‘’Yürekli futbol‘’
Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında ilginç bir eşleşme izledik bu sezon. 180 dakikalık mücadele, 17 dakika Kadıköy’de, 22 dakika Trabzon’da 11’e 11 oynandı. Ne var ki, İrfancan’ın Siopis’in ayağına bastığı gerekçesiyle kırmızı kart görmesi maçın kırılma anıydı. Fenerbahçe iyi başladığı maçı, eksik kaldıktan sonra da (golü yiyip geri düşmesine rağmen) iyi götürdü.
3 isime ayrı parantez
Trabzonspor gibi oyunun her iki yönüne dair fazlaca pratiğe sahip bir takıma karşı Mert Hakan Yandaş ve arkadaşlarının sahada verdikleri mücadele İrfancan’ın eksikliğini tolere etti denebilir. Pelkas ve Berisha girdikten sonra ön alan baskısını artıran Fenerbahçe Zajc’ın kafa golüyle hem tabelayı eşitledi hem psikolojik üstünlüğü tamamen eline aldı. Elbette dün gece Zajc, Samuel ve Kim Min-Jea’ya ayrı bir paragraf açmak gerek. Zajc orta sahanın en verimli futbolcusu olmayı son haftalarda başarıyor. Trabzonspor’a karşı sürekli santrforu yedekleyip Denswil ile Ahmetcan ikilisinin arasına mesafe koydu. Zajc sayesinde Fenerbahçe, eksik olmasına rağmen rakibe eşleşme problemi yarattı.
11’e 11 izleyemedik...
Samuel ile Nwakaeme’nin düellosu da görülmeye değerdi doğrusu. Samuel inanılmaz bir tempo ile oynadı, ligin en kolay adam geçen forvetine karşı hep ayakta kaldı ve Fenerbahçe’yi hücuma çıkaranlardan oldu. Fenerbahçe’de gecenin bir başka yıldızı; pozisyon bilgisi, sezgisi ve hep doğru zamanlamasıyla Kim Min Jea oldu. Fenerbahçe’nin 17. dakikaya kadar oynadığı baskılı futbolu maçın tamamında devam ettirebilmesi müthiş bir cesaret gösterisiydi. Maçın tek bir saniyesinde bile geri adım atmadan oynadılar, ön alan baskısını kusursuza yakın ve uzun süreli yapabildiler. Fizik olarak hiç maçtan düşmediler. Doğrusu bu sezon Fenerbahçe ile Trabzonspor’un 11’e 11 oynayıp bitirdiği bir maçı izlemeyi çok isterdim.
‘’İstikrara ihtiyacı var‘’
Torrent imza atar atmaz 8 günde 3 maçlık sıkıştırılmış takvime denk geldi. Kendi kurmadığı kadroya yeni bir oyun yazılımı yüklemenin zorluğunu yaşadı. Bardağın dolu tarafından bakıldığında 4 maçtır kaybetmeyen bir Galatasaray var. Sezon başında doğru yapılmayan kadro planlamasını Pena, Pulgar, Gomis transferleriyle rayına oturtmaya çalışıyor.
Gomis artık 37 yaşında ve elbette Torrent de bunu hesaplayarak Gomis'e ikinci yarılarda süre veriyor. Fakat Galatasaray’da Gomis’li oyun ile Gomis olmadan oynanan futbol arasında çok fark oluşuyor. Durumu dengelemesi için doğru plana ve kadro istikrarına ihtiyacı var. Zira zorlu bir fikstür Torrent ve futbolcularını bekliyor.
‘’Kıymetini bilmeli‘’
Fenerbahçe Avrupa Konferans Ligi’nden elense de ligde üst üste 3 maçını kazanarak önemli bir seri yakaladı. Bu üç maçlık seride oynanan futbolun düz bir çizgide olduğunu söylemek zor, zira İsmail Kartal’ın bu süreçte her maça farklı bir santrforla başlamış olması kadronun oyun pratiği yakalaması ve bir ezber üzerinden ilerlemesine engelmiş gibi duruyor. Giresun’a Valencia, Hatay’a Serdar Dursun ile başlayan İsmail hoca Kasımpaşa deplasmanında da Berisha’yı tercih etti. Ama bu üç maçlık serinin tek bir değişmeyeni var; o da kaleci Altay. Son 3 maçta kalesine gelen 18 şutun 16’sını kurtaran Altay, dün gece de 7 kurtarışla maçın yıldızı olduysa İsmail hocanın bu konuyu düşünmesi gerekir. Arda Güler Fenerbahçe’nin teknik kapasitesini yükseltiyor, ön alanda daha esnek bir takım haline gelmesine yardımcı oluyor. Öndeki İrfancan ve Rossi de topa yatkın olunca Fenerbahçe maçın başlama düdüğüyle birlikte topa nitelikli sahip oldu. Zajc’ın attığı nefis gol aslında tüm bu tercihlerin aynı anda sahaya yansımasıydı. Ama bu oyun kalitesi sürdürülebilir olamadı, çünkü Fenerbahçe geriden oyun kurmakta çok zorlandı.
Kartal'ı kurtardı
Fenerbahçe 1-0’dan sonra topun hakimiyetini kaptırırken Kasımpaşa hücumda tüm seçeneklerini cesurca değerlendirdi. Henüz ilk yarıda bol pozisyon üretip 10 şut denemesinden 6 isabet çıkarsa da golü yapamadı. Fakat Sami Uğurlu; Muleka, Mabil, Travnik’i aynı anda oyuna alarak 10 dakika içinde beraberliği sağladı. Szalai’nin uzatmalardaki golü hem Macar stoperi (dün gecenin sol beki) hem İsmail Kartal’ı kurtardı. İsmail hocanın ligde yakalanan bu serinin kıymetini bilmesi lazım. Fenerbahçe’nin bir oyun pratiği oluşturması için hocanın santrfordan başlayarak kadro istikrarını sağlaması kaçınılmaz. Zira İsmail Kartal ve futbolcularını hayli zorlu bir fikstür bekliyor, her maçı Altay kurtaramayabilir.
‘’Keşke şımartsaydınız!‘’
İsmail Kartal, Slavia Prag’a karşı Szalai-Serdar-Tisserand stoper üçlüsüyle çıkarak Ferdi ve Samuel’in iki kenarı domine etmesi üzerine bir plan kurdu. Ferdi’nin erken sakatlığının da etkisiyle Slavia sol kanattan akın akın gelince, önüne Pelkas’ı çekip hemen klasik dörtlü düzene geçtiler. Fakat sorun Ferdi’de değil Szalai’nin beceremediği sol bek kademesindeydi. Szalai’nin yapamadıkları, kaçırdığı adamlar, kaybettiği toplar Fenerbahçe’yi daha maçın başında büyük bir plan kaosuna sürükledi. Bu kaos beraberinde Slavia Prag’a gol hediye etti. Sol kenardan getirdikleri topu ceza sahasına gönderdiklerinde Fenerbahçe savunması yerleşmişti. İkinci kez topu gökyüzüne diktiklerinde kaleci Altay’ın çıkıp alabileceği, savunmanın rahatlıkla kontrol edebileceği zamanları varken o top ilginç bir şekilde Serdar Dursun, Tisserand ve Szalai arasından gol oldu. Basit gol yenir ama bu kadar acemicesini yemek Fenerbahçe’ye yakışmadı. Ferdi sakatlanıp, çıktıktan sonra Szalai sol beke, Tissarand sol stopere Serdar Aziz de sağ stopere geçince Fenerbahçe pasla rakip kaleye gitmekte zorlanmaya başladı. Szalai artık bir karar vermeli ya kendini toparlayacak ya bir müddet planın dışında kalacak.
Yeter ki oynasın
Fenerbahçe bu sezon kalesini savunmakta en zorlandığı ilk yarıyı oynadı. Slavia o kadar rahat geldi ki devre biterken 5/9 şut isabet oranıyla Fenerbahçe’ye bu sezon bir resmi maçta en çok şut atan takım olmayı başardı. Arda Güler, Hatay maçı performansıyla Slavia maçına 11 başlamayı fazlasıyla hak etmiş olsa da İsmail Kartal futbolcusunu şımartmamak (!) için kenarda oturttu. Arda, Berisha’nın attığı golde ceza sahasında öyle şeyler yaptı ki ağzımız açık izledik. Bırakalım Arda Güler şımarsın sayın İsmail Kartal, bırakalım yeteneklerini sergilerken göklere çıkarılsın. Yeter ki oynasın Arda, kaybedeceksen de Arda ile kaybet.
‘’Prag'da satranç oynanacak‘’
Mesut sakatlığından dolayı Prag’a götürülmedi, Zajc cezalı, Rossi, Crespo, Çağtay UEFA listesinde yok. Fenerbahçe, Slavia Prag deplasmanında hem küçük çaplı bir kadro sorunuyla hem 2-3’lük skor dezavantajıyla hem de dinamik bir rakiple mücadele edecek. Bu bardağın boş tarafı. Dolu tarafından bakılınca karşımızda güneş gibi parlayan Arda Güler performansı duruyor. Hafta sonu Hatay maçında oynadığı futbol ve sahadaki rahatlığıyla parmak ısırtan Arda Güler’in Prag maçında da 11’de olmasını beklerim. Henüz 16’sını bitirmek üzere olan Arda’nın yetenekleri ve özgüveninden Prag deplasmanında faydalanmamak garip olur. Zira İsmail Kartal’ın bundan sonraki süreçte Arda’ya daha fazla dakika vermesi, onun futbolunu geliştirmesi öncelikli görevi olmalı.
Dinamik ve esnek bir rakip
Fenerbahçe, ilk maçı 3-2 kaybetti. Yeni kurallar gereği deplasman golü farkı kaldırıldığından İsmail Kartal ve futbolcularının tek farklı her türlü galibiyeti maçı uzatmaya götürür. Prag deplasmanında hâlâ turu geçmek için büyük fırsatlar mevcut. Hafta sonu dinlendirilen Valencia’nın hızına ve yeteneğine ihtiyaç duyulacaktır. Slavia Prag ilk maçta oynadığı 3-5-2 ile ne kadar dinamik ve esnek bir takım olduğunu gösterdi. Fenerbahçe’yi uzun topla bölge geçişine zorlamak için merkezde kalabalık kalmak yine ilk tercihleri olacaktır.
Top kayıpları can yakar
İsmail Kartal’ın orta sahayı almak için Sosa-Ozan-Arda Güler’le az top kaybını hedeflemesi beklenebilir. Çünkü ilk maçı orta sahanın otoritesini ele alamadığından kaybetmişti. Slavia Prag’ın kalabalık merkezine karşı uzun toplarla forvete ulaşma isteği tekrarlanırsa top kayıpları yine can yakıcı kontra setlere dönüşebilir. Fenerbahçe, bugün Prag’da Slavia’ya karşı büyük bir satranç oynayacak. İsmail Kartal’ın hamlelerini hatasız yapması tur için hayati önem taşıyor.
‘’Arda'nın gecesi‘’
İsmail Kartal, Hatayspor’a karşı Ozan Tufan’ı sağ bek, genç Çağtay’ı sol bek, 2005’li Arda Güler’i merkezde sahaya sürdü. Bu yeni tercihler arasında en dikkat çekici performansı Arda Güler sergiledi. Futboluyla tribünleri tek başına hareketlendirdi. Ozan tempo açığını fazla gösterdi, Çağtay ise bazı basit top kayıplarına rağmen ilk maçında 90 dakika sahada kalabildi. Arda Güler belli ki frikik yeteneğine güveniyor ve ne zaman tehlikeli bölgede faul kazanılsa topun başına gelip, tecrübeli! ağabeylerine yalvarır gibi, 'Ben atayım’ diyor.
Elbette buna karar verecek olan teknik direktördür ve frikikçi, penaltıcı kim önceden belirlenir. Fakat bu çocuk bu kadar ısrarla atmak istiyorsa güvendiği bir yeteneği vardır, bir şans verelim demek gerekmez mi? Sosa gibi Serdar Dursun da topun başına geçip vurdu, Arda yine istediğiyle kaldı. Arda, yüksek özgüveni, topa yatkınlığı, yeteneği ile dün gece Kadıköy’ü aydınlatan Fenerbahçeli futbolcuydu. Oyunda kaldığı 73 dakikaya 14/22 ikili mücadele, 6/8 adam geçme, yüzde 90 pas isabeti, 9 sahipsiz top kazanma ve 3 top kapma istatistiğiyle görkemli bir performansa imza attı.
Eğer kaybedilecekse...
Fenerbahçeli bir çok futbolcu formsuzluk denizinde yüzdüğünden can simidi olarak kahramanlık hikayesi peşinde koşuyor. O yüzden Serdar Dursun ne frikiği ne penaltıyı bırakıyor, Giresun deplasmanında Pelkas 60 metrelik driplingin üzerine gol arıyor. Rossi de ilk yarı biterken solundan kaleye giden Zajc’a vermedi, sağdan kaleye akan Arda’yı görmedi ve kendi zorlayıp fırsatı harcadı. Fenerbahçe, şimdi zor bir fikstüre giriyor. Taraftarın İsmail Kartal’dan beklentisi tribünlerin heyecanını yükseltecek Arda Güler gibi yeni yüzleri daha fazla izlemek ve kaybedilecekse gençlerle kaybetmek.
‘’İyi ki Prag'a çalışılmış‘’
İsmail Kartal'ın eşleşme öncesi basın toplantısında, "Slavia Prag'ı çok iyi çalıştık, gittik yerinde Sparta kupa maçını da izledik" açıklamasına bakarsak bu mağlubiyete şaşırmamız gerekebilir. Ama rakibin kaptığı toplarla kurguladığı kontra setleri hiç çalışmadıklarını daha ilk dakikadan anlamak zor olmadı. İsmail Kartal ve ekibinin rakip analizi sanırım aylar öncesinin Slavia Prag'ına aitti. 4- 5 as oyuncusunu devre arasında sattıklarını hesaba katmamış olabilirler. Slavia Prag karşısına yine Ferdi'nin sol bek, Nazım’ın sağ bek olduğu dörtlü savunma kurgusuyla çıkan İsmail Kartal, Zajc ve Sosa'nın rakibe temas etmeden futbol oynanacağını sanmaları üzerine ilk yarıda rakip kaleye gitmekte hayli zorlandı. İlk 45 dakika tamamlandığında Fenerbahçe rakip ceza sahasında sadece 5 kez topla buluşup, tek bir isabetli şut çekemeden soyunma odasına gitti. Szalai, Nazım, Sosa ve Zajc'ın felaket performansları artık takımda onarılması güç hasarlar doğuruyor. Bu kadar fazla bireysel hata tekrarlandığında bu bir plan hatasına işaret eder.
Planlamayı doğru yapmadılar
İkinci yarıda biraz Pelkas, biraz da Ferdi Fenerbahçe’yi maçın içerisinde tutmaya çalıştı. Sol bekte oynamasına rağmen Ferdi'nin içeriye katedip aldığı ekstra inisiyatifler sonucunda Fenerbahçe kaleyi görebildi, topu rakip ceza sahasına taşıyabildi. Ne var ki, Valencia durunca ya da durdurulunca Slavia Prag karşısında Fenerbahçe vasatına bile ulaşamadı. Fenerbahçe, devre arası transfer döneminde bir sol bek, bir de santrfor alarak eksiklerini gidermeliydi. Planlamayı doğru yapamadılar, bugün de bedelini ödüyorlar.
‘’Valencia'nın katkılarıyla‘’
Fenerbahçe, Giresun deplasmanında doyurucu hikayesi olan bir galibiyet aldı. İsmail Kartal, Valencia’yı santrfor başlatıp Rossi ve Samuel ile iki kanadı domine etme planıyla maça başlasa da Giresunspor, Chiquinho’nun güzel golüyle öne geçti. Golü güzelleştiren elbette ki organizasyon örgüsü ve biraz da Fenerbahçe savunmasının rakibe temastan kaçınmasıydı. Altay’ın maç eksiğini de eklediğimizde nefis golün tarifini tamamlamış oluruz. Fenerbahçe, Sosa ile Zajc arasında futbol iletişimini kuramadığı her maçta yaşadığı aksaklıkları Giresun’da da yaşadı. Valencia Fenerbahçe’nin terminatörü gibiydi. Sahanın her bölgesinde ekmeğini taştan çıkardı, topun yörüngesinde kaldı. Rakip ceza sahasında 11 kez topla buluştu, 1 gol ile 1 asist üretti, 6 şut denedi, 9 ikili mücadele kazandı. Fenerbahçe’yi Giresun deplasmanında hayata döndürdü.
Derde sokuyor...
Bireysel anlamda çok sayıda formsuz futbolcunun varlığı Fenerbahçe’nin başını her maç değişik şekilde derde sokuyor. Rossi, Sosa, Zajc ve elbette formsuzluğuyla son dönemin en dikkat çekeni Szalai Giresun’a karşı ilk yarının en çok hata yapanlarıydı. Pelkas, Rossi’nin yerine oyuna girdiğinde son bir kaç maçlık formsuzluğunu unutturacak kahramanlık yapmak zorunda hissetti kendini. Nitekim Pelkas neredeyse 50 metrelik driplingle ilerleyip kaleci Okan’ı ters ayakta yakalayarak kendi kahramanlık hikayesini yazdı. Fenerbahçe, Giresun deplasmanında ilk 30 dakikayı vasat geçirse de, ikinci yarıda hem oyunun hem tabelanın üstünlüğünü ele aldı, zor bir maçı 1-0 geriden gelip kazandı.