‘’Asla küllenmesin!‘’
Deprem acılarımız dilerim sonlansın. Sonlansın da; yaşananlar ve çekilen ıstırapların izi sakın küllenmesin. Sakın ha ! Sakın!!!
Türk milleti olarak eşsiz bir dayanışma ve yardımseverlik örneği veriyoruz. Hemen hemen en uzakta olanıyla, komşularımızla tümü birden amade. Rabbimiz cümlesinden razı olsun tüm dünya insanlarını sadece kötü günlerde değil; mutluluk, esenlik, sağlık bereketler içinde buluştursun dilerim.
Karavan, tren ve yolcu vagonlarının; derhal deprem bölgemizde toplanması için öneride bulunmuştum. Çağrımın dikkate alınması ve Avrupa’daki yurttaşlarımızın bu konuda çaba konusunda ricacı ve ısrarlıyım! Depremzedelerimizin zor günlerinin aylar hatta yıllarca süreceğinin bilincine ermeliyiz! Maalesef gerçek böyle!
Çadır sorunu çözülemedi, hangimizin yüreği kabul eder? Bu gerçeği daim aklımızda, benliğimizde tutarak, hiç olmazsa manen de olsa yaşayarak yurttaşlarımızın ısınma ve barınma ihtiyacına çare üretmeliyiz!
Barınma ve ısınma sorunu ile beraber beslenme gereğine de elbette. Kuru gıda, yağ, un ve özellikle bebelerin, çocukların derdine deva olabilme gayret ve çabaları hepimiz için; ‘MİLLİ GÖREVDİR’ ve eminim ki, her yurttaşımız bu aziz görevin bilincindedir.
Asker Bülent Uygun ‘kullanılmayan gemiler konaklama, hastane ve aş evi olarak hizmete sokulabilir ‘ diye ileti göndermiş. Asker Bülent ve Sivasspor başkanı Mecnun Odyakmaz’ın Adapazarı’nda stadyum yanında; kurdukları mutfağın ocak başında her gün binlerce depremzede için yemek üretip, servis yaptıkları günler gönlümde, gözümde bugün bile. Ne güzel erdemdir ki, yine nice dost yine ne yapılabilir’in peşinde.
Sakarya Beşiktaşlılar derneği eski başkanı, Kutay Eczanesi Remzi Yağlar bölgeye iki kez ilaç, gıda ve polar giysiler temin edip gitti ve geldi. Şimdi yeni projeler peşinde. Beşiktaşlılar derneği ve tüm gönüllülerine helal olsun.
Çocukluk arkadaşım Emin Ali Başoğlu; Serdivan Mobilyacılar sitesinde muazzam bir çalışma ve çaba olduğunun müjdesini verdi. Yatak fabrikası, üretimini durdurup, battaniye dokumaya başlamış. Sitenin gencecik yiğitleri kamyonlara binip gidiyor, dönüyor. Su an yine gıda ve yardım malzemesi sevkiyatı için sefer emri bekliyor.
Sakarya’mızın her cenahından benzer onurlu çabaların haberini almak ne kadar güzel.
Sevgili yurdum halkı; heyecanımız asla küllenmesin evvel Allah. Her sabah heyecan ve şevkimizi daha da pekiştirmiş olarak güne başlamayı nasip etsin yüce Rabbimiz cümlemize.
Not; Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor, elbette tüm spor kulüplerimiz camiasına deprem süresince örnekledileri yiğitlik, insani çabaları için şükran teşekkürlerimi; Galatasaraylı Dursun Özbek, Adnan Polat, Metin Öztürk ve Erden Timur’ a elbette camia ve taraftarlara şükran duygularımla dualarımı gönderiyorum. Allah razı olsun.
‘’Zihnimde projeler üretiyorum‘’
Deprem felaketi büyük, acılarımız da tabii Dünya tarihi gelmiş geçmiş en büyük felaketlerinden biri, maalesef başımıza geldi! Rabbimiz yardımcısı olsun, Türk milletinin. Gün itibarıyla deprem bölgesindeki tüm canlarımızın sağlıklı; her türlü yokluktan arınmış yaşamları için proje üretmeye, elbette yardımlara devam etmek zorundayız.
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve tüm spor camiamız vefalı dostlarının örnek gayret ve çabaları için teşekkür etmek, şükran duygularımızı iletmek şarttır diye düşünüyorum. Kulüplerimiz ve taraftarlarının organize ettiği TIR konvoyları dizi dizi yollarda. Rabbim derman versin, direksiyon sallayanlar da.
Büyük Marmara depremi ve nice depremi çocukluğumdan beri yaşamış bir yurttaş olarak, zihnimde projeler üretiyorum. Biberon ve emzik için çok dostum telefon açıp hiç akla gelmeyecek bir detayı akıllara getirdiğim için teşekkür etti. Bu felakette de bir takım silsilesi bozuk yağmacılar türedi. İnsan kahrediyor vaziyete. Treni devre sokmanın gerektiğini düşünüyorum. Eğer organize edilirse çok çok faydalı olur. Avusturya’da TIR sevkiyatı dahi yapan, tren hattı görmüştüm, Almanya sınırında.
Galatasaray’ın Berlin, Köln, Hamburg ve daha nice şehrinde mükemmel dernek oluşumlarına katılmış bir insanım. Aynı derneklerin şimdi de, nasıl bir çaba içinde olduklarını da biliyorum. Deprem bölgemizde en büyük sıkıntı ; sıcak bir ortam ve barınma konusunda var. Bu konuyu Avrupa’da kullanılmayan karavanlar ve düşük modelli vagonların, deprem bölgemize nakliyle çözemez miyiz acaba? Fransa, Belçika, Hollanda’da organize olacak yurttaşlarımız karavan kampanyaları açar, Almanya’da bu değerler bir araya toplanır ve trenle Avusturya’dan da temin edilebilecek karavan ve vagonlar kafileye dahil olur. Bu konuda devlet yetkilileri de anlaşır ve bu araçların gümrüksüz hibe kapsamında transferine olanak sağlarsa; büyük bir ihtiyacı temin etme yolunda adım atılmış olur diye düşünüyorum.
Türkiye’deki Ticaret Sanayi Odaları ‘da düşünce birliği oluşturup bir karavan seferberliği oluşturamaz mı acaba? Sıfır olabilir, kullanılmış olabilir. İçlerinde vebasto olsun yeter, donanıma dahi gerek yok. Yeter ki sıcak ve kuru bir mekanda barınabilsin insanlarımız. Haydarpaşa’dan kalkacak bir tren yol boyunca tedarik edilebilecek ihtiyaç maddeleri, temin veya hibe edilecek karavanlarla çok büyük bir olası sıkıntıyı, bitirebilir.
Bu işin uzmanları düşüncemi, hayalimi daha profesyonel bir platforma taşıyacaktır elbette.
Deprem felaketi büyük, acılarımız da büyük. Fakat yapıcı fikirleri paylaşmamızın da önemi çok büyük. Bu fikri yapıya ihtiyaç var. Rabbimiz Türkiye’mizin yar ve yardımcısı olacak evvel Allah… Davranalım yani!
‘’Emzik ve biberon!‘’
1999 Marmara depremi gecesi, sarsıntı esnasında; Florya’daki evimde sağ yanimdaki duvarın sol tarafıma, sol taraftakinin de sağ yanıma doğru hareketlendiğine şahit oldum resmen. Bir büyük güç binayı evirdi çevirdi, bıraktı yani!
İlk anda aklıma Adapazarı aklıma geldi. Burası böyle sallandıysa benim şehrim kimbilir ne olmuştur diye. Annemi, kardeşimi, kayınpederimi, yakınlarımı aradım. Tık yok! Eyvah diye düşündüm, gitti bizim şehir.
Komşularımın da tamamı evden kaçtığı büyük korku esnasında alel acele yola çıkmama şaşırmış! Oysa 5-6 yaşımdan beri zelzelelere ne denli talimli olduğumu bilmiyorlar. Bilmedikleri için de konuşmuşlar ‘yahu bu ne cins adam! Hem o korkunç sallantıda evden çıkmadı, yarım saat sonra da fırladı gitti!’
Adapazarına vardığımda İzmit caddesinde yıkılan binaların tozu daha havadaydı. Şehir bitik, müthiş bir telaş, panik, korku ve kaos şehrimi sarıp sarmalamış; çaresizce koşuşan ve başa gelen felaketin acısının benizleri bembeyaz ettiği, acının simalarda poster olduğu bir felaket hali yani!
Gazetem Fanatik ve efsane Başkan Ali Şen, Necil Ülgen, Adnan Şen, Can Uyguç; depremden 2 gün sonra bir kamyon yardım malzemesi hazırladılar. Adapazarĺı cennet mekan İsmet Badem ve gazetemiz emekçileri Adnan Şen’in devasa aracında önde, kamyon arkamızda yola çıktık.
Onlarca çadırkent kurulmuş şehrin dört bir yanına. Önceliğimiz tamamen gıda maddeleri tabii. Ama ya ihtiyaçlar ? Hemen her gittiğimiz çadırkentte anneler ‘ emzik ve biberon var mı acaba?’ Diye sordular. Hiç birimizin aklına gelmezdi ki! Ertesi gün ve daha sonraki günler Tahtakale’ki toptancılardan temin ettiğim emzikleri Adapazarına götürüyor ve geceleri bagajda bir tek dahi kalmamış vaziyette dönüyordum.
E önce yaşama tutunan insanlarımızın daha sonra farklı ihtiyaçları da gün yüzüne çıkıyor tabii. Tuvalet ve banyo! Eski Altay başkanı Kemal Zorlu ricamı kırmadı ve iki TIR dolusu seyyar tuvalet ve banyoyu İzmir’den Adapazarına gönderdi. Erenler semtindeki çadır kentte kurulması sağlandı.
Şimdi de Türkiye yine milletimiz için depremzedelerimiz için teyakkuzda. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve tüm diğer kulüplerimiz de, birlik beraberlik halinde yardım ve destek seferberliğinde. Allah razı olsun cümleden.
Herkese sonsuz şükran dualarımı gönderiyor; ‘emzik, biberon, seyyar tuvalet ve banyo ihtiyacını da, aklınızdan sakın çıkarmayınız’ diyorum.
Gelmiş geçmiş olsun, Türkiye’miz. Şifa ve derman, elbette çare ya Rab…
‘’Bravo Galatasaray...‘’
Ne Beckenbauer Muslera gibi, ne de Messi Torreira gibi aşırı güven kaynaklı, ince işlere girişmezdi. Güney Amerikalılar'ın arasına topalının dahi dünyayı 7 kere dolaştığı alemde bir de Trabzonlu girdi işe, asistiyle 12. saniyede 1 Uruguaylı attı, 2 Uruguaylı da baktı: 0-1. Şok gol Trabzon’a pozitif enerji sağlasa da, Galatasaray umulan düzeyde negatif etkilenmedi. Planlı programlı düzeyli futbol gösterisi karşılıklı devam ederken 18’de Kerem aklı, İcardi mühendisliği ve Mertens ustalığı 1-1 beraberliği sağladı. Abdullah Avcı oyun disiplini, dar alanda çoğalma, hücumcu rakip beklerin önüne baraj, dalgakıran gibi önlemler alma, doğru hamleler konusunda mükemmel mimari hazırlamış. Siopis ve Bakasetas çok çalıştı, yoğun emek harcadı. Karşılıklı özveri, ciddiyet, azim, gayret devreyi beraberlikle kapattı.
Her şey güzeldi
Okan Buruk dar alanda kısa paslar üretip, çalım atacak Yunus’u oyuna kattı ve meyvesini de aldı. Trezequet taktı penaltı. Bir başka Güney Amerikalı İcardi 2-1’i sağladı. Uğurhan ve Muslera sakatlanma pahasına mükemmel kurtarışlar yaptı. Mertens çıkınca ev sahibinde topu tutacak adam kalmadı ve çok atak yemek zorunda kaldı. Futbol gecesinde herşey gibi galibiyet de güzeldi tabii. Bravo Galatasaray…
‘’Ekstra işlerin lüzümu yok!‘’
‘Galatasaray’ın her müsabakası zor’ dediğimde, bıyık altından gülenler geçti gözüm önünden ilk yarı. Ümraniyespor doğru oynayan, mücadele eden, alan kapatıp ceza sahasına da, rahatça giden bir ekip. Yani? Futbol değerleri göz doldurduğu halde; puan torbasını dolduramayan bir rakip! İki kenarını, orta alanını mükemmel kullanan, savunmasını diri tutan Ümraniyespor, öylesi rahat pozisyonlar buldu ki, aman da aman! Eğer Muslera olmasa konuğun 4 golle ilk yarıyı bitirmesi işten değildi! Ya Galatasaray? Geri dönüşler problem, rakibe müdahale arızalı, böylece rakibe bir sürü pozisyon verdi. Emre’nin, Dubois varken orada bulundurulmasına ‘Ekstra işlerin lüzumu yok!’ denilmez de ne denir?
Doğru hamleler
Ümraniyespor‘un ilk devreyi 2-1 önde bitirmesi; ekstra arayışının doğal neticesi; Abdülkerim’in attığı gole de şükür denir! İkinci yarıya Buruk ihtiyaç hissedilen isimlerle başladı ve İcardi’nin panenka penaltısıyla 2-2’yi yakaladı. Gecenin futbol mükemmel hakem ve gol şöleni yine başabaş başladı. Ümraniyespor 10 kişi kaldı. Buruk çok doğru hamleler yaptı, Mata bir pas attı felek bile, harbiden şaştı. Az sonra Abdülkerim muhteşem asistine, İcardi ismiyle müsemma şahane bir kafa attı: 3-2. Cihan Aydın gecenin futboluna, ışıltl saçan genç adamdı. Bravo.
‘’Yüzü gülmedi!‘’
Hakan Keleş faal futbol dönemi, kenar çizgisi üzerinde top sürerken; ne yapacağı hiç belli olmayan bir modeldi. Rakipleri, "Keleş acaba ne yapacağını mı düşünüyor’ zannederken, o geçer gider, çalımı yiyen olduğu yerde kalakalır, arkadan baka kalırdı! Aynı yetenekleri kısıtlı bütçelerle direndiği teknik direktörlüğü dönemi de süregeldi. Dün gece ise teknik adam apoletiyle, Giresunspor’daki 100’üncü maçında; Galatasaray‘a geniş alan bırakmayan, az ama öz fırsat kollayan bir planı sahneledi. 100. oyununda, yüzü gülmedi. Neden gülmedi? Eğer rakibinizde tango, pasodoble, candombe, fado, hallingdans, shota maestroları varsa; bir de bizimkiler ‘erik dalı’ havası üzerine, futbol sanatından özel yetenekler katmışlarsa, işin zor olur be usta!
Emin mükemmel oynadı
Galatasaray kritik deplasmandan 4 gollü bir galibiyetle dönüyor. Okan Buruk ve ekibi ise böylesi çeşni zenginliğinden muhteşem bir futbol Armada’sını Türk Futbol alemine sunuyorsa, bu lezzete ‘10 üzerinden 10‘ denilmez de, ne denir Allah aşkına? Bu müsabakada Emin mükemmel oynadığı gibi, Torreira aynen çapari gibi bir misina, Mertens ise sazan ustası okuma olta gibiydi. İcardi cabeco’dan örneklerine, media vuelta hareketlerini ekledi ve Giresunspor savunmacılarını defoya sürükledi! Kısacası Galatasaray her hattı ve emeği geçen tüm fertleriyle takdire şayan bir Karadeniz seferinden 4 gollü 4X4 sevinçle döndü. Bravo...
‘’Ödünüz kopmasın!‘’
Galatasaray’ın rakiplerinin ödünün kopması normal. Normal de ya siz hekemler? Arkadaş kaç maçtır, yettiniz artık be! Çeşit çeşit sinsilik gördüm de, bu derece korkaklık ve alttan alta çalışmak ne? Güya Şansalan ama beyefendinin ürettiği, resmen ödleklik salan! Ödü birilerinden böylesi denli kopan düdük ve benzerleri mutlaka tartışılmalı. Bu saatten sonra her 90 dakika zor. İlk devrede Antalyaspor, Helton ile adeta, ’Dertlerimiz son’ dedi. Nakajima; Galatasaray matkap gibi. Resmen savunmasını defalarca titretti. Ömer Toprak’ın da zaten toprağı belli. Konuk her hattıyla mükemmel mücadele etti ve devreye gol yemeden girdi.
Zor oyun, zaferle bitti
Hele hele 18’de Antalyaspor direkten döndü ama aslında direkten dönen Galatasaray’dı tabii! İkinci yarı 49’da Kerem asistinde, İcardi gönülleri yine fethetti: 1-0. 55’te Adriano çok sevinmeyin dedi: 1-1. 59’da Oliveira kafasını Flaranus bir kaval dokunuşuyla değerlendirdi: 2-1. Sonra yürekli (!) Şansalan salmalarına şahit olduk yine. Uzatmayı da saldı ama hesabı Okan Buruk ve Aslanları serilerine mani olmaya yetmedi, Adriano’yu mecburen atsa dahi! Zor oyun 2-1 bitti.
‘’Alkışlar iki takıma da‘’
Müsabaka başladı; Alanyaspor tam kadro. Galatasaray da 11 kişi ama ilk 16 dakika birbiriyle iletişim sıkıntısı yaşayan savunma organizasyonu, bir tekledi, bir tekledi. Aman da aman! Tam 3 mutlak gol fırsatı yakaladı ev sahibi. Okan yüzde yüz gol tehlikelerini bertaraf etti. Eduardo boş gezenin, tehlikeli kalfası. Dışarı giden, Okan dokunuşuyla direkten dönen gol kokan girişimler. Dakika 16’da Mertens öylesi bir serbest vuruş kullandı ki, Nelsson şık dokundu. Bu vuruş akıl dolu bir kafa vuruşuydu 1-0. Bu gol Aslanlar için ‘kondroitin sülfat’ etkisiydi harbi. Kadroya monte edilmiş eklemler, onarıldı resmen. İskelet sistemi sağlıklı bir şekile büründü ve Galatasaray oyuna ancak attığı golden sonra girebildi.
Örnek bir star
Mertens sadece harikulade bir star değil, aynı zamanda şahane bir örnek karakter. Yapısıyla müsemma öyle bir vuruş yaptı ki Runarsson topla ancak ağlarla buluştuktan sonra buluşabildi, 2-0 oldu. Alanyaspor ikinci yarıya aynı iştah ve şevkle başladı. 2 gol attı, ilki ofsyt ama ikincisi verildi. Candeias asist, oyuna henüz giren Cavaleiro; Nelsson ve Emin arasından golü yaptı: 2-1. Buruk’un Yunus’tan beklediklerini, Candeias Alanyaspor adına sahneye koydu! Son derece çekişmeli ama centilmence izleyenlere keyif, heyecan zerk eden eleme maçı Galatasaray‘ın 2-1 galibiyetiyle bitti. Bravo her iki tarafa da.