Galatasaray ileri uçta Zaha, sağ önde Barış Alper ve sol bekte Kaan Ayhan tercihleriyle başladı. Trabzonspor’da ise tek sürpriz Hüseyin Türkmen’in savunmanın sağında olmasıydı. Maç öncesi genel beklenti; Bordo-Mavililer’in topu rakibine bırakıp, geçiş kovalayacağı yönündeydi. Ancak Trabzonspor, tribün avantajıyla da tempoyu ayarlayan taraftı. Açıkçası iştah ve istek bakımından son maçların çok önündeydi Avcı’nın takımı. Fakat kalite noktasında sıkıntı vardı. İlk yarıda kenarları iyi kullandılar veya zaman zaman oyunu 3. bölgeye de yıktılar ancak o son pası atacak veya son vuruşu yapacak oyuncuyu aradılar. Galatasaray ise ilk tehlikeli hücum girişiminde 2 pasta golü attı. Nelsson‘un savunma arkasına attığı top, Barış Alper’in müthiş koşusunun devamında yaptığı asist ve Zaha’nın şık vuruşuyla 1-0’ı yakaladılar.

İkinci yarıda dağıldılar

İkinci devrede Galatasaray çok daha net pozisyonlar bulmaya başladı ve 61. dakikada ikiyi attıktan sonra maçı kopardı. Günün adamı Zaha, Kerem Demirbay’ın asistinde fileleri sarstı. 3 dakika sonra da bu kez Zaha pası verdi, Kaan Ayhan farkı 3’e çıkardı. Enis’in golü zaten direnci tamamen kırılan Trabzonspor için teselliden öteye gitmezken, Kerem Aktürkoğlu 80’de ceza sahası dışından attığı müthiş golle skoru 4-1’e getirdi, uzatmalarda da tabelayı belirledi: 1-5. Dünün özeti; mücadelenin veya isteğin, bariz kalite farkının önüne geçemeyeceği gerçeğiydi.

Afrika Kupası ve sakatlıklar nedeniyle zaten rotasyonlu diyebileceğimiz bir kadroyla ligde mücadele eden Abdullah Avcı, buna rağmen dün ekstra 4 değişiklik yaptı. Arif Boşluk, Kerem Şen ve Umut Güneş’in yanı sıra Hüseyin Türkmen 11’de başladı. İlerleyen bölümlerde Göktan, Poyraz ve Fernandez’e şans tanıdı. Özellikle ilk yarıda oyun hakimiyetini rakibine pek bırakmayan Bordo-Mavililer’de, hücumda Enis Destan ile Fountas, savunmada ise özellikle oyun kurulumundaki katkısıyla Hüseyin ön plana çıktı. Batista Mendy orta sahada ‘yetecek’ kadar oynadı, pek fazla zorlamadı.

Her şeyi doğru yaptı

İlk devreye Enis Destan 1 gol, 1 asistlik performansıyla damga vururken, genç yıldız ikinci yarıda da ağları havalandırdı ve maçın adamı oldu. 21 yaşındaki forvet, Onuachu’nun yokluğunda gelen fırsatı iyi değerlendiriyor. Attığı goller bir tarafa, maç içindeki konsantrasyonu, hep doğru yerde oluşu, arkadaşlarına yaptığı servislerle fark yaratıyor. Genç yaşına rağmen çok olgun bir oyun oynadı Enis.

Hayal kırıklığı Bardhi

Tabii bir de hayal kırıklığı yaratanlar var... Enis Bardhi gibi. Bakasetas ile Abdülkadir Ömür’ün olmadığı denklemde esas mevkisi 10 numarada şans bulmasına rağmen bir türlü sahaya ağırlık koyamadı Kuzey Makedonyalı oyuncu. Deplasmandaki Antalya maçında bunu yapamaması nispeten anlaşılabilir ancak 1.Lig ekibi Manisa karşısında bile çok sıradan bir performans gösterdi. Trabzonspor’da hazır bir yaprak dökümü yaşanıyorken, sanki onun için de yolun sonu geldi!

1 puan kazanç! Onuachu, Trezeguet, Pepe, Abdülkadir, Denswil ve Larsen gibi eksiklere maç öncesi Bakasetas da eklendi Trabzonspor’da. Abdullah Avcı’nın eski haliyle dahi zenginleşmesi gerektiğini düşündüğü kadro, dün hakikaten çok kısıtlıydı. Öyle ki kulübede 2 kaleci ve sezon başından beri dakikası bulunmayan Joaquin Fernandez ile gençler vardı. Yani Abdullah hocanın pek hamlesi de yoktu. Trabzonspor işte böyle bir maça henüz 2. dakikada gol atarak başladı. Fountas, dar açıdan bekletmeden doğru vuruşu yaptı. Sonrasında Antalyaspor ilk yarıda üstün gözüken taraftı. Direkten dönen bir topları ve Benkovic’in çizgiden çıkardığı inanılmaz şut en çok akılda kalan anlardı. Devre arasına girilirken Trabzonspor yüzde 31 topla oynayan, rakip yarı sahada sadece 19 pas yapıp, rakip ceza sahasına 5 kez girebilen ve 0.26 gol beklentisine rağmen 1-0 üstün olan taraftı.

Fazla teslim oldu

İkinci devrede Antalyaspor yine daha çok arayan, Trabzonspor ise arkada sağlam kalmaya çalışıp, hızlı hücumlarla 2. golü yoklayan takımdı. 61. dakikada ev sahibi yine direğe takıldı. ‘Geliyorum’ diyen golü, 68. dakikada Jehezkel attı. Sonrasında ev sahibi galibiyet için çok daha istekli olsa da ikiyi bulamadı. Evet, bu kadar eksiğe rağmen zor bir deplasmandan kaybetmeden dönmek elbette önemli. Ancak dün sahaya çıkan 11’ler arasında, bu denli oyun eşitsizliğini ortaya çıkaracak bir fark olduğunu düşünmüyorum. Trabzonspor özellikle bazı bölümlerde rakibine gereğinden fazla teslim oldu. Zaten ikinci yarıda Bordo-Mavililer’in şutu bile yoktu!

Gole kadar Trabzonspor’un çok da tempolu oyun oynadığını söyleyemeyiz. Hatta sıkışma potansiyeli yüksek bir maç gibiydi. Ancak 21. dakikada duran toptan gelen gol sonrası Bordo-Mavililer daha bilinçli hücum etmeye başladı. Bakasetas’ın asistinde ağları havalandıran Benkovic, ilk yarının en iyisiydi. 33’te Samsunspor savunmasının yaptığı büyük hatayı değerlendiremeyen Visca, 45 artı 1’de adrese teslim pası verdi, Onuachu soyunma odasına giderken farkı ikiledi. Aslında maç da bu golle ilk yarıda bitti...

Oyun disiplini...

İkinci yarının henüz başında iki taraf da karşılıklı pozisyonlar yakaladı. Fakat hem Okan hem de Uğurcan başarılıydı. Devamında Samsunspor’un hocası Markus Gisdol, üst üste değişikliklerle takımına enerji katmaya çalışırken, Trabzonspor oyun disiplininden hiç kopmadı. Bununla birlikte ön alanda farkı iyice açabileceği fırsatlar da yakaladılar. Ancak kullanamadılar. Son bölümde Samsun’un penaltıdan attığı gol teselliden öteye gitmezken; maçın başından sonuna kadar kazanacağını hissettiren ve daha derli toplu gözüken Trabzonspor hakettiği 3 puanı aldı.

2024’ün ilk lig maçında, Trabzonspor’da geçen seneden değişen hiç bir şey yoktu aslında! Temposuz ve heyecansız oyun aynen devam etti... Bu vasat ilk yarıda öne çıkan tek adam vardı; Fountas. Şu ana kadar hep ‘öte yandan’ görülen Fountas, dikine oynamaya çalışan, arayan ve en önemlisi de bir şeyler yapmak isteyen tek isimdi Bordo-Mavililer’de. Mendy’nin orta sahaya dönüşü bir şeyleri değiştirir diye bekledik ancak sol içte konumlanan genç yıldız, burada adeta kayboldu. İsimlerden bağımsız, Abdullah Avcı merkezde çift 8’li oyun planında ısrar edecek gibi. Ancak bu düzen, dünkü orta saha üçlüsüne ne kadar uygun tartışılır.

Oyun yine problemli

Benkovic-Baniya ikilisinin geriden oyun kuramayacağı zaten belliydi. Ancak Onuachu da uzun vurulan topları servis yapamayınca, Trabzonspor ön tarafa yerleşmekte çok zorlandı. Açıkçası bu oyunda 1-0 öne geçebilmek büyük şanstı. Ankaragücü savunmasının eksik yakalandığı pozisyonda 2 seken top sonrası Visca ağları havalandırdı: 0-1. İkinci devrede 1-0’ı korumaya çalışan ve fırsat arayan Trabzonspor, karşısında ise üst üste değişikliklerle reaksiyon vermeye çabalayan bir Ankaragücü vardı. Abdullah hoca genel görüntüden memnun kalmış olacak ki; ilk hamlelerini 83. dakikada yaptı... Sonuç olarak; kalesini iyi savunan ve attığı tek golün kıymetini bilen Trabzonspor, deplasmanda üst üste 3. kez kazandı. Fakat oyun, kafalarda yine soru işaretleri bıraktı.

Abdullah Avcı’nın dün stoperde Mendy ile başlaması, aslında yazın transfer edilen üç stoperin de boşu boşuna alındığının göstergesi... Hocanın savunmanın göbeğine çare bulmaya çalıştığı ortada. Fakat Mendy’yi oraya çekmek, orta sahayı da etkiliyor. Çünkü Mendy, eldeki orta saha oyuncuları arasında görevini en doğru yapan tek adam. Her şeye rağmen dün bu plan işledi fakat orta vadede ne kadar fayda getirir, orası tartışılır. Maça dönersek... İlk 30 dakika hareketsiz, gereğinden fazla temkinli ve hücumda hiç bir şey üretmeyen Trabzonspor’u gördük. Ancak sonrasında inanılmaz bir dominasyon uyguladı Bordo-Mavili takım. Özellikle Visca, kritik pozisyonlarının neredeyse hepsinde baş aktördü. Onuachu’ya hiç gelmediği kadar kenarlardan orta geldi. O ise bir türlü topu içeri gönderemedi. Yine de bu 15 dakikalık sekans, ön tarafta planın nasıl işlenebilir olacağını gösterdi.

Onuachu zoru başardı!

İkinci yarıda kenarları aynı şekilde kullanmaya devam eden Trabzonspor, yine Visca-Onuachu ikilisiyle pozisyonu buldu, döneni Trezeguet gol yaptı. Bordo-Mavililer 59’da bu kez diğer kanattan etkili geldi, doğru hücum organizasyonunu Bakasetas müthiş bir vuruşla bitirdi. Sağ tarafı muazzam işleyen Visca, fırsatları cömertçe harcayan Onuachu’nun ardından 76’da bu kez Enis Destan’a attırmaya çalıştı, seken topta Trezeguet yine oradaydı: 0-3. Gaziantep’te günün en iyi isimlerinden Dragus, frikik golüyle takımını umutlandırmaya çalışsa da, Kırmızı-Siyahlı oyuncular pek oralı değildi. Sonuç olarak Trabzonspor, 30. dakikadan sonra kanatların müthiş işlediği, özellikle de Visca’nın kusursuza yakın oynadığı maçı rahat kazandı. Onuachu dün formunda olsa, belki de ortaya tarihi bir fark çıkacaktı.

İlk 20 dakika Trabzonspor adeta buz kesti! Saiz’ın müthiş füzesiyle maça adeta 1-0 önde başlayan Sivasspor, 20’de ise Ray Manaj’la iki farkı yakaladı. Yenilen iki golde de orta sahanın geçirgenliği ve defans hattının uyku hali inanılmazdı. Bordo-Mavili takımda sahadaki kötü gidişe ‘isyan’ eden tek adam Pepe’ydi. Nitekim gol de onun ayağından geldi. Devre biterken de müthiş bir hücum organizasyonuyla Trabzonspor skora dengeyi getirdi. Tabi ki kırılma anı; Abdullah Avcı’nın Baniya’nın yerine Trezeguet’yi almasaydı. Mendy’yi stopere çekip, hücuma ekstra bir oyuncu sokan Avcı, ikinci yarıda daha doğru bir planı uygulamaya koymuştu ki, yine bireysel hatadan gol yenildi. Eren Elmalı çıkarken topu kaptırdı, devamında Raj Manaj müthiş bir vuruşla yeniden Sivas’ı öne geçirdi.

Tek suçlu Taha değil

Evet, Uğurcan’ın yokluğunda Taha kalede hiç güven vermedi. Ancak yenilen gollerde fatura sadece ona kesilmemeli. İlk golde çok basit bir geçiş yedi Trabzonspor. İkincisinde Baniya-Denswil ikilisinin ceza sahasındaki tek Sivasspor oyuncusunu tutmaması anlaşılır gibi değil. Üçüncüde ise Eren’in çok büyük hatası hatta rakibe ikramı vardı. Buna rağmen Enis Destan hamlesinden de Abdullah Avcı yine karşılık aldı. Genç forvet, Trezeguet’ye asisti yaptı. Fakat sonrasında Trabzonspor öne geçecek agresifliği gösteremedi. Hatta golü bile yiyebilirdi.

Dünkü maçı özetlemek gerekirse; Bordo-Mavili ekip kalitesine ve seviyesine yakışmayacak hatalar yaptı, Abdullah Avcı ise hamleleriyle takımı ayakta tutmaya çalıştı. Böyle olunca da 3 golün yendiği zorlu deplasmandan 3 puan çıkmadı.

Kadıköy’de 26 yıl sonra gelen derbi zaferinin ardından Bordo-Mavili takımın da tribünlerin de görüntüsü için söylenebilecek tek şey; hayal kırıklığı... Son 7 maçını kazanamayan ve bu süreçte 5 mağlubiyet alan Konyaspor’a karşı çok kötü bir ilk 45 performansı sergiledi Trabzonspor. Oyuncu grubundaki isteksizlik ve hareketsizlik enteresandı. Sadece hücumda değil, işin savunma tarafında da rakibine çok rahat alan bırakan Trabzonspor’a karşı, Konyasporlu oyuncular her driplinginde çok kolay adam eksiltti ve hızlıca mesafe katetti. Calvo’nun kaleye 1 metreden kaçırdığı gol şans anıydı. Ev sahibi ise son anlarda Visca ile direğe takıldı. Bir de Onuachu’nun kaçırdığı pozisyon vardı.

Pepe hareketlenince...

Fenerbahçe maçında geçen hafta müthiş bir antitez üreten Abdullah Avcı’nın ikinci devrede bu kez nasıl bir tez sunacağı merak konusuydu. Çünkü Alanya ve Karagümrük maçlarından farksız bir Trabzonspor vardı ilk yarıda. Berat’ın yerine Bakasetas girerken, ön tarafta daha dominant oynamaya çalıştı Bordo-Mavililer. Pepe’nin biraz tempoyu yükseltmesi golü de getirdi. Onuachu ile Trabzonspor öne geçti. Ancak savunmada garip bir konsantrasyon kaybı vardı. Bu dengesizlik golü yedird. Baniya’nın riskli pası sonrası çok çabuk çizgiye inen Konyaspor, Prip’le skoru dengeledi.

Risk karşılık buldu

Sonrasında Abdullah Avcı risk aldı. Baniya’yı çıkartıp, Enis’i sokarak çift forvete döndü. Nitekim genç Enis’in asistinde günün adamı Onuachu, İbrahimovic’i hatırlatan müthiş bir vuruşla ikinci golünü attı. Kötü oynarken de kazanmak, en önemlisi derbi zaferinin ardından milli araya 2’de 2 yaparak girmek çok önemli. Ancak Trabzonspor’da hala çözülmeyi bekleyen kronik sorunlar ve görece kendinden zayıf takımlara karşı bir tempo sorunu var.