‘’Çökertme planı‘’
Trabzonspor, İstanbul’a çıkış için geliyor. Abdullah Avcı ile ilk çalışma döneminde İstanbul deplasmanlarının dönemin oyuncuları için adeta ‘En keyifli seyahatler’ olduğu biliniyordu. Eski hocasıyla eskimeyen hocası arasında oyuna dair değişimin izlerini takip etmeye devam edeceğiz. Nenad Bjelica’nın kurduğu ve kurguladığı kadrodan, Abdullah Avcı’nın kurmadığı ama bildiği, çalıştığı oyuncuların da olduğu bir kadro ile yeni bir kurgunun iki haftalık değişim sancıları bakalım bu üçüncü haftada neler yaşatacak Trabzonspor camiasına. Lige ve Avrupa’ya galibiyetler serisiyle başlayan, devam eden, kadrosunda çok ve alternatifi bol iyi oyuncuları olan, takım oyunu ve oyun ezberi güçlü ev sahibi Fenerbahçe karşısında müthiş bir taktik disiplin gerekiyor öncelikle.
Hocayı anlamak mümkün
Mevkilere, taktiğe sadakat Trabzonspor’un bu deplasmandan yara almadan çıkmasının önünü açar. İki haftalık periyot şunu gösterdi: Abdullah Avcı geri ve yan pas konusunda inandığı doğrulardan taviz vermeyecek gibi. Bunu yaparken şu ilk dönemi kayıpsız geçmek istiyor. Odağına “puan” koymuş. Ancak hızı ve tempoyu da yavaş yavaş artıran hatta haftalara yayarak artıran bir gelişim planlıyor gibi. Karagümrük maçı da tıpkı ilk Alanya maçı gibi beğenilmeyen futboldan kısa kesitler alındığında aslında hocanın düşüncesi anlaşılabiliyor. Karagümrük maçının ilk 30 dakikalık bölümünde Trabzonspor önde basan, taraftarın da beklentisi olan o “Dikine oyunu” oynayabileceğini gösterdi. Golle süsleyemediğin hiçbir oyunun izleyen nezdinde kabul görmemesi normal. Ancak kesitler önemli. Rakibinin bu kadar güçlü ve favorisi ilan edildiği bir karşılaşmada İsmail Kartal’ın oyununda üç önemli silahından mahrum olması Trabzonspor adına kendi eksiklerini de düşündüğünde kullanabileceği bir zaaf gibi duruyor… İsmail hocanın oyununda her oyuncu sistemin önemli parçası idi ve güzel bir mekanizma oluşmuştu.
Umarım hakem konuşulmaz
Abdullah Avcı rakibinin bu 3 eksiğini de düşünerek o noktalardan çökertme planı yapabilir. İki stoperin ve mevki bağlantılarının oyun pratiklerinin daha düşük olacağı ihtimali Trabzonspor için odaklanılacak konular olabilir. Oyunu Uğurcan’dan itibaren başlatan, geriden kurgulayan Trabzonspor’u, yoğun ön alan baskısıyla oynayan Fenerbahçe karşısında sıklıkla uzun oynarken de görebiliriz. Rakibini geriye koşturup yoracak bu plan tutabilir. Uzun, diyagonal pasların adresinde Onuachu başrole soyunabilir. Onun yakınına indireceği toplar, açacağı alanlar hızlı kenar ve forvet arkası pozisyonda forma giyecek Trabzonsporlu oyuncular için kaleciyle karşı karşıya kalmak demek. Bir de Pepe gibi henüz kullanmadığı büyük oyuncusu var Trabzonspor’un. Maça damga vurabilir. Çok bilinmeyenli, bir çok senaryolu dev bir maç olacak yine. Not: Zorbay Küçük bu maç için kesinlikle yanlış bir tercih oldu. Umarım hakemden bağımsız bir karşılaşma konuşuruz.
‘’Radikal işler şart!‘’
Karagümrük karşısında maç geneli itibariyle iyi bir görüntü vermeyen oyuncu grubu maç başında kısa süreli tempo üretse de ortada bir takım oyunu görmek mümkün olmadı. Trabzonspor oyun üretmekte rakiplerinden çok geride. Trabzonspor, Abdullah Avcı ile birlikte devre arasına kadar bu kadro içinden tercihlerle ve arayışlarla haftalarını tüketmek durumunda. Trabzonspor’un iyi oyuncuları var. Ancak bu oyuncuların adeta birbirlerini daha yeni görmüş gibi mesafeli duruşları yine dikkat çekti. Şu anki takımın en kritik anlarda senkronizasyonu asistle süsleyecek, o anahtar pası atacak oyuncuya ihtiyacı var. Hamsik aranıyor mesela. O oyuncu modeli henüz kadro içinde bulunmadıysa oyunu değiştirmek şart!
Dokunuş yapması gerekiyor
Trabzonspor’un dün milli duygularımızın tavan yaptığı Cumhuriyet Bayramımız’ın 100. yılında törenlere ara verip maçı izlemeye gayret gösteren taraftarlarına güzel bir mücadele izletmesi gerekiyordu... Abdullah Avcı ile bu ikinci dönemin ilk periyodu belli ki zor geçecek. Bundan sonrası için takımın devre arasını sağlam puanla görmek gibi bir hedefi olmalı. Takımı Abdullah Avcı kurmadı. Ancak dokunuşlarını hissettirmesi gerekiyor. Radikal tedbirler alınması futbolun gerçekleri içinde var. Şu kadro yüksek maliyetleriyle bilinen değerli oyunculardan oluşuyor. Ne yazıktır ki bu oyuncular inisiyatif kullanmıyorlar bile. Tekmeye kafa diye tabir ettiğimiz savaşma ruhu yok. Bakasetas arandı mesela. Bazen oyun kazandırır bazen de oyuncu. Trabzonsporlu oyuncular idmanlarını yapıp vazifelerini tamamlamış gibi bitirdiler maçı. Rakiplerinde durum öyle değil. Makası açmakla meşguller onlar. Radikal işler lazım Trabzonspor’da!
‘’Kazanma odaklı oyun şart‘’
Abdullah Avcı ile onun ‘geri gelişinin’ ikinci maçına çıkacak Trabzonspor... İyi futboldan çok kazanma odaklı futbol ilk maçın özetiydi. Eski teknik adamının bıraktığı anlayıştan Abdullah Avcı anlayışına geçiş elbette kolay olmayacaktı. Zaman kısıtlı olunca sağlam adımlar atmak, macera aramamak önemliydi. Şimdi her maç daha fazlasını gösterme zamanı Trabzonspor için. İlk maç oynanan oyun beğenilmemişti. Ama kazanmanın kıymeti büyük. O nedenle anlaşılır bir durumdu. İlerleyen haftalarda bu maçlar ‘3 puan aldı’ olarak hikayeleşecek. Tıpkı şampiyonluk sezonundan önceki sezon yaşarken çekilen ama sonrasında adı bile anılmayan sıkıntılar gibi.
Konum belirleme maçı...
Ligimizde makası açan iki takım var. Ve bunu sıklıkla ifade eden teknik adamlar izliyoruz. Bu herkesin malumu konu hakkında ifade edilen söylem tehlikeli bence. Bugün de Trabzonspor, Karagümrük karşısına adeta ligdeki konumunu belirlemek için çıkacak. Makası açan 2 takıma yakın bir açıyla mı pozisyon alacak, yoksa diğer kulüplere yakın bir açıyla mı konumlanmak isteyecek bunu gözlemleyeceğiz. Bjelica’yı inatlarıyla hatırlayacağız. Sonra da vazgeçilmesiyle.
3 puan makas kapatır
Bardhi maliyeti de düşünüldüğünde ‘hatalı’ transfer kategorisinden bir türlü çıkamayan bir oyuncu. Abdullah Avcı’nın 11 tercihinde ondan vazgeçtiğine tanıklık edebiliriz. Karagümrük son Adana Demir galibiyetiyle adeta gözdağı verdi bile. Zor maç olacak geri dönen teknik adam için. İstediği oyunu ya da ‘istenilen’ oyunu üretebilmek için yeterli zamanı olmayan Avcı’nın yine kazanma odaklı oyun tercih etmesi şart. Ancak kademe kademe güçlenen... Kötü oyun 1 gün konuşulur. 3 puan makas kapatır.
‘’Yine sabır lazım‘’
Kazanarak başlamak gerekiyordu. Kazanmasını da bildiler. Öyle ya da böyle. Rakip kendi kalesine attı. Trabzonspor kazandı. Ancak oyun hiç memnun etmedi. Bu oyunun daha çok gelişmesi lazım. Üzerinde çok çalışılması lazım. Trabzonspor’un alacak çok yolu var önünde. Seçenekler içinden en ideal olanı seçmiş Abdullah Avcı. Kadro bu. İdeali bu olan, taraftarın da beklediği kadro dizilimi ile başladı oyun. Abdullah Avcı oyuncularını tıpkı o dönemki şampiyonluğun fabrika ayarlarına döndürmesi hayli zaman alacak gibi. Bu kadro ile devre arasını görmek için; bu kadroya iyi bir orkestra şefi katana kadar portföyünden seçimlerle orta alanda arayışlar izlemeye devam edeceğiz. Görünen o ki bu takım hızlı oynayamıyor. Hızlı karar veremiyor. Yardımlaşmayı çok da bilmiyor. ‘Top rakipteyken’ eğitimi ile ‘top kendisindeyken’ eğitimlerine sıfırdan başlamak gerekiyor.
Onuachu’ya uygun değil
Onuachu’lu oyunun gerekleri bence yerine getirilmiyor. O halde Enis tercih edilebilir gibi duruyor. Benim özellikle dikkatimi çeken en önemli eksik; top Trabzonspor’da iken pas opsiyonlarının sıfır ya da kaleci Uğurcan olması haliydi. Elbette abartıyorum ancak Abdullah Avcı’nın özellikle bu hususu çözmesi aciliyet içeriyor. Erzurum maçıyla başladığı şampiyonluk yürüyüşünde bundan farklı değildi Abdullah Avcı. Zaman onun da hakkı. Yeni gelmedi geri geldi ama kucağında düzelteceği çok şey var şimdi.
‘’Değişimin ilk günü‘’
Trabzonspor, yenilediği ‘teknik bakış açısıyla’ sahneye çıkacak bugün... Değişimin ayak izlerini daha ilk maçtan itibaren kenardan saha içine, oradan da tribünlere doğru bir hat boyunca göreceğimizi düşünüyorum. Başarı denen şeyin ofsayt çizgisi gibi düz, kalabalıklarla horon oynar gibi de dik ve senkronize davranışlarla geleceğinin herkes farkında. ‘Yeni gelmedim, geri geldim’ diyen şampiyon teknik adamı var artık Trabzonspor’un. Bildiği, içselleştirdiği, aidiyet hissettiği camiasına bir kez daha gelmenin avantajları olacak şimdi cebinde... Yan pas, geri pas devam mı sorusuna ‘elbette’ cevabı verecek kadar oyununa özgüvenli, o soruda tribünlerin ve camianın beklentilerini not edecek kadar da deneyimlerle dönüyor olacak.
Kadro ilk geldiğinden iyi
Abdullah Avcı Trabzon’a ilk geldiği o dönemde daha kötü günlerden geçiyordu Trabzonspor. İlk işi ‘takım savunması’ olgusunu takımına ve camia belleğine yerleştirmek olmuştu. Bunu yaparken sabır konusunda koca bir camiayı ikna etmişliği asla unutulmamalı. Nenad Bjelica’nın bıraktığı takım topla az oynarken, Abdullah Avcı’nın takımı ise çok oynuyor diye eleştiri alıyordu.
Orta sahaya çare şart
Bugün rakip Alanyaspor karşısında sonuç odaklı, topa daha çok sahip olan, topu daha hızlı dolaştıran bir ilk oyun planı izleyeceğimizi düşünüyorum. Avcı geçmiş doğrularını ileriye taşıyacak, geçmiş hatalarını daha da minimize etmiş olarak geri dönecektir. Bunun yanı sıra, özellikle Trabzonspor’un en zayıf yeri, dikiş tutmayan, çare üretilemeyen yeri olan orta alandaki üçlü için tercihin de kimler olacağı sorusunun yanıtını alacağız. Sanırım Mendy ve diğer iki tercihle değişimin de startı verilecek gün olacak bugün.
‘’Normalleşme zamanı‘’
Trabzonspor bir teknik direktör değişikliği arefesinde... Nenad Bjelica iyi adam, güzel adamdı ama 4 galibiyet 4 mağlubiyetle bu iş daha fazla yürümezdi. Bu sonuçlara, istikrarsızlığa yönetiminden taraftarına kadar hiç bir büyük takım katlanmazdı. Trabzonspor’da da yaşanan bu oldu. Teknik adama sabır gösterilse şöyle olurdu, böyle olurdu diyenlerin de kendilerine göre haklı gerekçeleri olsa da Bjelica’yı inatları bitirdi diyebiliriz. Şimdi yeni bir teknik adamla yeni bir sayfa açılmak üzere. Yeni teknik adam Abdullah Avcı olacak. Yeni ama eski. Yeni ama daha iyi tanıyan... Daha fazla gözlem yapmış, taraftarın, yönetimin ne istediğini daha iyi bilen biri olarak geliyor. Bu durumu geliyor değil, geri dönüyor şeklinde tanımlamak daha doğru.
Her hedef yakalanabilir
Açık konuşmak gerekirse matematik müsaade ettiği sürece her hedef yakanabilirdir ligimizde. Abdullah Avcı ilk gelişinde de olduğu gibi ‘takım savunması’ ihtiyaçlı bir ekip alacak. Sanıyorum ilk işi bu kırılgan, bu topla az oynayan takımı normal değerlerine kavuşturmak olacak. Ekibi de bildiğimiz kadarıyla son derece güçlü. Egemen Korkmaz ismi başlı başına ‘güç’ zaten. Daha da demlenmiş bir Abdullah Avcı izleyeceğimize eminim. Uzaklaştı ve geliyor şimdi. Zemine yeniden ayak basma vakti onun için.
Güzel mesajlar verilmeli
‘Kah çıkarım gökyüzüne, seyrederim alemi; kah inerim yeryüzüne, seyreder alem beni’... Türküde olduğu gibi. Uzaktan izledi. Hatalarını, doğrularını tarttı. Elbette gül bahçesine gelmiyor Abdullah Avcı onu da baştan belirtmiş olalım. Ahmet Ağaoğlu şampiyon başkandır. Ertuğrul Doğan şampiyon asbaşkan. Abdullah Avcı da şampiyon teknik adamdır. Tarih böyle yazıldı çünkü. Araları bozuk şimdi. Camiada da isimler üzerinden bölünme herkesin malumu. İster misiniz güzel mesajlar gelsin imza aşamasında. Ben isterim. Hem de çok.
‘’Şimdi değilse ne zaman!‘’
Nenad Bjelica mecburiyetler nedeniyle ortada ve defansta değişikliklere gitti. Denswil ve Berat tercihlerinin anlaşılır tarafları vardı, ancak sağ tarafta Larsen tercihinin anlaşılır yanı yoktu. Haftalardır iyi işler yapan Mehmet Can bu kez kenardaydı. Teknik adamın elbet bir bildiği vardır diye düşündüğümüz bu kaçıncı hafta oldu, hatırlamıyorum. Ancak rakibi iyi analiz yaptı ve görülemeyeni gördü diye de düşündük. Ve o gözle bakıp karşılaşmaya odaklandığımızda, geçen haftadan bu maça bir arpa boyu ilerleme kaydedilmediğini anlamamız güç olmadı. Evet Trabzonspor son performans verileriyle bakıldığında Adana Demirspor karşısında zorlanacaktı. Maçın favorisi ev sahibiydi. O nedenle de başka şeyler yapılmalıydı. Aynı şeyleri yaparak bir ileri bir geri giden takım görüntüsüne büründü Trabzonspor.
Mesela Umut Güneş...
Değişim, gelişim, maalesef söz konusu bile değil. Adana Demirspor karşısında “başka şeyler denenecek miydi?” sorusuna cevap; kocaman bir “hayır” oldu. Adana Demirspor oyunu istediği gibi yöneten takım olarak da ilk bölümü attığı golle süsleyen taraf oldu. Oyunun ikinci bölümünde önde baskılarla oyun üstünlüğü kurmaya çalışsa da geçişlerle kalesinde yine tehlike gören taraf Trabzonspor oldu. Bardhi tercihi de arızalı bir tercihti. Açık konuşmak gerekirse... Trabzonspor’un ne oynadığına dair konuşmak ve yazmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Yumuşak bir orta saha. İşe yaramayan bir ilk kurgu. Hamlelerin gecikmesi ve tuhaflığı... Dakikalar 52’yi gösterirken bir türlü başlamayan oyun! Balotelli’nin yay üzerinde özene bezene rahat rahat attığı şut... Maça dair benim aklımda yer edenler bunlar. Son not: Bu orta sahaya ihtiyaçtan alınan yüksek maliyetli Umut Güneş nerede mesela... Radikal kararlar şimdi değilse ne zaman?
‘’Oyun değil 3 puan önemli!‘’
Sezon başında yazdığım küçük bir not gözüme ilişti: ‘Genel bir uzun oynama sorunu var. Bu durum atak yönünü değiştirmek için olumlu gözükse de sıklıkla sorunlu!’. Şimdi bakıyorum da değişen pek bir şey yok Trabzonspor’da. Notu yazdığım dönemde Onuachu yoktu. Şimdi uzun oyuncusu var ama nitelikli orta atma konusunda büyük eksiklik yaşanıyor. Ne sağdan ne de soldan çizgiye inip orta yapılmıyor mesela. Uğurcan’dan itibaren uzun oynanıyor. Ve ayağa, kısa, şiddeti de iyi ayarlanmış hızlı paslarla organize bir hücum da çok fazla gerçekleşmiyor Trabzonspor’da. Kısa yollar deneniyor. Nenad Bjelica direkt rakip kaleye, sonuç odaklı oyun oynatıyor Trabzonspor’a.
Şampiyonlardan eksiği yok
Adana Demirspor bu ligin en göze hoş gelen futbol üreticilerinden hafta itibariyla. Şampiyon adayı takımlardan hiç bir eksiği yok. Coşkulu bir taraftar ve oyuncu grubu var. Sahada keyif aldıkları belli. Trabzonspor mevcut oyun ve koşullar ele alındığında hayli zor bir deplasman maçı oynayacak. Her iki takım da attıkları gol sayıları ve yedikleri ile birbirlerine benziyorlar. Oyun bu anlamda izleyenlere güzellikler vaad ediyor. Trabzonspor bu durumu kontrollü bir kapanma ve geçiş oyunuyla lehine çevirmek isteyecektir. Kora kor oyunda ise orta sahalar hızlı geçilir diye düşünüyorum.
Trezeguet’nin maçı olabilir
Bol gol beklenen maçların gizemli bir kısırlığı da geçmişte sıkça yaşanmıştır. Bu da olabilir. Mendy yok. Özellikle Eren Elmalı-Yusuf Sarı eşleşmesinin sonuçları maçın da sonucunu etkileyecek gibi. Topla az oynamanın anlaşılır ve kabul edilebilir olduğu nadir karşılaşmalardan biri diyebilirim Trabzonspor adına. Bu kadar git-gel yaşayan Trabzonspor için ‘yeter ki 3 puan alsın, oyun önemli değil’ denilen bir hafta bu. Defans arkası koşular için uygun atmosfer oluşursa, Trezeguet’nin maçı olabilir...









































