‘’Averaj gecesi...‘’
Gol atamadığı iddia edilen Galatasaray, gol yemezliği ile meşhur Başakşehir’i adeta kalbura çevirdi. Demek ki neymiş? Futbolda ne olup ne olmayacağını klavye ve istatistik uzmanları değil; sahada alın teri döken, beceri sergileyenler belirlermiş. İşte onun için asla taktik Tuk tuk işlerine girmem ben. Neden? Eğer o denli bilgi donanımlı ve becerikliysem, Okan Buruk’un yerinde, ben olurdum da ondan!
Müthiş pas
Futbolu seviyorum. Hele hele İcardi’nin 4. gol öncesi Kerem’e verdiği gol pası. Hani asist dedikleri yani. Bu harekete istersen şapka çıkar, istersen bandoneon eşliğinde tango criolloyu icra et. Herkesin vurmayı deneyeceği mahalde, böyle üst düzey bir gol üstadının o topuk figürünü sahneye koyması harikulade bir tango mükemmelliği olmalı. Kerem’in attığı gol ise ‘ben de varım’ mesajının Galatasaray camiasına müjdesidir.
Anlatılmaz yaşanır
Dün gecenin Kerem’i attığı 3 mükemmel golün yanı sıra, savunma gayretleriyle de şu mesajı verdi ‘ben ya dünya starlarıyla beraber seviyemi ışıldatacağım, ya da ışıldatacağım nokta.’ Evet Kerem devam et, bu doğru ve başarıya varılabilecek yolda.
Galatasaray takım olma müjdesini verdi. Futbolun her bölgesi adına ne kadar doğru varsa örnekledi. Attığı 7 golle de Başakşehir’i tepe takla etti! Dün gece anlatılmaz yaşanır. Abdülkerim, Nelsson, Emre Taşdemir, Kazımcan, Boey, Torreira, Mertens, Rashica, Kerem, Oliveira tabii Muslera, ille de İcardi ve tüm Galatasaraylı yıldızlar harika bir takımdır. Teşekkürler Galatasaray idari ve teknik yönetimi. Ayaklarınıza taş değmesin emi ?
‘’Doğrulara doğru…‘’
Galatasaray Ofspor’u 2-1’le geçti. Tolgay Kerimoğlu ekibini doğru mantık, sağlıklı düşünce ile kısa sürede oynatmayı başarmış. Herkes Gomis’in kaçan fırsatlarını saydı. Saydı da, sayarken başka değerlerin farkına varamadı !
Gomis’in her pozisyonun içinde bulunmasını, ve değerlendirme çabasını; görmezden gelmek doğru gözlemci vasfı olabilir mi sizce? Aslında Gomis gençlere oyun karakteri dersi veriyor. Oysa Kerem ve Yunus gibi ‘ben oldum’ diyecek ve kendini yormayacaksın Gomis! Okan Buruk’un Fransız’ı 90 dakika oyunda muhafazası da, Galatasaray teknik direktörünün sadece teknik ve taktik anlamdaki ustalığını değil; hak edenin, hak ettiği zamanı ve şansı vermeyi örneklediği harikulade güzel bir değer kazanım belgesidir.
Okan Buruk ; Antalya’da kurs süresince izlediğim prolisans aşamasında, taktik organizasyonlar ve programlardaki başarı ivmesiyle dikkatimi çekmişti. Galatasaraylı aslana ‘futbolculuğun gibi teknik direktörlük dönemin de şahane olacak’ demekten kendimi alamamış, Akhisarspor döneminde de ‘kupayı kazanacaksın eminim’ diyerek niyetimi ve duamı iletmiştim. Yürüdü gitti maşallah … Galatasaray’a bugüne kadar 8 deplasman müsabakası yüklenen fikstüre ve attıkları kazıkların yanında; Eyfel kulesinin dahi kürdan kalacağı birkısım hakeme rağmen ligin üst tarafında tutunmayı başardı. Beşiktaş ve Şenol Güneş’e sarılan medyamız müminleri ; umutları boşa çıkınca, şimdi de Emre Belezoğlu’na sarıldı.
Cem Dizdar Galatasaray’a önerilerde bulunmuş. Bulunmuş ama tavsiyeler sanki Okan Buruk’a değil de, külliyen Emre Belezoğlu’na! Acaba ilerleyen yaşım ve Galatasaray penceresinden bakan yüreğim mi böylesi düşünmeme neden oldu ? Eski kamyoncu olmam nedeniyle taktik, tuktuk konulardan pek anlamam. Aslında o konulara pek direksiyon sallamam da! Öyle ya; bizler kara şanzıman döneminde kaldık. Otomatik vitesi bırakınız, senkromeç dişlisi bile bizler için fevkalade bir müjdeydi. Ya şimdi Steptronic, DSG, EAT ve daha niceleri… Aynen futbol taktikleri gibi! Rahmetli Dr. Necati Karakaya’nın ‘diyagonal’ söylemini dahi henüz çözememişken, şimdi neler var neler ? Compact, Stretching, Environment, Gunner ve daha onlarca mev model tanımlama! Çalışacağız, çözeceğiz evvel Allah…
‘’İlk derbi ilk zafer…‘’
Hakemden futbolculara, tribünleri leba lep dolduran taraftarlara kadar herşey güzel. Derbinin son dakikalarında yaşanan minik gerilimler içinse ‘olacak o kadar’ diyelim yeter. Çok çok güzel şeyler bekleyenler ise 2 İcardi ve Cenk golleriyle ‘aradığımı buldum’ diyecek. Barış Alper'in yoktan var ettiği asiste, olağanüstü çakan İcardi, füzeyi 125 kilometre hızla 11 metreden ağlara gönderdi. Attığı 2.ci gol ise kafadan üretilmiş bir estetik görsel şıklığı değil de neydi? Ardından önce İcardi sonra Kerem direkten döndü. Yazık oldu tabii. Uzun süre kalesinden uzak kalan Mert’e de maşallah demek gerek. Neler kurtardı neler? Necip medyamız favorisi Beşiktaş’ın, beklemediği bir fark yemesi işten bile değildi! Kartalların şansı yaver gitti. Galatasaray 2-1 galip bitirdi. Bravo Okan Buruk. Ay Yıldızlı forman ile defalarca sevindirdiğini filozof Güneş’i; bu sefer de bursan ne olur ? Milyonlarca Galatasaraylı çok ama çok mutlu ve berhudar olur!
Galatasaray sadece bir derbi değil, geleceğe dönük çok büyük moral de kazandı. Kolay değil hafta boyunca şişirilen filozof ve ayağının kayması beklenen genç adam! Dün gece sadece Şenol Güneş ve Kara Kartallar değil; farklı beklentilerle aminciliğe soyunan troller de kaybetti. Bravo Okan Buruk, bravo Galatasaray takımı. Başarının nasıl kazanılabileceğini, cümle aleme emek ve ciddiyetinizle ispatladınız. Devam evvel Allah…
‘’Aslanlar gibi…‘’
Çok çok güzel ve mutluluk veren bir seri. Fenerbahçe, Trabzonspor, Başakşehir ve Sivasspor aslanlar gibi gitti. Ülke puanımız da 12. sıraya kadar yükseldi. Helal olsun tüm emeği geçenlerimize. Galatasaray’ın aslanlar gibi açtığı Avrupa futbol podyumunda, 4 ekibimiz yine, aslanlar gibi yol alacak evvel Allah şimdi.
Dış heyecanlar bitti şimdi sırada derbi. Galatasaray ile Beşiktaş karşı karşıya. Okan Buruk futbolculuğu döneminde, Şenol Güneş’in büyük sevinçler yaşanmasına vesile yiğitlerimizden önde gelen isimdi. Hele hele Avusturya milli takımına attığı golle makus talihimizi değiştirdiği ; Viyana’da galip geldiğimiz 90 dakikayı unutabilmek mümkün mü. Öyle ya filozof ve imparatorların, Ay Yıldız’ımızı temsil ettiği gençlik yıllarımızda; Avusturya futbolumuz için kabus ! Herzog, Krankl, Polster, Projaska, Wohlfahrt gibi yıldızlar, korkulu rüyamızdı. Okan Buruk’un hem Viyana, hem de İstanbul’da birer gol attığı ve Ali Sami Yen stadında 5-0 yendiğimiz müthiş maçın ardından Wohlfart kaleciliği bırakmak zorunda kalıp; ebedi hüsran ve kaos da bitmişti. Kaleciler ; genelde buruk kalmaları sebebiyle, pek sevmez yani Buruk’u !
Bir kısım medya ; feylesof Şenol Güneş’in, Okan Buruk’a karşı, teknik direktörlük döneminde üstünlük sağladığını hatırlatmış. Hatırlatmış ama genç teknik direktörün hangi kulübün başında olduğunu görmezden gelmiş! Şartlar ve futbolcular arası farklardan bahsetmeyi umursamamış ! Oysa maaş değerleri, kulüplerin bütçeleri gözden geçirilmeli, okurla paylaşılmalıydı! Böylesi algı oluşturma ve Şenol Güneş’e moral katkı gayretleri ardından; feylesofun ‘arkadaşlar benim kadrolarımla, Buruk’un mücadele ettiği yapının doğru tespiti gerek, güç ve hedef farkı vardı !’ Demeliydi… Demedi!
Şimdi denk güçler ve büyük Armada’lar derbi zamanı. Dobra dobra mücadele saati yani. Halil UMUT Meler işi beraberliğe bağlama gayretkeşliğine soyunmazsa tabii! Meler’den sportmenliğe, delikanlılığa layık, hakkaniyetli bir müsabaka yönetmesini bekliyorum. Palabıyıklığa soyunursa, çoook büyük ayıp eder de!
Okan Buruk’u çocukluğundan itibaren tanırım. E Şenol Güneş’i de iyi bilirim! Bu 90 dakika genç ve futbolumuz yüz akı genç adamın, kimliğini her zamanki gibi kanıtladığı ; daim yaşadığı zirve podyumunda, Aslanlar gibi devam edeceği bir karşılaşma olacaktır.
‘’Rahat nefes aldı‘’
Cumhuriyet bayramımız arefesinde dahi; Ayvaz kasap hep bir hesap misali, futbolumuzda izlediğimiz nekeslik hep aynı. Sportif etkinliklerimiz, maliyeti en pahalı uğraşısı; futbolumuz gidişatı da hep aynı. Kabızımsı yani! 51’de Nelsson kafası, ‘Viviano-direk- Viviano-Emin’ sarmalında gelen gol bile kabızımtrak bir pozisyondu. VAR marifetiyle sevinç iptal oldu. Adnan’da VAR uyarısı sonucu kırmızıyla ihraç edilmişti 31’de. Karagümrük zamansız kızardı ve karardı yine. Rakibinin eksik kaldığı yerde, sen onca zaman doğru dürüst oyun örneklememişsin! O zaman şapkanı önüne koyacak ve ‘Ben ne haldeyim?’ Diye kendini sorgulayacaksın. 59’da Emre’nin attığı gole kadar diken üstündeydi Galatasaraylı. Mata 85’te 2-0 yaptı da camia rahat nefes aldı. Barış’la doğru katkı yaptı. Torreira da elbette.
Şüpheli pas trafiği
Viviano yediği iki gole rağmen gecenin en enerjik, hayat dolu, azimli; ismiyle müsemma başarılı İtalyan vatandaşıydı. Galatasaray’ın temposu moderato dahi olamadı, andante makamında kaldı! Galatasaray ikinci yarı oyunu rakip alana yığmışmış, mış mış da mışmış! 70 dakika 10 kişi oynayan rakibe yıldızlar topluluğu, yığmasa mıydı yani? Galatasaray’ın şüpheli pas trafiği ve paldır güldür şut denemesi, beyhude işler silsilesidir nokta. Nice bayramlara...
‘’Palabıyık'ın intikamı!‘’
Her şey geçen sezon oynanan Rizespor- Galatasaray müsabakasının ardından başladı ! O gün Rize’de idim. Her şey baştan sona gözlerim önünde cereyan etti. Fanatik gazetesi yorumumda da; Palabıyık’ın oyun içi hataları yaptığını fakat kimi kötü niyetli futbolcuların rol yaparak, faulleri yutturma çabalarının etken olduğunu belirttim. Ertesi gün medyada kıyamet koparken, güvenilir spor insanları ‘hakemin oynatmaktan yana, iyi niyetle yönettiğini’ ifade etti. Ben de aynı kanaatteydim doğrusu.
Ama ne oldu sonra ? Palabıyık yerden yere vuruldu infaz edildi. Türkiye’nin en iyi hakemlerinden biri olma yolundaki genç adam, uzun süre müsabaka yönetmekten mahrum oldu. Ya da mahrum edildi ! Daha sonra hakemlere uygulanan operasyona dahil edildi. Ardından yazılan hakem senaryolarını duymayan, bilmeyen kaldı mı acaba ?
Netice algoritma (!) genç adama ‘intikam saatin geldi, senin bu hallere düşmene neden olan Galatasaray’a dersini ver ‘ dedi !
Mesajı idrak etmiş, senaryoyu tahmin etmiş genç adamın gerginliği ayan beyan belli. Geçtiğimiz sezon başına gelenlere sebep gösterilen(!) Aslan’ı doğrayacağı kesindi! Üç sezon hasret kalınan Galatasaray futbol değerleri, muhteşem bir futbol gösterisi ve 2 golle camiayı mest ettikçe ; zaten gergin olan düdük, aleni anksiyete arızası yaşamaya başladı. Önce beyin motoru hararet yaptı, ardından da conta yaktı ve tam o anda fırsat bu fırsattır diye düşünüp Boey’i boşu boşuna attı ! VAR var mıydı ?
MHK genç adamı atayan algoritma sistemini ve bu sisteme bilgileri yükleyen şahısları iyice inceleyip, irdelemeli. Büyük oyunlar oynanıyor TFF ve MHK bakıyor! Ali Palabıyık ise Rizespor müsabakasında 2. Derecede yanmış olan ağzının acısını, Galatasaray ‘dan çıkarıp ferahladığını zannedip, ligi tanzim peşindeki ağalarına mesaj veriyor!
Baştan sona adalet zafiyeti ve yiğitçe futbol mücadelesine suikastler içeren; mandepsi kokan kirlilikler yani. Yazık!
‘’Palabıyık'ın gecesi!‘’
Bu müsabaka öncesi Okan Buruk’un gerilim içinde olacağını düşünmüştüm. Ama esas asabı bozuk olan Ali Palabıyık’tı. Önce maçı elinden kaçırdı, ardından pozisyon idrak zaafı nedeniyle 31’de Boey’e kırmızı kart ve ihraç uyguladı. Ve neticede güne iyi başlayan ev sahibini de yaktı. Abdülkerim’in kırmızısı ve Alanyaspor beraberliği de; gecenin bonusu olup gecenin umutları karanlığa gömüldü. Galatasaray oyuna baskıyla start verdi. Mertens ve İcardi’nin bulunduğu yerler de doğruydu. Rashica sağda aranan kan gibi gözüktü. Oliveira’nın da olmazsa olmaz olduğu hep konuşuldu. Mükemmel bir başlangıç ve 11’de Mertens 22’de İcardi 2-0 Her şey çok güzel ya!
Kapadığı köşeden
Bu hal Palabıyık için uygun olmadı. Bay Palabıyık bu modele notum sıfır! Boey’i bu şekilde budaman olmadı. Ondan sonra da; zaten var olan negatif elektriğinin amperi arttıkça arttı ve şahsını harbi çarptı. Muslera’yı da sararttı! Kapadığı köşeden yediği golde Galatasaraylıları morarttı dakika 68... 2-1 ve 90+’da bir Alanya golü daha 2-2.
Kerem erken bitti
Zamane ayak oyununda, 10 kişi ile mücadele zor tabii. Alanya ev sahibi arazisinde babasının bahçesinde gezer gibi gezindi. Kerem de erken bitti! İnanın o pozisyonlar da olmasa daha iyiyidi. Sabırla tekeden süt çıkar, sabır yani! 2-2 bitti.
‘’Facia ve felaket!‘’
Amasra’da kömür ocağında yaşanan facia, Türk milletinin yüreğini yaktı. Uzun zaman müsabaka yapmadan dinlenen (!) Galatasaray ise, Kayseri’de felaket yaşadı! Eğer ev sahibi az şanslı olsa, geçen sezondan daha da fark atardı. Bir gece önce kömür ocağını alevler sarıp, insanlarımıza facia yaşatırken; Kayserispor da Galatasaray’ı tamamen zapt edip, ummadığı felakete attı! İlk yarı 2-0. Okan Buruk’a sormak isterim ‘Mertens futbol hayatı boyunca, acaba hiç kenar oynadı mı?’ Sol yandaki Mertens ve Kazım Can tercihine özellikle Torreira ve Midtsjö ve diğerlerinin arızaları eklenince, konuk felakete doğru yol aldı!
Mertens izledi
Icardi kıtalar arası dolaştı, sonra Kayserispor ceza alanında da dolaştı! Sol taraf ve orta alan felaketine önce Gavranovic 22’de attığı golle katıldı. Sonra Mertens, Onur’u dürbünle izlerken, Kayserispor sağ beki müthiş bir vuruşla 34‘te ekibini 2-0’ a taşıdı.
Acı ders aldılar
86’da Barış Alper 2-1 yaptı! İlk yarı Yunus da Marmara denizinde teknelere eşlik eden yunus balıklarından farksızdı! Galatasaray büyük umutlarla geldiği Kayseri’den acı bir ders aldı. Yıldız isimler kağıt üzerinde, muhteşem ışıltılı bir kadro olur ama iş fiiliyata dönünce hayaller felaket olur. Tebrikler Kayserispor, alayımızın hayallerinin, boş olduğunu kanıtladın!