‘’İki taraf için de fırsat‘’
Emre Mor, henüz 19’undayken 2016 Avrupa Şampiyonası’nda Milli Takımımız’ın formasını giyip, peşinden Dortmund’a transfer yaptığında, Thomas Tuchel eğitiminden geçeceği için hepimiz heyecanlanmıştık. Ne var ki, Dortmund onun için büyük bir okul olsa da Emre iyi bir öğrenci olamadı. Celta Vigo, Galatasaray, Olympiakos derken, kariyeri hep yokuş aşağı ilerledi. Ta ki, Fatih Karagümrük’te yolu Volkan Demirel ile kesişene kadar. Demirel ile geçen 6 ayda bambaşka bir futbolcuya dönüştü. Artık daha sorumluluk sahibi, sahada problem çözen, beyniyle ayaklarının senkronizasyonunu sağlayan bir forvetti.
Nihayet ikna oldu
2016’dan bu yana Avrupa’nın radarında olan Emre Mor’un Bundesliga, La Liga, Türkiye Süper Ligi ve Yunan Ligi’nde dolaşmasına rağmen, hiç bir sezonunda sahaya 10 kez bile ilk 11 çıkamaması akıl alır bir durum değildi. Emre, nihayet Volkan Demirel ile Karagümrük’te futbol oynamaya, yeteneklerini kullanmaya ikna oldu. Bugüne kadar hiç bir kulüpte başaramadığı şekilde formunun zirvesine çıktı. Karagümrük’te 21 kez ilk 11’de sahaya çıkıp, tüm kariyeri boyunca attığı gol sayısına son 6 ayında ulaşması, Emre Mor’un yeteneklerine umut bağlayan herkesi heyecanlandırıyor doğrusu.
Zamanlama çok doğru
Fenerbahçe, henüz 25 yaşında olan Emre Mor için yeniden vitrine çıkma fırsatı anlamına da geliyor. Galatasaray’a geldiği 2019-20 sezonu başında Celta Vigo’da aradığını bulamamış, istatistik yapamamış, kaybolmaya yüz tutmuş bir genç yetenekti. Bugün formunu yükseltip, sorumluluk alabilen bir forvet. O yüzden Fenerbahçe’ye geliş zamanlaması da Emre adına çok doğru görünüyor. Geniş bir kadronun içine, tecrübeli bir teknik direktörün alanına yüksek perdeden giriş yapıyor. Galatasaray’a çıkış yapmak hatta hayata yeniden dönmek için transfer olan Emre Mor, Fenerbahçe’ye bir şeyleri başarmış, olgunlaşmış bir forvet olarak geliyor. Arada büyük bir fark var.
Jesus’un planına katkı
Bruma’yı forvet rotasyonuna dahil ederek, oyun portföyünü genişletmeyi planlayan Jorge Jesus için en az alternatifli bölge forvetin sağ tarafıydı. İrfan Can’ı bir kenar oyuncusu olarak kullanmayı düşünmek istemediğinde, Emre Mor gibi yetenekli, driplingle kaleye giden, bek arkası koşu yapabilen bir sağ forvete ihtiyaç duyacaktı. Emre, Jesus’un hücum planına çeşitlilik katacak, problem çözecek bir futbolcu. O yüzden bu transfer iki taraf açısından da önemli fırsatlar barındırıyor.
‘’Yapacağı çok iş var‘’
Fatih Terim’den sonra göreve gelmesi gereken isimdi Okan Buruk. Ne var ki, Burak Elmas’ın ‘Ben burada olduğum sürece kapıdan giremez’ dayatması ve Torrent fiyaskosuyla; sezon hezimeti artı 2,5 milyon Euro tazminat sonrası gelen Okan Buruk... Yeni dönemin kendini iyi yetiştirmiş hocalarından biri Buruk. Akhisar’la Türkiye Kupası, Başakşehir ile lig şampiyonluğu kazanmak önemli iş. Akhisar’da geçiş oyunu üzerine kurguladığı planı vardı, Başakşehir ile topa sahip olma konusunda en iyilerden biriydi. Şampiyonluk sezonunda 3. bölge baskısıyla kazanılan toplar üzerine çok efektif planlar geliştirdi. Galatasaray’da önce 3. bölge baskısını geliştirici bir kadro planlamasına gitmeli. Bunun için santrforunu doğru seçmeli. Elbette İrfan-Mahmut merkezinin Başakşehir’de sağladığı oyun konforunu yaratacak bir orta saha kurgulamalı. Yeni bir Fernando bulmak kolay olmayacak ama bunun için Berkan-Taylan’ın bir basamak üzerine çıkabilmeli. Son olarak da kaleci departmanının yükünü Muslera’nın omuzlarından almalı, iyi bir kaleci rotasyonu sağlamalı.
‘’Fiyat / performans oyuncusu‘’
Galatasaray, Fernando’dan bu yana ideal orta saha liderini arıyor. Geride kalan sezonda Berkan ile Taylan sanırım tarihin en vasat performanslarına imza atmış olabilirler. Galatasaray’ın yeni sezonda ayakta kalabilmesi için oyunun merkezini güçlü kurması şart. Bunun için gözler yeni başkan Dursun Özbek’te. Önce yeni hoca kim olacak o belirlenmeli, peşinden de doğru bir kadro planlaması. İsmi Galatasaray ile anılan Lille’nin Portekizli orta sahası Xeka bir süperstar değil ancak sözleşmesi bittiği ve bonservisi elinde olduğu için fiyat/performans oyuncusu sınıfında değerlendirilebilir.
Fernando katkısı...
2020-21 sezonundaki Fransa Ligi şampiyonluğunda Benjamin Andre ile Boubakary Soumare’nin arkasında kalan Xeka bu sezon bazı maçlarda stoper bile oynadı. Savunma sertliğini dozunda yapabilen ama top kullanma limitleri sınırlı olan Xeka’dan, Fernando katkısı beklemek mümkün olmayabilir. Xeka’nın Lille’de en büyük sorunu ritmi yakalayamamasıydı. Cristoph Galtier ile şampiyonluk sezonunda iyi bir hamle oyuncusuna dönüşse de ilk 11 için Andre ile Soumare’yi geçememişti. Galatasaray’ın yeni planlamasında yer alırsa Berkan ya da Taylan’ın önünde 11 oyuncusu olur.
Savunma performansı tatmin edici
Ama konu seviye atlamak ise tamamen geçmiş performanslarına bakarak söylüyorum; beklentileri tam karşılamayabilir. Altını tekrar çiziyorum, Xeka sert, yürekli, savunma performansı tatmin edici bir orta sahadır. Galatasaray’ın yeni sezon planlamasında seviye atlatacak bir orta saha mı, günü kurtaracak vasat üstü bir merkez oyuncusu mu seçeceğine karar vermesi gerekiyor.
‘’Domine etmeliyiz‘’
Ülke olarak futboldaki düşüşümüzü kabullenmiş olmasak da Uluslar Ligi C Ligi’nde oynamayı hak edecek muhteşem hatalar yaptığımızı unutmayalım. Stefan Kuntz ile çıktığımız yeni yolumuzda öncelikle C Ligi’nde tek bir puan dahi kaybetmeden grubu lider tamamlamalı, peşinden EURO 2024 biletini almalıyız. Ancak hâlâ kapalı savunmaya hücum ederken set oyununda eksiklerimiz var. Faroe Adaları’na karşı yüzde 70 üstü topa sahipken, set oyununda etkisiz kalmamız ve maçın kilidini açan ilk iki golü kontra ataktan buluşumuz düşündürücüydü. Bugün rakip, ilk maçta 6-0 yendiğimiz Litvanya.
2 futbolcu kaldı!
Lüksemburg karşısında kötü oynadığımız bir ilk yarının ardından Serdar Dursun’un girişiyle Halil’in rolüne dönüşü, peşinden de Doğukan Sinik’in bağlantıyı yapması maçı çözen detaydı. Litvanya’ya karşı bugün İzmir’de set oyununun tüm inceliklerini denemeliyiz. Kuntz’un rakibin zayıflığına bakarak hiç denemediği oyuncuları kullanması beklenebilir. Kuntz’un 3 maçta kullanmadığı iki futbolcumuz kaldı; kaleci Altay Bayındır ve santrfor Tiago Çukur.
Pratiğe ihtiyacı var
Milli Takımımız'ın tarif edilebilir bir oyuna kavuşması için çok fazla pratiğe ihtiyacı var. C Ligi’ndeki rakiplerimizin zayıflığı herkesin malumu. Kasım ayında herkesDünya Kupası’na gidecekken, bizim hazırlık maçları için çok doğru rakipler seçmemiz gerekiyor. Başka türlü C Ligi’ni domine etmemizin bir anlamı olmayacak.
‘’Güçlü santrfor gelir‘’
Jorge Jesus’un takımlarında plan genelde santrfor odaklı kurulur. Portekizli hoca hücum bölgesindeki her bir oyuncuyu yükseltecek güçlü, dominant ve skorer santrforlarla oynamayı tercih eder. Benfica’daki son döneminde Haris Seferovic ve Darwin Nunez, Sporting’de Bas Dost, İslam Slimani (31 gollü 2015-16 sezonu), Benfica’daki ilk döneminde Oscar Cardozo-Rodrigo Lima ikilisiyle yakaladığı başarı aslında Jesus’un kariyerinde santrforların rolünün ne kadar belirleyici olduğunun göstergesi. Nitekim Benfica döneminde bir forvet arkası olan Jonas’ın 30 üstü gole ulaşması, Sporting’de Bruno Fernandes’in aynı rolde 16 gol, 20 asistlik harika performansa ulaşması ve Manchester United’a transferi gibi detaylar Jesus’un Fenerbahçe’de yapmayı vaat ettiklerinin habercisi gibi. Tecrübeli hocanın Fenerbahçe’deki oyun planını dominant bir santrforla kurması beklenebilir. Bu durumda fizikli, pivot özellikleri olan güçlü bir santrfor transferi isteyebilir. Serdar Dursun’u mutlaka rotasyonda tutar, Samatta ya da Berisha’dan birini seçer.
Crespo’nun şansı yüksek
Jesus’un, Benfica ile Avrupa Ligi’nde üst üste final oynadığı dönemlerde önce Nemanja Matic, sonra Andre Gomes gibi iki fizikli orta sahayla plan yaptığı da bilinen bir durum. Keza Sporting Lizbon’da William Carvalho’nun merkezde yarattığı fark Jesus’u fazlasıyla mutlu etmişti. Jesus’un Fenerbahçe’de geniş bir orta saha rotasyonuna sahip olmasına rağmen fizikli, sert ve topa yatkın merkez oyuncusu dediğimizde elinde Gustavo ve Crespo dışında futbolcu bulunmuyor. Gustavo 35 yaşına girdi ama bir yıllık daha kontratı var. Ondan sınırlı oranda yararlanacağını biliyor. Bu yüzden Crespo’nun şansı daha yüksek. Crespo’nun temposu, fizik gücü, top becerisi tatmin edici seviyede. Portekizli orta saha sağlığına kavuştuğunda Jesus’un ana planında yer alabilir.
Ferdi forvete mi?
Jesus’un beklerinden tempo ve hücum aksiyonları beklentisine aşinayız. Fenerbahçe’nin bekleri Ferdi ve Samuel bu taleplerin hücum yönünü karşılayabiliyor. Ne var ki, Jesus’un oynamayı planladığı topa sahip olunan 4-4-1-1’de tamamlanamayan her atak stoperlerin orta yayda yakalanması anlamına gelir ki, geri koşular için tempolu beklere ihtiyaç duyulacaktır. Ferdi ve Samuel’in tempo beklentisini karşılayamama ihtimallerine karşı hocanın yeni bek talebi olabilir. Özellikle Ferdi’nin yeteneklerinden ve şut kalitesinden dolayı forvete monte edilme ihtimali çok yüksek.
‘’Yetecek kadar‘’
Futbol tarihimizin belirleyici sınavlarından biri olan Portekiz’e karşı hiç deneyimlenmediğimiz bir 3-4-3 oynayıp kaybettikten sonra Faroe Adaları’na karşı 4-4-2 ile başladık. İlk 30 dakika rakip ceza sahasında sadece 2 kez topla buluşup toplamda 3 şut denemiş olmak ne denli vasat bir maç başlangıcı yaptığımızın göstergesi olsa gerek. Kapalı savunmayı açma konusunda ilk yarı iyi bir sınav verdiğimiz söylenemez. Halil ile Enes’in sıkışan oyunda alan bulma istekleri bizi açmaza sürükleyen unsurdu. Ama buna alışık olmamız ve kapalı savunmalara karşı doğru set oyununu geliştirmemiz gerekiyor. Zira küme düştüğümüz ve C Ligi’nde yer aldığımız için Faroe Adaları maçından 5 tane daha oynayacağımızı var sayarsak, bunun pratiğini oturtma imkanımız olacaktır.
Pratiği geliştirmek gerek
Ne var ki, Kuntz’un EURO 2024 Elemeleri’nde birden çok oyun planına ihtiyacı olacak. İlginçtir topa yüzde 75 sahip olduğumuz bir ilk yarıda golü setten değil kontra ataktan bulduk. Faroe Adaları oyunu 30 metreye hapsedip bize geniş alan hücumu fırsatı vermemeyi seçti. Bunda da hayli başarılı olduklarını söylemek gerek. İkinci yarı topa daha nitelikli sahip olduk. Serdar Dursun ve Salih Özcan oyuna girdikten sonra maçı tamamen kopardık. Maalesef C Ligi’ndeyiz ve dün geceki maçtan 5 tane daha oynayacağız. Bu tip oyunun da pratiğini geliştirmemiz, set hücumunu kusursuz hale getirmemiz ve maç kaybetmeden üst lige dönmemiz gerek.
‘’Takıntısız ama sert‘’
“Jesus, Benfica’daki ilk döneminde yani 2009 ile 2015 arasında 3 şampiyonluk, 2 Avrupa Ligi finali oynarken formasyon konusunda hiç takıntılı biri olmamıştı. Genelde 4’lü savunmanın değişik varyasyonlarıyla sahaya yayılan Jesus, Benfica’daki ilk döneminde bazı maçlarda Talisca’ya daha konforlu bir oyun alanı tanıyabilmek adına 3’lü savunma ve önünde Cristante gibi bir orta sahayı tercih etmişti. Keza Sporting döneminde Bruno Fernandes’e aynı özgürlüğü tanımak için seçtiği 4-4-1-1 ve 4-2-3-1 ile Portekizli yıldızı dünya vitrinine sunmuştu. Jesus’un genel anlamda oyun mantalitesi şöyle tanımlanıyor; iki hücumcu bekle set oyunu zengindir, kanat forvetlerinden tempo beklentisi her daim vardır, ağırlıklı olarak çift forvetle oynar ama kadroya göre formasyon seçtiği de bilinir. Futbol dünyasında Jorge Jesus’un dominant bir karakter olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Soyunma odası, idman sahası ve tribünlerde hakimiyet isteyen ve bunu kendi yöntemleriyle büyük oranda sağlayan biri. Sağlayamadığında ise genelde ya futbolcular ya da kendi tarafında ayrılık kararları alınabiliyor.”
‘Dominant bir karakter’
“Nitekim Benfica’da bu sezon başı 15 haftada 12 lig galibiyetiyle ilerlerken Portekiz medyasına göre bazı futbolcularıyla takıştığı için görevinden ayrılmıştı. Özellikle kaptan Pizzi ile yaşadığı sorunlar soyunma odasında tatsızlık yaratmış ve bu da medyaya yansımıştı. Fenerbahçe’de de işe Mesut Özil ve Ozan Tufan kararlarıyla başlayacak. Mesut’un son paylaşımları Jesus’a ‘Beni unutma’ mesajıydı. Portekizli hocanın iletişim kanallarını açık tutacağını tahmin ediyorum.”
‘’Her son bir başlangıç!‘’
Fenerbahçe sezonun son maçını Malatya deplasmanında oynadı. Küme düşmesi haftalar öncesinden kesinleşen Yeni Malatyaspor’da maça agresif başlayan Barış Başdaş’ın 23’te kırmızı kart görmesi İsmail Kartal’ın işini kolaylaştırdı. Fenerbahçe sezonun ikinci yarısını oldukça diri, enerjik ve iştahlı futbol oynayan bir takım olarak geçirdi. Crespo sakatlanmasa sanırım bu özelliğine karşılık fazladan alacağı puanları olabilirdi. İsmail hoca iyi bir performans gösterdi, görev süresince sadece Başakşehir’e kaybetti ve son 14 maçtır Fenerbahçe kaybetmiyor. Sezonu gayet iyi bir puan ortalamasıyla bitiriyor. Ne var ki, Fenerbahçe yönetimi Jorge Jesus ile yola devam edeceğe benziyor. Şimdi Fenerbahçe’yi yeni bir süreç bekliyor.
Hızlı hareket edilmeli
Şampiyonlar Ligi ön elemesi için temmuz ayının ortalarında resmi maç oynanacak. Bu yüzden yeni hocanın kadro planlamasına çok erken karar vermesi, yönetimin hızlı hareket etmesi gerekiyor. Jesus’un santrfor rotasyonunu yenileyeceğini tahmin etmek güç değil. Serdar Dursun kalır ama önüne dominant bir santrfor gelir. Jesus için sağ ve sol beklerin hayati önem taşıyor. Ferdi ile sezon boyunca sağ kulvarda fark yaratan Samuel’i yeterli bulup bulmaması Fenerbahçe yönetimi için bütçeyi zorlayacak ya da rahatlatacak detaylardan biri olabilir.