‘’Alışkanlık meselesi!‘’
Alanyaspor maçının ilk yarısında rakip ceza sahasından 1 şutu dahi olmayan Trabzonspor, Karagümrük deplasmanında 90 dakikayı isabetli şut atamadan tamamladı! Sırf bu cümle bile Bordo-Mavili takımın ne oynadığını daha doğrusu oynamadığını gösteriyor. Evet, Abdullah Avcı’nın elinde sihirli bir değnek yok daha 2. maçı fakat Trabzonspor bu denli rakibini tehdit etmekten uzak oynayabilir mi! İşin garip tarafı, 0-0’lık skordan rahatsızlık duyan bir futbolcu grubu da yok sahada. Kimse sorumluluk almıyor, kimse savunma arkasına koşmuyor, kimse zorlamıyor... En önemlisi sahadaki gidişata isyan eden oyuncu yok.
Hücum planı yok
Takımın 10 numarası Abdülkadir Ömür, rakibi kovalamaktan ileride aksiyon yaratmaya fırsat bulamıyor. Zaten son 2 maçta da forvet arkasında oynamasına rağmen rakip ceza sahasından şutu bile yok. Sonuç olarak; kontrollü oyun anlaşılabilir, savunma güvenliği de ancak 3. bölgede net bir plan ortaya koyamayan takım, kazanma alışkanlığını nasıl yakalayacak. Kazanma alışkanlığına erişmek için önce oyun alışkanlığınızın olması gerekmez mi? En azından 5-10 dakikalık sekanslarda dahi olsa bir şeyler gösterebilmeliydi Trabzonspor ve Abdullah hoca. Ancak bazı alışkanlıklardan kısa vadede kurtulmak, çok zor gibi!
‘’Altın değerinde!‘’
Trabzonspor’un koskoca 45 dakika boyunca ceza sahası içinden tek bir şut dahi atamaması, ilk yarıdaki oyununu anlatmaya yeterli aslında! Abdullah Avcı’nın çok daha pozitif etki yaratmasını bekliyorduk hepimiz. En azından iştah anlamında. Fakat maçın ilk perdesinde çok kopuk, plansız ve her an hata yapmaya hazır bir Trabzonspor gördük. Alanyaspor ise temkinli başladığı maçta, ciddi bir rakip tehdidi sezmeyince daha organize şekilde gitmeye başladı kaleye. Hatta net denebilecek 3 fırsat yakaladılar fakat golü atamadılar. Bordo-Mavililer’de ise Visca ceza sahası dışından 2 kez tehlike yarattı.
Enteresan bir gol
Abdullah Avcı ikinci yarıya da aynı 11’le çıktı. Tek fark bu kez daha net baskı uygulamaya çalışan bir takım vardı, özellikle 2. bölgede. 54. dakikada ise enteresan bir golle Trabzonspor üstünlüğü yakaladı. Enteresan, çünkü asisti yapan Alanyasporlu Oğuz Aydın, golü atan da bir başka Alanyasporlu Aliti’ydi. Elbette Onuachu’nun hatayı sezmesi, yaptığı doğru koşu ve pozisyonun içindeki etkinliği önemliydi.
Taraftarın mesajı...
Golden sonra Trabzonspor daha özgüvenli rakip kaleye gitmeye başladı. Zaman zaman doğru ön alan presiyle de Alanyaspor’u hataya zorladı. Onuachu 2 önemli pozisyonu değerlendiremezken, Aliti’nin direkten dönen topu şans anıydı. Pepe-Fountas ikilisinin girmesiyle değişen kanatlar son 10 dakikalık bölüme heyecan katarken, Abdullah Avcı ilk döneminde olduğu gibi yine 9. haftada yine 1-0’lık galibiyetle başladı. Son söz; şampiyon hocanın geri döndüğü ilk maçta stadın yarısı boş kalıyorsa, taraftarın verdiği mesajı doğru okumak gerek...
‘’Yine şaşırtmadı! ‘’
Adana Demirspor’a karşı, üstelik de deplasmanda böyle bir orta sahayla çıkmak büyük kumardı. Berat’ın yanında Kourbelis veya Umut Güneş gibi o bölgenin oyuncularından birini oynatmaktansa, Bjelica Bardhi’yi tercih etti. Mendy’nin yokluğunda zaten dinamizm problemi yaşaması muhtemel orta alan, Bardhi-Bakasetas ikilisi birlikte sahada olunca iyice geçirgen oluyor. Üstüne sol tarafta da bir başka 10 numara orijinli isim Fountas’la başlamak hakikaten enteresan. Kontratak futbolunu tercih eden bir hoca, Trezeguet’yi böyle bir maçta neden kenarda tutar, anlamak zor!
Golü hak ettiler
Dönelim maça... İlk yarıda Adana Demirspor net şekilde üstündü. Hem kenarları iyi kullandılar hem merkezden tehlikeli geldiler hem de ön alanda çok adamla baskı yaptılar. Gariptir ki golü ise bir geçiş hücumundan attılar. Yusuf Sarı’nın hazırladığı pozisyonunun devamında Nani, ev sahibini 1-0 öne geçirdi. Aynı Yusuf, 42’de direğe takıldı. Bordo-Mavililer ise ilk yarıda en net fırsatı Bardhi ile yakalasa da, Makedon oyuncu bomboş durumdaki Fountas’a pası vermeyip, pozisyonu harcadı.
Bjelica’nın planı yok
İkinci devrenin başlangıç senaryosunda Trabzonspor biraz daha hareketliydi. Onuachu ile çok net bir tehlike de yarattılar. Rakip yarı sahada daha fazla kalmaya çalışan Bordo-Mavililer, buna rağmen üretkenlik noktasında sınıfta kaldılar. Açıkçası geçen sezon göreve geldiğinde farklı şeyler hayal ettiren Bjelica, geride kalan 8 maçlık periyotta oyun anlamında elle tutulur bir plan sunabilmiş değil. Elbette maç kaybedilebilir ancak esas problem sıradanlaşmak hatta zaman zaman vasatı bile aşamamak!
‘’Bu kadar yanlış olunca!‘’
Nereden başlasak... Nenad Bjelica’nın enteresan tercihlerinden mi, aylardır bas bas bağıran eksik bölgelere bir türlü yapılmayan transferlerden mi, yoksa sahadakilerin boşvermişliğinden mi? Tarihi şampiyonluğun üzerinden daha 1.5 yıl geçmeden bir takım bu kadar mı kalitesizleşir, bu kadar mı genetiğinden uzaklaşır! Savunmaya bakıyorsun, 3 tane stoper alınmış. Yine de elindeki en iyi isim Denswil. O da yedek. İlk yarıda birbirinin kopyası yenilen 2 gol. Orta saha zaten bomboş. Hamsik’ten Kourbelis’e düşen bir merkez, forvette umutsuz vaka Umut Bozok! Bu kadar yanlışın olduğu bir yerden de doğal olarak doğru çıkmıyor. Trabzonspor, üstelik de taraftarının önünde ligin en sıradan ekiplerinden Rizespor’a kaybediyor.
Eylül ayı beklenmemeliydi
Aslında her mağlubiyet yenilgi değildir, özellikle de sezon başında. Bazen doğru mağlubiyetler büyük zaferler için bir adımdır. Elbette. bunun için ders çıkarmak, harekete geçmek ve reaksiyon göstermek gerekir. Hem sahada hem de masada. Ancak tüm bu eksikleri görmek için Eylül ayına kadar kesinlikle beklenmemeliydi. Bundan sonra doğru transferler yapılsa dahi, uyum süreci, takım olabilmek ve özlenen havayı yakalamak için ciddi zaman gerekli.
‘’Tabela yanıltmasın‘’
Geçtiğimiz sezondan çok da farklı olmayan bir 11’le sahaya çıktı Trabzonspor... Yenilerden sadece Kourbelis ve stoper Benkovic sahadaydı. Durum böyle olunca, ciddi değişim de pek yoktu takımda. Bjelica’nın mücadele odaklı oyun sistemi vae zaman zaman hızlı hücuma çıkışlar görsek de, net eksikler dikkat çekiciydi. Özellikle orta alanda. Kourbelis 6 numarada görev yaptı, yanında çoğunlukla Bakasetas vardı. Yunan yıldız kaleden bu kadar uzak oynayıp, enerjisini farklı şekilde harcamak zorunda kalınca ön taraftaki üretkenliği mecburen azalıyor. Kötü gözükmesinin temel sebebi de bence pozisyonuyla alakalı. Aslında hocanın da bu noktada pek bir alternatifi yok. Çünkü kulübede o bölgenin tek adamı olarak Doğucan var. Dolayısıyla Trabzonspor’un daha olgun bir oyun için merkeze bir hatta 2 transfere acil ihtiyacı var.
Acil takviye gerekli
Ön tarafta ise yüksek beklenti barındıran isimlerin vasat performanslarını izledik. Trezeguet var ama yoktu. Visca ilk yarıda kopuktu. Umut Bozok ise rakip stoperler arasında kayboldu. İşler istenildiği gibi gitmezken, imdada Denswil yetişti ve attığı golle galibiyeti getirdi. Elbette 8. dakikadan sonra skoru korumak, son anlardaki baskıya rağmen savunma direncini kaybetmemek önemliydi. Açılış maçında alınan galibiyet de çok değerli. Fakat Trabzonspor’un bu sezon yarışta olması için ilk 11 seviyesinde en az 4 transfer gerekli.
‘’Büyük ustaya böylesi yakışırdı‘’
8 Haziran 2021... Marek Hamsik’in imzayı attığı o gün... Hem kendisinin hem de Trabzonspor’un talihinin döneceği günmüş meğerse.
Rekorlarla dolu müthiş kariyerindeki tek eksik parçayı Bordo-Mavili formayla tamamladı, 37 yıl sonra Fırtına’nın yaşadığı tarihi şampiyonluğun da en büyük kahramanlarındandı. Ve dün efsaneye veda zamanıydı. Son defa Akyazı’ya ayak bastı, kaptan olarak sahaya çıktı. O yönetti, arkadaşları eşlik etti ve herkes bir kez daha ‘İyi ki Hamsik’i bu topraklarda izlemişiz’ dedi.
UNUTULMAZ SON
Maça dönersek... Ritmini bulmuş Trezeguet’ye diğer kanattan da Visca eşlik edince neler olduğunu Giresunspor maçında görmüştük. Dün o filmin ikinci perdesini izledik. Alanyaspor öne geçmesine rağmen hemen reaksiyon veren Trabzonspor, Visca-Trezeguet işbirliğiyle skoru eşitledi.
Devamında da 24 ile 35. dakikalar arasında goller yağmur gibi geldi. İkinci yarıda da tempo devam etti ancak Trabzonspor atmayı 5’te bıraktı. En özel anlar ise 61. dakikada ve son düdüğün ardında yaşandı. Grande’nin vedası, herkesin ona gösterdiği saygı ve büyük ustanın gözyaşları...
Unutulmaz bir hikaye, unulmaz bir sonla noktalandı.
‘’Her zaman hedef vardır‘’
Trabzonspor, ‘Hedefsiz takımların maçlara konsantre olması zordur’ tezinin her zaman doğru olmadığını gösterdi dün Giresun’da. Can derdindeki rakibi yüksek mücadele gücü ortaya koymasına rağmen Bordo-Mavililer özellikle ilk yarıda hiç sinmedi. Siopis-Bardhi-Bakasetas üçlüsü orta sahada net üstünlük kurarken, Trezeguet’nin son zamanlardaki müthiş temposuna Visca da eşlik edince; Fırtına devreyi 2-0 önde kapattı. İlk golde Visca-Umut ikilisi, ikincisinde Visca-Umut-Bardhi işbirliği vardı.
Biraz gaz kesince...
İkinci yarıda değişikliklerle birlikte Giresunspor nispeten hareketlenmeye başlasa da, oyun disiplininden kopmayan Trabzonspor, Umut Bozok’la 3’ü buldu. 72’de Bakasetas penaltıdan attı. Farkın 4’e çıkmasının ardından Bordo-Mavililer biraz gaz geçince, ev sahibi üst üste bulduğu 2 golle ‘acaba’ dedirtti ama devamı gelmedi.
Gecikmiş doğru karar
Son 2 haftada alınan 4’er gollü galibiyetler bir tarafa, Trabzonspor uzun bir aradan sonra takım görüntüsü vermeye başladı. Belki de Abdullah Avcı’nın ardından Orhan Ak kumarı oynanmayıp, Bjelica o zaman göreve getirilseydi; Bordo-Mavililer sezon bitimini havlu atmış şekilde geçirmeyecekti.
‘’Hoca doğruyu buldu!‘’
Geldiğinden beri denemeyanılma prensibiyle ilerleyen, bir anlamda bu maçları gelecek sezonun hazırlığı olarak gören Bjelica, Fenerbahçe yenilgisi sonrası oluşan havaya bakınca, nereye geldiğini daha iyi anladı! Eğer taraftarı, camiayı ve hatta yönetimi bir şeylere inandıracaksa, bunun yolunun maç kazanmaktan geçtiğinin farkına vardı. Ki bu kez maceraya atılmayıp elindeki en güçlü 11’le ve o kadronun alıştığı sistemle başladı.
Trezeguet’nin mesajı...
Herkesin yerli yerinde olduğu Bordo-Mavili takım, belki ilk yarıda çok fazla tempo yapamadı ancak 3 gol attı. İlk 2 golde Karamgümrük kalecisi Batuhan büyük hatalar yaptı. 35. dakikada ise Trezeguet jeneriklik bir vuruşla ağları havalandırdı. Fenerbahçe deplasmanında oyuna girdikten sonra ‘ben bu takımda yedek olmam’ mesajını net şekilde veren Mısırlı yıldız, dün kaldığı yerden devam etti. 4 golün hepsinde onun payı vardı.
Tarihi fark kaçtı
Trabzonspor 51. dakikada skoru 4-1’e getirdikten sonra Karagümrük tamamen havlu atarken, kalan bölümlerde tarihi fark kaçtı. Trezeguet bazı pozisyonlarda bencillik yapmasa, bazılarında da doğru vuruşu çıkarsa, kendisi adına unutulmayacak bir maç olacaktı. Her şeye rağmen önemli olan kazanmaktı. Oyuncu grubundan daha çok Bjelica’nın bu galibiyete ihtiyacı vardı.