‘’Sadece 3 puan!‘’
Trabzonspor’da yeni teknik adamla dönüşümün ayak sesleri duyulsun, izleri görülsün isteniyor ama henüz ne bu sesi duyan, ne de izleri gören olduğunu düşünmüyorum. Maç öncesi durum; can derdinde, mutlak puan kavgasında bir Ankaragücü takımı ve evinde prestij mücadelesi verecek bir Trabzonspor izleyeceğimiz şeklindeydi. Amaçsız, hedefsiz bir büyük takımın yeni teknik adamıyla arayışlar içinde olması haricinde tek bir umut ışığı vardı. O da Umut Bozok ve golleriydi sanıyorum. 36yaşında Marek Hamsik sahanın ‘en ne oynadığı anlaşılan oyuncusu’ oluyorsa Trabzonspor için transfer dönemi hayli hareketli geçecek demektir. Gidenlerin sayısı, gelecek olanların sayısından fazla olursa şaşırmamak gerekir. Dün oyunu Hamsik yönetti. Oyuncuları ise ne kadar yönetmeye çalışsa da bir çoğu bildiğimiz gibiydi!
Bu kez rakip 10 kişi
Bjelica sahaya farklı bir dizilimle çıkarak hem arayış içinde olduğunu gösterdi hem de bazı gitmesi istenen oyuncularını ısrarla vitrine koyarak kulüp menfaatleri doğrultusunda bir tutum sergiledi. Değerleri yükseldi mi, daha da düştü mü tartışılır! Arif Boşluk’u solda kullanarak altyapı ürünü bir oyuncuyu da görmek istemesi doğruları arasındaydı. Yeni oyuncuların heyecanlarını anlayışla karşılamak taraftarıyım. Ancak bu acımasız oyunda yakalanan fırsat çok daha iyi değerlendirilmeliydi. 2 maçını eksik kalarak kaybetti Bjelica. Bu kez rakibi 10 kişi kaldı, hocasız kaldı. Trabzonspor kazandı. 11 değerlendirmemiz ise başka bir maça kaldı.
‘’Derbi öncesi son çıkış!‘’
Trabzonspor yeni teknik adamıyla iki önemli gösteriye çıktı. Ancak nasıl bir talihse, her ikisinde de eksik kaldı takımı. Teknik adamın düşüncelerini anlamamız için toplayacağımız tüm doneler böylece eksik kaldı. Hırslı, arzulu, kazanma odaklı olarak tanımladığımız Nenad Bjelica ağır bir bırakmışlık sendromu yaşayan takımına bu kez de 10 kişilik oyunlar oynatmak zorunda kaldı. Rakip Ankaragücü ise Tolunay Kafkas yönetiminde bir taraftan ligde kalabilme hesapları yaparken kupada da final bileti alma gayretinde. Saygı duyulası bu iki kulvar mücadeleleri onları sürekli ‘hazır’ tutuyor. Tolunay Kafkas, Milli Takım’dan demli gelmiş, sakin dönmüş, işine odaklı ve stratejik kurgularla iki kulvarı yönetiyor. Lig elbette onların olmazsa olmazı ve bu karşılaşmayı mutlak kazanma üzerine planı olacak. Ali Sowe gibi bir silahını, en uygun oyunla kullanacak. İyi kapanacak ve geçişlerle sonuç arayacak.
Denge kurmaya çalışıyor
Trabzonspor yeni teknik adamıyla denemelerine devam edecek gibi. İdman bilgileri son derece olumlu ve farkını ortaya koyduğu yönünde. Yola devam edeceği oyuncularıyla, değerinde gönderebileceği oyuncuları vitrine koyabilmenin dengesini izleriz diye düşünüyorum. Trabzonspor’un kadrosu her koşulda ligin ortalama üstü kadrolarından. Tek sorunları bırakmış görüntüleriydi. Yeni teknik adamla bu durumun tersine döndüğünü düşünürsek tek sorun eksik kalmadan 11 kişiyle maçı bitirebilmeleri. Yeni teknik adamıyla ilk 3 puanı hanesine yazdırıp haftaya Fenerbahçe derbisine moralli çıkmak isteyeceklerdir.
‘’Oyuncular izin verirse...‘’
Nenad Bjelica için olağanüstü bir çalışma alanı oluyor Trabzonspor. Sezonun kalan maçlarında görev alarak özünde büyük bir risk almıştı. Ancak hem takımını hem de ligimizi tanıma fırsatını da yakalamış oldu böylece!
Düşünün, ikinci maçınıza çıkıyorsunuz ve takımınız yine eksik kalıyor. Eksik takımla mücadele ediyor ve sonuç almaya çalışıyorsunuz.Ne büyük bir öğreti...
Hep söylediğimiz bir söz var. Gelecek sezonun planlaması yapılıyor diye. Gelecek sezon da 10 kişi ya da daha eksik kalacak bu takım. Pratiğini yapmak için isteseniz de böyle bir uygulama sahası bulamazdınız (!)
Trabzonspor bu yıl özellikle oyuncuları marifetiyle olmaz denebilecek her şeyi yaşatıyor. Hem yönetimlerine hem teknik adamlarına hem de taraftarlarına. Bitirmiş oyuncuları var demiştik, tükenmişler de aynı zamanda.
Kırmızı kartın izahı yok. Anlaşılır yanı yok. Kredisinden yiyen oyuncular da alabildiğine çok Trabzonspor'da.
Kötü başlamadılar oyuna.Ne yaptığı anlaşılır bir diziliş bile vardı denilebilir. Golü de buldular, lakin akabinde golü de yediler. Teknik adam sağ tarafta mecburiyet nedeniyle tüm firelerin de kaynağını kendi gözleriyle gözlemledi.
Onbir kişiyle bir maçı tamamlarsa bir fikir edinebileceğiz hoca hakkında. Ama oyuncular buna izin verecek gibi durmuyor. Oyuncuları henüz tanımıyor. Bu normal. Onbirine ve hamlelerine bu gözle bakıyorum. Yoksa Lazar Markovic neden en baştan sahada yoktu sorusunu sorabilirdim! Ama sormuyorum.
‘’Yeni umutlar için!‘’
Nenad Bjelica yeni takımıyla ilk sınavında cesur bir karar alıp kenarda olmayı tercih etmişti. Bu durum bizim için, ligimiz için sıradışı bir davranıştı. Bireysel istatistiklerini takımıyla bir an evvel kaynaşabilmek adına riske atması önemli bir tercihti. Bence de büyük bir özveriydi. Takımıyla ikinci maçı ve değişimin, dönüşümün izlerini arayacağız. Sivasspor karşısında öne geçen, eksik kalan, bırakan bir Trabzonspor izlemiştik. Bırakmış oyunculara sahip Trabzonspor’da şimdi ‘bırakanları bırakma’ zamanı geldi diye düşünüyorum. Konyaspor ve Trabzonspor’un son maçlarına bakıldığında ev sahibinde toparlanma süreci yaşanıyor. Gelecek sezonun planlaması onlarda da yaşanıyor. Konyaspor asla bırakmayan, Trabzonspor ise kolay bırakan takım.
Beşiktaş maçı gösterdi...
Bugün Bjelica’dan radikal dokunuşlar beklenebilir. Bunun ötesinde son şansları da tanıyabilir bazı oyunculara. Kısa sürede çözülebileceği konular var hocanın. Uzun vadeye yayılacak olanlar da... Beşiktaş maçı mevcut oyuncuların konsantre olduklarında aslında kendi kimliklerini hatırladıklarını da göstermişti. Yine benzeri olabilir. Ama şu bir gerçek ki taraftarlar genç oyuncu izlemek istiyor ve yeni hocanın hırsının sahaya yansımasını bekliyor. Korakor bir oyun olursa Trabzonspor kazanabilir ama son haftalarda bırakmışlık hali bu ihtimali zayıflatıyor. Yeni teknik adam yeni umutlar harici oyuncular istemeyince ne desek boş gibi!
‘’Radikal hamleler şart‘’
Önemli isimlerini Trabzon’da bırakarak Sivas’a gelen Trabzonspor, öne geçtiği karşılaşmada mağlup olmaktan kurtulamadı. Larsen’in gördüğü kırmızı kartla birlikte verilen penaltı sonrası Sivasspor oyunda psikolojik üstünlüğü de eline geçirdi. İkinci golü bulmaları, saha içinde üstünlük kurmaları yeni teknik adamın saha içinde değişiklikleri mevcut oyuncu grubuyla imkansızı zorlamak anlamı taşıdı. Trabzonspor’da bitirmiş, tükenmiş ve kalibre olarak bir türlü Trabzonspor seviyesine yükselemeyen oyuncuların çokluğu mağlubiyeti de kolaylaştıran diğer faktörlerdi. Şiddetle puana ihtiyacı olan taraf Sivasspor’un, eksik gelen, eksik de kalan Trabzonspor’a karşı farklı kazanması böylece normalleşmiş oldu. Benim anlayamadığım çok şey var ama özellikle birkaç konu var ki izahı gerçekten zor. Trabzonsporlu oyuncuların 10 kişi kaldığında mutlak mağlubiyet geliyor havasına girmeleri. Kafalarda oluşan mağlubiyetin akabinde sahaya da yansıması kolay oluyor Trabzonspor’da.
İhtiyacı olan kazandı
Yeni teknik adamın kenarda olma isteği gerçekten alkışlık bir özveriydi kariyeri açısından. Onun kenarda olması oyuncuları motive edecek mi diye merak ediyorduk ama bu merakımızı bir hafta daha ertelemiş olduk. İstekli ve ihtiyacı olan kazandı. Savaşamayan, kırılgan olan, uyumsuz olan, becerileri sınırlı olanların böylesi birleşiminden “Teslim olan” bir takımın ortaya çıkması da son derece normal. Yeni hocaya Allah kuvvet versin. Radikal işler yapmazsa onun da işi hayli zor...
‘’Kazanma zamanı!‘’
Trabzonspor adına derbide oynanan oyun takdir gördü. Oyuncular kötü gidişata adeta tepki verdi. Favorisi olunamayan maçın üç puan kaybeden tarafı oldular maç sonunda. Puan cetvelinde kötü durumda gözükse de Sivasspor’un bir Rıza Çalımbay takımı olduğunu unutmamak gerekiyor. Evinde kolay teslim olmayan, büyüklerin her zaman çekindiği bir deplasmandan bahsediyoruz. Trabzonsporlu oyuncuların yeni teknik adamlarıyla buluşma maçında savaşan, mücadele eden taraflarını göreceğimizi düşünüyorum.
Sorun fazlalıklar
Beşiktaş maçında oynanan doğru oyundan taviz verilmemesi gerekiyor. Eksikler var ancak Trabzonspor’da eksiklerden daha büyük sorun fazlalıklar! Yeni teknik adama kendini gösterecek, gelecek planları yapabilmesi için doğru veriler üretecek oyuncu grubu gerekiyor. Trabzonspor bu akşam yeni hocasıyla, onun küçük direktifleriyle kazanmaya daha yakın taraf. Ancak başta da söylediğim gibi, Sivasspor puan durumu riskli bölgede olduklarını işaret ediyor. Onlar adına mutlak kazanma maçı. Trabzonspor içinse Avrupa hedefi için mutlak kazanma maçı.
‘’Onlar isterse olur‘’
Şiddetle kazanmaya ihtiyacı olan iki büyük takımın mücadelesi ilk yarısı itibariyle 'Şiddetle kaybetmeme' senaryolarıyla başladı. Karşılıklı kontrollü oyun ilk bölüme damgasını vururken, izleyenler açısından keyifsiz, zevksiz ama kenardaki teknik adamlar açısından 'Amacı belli' bir oyun gibi gözüktü. İhsan Derelioğlu, birkaç sene evvel Alanyaspor önünde Pereira ile yaptığının benzerini bu kez Peres ile yaparak hem rakibini hem de taraftarlarını şaşırttı. Sezon başından itibaren bir türlü çare bulunamayan sağ açık mevkiine adeta ‘Açıklık’ getirip Peres’i oraya monte etti. Bu tercih rakibinin sol taraf akınlarını tıpkı sağ kanat organizasyonları gibi etkisizleştirdi.
Formda ve favori rakibine karşı, formsuz ve favorisi olamadığı karşılaşmanın bu ilk bölüme dair önlem planı kusursuz işledi. İkinci yarıda Trezeguet hamlesiyle oyunda tempo da arttı. Pozisyonlar, gol pozisyonları birbiri ardına gelmeye başladı. Türkiye’nin iki özel kalecisinin devleştiği gece de gol ayakları da bir o kadar suskun kaldı.
Eleştiriler terse döndü
Daha birkaç hafta geriye gidildiğinde oyuncu grubunun 'Bırakmışlığı' üzerine yaptığımız tüm eleştirilerin tersine döndüğü bir karşılaşma oldu. Dün gece Trabzonsporlu oyuncuların 'Eğer onlar isterse olur' dediğimiz motivasyonu sahadaydı. Neydi bu değişimin, isyanın, reaksiyonun nedeni diye düşünürken aklıma gelen tek ekstra şey şu oldu. Abdülkadir Ömür’ün sağ ayak baş parmağındaki çatlak nedeniyle oynamayacağı düşünülüyordu. “Maç öncesi büyük bir özveriyle “iğne” gayretiyle sahaya çıkan bir arkadaşı olan takım tam da böyle takımdaşlık gösterebilirdi” dedim. Öyle de oldu.
‘’Fırtına isterse!‘’
Son dönemin en etkili oyun üreticisi Beşiktaş takımı ile yine son dönemin en kafada bitirmiş takımı Trabzonspor karşılaşıyor... Böylesi bir ezeli mücadelede Trabzonspor adına maçı kazanmak için “eğer oyuncular isterse” seçeneği haricinde taktiksel bir görüş aklımıza gelmiyor... Lig ve kupa maçlarında verdikleri görüntü umutsuz vaka olduklarını düşündürüyor... Teknik adam belirsizliğine karşı İhsan Derelioğlu geçici çözümü oyuncu grubunda heyecan yaratmamış olacak ki Kasımpaşa maçında yine bitse de gitsek durumu yaşandı... İhsan hoca maç önü ve sonunda yaptığı tespitlerle durumu anlatmıştı. Bugün teknik, taktik değerlendirme adına hoca tarafında bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Oyuncular ne kadar savaşacak, ne denli isteyeceklerse gecenin de belirleyici bu psikolojileri olacak... Rakipleri Beşiktaş Şenol Güneş’le şampiyonluk yaşadıkları moral değerlere erişmiş gözüküyor.
Başkanın konuşması...
Oyuncuların bireysel performanslarını yine yükselten, oyunu güzelleştiren bir teknik adama sahipler... Şenol Güneş, “Bundan olmaz” denilen bir çok oyuncuyu sistemin içine çekerek yeniden değerine ulaştırdı. İbreler Beşiktaş’tan yana bu gece... Ancak son şampiyon haftalardır veremediği reaksiyonu ezeli rekabetin ve derbinin havasına girerek verebilir de... Saha ve seyirci avantajı da birleşirse Trabzonspor “buradayım” diyebilir. Siopis, Bakasetas gibi mücadele gücü yüksek oyunculara diğer oyuncular da eklenmeden hiçbir şey olmaz. Kim ne derse desin Trabzonspor’un iyi bir kadrosu var. Oyuncular bunun farkında olmalı... Maç öncesi başkanın motivasyon konuşması ilaçları olabilir mi? Bunu bekleyip de görmek mümkün...