‘’Hakan Ateş: 'Spor ekonomisi, dev bir endüstri halini aldı'‘’
Spor ekonomisinin gerek ulusal gerekse uluslararası alanda ulaştığı boyutlarıyla dev bir endüstri halini aldığını söyleyen DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, “Bundan 15 yıl evvel dünya spor ekonomisinin değeri 50 milyar Dolar’ın altında iken bugün 100 milyar Dolar mertebesine ulaşmış durumda” dedi.
Türkiye’de ise büyüklüğün 1 milyar Dolar’ın üzerine çıktığını kaydeden Ateş, “Bu sektörden yüzbinlerce insanımız ekonomik fayda sağlıyor” diye konuştu. Ateş, şu bilgileri verdi: “Takımların sadece yayın gelirlerine dahi baktığımızda; 1994’te 30 milyon Dolar’ken bugün 500 milyon Dolar’a yani 17 katına yükseldi. Gelirlerdeki artışlar yeni spor tesisleri yatırımlarının çoğalmasına, dolayısıyla daha çok sporcumuzun yetiştirilmesine yardımcı oldu. Bugün pek çok sporcumuz yapılan yatırımlar sayesinde Avrupa arenasında boy gösteriyor ve niceleri arkalarından gelmeye devam ediyor.”
Yapılandırma süreci
Spor endüstrisinin geniş bir ekosistem ve sağlıklı bir yapıda ilerlemesi için her paydaşının aynı şekilde sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Ateş, “Kulüplerimizin mevcut finansal yapılarını ele aldığımızda toplam finansal yükümlülüklerinin yüzde 92’sinin 4 büyük kulübümüz tarafından taşındığını biliyoruz. Bu borçların yıllar içerisinde sürdürülebilir nitelikten çıkması nedeniyle kamunun önderlik ettiği bir finansal yapılandırma sürecine girdik” dedi.
Türk sporuna en büyük finansman desteği sağlayan banka olarak bu yapılanmada yerlerini aldıklarını ifade eden Ateş, şunları söyledi: “Türkiye Futbol Federasyonu’nun UEFA’nın Finansal Fair-Play Kurallarını temel alan ‘Kulüp Lisans ve Finansal Fair-Play Talimatı’ ve Türkiye Bankalar Birliği’nin girişimleri ile 4 büyükler öncelikli olmak üzere, spor kulüplerimizin giderlerini kontrol altına almayı hedefleyen birtakım düzenlemeler getirildi. Bu süreçte, kamu sermayeli Ziraat Bankası ile birlikte taşın altına sadece ellerimizi değil tüm gövdelerimizi koyarak Türk sporunun ve sporcusunun gelişimine katkı sunmaya devam edeceğimizi ifade ettik. Öyle ki; kulüplerimizin borçlarını ödenebilir noktaya getirebilmeleri adına faiz gelirlerimizden fedakârlık ettik.”
Gider bütçeleri...
Kulüplerden beklentilerinin, gider bütçelerini disiplinli bir şekilde yönetmeleri olduğunu dile getiren Ateş, şöyle devam etti: “Bu noktada, biz de kulüplerimizden ve kulüp yöneticilerimizden gider yönetiminin sağlıklı şekilde sağlanması ve sürdürülmesi konusunda sorumluluk almalarını istedik. Üç büyük kulüp örneğini dikkate aldığımızda; yıllık 120-150 milyon Dolar arasında gelir elde eden bu kulüplerimiz normal şartlarda içinde bulundukları borçluluğa sahip olmamalı. Bahsettiğimiz gelirler bugün birçok büyük şirketin elde ettiğinden daha fazla ve her yıl biraz az biraz çok bu üç kulübün kasasına girmekte. Kamunun önderlik ettiği borçların yeniden yapılandırılmasının yöneticiler üzerine sorumluluklar getirmesiyle gelecekte kulüp yönetimlerinin sorumluluklarının artacağını, bunun da daha başarılı finansal sonuçların önünü açacağını tahmin ediyoruz.”
‘Fenerbahçe ile görüşüyoruz’
Trabzonspor ile başlayan finansal yapılandırma sürecinde, sırayla Beşiktaş ve Galatasaray ile de yapılandırma sözleşmeleri imzaladıklarını anlatan Ateş, “Fenerbahçe ile de görüşmelerimiz devam ediyor. Kısa zamanda, Fenerbahçe’nin de sonuçlanmasını bekliyoruz. İnanıyoruz ki; hem finansal kesim temsilcileri olarak bizler, hem de kulüplerimiz ve kulüplerimizin yöneticileri bir bütün halinde bu süreci çok iyi bir şekilde yöneterek kulüplerimizin sağlıklı finansal yapılara ulaşmalarını sağlayacağız” dedi.
Beyaz Gölge’yi seslendirmişti
Türkiye’de son yıllarda Fenerbahçe ve Anadolu Efes’in Turkish Airlines EuroLeague’in dörtlü finallerinin vazgeçilmez ekipleri arasında yer aldığını hatırlatan Ateş, şöyle devam etti: “Hatta Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kazanmasının yanı sıra Galatasaray ve Darüşşafaka’nın 7DAYS EuroCup’ta ulaştıkları şampiyonluklar bize gurur veriyordu. Bu başarılar elbette Türk gençliğinin basketbola olan ilgisinin katlanarak artmasına vesile oluyor. 80’li yıllarda TRT’de yayınlanan benim de o dönemlerde seslendirme sanatçısı olarak görev aldığım Beyaz Gölge dizisi ile başlayan basketbol ilgisinin, Türk takımlarının başarıları ile artması mutluluk verici. Dünya çapında 3 milyardan fazla izleyici kitlesine ulaşmış, küresel çapta 200’ü aşkın ülkede izlenen turnuvalar ile 6 yıl sürecek yol arkadaşlığımızın Türk sporuna çok şey kazandıracağına inanıyoruz. DenizBank olarak ülkemizin yarınları olarak gördüğümüz gençlerimizin kültürel ve sosyal gelişimine katkı sunmak üzere bu yöndeki yatırımlarımıza devam edeceğiz.”
Hakan Ateş, Beyaz Gölge’de Coolidge’i seslendirmişti.
‘Yatırımlarımıza devam edeceğiz’
Euroleague Basketball ile Global Sponsorluk anlaşması yaptıklarını hatırlatan Hakan Ateş, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Spor, gençlerimizin sağlıklı ve mutlu bir geleceğe hazırlanmasında taşıdığı önemin yanında, başarılı sporcularımızın çocuklarımıza örnek olması ve dostluk, kardeşlik duygularını perçinleyerek birleştirici rol oynaması açısından farklı bir yere sahip. Bu anlayışla; destek verdiğimiz branşları çeşitlendirip, gençlerimize daha fazla fayda sunmak hedefiyle, spor dünyasının geniş kitleler tarafından yakından takip edilen en prestijli turnuvalarından Turkish Airlines Euroleague’e ‘Global Sponsor’ olduk.”
‘Futbol sporun ana finansörü’
Futbolu sporun ana finansörü olarak değerlendirdiklerini ifade eden Hakan Ateş, “Türkiye’de kitleleri peşinden sürükleyen ve toplumda çok önemli bir yeri olan spor ekonomisinden özellikle de futbol ekonomisinden DenizBank olarak uzakta kalmamız düşünülemezdi” dedi. Ateş, şöyle devam etti: “Futbol başta diyoruz çünkü amatör ve olimpik dalların finansmanı ağırlıklı olarak futboldan elden edilen gelirlerden karşılanıyor. Dolayısıyla 4 büyükler başta olmak üzere tüm süper lig takımlarımızı gerek finansman gerek kart iş birlikleri gerekse de sponsorluklarımızla destekliyoruz. Detaylandıracak olursak, şu an 14 spor kulübümüze finansman sağlıyoruz. Finansman desteğinin yanı sıra 19 spor kulübümüzle Bonus markalı kredi kartı iş birliklerimiz mevcut. Bu sayede taraftarlarının ilgili kartları kullanarak yapacağı her harcamada spor kulüplerimize katkı sunmaya devam ediyoruz.”
‘’Hayat Van Eck: 'Bu film, gençlerin haltere olan ilgisini artıracak'‘’
Daha 18 yaşında. Adı, Hayat Van Eck. Cuma günü vizyona girecek olan Naim Süleymanoğlu’nun hayatını anlatan filmin başrol oyuncusu... Bu rolle, tıpkı Naim gibi, aşılması güç bir ağırlığın altından kalkabilmiş…
Efsanevi halterci Naim Süleymanoğlu’na ismi gibi ‘hayat’ veren Eck, filmin gençlerin haltere olan ilgisini artıracağına inanıyor. Filme sert idmanlarla hazırlandığını ve gerçek ağırlıklar kaldırdığını anlatan Eck, Fanatik’e konuştu....
18 yaşında çok genç bir oyuncusun. Naim Süleymanoğlu ismini film projesi öncesinde duymuş muydun?
Ortaokuldayken Naim Süleymanoğlu’nun halter sporundaki başarısıyla ilgili bir paragraflık yazı okumuştum sadece. Son olarak da bir banka reklamında görmüştüm. Bunlar dışında fazla bir bilgim yoktu.
■ Naim Süleymanoğlu’nun hayatında seni en çok ne etkiledi?
Özverisi ve hırsından çok etkilendim. Genç yaşında bu kadar sorumluluğun üstesinden gelmesi muazzam. Kariyerine 47 Dünya Rekoru, üst üste 3 farklı olimpiyatta kazandığı 3 Olimpiyat Altın Madalyası, 6 Avrupa Şampiyonluğu ile 7 Dünya Şampiyonluğu ve nice başarılar sığdırmış bir isim o...
■ Rolün için seni Naim Süleymanoğlu’nun kardeşi Muharrem Süleymanoğlu çalıştırmış. Nasıl geçti antrenmanlar?
Antrenmanlar zordu, halter kaldırmanın silkme ve koparma gibi çok karmaşık ve zorlayıcı teknikleri var. Filmimizin danışmanı Muharrem Süleymanoğlu benimle çok ilgilendi. Halter öğrenmek, hakkını vererek uygulamak uzun zamanımı aldı ama başardık. Bunun dışında fiziksel açıdan da benzemek için Dünya Vücut Geliştirme Şampiyonu Mehmet Kasap ile uzun ve gerçekten sıkı bir süreçten geçtik. Haftada 5 gün en az 2,5 saat olmak üzere hayatımı vücut geliştirme etrafında şekillendirdim.
Filmde Naim Süleymanoğlu’nu oynayan Hayat Van Eck, yazarımız Eylem Türk’ün sorularını yanıtladı.
‘Bolca pirinç lapası’
■ Rolüne hazırlanmak için nasıl bir program uyguladın? Antrenmanlar zamanında bir günde toplam kaç kilogram ağırlık kaldırdın?
Bolca pirinç lapası yedim. Diyetten uykuya kadar her şeyi programladık. Ağır kaldırmak üzerine bir düşünce yapısı işledi bana Mehmet Hoca ile gözümü karartıp deli gibi sert idmanlarla filme hazırlandık. O kadar çok ağırlık kaldırdım ki, günde kaldırdığım kilogramları toplamadım... Bu arada söylemeliyim ki hep gerçek ağırlıklar kaldırdım filmde.
■ Gerçek hayatında halterci olmak ister miydin?
Sanırım hayır. Çünkü halter gerçekten insan vücudunu sınırlarına kadar zorlayan bir spor dalı. Ve Naim Süleymanoğlu, kendi ağırlığının 3 katından fazlasını kaldırabilen tek sporcu...
■ Antrenmanlara başladığın zamanla şimdiki arasında nasıl değişiklikler oldu sende?
Fiziksel olarak 12 kilo farkım var ve özgüvenim daha da arttı.
■ Yetkin Dikinciler ve Selen Öztürk gibi oyuncularla çalışmak sana ne hissettirdi?
Yetkin Abi ve Selen Abla ile çalışmak harika bir deneyimdi. Onlarla kurduğum duygusal bağ eminim ki ekrana da yansımıştır. “Bubam” ve “anam” derken gerçekten hissederek söylüyordum. Çok şey kattılar bana hem insan olarak hem de oyunculuk anlamında.
‘Benziyorum ama...’
■ Bulgaristan’da Naim Süleymanoğlu ’nun doğduğu kasabada ve Türkiye’ye gelene kadar yaşadığı yerlerde çekimler yaptınız?
Yöre halkının sana ve ekibe ilgisi nasıldı? Yöre halkıyla etkileşimimiz filmin duygusu anlamında çok yararlı oldu. Naim Süleymanoğlu’nu benim canlandırdığımı öğrenince duygulananlar oldu. Kendisini tanıyanlar özellikle hatıraları hakkında çok şey paylaştı. Normalde kimse benzetmezdi, projeden sonra çok benzetilmeye başladım. Algıda seçicilik diye düşünüyorum. Tabii ki benzerlik var ama tam “ikizi” olarak benzediğimi de düşünmüyorum. Seyircilerin takdiri...
■ ‘Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu’ filmi senin ikinci uzun metrajlı filmin. Oyunculuğa devam edecek misin? Eğitim planlarında neler var?
Hedefim bilgisayar mühendisliği okumak ama bu çok severek yaptığım oyunculuğu da uygun zaman ve uygun projelerle devam ettirmeyi hedefliyorum.
Yarın vizyonda
Spor tarihine adını altın harflerle yazdıran halter dünyasının efsane ismi Naim Süleymanoğlu'nun hayatını anlatan 'Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu' filmi bugün vizyona giriyor. Özer Feyzioğlu’nun yönetmen koltuğunda oturduğu, Barış Pirhasan’ın senaryosunu yazıp Fahir Atakoğlu’nun müziklerini yaptığı filmin yapımcılığını Dijital Sanatlar üstleniyor. Filmde Süleymanoğlu'nu Hayat Van Eck canlandırırken, babası Süleyman Süleymanoğlu’nu Yetkin Dikinciler, annesi Hatice Süleymanoğlu’nu Selen Öztürk oynuyor.
‘’'Futbolcular için kök çakra önemli'‘’
İnsan bedenindeki 7 ana çakra sembol ünü mücevher koleksiyonuna taşıyan Ariş Pırlanta’nın Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, vücuttaki enerji merkezleri olduğuna inanılan ‘çakraları’ spor dünyası ve sporcular için yorumladı...
İnsan bedeninde 7 ana çakra olduğuna inanılıyor. Bu çakralar neler?
“Kökeni çok eskiye dayanan bir felsefeye göre, fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal varlığımızı gözeten, çakra adı verilen yedi enerji merkezimiz bulunuyor. Bunlar Kök Çakra, Sakral Çakra, Göbek Çakrası, Kalp Çakrası, Boğaz Çakrası, Alın Çakrası ve Taç Çakrası olarak vücudumuzun alt bölümünden üst tepe noktasına kadar sıralanıyor. Canlıların beden, zihin ve ruhlarının uyum içinde çalışabilmeleri için çakraların da birbirleriyle uyumlu ve belli bir dengede olması gerektiği kabul ediliyor. Bedeni, ruhu ve zihni uyumlu çalışan biri, kainatla, dünyayla, doğayla uyumlu hale gelir.”
Sporla çakra arasında nasıl bir bağ var?
“Her bir çakranın temsil ettiği vücut bölgeleri bulunuyor. Mesela Kök Çakra ilk çakradır ve bağışıklık sistemi, bacaklar, kemikler etkilediği bölgelerdir. Yine üçüncü çakra olan Göbek Çakrası göbek deliğimizin iki parmak üzerinde yer alır ve böbrekler, karaciğer, safra kesesi, sinir sistemi, pankreas ve mide etkisi altındaki organlarımızdır. Bu çakralarda oluşan blokaj o çakraların temsil ettiği bölgedeki organların sağlıklı çalışmasına engel olur.”
Peki, bu çakraların açılmasının yararları neler?
“Çakralar uyumlu çalıştığında kişilerin performansı yükselir, konsantrasyonu ve verimi artar. Çakralarımız tıkandığında ya da dengesizleştiğinde serbest enerji akışı da sekteye uğrar. Çakralardaki blokaj fiziksel, duygusal ve zihinsel sıkıntı ve sorunlar yaşamamıza sebep olur. Çakralar kapalı olduğunda kişi, mutsuz, halsiz, huzursuz olur. Dolayısıyla çakraların açılması ya da blokajların kaldırılması, bu sorunların ortadan kalkmasını sağlar. Daha mutlu, daha uyumlu, neşeli ve canlı oluruz. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlık hayatımızın her alanında olduğu gibi sporda da büyük önem taşır.”
‘Marka olarak yenilikleri yakından takip ediyoruz’
Çakra sembollerini koleksiyona taşıma fikri nasıl doğdu?
“İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana duyguların sembollerle ifade edildiğini görüyoruz ve bu sembollerin çoğu evrensel hale gelmiş durumda. Sembollerin eski toplumlardan itibaren bu kadar önemsenmiş olması bizde sembollerle ilgili bir şey yapma fikrini doğurdu. Marka olarak tüm yenilikleri, trendleri yakından takip ediyoruz. Bugüne kadar pırlantanın ışığını özel bir teknikle kat kat artıran Miracle, parmak izinin altın üzerine uygulanarak kişisel mücevher haline getirildiği Parmak İzi, doğada bulunan yaprakların dokusunun birebir işlendiği Yaprak koleksiyonlarını tasarladık. Çakra koleksiyonuyla da içselliğe ulaşmak, sağlıklı, mutlu olmak, arzularımızın gerçekleşmesi ve yaşamın kaynağının idrak edilmesi için bütünün bir parçası olduğumuzu anlatmak istedik.”
Bu konuda toplumda farkındalık artıyor mu?
“Konuyla ilgili farkındalığın arttığını gözlemliyoruz ancak yeterli değil. Özellikle son 10 yıldır filmlerde, kitaplarda ele alınır oldu. Önümüzdeki yıllarda daha da etkin hale geleceğine inanıyorum. Hayatın vazgeçilmez bir gerçeği olduğundan hareketle daha da yaygınlaşacak, farkındalık artacaktır.”
‘Çalışanların çakrasında sorun varsa şirketlere yansır’
Sektörlerin, şirketlerin de çakraları var mıdır?
“Çakralar insan vücudundaki enerji merkezleridir. Şirketlerin değil ama oralarda çalışan insanların çakraları düşünüldüğünde, onların blokajlarının etkilerinden söz edilebilir. Bir yerde çalışan insanların çoğunluğunun çakralarında blokajlar, tıkanıklıklar olursa bu durum elbette genel olarak şirkete yansıyacaktır. Aynı şey mağazalar için de geçerli. Çalışan insanların çakralarındaki sorunlar, mutsuz, huzursuz olmalarına neden olur, bu da genel olarak mağazanın enerjisini bozar. Böyle durumlarda mağazaya bir bitki yerleştirmek, taze çiçekler bulundurmak, ortamı sık sık havalandırmak faydalı olabilir.”
‘’'En hızlı büyüyen marka olduk'‘’
2019 yılında yaptıkları altyapı ve iletişim atağıyla kategorideki en hızlı büyüyen marka olduklarını söyleyen Misli.com Genel Müdür Yardımcısı Barış Akkiriş, “Misli.com 1,3 milyon üyesi ve bu sene gerçekleştirdiği çok ciddi ciro artışıyla sektörde kuvvetli 3’üncülük konumuna yükseldi” dedi. Akkiriş, 2020 yılında da yakaladıkları bu ivmeyi artırarak sürdürmeyi ve bu sene olduğu gibi milyonlarca yeni bahis severi misli farkı ile tanıştırmayı hedeflediklerini belirtti.
10 senelik marka
Misli.com’un 2009 yıılında Spor Toto Teşkilatı ile yapılan sözleşme ile Türkiye’nin 3. Yasal Şans oyunları platformu olarak kurulduğunu hatırlatan Akkiriş, şöyle devam etti: “Sektöre getirdiği ‘Kazanılan tutarın anında hesaba yatırılması’ gibi yeniliklerle kısa zamanda büyüdü. 2011’de Milli Piyango Müdürlüğü ile yapılan sözleşme ile de Milli Piyango çekiliş bileti alma imkanını üyelerine sunmaya başladı. Yani 2009 yılından beri bahis ve şans oyunu sevenlerin tanıyıp güvendiği 10 senelik bir markayız.”
En iyi oyun tecrübesi
Misli.com’un vizyonunun, milyonları peşinden sürükleyen spor dallarını, oyunun heyecan dolu dünyası ile daha da eğlenceli bir hale getirmek olduğunu ifade eden Akkiriş, “Misyonumuz ise üyelerimize dünya standardında güvenilir, kaliteli ve en iyi oyun tecrübesini yaşatmak” diye konuştu.
Canlı kupon imkanı
Barış Akkiriş, Türkiye’de bahis oynayanların sayısıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Türkiye’de yüzde doksanın üzerinde çoğunluğu erkek olmak üzere, 18 yaş üzerinde 4-5 milyon kişinin sabit ihtimalli bahis oyunları oynadığı değerlendirilebilir.” Akkiriş, Misli.com’u, sektördeki diğer oyunculardan farklı kılan projelerini ise şöyle anlattı: “Üyelerimizin yüzde 90’ı mobil cihazlardan bağlanıp; artık yolda, işte, nerede boş zaman bulursa orada keyifli vakit geçirmek için Misli’yi açıyor. Sadece Misli üyelerine özel, anında tek tıkla Canlı İddaa kuponu yapılmasını sağlayan Basgeç; gün boyunca canlı yayınlarla, maçlar esnasında anında yorum ve bahis önerileri sunduğumuz MisliTV; yine misli.com bahisçilerine özel, Yapay Zeka destekli olarak geliştirdiğimiz AkıllıTüyo farklılıklarımızdan yalnızca bir kaçı. Örneğin MisliTV’yi Misli websitesinden ve IOS- Android app’lerimiz içinden bahis yaparken, anında izleyebilirsiniz. Can Tongo, Serdar Ali Çelikler, Ali Ece gibi pek çok uzman isim, maçlar esnasında anında yorum yaparak; CANLI bahiste yön gösteriyor ve maç izleme deneyimini daha keyifli hale getiriyor. Bunlar haricinde tüm temas noktalarında DENEYİM’e odaklanarak; önümüzdeki dönemde oyuncularını en fazla tatmin eden; üyelerinin oyunun her anından haz almasını sağlayan platform olmayı amaçlıyoruz.”
‘Türkiye’de bahis sektörü gelişiyor
Türkiye’de bahis sektörünün gayet sağlıklı bir şekilde geliştiğini vurgulayan Barış Akkiriş, şu bilgileri verdi: “İlk başladığı 2004 yılından bu yana spor müsabakaları üzerinden oynanan bahisler, milyonlarca kişiye ulaşır ve Türk sporuna da yine milyonlarca TL katkı sağlar durumda. Geçtiğimiz yıl içinde alınan çok isabetli bir kararla; illegal şekilde online platformlardan yurtdışına giden devasa rakamların önüne geçilmek üzere, Türkiye’deki yasal bahis oyunu olan İddaa’nın, yasadışı bahisle rekabet edebilmesi için içeriği artırıldı. Yani artık oyuncular daha yüksek bahis oranları ile daha fazla çeşit oyuna; üstelik maç devam ederken canlı olarak bahis yapabiliyor.
‘2018 hasılatı 12 milyar TL’
Sektörde 2018 yılı itibarı ile hasılatın 12 milyar TL olduğunu kaydeden Barış Akkiriş, şöyle devam etti: “Bu sene yenilenen İddaa ihalesini takiben; özellikle eylülden itibaren sektörde büyük değişimler ve toplam oyun hacminde aylık 3-4 kata varan artışlar yaşandı. Bunda ihaleyi alan Şans AŞ’nin getirdiği Canlı İddaa gibi yenilikler, bahis oranlarının ve buna bağlı ortalama kazanç oranının artması oldukça etkili oldu. Bu yenilikleri takiben; yurt dışına giden hacmin daha 2. aydan en az yüzde 20 civarında tekrar Türkiye’ye geri dönmüş olabileceğini değerlendiriyoruz.”
‘Sektörde büyüme devam edecek’
Üyelerine daha iyi bir deneyim yaşatmak için altyapılarındaki tüm eksikleri gidermek üzere yola çıktıklarını belirten Barış Akkiriş, gelecekteki yatırım hedefleriyle ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Hem önyüzde hem arka plandaki altyapı geliştirmelerine mutlaka devam edeceğiz. Ayrıca anlık içeriklerin çok önem kazandığı yeni İddaa dünyasında da geliştirdiğimiz bazı yeni özellikler ve oyuna heyecan katan yeni formatlarla misliTV, yatırıma devam edeceğimiz işler olacak.” Akkiriş, sektördeki yenilikleri ise şöyle anlattı: “CANLI İddaa ve artan tek maçlar son dönemin en önemli yenilikleri. Ve bunlar hacimsel olarak ciddi artış getirdi. Yeni oyun türleri ve spor dalları açıldıkça, oyun daha da keyifli hale gelecek. İlgilendiğiniz bir sporla ilgili müsabaka esnasında bahis yapmak mümkün hale gelecek. Tüm bunlara bağlı olarak büyümenin devamının geleceğini öngörebiliriz.”
‘Yüzde 10’a varan iade kampanyası düzenliyoruz’
Türkiye’de ilk kez Canlı İddaa’da yüzde 10’a varan iade kampanyası düzenlediklerini söyleyen Barış Akkiriş, “Bu kampanya hem illegal bahisle mücadele anlamında önemli hem de bahis severler açısından çok değerli” dedi. Akkiriş, “Türkiye’de yapılan bahislerin yüzde 80’e yakını futbol oyunlarından ve Türkiye başta olmak üzere İngiltere-Fransa-İspanya- Almanya gibi liglerden oluşuyor. Bunu basketbol, motor sporları, tenis, voleybol, hentbol, snooker gibi diğer spor branşları izliyor” diye konuştu.
‘’Aydın Ayhan Güney: ‘Gelecek yıl sponsor sayımızı 30'un üzerine çıkaracağız'‘’
Bu yıl altıncı kez düzenledikleri Salomon Cappadocia Ultra-Trail koşusunun destekçi ve sponsor kurum sayısı ile rekor kırdığını söyleyen Argeus Travel & Events’in Sahibi Aydın Ayhan Güney, “Gelecek yıl destekçi marka ve sponsor sayımızı 30’un üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Koşuya 80 ülkeden 2 bin 650 sporcunun kayıt olduğunu kaydeden Güney, şu bilgileri verdi: “Sporcu yakınları ile birlikte hafta sonu boyunca Kapadokya’da 3 bin 500’e yakın oda rezervasyonu yapıldı. Yarışma, bu yıl ilk kez Youtube üzerinden 16 saat canlı yayınlanarak dünyanın dört bir yanında izlendi. Salomon Cappadocia Ultra-Trail katılımcıları, 20 milyon TL’den fazla harcama yaparak bir haftalık dönemde önemli bir turizm girdisi gerçekleştirmiş oldu. Bu organizasyon spor turizminin ülke turizmi için ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ayrıca gerek canlı yayınlar gerekse sosyal medya paylaşımları ile tanıtıma da katkısı oldu.”
Bölge ekonomisine katkı
Patika koşusu ve atletizm dünyasının gözlerinin Kapadokya ve Ürgüp’e çevrilmesini sağlayan organizasyonun aynı zamanda bölge ekonomisine de çok önemli katkılarda bulunduğunu ifade eden Güney şöyle devam etti: “Salomon Cappadocia Ultra-Trail, çok uzun süreli bir hazırlık süreci gerektiren ve yüzlerce insanın aynı uyumda çalışmasına ihtiyaç duyan bir organizasyon. Tüm ekiplerimizle spor organizasyonları deneyimlerimizi sahaya yansıtmaya çalıştık ve katılımcılara en üst seviyede organizasyon deneyimi sunduk. Organizasyona sporcu ve diğer katılımcılarla birlikte 4 bin 500 kişi katıldı.”
‘Kayıt sayımızı yüzde 35 artırdık’
Salomon Cappadocia Ultra-Trail’in, sadece Kapadokya’ya fayda sağlayan bir organizasyon olmadığını anlatan Aydın Ayhan Güney, şunları söyledi: “Özellikle bu yıl Youtube üzerinden gerçekleştirdiğimiz yayınlarla birlikte ülkemizin tanıtımına da büyük katkılar sunduk. Aileleriyle birlikte yurtdışından gelen sporcular, yarış deneyiminin yanı sıra Kapadokya’nın sunduğu tatil fırsatlarını da yerinde gördüler. Bu sayede yurtdışında Kapadokya takipçisi haline gelen büyük bir kitle oluştu. Katılımcı sayısı bakımından elimizde bulundurduğumuz rekorları da geliştirmiş olduk. Bir önceki yıla göre kayıt sayımızı yaklaşık yüzde 35 artırdık. Havayolu ulaşımı ve konaklamada yüzde 100 doluluk sağladık. Oteller, turistik tesis işletmecileri, restoranlar, taksi şoförleri, transfer şirketleri, balon firmaları, hediyelik eşya dükkanları ve yerel esnaf, Salomon Cappadocia Ultra- Trail’in Kapadokya’ya verdiği katkıdan oldukça memnun.”
‘Sporcu sayımızı 3 bin olarak hedefledik’
Salomon Cappadocia Ultra-Trail 2020 için şimdiden çok heyecanlı olduklarını belirten Aydın Ayhan Güney, şöyle devam etti: “Cappadocia Ultra-Trail 2020 için isim sponsorumuz Salomon ile birlikte şimdiden çalışmalarımıza başladık. Gelecek yıl kayıtlı sporcu sayımızı 3 bin olarak hedefledik. Tabii ki bu rakamlara ulaşabilmek için daha kapsamlı uygulamalara imza atacağız. 3 bin kişinin aynı anda parkurda yarışabilmesi için gerekli çalışmaları yapmalı, bölgenin ve çevre illerin konaklama kapasitesini doğru şekilde planlamalıyız. Kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sponsorlarımızdan ve destekçi markalardan aldığımız destek de bu konuda bizim için cesaret verici.”
Rakamlarla Salomon Cappadocia Ultra-Trail 2019
■ Organizasyona 80 ülkeden 2 bin 650 sporcu kayıt oldu.
■ Kayıt olan sporcuların yüzde 55’ini yabancı sporcular oluşturdu.
■ Organizasyon kapsamında bölgedeki otellerde 3 bin 500’e yakın oda rezervasyonu yapıldı.
■ Salomon Cappadocia Ultra-Trail, ülke ve bölge ekonomisine 20 milyon TL’den fazla katkı sağladı.
‘’Mutlu Erturan: 'Kulüpler, Pazaryeri'nde mağaza açacak'‘’
Spor ve outdoor kategorilerinin, son yıllarda sağlıklı yaşam ve spora artan ilgiyle birlikte dikkat çekici büyüme rakamlarına ulaştığını söyleyen Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Mutlu Erturan, “Spor kategorisi yüzde 70 seviyelerinde büyüme trendi gösterirken, outdoor kategorisi ise kış sezonunun gelmesiyle birlikte yüzde 85 ile oldukça yüksek bir büyüme yakaladı” dedi.
Sitelerindeki sporcu besinleri kategorisinin ise 2017’den bu yana büyüme trendini hiç kaybetmediğini belirten Erturan, şu bilgileri verdi: “Şu anda yüzde 115 ile en çok büyüyen alt kategorilerimizden biri. Spor Giyim tarafı da aynı şekilde bir büyüme trendinde. Müşterilerimize sunduğumuz çeşitliliği artırmak için yeni marka ve modeller her geçen gün platformumuza eklenirken, spor giyim ve ayakkabı kategorileri geçen yıla oranla yaklaşık 2 katı seviyesinde büyüyor.”
Taraftar ürünleri...
Besin takviyeleri ürünlerinin adet bazında en çok talep gören ürünlerden olduğunu kaydeden Erturan, “Hepsiburada besin takviyeleri ile müşteri gözünde güven algısı uyandırıyor. Termos, Mug, Outdoor giyim ürünleri de çok talep gören ürünler arasında yer alıyor” diye konuştu. Taraftar ürünlerinin satışlarıyla ilgili olarak da bilgi veren Erturan, şöyle devam etti: “Taraftar ürünlerinin spor kulüplerinin Pazaryeri’nde mağaza açmaya başlamasıyla birlikte daha da yüksek bir satış ivmesi yakalayacağını öngörüyoruz. Halihazırda görüştüğümüz ve resmi olarak satıcı olacak spor kulüplerimiz var. Yeni sezon formaları ve diğer benzer ürünlerle birlikte eticaretteki taraftar ürünleri kategorisi önümüzdeki günlerde daha da canlanacak diyebiliriz.”
Yüzde 60 büyüme
Hepsiburada’nın bugün geldiği noktada Türkiye ve bölgesinin lider eticaret platformu konumunda olduğunu anlatan Mutlu Erturan, “Geçen seneyi yaklaşık yüzde 35 seviyelerinde olan eticaret büyümesinin çok üzerinde yüzde 60‘lık bir büyüme ile kapadık. Bu sene sonunda kadar da benzer bir ivmeyle bu yüzdenin de üzerinde bir büyümemiz olacak” dedi. 35’ten fazla kategoride, 25 milyonu aşkın ürünle ayda yaklaşık 100 milyonun üzerinde bir trafiğe ev sahipliği yaptıklarını kaydeden Erturan, “Perakende iş modelimizin yanı sıra hayata geçirdiğimiz Pazaryeri iş modeliyle 17 bini aşkın KOBİ, girişimci ve marka platformumuzda müşterilerimize ürünlerini sunuyor” diye konuştu.
‘’"Türk sporuna katkı olarak görüyoruz"‘’
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nın ilk isim sponsoru olan Öznur Kablo’nun Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Balarısı, “Bu sponsorluğumuzu Türk sporuna katkı olarak görüyoruz” dedi.
Mücadele ettiği tüm organizasyonlarda şampiyonluk hedefleyen Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’na sponsor olmaktan gurur duyduklarını söyleyen Öznur Kablo Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Balarısı, “Hayata geçirdiğimiz sponsorluk anlaşmamızın Fenerbahçe’ye ve Türk basketboluna çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” dedi. Türk sporunda lokomotif olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün, bugün 9 farklı branşta yüzlerce sporcusuyla dev bir marka olduğunu vurgulayan Balarısı, “Fenerbahçe, büyüklüğü ve milyonlara ulaşan yapısı ile yapılan hiçbir desteği karşılıksız bırakmaz, biz buna inanıyoruz. Fenerbahçe’ye destek olmak demek uzun vadede Türk sporuna katkı sağlamak demek olduğu için ülkemiz adına da katma değer yaratmayı çok kıymetli görüyoruz” diye konuştu.
‘İş birliği kaçınılmazdı’
Öznur Kablo’nun 1989 yılında İstanbul’da kurulduğunu belirten Balarısı, şöyle devam etti: “Öznur Kablo bugün Çerkezköy’de 110 bin metrekare açık alan üzerinde 70 bin metrekare kapalı alanı olan dört farklı fabrikadan oluşan entegre bir kuruluş. Türkiye’yi Avrupa’da en iyi şekilde temsil eden Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı gibi Öznur Kablo da her geçen gün büyüyen yapısıyla bir dünya markası olma yolunda ilerliyor. Aslında amaçları aynı olan iki markanın bu iş birliği kaçınılmazdı. Ayrıca kadınların, kız çocuklarının sporda başarılı, öncü ve örnek olmaları adına onları desteklemek de bizim için çok kıymetli.”
‘Fenerbahçe güçlü bir değer’
Daha önce Fenerbahçe ile yapmış oldukları sponsorluk anlaşması kadar büyük ve kapsamlı bir anlaşma yapmadıklarını ifade eden İbrahim Balarısı, “Özellikle süper ligde daha küçük kapsamlı desteklerimiz olmuştu” dedi. Balarısı, “Bu iş birliğiyle ana amacımız isim sponsorluğumuzun, önümüzdeki yıllarda daha da kapsamlı şekilde devam etmesi. Fenerbahçe, milyonlarca taraftarıyla toplumdaki karşılığı çok güçlü olan bir değer. Bu sponsorluk bizim için bir gurur kaynağı. Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı isim ve göğüs sponsorluğuna ek olarak futbol tarafında da reklam veren olarak iş birliğimiz bulunuyor” diye konuştu.
‘’'Hedefimiz kadın basketbolunun bilinirliğini artırmak'‘’
Sponsorluklarla aktif yaşamı, sporu ve sporcuyu desteklediklerini söyleyen Herbalife Nutrition’ın Türkiye Genel Müdürü Ediz Haksal, “Pazarlama bütçemizin yüzde 30-35’lik bölümünü spor sponsorluklarına ayırıyoruz” dedi. Doğrudan satış şirketi olarak 90’dan fazla ülkede, aktif yaşam ve sporcu beslenmesi ürünleriyle milyonlara ulaştıklarını belirten Haksal, “Spor yatırımlarına ortak olmak da misyonumuzun bir parçası” diye konuştu. Global bir beslenme şirketi olarak branşlar arasında ayrım gözetmeksizin sporun ve sporcunun her koşulda yanında olduklarını ifade eden Haksal, “Bugüne dek dünya çapında 200’den fazla spor etkinliğine, takım ve sporcuya sponsor olduk. Bu spor dalları arasında futbol ve basketbol gibi popüler branşlar da var, triatlon, dağ bisikleti gibi branşlar da...” ifadelerini kullandı.
Ronaldo’nun sponsoru
Dünya çapında yüzlerce sponsorluk faaliyetine imza attıklarını anlatan Haksal, şöyle devam etti: “En ses getiren sponsorluklarımız arasında Portekiz asıllı ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo ile LA Galaxy takımının sponsorlukları var. Türkiye’de ise 2015-2018 yıllarında Spor Toto Basketbol Süper Ligi’ne destek verdik. Son olarak 2019-2020 sezonunda Türkiye Basketbol Federasyonu ile imzaladığımız anlaşma ile Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nin isim sponsorluğunu üstlendik. Basketbol dışında milli sporcularımız İpek Onaran ve Barış İlhan ile anlaşmamız halen devam ediyor.”
‘En sevilen ikinci spor’
Basketbolun dünyanın en popüler takım oyunlarından birisi olduğunu vurgulayan Haksal, “Çoğu ülkede futboldan sonra en sevilen ikinci spor... Dünya genelinde milyarlarca izleyicisi olan bir tutku sporu” diye konuştu. Son yıllarda basketbolun kadınlar arasında da çok popüler olduğunu ifade eden Haksal, “Biz de Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nin isim sponsorluğuyla, tüm kadınların verdiği mücadele ve başarılardan aldığımız ilhamı anlatmaya çalışıyoruz” dedi.