Ankaragücü ilk maçın getirdiği skor dezavantajından, coşkulu başladığı maçta güzel bir santrfor golü atan formda Ali Sowe ile çabuk kurtuldu. Golün bir başka etkisi de oyunun kontrollü ve Başakşehir'in topa hakim olması oldu. Ancak topa hakim olsa da biraz daha orta sahaya çekilen, savunmayı 3'lü kuran Ankaragücü'nü çözmeyi başaramadılar. Teknik direktörlerin takımları için golden sonraki stratejileri galibiyet golü için risk almaktan uzak olunca ilk yarının temposu da oldukça düşük kaldı.

2. yarıda topa hakim olarak oynayan Başakşehir soyunma odasından Deniz Türüç hamlesi ile döndü. Bu hamle ilk yarıdaki pozisyon üretme sıkıntısını çözdü. Deniz Türüç ortasında Serdar Gürler 61'de golü atarak eşleşmenin ibresini takımına döndürdü. Tolunay Kafkas hemen karşı hamle olarak Zahid ve Emre Kılınç'ı oyuna alırken, Başakşehir avantajlı taraf olmasına rağmen topa hakim olmaya çalışarak oynadı ve baskı yemedi. Son bölümünde Ankaragücü'nde Diack, Başakşehir kalecisi Muhammed'in ikramını geri çevirdi.

Doğru işleri yaptılar

Tolunay Kafkas'ın hamleleri Gökhan Töre ve son olarak Tasos ile devam etti ve maçın son anlarında aldığı riskin karşılığını Tasos'un golü ile aldı. Uzatmalar genelde daha kontrollü geçer, tabi bir taraf büyük bir bireysel hata yapmazsa. İşte o hatayı da, arkadaşlarının tüm çabasının boşa gitmesine sebep olabilecek bir anda Mujakic yaptı. 96'da kendini oyundan attırarak avantajı Başakşehir'e bıraktı. Emre Belözoğlu'nun sona sakladığı hamleleri hamleleri Caner Erkin ve Keny ortak yapımı gol, iyice yorulan Ankaragücü'nün gardını düşürdü. Başakşehir çok zorlanmış olsa da maçın genelinde pozitif işleri daha çok yapan, kulübesi daha geniş ve bireysel hatayı da az yapan taraf olarak turu kaptı ve Fenerbahçe'nin rakibi olmayı başardı.

Ligde konumlarının rahatlığı olan iki takım savunmalarının kalitesizliği, Karagümrük kalecisinin yaptığı iki büyük hata, Bakasetas, Trezequet'nin 11'e dönüşü, Visca'nın doğru pozisyona geçişi ve son olarak Trezequet'nin ben bu takımda kulübede oturmam diye diye bas bas bağırarak oynadığı ilk yarı Trabzonspor için tabelayı iki farklı değiştirdi. Bjelica'nın biraz da takımı tanımak adına mecburiyetten yaptığı denemeleri ile gelen istikrarsızlığa rağmen Trabzonspor'un istekli olması pozitif ayrıntısıydı.

Net fırsat…

2. yarıda da Trabzonspor hücum iştahı yüksek başladı. Bu iştahı taçlandırmaya devam eden Trezequet kariyerine bir hat-trick ekleyerek maçın yıldızı olurken 2-3 net fırsatı kaçırıp aynı zamanda kariyerinin en unutulmaz maçını da oynayabilirdi. Topun daha fazla Trabzonspor'da kalması çok gol yiyen bir takım olmasına rağmen pozisyona girme becerisi yüksek Karagümrük'ün çaresiz kalmasına sebep oldu. Sonuçta sezon genelinin istikrarsızlığına rağmen Trabzonspor Karagümrük maçında stada gelen taraftarlarını buna pişman etmedi. İyi oyun ve hak edilmiş bir galibiyeti bu kötü günde takımını yalnız bırakmayan gerçek taraftarlarına hediye etmeyi başardı.

Galatasaray'ın ilk yarıda kurduğu baskının kahramanı Torreira'ydı. Galatasaray topu her kaptırdığında doğru yerde, doğru müdahalelerle takımının geri koşmasını engelledi ve Sivasspor'u baskı altına almasını sağlayan oyuncu oldu. Hücumda ise Kerem-Icardi ikilisinin iletişimi yeni çıkmaya başlayan çiftler misali oldukça tutkulu ve uyumluydu. Bu birliktelikten sadece 1 gol çıktı, Kazımcan'ın yaptığı bindirmelerde ise genç oyuncu finalleri iyi yapabilse skor çok farklı olabilirdi.

2. yarıya Sivasspor hücumdaki kaderini değiştirebilmek adına James ve Ahmet Musa ile döndü. Galatasaray ise hücum iştahı ilk yarıdaki kadar yüksek olmasa da kontrollü oyunda disiplinden ödün vermediler. Hücumda Mertens ve Rashica'nın etkisiz oluşlarına rağmen İcardi kontrollü oyunda bile iş yapmaya devam ederek problem olabilecek işi yine çözdü.

Bir adım kaldı

Boey ortasında Icardi vurulabilecek tek yere vurdu ve Ali Şaşal hatası ile golü buldu. Galatasaray son düzlükte hem sakin kalmayı, hem çok iyi hücum etmeyi hem de rakibine pozisyon vermeden kazanmayı başardı. Maçın yıldızları Torrera ve Icardi oldu. Sonuçta şampiyonluğa sadece 1 adım kaldı. Açıkçası Icardi'nin bu form durumu ile bu iş derbiye kalmaz gibi gözüktü. 

Trabzonspor'da denemelere devam eden Bjelica 5'li savunmada bu sezon ilk kez Visca'yı bek, Eren'i sol stopere çekerek başladı maça... Arda'nın yeteneği Batshuayi'nin bitiriciliği ile birleşince, kalabalık savunmaya rağmen golü kalesinde gördü. Fenerbahçe dengeli oyun içinde birkaç pozisyon üretmesine rağmen Valencia bitiremeyince skor değişmedi. Trabzonspor denemelerinde de Larsen beceriksiz davranıp, Hamsik de İrfan Can'ı geçemedi. Fenerbahçe'de özellikle Rossi'nin ezdiği toplar, gol için yakaladığı fırsatlarda yaptığı yanlış seçimler dikkat çekiciydi.

2. yarıya Fenerbahçe çok iyi başladı. 'Bu güneşe kar dayanmaz' misali duran top ya da akan oyunda gelen ataklara Uğurcan bir yere kadar direndi. Zajc'ın yaptığı ekstra işler Peres golü ile taçlandı ve Fenerbahçe son yarım saate iki farklı girmeyi başardı.

Bjelica eksik olan kaliteye Gbamin, Trezeguet, Gomez ve Bardi'yi aynı anda alarak müdahale etti. Ancak Fenerbahçe rüzgarı daha da şiddetlendi. Harika paslaşmaların sonunda Valencia müthiş bitirerek, fişi çekti. Trezeguet'in yaptırıp attığı gol, Trabzonspor için bir teselli olmaktan ileri gitmedi. Fenerbahçe bu sezon ilk kez büyük maçı layığıyla hem iyi oynadı hem de oyunu tabelaya yansıtmayı başardı. Son olarak Arda'yı izlerken aklımda genelde hep aynı soru oluyor. Sezonun ilk yarısında da sürekli oynasaydı, Fenerbahçe büyük maçlarda başka bir şey oynar ve kaç puan fazla alırdı?

Fenerbahçe’de sezonun kalan bölümündeki ruh hali, kendisinden önce oynayacak olan Galatasaray’ın alacağı sonuç ile orantılı olacaktır. Her ne kadar Trabzonspor maçları çok farklı bir motivasyonla oynansa da taraftarın, Galatasaray’ın kazanması halinde bu maça daha kırılgan hatta tepkili gelme ihtimali de yüksek. Takım içerisinde motivasyonu hâlâ güçlü oyuncuları seçip bir başlangıç 11’i yapmak Jesus için en önemli detay.

Futbolda hedef bitmez

Taraftarın sevdiği, izlerken keyif aldığı, hata yaptığında tepki değil destek verdiği oyuncuları seçmek hem maçın hem de şu an ki durumun anahtarı. Trabzonspor bu kadar kırılgan ve istikrarsız bir sezon geçiriyorken maça iyi başlamak, öne geçmek çok değerli olabilir. Ne olursa olsun henüz büyük maç performansları ne oyun ne de skor olarak iyi olmayan Fenerbahçe için, yine sonu ne olursa olsun Galatasaray derbisinden önce bir büyük maç kazanmak ekstra bir moral ve güven kazandıracaktır. Futbolda hedef bitmez, Fenerbahçe için de sezonun kalanında her maçı kazanmak şu an için başarıldığında camiayı mutlu edebilecek tek şey.

Çok değil nokta transfer

Üstelik bu maçların içinde Trabzon ve Galatasaray gibi iki büyük takım da varsa. Tabii Fenerbahçe ya da tüm takımlar için değişmeyen gerçekler de bana göre bu dönemde hazırlığı yapılması gereken şeyler. İç transferde Valencia ve Zajc gibi isimlerin yanı sıra, Jesus’un gitmesi halinde kendi yaptırdığı ve takıma hiç katkısı olmayan transferlerden zarar etmeden ayrılmak da bir mecburiyet. Yeni sezon için strateji çok transfer değil yerinde ve futbolu gerçekten bilen danışmanlar ile nokta transferler yapmak olmalı.

Galatasaray için Fenerbahçe'nin yaşadığı kayıp ve Başakşehir'e kupada elenmek, biraz daha kontrollü bir oyun başlangıcı getirdi. Yine de bu kontrollü oyunun Kerem, Oliviera, Mertens ve Torreira ile getirdiği fırsatlar biraz Başakşehir savunması, biraz da Muhammed'in doğru yerlerde bulunması ile golü getirmedi. Başakşehir ilk bölümden sonra topla biraz daha fazla oynayınca ve Mertens, Kerem, Rashica aynı anda vasat oynayınca pozisyon bulmak daha zor oldu Galatasaray için.

İkinci yarıda farklı oyun

Maçın ilk yarısının uzatmalarında Deniz Türüç hatası ile gelen penaltı İcardi'nin golü ile sonuçlanınca skor tabelası değişmiş oldu. Başakşehir 2. yarıya biraz daha fazla adamla öne çıkarak başladı. Golün güven ve daha iyi oyun getirmesi gerekirken rahatlık seviyesi yüksek olunca Galatasaray tedirgin, Başakşehir gole yakın bir oyun oynadı. Bu bölümde Kazımcan'ın ters vuruşunun direğe çarptığı pozisyon Galatasaray için şans anı oldu.

Doğru hamleler

Başakşehir'in pas trafiği artınca son bölümde Zaniolo ve Midtsjö hamleleri geldi. Bu hamlelerle Galatasaray oyun olarak da tempo olarak da maça geri döndü. Ancak gol için Abdülkerim ile gelen denemeler sonuçsuz kaldı. Sezonun bu bölümü için oyun değil skor önemliyken Galatasaray attığı golün kıymetini bilerek sezonun en kritik virajını dönmeyi başardı. Maçın en iyisi de bana göre sahanın her bölgesine basan, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile Torreira oldu.

Genelde düşme potasında bulunan takımların direnci erken bir golle düşer ancak Giresunspor penaltıdan yediği gole rağmen Fenerbahçe'yi istediği oyuna uydurdu. Fenerbahçe'nin kaliteli isimleri, başta Arda olmak üzere topu bir parça ayaklarında tutamayınca iki taraf da çok çabuk rakip kaleye gittiler. Gole kadar etkili Fenerbahçe, öne geçtikten sonra pozisyona girme konusunda üstünlüğü Giresunspor'a bıraktı. Sainz ve Bajic denemelerinde ise hem beceri eksikliği hem de İrfan Can kurtarışları ile Fenerbahçe soyunma odasına Batshuayi'nin penaltı golü ile avantajlı gitmeyi başardı. 2. yarı topu daha çok ayağında tutmaya çalışan Fenerbahçe, Giresunspor'un temposunu biraz da olsa düşürmeyi başardı. Jesus'un son yarım saate girerken yaptığı hamlelerle hücumdaki problemi çözme çabası Zajc ile pozisyon getirse de Ferhat, kurtarışı ile takımını oyunda tuttu.

Belki de ligde tutacak

Szalai'nin bireysel hatasının devamında Bajic enfes bir gol atarak son bölümde takımını maça tekrar ortak etti. Jesus son bir hamle ile son bölüme biraz da risk alarak King ve Pedro ile girdi. Ancak sezonun 2. yarısından itibaren sadece Jesus'un inandığı ancak şampiyonluk oyunundan uzak Fenerbahçe bu sefer elinde bu tip maçları çevirebilecek özel oyuncuları da devreye giremeyince çok kritik bir puan kaybı daha yaşadı. Giresunspor ise belki de ligde kalmasını sağlayacak bir puanı almayı başardı.

Maxim ve Welinton gibi oyuncular için gelecek sezon Beşiktaş kadrosunda olabilmek adına önemli şanslardır sezonun bu bölümündeki maçlar. Ancak mecburi rotasyonda şans bulan bu iki oyuncunun vasat kalışının yanı sıra maçın ilk yarısında Antalyaspor'un presini kırabilecek kadar çabuk düşünebilen, iyi konsantre olmuş bir Beşiktaşlı oyuncu da yoktu. Antalyaspor'un dönen topları daha fazla kazandığı ilk yarıda Fernando ortasında Ömer Toprak ile bulduğu gol adeta Beşiktaş'ın bu kötü oyununa kesilmiş bir ceza oldu.

2. yarıya Şenol Güneş, Onur Bulut'u sağ öne atıp, Redmond'a serbestlik tanıyarak başladı. Akan oyunda yine Beşiktaş etkisizdi ama derbide olduğu gibi duran toptan golü buldu. Masuaku ortasında Aboubakar beraberliği getirdi. Ancak gole rağmen Beşiktaş bir türlü rüzgarı arkasına alamadı. Özellikle Rodmond'un etkisizliği ve kulübede bu tarz bir oyuncu olmadığı için üretkenlik sorunu çözülemedi.

Büyük takım santrforu!

Son bölümde Bünyamin'in bariz gol şansını engelleyerek atıldığı frikik karambolünde maçın etkisizlerinden Cenk Tosun golü yapmayı başardı. Oyuna sonradan giren Tayfur Bingöl etkisi ilk golden sonra ikinci Aboubakar golünde bir kez daha hissedildi ve Beşiktaş sezonun en kalitesiz oyunlarından birini oynamasına rağmen Antalya deplasmanını kayıpsız geçmeyi başardı. Maçın yıldızı Aboubakar kazanma arzusu, güçlü fiziği ve bitiriciliği ile adeta büyük takım santrforu böyle olur dedirtti.