‘’Icardi ve Muslera...‘’
Molde’nin golle başlayabilmek adına hücum iştahı yüksek başlangıcına İcardi’nin cevabı çabuk geldi. Kalitesi hücum bölgesinde gol bulmaya yetmeyen Molde’ye, kazandırdığı penaltı ve attığı golle futbolda yıldız oyuncunun önemini hatırlattı İcardi. Torreira’nın dönüşü ve rotasyondan gelen Kerem Demirbay ile enerjik bir orta saha ile oynayan Galatasaray ilk maçtaki kadar pas yapma şansı vermese de Molde zaman zaman orta sahayı çabuk geçerek 3-4 tane gol olabilecek fırsatlar buldu. Ama futbolun altın kuralı atan ve tutan meselesi Galatasaray’dan yanaydı ve İcardi’den sonra Muslera da sahne alarak Galatasaray’ın İcardi ile ikiye katladığı avantajını korumasını sağladı.
Molde pes etmedi
İkinci yarıya Galatasaray tempolu başladı. Boey ve Angelino’nun savunma performansı Torriera’nın temposu ve İcardi’nin istasyon olarak yaptığı doğru paslarla daha iyi bir oyun oynarken, kaybedecek birşeyi kalmayan Molde 66’da golü buldu. Maçın son bölümü bu gol ile stresli geçti. Pas kalitesi ve dayanıklılığı iyi bir takım olan Molde tehdit etti, Muslera ve savunma bloğu direndi. Angelino uzatmalarda son düdük gelmeden frikikten attığı gol ile Galatasaray’ın adını Şampiyonlar Ligi’ne yazdırdı. Maçın ve turun kahramanları ise kesinlikle İcardi ve Muslera oldu.
‘’Çok daha baskın olacak!‘’
Galatasaray şampiyonluğunun karşılığını en değerli kılacak Şampiyonlar Ligi’ne kalmak için sadece 1 maç daha daha oynayacak. İlk maçta zeminin ve deplasmanın etkisi ile oyun olarak biraz zorlanmış olsa bile yıldızı Icardi ile maçı çözmeyi başardı. Rövanşta ise iç saha etkisi ile Molde’den çok daha baskın bir maç oynayacağından, hatta ilk maçın avantajını unutarak işi sıkı tutacağından da eminim.
Gruplara kalmanın getirisi, grupta toplanacak puanların karşılığı ücretler düşünüldüğünde Galatasaray Yönetimi’nin harcadığı paraların sportif başarı için risk almaya değer olduğunu görmek zor değil. Galatasaray maç kazanırken, yıldız oyuncularının arttırdığı forma satışları, Şampiyonlar Ligi’nin avantajı ile anlaşılan sponsorlar ve bu takımın izlenmeye değer oluşu ile tüm maçların kapalı gişe oynanması gibi maddi anlamda elini rahatlatabilecek birçok avantaja sahip.
Özlenen başarı...
Artık futbolumuzda paran olduğu kadar parayı harcarken doğru hamleleri yapabilmek adına vizyona da sahip olman şart. İşte Galatasaray Yönetimi bu işi çok iyi başardı. Bir mucize olmazsa Şampiyonlar Ligi için potansiyelini zorladığında ses getirebilecek bir kadroyu bir araya getirdi. İnşallah özlediğimiz Avrupa başarılarını aynı heyecanla yaşatmak Fatih Terim’den sonra Okan Buruk’a da nasip olur.
‘’Bu kadroyla zor‘’
Trabzonspor’da yeni ama çok kaliteli olmayan transferler ile elde kalan oyuncuların havasını kaybetmesi adeta ilk yarıda oynanan oyunun habercisiydi. Trabzonspor oyunun en önemli ayrıntılarından biri olan savunmaya geçişte problemler yaşadı. Rizespor 2 attı, 4 de atabilirdi. Trabzonspor hücuma geçişte zorlanan, ceza sahasına girdiğinde finalleri yapmakta kalitesiz ve formsuz olunca birkaç Bakasetas denemesinde de golsüz, kısacası etkisiz kaldı. İkinci yarıya Bjelica ilk yarının fasolu oyuncusu Larsen ve etkisiz Tekliç’in yerine Fountas ve Mehmet Can Aydın’la geldi. Oyunu rakip sahada oynamaya başladı. Fountas ilk denemeleri ile hazır bir oyuncu olduğunu hissettirdi. Eren’in bindirmesi ile gelen penaltı ve Bakasetas golü ikinci yarıdaki istekli başlangıcın karşılığı oldu.
Cezayı kestiler
Ancak Rizespor, Trabzonspor’un kaptırdığı toplar sonrası savunmaya geçişteki ağırlığına Benhur’un attığı gol ile bir kez daha değerlendirdi, cezayı kesti! Bjelica, Enis ve Ömür ile tekrar hamle yaptı ama bana göre Visca’yı çıkarması yanlış karardı. Bu değişikliklere rağmen Trabzonspor, Rize’ye pozisyon vermeye devam ederken, hücumda her geçen dakika telaş arttı. Enis Destan, Bardhi ortasında kafa ile golü buldu. Ancak bu gol geri dönüş için yeterli olmadı. Maçın iyileri Zeqiri ve Benhur’du. Trabzonspor için oluşturulan kadroya bakınca bu sezon bu tip maçlardan çok fazla oynanacağı bir gerçek gibi.
‘’Icardi etkisi!‘’
Galatasaray, Molde ile arasındaki kalite farkına rağmen maça kötü başlayınca ilk 20 dakika oldukça sıkıntılı geçti. Dönen topları kazanan Molde, Galatasaraylı oyuncular savunmaya geçişte ağır kalınca çabuk paslarla Galatasaray kalesine olması gerekenden çok gittiler. Bu bölümden sadece bir gol çıkarmaları biraz Muslera biraz da şansımızdan kaynaklandı. Bu sıkıntılı oyuna ilk isyan eden Yunus Akgün oldu. Galatasaray’ın en hareketli oyuncusu Yunus’un kazandırdığı frikik biraz da şans yardım edip Oliviera vuruşunda gol olunca ibre tersine döndü. Icardi top nereden, nasıl, hangi şiddetle gelirse gelsin hepsine en iyi vuruşu yapabilecek kalitede bir oyuncu olduğunu ispat edercesine attığı gol ile ilk yarının sonunda oyun çok iyi olmasa da takımını soyunma odasına galip gitmesini sağladı.
Buruk golü bekledi!
Okan Buruk kötü oyuna rağmen orta sahayı güçlendirmek için harika bir organizasyon sonucu yediğimiz Haugen golünü bekledi. Fakat Kerem Demirbay ile başlayan hamleler oyunun ve skorun kaderine etki etmedi. İkinci yarının neredeyse tamamı Molde’nin arayışları ile geçerken Galatasaray daha kontrollü ve savunma displinini elden bırakmadan oynamayı tercih etti. Sanki elimizde İcardi var ve her tür problemi çözeceğinden eminmiş gibi rahattı Galatasaray. Ve İcardi yine beklentileri boşa çıkarmadı. Muslera başta olmak üzere arkadaşlarının direnişlerini uzatmalarda yaptığı ekstra asist ile taçlandırarak Mitsdjö’ye golü attırdı. Galatasaray belki yüzde 50 performansla oynadığı Molde deplasmanında İcardi’nin aldığı her kuruş helal dedirten performansı ile kazanarak Şampiyonlar ligi yolunu kolayladı. Geriye yüksek konsantrasyonla oynanaması gereken tek bir 90 dakika kaldı.
‘’Pozisyon vermeden kazandı‘’
Galatasaray çabuk savunmaya geçen Trabzonspor’a karşı pozisyon bulmakta zorlandı ilk bölümde. Oyunu rakip sahada oynamasına rağmen kazandığı toplarda ilk pası yavaş ya da yana oynadığı için pozisyona da giremedi. Fakat imdada Torreira yetişti. Trabzonspor’un geriden oyun kurmaya çalıştığı bir an da Bakesetas’a yaptığı baskı ile topu çalan Torrera, asisti yapan Kerem ile birlikte Icardi’nin attığı golün kahramanlarından oldu. Trabzonspor hücümda birbiri ile uyumsuz oyunculardan kuruluydu. Galatasaray’ın yaptığı pres etkili olunca haddinden fazla Uğurcan’a geri pas yapan Trabzonspor uzun attığı toplarda forvet hattının boy ortalamasının 1.70 den fazla olmayışı yüzünden duvara çarpmış gibi geri döndü. Maç tempolu, az pozisyonlu ve keyifsiz bir ilk yarı ile geçti.
Gücü yetmedi
İkinci yarıda da başlangıç iyiİkinci yarıda da başlangıç iyi olmadı. Galatasaray hücum ederken aceleci olmayınca 2. gol gelmedi, Trabzonspor’un ise Trezeguet de sakatlanınca gücü yetmedi. Bu bölüm, Yunus’un kaçırdığı pozisyon hariç aksiyonsuz geçti. 2 tarafın son bölümdeki hamleleri Galatasaray’a direnç kazandırırken, Trabzonspor yerinde saydı. Galatasaray’ın büyük oyuncusu yine bir büyük maçın büyük oyuncusu oldu ve finali enfes bir gol ile yaptı. Bol faul, zaman zaman artan tempo, pozisyon bakımından kısır, hata yapanın kaybettiği bir büyük maçı Galatasaray Trabzonspor’a pozisyon vermeden kazandı. Maçın öne çıkanı Torreira olurken, Trabzonspor için kadro kalitesinin ve genişliğinin çok eksik olduğu ortadaydı.
‘’Şampiyonluk için takviye şart‘’
Trabzonspor için sezona başlayan 11’de sadece 2 oyuncu olması, orta saha ve forvet hattının birlikte oynama pratiklerinin çok olması avantaja dönüştü maçın ilk yarısında. Akan oyunda Bakasetas ve Umut Bozok fırsatları kaçırmış olsalar da Abdülkadir Ömür’ün kornerinde golü yapan Denswil, takımının ilk yarıda oynadığı üstün oyunun karşılığını da tabelaya yansıtmış oldu. Bu devrede dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise Trabzonspor’un savunmaya geçişleri hızlı yaparak Antalyaspor’a pozisyon vermeyişiydi. 2. yarıya Bjelica, Visca-Bardhi değişikliği ile geldi. Bu değişiklikle beraber Trabzonspor’un hücum iştahı, kalitesi ve temposu her geçen dakika düşmeye başladı. Antalyaspor bu düşük tempoda özellikle Erdoğan ile puan alabilmek adına en önemli şansını kaçırdı. Görünen o ki Trabzonspor 11’i ile yedek kulübesinden gelecek oyuncular arasında belli bir kalite farkı olduğuydu.
Geç olmadan...
Yine de ilk yarım saatte oynanan oyun ve gol, güç kaybetmiş gözüken Antalyaspor’a karşı yeterli oldu ve galibiyet geldi. Ancak geçtiğimiz sezona göre yönetimin yaptığı hamleler Trabzonspor kadrosunda bir farklılık yaratmamış. Maxi Gomez kafasında Trabzonspor’da oynamak gibi bir durum yokmuş gibi durduğundan Bjelica maça Umut Bozok ile başlamış. Umut iyi futbolcu mudur, evet, Trabzonspor’un 1. santrforu olabilir mi, hayır. Son olarak Trabzonspor çok kaliteli santrforu olmadan şampiyonluk yarışında olabilir mi, kesinlikle hayır. O zaman transfer dönemi bitmeden, çok geç olmadan yönetimin bu takıma biri üst düzey bir forvet olmak üzere 2-3 takviye daha yapması şart. Tabi kafalarında şampiyonluk varsa
‘’Sakin ve kararlı‘’
Galatasaray belki belirlemek için biraz daha zamanı olduğu ideal kadrosunun çok önemli parçalarından yoksun çıktı sahaya. İlk yarıda zaman zaman hücumda kaliteli oyuncularının eksikliğini hissetti. Savunmada Galatasaray’ı hazırlıksız yakalama planları yapan Zalgiris’in tuzaklarına neredeyse hiç düşmedi. Mertens’in üretkenlik problemini Kerem Aktürkoğlu’nun kornerinden attığı nefis gol ile çözmesi de Galatasaray için rahat geçen ilk yarının ödülü oldu. 2. yarıya Okan Buruk, Zalgiris’in daha geniş alanda oynayıp, hücuma daha çok adamla gelme ihtimali ile Yunus hamlesi ile geldi. Bu hamle ile Galatasaray hücumları ilk yarıdakine nazaran daha akıcıydı. Yunus Barış Alper’den daha iyi bir kenar, Barış Alper de Halil’den daha iyi bir santrfor seçeneği olduklarını gösterdiler.
Muslera tecrübesi...
2. gol için Berkan, Mertens, Kerem ile yakalanan fırsatlar kaçınca Zalgiris maçın son anlarına kadar oyunun içinde kaldı. Ancak Galatasaray oyun disiplininden hiç taviz vermedi. Çok ekstra bir sürate sahip Oyewusi’nin kendi çabası ile götürdüğü ve Muslera’nın tecrübesini konuşturarak çıkardığı pozisyon haricinde de rakibine şans tanımadı. Henüz bu takıma seviye atlatacak yıldızlar sahne almasa da Galatasaray sakin ve kararlı görüntüsü ile haklı bir galibiyet aldı. Maçın yıldızı ise jeneriklik bir gol ile turu getiren Mertens oldu.
‘’Rahat galibiyet‘’
Daha maçın 10 dakikasında önemli 2 gerçek belli oldu. İlki Tadiç’in maçın yıldızı olacağı, ikincisi de Fenerbahçe’nin kendi sikletinde bir takımla oynamadığı ve maçı rahat kazanacağı. Yine de her bölgesinde yeni isimlerin olduğu, özellikle forvet hattının adeta yeniden dizayn edildiği Fenerbahçe’nin iştahlı görüntüsü ve pek de uyum sorunu yaşmayacağı attığı goller ve hücum organizasyonlarıyla hissedildi. Enfes bir Ferdi golü, Kent ve Tadiç’in etkisi ile skor ilk yarıdan 2-0’a a geldi.
Önemli işaretler…
İkinci yarıda Fenerbahçe işi şova dönüştürdü. Özellikle sol kenarı harika işleyen Ferdi Kadıoğlu, Tadiç’le birlikte maçın yıldızı Dzeko ağırlıklarını koydular. Mert Hakan, Szymanski de ayak uydurunca skor artmaya devam etti. Fenerbahçe yenilenen ‘dna’ları ile rahat bir galibiyet aldı. Ancak bu galibiyet sezonun geneli için önemli işaretler veriyor mu desen, hayır. Ancak bazı önemli başlıklar atılabilir. Futbol iyi futbolcularla oynanır, Tadic ve Dzeko Fenerbahçe için çok doğru isimler. İlk resmi maç olmasına rağmen temposunu maçın geneline yayması lig için değerli, kaliteli ve alternatifli kadroyu iyi yönetebilirse İsmail Kartal başarabilir.