‘’Galibiyet her şeyi değiştirir‘’
Trabzonspor’da adı geçen hoca adayları arasında en doğru tercih hangi isim olur?
'Montella tercihi heyecanlandırabilir'
En doğru tercihi isimden ziyade öncelikle kriterler açısından değerlendirmek gerekiyor. Şampiyonluğun hemen ertesinde yaşanacak bu değişiklik için çıta epeyce yüksekte artık. Yerli tercih için boşta ve şampiyon teknik adam olması özelliğiyle Sergen Yalçın ismi ön plandaydı. Kendi içinde son derece tutarlı, mantıklı gözüken bu hamle pürüzlerin küçükten büyüğe sıralanmasıyla olumsuz sonuçlanmış gözüküyor. Yabancı tercihi içinse öncelik ülkemizi bilen güçlü isimler olmalıydı. Öyle de oldu. Adeta parıldayan iki İtalyan teknik adamın isminin sıklıkla konuşulması da bu nedenle. Hatta Pirlo ile sıcak temasa bile geçildi. Bu son derece doğru bir girişimdi. İzinler alındı, görüşmeler yapıldı, pürüzler aşamasına geçildi. İşin uzaması, sorunların aşılamadığını düşündürüyor. Eğer sezon sonu beklenecekse, bence Montella tercihi camiayı daha fazla heyecanlandırabilir.
Trabzonspor, gelecek planlaması konusunda nasıl bir yol izlemeli?
'Ağırlıklardan kurtulmalı'
Öncelikle bir panik havası esmemeli. Panik görüntüsü, gelecek ve gidecek olanların elini güçlendirir. Trabzonspor elini her daim güçlü tutmalı. Büyük olan taraf kulüp elbette. Bu gelecek olanlara da gidecek olanlara da hissettirilmeli. Sosyal medyanın son dönem kulüpleri yanlış yönlendirmelerine tanığız. Dikkat edilmeli. Camiaya doğru mesajlar verilmeli ve bu kayıp sezonun kazanımlarının da olabileceği unutulmamalı. Şampiyonluk bütçesine çekilecek takımda, doğru tercihler, doğru vazgeçişlerle kalite düşmeden tekrar yarışan takım oluşturulabilir. Trabzonspor bir an evvel ağırlıklarından kurtulmalı. Takım içi denge ve arkadaşlık bağları öncelenmeli. Yabancı tercihler yurt içinden yapılmalı. Tüm bunlar yapılırken camia başkan ağzından kısa, net bilgilerle sürece dahil edilmeli.
Hedefsiz kalan Trabzonspor için Beşiktaş maçı ne ifade ediyor?
'Fırsatlar teselli olabilir'
Hedefsiz Trabzonspor maalesef hedefsiz oyuncuların da eseri biraz da. Ancak bu kadar para kazanılan bir sektörde 'Etkilendim kısmını uzun haftalara yaymaları kabul edilebilir değil. Oyuncu en azından bireysel hedefleri için işine saygısını göstermeli. Kupadan uzaklaşmak, ligden uzaklaşmak futbolda var. Sahada savaşamamak ise yok. Hedefsizlik sendromu kötüdür. Ancak fırsatlar da sizi teselli edebilir. Bundan sonra oynanacak büyük maçların kazanılması hedefi Trabzonsporlu taraftarları kayıp sezon da olsa memnun eder. Sahada savaşan, ezilmeyen, takımdaş bir görüntü ve derbi galibiyeti de gelirse sezon sonuna kadar kalan maçlar için yeni bir hedef konulur. Ayrıca Trabzonspor’un şu an matematiksel hesapları tutarsa Avrupa’ya gitme ihtimali var. Bu durumu oyunculara iyi anlatmak, anlamayanlarla şimdiden vedalaşmak da bir çözümdür.
‘’'Bitse de gitsek' oyunu‘’
Trabzonspor için koca bir ilk 45 dakika yine yoksunluklarla geçti. İlk kurguyla birlikte daha önceden test edilmiş başarısızlıkların bir tekrarı daha yaşanmış oldu. Aşırı korunaklı olan 'Defans önüne iki defansif oyuncu daha' tercih edilmesi, Trabzonspor’u daha da hareketsiz hale getirdi. Trabzonsporlu oyuncuların haftalardır kulvar fark etmeksizin oynadıkları 'Bitse de gitsek oyunu' için hoca değişimi de çare olmadı. İhsan Derelioğlu için zor bir dönemde üstlenilmiş bu görev onun tercih ettiği onbire de böylece yansıdı diyebiliriz. Onun ilk maçında sağlamcı bir kurguyla başlayıp, adeta kazaya kalmak istememesi; bu kez bırakın kazayı hasarı da büyüttü. Elbette şu saha içi performans düşüklüğünü teknik adamla ilişkilendirmek en son yapılacak eleştiri. Ancak hoca için önemli bir şanstı farklı şeyler gösterebilmek adına. Mesela genç oyuncu tercih etmek gibi. Olmadı, hoca tercih etmedi.
3 puanı hak ettiler
Ülkemizde özellikle işlerin planlandığı gibi gitmediği ilk yarılarda oyuna 'Oyuncu değiştirmek' suretiyle hamle yapılamaması hâlâ büyük sorun benim gözümde. Ben yazmaktan bıkmayacağım. Öyle gözüküyor ki, teknik adamlar da bu konuda oyuncularını korumaya devam edecekler. Üstelik takımları kaybetmeleri pahasına. Kasımpaşa baştan sona üstünü olduğu oyunu hak edilmiş bir 3 puan alarak tamamlamış oldu. Trabzonspor kötü gidişe dur diyemediği gibi, umut da vermedi.
‘’Önce hedefsiz şimdi kulvarsız‘’
Amaçsız, hedefsiz bir görüntüde olduklarını Kayserispor maçında zaten göstermişlerdi. Şimdi de kupa mücadelesinde gösteremedikleri dirençle kulvarsız kaldılar. Trabzonspor hasbelkader golü de bulduğu karşılaşmada sonunu getiremedi. Sonunu getiremeyeceğine dair o kadar çok emare vardı ki, bu maç böyle bitmeyecek diyenler için sürpriz olmadı. Hatta farkın açılacağını ön görmek bir süre sonra normalleşmişti bile. Defansı evlere şenlik, orta sahası dirençten uzak, forvet hattı Markovic’in performansına bağımlı olunca 1-0’ı korumalı oyun bir yerde mutlaka patlayacaktı, büyük de patladı. Abdullah Avcı’nın eleştiri aldığı, belki de gidişine sebep oyun içi konuların hemen hemen hepsinde daha da geriye gidişin bu kadar hızlı olması manidar. Oyuncuların yaşadığı kopuşu saymıyorum bile. Herkes sezonu bitirmiş, gelecekten kredisini yer gibiydi. İzlerken kafaya öylesine çıkışlardan, gereksiz asabiyet gösterilerine kadar bir çok vücut anlatım dili ile kafa olarak bitirdiklerini o kadar güzel anlattılar ki, şaşırmadık.
Başlamadan kaybettiler
Trabzonspor’da kayıp sezon yaşanıyor. Bir umut kupa gelir mi diye düşünenler için bu bölüm de kapanmış oldu. Geçen yılın şampiyon takımı, kümede kalma mücadelesi vermesine rağmen sahada savaşan Ankaragücü takımına da direnemedi. Tıpkı Kayseri takımına direnemediği gibi. Savaşmadan olmayacaktı. Ankaragücü ve Tolunay hoca büyük kazandı. Orhan hoca ise daha başlamadan büyük kaybetti. Futbol maalesef hayatın ta kendisi ve acımasız.
‘’Savaşan Trabzonspor turu geçer‘’
Trabzonspor’un bu sezonda iddiasını sürdürebileceği son kulvarı kaldı. Türkiye Kupası’nı kaldırıp, Süper Kupa finali oynayabilir ve bu kulvar ona böylesi kötü bir sezonda 2 kupa kazandırabilir. Bugün bu nedenle çok önemli. Taraftarının gönlünü alabilir, gelecek sezonun planlamalarını yapan yönetimin de şevkini artırabilirler... Oyuncu grubu ve Orhan Ak büyük sorumluluk duygusuyla bu maça çıkmalılar. Telafisi olmayan maçların kazanımları da yıpratıcılığı da farklı olur. O yüzden Trabzonspor rakibi Ankaragücü karşısında mutlak kazanmak zorunda.
Yumuşak orta sahayla olmaz
Tolunay Kafkas’la ilk maçına çıkan ve iyi görüntü veren Ankaragücü coşkulu bir takım. Ligdeki yerleri yanıltır. Ali Sowe tam da Trabzonspor’un zaaflarından faydalanacak profilde oyuncu. Kayseri maçında görüldü ki, maça önce doğru kurgu, sağlam tercihlerle başlanmadığında işleri sonradan toparlamak zorlaşıyor Trabzonspor için. O nedenle doğru başlangıç kurgusu şart. Denenmiş ve bu denemelerden de başarısız sonuçlar alınmış her uygulamadan derhal vazgeçilmesi gerekiyor. Yumuşak orta sahaların bizim ligimizde başarılı olması imkansız. Trabzonspor’un bir ideali ve ideal de bir 11’i olmalı artık. Macera aramamalı.
Kafkas disiplini bırakmaz
Ankaragücü takımı yeni hocasıyla daha da disiplinli bir takıma evriliyor. Tolunay Kafkas kupa konusunda deneyimli ayrıca. Bu durum maça konsantrasyonun önemini artıran bir konu. Kolay maç olmayacak iki taraf için de... Bırakan, vazgeçen değil asılan, savaşan bir Trabzonspor ancak turu geçebilir. Bu konuda Abdülkadir Ömür ve Bakasetas’a büyük görevler düşüyor. Kaptan Uğurcan kilit adam olur karşılaşmada. Bildiğimiz o eski Uğurcan’a dönmesi şart.
‘’Heba sezonu!‘’
İlk yarı oynanırken oyuncu değişiklikleri yaptı Deschamps.. Ve o üst düzey oyuncular bu durumu böylesi bir gecede, takım menfaati gereği yapılıyor diye düşünüp, kabullenmekte zorlanmadılar...Konu bile olmadı...Ancak nasıl oluyorsa bizim ligimizde “oyuncuya yanlış olur” düşüncesini bizler bir türlü değiştiremiyoruz... Destek de buluyor bu düşünce... Zaman geçiyor, koca dakikalar heba ediliyor... Oyuncuyu kaybetmeyelim de... Takım kaybetmiş ne gam! Ne için peki?
Baştan bu orta saha kurgusuyla olmayacağı belli bir karşılaşmanın, defolarıyla erken dakikalarda yüzleşilmesine rağmen teknik ekipten herhangi bir hamle gelmedi saha içine. Kocabir45dakikaheba edildi... Ki bunun basit provasını daha bir maç önce Adana Demirspor önünde de test etmişken, bu yanlış kurguda ısrar edilmesini anlamak mümkün olmadı... Devre arası geldi. Bardhi hamlesiyle coşku, tempo artı... Pozisyonlar, goller, penaltılar, atılanlar, yenilenler birbirini takip etti. Eşitlik geldi...Trabzonspor artık kazanır diye beklerken, bu kadar geniş alanda oynanan oyunun, geniş alan oyuncularına sahip takımı Kayserispor dördüncü golü buldu. Çağdaş Atan transfer tahtası kapalı ve giden oyuncuları olmasına rağmen oynattığı oyunla alkışı bir kez daha hak etti.
‘’İdeal kadro, doğru oyun‘’
Daha bir hafta önce adı Trabzonspor ’la anılan Çağdaş Atan’ın takımı Kayserispor ligin rahat takımlarından... Üst sıraları zorlamak için iyi bir fırsat maçı onları için. Bu rahatlık durumu, istedikleri oyunu oynamak adına deneme özgürlüğü verecektir. Genelde geriden oyun kurma üzerine planlarına tanıklık ettik. Başarılı oldukları maçlar da oldu, başarısız oldukları da. Baskı yediklerinde uzun oynayacaklardır. Koşan, basan, dinamik bir takım görüntüsündeler. Çağdaş Atan, kendi karakterini takımına aşılamış gibi duruyor. Böylesi bir takıma karşı saha ve seyirci avantajını kullanmak isteyen Trabzonspor, eski fakat bir o kadar da yeni teknik adamıyla sahada olacak. Orhan Ak ile Adana Demirspor maçı kazanıldı. Abdullah Avcı çizgisinde tercihlerle başlanmıştı o karşılaşmaya... Maçın bir bölümünde hayli zorlanan takım ‘sakatlıktan dönenlerin oyuna dahil olmalarıyla’ eksik de kalmış rakibine karşı bu kez fark atarak kazanmıştı.
Gomez’in maçı olabilir
Bu kez sözleşmesi yapılmış, teknik adam koltuğu başkan ve yönetimince sağlamlaştırılmış bir Orhan Ak izleyeceğiz kenarda... Solda Trezeguet yerine Lazar Markoviç, sağda Visca, ileri uçta ise Maxi Gomez olacak. Kenar organizasyonlarında Maxi Gomez’in gerçek kimliği de ortaya çıkar.Hamsik de oynarsa, savunma arkasına istediği topları da alabilir. A Milli Takım’a çağırılan ama kadroya her iki maçta da alınmadığı nedendir bilinmez Abdülkadir Ömür’ün yükselen formu onu da ön plana çıkarabilir. İdeale yakın kadro, doğru oyunla harmanlanırsa, Trabzonspor’un puan kaybetmesi, hele de iç sahada kaybetmesi çok düşük ihtimal. Erken gol, bol gollü maçı da beraberinde getirir.
‘’Sadece galibiyet!‘’
Zor bir karşılaşma olacağını hepimiz iyi biliyorduk... Rakip Ermenistan durumu elbette zorlaştıran ana unsur olacaktı. İşin içine psikolojik faktörler de gireceği düşünüldüğünde dirençli, sert, koşan ve aşırı isteyen bir Ermenistan bulacaktık karşımızda... Önemli olan biz bu zor durumu rakipten bağımsız nasıl yönetecektik? İşte burada da Kuntz ve tercihleri belirleyici olacaktı. Karşılaşmaya tutuk başladık. Burası normal. Akabinde biraz top yapmaya başladık. Ancak hiçbir olumlu, doğru, planlı bir çıkış ya da atak girişimiz olmadı. Kalemizde özellikle kenarlardan gelişleri ile zor durumlar yaşadık. Golü de böyle buldular ve kendi kalemize attığımız golle mağlup duruma düştük. Üçlü başladık, buna gerek var mıydı bilemiyorum? Elbette Kuntz ve ekibinin analizleri bu sonucu doğurmuş olacak ki; ilaveten başlangıç kadrosunda Şenol Güneş stili bir uygulamayla Cenk'i Enes’le eşleşmiş gördük. Yadırgadık ama yine de analiz dedik! Dediğim gibi ilk 11 analizlerin ürünü olacak ki Kerem’i sol kenarda görmemeyi de ‘bekleyip öyle görelim’ diye değerlendirdik.
Olumlu sinyal yok
Maçta dakikalar aktıkça aslında yadırgadığımız, anlamakta güçlük çektiğimiz ama ‘analizlerin bir bildiği olmalı’ dediğimiz her şey problemlerin de kaynağı olarak karşımıza çıktı. Allah’tan maçta ilk yarıda sarı kartlara bezenmişken eksik kalmadık. Kalmadık da hamleleri özgürce ve beklendiği gibi yapabildik. Elemelere galibiyetle başlamak haricinde olumlu çok şey yok A Milli Takım’da. Her şeye rağmen kazanmak güzel.
‘’İmaj hakkı...‘’
Trabzonspor zor günlerden geçiyor. Elbette bu zor günlerde yaşanan gelişmelerden mevcut oyuncu grubunun da etkilenmemesi mümkün değil. Abdullah Avcı sonrası Orhan Ak yönetiminde çıkılan bu son maçta farklı galibiyet yüzleri güldürse de; düşünülmesi gereken çok şeyi de gün yüzüne çıkardı… İlk yarısında klasik ve eleştirilen Trabzonspor’u izlerken, ikinci yarısında özlenen ve beklenen Trabzonspor huzura çıktı.
“Futbol kaliteli ayaklarla güzel” ifadesi adeta oyuna hamleler sonrası bir kez daha akıllara geldi. Hamsik, Visca gibi oyunculardan yoksun Trabzonspor ile onların sahada olduğu Trabzonspor aslında koca bir sezonun da özeti gibiydi. Lazar Markovic’in de kalite kattığı kanat oyunları beraberinde farkı da getirdi.
Elbette Adana Demirspor takımında Belhanda’nın atılması sonrası Montella hamlelerini skora ve oyuna büyük etkiler yaptı notunu eklememiz gerekiyor. Trabzonspor dün akşam, özellikle hamleler sonrası oyuna dahil ettiği kaliteli ayaklarıyla imajının hakkını vermiş oldu.
Son dönemin en popüler konusu malum, futbolcu sözleşmelerinin genelinde bulunan imaj hakkı maddesi…
Trabzonspor’un imajına bu zor günlerde verdikleri, veremedikleri katkılar, eminim önümüzdeki sezonun iskeleti kurulurken unutulmayacaktır.
Yarın şimdi inşa ediliyor çünkü.