya çalışıyor. Devre arasında güçlü bir 6 numara ve kazanılmış oyun pratiğiyle her şey çok daha iyi hale gelebilir.
Toparlanma süreci
Galatasaray’ın Kasımpaşa beraberliğiyle başlayıp içeride kazanılan Göztepe maçına kadar süren 4 maçlık bir tıkanma süreci oldu. Avrupa Ligi’nde maç kaybetmeyen ve ligde 3 haftadır kazanan Terim’in, futbol olarak takımı şahlandırdığı söylenemese de doğru oyun Galatasaray’a maç kazandırıyor. Futbolda her zaman estetik kazanmaz, bazen tabelaya oynamak hayat kurtarır. Terim de bunu uyguluyor ve takımını girdiği 4 maçlık girdaptan çıkarmayı başardı. Avrupa Ligi’nde Marcao ile oynamanın getirileri oyun kurulumunda kendini gösteriyor. Beşiktaş derbisinden itibaren Brezilyalı stoperin oynayabilecek oluşu Galatasaray’ın savunma kusurlarının önemli bir bölümünü düzeltebilir.
Sporting taktiği!
Galatasaray’ın son Konya ve Moskova maçlarında topun hakimiyetini yitirmiş olması kalesine baskı olarak dönmüş olsa da Muslera ve arkadaşları gol yemeden sahadan ayrılmayı başardı. Ama bu durum Galatasaray’ın kusursuz savunma performansıyla değil rakibin son vuruş kabiliyetiyle açıklanırsa daha doğru olur. Beşiktaş, Konyaspor ve Moskova’dan çok daha yetenekli, topa yatkın bir takım. Maçın Dolmabahçe’de oynanacağı da düşünüldüğünde Beşiktaş’ın topa sahip olduğu Galatasaray’ın, Lokomotiv Moskova maçının son 20 dakikasında olduğu gibi geçiş oyunu üzerine plan yapacağı bir derbi beklentisi oluşuyor. Sanırım Terim, Beşiktaş-Sporting maçını daha dikkatli gözlerle analiz etmeli ve önde oynayan stoperlerin geri koşulardaki zaaflarını çalışmalı.
‘’Toptan uzak kalınca‘’
Fenerbahçe Avrupa Ligi’nde Antwerp’e karşı, belki de sezonu kaçıracağı, bir puan kaybı yaşadı. Kadıköy’de iki maçta 1 puan almak, grupta ilk ikiye girme şansını zora sokabilir. Maçın başlangıç temposu Pereira standartlarının çok altındaydı. Savunmanın yerleşmesi zaman aldığından, Fenerbahçe arkada Samatta ve Fischer’a dengesiz yakalandı. Henüz 2. dakikada Samatta’dan golü yedi. Mesut ve Berisha toptan çok uzak kalınca, sahanın en etkisiz iki ismi oldular. Fenerbahçe önde top tutmakta zorlandı ve basit top kayıplarıyla geri koşmak zorunda kaldı. Valencia’nın iştahı ve arayışları sayesinde skoru 2-1’e çevirebildiler. Ne var ki, ülke futbolunun onarılamaz kusuru duran top savunmasına bir katkı da! Fenerbahçe yaptı. Duran top savunmasında Antwerpliler’in bile şaşıracağı kadar kötü bir alan paylaşımı ikinci gole mal oldu. 67 sonrası Nazım sağa, Samuel sola, Valencia en uca geçse de hücum etkinliği bireysel çabalarla kalıcı olamadı. Pereira takımın yarısını 67’de değiştirip, bir de toptan vazgeçince işler dün gece yolunda gitmedi. Fenerbahçe’nin özellikle Kadıköy’de toptan bu kadar uzak kalmaması gerek.
Gecenin sorusu
Mesut 67’de oyundan alınırken, Berisha ile birlikte takımının en az topla buluşanı olmasına mı, yoksa Pereira’ya mı kızıyordu?
Maçın starı
Valencia kariyerinin en özel sezonlarından birini Fenerbahçe’de yaşıyor. Penaltı kaçırmasına rağmen Antwerp’e 2 gol attı, gecenin yıldızı oldu.
Maçın olayı
İlk yarıda Mesut Özil’in 14 kez topla buluşması ve sahada topa en az dokunan Fenerbahçeli olması.
Kısa mesaj
Pereira 2-2’den sonra aynı anda 4 oyuncuyu değiştirerek hem tempoyu hem topu rakibe teslim etti. Kadıköy planını gözden geçirmeli ve topa hükmetmeyi düşünmeli.
‘’Oyun Palut'un, tabela Terim'in‘’
Galatasaray’ın ilk yarıda Halil’i Mohamed’le kullandığı düzen, merkezde Berkan’ın eksikliğini hissettirmedi. Mohamed, Rize deplasmanından yükselerek gittiği Mısır Milli Takımı’yla iyi bir Libya maçı oynayıp döndüğünden hayli moralli ve formdaydı. Golü çok erken atarak Galatasaray’a rahat nefes aldırdı. Fakat Terim’in golden sonraki planı işlemedi. Taylan orta sahada doğru pas tercihleriyle Morutan ve Cicaldau’yu oyunun içinde tutarken erken bir sarı kart ile riskini yükseltince devrede oyundan çıkarıldı. Fakat yerine giren Assuncao o kadar acemi göründü ki, top kayıpları, yanlış pas tercihleri ve gereksiz taça vurulan toplarla Galatasaray’ın ekstra baskı altında kalmasına sebep oldu.
Santrfor acemiliği
İlhan Palut, ilk kez forma verdiği Oğulcan’dan merkezde beklediğinden bile daha iyi performans almasına rağmen Rahmanoviç’in santrfor acemilikleriyle pozisyonları harcadı. İkinci yarı oyunun tüm momentumu Konyaspor’dayken Fatih Terim 60. dakikada 4 oyuncu değişikliği hakkını kullandı. Fakat oyunda değişen bir durum olmadı. İlhan hoca özellikle Serdar’ın bire birlerinden memnun olduğundan 74’e kadar bekledi, Michalak’ı oyuna aldıkdan sonra da Serdar Gürler’i sol kanada çekerek etkinliğini sürdürdü. Bir ara topa yüzde 70’lerin üzerinde sahip olan Konyaspor, Rahmanoviç’in bitiremediği pozisyonlardan dolayı etkinliğini tabelaya yansıtamadı.
İyi etüt edilmeli
Galatasaray erken bulduğu golle maçı kazanmayı başarsa da Fatih Terim’in Konyaspor maçını iyi etüt etmesi gerekiyor. Bu kadar baskı yiyip, ceza sahasında oynanan bir maçta gol yemediyse rakibin santrforunun şanssızlığına dua etmeli. Ya da kendi şansına. Sanırım Berkan’ın ve iyi bir 6 numaranın eksikliğinin nelere mal olduğu görülmüştür
‘’Artık her şey Norveç'e bağlı‘’
Norveç beraberliği gruptan ikinci çıkma umutlarımızı azalttı. Fikstüre bakıldığında Letonya ve Karadağ ile deplasmanda oynayacağız, içeride Cebelitarık ile karşılaşacağız. Norveç ise Letonya ve Karadağ ile evinde, Hollanda ile deplasmanda karşılaşacak. Biz 12 puandayız, 3 maçta 9 yaparsak maksimum 21’e ulaşırız. Norveç’in 21’e ulaşması için 7 alması yetiyor. Fakat bu bir FIFA organizasyonu ve ikili değil genel averaja bakılıyor. Norveç bizden 4 averaj önde, bu da demek oluyor ki, 21’e ulaşmaları halinde sadece 9 puan yetmez averajımızı düzeltmemiz gerekiyor. Açıkçası işimiz kolay değil. İçeride yenemediğimiz Letonya ve Karadağ’ı deplasmanda devirmemiz elbette kolay olmayacak. Norveç’in sonHollanda maçına çıkmadan oynayacağı Letonya ya da Karadağ maçlarından birinde takılması için dua edeceğiz.
‘’Kuntz'un inadını yenemedik‘’
Dünya Kupası'na katılım için en gerçekçi hedefimiz grubu ikinci bitirip Play-Off’u zorlamaktı. Ne var ki, Norveç’e karşı öne geçmemize rağmen oyunu tutamayıp maçı 1 puanla bitirmek bizi büyük ihtimalle üçüncülüğe yapıştıracak gibi görünüyor. Norveç savunmasına karşı çok erken başlayan yüksek şiddetli baskı Kuntz’un en önemli silahı oldu. Norveç'in hocası hafta başında 'her 100 kornerde 1 gol atıyoruz. Bunu geliştirmeliyiz' diye teknik ekibine takviye yaparken, bize karşı üçüncü kornerde golü buldu. Ozan Tufan Milli Takım'da banko oynar diye bir kural yoksa Berkan Kutlu çok daha formda ve formayı o hak ediyordu. Kuntz’un kariyerden önce son 3 aylık performansa bakması gerekirdi. Milli Takım'da en formda futbolcular oynamalı.
'Oyun Halil'i çağırdı'
Hakan Çalhanoğlu ilk yarıda Berat’ın solunda oynadı maalesef Caner ve Kerem'in olduğu kanat Hakan'ın da katılımıyla büyük açıklar verdi. İkinci yarıda 3'lü orta sahanın sağına geçti. Milli Takım’ın oyununda gözle görülür bir değişim olmadı. Hakan, Milli Takım'da Terim, Lucescu ve Güneş ile çalıştı. Fakat hiç biriyle kendi kulüp kariyerindeki kadar başarılı olamadı. İnter'in 3-5-2'sinde ağırlıklı olarak Barella'nın solunda oynayan Hakan'ı 3'lü merkezin solunda başlatan Kuntz oyuncudan beklediğini alamayınca ikinci yarı sağa kaydırdı. Ama değişen bir durum olmadı. Maçın son bölümünde oyun resmen Halil Dervişoğlu'nu çağırsa da Kuntz ısrarla Kenan Karaman'ı oyuna attı ve 1 puana razı oldu.
‘’Bir ihtimal daha yok‘’
A Milli Futbol Takımımız’da Stefan Kuntz ile yeni bir döneme giriyoruz. Alman hocanın önünde 4 kritik maç var ve Norveç’i yenerek başlamanın dışında bir ihtimalimiz yok gibi görünüyor. Şenol Güneş ile oynadığımız son maçta Hollanda'dan 6 yediğimiz için genel averajımızdan 5 gol kaybettiğimizden gerçekçi bir yaklaşımla grubu ikinci bitirip Play-Off oynamaya hak kazanma ihtimalimiz var. Elbette matematiksel olarak liderlik söz konusu fakat bunun için hem Hollanda'nın hem Norveç’in mucizevi şekilde maç kaybetmeleri gerekecek.
En büyük sınav Hakan olacak
Kuntz’un aday kadroya çağırdığı isimlere bakarak Şenol Güneş’ten farkını anlamak kolay değil. Bunun için maç performansını görmemiz gerekiyor. Güneş, ağırlıklı olarak 4-1-4-1 oynatıyordu, Kuntz’un Alman U21’deki son 5 yıllık tercihi genelde 4-3-3 üzerineydi. Norveç sakatlıklarla boğuştuğu kötü bir dönem geçiriyor. Haaland, Joshua King, Svensson ve Ajer sakat, Berge de Kovid-19 karantinasında olduğundan teknik direktör Solbakken, Norveç Ligi gol kralı Omoijuanfo’yu davet etti. Rakibin bu dezavantajına karşılık Kuntz’un elinde daha formda bir kadro olacak. Çağlar kırmızı kart cezalısı olduğundan Merih ve Kaan tandemi garanti bir tercih olur. Savunmanın önünde, Abdullah Avcı’nın istediği pas kalitesi düzeyine her maç daha da yaklaşan Berat’ın oynaması Kuntz’un mantalitesini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Kuntz en büyük sınavını ise Hakan Çalhanoğlu’nda verecek gibi görünüyor. Hakan’ı kulüp performansına çıkaran bir Milli Takım hocamız olmadı. İnter'de bu sezon 3- 5-2’nin merkezinde Barella ile oyunu daha geriden okuma ve kurma fırsatı bulan Hakan için Kuntz’un vereceği karar hem Norveç’e karşı hem de önümüzdeki dönemde Milli Takımımız’ın geleceğine ışık tutacak. Umarım Hakan’ı kanatta oynatma fantezisine yeltenmez.