‘’Normale dönüş! ‘’
Yazının başlığı kimseyi aldatmasın. Normale dönen şey; Bordo-Mavili takımın üst üste galibiyetler aldığı dönemdeki saha içi kurgusuna geçmesiyle, aynı o süreçteki disiplinli futbol ve doğru oyun planının doğru uygulanışıydı. Yoksa ilk düdüğün ardından yapılan 30 saniyelik protesto ve Konya’da özellikle ikinci yarıdaki tribün gerginliği, pek de normal bir süreçten geçmediğimizin çok net bir göstergesi aslında! Neyse biz yine sahada kalmaya çalışalım... Trabzonspor, 2-0’dan 2-2’ye getirdiği ve son anlarda kaybettiği Fenerbahçe maçından sonra ligin en sert deplasmanlarından birine çıktı. Son 4 maçını kaybetmeyen, evindeki son 3 karşılaşmadan ise 7 puan çıkartan Konyaspor’a karşı üstünlüğünü kabul ettirerek başladı Bordo-Mavililer. Bu üstünlüğü çok net pozisyonlara yansıtamasalar da Trezeguet’nin müthiş şutuyla golü buldular, Mısırlı yıldızla 2’yi kaçırdılar, Bardhi ile direğe takıldılar ilk yarıda.
Fazla rahatlayınca...
İkinci devrede penaltıdan 2’yi bulduktan sonra Trabzonspor fazla rahatladı, Konyaspor da bu rahatlığı cezalandırdı! 79. dakikada Nzonzi farkı 1’e indirdi, 82’de direkten dönen top ise Trabzonspor’u kendine getirdi! Son sözü Fountas söyledi. 89’da ceza sahası dışından müthiş bir şut çıkartan Yunan futbolcu, maçı bitirdi.
‘’Patlama maçı!‘’
Karagümrük için böylesine etkisiz kaldığı bir ilk yarıda öne geçmek adeta piyango gibiydi. Tek isabetli şutta, kornerden golü buldular. Trabzonspor ise 1-0 geriye düştükten sonra çok daha net reaksiyon göstermeye, iştahlı bir şekilde oynamaya başladı. Bardhi biraz da şansının yardımıyla skoru eşitleyince, Bordo-Mavililer devrenin son 15 dakikasını neredeyse tamamen rakip yarı sahada oynadı. Kenarları iyi kullanan, dönenleri toplayan, önemli fırsatlar da yakalayan Trabzonspor için eksi yazan tek şey; yine işin sonuçlandırma kısmındaki başarısızlıklarıydı. Neyse ki o aradıkları golü de ikinci yarıda buldular daha doğrusu rakibe attırdılar! Meunier’in çok güzel pasıyla arkaya sarkan Visca’nın içeri çevirdiği topu günün şanssızı Biraschi kendi kalesine yollarken; 2-1’in hemen ardından Enis Destan hamlesi geldi Abudllah Avcı’dan... O hamle golle karşılık verdi. Enis’in indirdiği topta Pepe ceza sahasını karıştırdı, fırsatçı Trezeguet farkı 2’ye çıkardı.
En farklı galibiyet
3-1’den sonra iyice dağılan Karagümrük savunmasına karşı Pepe ve Umut Bozok’un golleriyle 5’i bulan Trabzonspor, bu sezonki en farklı galibiyetini aldı. Kısacası; atanı (Onuachu) ve tutanının (Onuachu) olmadığı maçta böylesine dominant oynamak, daha da önemlisi bu futbolu gollerle taçlandırmak çok değerliydi. Özellikle de Fenerbahçe derbisi öncesinde...
‘’38. dakikada bitti!‘’
Maçı izlemeyip de ilk devre sonunda 2-0’ı görenler, Alanyaspor’un çok üstün bir oyun oynadığını veya Trabzonspor’un ekstra kötü bir gün yaşadığını zannedebilir. Ancak sahadaki görüntü, hiç de skorun karşılığı değildi ilk 45’te... 282 isabetli pasla kendisi adına sezon rekoru kıran Trabzonspor aynı zamanda en çok şut çekip, en fazla orta denemesinde bulunduğu ilk yarıyı geride bıraktı. 8. dakikada yedikleri golden sonra Enis Bardhi, Trezeguet ve Enis Destan üçlüsüyle önemli pozisyonlara giren ancak değerlendiremeyen Bordo-Mavililer, 38’de jeneriklik bir gol yedi! Uğurcan-Denswil anlaşmazlığı sonucu adeta topu kendi kalesine attı Trabzonspor.
Hiç inanmadılar
Önde basıp, kötü de oynamayıp bu kadar garip bir şekilde 2-0 geriye düşünce maçı çevirmek de hiç kolay olmuyor. Üstelik Trezeguet-Enis Destan ikilisi dün ön tarafta o kadar verimsizdi ki, bu şartlar altında deplasmanda kazanmak hatta puan çıkartmak hayal gibiydi Trabzonspor için. Zaten ikinci yarıda maçı kafasında bitirmiş bir takım vardı sahada! Maçı çevireceğine hiç inanmayan ve konsantrasyonu tamamen kaybolan bu oyuncu grubu, üst üste 4 yenilgi yaşadığı günleri hatırlattı. Bu ortamda zaten yenilgi kaçınılmazdı fakat Bordo-Mavili ekipteki pes etmişlik, esas can sıkıcı olan ve düzeltilmesi gereken durum o.
‘’60 dakikada kazandı‘’
En önemli hedefi olan kupaya, rotasyonsuz çıktı Trabzonspor. Ligdeki kadroya göre tek fark forvette Onuachu’nun olmasıydı. Çok az süre aldığı Afrika Kupası’ndan dönüşte maç ritmini kaybeden Nijeryalı, tamamen ön tarafa yıkılan oyunda fırsatlar yakaladı ancak son vuruşlarda veya tercihlerde yetersiz kaldı. Sadece o değil Trezeguet ile Bardhi de girdiği pozisyonları çok basit harcadı. Normalde Uğurcan Çakır’ı neredeyse hiç görmediğimiz bir ilk yarıdan, özellikle de 15 kez kaleyi yoklamış Trabzonspor’un mutlaka gol çıkartması lazım. Ancak devreye 0-0’la girildi. Herhalde Abdullah hocanın kısa vadede üzerinde en fazla durması gereken konu bu; iyi oyunu golle taçlandırmak, önde baskıyla kazanılan topları daha iyi kullanmak ve pozisyonları sonuçlandırma yüzdesini artırmak..
Farkı açabilmek lazım
İkinci yarıya da benzer şekilde başladı Bordo-Mavili takım ama bir farkla... Bu kez golü buldular. Alanı doğru kapatıp, rakip sahaya iyi yerleşen ve sekenleri de iyi toplayan Trabzonspor’da, Visca bir anlık konsantrasyon hatasını affetmedi ve topu ağlara gönderdi. 60. dakikadan sonrası ise başka bir hikaye. Trabzonspor attığıyla yetindi, Başakşehir üst üste değişikliklerle beraberlik için yüklendi. Sonuçta defansif olarak sağlam kalmayı başaran Fırtına, yarı finale yükseldi. Üst üste kazanılan Adana Demir ve Başakşehir maçlarında aynı senaryo işlese de bu tip oyunlarda farkı açabilmeyi becermek gerekli.
‘’Kazanma alışkanlığı‘’
Maça hızlı başlayan ve ön tarafta üretmeye çalışan bir takım gördük. Meunier’in sağ koridoru etkili kullanmasına zaten alışmıştık; bu kez ona ters kanatta Eren Elmalı da eşlik edince hücum organizasyonları çeşitlilik kazandı Trabzonspor’da. Trezeguet’nin sürekli ceza sahasında arayış içinde olması ve golü de yine bu şekilde atması değerli. Keza öncesinde Mendy’nin savunmadan topla müthiş çıkışı ayrıca kıymetliydi. Takımdaki en net orta saha oyuncusunun stoperde kullanılmasını pek doğru bulmasam da, Mendy mevki fark etmeksizin meziyetlerini bir şekilde göstermeyi başarıyor. İlk yarıda 13 şut denemesinin 6’sında isabet bulan, 1 topu direkten dönen, attığından daha fazlasını kaçıran ve rakip ceza sahasında tam 21 kez topla buluşan bir Trabzonspor vardı. İşin savunma tarafında da Adana Demirspor’a 1 isabetli şut bile attırmadılar. Bordo-Mavililer son vuruşlarda biraz daha becerikli veya konsantre olabiyseydi, bu devreden daha fazla gol çıkarabilirlerdi.
Son 30 dakika düşündürücü
55. dakikada Berat-Visca-Bardhi işbirliğinden çıkan gol ofsayt uyarısıyla iptal edilirken, 62’de Onuachu ve Pepe’yi aynı anda oyuna soktu Abdullah Avcı. Açıkçası bu hamleyle son yarım saatlik bölümde biraz ritm kaçtı. Baskı şiddeti azalırken, Adana Demirspor da yeni girenlerle daha özgüvenli gitmeye başladı Trabzonspor kalesine. Ancak Bordo-Mavililer savunmada kırılmadı. Sonuç olarak; kazanma alışkanlığını yakalamak, özellikle de gol yemeden bunu yapmak önemli. Esas konu ise ilk yarıdaki oyunu genele yaymak. Trabzonspor bunu başarabilirse 4 olan galibiyet serisi uzar gider.
‘’İyi oyunun karşılığı‘’
Trabzonspor’un ilk yarıdaki görüntüsü hiç fena değildi. Oyun hakimiyetini elinde tutan, tempoyu istediği gibi ayarlayan, boş alanlar bulmakta da zorlanmayan BordoMavililer’de tek problem, bu üstünlüğünü pozisyon zenginliğiyle taçlandıramamasıydı. Özellikle Trezeguet bazı tercihleri daha doğru yapabilse, devreye önde girebilirlerdi. Mısırlı yıldızın 34. dakikadaki müthiş şutunda ise kaleci Erce parmaklarının ucuyla dokunmasa, top direk yerine ağlara gidecekti. 0-0’a rağmen Trabzonspor’un net oyunu, ikinci devrede bir şekilde golü bulacaklarının sinyalini verdi. Bir başka önemli detay da; Hatayspor’a tek bir isabetli şut imkanı tanımamalarıydı. İkinci devrenin henüz başında ise bir kenar ortasıyla golü buldu Trabzonspor... Meunier 2. resmi maçında 2. asistini yaptı, Trezeguet kafayla fileleri havalandırdı. Evet bazen karar mekanizması yavaş işliyor, bazen fazla zorluyor fakat her pozisyonda da bir şekilde o var. Ve Trezeguet ne yapıp edip skora etki etmeyi başarıyor.
Fark yaratan rakamlar...
60. dakikada karşı karşıya fırsatı harcayan Bardhi, 77’de çok daha zorunu attı. Delici koşu ve devamında doğru vuruşla farkı ikiye çıkardı Kuzey Makedonyalı. Sonrası ise üst üste değişiklikler, son anlarda Hatayspor’un birkaç yarattığı tehlike ve Uğurcan’ın şık kurtarışları... Sonuç olarak Trabzonspor 24 şut denemesi yaptığı, 475 pasla hakimiyeti hiç bırakmadığı, 51 kez rakip cezasına girip, 1.98 gol beklentisi yarattığı maçın sonunda hak ettiği 3 puanı aldı. Şimdi esas konu; bu oyunu sürdürülebilir kılmak hatta fazlası için çabalamak.
‘’Şans anı: 90+6!‘’
Rakip bir alt ligden Gençlerbirliği, üstelik kadroda rotasyona gitmiş... Trabzonspor ise yıldızlarıyla sahada çünkü bu sezonki en gerçekçi hedefi kupa... İlk 10 dakika yakalanan ve değerlendiremeyen 2 net pozisyon, sonrasında maça hiç asılmayan, durumun ciddiyetinin farkında olmayan bir oyuncu grubu! Evet zemin çok kötü ancak mücadele etmemenin, iştahsız oyunun, formanın hakkını vermemenin bahanesi olabilir mi? 14. dakikada yenilen gol ise tek kelimeyle ibretlikti! Pozisyonun gelişiminde Bardhi’nin rakibine verdiği pas, sonrasında savunmanın gözle takibi... Gençlerbirliği’nden 19 yaşındaki Melih Bostan, Trabzonsporlu ağabeylerini çalıma dizdi, topu da ağlara gönderdi!
Radikal değişim şart
İlk devre 1-0 geride kapatılmışken herkesin beklentisi hocanın neşteri vurmasıydı. Ancak tek hamleyi yeni transfer Meunier’i oyuna alarak yaptı. İkinci değişiklik için de 82. dakikaya kadar bekledi Abdullah Avcı. Ne çift forvete dönmeyi düşündü ne de sahadakileri kendilerine getirmeyi! Dakikalar geçiyor, umutlar tükeniyor; arada bir sosyal medyaya baktığımda da tam anlamıyla bir sinir harbi yaşanıyordu. 90 artı 6’da Meunier’in ortasında Eren’in kafa golü net şekilde şans anıydı. Uzatmalarda ise Trezeguet şık bir golle turu kopardı. Trabzonspor çok zorlanarak ve kalite farkına rağmen sahaya hiç ağırlık koyamayarak çeyrek finale adını yazdırdı. Ancak bu maç burada kalırsa yani gereken dersler ve hatta radikal kararlar alınmazsa tünelin ucu hiç aydınlık gözükmüyor.
‘’Tükenmişlik sendromu!‘’
Trabzonspor’da zorunlu değişiklikler dışında kadro farklı olmasa da Abdullah Avcı’nın başlangıç senaryosunda yaptığı birkaç değişiklik vardı. Öncelikle her iki bek geçen maçlara göre daha özgür oynadı. Bardhi de 10 numara değil, sol kanatta başladı. Fountas yardımcı forvet gibi Enis’in arkasındaydı. İlk yarıda iki Enis’in işbirliğinde golü de buldu Trabzonspor. 44’te Visca rahat durumdayken Fountas’a doğru pası atabilse, devreye 2-0 önde girecekti Bordo-Mavililer.
Teslim bayrağı
İkinci yarıda ise Trabzonspor fabrika ayarlarına döndü! Zaten devrenin henüz başında golü yediler. Ceza sahasında 4 kişinin Aytaç Kara’yı durduramaması bir yana, öncesinde topun dışarıdan çevrildi çok netti. Hakem görmedi diyelim, VAR’dakiler acaba neyi izledi? Bu golden 10 dakika sonra Eren’in ‘destek’ eline çarpan top sonrası bu kez VAR devreye girdi. Hakem ‘penaltı’ dedi. Hajradinovic’in golüyle Kasımpaşa 2-1 öne geçince, Trabzonsporlu oyuncular da teslim bayrağını çekti!
Yine Mendy stopere...
Abdullah hocadan da geriye düştükten sonra o bilindik hamle geldi! Stoper çıktı, orta saha girdi; Mendy stopere geçti! 2 dakika sonra da Kasımpaşa 3. golü kaydetti. Sonrasında taraftarların tepkisi, oyuncu grubunun olanları sadece izleyişi ve kenarda Avcı’nın demoralize hali... Trabzonspor büyük bir tükenmişlik sendromu yaşıyor. Bu hastalığını çözümü ise hiç kolay gözükmüyor.









































