‘’Tek rakibi kendisi!‘’
Sezonun en güçlü oyunlarından biri ortaya koydu Trabzonspor ilk yarıda... Antalya yenilgisinden alınan dersler, hocanın müthiş maç önü hazırlığı ve futbolcu grubunun iştahı fark yaratan noktalardı. Elbette kusursuz tribün desteğinin de büyük katkısı vardı bu coşkulu oyunda. Hem takım hem de bireysel performanslar standart üstüne çıkınca, sezonun flaş ekibi Hatayspor adeta nefes alamadı! Öyle ki ilk 45 dakikanın istatistikleri, her şeyi anlatıyordu... 386 isabetli pas ile rekor kıran Bordo-Mavililer, yüzde 80 topla oynarken, 8 şutun 5’inde isabet sağladı, rakibine ise tek bir şut şansı vermedi. Atılan iki goldeki vuruş kalitesi ve pozisyonların hazırlanışı da mükemmeldi.
Muazzam gol vuruşları...
İlkinde Djaniny, muazzam plasesiyle kaleciyi çaresiz bıraktı. İkincisinde ise derslik bir organizasyon vardı. Kalemle kağıda çizsen, idmanda defalarca denesen kolay kolay atılmayacak bir gol attı Trabzonspor. Takımın doğru paslarla ısrarlı şekilde boşluğu araması, Djaniny-Denswil ikilisinin sol taraftan yaptığı geçiş, Cornelius’un servisi ve devamında Denswil’in ip gibi uzayan pasında Danimarkalı’nın yaptığı ayak içi vuruş, adeta başka bir seviyenin ürünüydü...
Tutuk başladı ama...
İkinci yarıya 3 değişikle başlayan Hatayspor, Trabzon’un da gaz kesmesiyle 2 önemli fırsat yakaladı. Uğurcan, gol olması halinde rakibi ateşleyecek pozisyonda çok kritik bir kurtarış yaptı. Açıkçası 60-65’e kadar sergilenen görüntü, ilk devrenin epey uzağındaydı. Fakat sonrasında üst üste değişiklikler ile Trabzonspor tekrar oyuna ağırlığını koydu. Önemli tehlikeler de yarattılar. Siopis’in kaçırdığı, Koita’nın atamadıkları, Abdülkadir’in etkili şutu akılda kalanlardı.
Nwakaeme’yi aramadılar
Açıkçası Nwakaeme gibi önemli bir silahın yokluğunda sergilenen hücum performansı ve Antalya yenilgisinden sonra takımın gösterdiği reaksiyon çok değerliydi. Üstelik de Hatayspor gibi ligin en tehlikeli takımlarından birisine karşı... Trabzonspor, şampiyonluk yolunda tek rakibinin kendisi olacağını ve onlar istemedikçe kimseyi yanına yaklaştırmayacağını bir kez daha gösterdi!
‘’Usta işi galibiyet‘’
Hücum hattı her an tehlike yaratabilecek Adana Demirspor’a karşı, Berat-Siopis orta sahasını tercih etti Abdullah Avcı. Esas sürpriz olan, sol bekte Trondsen’in yokluğunda Peres’in yerine Denswil’in 11’e girmesiydi. Belli ki hoca, yine maçın şifresini ‘sabırlı oyun’ olarak belirlemişti... Kritik nokta ise son haftalardaki gibi ilk golü atan taraf olmaktı. Öyle de oldu. Hamsik-Ömür-Dorukhan pas hattı, derslik bir organizasyonla topu Nwakaeme ile buluşturdu. Nijeryalı yıldız, direkle paslaşıp (!) meşin yuvarlağı ağlara yolladı: 1-0. Devamında Adana Demirspor’un beraberlik için aldığı riskler ve yarattığı önemli tehlikeler vardı. Bazılarında Uğurcan’a takıldılar, bazılarında da son vuruşlardaki beceriksizliklerine...
Uğurcan faktörü...
İkinci yarının çok daha zor geçeceği belliydi fakat 54. dakikada iki usta ayağın bireysel kalitesi, Fırtına’ya ikinci golü getirdi. Nwakaeme, artık kendisiyle özdeşleşebilecek o klasik pasını attı, arkaya sarkan Hamsik de müthiş bir kontrol ve dokunuşla fileleri havalandırdı: 2-0. Sonrasında tribünlerdeki coşku ve atmosfer bambaşkaydı. 68 ve 82’de Uğurcan’ın yaptığı kurtarışlar ise kırılma anı olabilecek pozisyonlardı... Ve lider Trabzonspor, zorlu bir engeli daha aşıp, üst üste 8. galibiyetini aldı. Djaniny’nin yokluğu, Cornelius’un maçın başında sakatlanması ve Bakasetas’ın kulübede oluşuna rağmen Nwakaeme ve Hamsik’in saha içi liderliği, yine fark yarattı.
‘’O artık gerçek bir yıldız‘’
Tarih 12 Eylül, Galatasaray maçının 37. dakikası...Abdülkadir Ömür’ün kenara alınıp, gözyaşlarına boğulduğu o an, yepyeni bir hikayenin başlangıcıydı aslında. O gün, 'Oyuncusunu taraftarın önüne attı' diyerek hocayı eleştirenler de oldu, Abdülkadir bir daha toparlayamaz diyenler de! Halbuki Abdullah Avcı'nın maç sonunda basın toplantısındaki sözleri netti, anlamak isteyene: "Biz şampiyon olacaksak, Abdülkadir Ömür gibi oyuncularla olacağız." Nitekim Avcı, derbinin ertesi günü toparlanmak için izin talep eden Abdülkadir'e de "Kafanı toplayacağın yer yeşil saha. Dinlenmek yok. İdmana çıkacaksın ve çok çalışacaksın. Ben sana güveniyorum" demişti.
Öyle bir ayağa kalktı ki...
Önce Abdülkadir kendine inandı, çok çalıştı, hatta özel antrenör eşliğinde ekstra idmanlar yaptı; devamında da başta hocası olmak üzere ona güvenenleri yanıltmadı. Avcı'nın Galatasaray derbisinden sonra tüm maçlarda süre verdiği, çğunda da 11'de görevlendirdiği Abdüş, öyle bir ayağa kalktı ki, bonservisine 23 milyon Euro teklif edilen günlere döndü. Ve o artık, gelecek vaat eden değil, gerçek bir yıldız. Hatta çok daha fazlası, sezona damga vuran Trabzonspor'un saha içindeki yeni liderlerinden biri.
‘’Tam yol ileri...‘’
Marek Hamsik’in dönüşü sonrası Berat’ı kulübeye çekip, Siopis’le başlayan Abdullah Avcı’nın yine rakip analizi ışığında çok doğru bir orta saha kurgusu oluşturduğunu söylemek gerek... Defanstan pasla çıkan Karagümrük’e yapılacak ön alan baskısında, Siopis’in dinamizmine mutlak ihtiyaç vardı. Nitekim o da, sahada adım atmadık yer bırakmadı. Bu maçta önemli olan diğer nokta, ilk golü atmaktı. Orada da Djaniny devreye girdi. Kazandırdığı penaltıda topun başına geçen yıldız isim, kaleciye takılsa da, Viviano’nun ayakları çizgide olmadığı için atış tekrarlandı ve Djaniny bu kez topu ağlara yolladı: 0-1.
Nwakaeme zoru başardı
Golden sonra Karagümrük defansının hatasını kovalayan Trabzonspor, Nwakaeme ile önemli bir fırsat yakaladı. Nijeryalı yıldızın son anlarda kaçırdığı pozisyon ise inanılacak gibi değildi. Djaniny’nin pasında kale ağzında, bomboş durumda Nwakaeme imkansızı başardı ve atamadı. İkinci yarıda ilk tehlikeyi Karagümrük’te Pesic yarattı. Sonrasında Abdülkadir Ömür, net fırsatı harcadı. O Abdülkadir, 62. dakikada kendini affettirdi. Geçen hafta olduğu gibi yine müthiş bir gol attı: 0-2. Sonrasında Abdullah hocanın yine yerinde hamleleri ve takım savunmasındaki yüksek konsantrasyon vardı. Trabzonspor bir kritik virajı daha kayıpsız geçti, üstelik attığından fazlasını kaçırarak... Kısacası rota belli, tam yol ileri...
‘’45 dakikada parçaladılar‘’
Trabzonspor’un şampiyonluk stresiyle nasıl mücadele edeceğinin testiydi aslında dünkü 90 dakika... Öyle ki, son 1 haftadır herkesin dilinde aynı sözler vardı: Trabzonspor bu maçı kazanırsa, şampiyonluğu bırakmaz. Rehavete girmemek, konuşulanlara kulak tıkamak ve en önemlisi kazanarak devam etmek önemliydi. Üstelik de Bakasetas, Hamsik, Uğurcan gibi çok ciddi eksikler varken... Bordo-Mavili takım öyle bir ilk yarı oynadı ki, neden lider olduğunu. neden rakiplerine fark attığını bir kez daha herkese kanıtladı. Vitor Hugo’nun maçın başında son adam olarak Dicko’ya yaptığı hamle, elbette kırılmadı anıydı. Hakem ‘devam’ dedi. 19. dakikada Abdülkadir Ömür, belki de sezonun golünü ağlara gönderdi. Bu gol, tribünleri ayağa kaldırdı, Gaziantep’in direncini kırdı. Sonrasında Nwakaeme sazı eline aldı. Önce Djaniny’ye müthiş bir asist yaptı, ardından 3. golün de hazırlayıcısıydı. Djaniny’nin asistinde Cornelius, Beşiktaş derbisinde olduğu gibi müthiş bir soğukkanlılıkla topu filelere yolladı: 3-0.
Rahatlamanın bedeli...
İlk yarıda rakibini dağıtan Fırtına, ikinci devrede işi rolantiye aldı. Ancak fazla rahatlığın sebebi, kalelerine gol olarak dönebilirdi. Gaziantep çok yüklendi, önemli fırsatlar da yakaladı. Fakat ya son vuruşlarda beceriksiz kaldılar ya da kaleci Arda’ya takıldılar. Her şeye rağmen Trabzonspor, önemli bir virajı daha kayıpsız geçti, 6’da 6 yapıp, zirvenin tek hakimi olduğunu gösterdi.
‘’Doğru hamleler ve 3 puan‘’
Trabzonspor için maçın başlangıç senaryosu ancak bu kadar kötü olabilirdi... Henüz 14. dakikada Gervinho dizinden ciddi şekilde sakatlanıp çıktı, 20. dakikada ise Edgar’ın eline çarpan top sonrası Rizespor penaltı kazandı. Portekizli stoper, gördüğü sarı kartla Beşiktaş derbisi öncesi cezalı duruma geldi. 22’de Djokovic’in penaltısıyla geriye düşen Bordo-Mavililer, bir süre toparlanamadı. Sezon başından beri konuşulan ‘Berat-Siopis ikilisi birlikte oynarsa, orta saha daha sağlam olur’ tezinin de çürüdüğü bir ilk yarı oynandı. Hamsik’in kilit pasları hızlı kaldı, Abdülkadir Ömür ile Dorukhan ise öne çıkan oyunculardı. Bakasetas’ın yokluğunda 10 numara pozisyonuna geçen Hamsik, 41’de penaltı kazandırdı. Şutunda, Bolasie’nin eline çarpan top sonrası hakem beyaz noktayı gösterdi; Djaniny skoru eşitledi: 1-1.
Tüm riskleri aldı
İkinci yarıda Abdullah Avcı, sarı kartı olan Berat’ı çıkartıp, ilk hücum hamlesini Nwakaeme ile yaptı. Onun girişiyle sol taraf hareketlendi. 65’te ise merkezdeki diğer oyuncu Siopis’i de kenara alıp riske giren Avcı, kulübedeki kozu Bakasetas’ı soktu. Uğurcan’ın önce 66’da özellikle 69. dakikada çıkardığı toplar çok kritikti. Beklenen gol ise 79. dakikada geldi. Bakasetas’ın kornerinde Vitor Hugo’nun kaleciden dönen kafasını Nwakaeme tamamladı: 2-1. Golün ardından Denswil ve Serkan Asan ile bu kez Avcı’nın oyunu tutmaya yönelik değişiklikleri vardı... Nitekim hocanın ikinci yarıdaki tüm planları ve hamleleri sonuç verdi. Fırtına, bu sezon 4. kez geriye düştüğü bir maçı çevirip, maç fazlasıyla zirvede farkı 7 puana yükseltti.
‘’En değerli 3 puan‘’
Derbi galibiyetleri sonrası, rehavete çok açıktır. Üstelik deplasmana gidiyorsanız ve Bakasetas ile Nwakaeme gibi en önemli hücum kozunuz yoksa, her şey daha da zorlaşır. Trabzonspor, Göztepe karşısında ilk yarıyı tamamen çöpe attı! Ne bir set hücumu ne de geçişten tehlike yaratabilen Bordo-Mavililer, koskoca 45 dakikada tek isabetli şut dahi bulamadı. Saha içinde lider oyuncu eksikliği net şekilde hissedilirken, Göztepe ise 2 önemli fırsat yakaladı. Ancak onlarda da bitiricilik sorunu vardı. İlk devrenin öne çıkan detayı ise oyunun sürekli durması ve hakemin standart üstü sertliğe rağmen kartını sadece bir kez kullanmasıydı.
Gervinho affettirdi
İkinci yarıda Abdullah Avcı’dan Siopis hamlesi geldi. Açıkçası maçtaki sertlik ve mücadele düzeyi de onu çağırıyordu. Kendini iyi hissetmeyen Yusuf Sarı’nın yerine giren Yunan oyuncu, takımına direnç kazandırdı. Trabzonspor aradığı hızlı hücum fırsatını 56. dakikada yakaladı. Abdülkadir Ömür’ün iyi taşıdığı topta, günün belki de en etkisiz isimlerinden Gervinho soldan kaleye hızlı indi ve takımını öne geçirdi: 0-1.
Bu kadar eksiğe rağmen...
Golden sonra tamamen rakibin riske girip, hata yapmasını bekleyen Trabzonspor, zaman zaman uzun vurup Cornelius’u kullanmaya çalıştı. Göztepe ise en ciddi tehlikesini 86. dakikada yakaladı. Baku’nun sert şutu, direk dibinden dışarı çıktı. Aynı oyuncu, son saniyelerde de topa dokunabilse, boş kaleye atacaktı. Sonuç olarak Fırtına, sezon normallerinin altında bir 90 dakikayı geride bıraktı, ancak bu kadar önemli eksiğin ve maç içinde de yeni sakatlıkların yaşandığı hesaba katılırsa, bu 3 puan çok değerli. Şunu unutmamak gerekir; eğer şampiyon olacaksanız, ne yapıp edip bazen kötü gününüzde de kazanmak zorundasınız.
‘’Bakasetas varsa, sorun yok‘’
Trabzonspor’un son haftalardaki en iyi ilk yarı performansını izledik Kayseri’de... Direkten dönen 2 top, Bakasetas’ın inanılmaz füzesi ve Hamsik-Nwakaeme ikilisinin sol kanatta müthiş işbirliği vardı. Gervinho hücum hattındaki tek tutuk isimdi, ancak 19. dakikadaki müthiş pasında Cornelius golü atabilse, onun bile hanesine asist yazılacaktı. Normal şartlarda yakalanan bu kadar pozisyonun karşılığı en az 2-3 farklı bir skordu. Fakat Kayserispor, devreye girmeden 1-1’i yakaladı. Trabzonspor’un en yumuşak karnı olan sağ taraftan Onur rahatça ortayı açtı, İsmail Köybaşı’nın gözle marke ettiği Emrah Başsan kafayı vurdu, topu ağlarla buluşturdu: 1-1.
Üst üste hamleler
İkinci yarıya aynı 11’le başlayan Abdullah Avcı, 56. dakikada 2 değişiklik birden yaptı. Gervinho’nun yerine Yusuf girdi, sarı kartı olan Siopis’le de Abdülkadir Ömür değişti. Hamsik 6 numara pozisyonuna geçerken; Abdülkadir, A Milli Takıma çağrılmanın motivasyonuyla eski günlerindeki gibiydi. Gol için riskler alan Trabzonspor’da, Bakasetas bu kez penaltıda sahne aldı, 60’ta skoru 2-1 yaptı.
Gerilim filmi gibi!
Golden sonra da Bordo-Mavililer önemli fırsatlar yakaladı fakat son vuruşlarda ya yanlış tercihler vardı ya da konsantrasyondan uzak şutlar... Son 10- 15 dakikalık bölüm ise Bordo-Mavililer için gerilim filmi gibiydi. Kayserispor yüklendikçe yüklendi, Trabzonspor farkı ikiye çıkaramamış olmanın stresini derinden hissetti. Her şeye rağmen 2 maç sonra kazanan Fırtına, milli araya hem moralli hem de maç fazlasıyla lider girdi.