Galatasaray çok kolay oynayıp, topu kontrolünde tutuyor. Samsunspor da Muslara’ya öylesi rahat geliyor ki hayret! Süper Lig’imiz müsabakasını izliyor ama sanki hepimiz Kopenhag 90 dakikasını düşünüp, o karşılaşmayı düşünüyoruz değil mi? E tabii teknik kadro ve futbolcular için de, daha farklı bir halet-i ruhiyenin mümkün olmadığını tahmin ediyoruz dimi? Zor bir gece yani! Mertens asisti ve Aktürkoğlu’nun tezyinat ustasını kıskandıracak güzellikteki vuruşu ve 1-0. Sonra 15’te zor olan direği nişanlamaktı Dimata yaptı! Samsunspor etkili gelip daha zahmetsiz gol pozisyonlarına giriyor. Umarım Buruk ve ekibi kenar ve göbek savunma arızalarını not alıyor! Demirbay ve Torreira ise muhteşem ikili olma yolunda ilerliyor. Yine Mertens ve Aktürkoğlu kolektifi ve 7’nin; üstat Semih Saygıner’i imrendirecek vuruş hüneri. Bu güzelliğe ne demeli 2-0’dan sonra Abdülkerim’e lokum tadında bir de korner topu yine Kerem’den, saçı güzelden ‘tık’ kafa 3-0.

Muhteşem vurdu

İlginç olan şu! Samsunspor yüzde 38 top kullanmayla 14 Aslan ise yüzde 68’le 12 kez rakip ceza alanı ziyaretinde! Bu tuhaf istatistik ikinci yarı 15 dakika içinde vaziyetin 3-2’ye gelmesinin işareti miydi? Gecenin serinliğinde basan teri; Ziyech’in şutu ve o şuta resmen kafayı muhteşem bir naiflikle vuran İcardi bitirdi, tarifi zor hüner neticesi 4-2 bitti. Zor geceydi.

Muslera’nın oyun kurma hevesiyle ürettiği fuzuli ürerim paslar; bir gün taraftarlardan birilerini öldürecek de, cinayet aletini hiç kimse bulamayacak! Ya Boey’in kale alanında verdiği meme pası? Rakibe verilmiş olan yılın asisti olma şansını kıl payı kaybetti! Maçı izlerken kendi kendime sormadan edemedim ‘Beckenbauer’misiniz arkadaş?’ Molde maçının 11’i başladı. Başladı da rakip Allah’tan Molde değildi! Gaziantep FK teknik direktörü Erdal Güneş; Bollywood efsanesi Raj Kapoor’un yerli versiyonu olmuş aynen. Kırmızı-Siyahlılar’ın bu hali ‘Avere’ filminin yerel versiyon filmini çevirttirecek sanki! Ya Galatasaray? Tek taraflı futbol gösterisi ve Star’s Show elbette kazanılan 3 gol hiç kimseyi kandırmasın! Oliveira’ya sallayanlar da vaziyete bir baksın. Arandı mı? Evet arandı. Bu çocuk önde süpürüyor, Torreira ise faraşa topluyordu. Ya dün gece ne tehlikeler ve abukluklar yaşandı. Abdülkerim’de ince işlere girişmesin, kendisi gibi olsun. İcardi’ye sağdan soldan orta yapan, göbek civarından pas yapan bar mı yok.

Fena halde yanabilir!

Galatasaray ne yapıyor; ara pası, yan pas, geri pas hep. Hücumda etkinlik, ön direk, arka direk, savunmayı boşa çıkaracak, oyundan düşürecek aksiyonlar var mı o da yok. Tamam 3 gol var. Var da beklenen, olması gereken futbol hünerleri yok. Haddinizi bilerek oynamazsınız, savunma işlerinde olması gerektiği gibi bulunmazsanız; fena halde yanarsınız. Takım savunması ve real takım hücumu Galatasaray’ın olmazsa olmazıdır. Okan Buruk’un düşünmesi şart neticede. Zorlu platformlara az kaldı!

İstiklal savaşımızı muhteşem özveri, fedakarlıklarla, kaybettiğimiz gencecik canlarla, gazilerimizle kadınlı erkekli kazanmıştık. Voleybol zaferlerimizi de ; büyük çaba ve helal alın teri, elbette yetenek ve beceriyle kadınlı erkekli kazandık. Bu kez güç büyük ölçüde; aziz Türk milleti kadınları elinde elbette. Kadınlarımız voleybol topunu müthiş bir silah olarak kullanıyor ve önüne geleni devirip tarih yazıyor. Helal olsun yiğitlerimize… Dünya markası İtalyan Kadın Voleybol takımını önce titretip, ardından sallamak ve neticede çökertip, berhava etmek kolay mıdır? Zor, çok zor. Hatta birçok ülke için de imkansız. Bu zorluğun üstesinden Ay Yıldızlı Türk Kadınları, evvel Allah geldiler.

Olağanüstü çekişmeli ve heyecan tufanı içinde sürüp giden bir ralliydi. İtalyanlar her hattıyla normal performanslarını aştı. Aştı da, bizimkiler onların aştığını da aştı.

Açık söylemeliyim, İtalyanlar bir ara müsabakayı kazandıklarını zannetti. Hatta ben de ümitsizlik ve hüzün çukuruna düşmüştüm. Kendine güvenini ve inancını kaybetmeyen, mutlaka ama mutlaka kazanmayı hedefleyen yiğit kadınlarımız pes etmemiş meğer. Önce aradaki farkı kapattılar ve gittiğini zannettiğim finali usulca ucundan tutup ardından da o mübarek avuçları içine aldılar. Diliyor, umuyorum finali de kazanacaklar… Emeği geçen, voleybolcularımıza güvenen, emek veren herkese, tabii ki Dünya’yı titreten kadınlar yetiştiren aileler, analar, babalar, okullar ve kulüplerine teşekkürlerimi, Şükran duygularımı sunuyorum. Rabbimiz cümlenizden razı olsun.

Çocukluğum ve gençliğim dönemi; her Brezilya, Alman, İngiliz veya İtalyan vatandaşını futbol ustası olarak düşünürdüm yeşil sahalardaki beceri ve başarılarından ötürü. Futbolcu kimliği her fertlerine sinmişti sanki.

Şimdi de tüm Dünya gençleri Türk Milli Kadın Voleybol takımımız ve zirvelerdeki yeri nedeniyle, Türk kadın profilini bambaşka bir pencereden görecek… Sağlıklı, güvenli, güzel ve başarılı voleybolcu kadınlar ülkesi olarak görecek… Her açıdan finaldeyiz aziz Türk milleti… Finaldeyiz.

Okan Buruk’un şahsını ‘Check up’a tabi tutması şart olan bir 90 dakika ve Barış Alper katkısı, Angelino aklı olan bir gol 2-1 galibiyet.

Galatasaray’ın Norveç’te son dakika golüyle kazanması, yeter miydi? Yeterli olarak düşünülebilirdi ama kuzeylilerin de böylesi çetin ceviz olabileceği de tahmin edilmeliydi. Henüz keşfedilen Avcılar - Bathonea antik liman kentinde 8. ve 11. yüzyıllarda yaşayan Viking’lerin izleri; ne tür yapıda bir karakterle karşı karşıya olduğumuzun belgesi değil mi? Zaten 90 dakika boyunca yaşananlar da, zorlu vaziyeti gözler önüne serdi !

Oynayamadın, doğru dürüst gidemedin, orta yok, pas aksiyonu ve işlerliği yok, şut yok. Dakika 7’de penaltıdan kazandığın gol için İcardi’ye dua etmekten başka çaren de yok! Böyle şey olur mu? Bek stopere, stoper kaleciye, dön babam dön kendi alanında! Rakip az ama öz işlerle her an boğazında. Kerem Almanya patentli ama müsaade ettiği pozisyon da, harbi merdiven altı etiketli! Oldu mu 1-1 ve başladı korkulu rüya. Hatta kabus! Mavili birkaç santim geride olup ofsaytta kalmasa yandı gülüm keten helva. 

Okan Buruk’un şahsını ‘Check up’a tabi tutması şart olan bir 90 dakika ve Barış Alper katkısı, Angelino aklı olan bir gol 2-1 galibiyet. Yani Şampiyonlar Ligi müjdesi !

Dün geceki şans, kader, kısmet ve böyle düzgün hakem ; her daim denk gelmez hocam. Çok çok sıkı rakipler denk gelecek ve daha da zor 90 dakikalar olacak önünüzde!
30 Ağustos Zafer Bayramı‘mız kutlu olsun…

Galatasaray’a kuzey havası pek iyi gelmez. Götebörg, Trömsö 90 dakikalarında iliklerime kadar buz kesmiştim vakti zamanında. Güçlü, kuvvetli, balığın kralıyla besili Norveç’liler, sağlam fizik yapılarına futbol aklı, atletizm ve hava kuvvetlerini de ilave ederek adeta entübe ederlerdi alayımızı. Bu kez İcardi, Muslera, ve Sir Yunus fiyortlar karmaşasından gemiyi yara almadan kurtardı. Dün gece de benzer akibetten kıl payı kurtulduk. Adamların saha zemini suni çim. Futbolları da reel kere reel. Devasa ebatta Viking’lere karşı bizdeki devler; Mertens, Kerem, Angelino! İngilizlerin Gurka ordusu gibi bir yapı yani. Duran top, ağlatan top olur mu diye düşünürken; Ellingsen 8’de 1-0 yaptı. Ölü topu dirilttiler yani. Galatasaray da pek diri sayılmazdı ki! İyi başlamadık, bilumum aksiyon pert yani.

Heba etti...

25’de Oliveira Yaradana sığınıp vurdu, Molde’nin sadece attığı değil yediği golde de Ellingsen vardı. Baseninden istikamet değiştiren top Karlstrom’u kontrpiyede bıraktı 1-1 4 dakika sonra da Ekselansları İcardi, harikulade görsellik içeren bir gole daha imza attı 2-1 öndedir Galatasaray. Bu arada mösyö Mertens bir ‘al da at‘ İcardi pasını, bir de buz gibi Yunus golünü heba etti. Hep gol narası attıracak değil ya, yandım Allah diye de bağırtacak ara sıra! Norveçli de yurttaşlarını ağlattı mı bu arada Molde 2-3 Galatasaray Kuzey havası zorladı da, neticede yaradı...

Henüz 5’nci dakikada Karaoğlan Trabzonspor’lu oyuncudan çıkan topu görmedi (!) beşer şaşar diye düşündüm. Fakat ilerleyen dakikalarda, tavuk karası değilse bile bu hakem hatta bir çoğu; hamili virüstür diye emin oldum. Bu nasıl iş eyyy MHK eyyy TFF? Karaoğlan çok pozisyonu kararttı. Kendisini aklamak için de kartına sarıldı. Ayıptır yazıktır! Hele hele dakika 20’de ‘Kickboksta’ böylesi darbeler tamam da, futbolda nasıl tamam? Oysa mücadele eden, özellikle savunma aksiyonlarında etkili olabilme gayretinde iki tarafta. Bakasetas rakip savunma cıvarında sıkıntı! Ama kendi savunması önünde daha büyük sıkıntı! 23’te Torreira Yunanlı’dan kaptı, Kerem asisti ve usta vuruşu King Icardi: 1-0.

İyi ki Icardi var

Boey mükemmel işler yaparken, Angelino topla ilişkisi şahane fakat futbol hele hele savunma icrasıyla bomba! Barış ve Kerem de maalesef rölantide bu ara! Kerem asist yaptı, yattı. Barış rodajda kaldı! Arkada sıkıntı var, önde şut atan yok! İyi ki Icardi var. Okan Buruk son derece doğru yaptı. Galatasaray’a bu hamleler yaradı. ‘Aşkın olayım’ da Kaan Ayhan müthiş pasına cevapsız kalmadı. Bazuka’dan farksız kafa vuruşuydu ha: 2-0. Hoş geldin Hakim, inşallah hakemler de olur bilumum virüslere hakim!

Galatasaray‘ın kritik mücadelesine; savunma göbeğini değiştirerek başlamak Aslan gibi yürek isterdi. Okan Buruk, bu cesareti örnekledi. Kaan ve Emin de mahcup etmedi. Etmedi de Emin, ikinci yarı soyunduğun ‘Kara Murat’ımsı hevesinin gereği neydi? Boey’e nazar değmesin. Savunma ve hücumda harbi 1 numara. Ya Torreira mükemmel oynarken, rakibinin tendonuna yaptığın hamle ne tür bir numara? Arayacağız seni bu turnuvada, hem de çok. Savunma ve pas aksiyonları etkili dengeli Kaan orada faydalı olur mu olmaz mı ? Gel de düşünme!

20 top kaybı!

Maçta 24’te Icardi tersi, düze çevirdi mükemmel gol attı 1-0 Geri viteste dahi ileri giden bir muhteşem imalat Arjantinli! Asist’e dönüşen topu ileten Angelino, savunmada da harbi Damdino! Kanadı yol geçen hanı oldu valla. Öndeki Kerem de 2 maçtır bir başka muamma. 25’lik Kayseri performansını neredeyse ilk yarıda yakalayacaktı. 20 top kaybı! Bakambu, Oliveira, Abdülkerim, Halil, Zaha katıldı oyuna. Zaha’nın bekleneni vermesi için sabır lazım daha. Kazandıkça Aslan gibi olacaklar valla. Güveniniz... Bizim gençliğimizde Balkan Kupa’sında dahi içeride, dışarıda kazanmak rüyaydı. Aslan bunu başardı. Slovenya şampiyonunu gol yemeden 4’lemek kolay mı? Taktik, tuk tuk, dominant, pres işlerini her maça soyunan ama hiç yenilmeyen teknik ustalara bırakıyor ‘devam Galatasaray’ diyorum.

Tamamen oyunun içinde kalan organize, mücadeleci, ciddi Kayserispor’un transfer tahtası kapalı fakat; futbol değerleri açık! Slovenya şampiyonunu evinde sürklase eden Galatasaray, Kayseri’de umduğu rahatlığı bulamadı. Hatta yenilgiden kurtuldu. Zevkli, mücadele ve pozisyon dolu 90 dakikanın öncelikle akılda kalan iki ismi Bilal ve Muslera olmalı. Kaleciler kurtarışlarıyla geceye renk kattı. Nelsson ve Abdülkerim de cana can katan doğru hamleler yaptı. Galatasaray‘ın Kayseri’de mantı ziyafeti çekip, pastırma lezzeti keyfi yaşayacağını hesap edenler de, fena halde düş kırıklığı yaşadı! Çağdaş Atan ekibini çok iyi hazırlayıp mükemmel motive etmiş. Bravo.

Kayseri taviz vermedi

Okan Buruk’un futbolcuları ise hücumda bir türlü beklenen pas alış verişini devreye sokamadı. Savunmacıların ellerinden geleni yaptı da… Dubois çıkarılmasından rahatsız oldu gibi. Ama Fransız müsabaka otomasyonunun eksikliğini ve çıkmasına yakın zamanda rakibinin rüzgarı ardından koşmak zorunda kaldığını kabullenmeli! Günümüz futbolu saniyelik gecikmeyi dahi affetmiyor ki. Galatasaray tüm silahlarını denedi fakat Kayseri’de zerre taviz vermedi. Güzel 90 dakika oldu, tabii lig serüveninde hiçbir 90 dakikanın kolay olmayacağı da belli oldu: 0-0.