Satrancı kaybettiler

Fenerbahçe ile Başakşehir arasında kora kor bir ilk 45 dakika izledik. İlk periyotta İsmail Kartal'ın takımı fizik olarak hayli diri görünürken Başakşehir taktik açıdan yenilmedi. Ne var ki, kim daha tehlikeli oldu derseniz, rakip ceza sahasında topla buluşma sayısında 11/5 üstünlük sağlayan Fenerbahçe değil iki topu direkle buluşan ve doğru atak organizasyonları uygulayan Başakşehir oldu. İkinci yarıya başlarken İrfan Can-Ozan Tufan değişimiyle Fenerbahçe driplingle topu taşımayı, ceza sahası civarı faul kazanmayı ve dönen topları şutla tamamlamayı planladı. Fakat Pelkas, Samuel ve Sosa’nın top kayıpları atak sürekliliğini engelledi.

İronik bir tablo

Başakşehir'in orta sahada Tolga Ciğerci ile kazandığı topları Berkay o kadar iyi dikine taşıdı ki, ikinci yarıda tüm istatistikler Emre Belözoğlu ve futbolcularının lehine gelişti. Başakşehir hem topu hem oyunun inisiyatifini eline alırken Fenerbahçeli futbolcuların sahada rakibe temas etmekten kaçınmaları maçın senaryosunu şekillendirdi. Nitekim Berkay’ın attığı golde Fenerbahçe savunmasında Sosa’dan başlayarak organize bir pasiflik söz konusuydu. Ligin rakip ceza sahasında en fazla topla buluşan takımlarından biri olan Fenerbahçe'yi Tolga, Berkay, Aleksic ile önde karşılayan Başakşehir, ikinci yarıda rakibini sadece 3 kez kendi ceza sahasına sokarak bu alanda büyük iş başardı. İsmail Kartal'ın 74'te Serdar Dursun'u oyuna alarak tüm santrforlarını sahaya sürmüş olması senaryoyu değiştirmedi, sadece ortaya ironik bir tablo çıkardı.