‘’İhtimaller bir bir gerçekleşiyor‘’
Dünya Kupası Elemeleri'nde grubu ikinci bitirebilmek adına rüya gibi bir gece yaşadık. Bu rüyanın yegane sebebi Cebelitarık’ı 6-0 yenmiş olmamız değil elbette. Norveç’in de Letonya deplasmanında berabere kalması. Cebelitarık’a karşı Barış Alper, Halil ve Kerem’in birlikte oynama pratiklerinden faydalanmayı düşünen Kuntz çok erken gelen golle cesaretlendi. Üstüne bir de rakibin sol beki Mascarenha 22. dakikada biraz ağır bir kararla oyundan atılınca maç iyiden iyiye tek taraflı bir boks maçına döndü. İlk yarıyı 3-0 bitirdikten sonra iki bekini birden değiştiren Kuntz, Rıdvan ve Mert Müldür’den beklediğini fazlasıyla aldı. Rıdvan Yılmaz iki nefis asistle gecenin dikkat çeken isimlerinden biri oldu. Barış Alper Yılmaz ilk A Milli maçında fazla heyecanlı göründü, aslında sakin kaldığında neler yapabileceğini biliyoruz. Elbette 36 yaşındaki Burak Yılmaz’ın ilk yarıda attığımız tüm gollerin asistlerini yapmış olmasını atlamamalıyız.
Hakan neden etkisiz!
Gelelim Hakan Çalhanoğlu’na. ‘Hakan neden milli maçlarda bu kadar etkisiz’ sorusunu sanırım 30. kez sorduk kendimize. Hakan’ın da bu soruyu kendine sorma vakti geldi sanki. Biz dün gece 6 farkla kazanıp, Norveç Letonya ile berabere kalınca puanımız eşitlendi üstelik averajımız 10’a yükseldi. Son maçta salı günü biz Karadağ’ı yenersek, Norveç’in Hollanda’da puan kaybı halinde grubu ikinci bitiririz. Yine ihtimaller bir bir gerçekleşiyor, yine işimizi son anda hallediyoruz.
‘’Pereira iyi düşünmeli‘’
Kimse Pereira’yı 3-4-3 oynatıyor diye eleştirmiyor, maçların karar anlarında taktiksel esneklik göstermediği için teknik direktörlük becerisi hakkında konuşuyor. Portekizli hoca, Antwerp maçını ilk yarıda kazandıran sistemiyle yine İrfancan Berisha’yı önde bırakıp, Nazım’ın sağda Ferdi’nin solda oynadığı bir 3-5-2 ile sahadaydı. Ne var ki, ilk yarım saat dolduğunda rakip kaleye atılmış tek bir şut, yaratılan tek bir tehlike daha doğrusu dişe dokunur tek bir istatistik yoktu.
24 dakika uzak kalabildi
Duran top organizasyonunda Kayserisporlu futbolcunun eliyle topa müdahalesi sonucu kazanılan penaltı vuruşunu İrfan Can direğe nişanlayınca Fenerbahçe bu sezon 3. penaltısını kaçırmış oldu. Ama ilginç olan kariyerindeki son penaltısını 2016’da atıp kaçırmış İrfan Can’ın topun başına geçmiş olmasıydı. Sezon başından beri 3’lü savunmadan ödün vermeyen Pereira, Kayserispor maçının ikinci yarısına başlarken ilk kez 4’lüyü deneyerek 4-4-2’ye döndü. Bugüne kadar hiç vazgeçmediği sisteminden sadece 24 dakika uzak kalabilen Pereira’nın idmanlarda stoperleriyle hamle stratejisini daha fazla çalışması gerek. Mesut girdikten sonra Kayseri ceza yayı civarında etkinliğini artıran Fenerbahçe, Zajc ve Mesut'la tabelayı eşitledi. Milli Takım arasında Pereira’nın, ilk 8 haftada lider olan Fenerbahçe’nin neden son 4 haftada sadece 1 puan aldığıyla ilgili analizler yapması ve tatmin edici cevaplar vermesi gerekiyor.
‘’Oyunu ezberletmeli‘’
Vitor Pereira’nın bu sezon asla vazgeçmediği Gustavo’lu 3-4-3’ten Brezilyalı'nın sakatlığı sebebiyle Sosa’nın yönettiği 3-5-2’ye meyletmesi bile Antwerp deplasmanında heyecan verici bir 45 dakika izlememize yardımcı oldu. İrfan Can’ın Berisha’nın yanında santrfor partneri olarak hücum katkısı, Mert Hakan’ın orta sahada sağ iç, Meyer’in sol iç performanslarıyla birleşince ortaya tempolu bir oyun, aksiyonu bol hücum setleri ve 45 dakika bile olsa altı dolu bir futbol çıktı.
Asıl merak edilen...
Kayserispor karşısında Samuel hariç tüm kadroyu kullanabilecek durumda olan Pereira’nın İrfan Can ve Mert Hakan’ın rollerini devam ettirip ettirmeyeceği merak konusu. Fenerbahçe taraftarının asıl merak ettiği soru şu; Gustavo döndüğünde oyunu Sosa yönetebilecek mi? Fenerbahçe ilk 10 içerisinde 15 golle en az gol atan iki takımdan biri. Bunu aşmak için Pereira’nın her maça ayrı bir forvet hattı yerine kadro istikrarına önem vermesi işe yarayabilir.
Kolay gol yeme sorunu
Kayserispor Hikmet Karaman ile sezonun ikinci haftasındaki buluşmanın ardından iyi bir reaksiyon göstermesine rağmen son 4 maçın 3’ünü kaybetti. Geçen hafta Karagümrük’ü yenerek kötü gidişi kestiler. Ne var ki, Kayserispor savunması kolay gol yeme sorunu yaşıyor. Fenerbahçe için Kadıköy’de ilk golü bulmak -hatta erken bulmak- maçın senaryosunu beklenenden kolay ilerletebilir.
‘’Forvetler can yakabilir‘’
Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi performansı, camia açısından umut kırıcı görülebilir. Ne var ki Beşiktaş bu sezon kaybettiği her Avrupa haftasının ardından ligde oynadığı maçları Galatasaray derbisi de dahil kazandı. Yani Avrupa’da kötü gidiyor, morali bozuk gibi argümanlar Sergen Yalçın ve futbolcuları için geçerli sayılamaz. Trabzonspor ile oyun yapıları benziyor olsa da rakip sahaya yerleşip set oyunundan gol çıkarma konusunda Beşiktaş hâlâ ligin en iyisi. Batshuayi’nin yokluğunda Sporting karşısında Larin ve Kenan Karaman’ın top kayıpları neticesinde Beşiktaş’ın atak süreleri kısalmış ve ekstra geri koşularla tüm kadro yıpranmıştı.
Ghezzal’ın yükselişi...
Trabzonspor da tıpkı Sporting gibi kontra geçişlerde topu hızlı koşturan bir takım. Forvetlerin top kayıpları can yakabilir. Zira ortanın bol yapılacağı set hücumlarında kazanılan ikinci toplar Trabzonspor’un en güçlü olduğu detay. Ligin henüz 11. haftası geride kalmışken Beşiktaş’ın oynadığı son 3 deplasman maçını kaybetmesi, üzerine düşünülmesi gereken bir konu. Elbette bunu Sergen Yalçın herkesten fazla düşünmeli. Zira geçen sezon Beşiktaş daha düşük kalibreli bir kadroyla her şartta kazanabiliyordu. Sergen hocanın Ghezzal ile iki bekini yükselterek işe başlaması gerekiyor.
‘’Oyunun hakkını veremediler‘’
Galatasaray, maça oldukça sert başlayan ve fazlaca kartlık faul yapan Lokomotiv’e karşı ilk yarıyı hem oyunda hem tabelada üstün kapattı. Berkan’ı tıpkı Gaziantep maçında olduğu gibi ön liberoda kullanan Fatih Terim oyuncusundan yine iyi performans aldı. Berkan’ın kazandığı topları doğru kullanması ve sahada Nelson’dan sonra en çok topla buluşan oyuncu olması görevini yerine getirdiğinin sağlamasıydı. Sanırım bundan sonrası için Berkan’ın rolü 6 numarada daha da belirginleşeceğe benziyor. Tıpkı Berkan gibi Feghouli de hafta sonu ligde bıraktığı yerden devam edenlerdendi. Lokomotiv’e öyle güzel bir sağ ayak içi gol attı ki yeteneği ve özgüveninin göstergesiydi. Maça 11 başlayan ve oyunda kaldığı süre içerisinde sürekli arayan, zorlayan Halil’in gole ulaşmak için gösterdiği çaba dikkat çekiciydi. Ne var ki, Fatih hocanın Halil’in yanına Muhammed’i almak için 76’ya kadar beklemesi Lokomotiv’i cesaretlendirdi. Bu arada bir de gol bulan Moskova maçı 1-1 bitirmeyi başardı. Oysa Galatasaray favori olduğu ve iyi oynadığı bir maçı kazanabilmeliydi. Oyunun hakkını veremediler.
Gecenin sorusu
Fatih hoca oyuncu değişimi için fazla sabırlı davrandığını düşünüyor mu?
Maçın starı
Berkan, Gaziantep maçındaki ön libero performansının ardından Lokomotiv’e karşı da iyiydi. Geçişleri iyi yönetti, top kazandı ve oyunun merkezine dinamizm kattı.
Maçın olayı
Maça çok sert başlayıp peş peşe kartlık fauller yapan Lokomotif’li futbolcuların sadece ilk yarıda 11 kez oyunu durdurması.
Kısa mesaj
Gruptan lider çıkmak önemli. Fikstüre bakınca Marsilya İstanbul’a gelecek, Galatasaray Roma’ya gidecek. Umarım temsilcimiz dün gece kaybettiği 2 puanı aramaz.
‘’Köprüden önce son çıkış!‘’
Avrupa Ligi’nde içeride kaybettiğin her puan gruptan çıkma yolunda büyük engel olarak yoluna dikilir. Maalesef Fenerbahçe, Olympiakos’a kaybedip, Antwerp’i yenemeyince gruptan çıkma şansını zora soktu. bugün Antwerp’i deplasmanda yenmek gruptan çıkmanın ilk şartı olacak. Fakat şartlar ilk maça oranla zorlu. Zira kaleci Altay, Gustavo ve Valencia sakat, başta Vitor Pereira olmak üzere takımın önemli bir bölümü formsuz.
İrfan Can’ın rolü önemli
Vitor Pereira’nın 3-4-3’ünde özellikle merkezde ofansif oyuncu konumlandırmak oyun formatını etkiliyor. Gustavo yok, büyük ihtimalle Pereira ön liberoda Mert Hakan ile Sosa’yı kullanıp İrfan Can’ı forvetin bir parçası yapacak. Oysa İrfan Can, Başakşehir’de oynadığı gibi orta sahada oyuna yön veren role soyunabilir. Bu tercih garanti oynamayı tercih eden Pereira için hayli iddialı bir seçim olur. Ama uzun vadede İrfan Can’ın rolü Fenerbahçe’nin oyun standardını belirleyecektir.
Oyuncu değil taktik değişmeli
Pereira’nın sezon başından bu yana oyuna müdahale şekline bakarak oyuncu değil taktik değişiminin eksik olduğu görülebilir. Antwerp maçı belki de gruptan çıkabilmek için son şans. Ne var ki, Pereira’nın A planının dışına hiç çıkmıyor oluşu, sadece oyuncu değiştirip oyuna dokunmadan ilerlemesi düşündürücü. Antwerp maçı Pereira için de önemli bir sınav olacak. Zira Belçika’da sadece oyuncu değiştirmek yetmeyebilir. Taktiksel esneklik göstermek, oyunu da değiştirmek gerekir.
‘’Bile bile lades!‘’
Ligin ikincisi ile üçüncüsünün maçında taktik açıdan doyurucu bir ilk yarı izledik. 20 takımlı ligimizin en çok akan oyun golü atan iki takımı Hatayspor ile Beşiktaş birbirinden farklı oyun tarzına sahipler. Beşiktaş sete yerleşerek 16 ‘Akan oyun golü’ atmışken, Hatayspor 14 ‘Akan oyun golü’nün 10’unu kontra ataktan (geçiş oyunundan) kazanmıştı. Ömer Erdoğan ve futbolcuları dün Beşiktaş’a karşı 11. kez aynı başarıyı gösterdi ve rakibin stoperine yaptığı baskıyla merkezde kazandığı topu 3. pasta ağlara gönderdi.
Bencilce hareket...
Elbette Vida’ya bu baskı bir çok maçta geliyor ama Beşiktaş Souza gibi güvenli bir limandan yoksun olunca Hatay yaptığı her stoper yönlendirmesinde topu ya kazandı ya da rakibine pas yaptırmadı. Hatayspor’un golünde El Kaabi topu kaleye gönderdiğinde Saba tam çizgi üzerinde gole ismini yazdırmak için dokundu. Ofsaytta olabilirdi argümanını hiç karıştırmadan söylemek gerekirse Saba’nın yaptığı takım arkadaşının emeğine haksızlık. Top zaten çizgideydi ve dokunmasa da gol oluyordu. Bu kadar bencilce hareket ederek takıma değil kendine hizmet etmesini takım arkadaşlarının da doğru bulmadığını düşünüyorum. İlk yarıda Beşiktaş bir türlü istediği pas akışını sağlayamazken bir de 24’te Batshuayi’nin sakatlanıp çıkması Sergen Yalçın’ı Kenan Karaman’ı oyuna sokmak zorunda bıraktı. Ne var ki, Milli forvetin pas ve şut tercihleri saç baş yolduracak kadar yanlıştı.
Hatay'ı cesaretlendirdiler
Necip ile Atiba’nın bölge geçişlerini pasla yapamamaları aslında ilk yarının en önemli detaylarıyken Sergen Yalçın’ın değişim için 61’i beklemesi Hatay’ı cesaretlendiren birincil unsurdu. Salih ile Mehmet Topal’ın girişinin ardından Beşiktaş orta saha üstünlüğünü aldı, beklenen seviyede olmasa da baskıyı kurdu. Bu baskı anlarından birinde Mehmet Topal topukla kariyerinin golünü attı. Montero kaleden ve kaleciden uzak olmasına, topa dokunmamasına rağmen Cüneyt Çakır yardımcısıyla birlikte VAR’da inceleyip bu estetik golü iptal etti. Hatayspor, alameti farikası olan geçiş oyunuyla Beşiktaş’a bir gol attı ve sonrasında da tabelayı tutmayı başardı. Sergen Yalçın ve futbolcuları aynı golü yiyerek bile bile lades dediler ve bu sezon deplasmanda 3. kez yenildiler.
‘’Sorun 3'lü değil B planının olmaması‘’
“Pereira’nın sistemi kolay savunulur hale geldiğinden her maç formasyonu sabit tutup isimleri değiştirerek fark yaratmak istiyor ama forvetler bu kez oyun pratiği eksikliğine takılıyor. Pereira’nın en büyük sorunu ana planının 3-4-3 olması değil, B planının olmaması”
"Forvette istikrar gerek"
Fenerbahçe, ligde ilk 10 sıradaki takımlar arasında en az gol atanı (14). Bunun nedeni oyuncuların son vuruş başarısızlığı mı yoksak taktikten kaynaklanan bir sorun mu?
Fenerbahçe topu rakip ceza sahasına yeterli sayıda taşıdığı bir çok maç oynadı. Lig gollerinin 9’unu forvetleri, 3’ünü Ferdi ve Samuel, 2’sini orta sahaları, sadece 1’ini savunması atmış. Geçen sezon Ozan Tufan 6 gol 8 asist ile 14 lig golüne katkıda bulunmuştu. Bu yıl Ozan etkisi yaratanın henüz çıkmamış olması ve dönen topları doğru kullanamama Fenerbahçe’nin gol sorununu derinleştiriyor. Pereira’nın sistemi kolay savunulur hale geldiğinden her maç formasyonu sabit tutup isimleri değiştirerek fark yaratmak istiyor ama forvetler bu kez oyun pratiği eksikliğine takılıyor. Vitor Pereira yönettiği 15 resmi maçta sadece 3 kez aynı forvet hattıyla maça başlamış.
"Mesut'u sorun haline getirdi"
Mesut Özil ile Pereira’nın iletişimini ve yaşadıkları sorunları nasıl yorumlamak gerek?
Mesut’un aldığı dakikalara ve oyundan çıkarken mimiklerine bakıldığında hocayla iletişiminin çok da iyi olmadığı düşünülebilir. Bunu biraz da Pereira körüklüyor. Mesut Özil’i 86’da oyuna almak ‘burada patron benim’ demektir. Basketbolda 20 sayı önde olan antrenörün bitime 30 saniye kala mola alması nasıl hakaret sayılırsa, Mesut standartında bir dünya yıldızını Hatay maçında 86’da oyuna almak aynı sınıfta değerlendirilir. Mesut’u takımın bir parçası yapmalıydı ama o takımın sorunlarından biri haline gelmesine göz yumdu.
"Kendisini değiştirmeli"
Kulüp, Vitor Pereira’yı açıkladığında taktik konusundaki esnekliğine özel olarak vurgu yapmıştı. Ancak şu ana kadar ne olursa olsun 3’lü savunmadan vazgeçmeyen bir hoca var. Bunun sebebi, planı iyice oturtmak mı yoksa bir inatlaşma mı?
Pereira’nın en büyük sorunu ana planının 3-4-3 olması değil, B planının olmaması. Hocanın sorunu oyuna müdahalelerinin zayıflığı ve B planının sadece oyuncu değişimiyle sınırlı kalması. Gole ihtiyacı olduğu dakikalarda bile sahada 3 stoperle kalması ve stoper çıkarıp stoper sokması. Hocanın bir hamle sorunu olduğu aşikâr. 15 resmi maçta sadece Helsinki maçında Mesut- Muhammed değişimimi ve Antalya maçında Arda Güler’i alarak kazanabildi. Kalan 13 maçta oyunu ve skoru değiştiremedi. Pereira taktiksel esneklik konusunda kendisini değiştirmeli, yoksa iş sistem fetişizmine dönebilir.
"Endişeyi körükledi"
Zirveyle puan farkı 5 ve daha oynanacak 28 maç var. Buna rağmen camianın karamsar bir havaya bürünmesinin nedeni ne olabilir?
Camia havayı kokluyor, oyunu görüyor, Pereira’nın Antwerp maçı sonrası açıklamalarını dinliyor ve karamsarlığa kapılıyor. Pereira’nın son Avrupa Ligi çıkışı camiadaki endişeyi körükledi. Pereira’nın ‘Avrupa Ligi’ni almamızı mı bekliyorsunuz’ açıklaması gereksizdi. Fenerbahçe’nin kadrosu Antwerp, Frankfurt ya da Olympiakos’tan aşağıda değil ki. Camia bu kadrodan kupayı kazanmasını elbette bekler çünkü burası Fenerbahçe. Ama bundan da önce Pereira’dan taktik esneklik göstermesini, Olympiakos’tan Kadıköy’de 3 yememesini, Antwerp’i, Sivas’ı, Alanya’yı evde yenmesini bekliyor.