Galatasaray açısından tam da zamanında geldi ilk gol.. Sinan’ın ortasında Gomis’in ağlara giden şutu stadyumdaki gerilimi de aldı, Gomis’teki moral bozukluğunu da! Belhanda’nın direkten auta giden şutu endişeyi artırsa da, Nagamoto’nun ortasında Sinan belki de şampiyonluk golünü attı. 2. dakika dolduğunda Galatasaraylılar 2 faul ve yan toptaki kronikleşmiş hatalarından birini yapıp 1-0 geri düşünce maç 90+4’e kadar uzadı. Golden sonra iyi kapanıp, Volkan’la tehlikeli kontrataklar yapan ve yine Volkan’ın tedavileriyle (!) oyunu soğutan Konyaspor 4-5 farkla evine dönmüyorsa Serkan sayesinde. Volkan Şen’in karşı karşıya kaldığı pozisyonda Muslera’nın ayakta kalışı ve kurtarışı maçın bir diğer kırılma anıydı.

Gecenin sorusu

Ligin yan toptan en kolay gol yiyen takımlarından biri şampiyonluğun en büyük adayı olabilir mi? Türkiye’de oluyor. Şu hastalık çözülürse güle oynaya şampiyon olunabilir...

Maçın starı

Sinan Gümüş, bu sezonu neredeyse yatarak geçirdi. Herkes ondan bu kadar büyük işler beklerken o formayı söküp almalıydı. Şansını iyi kullandı. Attığı muhteşem golle kırdığı kalpleri yeniden kazandı.

Maçın olayı

Terim yaptığı hamlelerle maçı aldı. Mariano yerine Linnes’in girişi... Sinan’ı aldı. Sinan bir gol, bir asist yaptı. Dakika 84’te Feghouli’den vazgeçip Ahmet’i defansa, Maicon’u Gomis’in yanına çekti. Her hamlesi maçın düğümünü çözdü.

Kısa mesaj

Belhanda, Gomis, Mariano, Feghouli, Selçuk bazen o kadar klas işler yapıyor ki: insan ‘iyi ki futbol var’ diyor.

Karabükspor açısından dramatik bir son oldu. Karabükspor’un acemi başkanının, “Galatasaray’a bir sürprizimiz var” sözleri Galatasaray’ın maça yüksek konsantrasyonla çıkması konusunda Fatih Terim’in işini çok kolaylaştırmıştı. Levent hocanın maç öncesi, “Erken gol yemezsek” diye demecinde kullandığı sözleri daha maçın başında Nagamoto, Rodrigues, Feghouli organizasyonu ve kral Gomis’in vuruşuyla gole dönünce tüm anlamını yitirdi. 18. dakikada skor 3 olunca Karabükspor’da ne oyun disiplini kaldı, ne futbol aklı. Mesela skor 5-0’ken 5 kişiyle rakip sahada baskı yapıyorlardı! Gomis, Rodrigues, Feghouli, Selçuk’lu, Belhandalı Galatasaray’a karşı! İkinci yarı frene bastılar, Beşiktaş’ın 10-0’lık rekorunu kırmadılar, Gomis’i bir maçta en çok gol atan oyuncu yapmadılar... Eleştirmem...

Gecenin sorusu

Bu kadar kolay kart görülür mü? Dakika 6 takım 1-0 önde, serbest atış kullanılırken önce Maicon, sonra Donk sarı kart görüyor. Gerilimi sıfır olan maçta kart gören, gergin maçta kızarabilir! Dikkat...

Maçın starı

Gomis’in Karabük maçında attığı goller muhtemelen onun bu sezon gol kralı olmasına yeter ki; durmayacaktır. Gol vuruşlarının hepsi güzeldi, en güzeli de devre arasında Karabüklü Kravchenko’yu teselli edişiydi.

Maçın olayı

Feghouli ve Mariano’nun dönüşü. Karabükspor maçı için her ne kadar, “Ölçü sayılmaz” diyenler çıkacak olsa da, taraftarın özlemle beklediği ikili yaptıkları toplam 5 asistle formalarını daha bir moralli giyecekler.

Kısa mesaj

Nur içinde yat Hasan (Doğan) abi. Seni çok seven herkes (!) sen rahmetli olduğundan beri, 10 yıldır, taslağını hazırladığın kulüpler yasası çıkmasın diye direndi. Nice kulüpler batıyor, Karabük de eklendi!

Geçen hafta Pepe ve Talisca'yı kaybetmişsin. Hafta içinde 70 küsur dakika 10 kişi mücadele edip Bayern'den 5 gol yemişsin. 10 dakika bitmeden ofsayttan yediğin golle 1-0 geri düşmüşsün, devre bitmeden bir de penaltın verilmemiş... Türkiye'nin savunmada en iyi yerleşen takımını maç bittiğinde 3-1 mağlup etmişsin. Bunu büyük takımlar yapar. Şenol Güneş'in Vida'yı çıkartıp, Caner'i oyuna alışını büyük bir risk olarak değerlendirsem de Şenol Güneş'in her hamlesi karşılığını verdi. İsmail'in sakatlığı ise Aykut Kocaman'ın tüm planlarını bozdu. Onun yerine sol kanada geçen İsla, Q7'ye büyük mağlup oldu. Valbuena'nın oyuna girişi belki geç kaldı ama maçın kader anı bir diğer büyük oynayan Medel'in çizgiden çıkarttığı toptu.

Maçın olayı

Q7 hakemleri kurtardı

Ülkece pozisyon dedektifi olduk. Sağolsun hakemler de her hafta maçların kaderlerine imzalarını çakıyorlar. Vida ve Q7, Ongun'u ve Çakır'ı değil, Kocaman'ı tartıştıracaklar

Maçın yıldızı

Quaresma, tam manasıyla resital yaptı. Atılan gollerin hepsinde, girilen pozisyonların tamamında imzası var. Büyük oynadı. Attığı iki gol de tam büyük futbolculara yakışacak cinstendi.

Maçın sorusu

Aykut hoca devrede en azından bir hücumcu alarak topa sahip olmayı deneseydi ne olurdu? Cevabını bilmediğimiz bir soru elbet ama bundan kötü olmazdı

Kısa mesaj

Hakemlerin hatalı kararları elbette can sıkıyor, haksızlıklara sebep oluyor ancak büyük takımların hakem kararlarına takılıp kalmak yerine oynayarak fark yaratması da gerekiyor.

Le Guen’in hangi derde deva olduğunu anlamadığım 5’li savunması, bu dizilişle Galatasaray’ın orta sahada adeta bir fazla oyuncuyla oynaması, Bursa savunmasının baskıda toz şeker gibi dağılması favorinin kolayca kazanmasını sağladı.

İlk golde Gomis’in harika gol vuruşuna şapkamızı çıkartalım. Rodrigues’in pasını da alkışlayalım. Ekong baskıyı gördüğü anda taça vurmak yerine içe dönünce Belhanda topu çaldı, Ekong bu kez faul yapıp atıldı. Ertuğrul kötü bir pas aldı, tekte vurmak yerine garanti arayınca Gomis’e kaptırdı, 2. gol geldi ve maç aslında ilk devrede bitti.

Selçuk eski günlerine...

Belhanda çok iyi oynamasa da oynattı, Selçuk eski günlerine geliyor, özgüveni yüksek ve taraftar bağrına bastığı için rahat. Beklenen iki kişi var, biri sağlığına kavuşması beklenen Fernando, diğeri forma girmesi beklenen Feghouli. Çok bekletti.

Gecenin sorusu

Le Guen’in kariyerini tartışacak değiliz. 3’lü, 5’li savunma olmuyor! Battalla santrforun arkasında, merkezde oynamadığı zaman takıma katkısı çok sınırlı kalıyor. Defasta topla barışık tek adam yok.

Maçın starı

Terim geldikten sonra her maç maçın kaderine etki eden işler yapıyor. Sprinterliğine, pas ve şut kalitesini de ekledi. 1 gol 2 asist... Böyle devam etsin, Galatasaray’ın borcu bir 15-16 milyon düşer.

Maçın olayı

Gomis’in 20. golü Geçen hafta yüreklerimizi ağzına getiren, sevgi gösterilerinden sonra taraftarları Metin Oktay gibi selamlayan Gomis müsabakayı 20. golünü atarak bitirdi. Ödenen tüm parayı şimdiden helal ettirdi.

Kısa mesaj

2 topu direkten dönmesine rağmen, 5 farkla kazanan Galatasaray için “Harika oynadı” diyen yanıltır. Özellikle top rakipteyken yerleşim ve top kazanma konusunda bir gelişime ihtiyaç var.

Fernando gelince Galatasaray’ın orta sahada nasıl dizileceği aşağı yukarı belli oldu. Fernando, Selçuk ve Belhanda... Selçuk savunmayı iyi yapan bir futbolcu olduğu gibi topu çok iyi kullanan bir silah. Belhanda’yı ise ayrı bir yere koyabiliriz. Çok klas, ayrıca driplingle de adam eksiltebiliyor. Bu üçlü kanatları da çalıştırır, stoperlerini nefes aldırır, gol atar, attırır. Fatih hocanın çok özel bir gerekçe olmadığı taktirde bu üçlüyle oynamayacağını düşünüyorum.

Oyun olarak ortada geçen devre 3 farkla bitti. Çünkü Fatih hoca Tudor’un kulübeye mahkum ettiği Rodrigues’i takımın bankosu yaptı. Genç futbolcu devamlılığı artırıp, özgüvenini yükselttikçe tabelanın değişimine önemli katkı veriyor. 60 metre dripling yapıp 3 Antalyasporlu oyuncu arasından verdiği gol pası Gomis’in golü kadar güzeldi.

Serdar Aziz de kesin olarak Denayer’den daha güven veren bir stoper. Mariano’nun yerine oynayan Linnes’in bir stardardı var elbet ama ikinci yarıda çizgiyle indiği pozisyonda bomboş durumda bekleyen 2 oyuncuya gol pasını verebilmeliydi. Mariano bir sınıf yukarıda. İkinci kaleci de artık Carroso...

Gecenin sorusu

Neden Belhanda? Geçen hafta emre’ye sormuştum, bu hafta Belhanda’ya! 90+3, 3-0 galipsin. orta sahada girdiğin bir ikili mücadelede kafa kafaya itiştiğin için doğru bir sarı kart görüyorsun? ne hakla! Size milyonlarca euroyu egonuzu tatmin etmeniz için mi veriyorlar?

Maçın starı

Gomis: Her hücresiyle golü istiyor. İyi pozisyon alıyor. Çevre kontrolü çok iyi. İlk golü harikaydı. İkinci gol daha kolaydı ama onda da gol vuruşu birinci sınıftı. Direkten dönen bir de şutu var. maçın erken bitmesini sağlayan Gomis en az 25 golü bulacak gibi...

Maçın olayı

Belhanda’nın kırmızı kart görmesine sebep olan ikinci sarıyı görmedim. Yanlış olabilir. Ama ikinci sarıdan sonra gülerek çıktığını gördüm. kırmızıdan sonra güleceğine, ilk sarı karttan önce Hakan’la
muhatap olmamak tüm sorunları başlamadan çözerdi.

Kısa mesaj

Galatasaray'ın maç kaybetme hakkı ve kredisi var, ancak oyuncuların kolay karta davetiye çıkartıp, kolay kart görerek takım arkadaşlarını yalnız, Fatih hocayı alternatifsiz bırakma hakkı yok.

Futbol kalitesi hakkında söylenebilecek olumsuz sözler olsa da, “Ben futbolseverim” diyen herkesin kafasında çizikler bırakacak bir maç seyrettik. “2 puanı kim kaçırdı?” derseniz, iki takıma da yenilmek haksızlık olurdu. Öncelikle Demba Ba’yı özlemişim. Müthiş klas, sezgileri çok güçlü. Gouffran’ın kötü şutunu iyi takip edip, golünü yaptı ama “Büyük futbolcu” dedirten futbol gösterisi golünden de güzeldi. Yalçın’dan topu çalışı, terse dönüp Numan’ı çalımlayışı ve Karce’nin kurtardığı şutu birinci sınıf futbolcu olduğunun kanıtıydı. Göztepe’de bir gol atıp, son golde de önemli katkısı olan Gouffran da harika oynadı. Selçuk takımını iyi organize ederken, savunma dörtlüsü arızalıydı.

Halil bunları atsa...

Halil topu ayağına aldığında harika işler yapabiliyor, ancak çok önemli kontrol problemi de yaşıyor. Genç futbolcu, biri yüzde 99 gol pozisyonunda, ikisi orta sahada topu adeta kırdı. 2-0’ı yakalayan Göz Göz, devreyi Özer’in ayağından gol yiyerek bitirince Osmanlıspor oyunun hakimi oldu. Cikalleshi’yi Batdal’ın yerine alan ve skorda dengeyi bulan İrfan Buz, elindeki oyunu sahanın en iyisi Özer’i çıkartıp dengeye getirdi! Yine de son saniye penaltısıyla kaybetmenin eşiğinden döndüler.

Gecenin sorusu

Gol atan, gol pozisyonlarına giren, bir topu direkten dönen, ceza alanından top çıkartıp rakip ceza sahasında biten, pres yapan Özer neden çıktı?

Maçın starı

Gouffran da olabilirdi, Özer de... Cikalleshi 38 dakikada yapılacak her şeyi yaptı. Son dakikada puan getiren penaltıyı da alıp, 2 gol yapmak maçın adamı kürsüsüne onu çıkardı.

Maçın olayı

2-0’dan yakalandın amenna. Bir daha öne geçiyorsan, kalan 7 dakikada skoru koruyacaksın. Ya da maçı kopartacak başka bir aksiyon peşinde koşacaksın. Göztepe başaramadı...

Kısa mesaj

Büyük kulüplerin futbolcuları, büyük maçlardan sonra konsantrasyon problemi yaşarlar, aynı sıkıntı büyük hakemlerimizde de var. Tarık Ongun kendisine yakışmayacak 2 büyük hata yaptı.

Konyaspor, önde Jahoviç, ortada kaptan Ali Çamdalı’nın baskısıyla Başakşehir’in en iyi yaptığı şeyi, pas oyununu bozdu. Kazandığı toplarla da özellikle ilk 25 dakikada gerek akan oyunda, gerek yan toplarda lideri bunalttı da bunalttı. 3. dakikada Filipoviç’in kötü zamanlamasıyla kolay pozisyonu harcaması, 14’te Miloseviç’in harika pasında Jahoviç’in kötü şutu, 16’da bir başka güzel hücumda Ömer Ali’nin şutunu Volkan’ın kurtarışı, 21’de Moke’nin auta giden kafa şutu Konyaspor’un baskılı oyununun, dönen topları kazanışının doğal bir sonucuydu. 45’te Jahoviç’in auta giden kafa şutundan 86. Dakikada Hadziahmetoviç’in şutuna kadar pozisyon olmadı.

Özdilek’in cesareti

Başakşehir pas yaptı, yaptı, kaptırdı, 10 kişi topun arkasına geçti, Attamah ve Epureanu da sıfır hatayla oynayınca herkes maçın bittiğini düşündü. Mehmet Özdilek ön bölgeye 3 oyuncu attı, oyuna girenlerden Orkan sağdan soldaki Fofana’ya attı, Fofana arka direkteki Skubiç’e gönderdi, Arda Skubiç’i takip etmediği için gol yapmak kolay oldu. Ya Orkan’ın direkten dönen şutuna ne demeli! Büyük şanssızlık. Konyaspor mücadelesiyle çok hakkettiği bir puanı söktü aldı.

Günün sorusu

Neden Emre? Faulün doğru olduğunu gördün. İtirazın abartılı, ilk sarı kart haklıydı biliyorsun. İkinciyi neden gördün? Neden Fenerbahçe maçında arkadaşlarını yalnız bıraktın. Ustalığına söz yok da, böyle atılma hakkın da yok.

Maçın starı

*Ali Çamdalı... Savunmada da, hücumda da takımını çok iyi yönetti. Çok etkili paslar yaptı. Adebayor’un kart görmesini sağladı. Emre’nin verimliliğini düşürdü. Takımının balans ayarını

Maçın olayı

Adebayor büyük futbolcu, büyük karakter. Konyaspor taraftarları kendilerine gol atıp, asker selamıyla Afrin’deki üzüntümüze hakikaten ortak olan Togolu’yu alkışlayıp güzel şeylerin ödülü olduğunu gösterdi.

Kısa mesaj

Başakşehir golü bulduktan sonra oyunu uzun zamandır ortada sıçana çeviriyor. Futbolcuların atak sonlandırmaya konsantre olmaları, Adebayor’un da orta sahaya bu kadar gelmemesi gerek. Sola da Elia ya da Kerim Frei...

Aykut Kocaman’ın Giresun maçından sonraki değerlendirmesini, kendinizi biraz da Kocaman’ın yerine koyarak yorumlamak lazım. Kulüp, çok erken bir dönemde kongre havasına girdi. Ekonomik problemler var, transfer yapılamadı. Aykut Kocaman’ın oyun felsefesi açısından çok önemli iki oyuncu, Janssen ve Giuliano sakat...

Stratejik bir hamle

Valbuena ve Ozan Tufan üzerinden önce yorumcular, sonra taraftarlar hakaret sınırında dolaşan bir dille eleştiri yapıyor. Oynayan oyuncular ise değersizleştiriliyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Fenerbahçe aleyhine çok net hakem hataları yapılıyor. Düştüğü umutsuzluğu söylemek, kendi aleyhine doğru kararları veren hakemlerin rakiplerin aleyhine olacak pozisyonlarda yanlış kararlar vermesinden şikayet etmek bir haktır. Çok zorlu Başakşehir ve Beşiktaş maçları öncesi, bu karşılaşmaları yönetecek hakemleri hiç değilse bir standardı olan kararlara davet etmek çok doğru bir stratejik hamle. Yansımalarını ve sonuçlarını bundan sonraki iki deplasmanda çok net olarak göreceğiz.

Taraftara çağrı

‘Bize iki kupayı da kazandırmazlar’ cümlesi bir mazeret olmanın ötesinde taraftara verilen, ‘Benim ve teknik kararlarım üzerinden tartışmayı, hakareti bırakın. Fenerbahçe’nin aleyhinde gelişen olaylara karşı tek yumruk olun’ çağrısıdır. O çağrıya uyup uymamak da taraftarın bileceği iş.