Her yaz gündemaynı... Fenerbahçe, Visca’yı istiyor. Visca transferin gerçekleşmesini sabırsızlıkla bekliyor. Başakşehir ise takımın skor makinesi için beklediği bonservisi bir türlü masada göremiyor ve iş olmuyor. Geçen sezonun başı, transferin son birkaç günü Ali Koç’un tek yoğunlaştığı isimdi, konuşulan 8-10 milyon Euro’luk bedeller işe yine engel oldu. Ancak bu kez farklı... Çünkü Emre Belözoğlu devrede. Geçtiğimiz günlerde Boşnak yıldızla oturdu, bizzat konuştu. 2010’dan bu yana tanıdığımVisca bu adımı atmayı çok istiyor. Parada pulda gözü olmayan bir karakter. Yıllardır sırtladığı takımda isimli oyuncuların kazandığının çok daha azına oynaması ispatı.

Ozan ve Tolgay

Bosnalı’dan onayı alan Emre Belözoğlu şimdi ise Göksel başkanla masaya oturacak. “Her zor günümde yanımda olan, gerçek dost ve ağabey” dediği Göksel başkan... Yani iş ikili arasındaki görüşmeye kaldıysa bence her sene yılan hikayesine dönen dev transfer bu kez gerçekleşir. Fenerbahçe ve Visca’yı mutlu edecek şey bu. Geriye Başakşehir’in mutluluğu kalıyor. Bu da Okan hocayı saha içinde tatmin edecek takasla mümkün. Ozan Tufan ve Tolgay Arslan’ın isimleri masada. Deniz Türüç’ün de adı geçiyor ama Ozan, Tolgay ve Başakşehir’in isteyeceği bir yabancıyla transferin sonuçlanması yüksek ihtimal görünüyor.

Görevini yaptı

Gerçekleşmeli... Sahaya yansıtmasa da işin bitmemesinin verdiği hayal kırıklığıyla giriyor Visca her sezona. Başakşehir desen, -aklım almasa da- bugüne kadar bu kadar skor üreten ve istikrar ortaya koyan oyuncusundan ne yurt içinde ne de yurt dışında istediği bonservisi bulamıyor. Görevini yaptı, takımını şampiyonluğa taşıdı. Şimdi onun da istediğinin olması gerekiyor.

Maç öncesi kadrolar açıklandığında nasıl bir oyun izleyeceğimiz belliydi az çok. Cüneyt Dumlupınar Hasan ve Tevfik’le sert ama yeteneği kısıtlı bir orta saha tercih etmiş Cüneyt Dumlupınar. Bu maçın ilk bölümünde beklemeyi, kazandığı toplarla sonuca gitmeyi düşündüğünü gösterdi. Karagümrük için ise Zeki’nin sakatlığı tercihten öte mecburi bir orta alan kurgusu getirdi. Çağrı, Zeki’yi aratmayınca Karagümrük dinamik ve topu doğru kullanan 2. bölgesiyle 3. bölgeye daha kolay geçti. Cüneyt hocanın maçı ikinci yarıda veya uzatmalarda koparma düşüncesi böylece yanlış bir plana dönüştü. Çünkü 40’ta Çağrı’nın attığı gol erken hamlelere ve plan değişikliğini gerektirdiği Şimşekler adına.

Demir fırsatları kullanamadı

Maça başlaması gereken silahlarını ikinci yarıya saklayan Dumlupınar, 56’ya kadar 4 hamle yapınca maç kendine geldi, heyecan dozu yükseldi. Skor da 69’da Dibba’nın bireysel becerisiyle eşitlendi. Böylece risklerin çoğaldığı, mücadelenin arttığı bir son 20 dakika kaldı bize. Traore ve Erkan’la iki kez gole yaklaşan taraf Demirspor’du bu süreçte. Ancak sonuç değişmedi, uzatmalara gidildi. Kazananı penaltı atışları belirledi. Karagümrük, Süper Lig’e yükseldi.

Fenerbahçe'nin hiç kredisinin kalmadığı sezona girerken ‘30 maçta sadece 1 asist yapan alt lig oyuncusu mu transfer edilecek?’ düşüncesi hakim Darri haberini okuyan taraftarlar arasında. Elbette izahı kolay değil. Yine de hamleyi doğru okumaya çalışalım. Evet Darri 4 gol, 1 asistle oynadı. 25 yaşındaki oyuncu üst düzey tabela yapamadı. Buna karşılık 80 kez rakip ceza sahasında topla buluşması var. 80 başarılı çalım atmış, 39 kez şut pası hazırlamış, 169 ikili mücadele kazanmış ve 18 isabetli şut atmış. Yani skora yansıyan performansından çok daha fazla iş yapmış bireysel rakamlarıyla. Süratli, kilit çözen ve savunmasına da yardım eden bir oyuncu.

Patlama beklentisi!

Böyle bir transfer neden yapılır? Oyuncudan potansiyel beklentiniz vardır, patlama yapacağınıza inanırsınız ve alternatif kadro içerisinde 1 kontenjanınızı kullanırsınız. Ki ben Darri’de bu potansiyeli görüyorum. Büyük takımların her sezon bir potansiyel deneme yapması gerektiğine de inanıyorum. Ancak bu plan çok çok uygun rakamlarla gerçekleşmeli. Konuşulduğu gibi 1 milyon Euro bonservis, 600 bin Euro maaşa kapalı kutu transfer yapılmamalı. Fenerbahçe böyle bir dönemde yapmamalı.

Koca bir seneyi aşan olağanüstü sezonun getirdiği mental yorgunlukla baş etmek, bu mevsimde ülkenin en sıcak şehirlerinden birinde tam motivasyonla sahada olmak kolay iş değil. Bu yüzden finali tecrübesi daha fazla olan takımların oynamasını bekliyorduk. Nitekim Manisa FK’da 8, Tuzla’da 7 Süper Lig görmüş oyuncunun sahada olması buraya tecrübe ile geldiklerini net şekilde anlatıyor. Hal böyle olunca konsantrasyonu yüksek, riskten kaçınan, temkinli, sert ve korakor bir oyun anlayışı çıktı ortaya finalde. 75’e kadar Tuzlaspor’un tek, Manisa’nın 2 kaleyi bulan ama tehlike sayılmayacak şutu var. Bu gidişattan ilk sıkılan Cihat Arslan oldu. 3 oyuncu birden sokarak sonucu değiştirmeye aday hamlelerini yaptı. Oyunun seyri de hemen değişti. Zafer’le gole çok yaklaştı Ege ekibi.

Taşkın uzatmayı istedi

Ne olursa olsun iki hoca da koca sezonun emeğini fiziksel olarak ağırlaşan, sıcak havanın etkisini artırdığı uzatmalara bırakmak istememeli. Bu yüzden hamlelerini uzatmaya saklayan Taner Taşkın değil, risk alan Cihat Arslan son 10 dakikada kazanmaya yakındı. Sinan’ın driplinginde de rakibi 10 kişi bırakmayı başardılar. Ömer Faruk bana göre gereksiz şekilde kızarınca avantaj iyice Manisa’ya geçti ama iş uzatmaya kaldı. Uzatmada Tuzla’nın müthiş direnci ve duvarı sonucu penaltılara bıraktı. Beyaz nokta üzerindeki savaşı kazanan taraf ise İstanbul ekibi oldu. Tebrikler Tuzla...

Karagümrük oturmuş kadrosuyla ilk maçtaki 11’inin aynısıyla çıktı sahaya ve ilk maçtaki gibi daha ne yaptığını bilen taraf olarak başladı rövanşa. Ligin en farklı iki kanat oyuncusu Darri ve Ndao ile rakibi zorladılar da. Hatta ilk yarıda Ndao savunma arkasına öyle bir sızdı, öyle sakin bir aşırma attı ki; kaleci Lukac bile top direkten dönünce uyandı. Yılmaz Vural ise yine farklı, yine değişik bir 11 denemeye çalıştı. Vazgeçti, 26. dakikada Eray’ı alıp Ali Kaan’ı soktu. Neyse ki bu hamle tuttu. Genç Ali Kaan oyuna renk kattı. Devre olmadan Bjarnasson’la net bir gol de kaçtı. Ali Kaan’ın Akhisar orta sahasına kattığı dinamizm ikinci yarıda da sürdü. 60’ta ceza alanındaki karambolde bu kez Akigolar direğe takıldı. Bertuğ şanssızdı. Bu karambol Karagümrük’ü kendine getirdi.

Vural ve tercihleri

Kırmızı-Siyahlılar, 71’de Sabo ile öne geçti. Yılmaz hoca kenarda delirdi. Elindeki tüm gol şanslarını sahaya sürdü. Cocalic’le iki kez daha direği geçemeyince maçta heyecan dozu iyice yükseldi. Aynı ilk maçtaki her anı aksiyon filmi gibi geçen rövanşın sonunda Karagümrük zafere uzandı. Hak ettiler de... Finalde de şansları yüksek bence. 2020’nin sürprizlerinden birine de Karagümrük’le tanık olabiliriz. Akhisar’a yazık oldu. Yılmaz hocanın tercih hatalarının bedeli ödendi.

Denizlispor düşmeyi hak etmemişti...Sezon boyunca yönetimsel sorunlarla gündeme geldiler. Ödemesi yapılmayan futbolcular kaçıp gittiler. Yücel İldiz’le başlayan sezon, Mehmet Özdilek, Bülent Uygun ve son olarak Levent Kartop’la tamamlandı. Bu da ayrı bir yönetim sıkıntısıydı ama sahadaki oyuncular her zaman işini layıkıyla yaptı. Hep üst düzey mücadele gösterdiler. Geçen hafta Alanyaspor karşısında son saniyede gol yemeseler şimdi tatile çıkmışlardı. İş bu hafta düşen Ankaragücü’yle oynanan maça kaldı. 90 dakika boyunca yine sezon boyunca gösterdikleri mücadeleye yakışan bir performans ortaya koydular. Net fırsatlara rağmen belki galibiyete ulaşamadılar, hatta son anda şok bir gol yediler ama lige tutunmayı başardılar. Şimdi geride kalan sıkıntılı sezondan ders alma ve kısa sürede doğru bir planlama yapmaları şart.

Cefa mı, ceza mı!

Ankaragücü için ise söylenecek çok bir şey yok sanırım. Yazık oldu...6 yıl sonra uçurumun kenarından dönüp geldiler ve şimdi yine istikametleri ne yazık ki aynı... Bu kez dönebilirler mi bilinmez. Artan borç yükü, FIFA’da çözümü imkansız dosyalar, bekleyen puan silme cezaları ve birçok sıkıntı. Taraftarı yine büyük bir cefa bekliyor. Keşke koca çınarı bu hale düşürenleri de aynı oranda ceza beklese...

Karagümrük’te seyircisiz maç olmaz, tarihi Vefa Stadı’nın yanındaki evler böyle olağanüstü durumlarda her zaman tribünlere dönüşür. Surların üzerinde canını tehlikeye atanlar, balkonlarda meşaleleri ateşleyenler ve 90 dakika susmayan semt çocukları... Bu yüzden son zamanlardaki hazırlık maçı görünümlü karşılaşmaların yerine gürültüsü yüksek bir 90 dakika izledik. Tempo da bu doğrultuda hep vasatın üzerindeydi. Ev sahibi için Darri ve Ndao tam bu ligin kilit çözecek adamları. Nitekim 18. dakikada Ndao’nun kazandırdığı penaltıda Sabo takımını öne geçirdi. Akhisarspor’da Yılmaz Vural takımın ayarlarıyla fena oynamış. Vrsajevic sol kanatta başladı, Bjarnasson 10 numarada. Burhan ve Erhan gibi iki skorer kulübede. En uçta ise takımın 3. forveti Bertuğ.

Erhan cezayı kesti

Bu komplike kadro Akhisar adına üretkenlikten uzak bir maç çıkardı ortaya. 34’te kornerden yapılan ortada Bertuğ’un 3 savunmacı arasından yükselip vurduğu kafa gol olmasa pozisyonu yok Yeşil-Siyahlılar’ın. Vural müdahalede gecikirse Karagümrük için daha cazip bir ikinci yarı olacağı belliydi. Öyle de oldu. 58’de Sobiech kaleci Lukac’ı avlarken 65’te Ndao farkı milimle kaçırdı. 83’te Yalçın ve Fatih’in ortada hiçbir şey yokken Akhisar lehine ürettikleri pozisyonu Erhan cezalandırdı: 2-2. Koray enfes bir golle söyledi 3-2 yaptı, son sözü ise Uğur söyledi.

Erol Bulut yönetiminde sezona damga vuran Alanyaspor için derbinin olduğu hafta fırsat maçıydı. Rakibin ateş hattından uzaklaşmayı hedefleyen Denizli olması ise dezavantaj. Çünkü 30 derece sıcaklıktaki randevu Horozlar adına tek kelimeyle sezon finali. Bu yüzden iki takım için de öncelik hatasız bir maç oynamak, kollanan fırsatlarla sonuca gitmek. Temkinli oyun dar alana sıkıştı doğal olarak ve geniş alan silahlarını seven ekiplerin sevmediği bir maç izlemek zorunda kaldık. İlk yarı bu yüzden kısırdı. 9’da Recep Niyaz gole yaklaştı, 30’da ise ev sahibi adına Bakasetas.

Bulut böyle istedi...

İkinci yarı hocaların hamlelerine, oyuna müdahalelerine göre şekillenir, en azında riskler alınır diye düşündük haliyle. Ancak o an sahada oynanan maçın değil de diğer sonuçların daha önemli hale gelmesi hamleleri de o doğrultuda getirdi. Denizlispor 1 puanı koruyup ligde kalmayı garantilemek için Kibong’u soktu. Beşiktaş’ın kazandığını duyan Erol Bulut ise elindeki tüm ofansif kozları. Kazanan risk alan oldu. Erol Bulut’un takımı son saniyelerde Onur Bulut’un golüyle kazandı. Denizli ise 1 puanı alsa ligde kalacaktı, önemli fırsat tepti.