Arama

Popüler aramalar

‘’Malatya Robinho tanımadı!‘’

Önce Erol Bulut’un hakkını vererek başlayalım. Çok kaliteli olmayan bir kadroyu ligin başlamasından sonra aldığında, takımı ligde tutacağına dair şüpheler vardı. Genç teknik adam oyuncularına savunmanın temel prensiplerini çok doğru bir biçimde uygulatarak şu ana kadar karnesini pekiyi ile doldurdu. Çok dengeli bir ilk yarı seyrettik. 8. dakika geçen haftanın gol hovardası Boutaib net fırsatı felaket şutla harcadı. Malatyaspor’un koca ilk yarıda yakaladığı diğer iki pozisyon ise Mina’nın auta giden kafa şutlarıydı. 25’te Sivas atağında Kone istediği gibi vuramasa da kaleci Ertaç köşeye harika uzandı. 40’ta Bifouma’nın Emre’ye pasını harika kademeyle engelleyen Murat, ev sahibinin geriye düşmesini engelledi.

Ertaç’ı geçemediler


İlk yarıda yüzde 60’a 40 olan ev sahibinin topa sahip olma oranı, ikinci yarıda 57’ye 43 Sivasspor lehine döndü. Ama ilk pozisyon yine Malatya’dan geldi. 51’de Boutaib, iyi kontrol edip çok kötü vurdu. Aytaç’a bıraksa belki o gol yapabilirdi. Sonrasındaki pozisyonlar Bifouma, Kone ve Mert ile hep Sivasspor’undu. Ancak pek çoğu yanlış tercih ve kaleci Ertaç’ın kurtarışlarıyla sonuçlandı.

Tolgahan’ın acemiliği

74’te dünya markası Robinho Sivasspor formasıyla sahaya adımını attı. 77’de Malatyaspor kaleci Tolgahan’ın acemice hamlesiyle penaltıyı kazandı. Adem Büyük Tolgahan’ı terse yatırıp, kaleci Ertaç ’la birlikte 3 puanın altına ismini yazdırdı.

29 Ocak 2018, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hem 3 altın puan, hem de ders‘’

Galatasaray’ın yenebileceğini düşünüyordum, ama şampiyonluğa oynayan tüm takımların hevesini kursağında bırakan Kayserispor’u ilk yarıda sürklase edeceğini beklemiyordum. 2-0 önde Galatasaray’ın bu kadar bunalacağını da... Gomis, Fernando ve Belhanda’nın yokluğunda, taraftarların önemli bölümünün ve medyadaki ‘ağır abilerin’ değersizleştirme yarışında olduğu sporcular çok önemli katkılar yaptılar. Eren iki golüyle, Selçuk İnan takımı yönetişiyle, Yasin önce kendisi değil takımı için oynayarak fark yarattılar. Topu kontrolüne alan, doğru pas yapan, dönen topları kazanan ekip, yapılışı ve sonuçlanışı çok güzel 2 gol yaptı. Üçü yapamayınca da kan kustu. Savunma yapamıyorsan topa sahip olacaksın! Galatasaray savunma yapmaya çalıştığı, yapıyormuş gibi yaptığı her maçı kaybedebilir!

Gecenin sorusu

Onca hoca değişti, Galatasaray’ın duran ve yan top savunmasındaki beceriksizliği neden değişmedi? Ligin yan toptan en çok pozisyon veren takımı şampiyon olabilir mi? Bunun bir tek çözümü var, her gün 2 saat çalışmak!

Maçın starı

Kimi Rodrigues der, kimi Eren, kimi Denayer... Bence Galatasaray’ın 3-1 kazandığı maçın oyuncusu Muslera. Skor 2-1’ken yaptığı 2 kurtarışla takımının moral olarak çökmesini önledi. Biri gol olsa, 3 puan zor gelirdi!

Maçın olayı

O kadar çok ki! Smudica; Güray ve William’ı alıp maçı değiştirdi. 62’de 4-2 öne geçebilirdi! Mendes 2 pozisyon harcadı, Muslera da 2 pozisyon kurtardı. Ve Fatih hocanın; Tolga, Donk ve Sinan hamleleri bu kez Kayseri’yi kırdı.

Kısa mesaj

Fatih Terim; küstürülmüş, değersizleştirilmiş oyuncuları kazanacak ve kadro derinliğini sağlayacak, bu belli... Ancak Galatasaray bu kadar kolay gol yememeli, pozisyon vermemeli...

23 Ocak 2018, Salı 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Şahane 3 golle‘’

Taraftarın olağanüstü sevgi gösterileriyle dönen Fatih hoca, Tudor’un takımıyla çok oynamamıştı ama üçlü savunmayla da başlamadı. Linnes’i esas yeri olan sağ bek pozisyonuna çekerken, sol bekte ise Denayer’e görev verdi. En önemli değişiklik ise Galatasaray’ı rakip kaleye en çabuk götüren Rodrigues’in 11’de başlamasıydı. Göztepe’nin Maicon’un yanlış hamlesiyle kazandığı penaltı küçük çaplı bir şok yaşatsa da Rodrigues ve Gomis’in dar alanda yaptığı duvar pası resitali ve gelen şahane gol atmosferi düzeltti.

Göztepe merkezi kapattı

Tamer Tuna’nın taş gibi bir takım haline getirdiği Göztepe, Selçuk ve Rotman’la merkezi kapatıp Galatasaray’ı kanatlardan oynamaya mahkum etti. Sol kanat zaten iptaldi, sağ kanattan da Linnes ve Feghouli etkili tek bir orta üretemedi. Galatasaray yine merkezden Rodrigues’in şahane pasıyla geldi, Gomis, Beto’yu geçemedi. “Belhanda saklanıyor, Selçuk niye oyuna girmiyor” diye düşünürken, Belhanda ikinci yarının başlamasıyla birlikte Gomis’e biraz yaklaşınca Galatasaray’ın da çehresi değişti. Pas ve koşu kalitesi yükseldi, dönen toplar kazanıldı, üst üste pozisyonlar yakalandı.

Belhanda sınıf atlatıyor

Gomis’in kaçırdığı pozisyondan hemen sonra, Feghouli’nin ortasında Yasin’in kafayla attığı gol tek kelimeyle şahaneydi. Yasin’in penaltı beklediği, Yaşar Kemal Uğurlu’nun doğru kararla “devam” dediği pozisyonda Belhanda’nın pası da mükemmeldi. Kesin olan bir gerçek var ki, Belhanda verimli oynadığında Galatasaray sınıf atlıyor. Ev sahibinin 80’e kadar sürdürdüğü harika oyun ilk yarının etkili futbolcuları Jahoviç, Halil, Castro’nun etkinliğini de sıfıra indirdi. Maicon’un Brezilya’da attığı harika frikiklerinden birini Göztepe ağlarına göndermesi maçı adeta 70’te bitirdi.

Alkışlar Uğurlu’ya

Galibiyette abartacak bir durum yok. Galatasaray iç sahada Tudor’la da 8 maçta yalnız 1 defa berabere kalmış, bir kez de tek farkla kazanmıştı. Terim’in farkı en azından bir sol bek alınınca deplasman performansıyla ortaya çıkacak. Yaşar Kemal Uğurlu dik, özgüvenli, kondisyonu çok iyi bir hakem. Her sahada, görerek düdük çalıyor. Seyirci etkisinde kalmıyor. “Değişmezse” geleceğin en iyi hakemlerinden biri olacak.

25 Aralık 2017, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Serkan böyle istedi‘’

6’da 6’yı yapmışsın, şampiyonluktaki en güçlü rakiplerden Beşiktaş, Sivas’ta kaybetmiş, haberini almışsın, yapman gereken önceki 2 senesini mumla arayan Konyaspor’a karşı yüksek konsantrasyonla ve santrforla oynamak! Her ne kadar santrforsuz çıkılan Kasımpaşa maçında bir futbol resitali yapılmış da olsa, Valbueana ile başlayan takımın, duvar olan, tek vuruş yapan bir santrforla oynaması gerekirdi.

Stoperler ve Jensen cezalıyken oyun kurgusu bozulmuş Fenerbahçe, Kasımpaşa karşısındaki santrforsuz oyunun yanına bile yaklaşamadı. İkinci devrede önce Soldado, sonra Fernandao oyuna girdi, Fenerbahçe’nin kale önü etkinliği 10 katına çıktı. Fernandao’nun direkten auta giden şutu, Valbuena’nın Serkan tarafından mucizevi şekilde kurtarılan kafa vuruşu Sarı Lacivertliler’in tatile 3 puan keyfiyle gitmesini engelledi.

İlk yarıda Fenerbahçe’nin en önemli oyuncusu, Miloseviç’in iki gollük şutunu kurtaran kaleci Volkan’dı. Konyaspor, Aykut Kocaman’ın yönettiği dönemdeki gibi çok iyi alan daralttı, doğru yerde baskı yaptı, Sarı-Lacivertliler’e alan ve zaman bırakmadı. Koca devrede en önemli pozisyon Aatif’in Serkan’da kalan vuruşu olmamalıydı.

Birbirlerine ‘Ayıp’ diyecekler

İkinci devrede Kocaman’ın Soldado’yu oyuna alması farklı bir Fenerbahçe seyretmemizi sağladı. İsla’nın felaket pasını kapan Ömer Ali harika bir vuruşla Konyaspor’u öne taşısa da, Fenerbahçe oyunu almaya başardı. Aatif’in ortasında Soldado’nun kafa şutunu Serkan kurtardı ama golün geleceği belliydi. Sarı-Lacivertliler, Valbuena’nın ortasında Mehmet Topal’ın kafa şutuyla beraberliği yakalaraken, Konyasporlu futbolcular yedikleri golü seyrederken birbirlerine, “Ayıp” diyecekler! Bu düzeyde, kornerden gelen bir ortada 6 pasın içinde, rakibe sıçramadan kafa şutu vurduran savunma oyuncuları ancak ayıplanır!

Fenerbahçe 2. yarı daha iyi olacak

85’te Fofana’nın direkten dönen topuna Skubiç düzgün vursa, “Konyaspor kazanacaktı” derken, kalan sürede Fenerbahçe 3 net pozisyon kullanamadı. Serkan maçın adamı oldu. Maçı ‘en az’ 4 dakika uzatan Aydınus’a, 4 dakikadan sonra 35 saniye daha oynattığı için kızmamak lazım. Çünkü kuralda yazdığı gibi ‘en az’ 4 dakika. Maçın hakkı beraberlikti öyle bitti. Beraberlik Fenerbahçeliler’i çok üzmüş olabilir ama Sarı-Lacivertliler sezon başına göre çok önemli mesafe kat ettiler. İkinci yarıda daha iyi olacaklar.

24 Aralık 2017, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yönetimin mağlubiyeti‘’

Başkanın ve yönetim kurulu üyelerinin pek bir sevdiği Tudor kadroda yine sürprizler yapmıştı elbet. Üçlü savunmalar, savunmada bu kez Ahmet vardı, üçlünün sağında da geniş alanda yakalandığında Türkiye’nin en yavaşı Maicon! Geçen hafta ‘süratli’ diye oyuna aldığı Serdar Aziz kulübede. Takımı ileri taşıyan Rodrigues de! Velhasıl, kadro değişikliği de sürpiz değil, Galatasaray’ın duran toptan gol yemesi de!

Yan top hastalığı

Bir senedir birlikte çalışıyorlar sözde. Çalışıyorlar çalışıyorlar, aynı golleri yemeye devam ediyorlar. Maçın başında Turgut Doğan vurdu, kaleyi bulamadı. Ama Boutaib skoru 2-0 yaparken sıçramaya gerek bile duymadı. Galatasaray savunması yan top savunmasında bir yılı aşkın süredir yaptığı gibi hep birlikte uyurken iki metre öne geldi ve adeta maçı bitirdi. Bir hafta önce oynanan maçta 4 haftadır gol atamayan Akhisarspor’dan 45 dakikada 2 gol ‘yiyen’ Galatasaray bu kez 5 haftadır gol bulamayan Malatyaspor’dan bir devrede 2 gol birden yedi. Elbette ev sahibi Sarı-Kırmızılıların ilk goldeki harikulade pas organizasyonunu alkışlamalıyız ama Galatasaray’ın stoperleri ve o an için sol beki Linnes’in pozisyon hatasını görmezden de gelemeyiz.

Avcı’nın öğrencisi!

Tudor’un değil, Fatih Terim’e gitmemek için inat eden Özbek yönetiminindir bu mağlubiyet. Trabzonspor deplasmanında ezilerek 2-1 mağlubiyet al, ‘rakip çağdışı futbol oynuyor’, Başakşehir’den 5 gol ye, ‘Adebayor yüzünden’, Beşiktaş’tan 3, ‘Oyuncularımı tanıyamadım!’... Malatya maçının sonucunu, bu maçlardaki analizlere rağmen hocasının arkasında duran Özbek yönetimi ve mütevazı kadrosunu çok doğru oynatan Abdullah Avcı’nın öğrencisi Erol Bulut belirledi... Tudor, güzelim kadroyu, mütevazı Malatyaspor’a karşı isabetli ilk şutunu ancak 74’te atabilen bir takıma çevirdi, yönetim de seyretti! Ziya Paşa’nın meşhur sözüyle bitirelim: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde!

18 Aralık 2017, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Fernando hayat verdi!‘’

Hayati bir 3 puandı. Galatasaray’a hayat verdi ama “Oyun gelecek için umut verdi mi” derseniz cevabım net bir “Hayır”. 11’e 11 oynanan dakikalarda yani ilk yarıda Galatasaray son 4 haftadır gol atamayan rakibinden 2 gol yedi, tamamen kendi hatalarından! İlk gol öncesi pozisyonun başında Olcan’ın Yasin’e yaptığı hareket fauldü belki ama Maicon ve Muslara’nın hatası hakem hatasından daha küçük değildi. İkinci golde de Muslera kalesini terk edip ceza sahası yayının oraya gelmişti. Ne işi, ne gereği varsa? Bu hatalı golleri yiyen, taraftarıyla barışmak için coşkulu ve tempolu oynamak zorunda olan Sarı-Kırmızılılar koca ilk devrede yalnızca bir tek pozisyon buldu. Belhanda vurup gol yapabilirdi, o görmediği Gomis’e pas yapmayı tercih etti! Yasin’in Mustafa Yumlu’nun kalçasından dönen şutu ve Belhanda’nın kötü bir de volesi vardı, o kadar!

Kırılma anı kırmızı kart

Maçın kırılma anı Akhisar’ın etkili sol kanat oyuncusu Lopes’in 43’te gördüğü kırmızı karttı. Daha önceden bir sarı kartı olan Lopes’in atılmasına sebebiyet veren hareketi faul ve en az 2. sarı karttı... Taraftarlar Dursun Özbek ve yönetimi ile Tudor’u istifaya davet ederken, istifaya davet edilenler açısından günü kurtaran ikinci 45’ti. Galatasaray’ın bu sezonki en önemli transferlerinden Fernando’nun golü tam zamanında geldi! Taraftar ve takım oyuna döndü, Gomis de ikinci golü yapınca negatif enerji yok oldu gittiÖ Gomis’in gördüğü gereksiz kart kadroları sayısal olarak dengelerken, Denayer’in pasında Feghouli’nin topun üstünden atlayışıyla topu ağlara gönderen Belhanda Galatasaray’ın lehine çevirdi, Feghouli’nin golü maçı bitirdi.

Takım savunması çok kötü

Fernando attığı golle hayat verişiyle, N’diaye orta sahayı ayakta tutan çalışkanlığıyla, Feghouli de teknik kalitesiyle fark yaratan isimlerdi. Takım savunması çok kötü. Dönen topları alamayan, rakibin kalesine kolayca gelmesini engelleyemeyen takım şampiyon olamaz. Hele bir de Muslera böyle devam ederse! Gün kurtuldu, sezonun kurtulması “kulüpteki iradeye”, “kulübedeki idareye” bağlı!

10 Aralık 2017, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Özbek'in Terim defteri kapandı‘’

Östersunds karşısında yaşanan hezimetle başlayan süreç, sezonu erken açmanın verdiği erken forma girme ve fikstür avantajıyla birleşince harika bir tablo ortaya çıktı. Puan cetvelindeki görünümü taçlandıracak başarılar ise “3 puanlık” derbileri kazanmaktı. Elbette bütün puanlar değerli ama şampiyonluktaki rakiplerden elde edilecek 3 puanlar daha değerli! Başakşehir galibiyeti belki rakipte çok çalkantıya sebebiyet vermezdi ama, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a karşı elde edilecek galibiyetler tabloya nasıl yansırdı bakmakta fayda var!

Tüm tercihler hatalıydı

Tudor’un bütün derbi karnesine bakmaya gerek yok, bu seneye bakmalı. Galatasaray şampiyonlukta iddialı tüm rakiplerine kaybetti. Krizdeki Trabzonspor’a sürklase oldu. Yetmedi, mağlupken ligin en formda santrforu Gomis’i 50’de çıkartıp hem onu küstürdü, hem de rakipleri sevindirdi! Başakşehir’e karşı çift santrforla, kanatsız oynayıp 5 gollü bir hezimete uğradı. Beşiktaş maçını anlatmaya gerek yok. Skordan daha kötü olanı İddaa’da verilen orandı. Beşiktaş’ın galibiyetine 1.65 Galatasaray’a 3.40... Ev sahibi ligde 4. ve son 2 maçta gol atamamış, lider Galatasaray ise Gençlerbirliği’ne 5 atmış. İddaa’da duygulara yer yok, ihtimaller bilimsel olarak hesaplanıyor, velhasıl kelam favori kazandı. Galatasaray şampiyonlukta iddialı rakiplerinden tek puan aldı. O da Fenerbahçe’den. İlk yarıda Janssen’e yapılan harekete kırmızı çıksaydı, ne olurdu bilinmez...

Rakip analizi iyi yapılmıyor

Rakip analizinin iyi yapılmadığı, Bursaspor maçı hariç, yapılan hamlelerle rakipler karşısında oyun ve skor üstünlüğünün sağlanamadığı gerçek. Tarihte, neredeyse istediği her transferi yaptıran Tudor’a güvenin azaldığı da... Dursun Özbek yönetimleri “Arkasında olduğu” tüm hocaları gönderdi, Tudor’u göndermedi... Ancak Tudor’u da en çok yönetimi değersizleştirdi. Önce “Üst akıl” diye Lucescu’ya gittiler. Biliyorduk ki, Tudor gönderilirse, Luce’yi saha kenarına alacaklardı. Olmadı. Sonra, “Ayhan Akman kovuldu” haberleri çıktı. Sanki Ayhan Akman’ı Tudor seçmiş ve sorumlu oymuş gibi!

Terim’le çalışma ihtimali bitti

Beşiktaş maçından sonra medyadaki tüm gazeteler “Çare Terim” manşetleriyle çıktı, taraftarlar medyadan Terim çağrısı yaptı, başkan ise, “Görüşmedik, görüşmeyeceğiz” dedi. Bu noktadan itibaren bence Terim’le Özbek’in çalışma ihtimali bitti. Terim, takımı şampiyon yapardı - yapamazdı bilemem ama Özbek yönetimine paratoner olurdu. Takım şampiyon olursa elbette aslan payı da elbette Terim’e giderdi. Özbek yönetimi bu kadar yatırımı ve aslında çok iyi bir kadroyu, deneyimsiz bir teknik adamla yarışma kararıyla riske attı. Bugünden sonra Fatih Terim taraftar baskısı ne kadar büyük olsa da, bence, “Risk almaz, paratoner hiç olmaz” Terim’in bunca olandan sonra teklif yapılırsa görevi kabul etmez, kimse de Terim’i suçlamaz. Taraftar desteğiyle Galatasaray ilk yarının kalan 3 maçından bence en az 7 puan alıp, zirveye yakın kalır. Sonrasını hiçbirimiz bilmiyoruz.

Şampiyonluğa yeter mi?

Rahmetli Özhan Canaydın, ligi şampiyon bitirip, Şampiyonlar Ligi’nde takıma 2 grup atlatmış Lucescu’yu gönderip yerine Fatih Terim’i getirdiğinde, “Taraftarın gönlündeki ismi getirdim” demişti... Canaydın’ın Luce kararı da yanlıştı, Özbek’in Tudor kararı da yanlış. Özbek’in aldığı riski taraftarın coşkulu desteği bir nebze tolore eder, ama şampiyonluğa yeter mi? Zor...

07 Aralık 2017, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Taraftarın 11'i!‘’

Lider takımın hocası Tudor’un maç başında ıslıklanması sezonun kalanı açısından fikir vermeye yetiyor da artıyor. Şampiyonluk giderse, “Tudor ve Özbek yüzünden”, kazanılırsa “Taraftar sayesinde” olacak. Tudor’la bitmeyeceği kesin. Rakibin; 25 golünün 14’ünü atan Vagner Love ve Fernandes’i yok. Tudor, Fernando yerine Denayer’i oynatmaya karar veriyor! Sosyal medyada bir infial, bakıyoruz Denayer yok, Selçuk sahada. Doğruyu “bu maçlık da” taraftar yaptırıyor. Tolga sakatlanmasa attığı ve attırdığı gollerle maçı çözen Yasin kulübede kalacak. O zaman Tudor’a ne gerek var?

Kulübeye güvenmiyor

Başakşehir felaketini tek oyuncu değişikliğiyle bitiren Tudor, bu maçta da 2 değişikliği 90’da yaptı! Bağırıyor kulübedekilere, “Size güvenmiyorum” diye! Ve Galatasaray duran top savunmasını yine yapamıyor. Aytemiz Alanya yine “her rakip gibi” serbest vuruşlarla fırsatlar yakaladı. Olumsuzlukları önce yazdım çünkü Galatasaray, Gençlerbirliği maçında olduğu gibi çok farklı kazanabilirdi ve skor yanıltıcı olurdu. Trabzonspor maçında takım mağlupken 52’de çıkartılan ve “Oyun ona göre değildi” denen Gomis’te o günden beri belirgin bir moralsizlik var ama her pozisyonun içinde! 5 fırsat yakaladı, şanssızdı ancak birini yaptı. Tam Galatasaray’a göre santrfor. Ndiaye’nin de Osmanlıspor’daki Ceza sahasına öldürücü deparlar ve goller atan Badou şimdi sadece savunmaya konsantre gibi.

Zam değil forma!

Rodrigues’e attığı pas ise şahaneydi. Cezalı duruma düşmesdiyse Göçek’e dua etsin! Forma bulamadığı günlerde nargile keyfiyle kendisine medyada yer bulan Yasin ise düğüm çözdüğü bu maçtan sonra, “Zam istiyor” haberleriyle kendisinden nefret ettirmez umarım. Zam değil forma istemeli. Takımın liderliğini koruduğu, bir haftada bunlar yazılıyorsa, Özbek şapkayı önüne koyup hamlesini yapmalı!

26 Kasım 2017, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI