‘’Meselenin aslı!‘’
Eğer Hırvatistan ile berabere dahi kalabilseydik, önemli avantaj kazanmış olacaktık. Beceremedik! Bursa öncesi; ‘Dalic’in ‘3 buçuk milyonluk ülke son Dünya Kupası'nda 3. olduk. Bunun nasıl olduğunu kendinize sorun ‘diyerek bizleri adeta azarlaması, en az yenilgi kadar yüreğimi burdu. Sadece futbol standında değil ki, sorulması gereken soru! Dünya’ya baktığımızda basketbol, voleybol, atletizm, boks, güreş, tenis, kriket, hokey, ragbi, formula 1, binicilik ve daha hangi branş aklınıza gelirse yokuz ki ! Bazılarında var gibi gözüksek de tesadüfi. Hırvatistan’ın sadece futbol değil, bizi sollayıp geçtiği; öyle çok branş var ki. Demek ki nüfus miktarı, eğer doğru spor eğitimi, öğretim kriterleri yoksa hikaye. Dar alanda mükemmel hücum setleri üretip, aynı anda iki üç oyuncusu aksiyona amade hareketlenip pas atacak adamı biçare bırakmıyor. Savunmada da aynı birliktelik ve dayanışma üretiliyor tabii.
Mükemmel planlamış
Savunma 28-30-23-21-22‘ken, orta alan 30 yaş üstü ve civarı. Playmaker ise 37. Hırvatistan müthiş bir güç, dizayn ve akılcılığı her hatta mükemmel planlamış. Fizik kalite, disiplin, kollektivizm ve yetenekleri de, uygulamanın işlemesini sağladı. Bizler Kuntz, o bu dememeli, esas gerekeni yapmalıyız nokta. Türkiye 0-2 Hırvatistan Bursa’da.
Not; Türk sporu ve futbolumuz sevdalısı, Altay eski başkanı Kemal Zorlu kardeşim Hakk’a yürüdü. Mekanı cennet rahmeti bol olsun, çok üzgünüm çok.
‘’Lale devri !‘’
Reformlar ve ıslahat amacıyla 1718 - 1730 yılları arasında III. Ahmet ve Damat İbrahim Paşa riyasetinde Osmanlı imparatorluğunda yaşanan Lale devrini kim bilmez? Islahat çabaları ve Avrupa’dan 280 yıl sonra kurulan matbaa, modernleşme çabaları, çiçekçilik, Yeniçeri ocağının kaldırılabilmesi girişimi ne nice nice reformlar. Sonra? Patrona Halil isyanıyla bitti! Neticede padişah tahttan indirildi, Damat İbrahim Paşa’da halledildi !
Prof Lale Orta MHK başkanlığına atandığında umutluydum doğrusu. Yeniçeri ocağını aratmayan hakemlik müessesesi, reform, ıslahat, bilgi, doğru iletişimin, çağdaş yapının temini ve olmazsa olmazımız olan hakkaniyet ve doğru yapının tesisi adına. Ama ne oldu? Olmaması gereken ne varsa alayına şahit olundu !
Tekrar tekrar herkesin malumu hakem facialarını konuşmayı arzu etmem. Görmeyen bilmeyen yok ki! Tüm olan bitenin üzerine Alanyaspor zaferi (!) sonrası konuşan Fenerbahçe yöneticisi tuz biber ekti ! Galibiyeti kutlayacağını, hakem ve Ersun Yanal’a teşekkür edeceğini, Alanyaspor futbolcularının centilmen futbolunu takdir edeceğini beklerken, ver yansın etti!
Beyefendi ; Sarı Lacivertlilere bilumum güzellikleri sunması yanı sıra, futbolcunuza kırmızıdan vaz geçip sarı kart gösteren hakeme. Fenerbahçe’yi çalıştırırken dahi, bu denli rahat maç kazanmasını temin edememiş. Alanyaspor teknik direktörlüğünde ise başarmış Ersun Yanal’a şükran duygularını sunmanı ve etik değerler örnekleyip imrenilesin güzel şakıyan Kanarya prototipi beklerdim. Yapmadın, yapamadın. Olmadı!
Gelelim Lale Orta’ya ; işiniz Trio programı ve yayıncı kuruluşa değil, hakemlerinize bilgi, eğitim, hakkaniyet değerleri ortalamak ve ıslahat temini değil midir sayın profesör ?
Alanyaspor’un avukat ağırlıklı menajerler kurulunu da, gözden geçireceğim elbette !
Konuşacağımız çok şey olacak sevgili dinleyenlerim.
‘’Konya ovası!‘’
Bildim bileli en can yakıcı trafik kazaları Konya ovasında vuku bulmuştur. Neden? Dümdüz asfaltta kimi şoförlerin içi geçer ve gözü açık uyur! Galatasaray da ikinci yarı benzer akıbete uğradı! Soner’in beraberlik golündeki savunma zafiyeti, Oğulcan’ın galibiyet golündeki orta alan uyurgezerliği, başka türlü ifade edilebilir mi? Where is the kademe, orta saha; yani muavin hattı nerde? Konyaspor 10 dakika sağ kanadı iyi işletti. Azeri Mahir Medetov, Abdülkerim’i defalarca geçti, açık alanda rakiple karşı karşıya kaldığında ‘tophane usulü’ dalmamalı, vaziyet almalı, hatta geri geri çekilip rakibi doğru zamanda bastırmalı. İlk 10 dakika sonrası ısındıkça Galatasaray ayağa top otomasyonunu ustaca sahnelemeye başladı ve adeta gol tehlikelerini ‘GHOST’ gibi hissettirdi. İkinci yarı harbi GHOST oldu ve kayboldu! Konuğun mükemmel pas alışverişi ardından, Kerem asisti Rashica ustalığı ile Sarı-Kırmızılı ekip 31’de 1-0 öne geçti.
Duman ederlerdi
İkinci yarı başladı ve ilk tespitim; mücadeleci Barış’ın arandığı yerde; Zaniolo’nun oyuna dahil olması için, ikinci 45’in dahi erken olduğu gerçeğidir. Konyaspor çatır çatır Muslera’ya doğru geldi. Kaan Ayhan, Dubois ve Berkan direndi, Boey neredeydi? Konyaspor kendine geldi. Hatta rakip oyun zafiyeti kendilerine getirdi! Ofsayta düşmeseler, gol becerileri olsa duman ederlerdi diye düşünürken, Oğulcan mükemmel gol attı, çünkü Galatasaray muavin hattı, otoban gibiydi 2-1 bitti..
‘’’SERENDİPİTY’ sürprizi mi?‘’
Galatasaray ve Beşiktaş’ın derbiye hangi şartlarda hazırlandığından habersiz biri; Siyah-Beyazlılar'ın dinlenme fırsatı bulamadan hazırlandığını düşünürdü. Galatasaray’ın Barcelona karşısında zorlu bir 90 dakikayı, henüz perşembe akşamı oynadığını duyduğunda ise hayrete düşerdi! NEF Arena’daki iştahlı, tempolu, diri dipdiri Aslan karşısında; Beşiktaş değil de, hapşırıkta bile dağılmaya amade kerpiç taş! Gomis’e ayak koyan Ersin’in haline başarıyla bakan da, başarılı Atilla taş!
Müsabakanın derbiye yakışır başlamasının en etkili ismi Atila Karaoğlan, Ersin işinde nasıl baktı kaldı hayret! Oysa İlk dakikadan itibaren avantaj uygulamalarına örneklediği sadakatla, sporcuların da sahadaki futbol podyumuna layıkıyla saygı duymasını sağladı. Son yılların en seyre değer ve aksiyon bezeli derbilerinden biri sahne aldı.
Şahane asist...
Galatasaray’ın pres, tempo, çabukluğuna Beşiktaş’ın cevap vermeye çalıştığını gördük. Gücünün 10 dakikalık baskıdan öteye geçemediğine tanık olduk. Taze kuvvet Rıdvan’ın 85’te kazandırdığı gol, güç gösterisi değil; nazar değdiğini düşündüğüm Pena’nın yumurtlama zaafıdır! Mustafa top kazanan ve kazandığı topu layıkıyla kullanan futbolcu örneği şıklığını iki şahane asistiyle kanıtladı. Kerem ise 2 attı gollerini 8’e tamamlayıp taraftarları da, mutluluktan 4 köşe etti! Marcao ve Nelsson’un savunma etkinlikleri de öyle. Berkan ve Taylan’a konuşanlara da, şahsım olarak susmayı uygun buldum. Du yu andırstend tu mi dimi? GS 2-1 BJK Torrent son iki 90 dakika performansına, bu perşembe yeni bir ‘SERENDİPİTY’ sürprizi ekler mi? Evvel Allah ekler!
‘’Helal olsun ‘BİRLİKTE 1905’‘’
Galatasaray Kulübü transfer mükemmellikleri ardından, depremzedelerimiz için ürettikleri dev çabaya, Tevfik Fikret salonunda örnek alınası organizasyonu ekledi.Daha da muhteşem güzelliklere, şahit olacağız evvel Allah. ‘BİRLİKTE 1905‘ forması hepimizi sevaba dahil etme davetidir. Emeğe sahip çıkalım. Okan Buruk da bir başka tarihi yazmanın peşinde. Kasımpaşa dün gece hedef yolundaki engellerden biriydi. ASYNEF’te Aslanları ile birlikte atan 50 bin yürek var…
Konuk öncelikle, savunmada azimli. Selçuk İnan stabil oyun, özellikle savunmadan taviz vermeyen bir yapı oluşturmuş. Böylesi sağlamlık topu her daim Galatasaray’ın kontrolündeymiş gibi gösterse de, dakika 33’e kadar ev sahibi sakız çiğneme antrenmanı ötesine geçemedi. Pozisyonsuz 33 dakika izledik yani..
Ve Torreira gollük şutunu, Günay önledi. Roma dondurması gibi Bu sıcağa kar dayanmaz derler ya hani! 41’den itibaren İcardi kafa şutunda, Günay mükemmelliği. Torreira ve İcardi şutları üstten aut, baskı ve devre Kasımpaşa için nefes alma çanı!
İkinci yarı daha hareketli Kasımpaşa ve Galatasaray’da da Zaniolo. 57’de de Süper Lig’imizdeki ilk golü Rashica asisti ve Zaniolo gol vuruşu nefaseti 1-0. Adeta dünyaca meşhur Roma dondurması gibi, tüm Galatasaraylılar'a iyi geldi. Tarih yazmak, rekor kırmak kolay değildir. Galatasaray ve Okan Buruk başardı.Helal olsun BİRLİKTE 1905 daha nicelerine…
‘’6 iplik overlok gibi!‘’
Galatasaray’ın 6 gollü galibiyeti değildir, söz konusu! Esas olan tıkır tıkır işleyen 6 iplik overlok makinesi formatında; Sarı Kırmızılı Armada’nın uyguladığı şahane futbol gustosu olmalı. Rakipten kazanılan her topu, doğru yere gönderen, sanki basketbol nizam ve isabeti tabii plan projesi. Hücumda başlayan ve orta alanda şekillenen pres uygulaması. Ciddiyetle uygulanan baskının meyvesini; doya sıya tadan, futboldan zevk alan anlayış. Bu nedenle kendini emin ve emniyetli hisseden, yoğun özgüven hamili savunma. Adeta şelale gibi akan gümbür gümbür bir takım. Bravo Okan Buruk, işte bu yapı ve sahneye konulan değerler Galatasaraylı herkesi memnun ve mesut eder. Sağ olasınız var olasınız. Ulusça yaşanan çok çok üzüntülü felaket döneminde ; camianızı sevindirdiniz, gelecekten umutlu olmasını da temin ettiniz.
Yolları bulana kadar insanın feleğini şaşırttıran, Necmi Kadıoğlu stadına gelen tüm futbolseverlere de, helal olsun. Hele hele yaptıkları hayır katkısı ve zemini süsleyen oyuncaklar bir başka güzellikti. Rabbimiz razı olsun cümlenizden. Depremzede kardeşlerimizi asla unutmamalı, her nefesimizde bir nefes de yardımı nasıl sağlayabiliriz o olmazsa olmazı düşünmeliyiz. Yaşamsal zorluklar şimdiden itibaren daha da yoğun olacak. Asla unutmamak, katiyen ihmal etmemek gerek. Futbol camiası deprem bölgesi hizmetleriyle, birliğiyle Türkiye’nin yüz akı olmuştur. İnanıyorum ki, daha fazlasını da, sağlayacaktır evvel Allah… Okan Buruk yek tek ağaç yetiştirmektense, orman yoğunluğu sağlama amacında. Bu mesajı daha sezon başı kampında almış ve sizlerle paylaşmıştım. Fide, fidan ve yetişmiş kaliteli ağaç türlerinden öyle bir orman bereketi yetiştirecek ki; herkes hayran kalacak. Bu konudaki umutlarım dün İstanbulspor hazırlık müsabakasında iyiden iyiye pekişti. Her iki kulübümüz futbolcuları da ciddiyetle, profesyonel formatlarına uygun gustoda mücadele etti. Evet fark oldu. Oldu da Galatasaraylı futbolcular statülerine uygun futbol kalitesini cömertçe sundu. Sarı Siyahlı ekibimizin de hangi mütevazı bütçeyle, nasıl bir zorlu platformda adeta savaştığı da, herkesin malûmu ve ortada.
Galatasaray pas organizasyonlarını geliştiriyor ve olabildiğince çabuk ve isabetli oyun kuruyor. İlk golü atan Rashica’nın farklı bölgelerde de, mükemmel işler yapabilmesini temin düşüncesi içinde bir teknik kadro anlayışı sezdim sanki! Zaten olması beklenen de bu tür teknik yapı mahareti değil mi? Yunus dün şahaneydi. Renk kattı oyuna. 2.golde projeyi organize eden Mata mimarisi ardından, Oliveira ‘ya asisti harikulade üretimdi. Bir de Gomis’e asisti ve maestronun sağ ile sarsıp, sol vuruşu ile indirmesi 3-0 Gomis A’dan Z’ye komple golcü profili. Yusuf Demir; çelik olma yolunda ilerliyor. Emin Bayram’a indirdi, genç Emin de topa bayram ettirdi 4-0 Zaniolo önce attı olmadı. Az sonra oldurdu 5-0 Henüz 4 dakika geçti ki bir de Made in İtaly asist üretti mösyö Dubois da takipçiliği ve mücadele azminin ödülünü attığı golle aldı 6-0 O arada Hamza’nın estetik bezeli şık topuk pası, aklımda güzel anı olarak kaldı. Aslında 90 dakikanın her zerresi gönlümde umut vesilesi olarak kaldı. Teşekkürler…
‘’Türkiye için hepimiz biriz‘’
Stadyumu dolduran vatandaşlarımız sağ olsun var olsun. Rabbimiz hayırlarından razı olsun. Elbette Corendon Alanyaspor ve Galatasaray’dan da. Hele hele Alanyaspor Kulübü buram buram duygu içeren, harikulade dizayn edilmiş formasını, Türkiye çapında pazarlayacak kurguyu sağlarsa; depremzede kardeşlerimize de katkı sağlanabilir, diye düşünmemek mümkün mü? UHL stilistleri ise ustalıklarını konuşturmuş gerçekten. Sanatlarına, emeklerine şükran.
Günümüz yaşamı ne denli enteresan oldu. Büyük kaptan Ziya Şengül ebediyete göçtü. Mekanı cennet olsun. Aynı gün efsane Fenerbahçeli Cemil Turan’ın da doğum günü. Sağlık esenlikler Cemil abi… Ve Alanya’da Türkiye için hepimiz biriz. Tüm renklerimizle birlikte elbette. Duamdır her daim mutluluk ve hayırlara vesilelerle.
Futbol’un depremzedelerimiz yararına değerli hamlelerine yeşil sahalardaki ilk start verildi. Ardından bir çok organizasyonun sırada olduğu da belirtildi. Bizlere de elimizden gelen katkıyı sunma gayreti yakışır elbette.
Galatasaray yönetimi ve Okan Buruk ile ekibini kutluyorum. Her iki devrede de, kaleci Okan hariç iki farklı takım sahadaydı. Şahsım olarak aldığım mesaj ise şu oldu! Sarı Kırmızılı Armada ligi zirvede kovalayacak değerde, 3 kadroyu dahi sahaya sürme imkanına sahip. Alt yapı gençlerinin, daha önce İtalyan ve Fransız’lara karşı nasıl çatır çatır mücadele ettiklerine ve kalitelerine şahit olmuştu herkes. Okan Buruk günümüz starları ve geleceğin yıldızlarıyla bezeli kadroyu; mükemmel organize ettiği gibi, tamamını hazır tutmayı da biliyor. Bravo.
Rashica’nın Alanya kumsalı rahatlığında golü atmasını sağlayan, asistin patronu Torreiradır. Barış Alper maestro ustalığında attığı şutta kaleci Yusuf’u kıpırdatmadı 2-1 Gomis müthiş zeka kattı, Berkan da estetik vuruş tabii 3-1 Dakika 90’da Eduardo 3-2 ‘ye taşısa da skoru Zanıolo ‘Forza Galatasaray, Ciao’ diyerek ilk golünü attı 4-2 Dün gece Galatasaray’ın tüm hatlarıyla mücadele, ciddiyet ve azmini muhafaza ettiğini gördük. Devam öyleyse…
‘’Vazgeçmek yok !‘’
Galatasaray camiası ve Kulübü ; ülkemizi sarsan deprem faciası ardından derhal vaziyet aldı. Afet bölgesindeki depremzedelerimize, derman olacak, maddi manevi her proje için fedakarca hizmette. Vazgeçmek yok evvel Allah…
Aslanlar topluluğu Dursun Özbek ve Erden Timur’un başı çektiği ; oluşumda sadece temel ihtiyaç teminiyle yetinmedi! Hatay’da 500 ,Kahramanmaraş’ta da 500 konteyner kent kuracak. Bin konteyner evin yarısını Galatasaray Kulübü, diğer yarısını ise NEF Vakfı sağlayacak. GSYİAD Başkanı İbrahim Hatipoğlu da ‘bu sevaba 150 konteyner’ ile dahil olacaklarını ifade etti. ‘Rabbimiz gönüllerinizi yapsın ellerinizi bırakmasın’ demeyelim de, ne diyelim ?
Kültür, eğitim, spor ocağı Galatasaray camiası; okul, çocuk oyun ve spor tesisleri, sağlık ocaklarını da ihmal etmiyor. Evlerin hemen hemen tüm eşyaları da, tamam olacak. Böylesi değerli, elbette hayırlı girişimin daha da gelişmesi adına; ‘Galatasaraylı’yım’ diyen herkesin kollarını sıvaması ve hizmetlerin devamlılığının sağlanması mümkün olamaz mı acaba? Karınca kararınca, damlaya damlaya göl olur felsefesiyle, hepimiz katkı sağlayabiliriz. Dursun Özbek ve Erden Timur elbette camiadaki duayenlerimiz ; organizasyon ve planlaması, sevabın devamlılığını, her Galatasaray sevdalısı yurtseverin devasa yardımlara, vesile olmasını temin edebilir diye düşünüyorum. Alanya’da da taraftarlar mükemmel katkısına, şahit olacağımızdan eminim tabii. Haydi o zaman…
Not ; Malatya’daki kayısı üreticisi insanlarımızın ürünleri enkaz altında. Zonguldaklı madencilerimiz geldi aklıma! Yerin kilometrelerce altından kömürü, binlerce ton betonun altından canlarımızı kurtaran kahraman yiğitler; milli servetin heba olmasına mani olup, depremzedelerin rızkına vesile olamaz mı acaba? Düşünmekte fayda va