‘’Galibiyet ilaç olur‘’
Trabzonspor komşusu Rizespor karşısında alacağı bir galibiyetle kötü havayı dağıtabilir. Rizespor yeni kadrosuyla iştahlı bir takım. Zor maç olacağı ortada. Nenad Bjelica, tüm iyi niyet ve samimiyetiyle mücadele verse de bu oyunda ‘mevcutla’ iyi sonuçlar almak diye de bir şey var. Ve gün geçtikçe oklar ona dönecek. Bu durum hiç değişmez. Kanatlarda yaşanan sakatlıklar nedeniyle geçmişte de Abdülkadir Ömür kenarlara atılmıştı. Bu mecburiyetlerin hiçbirinde de başarılı görüntü elde edilememişken Galatasaray maçında da orada denemek ‘Bjelica bu durumu bilmiyor mu, uyaran da olmadı mı?’ sorularını sormamıza sebep oldu. Bir oyuncunun yerini değiştirmek takımda bir çok şeyin yerini değiştirmek anlamı taşıyor ki, Bakasetas’ın hatası ve gelen gol ortada...
Visca sorumluluk almalı
Galatasaray maçına fikstürel bakışla ‘kayıp’ nitelemesi yapılmaz. Derbilerde özellikle de İstanbul’da oynanan maçlarda mağlubiyeti anlaşılır nedenlere oturtabiliriz. Ancak bu maçın da ortaya çıkardığı kadrodaki ‘derinlik’ sorunu can sıkacak noktada. Visca dönüyor ama performansı ile henüz dönme emaresi yok. Onun sorumluluk alması şart. Ön tarafta Umut Bozok’un yerine Enis Destan formayı hak ediyor. Israr edilmeli.
Sonrasında top yönetimde
Trabzonspor, etkili transferleri gelene kadar kazanma odaklı maçlar oynayıp, Milli araya az hasarlı girmek zorunda. Eren ve Larsen ikilisinde gözle görülür iyileşme devam ederse önlerinde oynayacak oyuncuların da performansı yükselir. Kourbelis-ÖmürBakasetas sıralamasına sadık kalınırsa Trabzonspor iyi bir takım oyunuyla evinde bir galibiyet daha alır. Şu sürecin ilacı da bu galibiyetler olur. Sonrası özel oyuncu takviyesi için yönetimde.
‘’Gidenlerin yeri dolmamış‘’
Trabzonspor daha ilk bölümden itibaren yediği baskıyı kırmak için klasik yöntemin dışına çakamadı. Uzun oynadı. Kısa denemeleri de oldu ama saman alevi gibi kısa ve kırılgan oldu hepsi. Galatasaray saha ve seyircisinin avantajıyla hemen hemen her bölgede baskı kurdu rakibine. Trabzonspor’a top yaptırmadı. Denswil, Uğurcan Çakır’a o kadar çok ve uzun süre geri pas yaptı ki; Uğurcan da bu baskıları Larsenn’e uzun oynayarak kırmaya çalıştı. Sistem ya da bu sistemsizlik uzunca bir süre rakibi oyalasa da enerjisini düşüremedi. Orta alanda bağlantıları yapacak, adam eksiltecek, pasla rakibi etkisiz kılacak bir oyuncu eksikliği görünen o ki transferle ancak çözülecek bir konu. Transfer demişken Trabzonspor neredeyse her bölgeye yeniden transfer yapsa yeri. Giden oyuncuların yeri görünen o ki dolmamış, dolacak gibi de değil.
Eksikler acilen tamamlanmalı
Tek dişe dokunur oyuncusu da Trezeguet sakatlanıp çıkınca işler daha da zorlaştı. Geçen yıl kenarda oynayan Abdülkadir verimli değildi. Bjelica neden başka bir çözüm üretmedi kendisine sorulmalı. Trabzonspor mevcut kadroyla, transfer döneminin popüler takımlarına karşı bundan fazlasını yapamaz. Deplasmanda, şampiyonlar ligi kapısında Galatasaray karşısında bazı kabullerle bu sonuca da tamam diyenler olabilir. Ancak Trabzonspor acilen eksiklerini tamamlamak zorunda. Denk takımlardan değil de denk kadrolardan puanlar almak, kaybetmemek kısa vade hedef olmalı. Sonrası sabır.
‘’Galibiyetle tüm hava değişir‘’
Trabzonspor, İstanbul’a teknik adamının özgüvenli konuşmaları eşliğinde geliyor. Bjelica’nın oyuncu grubuna da yansıtacağını düşündüğüm bu durum, Trabzonspor’un en önemli kozu olacak. İstanbul deplasmanları Trabzonspor için çok önemli. Hedefler buradaki maçların sonuçları ile şekilleniyor. Trabzonspor kadro yapısı, anlayışı, derinliği itibarıyla ezeli rakipleriyle farklı. Yıllardır da bu durum değişmez. Değişmeyecek bu durumu, doğru yapılanma, doğru kadrolaşma ile bertaraf etmesini bilmiş Trabzonspor, rakipleriyle bu yarışın içinde her daim olmuştur.
Taraftarlarında oluşan umutsuzluk hissi; ilk maçın galibiyetle bitirilişine rağmen devam ediyor. Sponsorluk ve yeni oyuncuların dahil oluşuyla bir nebze azalsa da bu havayı değiştirecek bir derbi galibiyeti Trabzonspor’u bambaşka seviyelere taşır. Klasik ifadeyle bu maçın anlamını herkes biliyor olmalı.
En kilit 2 isim...
Başta Uğurcan Çakır ve Abdülkadir, Trabzonspor’un en önemli isimleri olacaklar sahada. Psikolojiyi yönetmek adına onlara büyük iş düşecek. Bakasetas ve Trezeguet karşı kalede sonuca gidebilecek ana karakterler olur. Büyük maçların, büyük oyuncuları çağırdığını hepimiz iyi biliyoruz. O nedenle Maxi Gomez ki sağ tarafta Visca yokken üstelik, Umut’la umut olabilirler. Mücadelesini son bölüme enerjik bir şekilde taşıyan Trabzonspor evine istediği sonuçla dönebilir.
‘’Transfer lazım!‘’
Daha iyisi olabilir miydi? Elbette olabilirdi. Ancak ilk maç için, açılış için güzel bir sonuç almış oldu Trabzonspor. Hazırlık döneminin kaotik ortamı da düşünüldüğünde bu başlangıç kafi denilebilir. Sezona puanla başlamak, bu kadar eksik ve alternatifleri sınırlı iken bunu yapabilmek çok önemliydi. Trabzonspor ön alanda baskıları doğru yapan, dikine oynayan, arzulu, gol odaklı bir oyunla başladı karşılaşmaya. Açıkçası bu başlangıç modu beklediğim durumdu. Merak edilen ise bu başlangıç eforunu maç genelinde ne sıklıkla rakiplerine hissettirebilecekleriydi. Özellikle mevsimsel sorunlar oyuncuların tempo yapma sıklıklarını azaltan en önemli unsur oldu. Bu durum çok net hissedildi. En çalışkan isim Abdülkadir Ömür’dü. Onun istekli oyununa Bakasetas da eklenince; orta alanla ön alan bağlantıları bir ara mükemmel paslaşmalar ve pozisyonlar üretti.
Değişiklikler olumsuz etkiledi
Visca’nın performansı, oyundan çıkışı, Bardhi’nin oyuna dahil oluşu sonrası Abdülkadir’in mevki değişikliği Trabzonspor’un oyunun son derece olumsuz etkiledi. Ömür’ü sağ taraf atmak, Trezeguet’i sağ tarafa atmak geçen yılın sıkıntı üreten işleriyken benzer tercihler ‘Denenmişi denemek’ gibiydi. İlk bölümde kapanan Antalyaspor’un, oyunun ikinci bölümünde değişikliklerle beraber değiştirdiği oyunu Trabzonspor’u hayli zorlasa da sonuç değişmedi. İlk maç hem kazanmak hem de defoları görmek adına önemliydi. Trabzonspor’un acilen transfer(ler) yapması şart!
‘’Bu akşam Fırtına çıkabilir!‘’
Sezonun açılış maçında Trabzonspor’un iyi bir futbolla kazanacağını düşünüyorum. Hazırlık maçlarında verilen görüntünün tam tersi bir başlangıç daha doğru Fırtına bekliyorum! Uzunca bir süredir Trabzonspor’un hazırlık dönemlerinin bu yılkinden çok da farklı olmadığını hatırlayalım. Nenad Bjelica geçen sezon geldiği günden itibaren arayışlar içinde oldu. Elbette transferler ve yenilerin sakatlanması süreci teknik adamın işini zorlaştırdı. Kabul gören çok şeyi var taraftarlar nezdinde. Koşan, mücadele eden bir takım izleyeceğimize dair net veriler var. Açıkçası; Trabzonspor takımı AEK maçının başlangıç performansını periyotlar halinde tatbik ederse bu tip maçlarda taraftarını sürekli mutlu eder.
İki kilit adam var...
Bakıldığında, yenilerin sakatlanması haricinde ön tarafta Trabzonspor’un çok kaliteli oyuncuları var. Ve bu oyuncuların temel özelliği ligi bilen, birbirini tanıyan, camia ve taraftar hissiyatlarına hakim olmaları. Geçen sezonun kötü geçişi, oyuncuların bu sezon yeniden ve iyi başlama arzularını tetikleyecektir. Trezeguet iyi ki kadroda tutulmuş dedirtebilir. Maxi Gomez hazırlık dönemini iyi geçirdi. Visca, ligi bekliyor olabilir. Bakasetas orada, Abdülkadir hakeza... Kourbelis kilit oyuncu olacak; zira stoper hattı form ve deneyim olarak en hassas yer gibi duruyor. Ali Şahin Yılmaz ilk lig maçına çıkabilir. Arkadaşları ve tabii taraftarlar ona destek olmalı. Kourbelis ve Uğurcan Çakır stoper hattına en büyük destekçileri olacak. Eren Elmalı ve Larsen de biraz kıpırdarsa Trabzonspor güzel bir başlangıç yapar.
‘’Trabzon tatsız başladı‘’
Adı üstünde bir hazırlık maçı. Üstelik sizden çok daha hazır bir takımla oynuyorsunuz. Aşırı anlamlar yüklemek elbette doğru olmaz. İlk izlenimlerim aslında bir hazırlık maçı izlemeden de hepimizin takdir ettiği şeylerdi. Öncelikle transfer yapılacağını bildiğimiz için “Transfer lazım” demeye çok da gerek yok. Mevkileri konuşabiliriz belki. Mesela defans hattı diğer hatların emeklerini heba etti diyebilirim bu karşılaşmada. Bu da normal. Bireysel hatalar takımın yapmak istediklerinin yapılmasına engel oldu. Enerjiyi düşürdü. Bireysel performanslar bu tip maçlarda en çok konuşulan konular olur. Bu karşılaşmada da acımasız olmak yerine diğer hazırlık maçlarını da görmek lazım diyorum. Özellikle alt yapı ürünü oyuncuların kendilerini gösterme maçları bunlar. Umutsuz değilim, ancak ekstra bir şey de görmediğimi söyleyebilirim. Özellikle bu yeni, genç oyuncular için büyük bir şans yeni teknik adamla kampta olmak. Umarım farkındadırlar. Yeni bir teknik adamın sizlerle ilgili bir ön yargısı yok. Hikayenize dair bilgisi yok. Açtığınız, açabileceğiniz yeni sayfaları sizler dolduruyor olacaksınız. Bu şans kaçmaz bence. Sayfalarınızı doldurduklarınızla Bjelica’nın dikkatini çekeceksiniz.
Yüksek mücadele gücü
Yarın ahlanıp vahlanmamak için bu şansı iyi değerlendirin derim. Bjelica, dün hazırlıklarını tamamlamış bir takıma karşı ilk hazırlık maçında mevcut oyuncularında istediği birçok şeyi geri almış olmalı. Mücadele gücü yüksek bir takım izleyeceğimiz kesin. Bu umut verici. Ön alan baskısı, Trabzonspor’un oyun karakterinin ana ögesi olacak bu da netleşiyor. 90 dakikalık oyunda sonuç almak için gerektiğinde de sabırla bekleyen, hızlı çıkan bir Trabzonspor izleyeceğiz. Koşan, basan, yardımlaşan, sahayı iyi parselleyen, enerjisi yüksek bir takım geliyor. Geçen sezonun iyilerinden Abdülkadir Ömür iyi bir sezon başlangıcı yapıyor yine. Bu çok önemli. Hocası da ona özel görevler ve sorumluluklar vermiş belli ki. Çok belli oluyor bu durum
‘’Çakılı kalmıyor‘’
Şimdi yeni başkan ve yeni bir teknik adamla gelecek sezonun kurgusu yapılıyor. Nenad Bjelica ile gözle görülür farklılıklar mağlubiyetler yaşansa da göze çarpıyor. Bu değişim ve radikal değişiklikler özellikle bazı mevkilere ideal oyuncular alınırsa çok güzel işler vaadediyor... Güçlü bir forvet hattı çok şeyi değiştirir. Güçlü isimlerle orta alan çok şey değiştirir. Güçlü bir defans kurgusu şampiyon yapar. Trabzonspor, İstanbul’a çok eksik kadroyla geldi. Deneyimli oyuncularla deneyimsiz genç oyuncuları birlikte takım yapıp Başakşehir gibi kupa finalisti ideale yakın bir kadronun önüne cesaretle çıkardı. İyi bir maç başlangıcı yaptı. Pozisyon aradı, buldu, kaçırdı. Kenarları iyi kullanmaya çalıştı ilk bölümde. Takım boyu kısaydı uzunca süre. Ön alan baskıları konusu özellikle gelecek sezonda Trabzonspor’un en önemli özelliği olacak. Bunun işareti haftalardır veriliyor. Genç ve deneyimsiz oyuncular heyecanlıydı. Daha iyi olabilirlerdi. Olacaklarına dair umut verdiler.
Çok can yakar
Trabzonspor koşuyor, basıyor, oyuncular bir saniye bile çakılı kalmıyor. Dediğim gibi kadro yapısı, tercihler, sakatlarla süreç sezon sonuna böyle girilmesine sebep oldu. Başakşehir ise kupa hedefine odaklı görüntüsüyle iyi bir kadro ile sahada oldu. Dirençli ve fakat mağlubiyetle gelen bir sezon kapanışı her ne kadar keyif kaçırsa da, birçok mevkiye doğru isimler geldiğinde bu takım seneye çok can yakar
‘’Onun gibisi zor bulunur‘’
Abdullah Avcı’yla girilen şampiyonluk yolunda, bu büyük organizasyona saha içinde bir de orkestra şefi gerekecekti. Adı geçtiğinde kimse bu transferin olacağına inanmıyordu açıkçası. Hadi canım diyenler çoğunluktaydı. Marek Hamsik, hem büyük deneyimlerin oyuncusuydu hem de bu deneyimler neticesinde tek bir şampiyonluk yaşamamıştı. Bu özelliğiyle de ilginç bir tercih olacaktı. Deneyimli ama şampiyonluğa hasret... Kaybedenlerin ve her defasında yeniden başlayanların psikolojisini belki de en iyi bilenlerdi. Bu durum onu saha içinde ve dışında büyük bir lider haline getirdi Trabzon’da. Oyuncu arkadaşlarına yol gösteren, yöneten, teknik adamına saha içinde ve dışında büyük yardımcı olan bir lider...
Büyük bir uzmandı
Türk futbol ikliminde olmazsa olmaz ‘saha içi lider’ artık bulunmuştu. Başta Abdullah Avcı’nın ‘şampiyon olacağız’ sözlerine içten içe çok inanmamış olsa da bir kaç hafta sonra ‘bu iş olacak’ demiş o da... Bu duygu bütünlüğü son yılların en dominant şampiyonluğunu getirdi, Ocak ayı gelmeden herkes sonuçtan emindi. Marek Hamsik ‘çevresel’ her türlü kontrolü elinde tutan büyük bir uzmandı. İlerleyen yaşında, sakatlıklarına rağmen gücünü ekonomik, aklını maksimum düzeyde sahaya koyan bir oyuncu olarak karşımıza çıktı hep. Hamsik tüm bileşenleri tastamam olması gereken şampiyonluk yarışının belki de en önemli figürüydü.
Altyapıya kattıkları...
Trabzonsporlular onu takip ederken, iyi bir profesyoneli, iyi bir aile babasını, saha içi ve dışında büyük bir karakteri de izlemiş oldular. Tüm bu faktörlere bakınca, onun gibi bir lider çok zor bulunur. Özellikle alt yapı oyuncularının hemen yanı başlarında, tesislerde böyle bir futbol aklından faydalandıklarını umuyorum. Ücretsiz, canlı, görsel bir eğitim şansıydı bu. Bu şans eğer değerlendirildiyse bir kaç yıl içinde meyveleri zaten toplanacaktır. Son olarak, daha dolu tribünler önünde Trabzon’a veda edebilirdi büyük usta. Yine de uzun zamandır dolmayan tribünlere bir heyecan katan yine oydu.