‘’Açık teşekkür...‘’
İstanbul derbisi her iki taraf için de, son derece önemliydi. Bu tür kritik müsabakalar genellikle kabız ayak topu çekişmelerine gebe oldu geçmişte! Fakat dün gece Galatasaray ve Beşiktaş heyecan dolu bir 90 dakika sundu izleyenlere. Açık teşekkürü de hak ettiklerini söylemeliyim elbette. Hele hele Rosier beraberlik golünün asistini yaptı, son dakikada da müthiş bir gol kaçırdı. İkinci yarı oyuna giren ve beraberliği sağlayan Chamberlain’in de, Rosier ile beraber geceye harikulade heyecan ve futbol renkliliği kattığı, doğru değil mi?
Burak Yılmaz ekibini çok iyi hazırlamış. İlk 15 dakika mükemmel hücum girişimlerine imza attılar. Daha sonra Galatasaray’ın topa ve oyuna hakim olduğunu gözlemledik. Önce Icardi Zaha’ya şahane bir pas attı, olmadı. Tayfur’un kafası tehlike yarattı. Ve Icardi hep bildiğimiz işini icra etti: 1-0. Icardi’nin topunu Colley çizgiden çıkardı. Daha sonra ise Mert yine Icardi‘nin topuna ceza çizgisi dışında elledi! VAR uyarısıyla kırmızı geldi. Mert değerlerinde bir sporcu da zaten başka türlü asla ihraç edilemezdi!
Beşiktaş’ın 10 kişi kaldığı halde mücadele ve azimden taviz verdiğini hiç kimse söyleyemez. Söylememeli! Galatasaray‘ın da beklenen akıcı futbolu örneklediğini. Gecenin iyilerinden Hadziahmetovic’in eline gelen topa ‘talihsizlik‘ demeli. Milenyum’un ve gecenin yıldızı İcardi 82’de skoru belirledi. Penaltı ve 2-1 bitti. Harikulade bir gece yaşatan tüm Galatasaraylılar’a teşekkürler, görsel muhteşemdi. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, nice 100 yıllar...
‘’Akdeniz akşamları‘’
Manchester soğuk, yağmurlu havasından, Antalya rutubetli ve sıcak iklimine uyum her babayiğidin harcı olamaz elbette. Üstelik ManU gibi zorlu bir rakibin ardından; asla yabana atılamayacak, Nuri Şahin ekibi ile zorlu lig ve puan mücadelesi hele! Galatasaray arka solu ve ön sağı ilk yarı arızalıydı. Antalyaspor çok tehlikeli oldu. Neden? Jehezkel mükemmel bir hücumcu da o yüzden. Her pozisyonda galip geldi. Topu mükemmel kullanıyor ve müthiş adam eksiltiyor. Muslera ve Abdülkerim zamanında devreye girdi. Açıkçası şans da yardım etti! Ev sahibi resmen istinat duvarı kurdu savunma orta sahasını majino hattına benzer şekilde yapılandırarak. Okan Buruk 0-0 biten ilk yarının ardından doğru değişiklik yaptı. Ve yerinde değişim katkılarıyla, 2-0 galibiyetle Sarı-Kırmızılılar’ı sevindiren sonucu aldı. Zorlu Manchester gecesi ardından, boğucu Akdeniz iklimini 3 puanla atlatmak meseleydi. Buruk ve futbolcuları kazasız üzüntüsüz atlattı.
Sanchez, İcardi asistini gole tahvil etti ve siftah yaptı: 0-1. Tete ve Mertens kalitelerini fark ettirdi. Ettirdi de Tete gibi iyi niyet temsilcisi, vurması gereken yerde ne diye pas yaptı. Vursana usta! Balongo da bir başka bomba! 77’de olmazı oldurdu, arkasından da topu direğe vurdurdu. Buruk’un orta sahayı revize etmesi gerek diye düşünürüm. Yorgunluk ve zorlu müsabakalar tamam, teknik kadro bu meseleye çözüm bulacaktır. Anlaşıldı mı tamam! 88’de İcardi’nin golü VAR’dan geldi.
Zorbay Küçük, büyük başarı gösterdi. Kartları son derece yerinde, hakimiyeti ve kararları mükemmeldi. Akdeniz akşamları da Aslanlar için güzeldi.
‘’Avrupa fatihi dedik ya! ‘’
Cennet mekan; kurucu Ali Sami Yen ‘Hedefimiz yabancıları yenmektir‘ talimatını vermişti ya. Bu talimata itaat eden her Galatasaraylı sağ olsun var olsun, başarıları daim olsun. Kolay mıdır arkadaş; Old Trafford’da 90 dakika boyunca, İngilizler’i sus pus edip, ‘Re Re Re Ra Ra Galatasaray Galatasaray Cim Bom Bom’ nidalarını dinletmek? Man. United gibi bir İngiliz armadası markayı, ucuz kurtulduğuna şükür ettirmek. Hem de 3-2 yenerek. Galatasaraylı canları böylesi kendinden yüreklendiren tüm stada kafa tutmalarını sağlayan nedir? İdari yönetimin transfer başarıları, Sarı-Kırmızılı formayı giyen Dünya markaları ve tabii; camianın bağrından yetişen muhteşem futbolcu, büyük teknik direktör Okan Buruk.
Şiir tadında iki kahraman
Son dakikaya kadar güven veren bir Türk Armada’sını izleme mutluluğunu yaşadım. Ne yediğimiz ilk gol, ne de kaçan penaltı kılımı dahi kıpırdatmadı. Neden? Çünkü Aslan’lar topluluğu, her halleriyle güven zerk etmişlerdi de ondan. 17’de Hojlund attı 5 dakika sonra Zaha heveslerini kursaklarında bıraktı. O ne ustaca aşırtmaydı? Boey’in gol sevinciyle müsemma MU golünü önlediğini görmek muhteşemdi. Icardi’nin savunmamızda örneklediği müthiş hamleler de. Kaan Ayhan, Abdülkerim bir başka anlatılası şiir tadındaki iki kahramandır. 67’de yaşanan ise Sanchez şanssızlığı, hatta nazar boncuğu. Kerem ‘tarih yazacağız’ dedi. Icardi de, ‘Ben kolay değil, zor gollerin kralıyım’ diyerek zaferi damgaladı.
‘’Şut sağanağı!‘’
İstanbul’un uzun zamandır beklediği yağmur sağanak halinde bir geldi ki aman da aman! Kaleci Bahadır, Ankaragücü adına açılmış bir gökkubbe şemsiyesiydi sanki. Cesur, cengaver, dilaver yiğit yani; ismiyle müsemma Bahadır destansı bir kalecilik örneği sahneledi. Galatasaray ‘durmak yok, yola devam’ felsefesiyle, baştan sona hareket halinde ve galibiyete konsantreydi. Türkiye Süper Ligi’nde böylesi tek taraflı baskı yaşanan bir 90 dakikaya acaba şahit olunmuş muydu? Tüm bu baskıya rağmen ilk golü atmak Ankaragücü ve Cephas’a kısmet oldu. Atamayana atarlar misali ama Galatasaray’ın atamadığından çok Bahadır’ın kurtarışları vaziyete sebep oldu. 8 dakika sonra Zaha öyle bir çaktı ki o salvoya bırak Bahadır’ı, Çin seddi dahi karşı duramazdı. 71’de ilan edilen gecikmeli golde ise Boey vuruşuna son anda yetişen bir yiğit el vardı. Bocalayan topu Hayrullah tamamladı: 2-1.
Çok farklı olur
Zaha daha bir güç kazanır, Tete mükemmel takım oyunu düşüncesine gol atma egoizmini de eklerse, çok şey çok farklı olur. Sanchez dediğim gibi çilek, krema her derde deva bitter çikolata. Kaan Ayhan’ın sporcu ve profesyonel karakteri gibi futbolu da 10 numara. Icardi de az daha kuvvetlense, iki stoper değil 4 tanesi yetmeyecek! Mertens her daim king şüphesiz… Galatasaray’a güveniniz Okan Buruk ile harikulade sevindirici neticelere gidecek…. Elbette uyum ve hazırlanma süreci bitecek nokta.
‘’Sibop ve lastik tehlikesi!‘’
Uzun yola çıktığınızda, en çok dikkat etmeniz gereken detaylardan ikisi, lastik ve sibopların sağlamlığı olmalı. Galatasaray hücumda patinaj yaparken, rakip ceza sahası içinde de resmen lastik patlatıyor. Dün gece iyi ki sibop sağlam kaldı! Yoksa Galatasaray’ın hali berbattı. 15-52-52‘de Muslera mükemmel kurtarışlarla İstanbulspor’un Galatasaray‘ın tepe takla devrilmemesini sağladı. Hele hele 74’te İbrahim sağdan nasıl aktı? Top çizgiden çıkarılmış olsa da, dua etsinler ofsayttı. Futbol acımasızdır. Haddini bilmek rakibi asla hafife almamak gerek. Uzun sözün kısası Sarı- Kırmızılı ekibin, İstanbulspor karşısında fanteziye kaçması yakışmadı.
Pek hoşuma gitmedi
Cruyff bir penaltı vuruşunu arkadaşıyla pas olarak kullanıp, tekrar topu almış ve şık bir gol atıp akıllara kazınmıştı. Bir farklı versiyonunu da Messi ve Suarez uygulamış futbol temaşasına renk katmıştı. Dün gece de Icardi ve Kerem benzerini uyguladı, Jensen terse yattı, Icardi de dışarı attı. Sonra Kerem ile İcardi daha zor pozisyonu gol yaptı: 1-0. Dün gecenin görüntüsü pek hoşuma gitmedi. Okan Buruk’un da hiç hoşuna gitmemiştir tabii! Kazanırken güzeldir de, bazı gerçekleri de kontrol ve servis gerekir yola çıkmışken bile. İstanbulspor’un kontraları sebebi doğru tahlil, tespit ve tedavi edilmeli!
‘’Ali Cengiz oyunu!‘’
Dünya Güreş Şampiyonası’nda 87 kilo yarı finalinde Ali Cengiz, bir Ali Cengiz oyunu yaptı, Kazak rakibi Nurultan’ı tuş ediverdi. Voleybolcu kadınlarımız da Japonlar’ı Kamikaze’den beter etti! Bugün de müjdeli haberler bekliyoruz. Emre Belözoğlu’na da istifa ettiği günün akşamı, Başakşehir’in yaptığı ani transferlerle de, teknik ekibe bir Ali Cengiz oyunu oynandığını düşünüyorum ya! Neyse… Galatasaray 90 dakikaya mükemmel başladı. Geçen sezon Türkiye Kupası’ndaki Ali Cengiz oyunlarıyla aklımda kalan Sağlamın; vermediği penaltı ve Berkay’a esirgediği kırmızı kartla oyunu dengelediğini düşünüyorum da, günahı boynuma! Maçın başından beri pek gözükmeyen Ziyech adeta eşek arısı gibi bir vızıldadı ve Tete asistinde golü attı.
Her yerde kıpır kıpır
Tete çok enteresan bir oyuncu. Top rakipteyken var, Galatasaray’dayken zaten var. Ya Torreira her yerde olan kıpır kıpır bitten farksız valla. Gözümle takipte zorlandığım yerde, Başakşehir leşkerleri ne yapsın ki? Boey’yi acaba Türk vatandaşı yapamaz mı Galatasaray? Çok çok lüzumu var. İlk yarı az görünen Icardi penaltıyı attı, hiç gözükmeyen Kerem Aktürkoğlu da penaltı aldı. İyi niyetli Barış ise 2. yarı yerini Kerem’e bırakmıştı. Oliveira da öbür Kerem’e. Kazımcan’a geçmiş olsun diliyor, Abdülkerim’in Kaan’la daha rahat oynadığını görüyorum. Davinson başlı başına krema, çilek, pasta... Ah Muslere vah Muslera, Beckenbauer’likten vazgeç Allah aşkına. Bu kaçıncı hata? Şimdi 2-1 ve korkulu rüya. Sağlam’ın son düdüğü ve 2-1 kazandı Galatasaray...
‘’Aslan geç uyandı!‘’
Dün gece Danimarkalı’ları izlerken düşündüm.Bir zamanlar plajdan topladıkları futbolcularla, bu adamlar Avrupa Futbol Şampiyonası şampiyonu olmamışlar mıydı? Bu gece ise hazırlardı. Galatasaray ilk yarı harbiden çok iyi oynadı, bol pozisyon yakaladı. Zaten işin püf noktası da buradaydı! Aslanlar ilk yarı 10 denemesinden, ki 5 tanesi kesin gol olabilirdi; atamadı! Yek pozisyon verip soyunma odasına yenik gitti! Avrupai-ilk mi ne Kopenhagınnı ki?
Daha iyisi yaşanacak
Muslera gerektiği gibi topu uzaklaştırmadı. Elyououssi 3-5 Galatasaraylı arasından soğukkanlılıkla golü yaptı 0-1. Bu vaziyet aradaki deneyimsel farktı! Yavaş yavaş hazırlanacak, kaynaşacak ve kısmet olursa iş yapacaklar. Bu daha başlangıç dimi? Bu arada Diego tam bir kekliği düz ovada avlarlar golü attı 0-2 Sonra? Aslanlar uyandı! İlk dakikadan itibaren mükemmel oynayan Boey ikinci devre sallananları attığı müthiş golle uyandırdı 1-2. Pençeler sağlı sollu gelip rakibi salladı. Tete attı. ilk yarı İcardi vuruşunu kurtaran ve takımına can katan Grabara çaresiz kaldı 2-2. Dün gecenin 0-2’den dönüşü enseyi karartmama gereğinin işareti, Galatasaray Şampiyonlar Ligi iklimine alıştıkça daha iyi sonuçlar yaşanacağının belgesidir. İnanınız.
‘’Vargas 4X4 Tamgaz !‘’
Porto Riko ve Bulgaristan ‘ı 3-0 Önce Peru bu sabah ta; Arjantin’i 3-1 yenerek 4’te dört yaptık Paris otobanında ! Neden otoban diyorum? Ömrümüzün büyük kısmı Voleybol Bahar Kupa şosesinde, başarı beklemekle geçti de ondan. Spiring Cup müsabakalarında kazandığımız maçlar, hatta aldığımız setler dahi mutluluk vesilesi olurdu. Unuttuk mu?
Yakına kadar voleybol uzmanlarımızın ‘kadın voleybolcularımız, ilk dört zincirini kıramaz ve ardındaki sıralarda takılır kalır’ yorumları; yakın geçmişte kaldı. Kadınlarımız şose, patika, keçi yolundan ibaret yolumuzu; otobana çevirdi. Hayranlıkla izlediğimiz Dünya devi ülkeleri de; adeta sıraya dizip, yendi geçti. Her Türk vatandaşının onur duyarak, güvenle izlediği; tüm Dünya’nın da gıpta ettiği bir şampiyon Kadın Voleybol ülkemiz şimdi. Bu başarıya kolay mı erildi ? Hayır !
Önce bu sağlıklı nesili yetiştiren aileler, alt yapılardaki emekçiler ve voleybol öğretmenleri, kulüpler ve TVF yöneticileri. Türkiye Voleybol Federasyonumuz ve gençlerimizin alt yaş kategorilerinde üst üste aldığı başarılar; maalesef hak ettiği ya da olması gerektiği ölçüde benimsenmedi. Birer minik kutu haber olarak değerlendirildi ! Şimdi o nesil henüz çok genç yaşta, Dünya Kadın Voleybolu Lideri.
Milli ekibimizin Peru karşısında verdiği bir set yadırgandı gibi! Be arkadaş; erkek basketbol, futbol, güreş branşlarında yaşananlar için de, acaba intihara teşebbüs etmek mi gerekli? Rakibimiz Peru ; karşımızda neyi var, nesi yok ortaya koydu. İnka medeniyetinin kadınları, tarihleriyle müsemma bir mükemmel mücadeleyle üst düzey voleybol heyecanına ortak oldular. Hele hele 6 sayı geriden gelip 29-27 kazandığımız set; muhteşem bir voleybol şöleniydi. Yarışmaları fevkalade güzelleştiren, izleten de bu eşsiz heyecan değil mi? Peru’yu yek set verdik geçtik.
Bu gün de 4’te dört yaptığımız Arjantin heyecanı ve Vargas’ın tamgaz gittiği 4X4 performansı. Takımın bütünü fevkalade hele Eda Erdem. Fenerbahçe’nin müstesna insanını asla ihmal etmemeli; yaşadığı müddetçe (Rabbimiz cümlesine sağlıklı uzun ömürler versin) voleybolumuz aleminde tutmalıyız. Yüz ifadesini, pes etmeyen çehresini, azmini ve o eşsiz liderliğini görebilen idrak eden, ne demek istediğimi anlar. Kaptan harbi eşsiz kaptan.
Şimdi 22 Eylülden itibaren üst üste hergün Brezilya, Japonya ve Belçika ile oynayacağız. Santarelli oyuncularını mükemmel kullandı ve değerlendirdi. Şimdi oldukça zorlu ralliye de, olması gerektiği gibi hazırlanıp, motive olduğumuzu düşünmemek mümkün mü?
Spor markamız Kadın Voleybol yiğitlerimize güveniniz, destekleyiniz, pozitif enerjinizi Tokyo’ya uzak olsa da iletmeyi ihmal etmeyiniz yeter… Başarılar, mutluluklar daim yanınızda olsun evvel Allah Türkiye’mizin eşsiz insanları…