‘’Erol Bulut'la bu kadar!‘’
Birlikte hiç antrenman yapmadan sahaya çıkan oyuncu gurubu gibi oynuyor sarı lacivertliler. Pas yapmak değil hatalı pas için topa dürtüyorlar. Birbirlerine topu aktarma süresi şehirlerarası otobüslerin mola zamanı adeta.
Plan program hak getire, doğaçlama oynuyor Fenerbahçe.
Antalyaspor ne kadar inançlı ve sakinse Fenerbahçe o oranda telaşlı, inançsız.
Samatta tercihi, Valensia ve Tham'in kulübede unutulması üretkenliği minimum hale getirdi resmen.
Oyun ve taktik disiplin bir facia. Cisse ve Ferdi Kadıoğlu'nun gördüğü kartlar, keza Cisse'nin daha müsait durumdaki Valencia veya Tham'ia pas vermek yerine topu rakip kaleciye teslim etmesi bunun kanıtıdır.
Yapılan oyuncu değişiklikleri sonucunda maç Rus Ruletine döndü. İki takım da önemli pozisyonlar yakaladı.
Penaltının iptali doğru karardı bence.
Ama aklıma takılan soru şudur; Böyle bir kadroya bu kadar olumsuz futbolu oynatmayı acaba Erol Bulut'tan başkası oynayabilir mi?
Bir başka deyişle bu kadro Mesut Özil veya Gustavo tarafından hazırlanıp maçlara çıksa oyun ve skor konusunda daha güzel bir fotoğraf karşımıza çıkmaz mı?
‘’Galibiyeti hak etti‘’
Sezonun en kritik maçına çıktı bu akşam Fenerbahçe.
Ve tüm istatistiklerde öndeydi bence bu Trabzon'da sarı lacivertliler. Eğer Trabzonspor'un kalesinde Uğurcan Çakır gibi Muslera benzeri bir kaleci olmasa daha ilk yarıda maçı koparırdi Erol Bulut'un öğrencileri.
Açıkçası ilk kez bu kadar kolektif oynadı Fenerbahçe.
Caner Erkin saatlerce Szalai'nin maçlarını izlemeli bence. Yetenekli olmak ile takım için oynamak konusundaki ayrıntıyı belki
anlar. Kendisi hatalarının ne olduğunu atlamış olabilir, takıma verdiği zararı da. Ama takım ruhunu örselediğini bilmesini isterim.
Sosa ofansta gerekli katkıyı sunamadı belki ancak defansif anlamda kendisinden ummadığım bir katkı verdi takımına dün akşam.
Pelkas'in golü birinci sınıf ama bu gölün aslan payı Osayi Samuel'in yerine oyuna giren Ferdi Kadıoğlu'nundu bence.
Mevkisinde Avrupa'nın en iyilerinden Gustavo ve İrfan Can yokken bu kritik dönemde ve üstelik de haftalardır kazanan Trabzonspor'a karşı kazanılan üç puan sıradan bir galibiyet olamaz her halde.
Dolayısıyla Sırat'i düşmeden geçti dün akşamki galibiyet ve oyunla Erol Bulut ve öğrencileri.
‘’Her yol ona çıkıyor‘’
Erol Bulut her kayıptan sonra suçu hep başkalarına yıkıyor. Göztepe maçından sonrası spikerlere laf sokumaya çalışması ise sorumluluktan kaçmanın bir başka boyutu.
Futbolcularından yakınması ise ayıp ötesi.
Sayın Bulut, bu kadro size rağmen şekillendi, eğer öyleyse sizin hanenize yazılacak bir kusur daha demektir. Sizin bir oyun anlayışınız var, olmalı. Bu anlayışınızı sahaya yansıtacak futbolcu tercihleriniz var doğal olarak. Size rağmen yapılan kadro mühendisliği söz konusuysa neden izin verdiniz? Zira lider özellikli teknik direktörler böyle bir şeye müsade etmezler.
Kaldı ki, kadro size rağmen şekillenmedi.
Türkiye liglerinin en kaliteli ve geniş kadrosuna var elinizin altında ve maalesef liglerimizin en kötü futbolunu oynuyor bu takım. Geride kalan maçlarda kadro kalitesine yakışan bir futbolu bir iki maç yada iki üç yarı ancak oynadı Fenerbahçe.
Sizin başında bulunduğunuz Alanyaspor'dan Cisse, N'skala, Velitton, Bakasetas gibi en önemli futbolculardan yoksun takıma liglerimizin en güzel futbolunu oynatıyor gördüğünüz gibi Sayın Çağdaş Atan.
Yani Fenerbahçe'ni oynadığı kötü futbolun ve aldığı olumsuz sonuçların nedeni kadro kalitesi değil sizin yetersizliğinidir ne yazıkki.
Başka yerde kabahat aramayın, kendinizi sorgulayın. Üst düzey liglerde oynamış çok değerli futbolculardan oluşmuş bir kadroya sahipsiniz. Gustavo'nun, Mesut Özil'in görüş, düşünce ve duygularını da öğrenin arada, öğrenmenin yaşı yoktur. Bazen öğreneceği çok şey var çünkü öğretmenlerin öğrencilerinden.
‘’Teknik direktör eli!‘’
Takıma teknik direktör eli dokunmuş diyoruz ya, Fenerbahçe'de olumsuz anlamda takıma dokunuyor aylardır teknik direktörün eli.
Futbolda topa sahip olmak önemli. Ama işin içine bilim ve kılı kırk yaran bir planlama girerse tabi.
Erol Bulut dün akşamki maça tek taraflı bir koşullamayla sahaya sürmüş takımını; gol atmak.
Oyunun savunma yönünü, takip takımın özelliklerini hesaba katmadan taktik belirlemiş Erol Bulut.
Çok hücum yapıyor görüntüsüne rağmen koordinasyon sıfırdı Fenerbahçe'de. Acalecilik, panik ve plansizlik hakim takıma.
Akıl, sükunet hak getire.
Sevk ve idare sıfır.
Mesut Özil'in yanına Messi'yi de ekleseniz Erol Bulut'la şampiyonluk kaf dağının arkasında maalesef.
Erol Hoca sayesinde paralize olmuş Fenerbahçe.
Ve gerçeği söylemek gerekirse sezon başından beri oynadığı futbola göre çok puan topladı sarı lacivertliler ve bu da Erol Bulut'un yetersizliğine örtü oldu bir nevi.
Hayır, hala şampiyon olabilir Fenerbahçe, ama hemen yarın Erol Bulut'la yolları ayırmak koşuluyla.
Çünkü hocanın yüzünden bu kaliteli kadro kalitesinin ve kapasitesinin kıyısına bile ulaşamadı şu ana kadar.
Sayın Ali Koç, sevgili Emre Belözoğlu daha iş işten geçmemiş. Unutmayın, aklın yolu bir ve zorla güzellik olmaz.
‘’Mesut farkı‘’
Debiyde Galatasaray'a yenilip Türkiye Kupası maçında da Başakşehir'e kaybettiği için anlatamadığı bir tramvayla maça çıktı Fenerbahçe.
Belki de bu nedenle ilk on, onbeş dakika tehlike bile yaratamadı. Erol Bulut'un kaygıları olduğu gibi takıma da sirayet etmiş galiba. Çünkü Ozan Tufan başta olmak üzere bazı futbolcular çok telaşlı oynuyor haftalardır. Ekstra şeyler yapmaya yelteniyor ve gereksiz top kayıplarına yol açıyor. Misal, Fatih Karagümrük'un attığı gol Ozan Tufan'in topu zamanında ayağından çıkarmasının sonucudur biraz da.
Sosa da pek farklı değil açıkçası. Çakma Sosa sanki sahadaki.
Neyse ki Mesut Özil vardı sahada. Tek top nasıl oynanırdan uygulamalı örnekler verdi resmen. Gustavo'nun ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu yokluğunda daha iyi anlıyoruz. Fenerbahçe'nin ileri çıkmak için ona tahmin edilemez düzeyde ihtiyacı var bence. Fenerbahçe idari ve teknik yönetimi Caner'i mutlaka uyarmalı. Fazlasıyla üstüne vazife olmayan şeyler yapmaya devam ediyor şımarık ve sorumsuz şekilde. Buna asla hakkı ve haddi olmamalı.
Thiam varken, Thiam oynamalı bence. Şu kadroda en değerli ve gerekli santrafor Thiam'dir çünkü.
Valencia'nin golü tam usta işi. Nazım Sangare ve Szalai'ye nazar değmesin diye dua etmeli Erol Bulut.
Tabi, en az 3,4 net golü önleyen Altay Bayındır'da "Maşallah"i hakediyor, onu alkışlamayi da unutmayalım.
‘’Anadilini de unuttu!‘’
Erol Bulut bir kaç dil biliyormuş. Fenerbahçe de birden fazla dili çok rahat konuşuyordu bir zamanlar ama artık anadilini bile kekeleyerek koşuyor artık maalesef Erol Bulut sayesinde.
Zorla güzellik olmuyor işte. İyi bir ikinci adam olabilir, başaltı takımlar için ideal bir hoca da olabilir, ama Fenerbahçe gibi ikinciliğin dahi mutsuzluk yarattığı takımlarda teknik direktör olamaz.
Bu futbolcu gurubu süper ligin en kalitelisi. Dünyanın en prestijli liglerinde yıllarca oynamışlar. Misal, Luis Gustavo, Brezilya milli takımında, Bayern Münih'te Marsilya'da oynamış. Mesut Özil'i anlatmaya zaten gerek yok.
Onbir tercihleri, maç taktikleri, forma adaleti v.s. Hepsinde de not veriyorlar hocalarına her halde.
Erol Bulut'un elinde ağzında gemle koşan atlara döndü sarı lacivertli futbolcular.
Bu futbolcu gurubunun mahalle maçlarına çıkar gibi şevkle sahaya çıkıp oynamasına, yetenek ve kalitelerini sahaya yansıtmasına dayatmalariyla engel oluyor Erol Bulut.
At gözlüğü ile böyle bir kadroyu yönetmek imkansız. Bir çağlayan gibi akması gereken, bir şelale gibi coşkuyla oynması gereken gurubu gölet haline getirdi maalesef tercih ve vizyonuyla Erol Bulut.
41 gol yemiş Başakşehir'den iki gol yiyorsun.
Sonra nedir bu Cisse aşkı, onu da anlamış değilim.
Cisse'yle çıktığı hiç bir maçı kazanamamışken Fenerbahçe hem de.
Yazık bu kadroya ve onca emeğe.
‘’Biri kulağına fısıldasın!‘’
Sayın Erol Bulut'un kulağına birileri fısıldasin artık, çünkü o hala Alanyaspor veya Malatyaspor'u çalıştırdığını sanıyor.
Oysa Türkiye'nin en büyük kulüplerinden biri olan Fenerbahçe'nin teknik direktörü o artık.
Bu kaliteli kadronun oyuncularının at gibi koşturarak haşat ediyor.
Onların kalite ve yeteneklerinin farkında değil maalesef.
Oysa, artık klişe haline geldi k; İyi futbol iyi futbolcularla oynanır. Ama taraflı tarafsız herkes hem fikir, bu ligin en değerli ve kaliteli kadrosuna Fenerbahçe sahip. Peki o zaman neden iki bilemedin üç maç dışında ligin en kötü futbolunu Fenerbahçe oynuyor.
Bu kadar kaliteli kadro neden pas yapmak, pas oyunu oynamak konusunda bu kadar yoksulları oynuyor?
Tamam, Gustavo ve Pelkas sakat. İyi de Valencia ve Samatta hayli geriye gitmişken Thiam'i neden kesiyorsun?
Her rakibe karşı maçın genelinde mahkum oynamak zorunda mı Fenerbahçe?
Bu kaliteli ve geniş kadro oynadığı maçların genelinde organize olmak sorunu yaşıyor, neden?
Çünkü, Erol Hoca iyi bir aşçı değil. Elinin altında bulunan malzemeden iyi yemek yapamıyor, yenilmez hale gelen bir yemek masaya koyuyor her defasında.
Çünkü, Erol Hoca iyi bir jokey değil, dereceye girdiği yarışları bile bindiği atın kalitesine borçlu.
Erol Bulut'un kulübeye mahkum ettiği futbolculardan oluşmuş bir takımı bile ülkemizdeki bir çok teknik direktör kafa kafaya şampiyonluk mücadelesi verir.
Yazık, gerçekten yazık bu kadroya ve Fenerbahçe'nin yaptığı fedakarlıklara.
Elbette hala şampiyonluğun en büyük adayları arasında yer alıyor Fenerbahçe.
Ama sorun o değil, sorun bunca özveriyle oluşturulan bu kadronun bir türlü kalitesine yakışan futbolu oynayamamasidir.
Ve en önemlisi sorunun kendisinden, doğrularından kaynaklandığının farkında olmayan teknik direktörün vahametidir.
Her olumsuzluk sonrası ya futbolcularına ya rakibin şansına ya hakeme fatura çıkarıyor hoca.
Önüne gelene çuvaldızı salıyor ama bir kez olsun kendisine iğneyi batırmıyor. Dolayısıyla kendisini geliştirmiyor, olup bitenden ders çıkarmıyor.
‘’Bu nasıl taktik!‘’
Kazanmak tabi ki, güzel. Zorlu bir deplasmandan 3 puanla dönmek daha da güzel. Ama hiç kimsenin futbolseverleri futboldan soğutmaya hakkı yok.
Bu kadar kaliteli ve geniş bir kadroya keçiboynuzu tadında futbol oynatmaya da hiç bir teknik direktörün hakkı olmasa gerek.
Aslında sorulacak o kadar çok soru varki.
Misal bu kadar güzel hava ve zeminde bu kadar kaliteli futbolcu bu kadar top kaybıyla oynar mı? Hem de pas oyununda yoksulları oynarken.
Fenerbahçe ( içerde dışarda) nerede olursa olsun, böylesi bir kadroya sahipken bu kadar mahkum oynamamalı, oynayamaz.
Altay Bayındır Hatayspor kalesinde olsa, yada Fenerbahçe'nin kalesinde böyle harika bir çocuk olmasaydı galip gelmeyi bırakın farklı bir yenilgi alırdı sarı lacivertliler.
Takım ve oyun disiplini de problemli maalesef Fenerbahçe'nin. Cisse'nin önünde dörtten fazla rakip oyuncu varken sağdan gelen müsait arkadaşına pas vermeyip şut atmasını başka türlü izah edemeyiz.
Ayrıca takım halinde sürekli topun arkasına geçerek futbol oynamayı şiar edinmissen Mesut Özil biraz lüks değil mi bu takıma.
Osayi Samuel tam bir kanat oyuncusu. Rakibin dengesini bozacak feykler atıyor ve üstelik de çabuk futbolcu.
Dilerim geriye gitmez Erol Bulut'la.
Ozan Tufan sezonbasindaki performansını niye aratıyor kaç maçtır misal yada Mert Hakan neden bir türlü geçen sezonki oyununu oynayamiyor.
Keşke bu soruları Erol Hoca da kendisine sorsa.