Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor ‘futbolumuz tezenesi’ olabilme amacıyla, bir büyük çekişme içinde. Dün gece de o doyumsuz yarışın son versiyonunu izledik. Her iki tarafın, mücadelesine de, saygı duydum, beğendim.

Terim ve Bulut derbiye olabildiğince ciddi hazırlanmış. Pozisyonu, emeği, özverisi yoğun, çatır çatır, dişe diş; namuslu, şık ‘tezene olmalıyım’ yarışını izledim.

Altay nefis kurtarışları, Taylan, Marcao, Luyindama mükemmel mücadeleleriyle göz doldurdu. Linnes'in ahlâkına saygı duyduğumu da belirtmeliyim. 71’de Arda, Feghouli, Falcao çıktı ve Diagne, Babel, Etebo girdi. Babel pasında da Emre vurdu ve Altay tuttu. Etobo Ozan’ı, Palabıyık sarı kartını Galatsaraylı’ya tuttu. Olay uzasa Terim;Taylan için de ‘müsebbib’ tutanağı tutturur belki Belhanda’yı da dahil ettirirdi!

Palabıyık sahadaki hemen herkesi sararttı fakat TFF, MHK ve her iki taraf gönüllülerini de morartacak, bir tutum içinde asla olmadı. Gol görülemese de, heyecan ve mücadele vardı: 0-0.

Gecenin sorusu

Bu golsüz ama güzel heyecan ve çekişme için bunca masrafa değer mi?

Maçın starı

Altay, sonuca etki edecek bir performans örnekledi. Bravo.

Maçın olayı

Ali Palabıyık gerginlik ve kartlardan uzak bir anlayışla başlama düdüğünü çaldı, dakika 2’de bunu Gökhan’dan esirgediği kartla kanıtladı. Ama kartsızlığa tutunamadı!

Kısa Mesaj

Galatasaray teknik ekibin tüm çabalarına rağmen yorgun. TFF’de vaziyeti idrak konusunda durgun !

Geçtiğimiz sezon aynı sahada Galatasaray’ın hali, mitolojideki Sisifos’tan farklı değildi. Zeus’un cezalandırdığı Sisifos bir kayayı tepeye kadar taşıyacak. Tepeye varıldığında kaya kendi ağırlığıyla her seferinde aşağıya kadar yuvarlanıp; yeniden Sisifos tarafından yukarıya çıkarılacak. Bu ceza hiç ara vermeden sürecek gidecek. Öyle geçip gitmişti o meşum 90 dakika, e tabii sezon da!

Ama bu sezon Zeus’lar (!)yerine; Atilla Karaoğlan var sahnede. Adaletli, hüsnüniyetli ve dürüst. Ba ve arkadaşları ‘vay baba!’ Sedaları salsalar da, Karaoğlan kulak asmadı. 14’te ayın ondördü güzelliğinde Falcao golü geldi 0-1 Galatasaray takım halinde mükemmeldi.

Süper Lig’in son şampiyonları çata çat mücadele etti. Şu da belgelendi Galatasaray geçen sezon düdükleri kurbanı, Bahçeşehir’de kahramanı olmayacak gibi.

Her halleri geçmişte ‘Zeus düdükler’ tarafından alkışlananlar, dün gece doğru hakem yaptırımlarıyla karşılaştılar.

Belhanda rakip seçmiyor, beraber oynayacağı futbolcuları mı seçiyor ve attı 0-2 Evdeki 16 müsabakalık başak bereketi bitti, Fatih Terim imzası geldi.

Gecenin sorusu

TFF Galatasaray’ın nerede olduğundan ve ne yaptığından habersiz mi?

Maçın olayı

VAR ekibinin yerinde müdahalesi ve doğru kararla penaltıya varılması.

Maçın starları

Taylan, Saracchi ve Fatih, kaleci Fatih.... Ve tabii ki Fatih Terim...

Kısa mesaj

Söz konusu Fatih Terim ise, sadece gününü beklemek lazım nokta.

Galatasaray’ın iyi başlayıp Diagne ile 1-0 öne geçtiği oyunda orta alan defoları fena halde sırıttı! İbara’nın 37’de attığı şut ve ardından 41 ve 43‘te yine Galatasaray kalesine doğru salvolar, kimin yüreğini titretmedi? Hikaye ya! Kadın her gece mezarlığa gelip kabrin başında şakır şakır oynuyor! Üç beş derken, bekçi sordu; ‘neden her gece mezarlığa gelip raks ediyorsun?’ Cevap verdi kadın ‘kocam sağlığında “Öyle güzel oynuyorsunki, ölüyü bile diriltirsin” derdi! Kadın muradına erdi mi ermedi mi bilemem ama Galatasaray‘ın orta alanda bilhassa Belhanda marifetiyle örneklediği ‘ya lelli’ oyunu, Neftçi’yi diriltti! İkinci yarıda da 1-1’i getirdi. Ama derhal ardından; Taylan zaten diriydi , asistiyle ‘İsa kutsasın seni Luyindama’ dedirtti: 1-2. Emre Kılınç dikkati, kılıçtan keskin bir hamle neticesi; Diagne ile 3. golü getirdi.Üçüncü tur da, geldi...

Gecenin sorusu

Belhanda what are you doing evening evening ? Türkçe kaç kere sorduk, bir de böyle deneyelim bari merci!

Maçın starı

Elbette Türk Hava Yolları.. İki Türk ekibinin UEFA podyumu sahnesinde bağırlarında ‘Türkish Airlines’ markasıyla oynaması, hepimiz için şıklıktır, onurdur. Teşekkürler THY...

Maçın olayı

Fatih Terim ‘daha çok sürprizim var!’ dedi. Oyuncu tercihlerindeki, ilginç deneme ve seçimleriyle.

Kısa mesaj

"Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir." - Mustafa Kemal ATATÜRK

Galatasaray bu sezon yeni denizlere doğru macerasına, Hazar kıyılarında başlayacak. Azerbaycan - Bakü’de start alacak zorlu seyahat; Akdeniz, Manş, Kuzey Denizi ve okyanus kıyılarında sağlıkla, başarıyla devam eder dileriz.

Fatih Terim Nefçi Bakü karşısındaki ‘ya tamam ya da devam’ maçına, Gaziantepspor 90 dakikası başarılı 11’i ile başlayacak. Doğru tercih elbette. E o zaman bize de; yeni denizler öncesi kaptan ve leventlerine ; ‘Allah derman versin’ demek yakışır.

Azerbaycan ve Balkanlar’da başarılarıyla iz bırakmış, deneyimli teknik adam Naci Şensoy’a danıştım, söz konusu Hazar kıyıları olunca...

‘Neftchi Azerbaycan’ın en köklü kulübüdür. Aynı zamanda en fazla şampiyonluk kazanmış değerli bir armadadır da. Sovyetler Birliği dönemi Süper Lige yarışmış, Azerbaycan’ın hürriyet ve cumhuriyetini ilanından itibaren spor ve özgür vatan futboluna damgasını vurmuş en değerli kulüptür.

Azerbaycanlı kardeşlerimiz deyimiyle “futbolun yurttaki fragmanıdır...” Fakat son 10 sene adına, başarı bayrağını Bakü’nün diğer önemli ve büyük kulübü Qarabağ’a devretmiş gözüküyorlar! Bu sezon UEFA 3. ön eleme turunda Makedonya’nın Üsküp (Shkupi) kulübüyle Bakü’de oynayıp 2-1 kazandılar ve Avrupa kulvarına devam ettiler.

Bu arada ligde oynanan 2 müsabakadan birini kazanıp, kendi evlerindeki Sumgayt ‘a 0-2’lik skorla boyun eğdiler. Perşembe Galatasaray sonrası pazar günü de Qarabağ ile derbi oynayacaklar. Her hangi bir rotasyona giderler mi bilemiyorum tabii.

Kabul etmeliyiz ki Galatasaray bu müsabakanın mutlak favorisidir. Sarı Kırmızılı ekip maçı ciddiye alır ve gereken mücadeleyi örneklerse, turu rahat geçecektir.

Tersini asla düşünmek istemem ama asla unutmamak gerekir diye söylemek isterim. Hatırlayınız 5 sene önce Şotalı Trabzonspor ‘u Makedonya’nın Rabotniçki takımı eledi. Keza 3 sene önce Aykut Kocamanlı Fenerbahçe ‘yi Makedonya Üsküp takımı her iki maçta da galip gelerek eledi! Dolayısıyla Galatasaray “ akıllı insan kendi hatalarından değil, başkalarının hatalarından ders alandır! “ Mantığıyla hareket ederse sürprize imkan tanımayacaktır. Maçındaki seyircisiz oynanmasının Galatasaray için avantaj olduğunu da düşünüyorum. Selamlar, sevgiler eski dost...’

Çok çok teşekkürler aziz Evlad-ı Fatihan’larımız torunu; değerli hemşerim Naci hocam. Sağ olasın var olasın.

Henüz ilk maçta ; ‘Gassaray Gassaray cim bom bom...’ diye coşulmaz mı 3-1’lik skorla? Terim transfer aktivistleri (!) gazına gelmeyip, sahaya başarılı bir ekip sürmüş. Arda bu kadronun olmazsa olmazı. Çünkü Belhanda, Feghouli ve tüm arkadaşlarının motivasyon gazı. Omar uzun süredir takımdaydı sanki. Emre Kılınç ve Taylan mükemmel oynadı. Fatih golde iki kaşı ortasından vurulmasına rağmen, ilk yarıda skorun net olmasını serinkanlılığı ile sağladı. Belhanda, Feghouli klasını, Saracchi geçen sezondan iyi olacağını kanıtladı. Falcao gol adamı. 24 Temmuz da 12 Ağustos günü net bir takım görmeliyim ‘ diyen ama umduğu transferleri göremeyen Terim; 12 Eylül’de gelecek adına güven duyulası bir Galatasaray gösterdi.

Gecenin sorusu

Galatasaray orta sahasından şikayetçi olanlar, yine akut olumsuzluk ısrarlarında inat edecek mi ?

Maçın starı

Aşık olduğu formasına kavuşan Arda ; sadece futbol değil, tecrübesi ve farklı değerleriyle de takım performansına büyük katkı yapacağı mesajını verdi. Hayırlısı.

Maçın olayı

Sakaryalı Emre ilk maçında ilk golünü attı ve her renkten hemşerilerini sevindirdi... Allah yolunu açık, başarılarını daim etsin.

Kısa mesaj

Bahattin Şimşek’i kutluyorum. Oyunun ve futbol temaşa güzelliğinin önüne geçecek egoistliklere, asla girişmedi. Bravo.

Beylikdüzü’nde yaşayan Adapazarlı gençlik arkadaşım, emekli albay Cemal komutan anlatmıştı. Harbiye’den arkadaşı emekli Albay Yekta bey Hakk’a yürümüş. Cenaze namazı öncesi imam soruyor ‘mevtayı nasıl bilirsiniz?’ Karısı yan taraftan hemen sesleniyor, ‘mevta değil Yekta!’

Hoca hiç bozuntuya vermemiş ve devam etmiş ‘er kişi niyetineeee!’ Yenge yine seslenmiş ‘er değil albay !’

İki üç gündür yorumları okuyorum da... Otoritelerimiz Sırbistan karşısında kazanılan beraberliği beğenmiyor! Kimi ‘forvetler nerede?’ derken, kimi de henüz sabi iken Süper Ligimizde forma giymiş, şimdi de İspanyol ekibi Getafe’de ülkemizi temsil eden Enes’e sesleniyor... ‘Kompakt olması, diyagonalı kullanması, fiziğini arttırması lazım’ diye!

Geçtiğimiz sezon Getafe formasını 11 müsabakada forma giyen, sonra zayi olan Etebo’da aniden ortaya çıkıp, sapasağlam Galatasaray’a transfer ediliyor!

Ve hiç kimse sormuyor! ‘LaLiga’da 100’den fazla maç oynadığı halde, otoritelerimizce beğenilmeyen Enes Ünal’ın liginden, kariyeri kiralık statüsüyle bezeli bir Nijeryalı yıldız ne şartlarda ve hangi standartla geliyor ?’ Kompakt, hızlı, girişimci ve çabuk tanımlı + menajer marifetleri katkısıyla galiba!

Galatasaray’ın en istikrarlı ve büyük yıldızları D’avila & Ahmet Bulut olmalı aslında. D’avila ; Emre Kılınç, Onyekuru, N’Diaye, Emre Mor, Ozornwafor ve son olarak Etebo transferlerinde istikrarını kanıtladı!

Donk’un menajerine ise hayatının rekor hasılatı bırakıldı! Futbolcu Donk’a 515 , menajerine ise 500 bin Euro komisyon katkısı yapıldı. Menajerlerin futbol yıldızlarını sollamasına az kaldı !

Ahmet Bulut ise menajer Mendes ile birlikte 3 buçuk milyon Euro değerinde bir kazanca imza atmıştı. E tabii Ahmet Bulut’un kadim ortakları da, bu işlerden ziyadesiyle sebeplendi.

Cemal albayım galiba ; Galatasaray’ın kaldırılmasına az kalan olası mali cenazesine de; rahmetli Yekta komutanın karısı gibi bir uyarıcı gerekli değil mi ?

Yugoslav futbol ekolünün geçmişte bizi ne hallere soktuğunun şahitlerindenim. Teknik, fizik değerlerdeki tüm aksiyonlarda, futbolcularımızı çaresiz bırakır fena yenerlerdi! Ekolün zamane hamili Sırp Milli takımı karşısında kazanamamış olsak da ; alnım ak, yüzüm pak bir 90 dakikaya şahit oldum. Ay Yıldızlı’larımızı keyifle izledim. Gençlerimizin futbol değerleriyle, onurlanmamak mümkün müydü dün gece?

Şenol Güneş yeni yapılanmanın kabasını tamamlamış. Şimdi tezyinat zamanı. Ziynet değerlerinde futbolcularımızla, bezek işlemine geçip futbol mutlulukları tadına kesin varacağız evvel Allah. Sırbistan karşısında galibiyeti kaçırdık. Gecenin hakimi olduk. Pazarlamacılar tarafından yere göğe konulamayan Kolarov’u çaresiz bıraktık ve oyun dışında bıraktırdık! Her halimizle kalitemizi kanıtladık. Işıltılı ve şık goller sevinç günlerimiz yakın, emin olunuz nokta.

Gecenin sorusu

Hasan Ali ne diye Fenerbahçe yapısında, asli olarak düşünülmedi ?

Maçındaki starı

Hasan Ali Kaldırım

Maçındaki olayı

90+’da Burak topu önüne alabilse, bir galibiyet sevinci daha yüreğimizde. Neyse 1 puanımız cepte.

Kısa mesaj

Önceliğin sonuç değil, futbolcularımızın üretim ve performans değerlerinin test edildiği iki müsabaka izledik. Bu yöntem ve tercihler doğru, istikametimiz iyidir.

Müslüm Gürses ‘in harikulade sesi ve melodisini hatırladım, sonra mırıldandım...

Günler sessiz, mahsun sensiz

Günler her zaman telaşlı

Yanlış nerde aklım sende

Galatasaraylı sporcu maç vakti nerde ?

Olmadı yar olmadı !

Olmadı Fatih Terim olmadı

Eeeey Luyindama

Hazırlık müsabakası da olsa

Bu statüde yapılır mı böyle bir hata ?

Lig pandemi arası sonrası; lig müsabakalarında, Galatasaray’ın zerre hazır olmadığı ortadaydı. Şampiyonlar Ligi şansı da, göz göre göre kaçırıldı.

Kaçırıldı da ; Hatayspor hazırlık müsabakasında da, aymazlığın aynen devam ettiği kanıtlandı !

Mustafa Cengiz ne demişti ? ‘2,5 - 3 yılda 38’e yakın futbolcu transfer etmemize rağmen’ demişti. Demek ki başkan da 37 buçuk (!) futbolcu transfer edildiğinin idrakı içinde!

Peki bu buçuklu transferlerin sorumlusu kim ? Hele hele kimlere neler neler verilirken kaçırılıveren; Kaan Ayhan’ı izlediniz mi değerli yönetim ve Terim ?

Galatasaray’ı yine hayal kırıklıkları ve zor günler bekliyor ! Dayı savcılığa gidiyor. Avukat Akıncı istifa ediyor. ‘Hakkında yasal süreç başlatılan E.E. İle Disiplin Kurulu Başkanı Ömer Akad’ın şifahi talebi doğrultusunda temas kurdum’ diyor. Mesele iyice harman oluyor ve divan heyeti de söylemleri kabullenirken, beri yanda cıvıl cıvıl kuşlar ötüyor!

1996’dan itibaren içi oyulan, kasası soyulan, malı mülkü savrulan Galatasaray ‘ın kara kutuları ya açılacak; ya da açılacak aksi halde kulüp göz göre göre batacak. Buz Ada misali erimeye ne kaldı ?

Yazı ; Luyindama meselesinden sicile, oradan divana oradan da kongre üyesi Altuğ Özarslan’ın feryadı ‘ Galatasaray’ın son bir yıl içindeki borç alacak farkı artışı adeta patladı ve 1.4 milyardan 2.3 milyara çıktı’ ya vardı !

Ünal Aysal ve Dursun Özbek döneminde başlayan akıl almaz borç batağı Mustafa Cengiz döneminde iyice ıslah edilemez hale mi geldi ? Diğer rakiplere göre halliceymiş gibi yansıtılan tablolar ve Florya’nın ‘benden sonra tufan’ der duruşu ve gamsızlığı; sadece Galatasaraylı’lara ‘olmadı yar olmadı’ dedirtmez mi ?