‘’Yiğido yolu yarıladı‘’
Ali Şaşal Vural degaj yapacakken topu elinden düşürüp rakip futbolcudan saklamak için tekrar eline alınca Alanyaspor çift vuruş kazandı. Genelde bu tip çift vuruşlar dar alan becerisi ve aşırı yetenek gerektirdiğinden golle sonuçlanma oranı düşüktür ama Emre Akbaba o kadar akıllı bir vuruşla topu ağlara gönderdi ki, maçın en güzel anlarından birini izlettirdi bizlere. Sivasspor, hücum setlerini ağırlıklı olarak duran toplardan oluşturan bir takımın yapması gerekeni yapıp bol bol duran top kovalamaya başladı. Nitekim korner organizasyonunda Yatabare kafa golünü attığında Rıza Çalımbay bu seti bu sezon kaçıncı kez başardıklarını düşünüp derin bir oh çekti. Maçın ilk yarısı bol pozisyonlu olmasa da iki takımın duran toplardan attıkları goller tabelaya heyecan yarattı. Ne var ki, ikinci yarıda Alanyaspor böylesi iki ayaklı bir yarı final maçının ev sahibi olduğunu hatırlayarak vitesi yükseltti. Sivas’a oranla daha fazla rakip kaleye gitmenin yollarını aradı.
Sağlam duran takım…
Yatabare’nin 59’da önce faulden peşinden tepkiden gördüğü peş peşe iki sarı kartla atılmasının ardından Sivasspor oyunun boyunu iyice kısaltmak zorunda kaldı. Kalan bölüm neredeyse 40 metrelik bir alanda oynandı. Rıza Çalımbay, fizik olarak sahada sağlam duran takımının ritmini bozmamak için 79’a kadar bekledi ve Kerem Atakan Keskin’i oyuna aldı. Bu değişim maçın kaderini belirledi. Oyunun son anlarında Kerem ceza sahası dışında attığı nefis golle Sivasspor’u kupanın ilk ayağında galibiyete taşıdı.
‘’Taç giyme töreni‘’
Fenerbahçe, Göztepe galibiyetiyle yenilmezlik serisini 9’a çıkardı. İsmail Kartal geldiği günden bu yana tam30 puan topladı, 13 maçlık görev süresince maç başına 2.30 puan ortalaması tutturarak Abdullah Avcı’yı da geride bıraktı. Tribünlerin İsmail hocayı bağrına basması Kartal için tüm galibiyetlerden daha değerlidir. Göztepe maçı, Kartal’ın 13 maçlık performansının taraftarca ödüllendirildiği adeta bir taç giyme töreni gibiydi. İrfan’ın cezası sebebiyle Kartal, Rossi’yi sağda, Pelkas’ı solda başlattı. Rossi, en formsuz futbolcu oydu. İkinci yarıda Ferdi sağa Rossi sola geçti ama işe yaramadı. Arda oyuna girdikten sonra resmen Rossi’nin ayağına topu çarptırıp, gol atmak istedi ama Uruguaylı zor olanı yaptı. Rossi ve Serdar Dursun’un ön alanda kaybettiği toplar Altay’ı zorladı. Henüz ilk yarıda öylesine iki pozisyonu üst üste çıkardı ki sanırım uzun süre bu kurtarışları hatırlayıp mutlu olacaktır.
Arda ile kalite yükseldi
Fenerbahçe, Arda oyuna girene kadar tabelada üstün olsa da hücum aksiyonlarında istediği coşku seviyesine bir türlü çıkamadı. Arda sonrası Fenerbahçe’nin pas kalitesi yükseldi, topa daha nitelikli sahip oldu. Arda, Fenerbahçe’nin büyük yeteneği olmasının yanında, tribünlerin sevgilisi, takımın en sempatik yüzü. Oyuna girerken, milyonlarca insanın güzel dilekleriyle giriyor, yaptığı her harekette yürekleri bir kez daha kazanıyor. Fenerbahçe penaltı kazandığında tribünler Arda’yı topun başına geçirdi. Oda golünü attı.
‘’Düzen korunursa karşılığını verir‘’
Diego Rossi, Uruguay Milli Takımı’nın tüm kademelerinde yer almış, kendi ülkesinin proje futbolcularından biri. Artık Uruguay A Milli Takımı’nın sürekli oyuncusu olma yolunda ilerliyor. Fenerbahçe’nin onu kiraladığı dönemde Tottenham’a transferi söz konusuydu.
Gitse, o görkemli kadroda belki yedek kalacak, vitrine çıkamayacaktı. Oynamak için Fenerbahçe’yi tercih etti. Ne var ki, Pereira dönemindeki 3-4-3’ün verimsiz oyuncularındandı. İsmail Kartal, arkasına bir bek koyup ona özgürlük tanıdığından bu yana performansını yükseltiyor.
5.5 milyon Euro, güncel kurlar düşünüldüğünde anormal bir bedel gibi görülebilir. Uruguaylı forvet, gelecek vadeden, geliştikçe yatırımın karşılığını verecek bir yetenek. Transferde risk her zaman vardır. Fenerbahçe, Pelkas’ın altın sezonunun ardından yapılan hataları tekrarlamamalı, Rossi ve bir çok sönük ismi parlatan düzen korunmalı ve geliştirilmeli.
‘’Sörloth 3-4-3'ü ayakta tutar‘’
Sörloth Beşiktaş'ta ne yapar?
Sörloth gelirse Beşiktaş son 3 sezonu 3 farklı tipte santrforla planlamış olacak. Batshuayi, Aboubakar'ın yerini dolduramadı. Sörloth fiziğiyle Beşiktaş’ı daha güvenli yüksek top oynamaya yönlendirir, bu sayede önde daha yüksek topa sahiplik getirebilir, duran toplar için en önemli opsiyon olur. 1. 95’lik boyuna rağmen fizik koordinasyonu yeterli ve ayaklarına hakim bir santrfor olması sebebiyle Valerien Ismael’in 3-4-3’ünü ayakta tutabilir.
En fazla 7 transfer yapılacağı söylendi, şu anki kadroya bakıldığında yeterli olur mu?
Beşiktaş belli ki Pjanic, Batshuayi gibi kiralık oyuncuları tutmayacak. Yerlilerden de Topal, Oğuzhan, Töre gibi bir çoğu gideceğe benziyor. Ismael’in yüksek tempo oyununa uyum sağlayacak bir kadro yapılanması göreceğiz. Kalecinin yerli olması yabancı aritmetiği için önemli. Vida kalırsa mutlaka Montero’ya yerli bir alternatif bulunmalı. Bu sezon Beşiktaş’ın kanayan yarası sol forvetti, Larin’le devam edilmemesi anlaşılabilir bir karar olur. N'Koudou’nun ne vereceği ve ne kadar süreyle vereceği konusu hep bir muamma. O yüzden yerli bir sol forvet alternatifi bulunmalı. Kenan ile o işin olmayacağını sağır sultan bile biliyor sanırım.
Savunmaya yapılması düşünülen Abdülkerim takviyesi yeterli olur mu?
Abdülkerim bu sezon Konyaspor’un oyun başlangıçlarında temel unsurdu. Çok başarılı bir sezon geçirdi. Fiziksel ve mental açıdan Süper Lig olgunluğuna ulaşmış durumda. Beşiktaş alabilirse Abdülkerim 3’lü savunmanın ideal parçası olabilir
‘’Aşırı netti‘’
Adına yakışır bir derbi izlediğimizi söylemenin zor olduğu bir geceydi. Trabzon maçından bu yana oyununu geliştiren Fenerbahçe maçın başından sonuna kadar aşırı dengeli götürdü. Gereksiz coşkuya kapılmadılar, Galatasaray’ı orta sahada başarıyla karşıladılar. Serdar Dursun’u rakibin savunma-orta saha bloğunun arasında topla buluşturarak Marcao ile Nelsson’un arasını açtılar, Zajc’ı açılan bu boşluklara soktular. Samuel’in sağdan çıkışlarında Mert Hakan’ı da kaydırarak İrfan Can’a pas opsiyonu yarattılar.
Gecenin yıldızlarından
Sanırım bu kadar kolay olacağını İsmail Kartal bile tahmin etmemişti. Samuel muazzam bir gelişim sürecinde. Pereira dönemi 3-4-3’ün sağ koridorunda da iyiydi ama İsmail Kartal’ın 4’lü savunmasındaki sağ bek rolü dün gece dikkat çekiciydi. Karşısında oynayan Kerem’i geri iterek güvenle hücuma katıldı, ilk golün asistini yaptı. Hücumculuğu yeterince övgüyü hak ediyor ama dün geceki savunmacılığı da üzerine konuşulmaya değerdi.
Torrent bedelini ödedi
Mert Hakan, Fenerbahçe’nin iki golüne katkı yaparak gecenin yıldızlarından biri olmayı başardı. Fakat Mert’in agresifliğini bir yerde kontrol edebilmesi gerekiyor. Kadıköy’de 2016 Kasım’dan bu yana Galatasaray’ı yenen ilk hoca olma unvanını da tabelaya yazdıran Kartal, yönetimin yeni sezon planlamasını hayli zorlaştıracağa benziyor! Torrent, tüm hücum planını Kerem üzerine yapmanın bedelini ödedi. 2-0 olduktan sonra ayıp olmasın diye Halil’i oyuna aldı. Torrent, Galatasaray’ın en başarısız hocalarından biri olarak tarihteki yerini almaya hazırlanıyor gibi.
‘’Büyük gelişim‘’
Fenerbahçe için sezonun en iyi performansı son Konyaspor maçıydı. İsmail Kartal ve öğrencileri Kayseri deplasmanında rakibin hava hakimiyetini kırmak adına topu yere indirerek pasla rakip kaleye çok başarılı gittiler. İrfancan ve Rossi’nin kalitesini Mert Hakan, Crespo ve Zajc’ın dinamizmiyle birleştirerek bu sezonun en özgüvenli görüntüsünü verdiler. İsmail hocanın Kayseri deplasmanındaki oyun ve oyuncu seçimleri çok başarılıydı. Rossi-Serdar Dursun ve İrfancan uyumunu bozmadı, araya Mert Hakan’ı ekleyerek takımın dinamizmini yukarıya çekti. İrfan Can, estetik futbolunu istatistiklerle süsleyip Fenerbahçe’de artık hücumun net ve en uygun lideri olduğunu tescilledi.
Jeneriklik gol...
İrfan Can, Mert Hakan Yandaş ile sağ kenar-merkez arasında sürekli yer değiştirerek Kayserispor savunmasında büyük bir eşleşme problemi yarattı. Diego Rossi’ye yaptığı asist usta işiydi. Hele sol ayağıyla ceza sahası dışından attığı gol tam bir jeneriklikti. Ne var ki, İrfan golünü hamile eşine armağan etmek isterken kale arkasındaki top toplayıcı çocuğun vermemesi maçın en üzücü sahnesiydi. Bir insan bu küçücük yaşında rakibe bu kadar nefret duyup, onu en mutlu anında rencide edecek kadar ne biriktirmiş olabilir acaba?
Crespo, piyango transferi
Uruguay Milli Takımı’yla Dünya Kupası’na katılım hakkı kazanan ve 18 saatlik uçak yolculuğuyla dün takıma katılabilen Rossi’nin yorgunluğu yüzünden okunsa da ilk golü hazırlayan ortayı yaptı, üstüne klas bir gol attı. Crespo ise bu sezonun piyango transferi olma yolunda ilerliyor, tıpkı geçen sezonun Pelkas’ı gibi. İki ceza sahası arasında kat ettiği mesafeyi o kadar verimli hale getirdi ki Fenerbahçe orta sahasını Kayseri’de sırtında taşıdı. 9 top kapma, 4 pas arası, 13 ikili mücadele kazanma istatistiklerini yüzde 87 pas isabet oranıyla destekleyerek maçın görünmeyen kahramanlarından olmayı başardı.
Hocalık başarısı
İsmail Kartal’ın seçtiği oyun ve oyunculardan bağımsız, Galatasaray derbisini düşünerek futbolcularını korumak için yerinde değişiklikler yapması, U17 Milli Takımımızla 23, 26, 29 Mart’ta üst üste 3 maçta 90’ar dakika forma giyen Arda Güler’i bu kez gerçekten koruması tam bir teknik direktörlük başarısıydı.
‘’En önemli test‘’
İsmail Kartal göreve başladığı günden bu yana bir puan durumu yapılacak olursa Fenerbahçe topladığı 21 puanla zirveyi Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’u ile paylaşıyor. Kartal, özellikle forvet hattında Rossi, İrfan Can ve Serdar Dursun ile bir standart yakaladı ve bugün Kayserispor karşısında da devam etmesi beklenebilir. Saumel’in sağ kenar performansının yükselmesi, Crespo ile Zajc’ın merkezde oyuna büyük karakter koymaları, İrfan Can ve Rossi’nin hücum aksiyonlarını yönlendiriyor oluşları Fenerbahçe’nin futbolunu son dönemde geliştiren ana unsurlar.
Pelkas şansı iyi kullandı
Ne var ki, Uruguay Milli Takımı’nın Dünya Kupası Elemelerinde 30 Mart’ta Şili ile oynadığı ve 2-0 kazandığı maça ilk 11 başlayan Rossi’nin İstanbul’a önceki gün geç saatlerde dönmüş olması Kartal’ı Pelkas’a yönlendirebilir. Pereira dönemi ana planın bir parçası olamayan Pelkas, İsmail Kartal’ın verdiği şansları iyi kullandı ve tabelayı 3 kez değiştirmeyi başardı. Fenerbahçe’deki bu diriliş hikayesi Pelkas’ı yeniden Yunan Milli Takımı’nın ilk 11 oyuncusu yaptı denebilir. Zira Yunanistan’ın hem Romanya hem Karadağ ile oynadığı son iki maça da ilk 11 başladı. Gayet moralli ve formda olduğundan Rossi’nin yerine Pelkas tercihi yüksel ihtimalmiş gibi görünüyor.
3 kaleci, 4 yenilgi!
Kayserispor son 4 lig maçını kaybetti ve 38 puana çakılıp kaldı. Her ne kadar Türkiye Kupası’nda yollarına devam ediyor olsalar da peş peşe mağlubiyetler oyunlarına duydukları güveni aşırı zedeledi. Thiam, Gavranovic, Bertolacci gibi tecrübeli ve kaliteli futbolculara sahip olmalarına rağmen kaybettikleri 4 maçta toplam 11 gol yediler ve savunmaları büyük bir bunalım yaşıyor. Kaleci forması ise Lung, Cenk Gönen ve Bilal arasında gidip geliyor. 4 mağlubiyeti 3 farklı kaleciyle yaşamış olmaları şaşırtıcı.
Göz kamaştırıcı seviye
Kayserispor açısından Fenerbahçe mücadelesi bir çıkış ve 38 puandan ayrılma maçı olarak görülebilir. Fakat Sarı-Lacivertliler de şu anda ligin en formda iki takımından biri. Konyaspor maçında ulaştıkları seviye göz kamaştırıcıydı. Mesut Özil ve Ozan Tufan’ın kadro dışı bırakılmalarının ardından Kayseri deplasmanı bir anlamda İsmail Kartal adına önemli test olacak.
‘’İkincilik yolunda psikolojik destek‘’
1- Kadro dışı kararları ne kadar doğru?
'Süperstar muamelesi bekliyordu'
Mesut Özil bir süperstar ve ona göre teknik ekipten muamele bekliyor. Ne var ki, beklediği muameleyi ne Pereira ne de İsmail Kartal gösterdi. Pereira; Mesut’u, Muhammed ile terbiye etmeye çalışırken, Hatay deplasmanının 86. dakikasında oyundan genç Muhammed’i alıp, yerine Mesut’u sokmuş ve ipler yavaş yavaş kopmaya başlamıştı. İsmail Kartal ise Trabzon maçının bitimine 5 dakika kala Mesut’u, 90. dakikada da Ozan’ı oyuna sokması, üstüne Konya maçının devre arasında Mesut’u çıkarması yine 90’da Ozan’ı oyuna sokması yıldız futbolcuların kolay kabul edeceği türden kararlar değil. İsmail Kartal, 10 maçta 21 puan topladığı için yönetimden bir güven oyu alma ihtiyacı hissetmiş olabilir. Yönetim ise lig ikinciliği yolunda hocaya böyle bir psikolojik destek sunmayı seçti. İsmail Kartal’a ‘Arkandayız hocam’ mesajı verdiler. Mesut sakatken oynamadığında sorun olmuyordu ama sağlıklıyken oynamadığında teknik ekibe psikolojik bir ağırlık yaratmış olabilir.
2- Mesut ve Ozan’dan sonra kadroda nasıl değişiklikler olmalı? Saha içinde sorumluluk kimde olmalı?
'8 haftada İrfan Can belirleyici olur'
İki futbolcu da İsmail Kartal’ın planında geniş yer tutmuyorlardı. Ozan zaten oynamıyordu, Mesut ise oynadığında nadiren sahanın lideriydi. İsmail Kartal, bir tane Mesut gibi süper yetenekle oynayacağına Crespo, Zajc, Mert Hakan gibi limitlerini çok zorlayan oyuncu grubuna İrfan Can’ın liderlik etmesini tercih etti. Kalan 8 haftada İrfan’ın hücumdaki rolü çok daha belirgin olacaktır.
3- İsmail Kartal ile devam edilmeli mi?
'Kariyerli bir yabancı'
Fenerbahçe yönetimi sadece son 1 yılda 5. hocasıyla çalışıyor. Baş döndürücü bir hoca sirkülasyonu var. Yeni sezonda da yabancı bir teknik direktör ile çalışma istekleri de cabası. İsmail Kartal var gücüyle kendini ispatlamaya çalışıyor, Trabzon maçından bu yana oyunu geliştirdi, Konyaspor maçında zirve yaptı. İsmail hoca artık 61 yaşında. Kariyerinde iki kez Fenerbahçe teknik direktörlüğü yapmış bir isme ‘Yeni gelecek yabancı hocanın ekibinde yer al’ demek gerçekçi olmaz. Sanırım kariyerli bir yabancı teknik direktör ile yola devam edecekler